Anka Gibi!

Deruni

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Eylül 2012
Mesajlar
488
Tepkime puanı
1
ankakusu.jpg



Aşk ateşinin yaktığı gönüller, kendi küllerinden tekrar doğar. Tıpkı Anka gibi...
Aşkın yaktığı gönüllerin küllerinden doğanlarsa, Hz. Meryem'in (as), Hz. İsa'ya (as) gebe kaldığı gibi, Hz. İnsan'a gebedirler. Ne zaman ölmeden önce ölürler, ancak o zaman gerçek anlamda özgürleşirler ve ancak o zaman Hz. İnsan'ı doğurabilirler. Bir bedeldir bu. Belki de nazlı bir Yâr'in muradı...

Bir yol vardır, bir de yolcu. Bir yolculuktur bu. Nasıl başlar bilinmez. Bilen söylemez. Söyleyemez. Herkesin Sırr-ı Cân'ı kendinedir. Parmak izleri bile uymaz birbirine, daha açık kanıt mı vardır?.. Burada gizlidir Sırr-ı Cân'ın sırrı. Çünkü Yâr kişiye özeldir. Bilene de özeldir. Bilmeyene de...

Hakikat'in çokluğundan birliğine, birliğinden çokluğa erenlerdir âşık olanlar. Âşık olanların özlerindeki hamur, Âlemlerin Sultanı'na (sav) yakındır. Fakat yakın olduklarından değil, yola talib olduklarından Aşk'a varırlar. Talib oldukları için âşık olurlar. Her talib âşık olamaz amma her âşık talib olanlardandır...

Kimsenin görmediğini görürler. Kimsenin görünmediğine görünürler. Peki ya görünenler, bizim gördüğümüz müdür?.. Ne diyordu Yunus Emre hazretleri (ks.)? "Ete kemiğe büründüm; Yunus diye göründüm." Gördüğümüz emanetten öte değildir. Bu yüzden görevimizdir Emin'lik makamına varmak!..

Ah... Fazla konuştuk gene. Emanet bile ağır geldi bu âcize. Cümleler boğazımızda düğümlendi. Sussun diye köpeğin önüne kemik atıldığı gibi, Rabb'imiz de bir şeyler veriyor bize. Fazla konuşmasın diye!.. Şimdi dinleme zamanıdır. Haddin bilme zamanıdır. Gözyaşı zamanıdır.

Madem konumuz "AŞK" idi. Duamız da "AŞK OLSUN!.." efendim.
Belki sizlerin hatırına, bizde "İnsan" oluruz...


Alıntı...kgüll..,
 
Üst Alt