Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
İslam ve Osmanlı Tarihi
Osmanlı Tarihi
Anadolunun kapısını müslümanlara açan büyük İslâm kahramanı SULTAN ALPARSLAN
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 15574" data-attributes="member: 3"><p><strong>Anadolunun kapısını müslümanlara açan büyük İslâm kahramanı SULTAN ALPARSLAN</strong></p><p></p><p style="text-align: center"><img src="https://www.sevde.de/Tarihe_san_ver/Alpaslan.JPG" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p> <p style="text-align: center"></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-size: 12px">Üzerinde yaşadığımız bu cennet vatanı bizlere armağan eden büyüklerimizden birisi de Sultan Alparslan'dır. İslâmın bu bahadır evlâdı Malazgirt'te kalabalık Bizans ordusunu perişan ederek Anadolu'nun kapısını Müslümanlara açmıştır. Fetih ordusu da açılan bu kapılardan tekbirlerle girmiştir ve her karışını kanlarıyla sulayarak kendilerine yurt edinmişlerdir...</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Selçuklu Devletinin ikinci büyük hükümdarı olarak tahta geçen Sultan Alparslan 20 Ocak 1029'da doğmuştur. Küçük yaşlardan itibaren babası Çağrı beyin yanında muharebelere iştirak etti. Cenk meydanlarında kılıç sallayarak yetişti. Babasının sağlığında iken mert ve mahir bir kumandan olarak tanındı. Bizzat kumanda ettiği orduyla birlikte pek çok savaşlara katıldı ve zaferler kazandı. Çağrı Bey, henüz sağlığında oğlu Alparslan'ı Horasan tahtına veliaht tayin etmişti. Çağrı Bey 1060'ta vefat edince Alparslan Horasan valisi oldu. </span></span><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span> <span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Alparslan, amcası Tuğrul Beyin 7 Eylül 1063'te evlad bırakmadan vefat etmesi üzerine, 7 Aralık 1063'te Selçuklu Beyleri tarafından tahta çıkarıldı ve kendisine biat edildi. Kısa zamanda bütün Selçuklu beyleri ve Tuğrul Beyin veziri El-Kunduri de Alparslana biat etti (bağlılığını bildirdi). 27 Nisan 1064 günü Halife Kaim bi Amrillah'ın da hazır bulunduğu bir mecliste cülus merasimi yapıldı ve Alparslan sultan ilan edildi.</span></span><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span> <span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Alparslan ilk icraat olarak, asayişi temin etti. İsyanları bastırdı. Devlet teşkilatına ve orduya çeki düzen verdi. Akabinde de fetih harekâtına başladı. 1064'te bir Hıristiyan krallığı olan Gürcistan'ı fethetti. Kars'ı ve Ani'yi aldı.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Devleti için Bizanslıları devamlı bir tehdit unsuru olarak gören Alparslan, düşman üzerlerine gelmeden önce düşmanın üzerine gidilmesi yolunu seçti ve namlı kumandanlarını Anadolu'ya akınlara gönderdi. Bunlardan, Gümüş Tekin, Afşin ve Ahmed Şah Anadolu içlerine daldılar ve Bizans ordularını bozguna uğrattılar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Afşin Bey 1067'de Malatya civannda çok kalabalık Bizans ordusunu bozguna uğratmış, Kayseri'yi fethederek Orta Anadolu'ya kadar ilerlemişti.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Afşin Bey 1069 senesinde de Anadolu'da Bizans ordusunu bozguna uğratarak akınlara devam etmiş ve Ege sahillerine kadar ilerlemiştir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Alparslan, Kutalmışoğlu Süleyman Şah'a da Anadolu'nun fethini emretmişti. Bu namlı kumandan aldığı emir üzerine süratle Anadolu'ya dalmış ve fetih harekatlanna başlamıştı.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Selçukluların Anadolu'da üst üste kazandıkları zaferlerden ürken Bizanslılar, kesin netice almak için büyük bu ordu hazırlamışlardı. İki yüz bin kişilik bir büyük ordunun başına imparator Romanos Diogenes geçmişti. Niyetleri Müslüman Türkleri Anadoludan çıkarmak, hatta bütün Selçuklu topraklarını ele geçirerek bu devleti ortadan kaldırmaktı. Bu niyetle yola çıkmışlardı ve kendilerinden de son derece eminlerdi. Böyle kalabalık bir orduya kimsenin karşı koyamayacağını zannediyorlardı.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Bizans ordusu şarka doğru ilerlediği esnada Alparslan Halep civannda bulunmaktaydı. Niyeti, bütün Suriye'yi fethetmekti. Bizanslıların Anadolunun doğusundaki yerleri ele geçirip Azerbaycan'a girmek maksadıyla ilerlediklerini haber alınca ordusunun bir bölümünü Suriye'nin fethi için bırakıp kalan 54 bin kişilik kuvvetle süratle yola çıktı. Fırat'ı geçip, Diyarbakır yoluyla Ahlat'a doğru hareket etti. Bu esnada Bizans ordusu Malazgirt'e gelerek kaleyi ele geçirmişti.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Sultan Alp Arslan, Buharalı İmam Muhammed Bin Abdülmelik'in tavsiyesi üzerine muharebeyi Cuma gününe denk getirmişti. 26 Ağustos 1071 Cuma günü bütün İslam beldelerinde ve Malazgirt ovasında kılınan Cuma namazında halifenin gönderdiği şu hutbe ve dua okunmuştur:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> </span></span><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">"Allahım! İslâmın sancaklarını yükselt ve hayatlarını Sana kulluk için esirgemeyen mücahidlerini yalnız bırakma! Ya Rabbi! Alp Arslan'ı düşmanlarına karşı muzaffer kıl ve onun askerlerini meleklerin ile kuvvetlendir! Zira O, Senin rızanı</span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">kazanmak için varlığını, canını ve her şeyini fedadan sakınmıyor. O Senin yolunda ve dininin üstünlüğü için nasıl cihat yapıyorsa Sen de onu öylece koru ve düşmanlarını kahret!"</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span> <span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Malazgirt ovasında kılınan Cuma namazından sonra bütün erler bir birleriyle helallaşmıştı. Alparslan beyaz bir elbise giymişti.</span></span><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span> <span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Toplanan askerlerin yanına gelen Alparslan, atından inerek secdeye varmış ve Âlemlerin Rabbine şöyle niyazda bulunmuştu:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> </span></span><span style="font-size: 12px"><strong> <span style="font-family: 'Times New Roman'">'Ya Rabbi! Seni kendime vekil yapıyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda cihad ediyorum. Ey Allahım! Niyetim halistir, bana yardım et, sözlerimde hilaf varsa beni kahret!"</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong> </strong></span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Sultan Alparslan daha sonra askerlerine dönerek şöyle demiştir:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> </span></span><span style="font-size: 12px"><strong> <span style="font-family: 'Times New Roman'">"Burada Allah'tan başka bir sultan yoktur; emir ve kader tamamiyle O'nun elindedir. Bu sebepten benimle birlikte savaşmakta veya savaşmamak için uzaklaşmakta serbestsiniz."</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"></span> </strong></span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Askerler heyecanla, hep bir ağızdan; <strong>"Asla emrinden ayr</strong></span></span><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">ılmayacağız!" </span></strong></span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">diye haykırmışlardı. Alparslan konuşmasına şöyle devam etmiştir:</span></span><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong> <span style="font-family: 'Times New Roman'">"Ey askerlerim! Eğer şehid olursam bu beyaz elbise kefenim olsun, Zaferi kazanırsak önümüzde çok hayırlı günler olacaktır. Ey askerlerim ve kumandanlarım! Daha ne zamana dek biz azınlıkta düşman çoğunlukta olmak üzere, böyle bekliyeceğiz. Düşmanı yenersek arzu ettiğimiz netice</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong> <span style="font-family: 'Times New Roman'">hasıl olacaktır. Yoksa şehit olarak Cennete gideceğiz. Beni izlemek isteyenler gelsinler. Geri dönmek isteyenler serbestçe dönsünler. Onlara hiçbir ceza verilmeyecektir. Bugün burada ne emreden bir sultan, ne de emir alan bir asker vardır. Ben de sizlerden biriyim ve sizinle birlikte savaşacağım."</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"></span> </strong></span> <span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Bu konuşmasından sonra oku, yayı atarak kılıcını sıyıran Alparslan, <strong>"Bismillah!" </strong>diyerek en ön safta düşmana doğru at sürmüştür. Kumandanlarının arkasından şimşek gibi Bizans ordusu üzerine atılan 54 bin er, düşman ordusunu perişan etmişti. Gün boyu devam eden savaş neticesinde müslümanlar kesin zaferi kazanmış, kılıç artığı Bizans askerleri yüz geri kaçmağa başlamışlardı. İmparator Diogenes esir alınmıştı. İmparator, Sultan Alparslan'ın huzuruna getirildi. Muzaffer padişah esir imparatorun ellerini çözdürdü ve yanına oturttu. Esir imparatora misafiriymiş gibi davranıyordu. Sohbet esnasında İmparator'a sordu:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> "Ey Rum Kayzeri, ben senin eline esir düşmüş olsaydım, bana nasıl muamele ederdin? Diogenes:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> "Kamçılattınrdım" diye cevap verdi. Alparslan:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> "Şimdi, benim size nasıl bir muamelede bulunacağım tahmin ediyorsunuz?"</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> "Ya öldüreceksiniz, yahut da bir harp esiri sıfatıyla bütün Selçuk ülkesini dolaştıracaksınız. Çok zayıf bir ihtimale göre de, benden bir kurtuluş akçesi ve rehineler aldıktan sonra serbest bırakacaksınız."</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> </span></span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Alparslan bu cevab karşısında tebessüm etmiş ve Diogenes'e: <strong>"Bilemediniz. D</strong></span></span><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">üşündüğünüzün hiçbirisini yapmayacağım. Sizi karşılık beklemeden serbest bırakacağım" </span></strong></span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">demiştir.</span></span><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span> <span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Alparslan, Diogenes'e bol miktarda altın para verdi ve yanına muhafızlar katarak İstanbul'a kadar emniyetle gitmesini temin etti.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Malazgirt zaferi üzerine Anadolunun kapısı Müslümanlara açılmıştı. Bu cennet belde kısa zamanda tevhid ehli ile dolacak, tekbirlerle nurlanacaktı.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Alparslan 1072'de Mâverâünnehir civarında fetih hareketlerine girişti. Fethettiği bir kalenin komutanı olan Yusuf Harezmî tarafından hançerlendi. Aldığı bu hançer yarasından kurtulamadı ve 25 Ekim 1072'de şehid olarak baki âleme göçtü. Cenazesi Merv şehrine götürülerek oraya defnedildi.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Mahir bir kumandan ve müdebbir bir idareci olan Alparslan İslâmiyeti harfiyyen yaşamaya gayret etmiş ve İslamiyetin kazandırdığı güzel ahlakla milletine örnek olmuştur. Düşmanlarını bile affetmesiyle, üstün ahlakını göstermiştir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Alparslan, veziri Nizamülmülke geniş selahiyetler vererek memleketin baştan başa ilim ve irfan güneşiyle aydınlanmasına çalışmıştır. Hakkı tebliğ etmek ve yaymak için bütün imkanları seferber etmiş, Müslümanlara yönelen tehlikeleri bertaraf etmek için hayatını ortaya koymuş, cihaddan cihada koşmuştur.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> Yahya Kemal'in "Alparslan'ın Ruhuna Gazel' şiirini hatırasını yâd maksadiyle naklediyoruz... </span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"> </span></span> <span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><strong>"İklîm-i Rûm'u tuttu cihangir savleti Tarîh o işde gördü nedir şîr savleti</strong></span></span><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span> <strong><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Titretti arş ü ferşi Malazgird önündeki Çüş ü hurûş-ı rahş ile şemşîr savleti</span></span><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">On yılda vardı sahil-i Kostantaniyye'ye Yer yer vatan diyarını teshir savleti</span></span><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Ey şanlı cedd-i ekberimiz ab-ı tigınin Bî-hadd imiş güneş gibi tenvir savleti</span></span><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Tasvir eder mi böyle şehinşâhı ey Kemâl Şimşekten olsa şi'rde ta'bir savleti"</span></span></strong></p><p><strong> </strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 15574, member: 3"] [b]Anadolunun kapısını müslümanlara açan büyük İslâm kahramanı SULTAN ALPARSLAN[/b] [CENTER][IMG]https://www.sevde.de/Tarihe_san_ver/Alpaslan.JPG[/IMG] [/CENTER] [COLOR=black] [SIZE=3]Üzerinde yaşadığımız bu cennet vatanı bizlere armağan eden büyüklerimizden birisi de Sultan Alparslan'dır. İslâmın bu bahadır evlâdı Malazgirt'te kalabalık Bizans ordusunu perişan ederek Anadolu'nun kapısını Müslümanlara açmıştır. Fetih ordusu da açılan bu kapılardan tekbirlerle girmiştir ve her karışını kanlarıyla sulayarak kendilerine yurt edinmişlerdir...[/SIZE][/COLOR][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black] Selçuklu Devletinin ikinci büyük hükümdarı olarak tahta geçen Sultan Alparslan 20 Ocak 1029'da doğmuştur. Küçük yaşlardan itibaren babası Çağrı beyin yanında muharebelere iştirak etti. Cenk meydanlarında kılıç sallayarak yetişti. Babasının sağlığında iken mert ve mahir bir kumandan olarak tanındı. Bizzat kumanda ettiği orduyla birlikte pek çok savaşlara katıldı ve zaferler kazandı. Çağrı Bey, henüz sağlığında oğlu Alparslan'ı Horasan tahtına veliaht tayin etmişti. Çağrı Bey 1060'ta vefat edince Alparslan Horasan valisi oldu. [/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Alparslan, amcası Tuğrul Beyin 7 Eylül 1063'te evlad bırakmadan vefat etmesi üzerine, 7 Aralık 1063'te Selçuklu Beyleri tarafından tahta çıkarıldı ve kendisine biat edildi. Kısa zamanda bütün Selçuklu beyleri ve Tuğrul Beyin veziri El-Kunduri de Alparslana biat etti (bağlılığını bildirdi). 27 Nisan 1064 günü Halife Kaim bi Amrillah'ın da hazır bulunduğu bir mecliste cülus merasimi yapıldı ve Alparslan sultan ilan edildi.[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE] [FONT=Times New Roman][SIZE=3] Alparslan ilk icraat olarak, asayişi temin etti. İsyanları bastırdı. Devlet teşkilatına ve orduya çeki düzen verdi. Akabinde de fetih harekâtına başladı. 1064'te bir Hıristiyan krallığı olan Gürcistan'ı fethetti. Kars'ı ve Ani'yi aldı. Devleti için Bizanslıları devamlı bir tehdit unsuru olarak gören Alparslan, düşman üzerlerine gelmeden önce düşmanın üzerine gidilmesi yolunu seçti ve namlı kumandanlarını Anadolu'ya akınlara gönderdi. Bunlardan, Gümüş Tekin, Afşin ve Ahmed Şah Anadolu içlerine daldılar ve Bizans ordularını bozguna uğrattılar. Afşin Bey 1067'de Malatya civannda çok kalabalık Bizans ordusunu bozguna uğratmış, Kayseri'yi fethederek Orta Anadolu'ya kadar ilerlemişti. Afşin Bey 1069 senesinde de Anadolu'da Bizans ordusunu bozguna uğratarak akınlara devam etmiş ve Ege sahillerine kadar ilerlemiştir. Alparslan, Kutalmışoğlu Süleyman Şah'a da Anadolu'nun fethini emretmişti. Bu namlı kumandan aldığı emir üzerine süratle Anadolu'ya dalmış ve fetih harekatlanna başlamıştı. Selçukluların Anadolu'da üst üste kazandıkları zaferlerden ürken Bizanslılar, kesin netice almak için büyük bu ordu hazırlamışlardı. İki yüz bin kişilik bir büyük ordunun başına imparator Romanos Diogenes geçmişti. Niyetleri Müslüman Türkleri Anadoludan çıkarmak, hatta bütün Selçuklu topraklarını ele geçirerek bu devleti ortadan kaldırmaktı. Bu niyetle yola çıkmışlardı ve kendilerinden de son derece eminlerdi. Böyle kalabalık bir orduya kimsenin karşı koyamayacağını zannediyorlardı. Bizans ordusu şarka doğru ilerlediği esnada Alparslan Halep civannda bulunmaktaydı. Niyeti, bütün Suriye'yi fethetmekti. Bizanslıların Anadolunun doğusundaki yerleri ele geçirip Azerbaycan'a girmek maksadıyla ilerlediklerini haber alınca ordusunun bir bölümünü Suriye'nin fethi için bırakıp kalan 54 bin kişilik kuvvetle süratle yola çıktı. Fırat'ı geçip, Diyarbakır yoluyla Ahlat'a doğru hareket etti. Bu esnada Bizans ordusu Malazgirt'e gelerek kaleyi ele geçirmişti. Sultan Alp Arslan, Buharalı İmam Muhammed Bin Abdülmelik'in tavsiyesi üzerine muharebeyi Cuma gününe denk getirmişti. 26 Ağustos 1071 Cuma günü bütün İslam beldelerinde ve Malazgirt ovasında kılınan Cuma namazında halifenin gönderdiği şu hutbe ve dua okunmuştur: [/SIZE][/FONT][SIZE=3][B][FONT=Times New Roman]"Allahım! İslâmın sancaklarını yükselt ve hayatlarını Sana kulluk için esirgemeyen mücahidlerini yalnız bırakma! Ya Rabbi! Alp Arslan'ı düşmanlarına karşı muzaffer kıl ve onun askerlerini meleklerin ile kuvvetlendir! Zira O, Senin rızanı[/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]kazanmak için varlığını, canını ve her şeyini fedadan sakınmıyor. O Senin yolunda ve dininin üstünlüğü için nasıl cihat yapıyorsa Sen de onu öylece koru ve düşmanlarını kahret!"[/FONT][/B] [/SIZE] [FONT=Times New Roman][SIZE=3] Malazgirt ovasında kılınan Cuma namazından sonra bütün erler bir birleriyle helallaşmıştı. Alparslan beyaz bir elbise giymişti.[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE] [FONT=Times New Roman][SIZE=3] Toplanan askerlerin yanına gelen Alparslan, atından inerek secdeye varmış ve Âlemlerin Rabbine şöyle niyazda bulunmuştu: [/SIZE][/FONT][SIZE=3][B] [FONT=Times New Roman]'Ya Rabbi! Seni kendime vekil yapıyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda cihad ediyorum. Ey Allahım! Niyetim halistir, bana yardım et, sözlerimde hilaf varsa beni kahret!"[/FONT] [/B][/SIZE][FONT=Times New Roman][SIZE=3] Sultan Alparslan daha sonra askerlerine dönerek şöyle demiştir: [/SIZE][/FONT][SIZE=3][B] [FONT=Times New Roman]"Burada Allah'tan başka bir sultan yoktur; emir ve kader tamamiyle O'nun elindedir. Bu sebepten benimle birlikte savaşmakta veya savaşmamak için uzaklaşmakta serbestsiniz." [/FONT] [/B][/SIZE][FONT=Times New Roman][SIZE=3]Askerler heyecanla, hep bir ağızdan; [B]"Asla emrinden ayr[/B][/SIZE][/FONT][SIZE=3][B][FONT=Times New Roman]ılmayacağız!" [/FONT][/B][/SIZE][FONT=Times New Roman][SIZE=3]diye haykırmışlardı. Alparslan konuşmasına şöyle devam etmiştir:[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [B] [FONT=Times New Roman]"Ey askerlerim! Eğer şehid olursam bu beyaz elbise kefenim olsun, Zaferi kazanırsak önümüzde çok hayırlı günler olacaktır. Ey askerlerim ve kumandanlarım! Daha ne zamana dek biz azınlıkta düşman çoğunlukta olmak üzere, böyle bekliyeceğiz. Düşmanı yenersek arzu ettiğimiz netice[/FONT] [FONT=Times New Roman]hasıl olacaktır. Yoksa şehit olarak Cennete gideceğiz. Beni izlemek isteyenler gelsinler. Geri dönmek isteyenler serbestçe dönsünler. Onlara hiçbir ceza verilmeyecektir. Bugün burada ne emreden bir sultan, ne de emir alan bir asker vardır. Ben de sizlerden biriyim ve sizinle birlikte savaşacağım." [/FONT] [/B][/SIZE] [FONT=Times New Roman][SIZE=3] Bu konuşmasından sonra oku, yayı atarak kılıcını sıyıran Alparslan, [B]"Bismillah!" [/B]diyerek en ön safta düşmana doğru at sürmüştür. Kumandanlarının arkasından şimşek gibi Bizans ordusu üzerine atılan 54 bin er, düşman ordusunu perişan etmişti. Gün boyu devam eden savaş neticesinde müslümanlar kesin zaferi kazanmış, kılıç artığı Bizans askerleri yüz geri kaçmağa başlamışlardı. İmparator Diogenes esir alınmıştı. İmparator, Sultan Alparslan'ın huzuruna getirildi. Muzaffer padişah esir imparatorun ellerini çözdürdü ve yanına oturttu. Esir imparatora misafiriymiş gibi davranıyordu. Sohbet esnasında İmparator'a sordu: "Ey Rum Kayzeri, ben senin eline esir düşmüş olsaydım, bana nasıl muamele ederdin? Diogenes: "Kamçılattınrdım" diye cevap verdi. Alparslan: "Şimdi, benim size nasıl bir muamelede bulunacağım tahmin ediyorsunuz?" "Ya öldüreceksiniz, yahut da bir harp esiri sıfatıyla bütün Selçuk ülkesini dolaştıracaksınız. Çok zayıf bir ihtimale göre de, benden bir kurtuluş akçesi ve rehineler aldıktan sonra serbest bırakacaksınız." [/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman][SIZE=3]Alparslan bu cevab karşısında tebessüm etmiş ve Diogenes'e: [B]"Bilemediniz. D[/B][/SIZE][/FONT][SIZE=3][B][FONT=Times New Roman]üşündüğünüzün hiçbirisini yapmayacağım. Sizi karşılık beklemeden serbest bırakacağım" [/FONT][/B][/SIZE][FONT=Times New Roman][SIZE=3]demiştir.[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE] [FONT=Times New Roman][SIZE=3] Alparslan, Diogenes'e bol miktarda altın para verdi ve yanına muhafızlar katarak İstanbul'a kadar emniyetle gitmesini temin etti. Malazgirt zaferi üzerine Anadolunun kapısı Müslümanlara açılmıştı. Bu cennet belde kısa zamanda tevhid ehli ile dolacak, tekbirlerle nurlanacaktı. Alparslan 1072'de Mâverâünnehir civarında fetih hareketlerine girişti. Fethettiği bir kalenin komutanı olan Yusuf Harezmî tarafından hançerlendi. Aldığı bu hançer yarasından kurtulamadı ve 25 Ekim 1072'de şehid olarak baki âleme göçtü. Cenazesi Merv şehrine götürülerek oraya defnedildi. Mahir bir kumandan ve müdebbir bir idareci olan Alparslan İslâmiyeti harfiyyen yaşamaya gayret etmiş ve İslamiyetin kazandırdığı güzel ahlakla milletine örnek olmuştur. Düşmanlarını bile affetmesiyle, üstün ahlakını göstermiştir. Alparslan, veziri Nizamülmülke geniş selahiyetler vererek memleketin baştan başa ilim ve irfan güneşiyle aydınlanmasına çalışmıştır. Hakkı tebliğ etmek ve yaymak için bütün imkanları seferber etmiş, Müslümanlara yönelen tehlikeleri bertaraf etmek için hayatını ortaya koymuş, cihaddan cihada koşmuştur. Yahya Kemal'in "Alparslan'ın Ruhuna Gazel' şiirini hatırasını yâd maksadiyle naklediyoruz... [/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][B]"İklîm-i Rûm'u tuttu cihangir savleti Tarîh o işde gördü nedir şîr savleti[/B][/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE] [B][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Times New Roman][SIZE=3]Titretti arş ü ferşi Malazgird önündeki Çüş ü hurûş-ı rahş ile şemşîr savleti[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Times New Roman][SIZE=3]On yılda vardı sahil-i Kostantaniyye'ye Yer yer vatan diyarını teshir savleti[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ey şanlı cedd-i ekberimiz ab-ı tigınin Bî-hadd imiş güneş gibi tenvir savleti[/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][FONT=Times New Roman][SIZE=3]Tasvir eder mi böyle şehinşâhı ey Kemâl Şimşekten olsa şi'rde ta'bir savleti"[/SIZE][/FONT] [/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün 3 rekat olan son namazı nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
İslam ve Osmanlı Tarihi
Osmanlı Tarihi
Anadolunun kapısını müslümanlara açan büyük İslâm kahramanı SULTAN ALPARSLAN
Üst
Alt