Ana babayız...

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Çocuklarımıza maalesef çok uzağız... Onlarla dostluk ve arkadaşlık kurmayı babalığımıza, anneliğimize sığdıramıyoruz...
Hatta, baba olarak çocuklarımızla doğrudan doğruya konuşmak yerine anneleri vasıtasıyla konuşmayı tercih ediyoruz. Biz babayız ya: Çocuklarla yüz-göz olmaya gelmez! (Evet ne yazık ki çoğumuzun telâkkisi budur)

Ve babayız ya, maaşallah hepimiz birer dâhiyiz. Dünya sanki bizim etrafımızda dönüyor. İşimiz de çok. Hem gün*delik nafakamızı kazanıyoruz, hem de Türkiye'yi, Amerika'yı, bazen da elimiz değmişken tüm dünyayı kurtarıveriyoruz.

Bu arada kendimizi de kurtarabilsek keşke...
Kendimizden geçtik, bari çoluk-çocuğumuzu kurtarabilsek...

Onlarla sık sık konuşsak, zaman zaman güreşsek, kimi zaman da alsak karşımıza bağırmadan, aşağılamadan, iğnelemeden hayat tecrübelerimizi aktarsak. Sokak aralarında ya*nan "Nemrut ateşleri"ne ve çeşitli isimler altında kurulmuş sosyal tuzaklara dikkatini çeksek.

Bazı akşamlar kitap okusak onlara, onlarla birlikte kitap okusak...

Barrie Wade, İngiltere'nin tanınmış profesörlerinden. Birmingham Üniversitesi öğretim üyesi.
Araştırmasında kitaba dikkat çekiyor. Diyor ki: "Dokuzuncu ayından itibaren kendisine annesi ya da babası tarafından her akşam kitap okunan çocuk, ruh sağlığı açısından olumlu bir gelişme gösteriyor. Ayrıca ilerki yaşlarında daha başarılı oluyor. Olayları daha dikkatli izleyebiliyor, daha süratli yorumlayabiliyor, senteze ulaşabiliyor ve sonuçlar çıkarabiliyor. Bu da kendi yaşıtlarına fark atmasını sağlıyor."

"Dokuzuncu aydan itibaren kendisine anne-babası tarafından sürekli kitap okunan çocuk, okulda özellikle dil ve matematik derslerinde diğer öğrencilere fark atıyor. Derse konsantre olma, okuma, dinleme ve konuşma yetenekleri oldukça yüksek olan bu çocuklar, ayrıca sayılar arasındaki ilişkileri, şekilleri ve ölçüleri kavramada da daha etkin oluyorlar."

Sevgili anne-babalar: Biliyor musunuz, dünyaya bırakabileceğimiz en iyi miras iyi yetişmiş bir evlattır. Evlatlar açısından da okuyabilecekleri en iyi kitaplar, kendini iyi yetiştirmiş, kitapla dostluğunu hiç yitirmemiş anne babalarıdır.

"Kitap" benzetmesi bana değil, Amerika'nın meşhur başkanlarından Abraham Lincoln'a ait. Diyor ki: "Okuduğum en güzel kitap annemdir."

Ama anne-babalar kendilerini kapatırlar da çocuklarının okumasına izin vermezlerse, yani onlarla konuşmazlarsa, tecrübelerini aktarmazlarsa, çocuklar ne yapsın?

Annelerin önemini bir de Theodere Hesburgh'dan dinleyelim: "Bir babanın çocuklarına yapabileceği en büyük yardım, annelerini sevmektir."

Doğru: Çünkü aile ancak sevgi ekseni üstüne kurulabilirse gerçek aile olur. Ve sevgi eksenli ailelerde sağlıklı çocuklar yetişir.

Eşler arasında doğru-düzgün iletişim yoksa, çocuklara ulaşmanın imkânı kalır mı?

Meşhur Fransız düşünürü Montaigne'i de dinleyelim. Bakalım aile ne imiş? Diyor ki Montaigne:

"Bir aile ile bir devleti yönetmek arasında büyük bir fark yoktur."

Yani Montaigne, çoğumuzun küçümsediği aile reisliğini devlet reisliği kadar önemsiyor.

Oysa bu bize yetmiyor...

Biz her gün Türkiye'yi, Amerika'yı, hatta dünyayı kurtarıyoruz!

Sadece kendimizi ve çocuklarımızı kurtaramıyoruz.

Ne büyük çelişki!..

Ve ne büyük acı!
 

elifgibi

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Mart 2011
Mesajlar
2,125
Tepkime puanı
26
Emeğine Sağlık kardeşim
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Muhacir bir Anneye en çok hangi çocuğunu sevdiğini sormuşlar.
Anne şöyle yanıt vermiş:
Hasta olanı iyileşene kadar,
En küçüğünü büyüyene kadar,
Yolda olanı da eve dönene kadar..
en çok Sevdiğimdir...
 

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
Anne ve babaların, hem muhatabı olduğu kesime ve hem de evlatlarına karşı tebliğ ve örnekliği ölünceye kadar devam eden bir husustur. Dolayısıyla anne ve babalarımız çocuklarıyla görüşüp konuştukları bütün zaman dilimlerinde, çocuklarını Kur'an merkezli, kulluk ve ibadet merkezli devamlı uyarmalıdırlar. Annemiz ya da babamız, evlenmiş ve kendisinden uzak yaşayan kızıyla, saatlerce konuşuyor ve onun Kur'an karşısındaki durumunu, kulluk ve ibadet noktasındaki durumunu konuşan olmuyor. Genellikle konuşmalar dünya merkezli olmaktan öteye geçmiyor.
Bir anne ya da baba kız olsun erkek olsun, evladıyla görüşürken, evladım, Allah'ını unutma, Kur'an'ını unutma, ibadetlerini ve bilhassa namazını asla ihmal etme, bir anne olarak ya da bir baba olarak yanımdaki değerin ve önemin, sevgin ve saygın bunlarla alakalıdır, bunlar yoksa, ben anne olmuşum sen de benim evladım olmuşsun hiçbir önemi yoktur, benim yanımda hiçbir değerin yoktur, sen ancak benim yanımda bunlarla değerlisin, denmelidir, evlatlarımızı mütemadiyen bu noktalarda uyarmalıyız,
Ölürken dahi son nefeslerimiz bunlar olmalıdır...
Yani günümüzde bu hassasiyet anne ve babalarımızdan uzaklaşmakta ve çocuklarla diyaloglar, para, ev, madde ve dünyalık ile ilgili hususlar olmaktadır...
Halbuki bizim için önemli olan, çocuklarımızın ahiretini kazanmaları olmalıdır...
Lütfen, anne ve babalar olarak çocuklarımızı bu eksende müdavim uyaralım...
Hesap günü çok yakındır...
 
Üst Alt