Allah'a Yakın Olmak İçin

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25

Yeryüzünde var olan her güzellik, hayranlık uyandıran her detay, Allah’ın üstün kudretinin bir tecellisidir. Yüce Allah eşsiz yaratma sanatını tüm evrende kusursuzca sergilemiştir. Bu benzersiz sanatı ve yaratılış delillerini fark edebilenler ise Allah’a gönülden iman eden müminlerdir.

Allah herşeyi oldukça detaylı yaratır. Yakından bakılan bir çiçekte, bir kuşun kanadında hatta minik bir böcekte Allah’ın yaratma sanatındaki inceliği görmek mümkündür. İnsan da, herşeyi mükemmel detayla ve inceliklerle yaratan Rabb’imize karşı detaylı ve ince düşünmeli, kudretini gereği gibi takdir edebilmelidir.

Dünya hayatında hiçbir şey, Allah’ın rahmetini ve hoşnutluğunu kazanmaktan daha önemli değildir. İnanan insan yaşamı boyunca sürekli olarak kendisini Allah’a yakınlaştıracak vesile arar. Rabbimiz bir Kuran ayetinde bu konuda müminlere, “Ey iman edenler, Allah’tan korkup-sakının ve (sizi) O’na (yaklaştıracak) vesile arayın; O’nun yolunda cehd edin (çaba gösterin), umulur ki kurtuluşa erersiniz.” (Maide Suresi, 35) buyurur ve bunu hatırlatır.

Mümin, çevresindeki her güzellikte Allah’ın yüceliğini ve sanatını görür, tüm bunların bir sebeple yaratıldığını bilir ve O’na yakınlaşmaya yol arar. Rabb’imizin rızasının en çoğunu en ince detayda dahi düşünür. Bu, çevresindeki iman delillerini görebilen, yaratılmış her şeyi Allah’a yönelmek için bir yol sayan iman sahiplerinin en önemli özelliklerindendir.

Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki "Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru." (Al-i İmran Suresi, 191)

Allah’ın yarattıkları üzerinde derin düşünmek, bunları Allah’a yakınlaşacak vesileler kılmak anlamındadır. Kuran’da birçok ayette, "düşünmez misiniz?", "düşünenler için deliller vardır" ifadeleriyle düşünmenin önemi vurgulanır. İnsanın karşılaştığı her şey, gördüğü ve farkına vardığı her mucizevi ayrıntı, üzerinde düşünüp Yüce Rabb’imize şükretmesi ve O’na yönelmesi için birer vesiledir.

İnsanın nefes almasını, kalbinin atmasını sağlayan Yüce Allah, bunları bir an bile unutmuyorken- ki Yüce Allah ‘Hafız’ dır, asla hiçbir şeyi unutmaz-, samimi inanan insanların da O’nu anmayı unutmaması gerekir.. İnsan Allah’a ne kadar yakın olursa, gelen zorluklardan o kadar az etkilenir. Ancak kişi Allah’a uzaksa, her musibet onu derinden etkiler.

Çevresindeki büyük deliller üzerinde derin düşünen bir insan, her şeyin bir amaçla yaratıldığını anlayacak, kendisinin de yaratılışının bir amacı olduğunu fark edecek ve Allah’ın sonsuz gücünü gereği gibi kavrayabilecektir. İnsan yalnızca Allah’ın varlık delilleri üzerinde değil, ayetlerde de haber verildiği üzere kendi nefsi konusunda da derin düşünmelidir:

Kendi nefisleri konusunda düşünmüyorlar mı? Allah, gökleri, yeri ve bu ikisi arasında olanları ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre (ecel) olarak yaratmıştır. Gerçekten, insanlardan çoğu Rablerine kavuşmayı inkar ediyorlar. (Rum Suresi, 8)

Allah’ı çok düşünmek, Allah’tan çok korkmak, ölüm gerçeğini kavramak insanın çok tutarlı ve teveküllü olmasını sağlayacaktır. Rabb’imize kavuşmayı dünyadayken arzulayan insan, gün içinde her yaptığını Allah’a bağladığında şeytanın ve onun sözcüsü olan nefsinin telkinlerine kapalı olacaktır. Şeytanın mümin üzerinde zorlayıcı gücü yoktur, yalnızca çağırır. Samimi inanan insan düşmanının değil, “... onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar . (Bakara Suresi,186) ayetiyle bildirildiği üzere Allah’ın çağrısına cevap verecek, O’na yakın olmaya çalışacak ve kurtuluşa ulaşacaktır.

Bir hiçken bize can veren, Ruhundan üfleyen ve dünya hayatında sayılamayacak nimetler sunan Allah, en kusursuz nimetleri ve eşsiz güzellikleri cennette hazırlar. Cennet özlemi, bizleri, O’na yaklaşmak için daha fazla vesile aramaya, hoşnutluğunu kazanmak için daha fazla çaba göstermeye yöneltsin.

Gerçekten, gece ile gündüzün art arda gelişinde ve Allah’ın göklerde ve yerde yarattığı şeylerde korkup-sakınan bir topluluk için elbette ayetler vardır. Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olanlar ve bununla tatmin olanlar ve Bizim ayetlerimizden habersiz olanlar; İşte bunların, kazandıkları dolayısıyla barınma yerleri ateştir. İman edenler ve salih amellerde bulunanlar da, Rableri onları imanları dolayısıyla altından ırmaklar akan, nimetlerle donatılmış cennetlere yöneltip-iletir (hidayet eder). (Yunus Suresi, 6-9)

Fuat Türker, Haberin Gündemi
 
Üst Alt