Anlatmalar (destanlar,efsaneler,halk hikayeleri,masallar,fıkralar vb.)

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Anlatmalar, destanlar,efsaneler,halk hikayeleri,masallar,fıkralar vb.

EFSANELER

ALİ İLE KEZBAN EFSANESİ

Bir zamanlar Uşak civarında yaşayan varlıklı bir ailenin Kezban adında bir kızı vardır. Çobanlık yapan Ali dağ eteklerinde sürü güderken bir gün Kezbanı görür. Çoban Ali ondan sonra Kezbana vurulur. Ali yıllarca sevdasını saklar durur. Artık dayanamaz hale gelir. Var git ana Kezbanı babasından iste der annesi oğlunun kıramaz varır beyin evine muradını söyler. Bey kızar oğluna söyle …….yüksek dağların başı dumanlı olur baş döndürür. Başını yükseklerde gezdireceğine dağın eteklerinde sürüsünü gütsün dengini bulsun der.

Bu hal üzerine Ali’de Kezban da derinden yaralanmışlardır. Neticede kaçmaya karar verirler gece yarısı bir pınar başında buluşurlar. Bu adara beyin adamları pusu kurmuşlardır. Orada ikisinide vururlar.

DİKİLİTAŞ EFSANESİ
Vaktiyle Uşak İlinin Banaz İlçesi yakınındaki Ayrancı Köyünde çocuklu bir kadın yaşarmış, bu kadının evi köy dışındaki bir tarlanın ortasındaymış,tarlanın civarında tek tek evler varmış bir gün bu kadın yufka açıyormuş,tam o vakit kadının çocuğu ağlamaya başlamış bunu gören kadın çocuğuna doğru uzanarak neden ağladığına bakmış ve çoçuğun altına pislediğini görmüş yerinden kalkıp bez almayı üşendiği için çocuğunun altını açtığı yufkalardan biriyle temizlemiş. Tam bu sırada annesi de çocukta oracıkta taş oluvermişler. Şimdi bu olayın geçtiği yer Dikili taş mevkii olarak bilinmektedir.

FIKRALAR

ALLAHIN İŞİ BAKKALIN TAŞI

Köylünün biri Uşak’a gitmiş. Burma Camiinin karşısındaki bakkaldan bir şeyler alacakmış.Bakkal köylünün aldıklarını kilo yerine teraziye taş koyup taşla tartıyormuş. Köylü sormuş :
-Senin dirhemin yok mu? Neden taşla tartıyorsun.Demiş.
-Sus…sus…çarpılırsın. Allahın işine cami karşısındaki bakkalın taşına karışılmaz. Demiş.

DAĞIN TAŞIN KURDUN KUŞUN KIYMETİNİ BİLELİM
Çok eski zamanlarda Yörük Uşak’a inmiş. indiğinde Uşak’taki lokantaların çoğu kapalıymış. Nedenini sormuş.
-Ramazan geldi…..demişler
Yörüğün ramazanla, kurbanla ilgisi yokmuş. Aç acına yaylasına geri dönmüş.
-Amanın dostlar….yaylamızın kıymetini bilelim Uşak’a Ramazan deye biri gelmiş ortalığı kırmış geçirmiş. Açık tek bir aşçı dükkanı bulamadım. Açlıktan öldüm. Sis siz olun Ramazan gelince Uşak’a gitmeyin. Şu yaylamızdaki kurdun,kuşun,dağın,taşın kıymetini bilelim. Demiş.

VALİ BEY BENDEN SONRA GELİR
Vilayette çalışan memuru herkes tanır. Sürekli takılırlarmış. Memurda hergün bir fıkra uydururmuş. Günlerden bir gün
-Bu vilayette Vali bey benden sonra gelir.Demeye başlamış. Bu sözü sabahları günaydın yerine kullanmaya başlamış. Söz sonunda Vali beyin kulağına gitmiş. Vali bey sormuş.
-Söyle bakalım bu vilayette Validen önce kim gelir.Demiş
Memur
-Ben efendim diye yanıtlamış.
Vali
-Ne demek o. Diye sinirlenirken yanıtını da almış
-Efendim siz saat onda, on otuzda teşrif buyurursunuz. Ben ise sizden önce saat dokuzda vilayete gelirim.Demiş.
 
Üst Alt