Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Sağlıklı yaşam
Allah ve resûlü'nün tavsiye ettiği gıdalar
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="hacı anne" data-source="post: 1677" data-attributes="member: 4"><p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"><em>ALLAH VE RESÛLÜ'NÜN TAVSİYE ETTİĞİ GIDALAR </em></span></span></strong></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Sıhhatli olmak en büyük nimetlerdendir. Çünkü, dünyayı kazanmak da, ahreti kazanmak da sıhhatle mümkündür. Peygamberimiz . da sağlık hakkında şöyle buyurmuştur:</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>“ Sizlerden her kim vücutça sağlıklı, nefsinden, malından korkusuz ve huzurlu , günlük yiyeceği de yanında olarak sabahlarsa, sanki dünyanın bütün nimetleri kendisinde toplanmış gibi olur (Tirmizi zühd Hadis 2346).” </em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Yine benzer bir hadislerinde aynı konuya işaret etmişlerdir:</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>“Emniyetli (Korkusuz) yaşamak ve sağlıklı olmak iki büyük nimettir ki, insanlardan pek çoğu bu iki nimetten mahrumdur” (İ. Sünnî vr. 10b). </em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Yine bir başka hadislerinde;</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>“ Sağlıklı mümin, hastalıklı müminden daha iyi, daha üstün ve Allah'a daha sevimlidir” buyurmuşlardır (İbni Mâce zühd Hadis 4168) </em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>. Bir başka hadislerinde de; “ Ey insanlar! Şüphesiz ki dünyada insanlara, imân ve sağlıktan daha kıymetli bir şey verilmemiştir. Böyle olunca, yüce Allah'tan bunları isteyiniz” buyurdu (Müsned 1/8).</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>İslâmiyet, sağlık noktasında koruyucu hekimliği ön plâna çıkarır. Bir başka ifâde ile, hastalıkların sebeplerini nazara verir ve bunlara riayet edilmesini ısrarla ister. Bu hususta özellikle az yeme tavsiye edilmektedir. Nitekim bir hadislerinde Peygamberimiz İnsanoğlu midesinden daha zararlı bir kap doldurmamıştır. İnsanoğluna belini doğrultacak birkaç lokma kâfidir. Mutlaka yemesi gerekirse, midesinin üçte birini yemeye, üçte birini içmeye, üçte birini de nefes alıp vermeye (havaya) bırakmalıdır” buyurmuştur (Tirmizi zühd Hadis 2380). Çok yeme, pek çok hastalığın sebebi olarak gösterilmiştir: “Bir çok hastalığın gerçek sebebi çok yemedir” (C. Sağır 1/36) .</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Yine bir başka hadislerinde aynı konuya işaret etmiştir: “Allah'a en sevgili olanınız; az yiyenleriniz, vücut bakımından da hafif olanlarınızdır” (Kenzü'l Ummal 3/7084).</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Sağlığın muhafazası için her türlü tehlikelerden uzak durulması istenir. Nitekim Peygamberimiz “ Her kim korkuluksuz bir damda yatıp uyur da, geceleyin damdan düşüp ölürse sorumluluğu kendisine aittir. Her kim de fırtınalı bir zamanda deniz yolculuğuna çıkar, fırtınaya yakalanıp ölürse, bunun da sorumluluğu kendisine aittir” buyurmuştur (Müsned 5/79, 271).</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Yine Efendimiz kirli ve pis şeylerden sakındırmıştır: “Her kim elinde et kokusu (bulaşığı) olduğu halde, yıkamadan yatıp uyur, bu sebeple de kendisine bir şey isabet ederse, ancak kendisini suçlasın” (Ebu Davud etime Hadis 3852)</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Cenab-ı Hak, dünyada imtihanın gereği , pek çok hikmetlerine binaen, insanların da sünnetulah'a riayet etmemesinin bir sonucu olarak, insanlara bir takım hastalıklar vermektedir. Bununla beraber, bütün hastalıkların da tedâvi çarelerini halk etmiştir.</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>İsrâ Suresi'nin 82. âyetinde Cenab-ı Hak, “Biz Kur'an-ı müminler için bir şifa ve rahmet olarak indirdik” buyurmaktadır. Yunus Suresi'nin 57. âyetinde ise, “Ey insanlar! (İşte bu Kur'an) size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerde olan dertlere bir şifa, müminler için doğru yolu gösteren bir hidayet ve rahmet olarak gelmiştir.”ifadesi yer alır.</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Peygamberimiz ; “İki şeyde şifa vardır. Kur'an okumakta ve bal şerbeti içmekte” buyurmaktadır (Hakim tıp 4/200) . </em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Peygamberimiz her hastalığın tedâvisinin mümkün olduğunu beyan etmiştir:” Yüce Allah, şifasını vermediği hiçbir hastalık yaratmamıştır” (Buhari, tıp Hadis 7/12) . </em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Bir başka hadislerinde de şöyle buyurmuşlardır: “Ey Allah'ın kulları tedavi olunuz! Çünkü yüce Allah, ölüm ve ihtiyarlıktan başka şifasını vermediği hiçbir hastalık yaratmamıştır” (İbni Mâce, tıp Hadis 3436) </em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>.</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Şifâli bitkilerden Allah ve Resûlü'nün tavsiye ettikleri:</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Bitkilerle tedâvi, tedâvi sırasında ilâç kullanmadan gıda maddeleri ya da benzerleri ile yapılan tedâvidir. Her hangi bir hastalık gıda maddeleri ve perhizle tedâvi edilebilirse, ilâç kullanması tavsiye edilmez. Gıda maddeleri ile tedâvide genel kâide; hastalığın tedâvisi sırasında faydalı gıdaları alıp, zararlı olanlarını terk ederek perhiz etmektir.</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de gıdaların temiz ve helâl olmasına işaret etmektedir: “Allah'ın sizlere rızk olarak verdiği şeylerden helâl ve temiz olarak yiyiniz! Eğer gerçekten Allah'a ibadet ediyorsanız, Onun vermiş olduğu nimetlere teşekkür ediniz” (Nahl 114) .</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Peygamberimiz , hastalığın nasıl önleneceği ile alâkalı olarak şöyle buyurmuştur: “Hastalığın evi midedir. Tedavinin özü perhizdir.” Peygamberimiz bir başka hadislerinde de, bitkilerle tedâvinin yüce Allah tarafından öğretildiğini açıklamak üzere şöyle buyurmuştur:</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>“Süleyman Aleyhisselâm her ne zaman namazgâhta namaz kılsa, ansızın önünde bir bitki görür ve o bitkiye: 'İsmin nedir?' diye sorardı. Bitki de: 'İsmim şudur' diye adını söylerdi. Süleyman Aleyhisselâm: 'Niçin yaratıldın, ne işe yararsın?' diye tekrar sorardı. O bitki de:'Şunun için yaratıldım' derdi. Eğer bir hastalığa ilâç olarak yaratılmış ise, yazıp not ederdi. Eğer yer yüzüne dikilmek için yaratılmış ise, toprağa dikerdi” (Abdüllatif Bağdâdî, Tıbb-ı Nebevî s. 58; Süyûti, Tıbb-ı Nebevî vr. 7a, 50b) .</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Süleyman Aleyhisselâm'ın ilâhî vahye dayalı olarak bu şekilde tespit ettiği bitkilerin, “Bitkiler Kitabı”nda yer aldığı, ayrıca, pek çok ilacın ve hastalığın bu kitaba dahil edildiği belirtilir (A. Bağdâdî s.58,188) .</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>İnsanın ruh ve beden sağlığı üzerindeki çalışmalar bir bakıma insanlık tarihi kadar eskidir. Özellikle İslâm âleminde tıbbî konularda, Kur'an-ı Kerim'in bildirdikleri, Peygamberimizin tavsiye ve teklifleri, kıyas ve tecrübe yoluyla elde edilen bilgiler, Tıbb-ı Nebevî kaynaklarında yer almıştır. Biz burada, tedavî noktasında, Kur'an ve hadislerde işaret olunan yiyecek ve içeceklerden bazılarını nazara alacağız.</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Yeme ve içme hususunda İslâm dinin koyduğu prensibin başında az yemek gelir. İçilecek şeylerin de bir nefeste içilmemesini öğütler. Nitekim Peygamberimiz her hangi bir şey içtiği zaman üç nefeste içer ve şöyle derdi: “Bu şekilde içmek daha kandırıcı, sağlık için daha faydalıdır” (Müslim eşribe Hadis 123; Ebu Davut eşribe Hadis 3729; Tirmizî eşribe Hadis188) .</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Yine Peygamberimiz “ Devenin içtiği gibi suyu bir nefeste içmeyiniz. Bardağı her defasında ağızdan uzak tutarak iki veya üç nefeste içiniz. İçerken besmele çekiniz, içtikten sonra da 'Elhamdülillah' deyiniz” buyurmuştur (Tirmizî eşribe Hadis 1885) .</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Bir hadislerinde de: “Sizden biriniz su içtiği zaman yavaş yavaş içsin, bir nefeste içmesin. Zira, suyu bir nefeste içmek karaciğer iltihabı (ve nefes tıkanıklığı) meydana getirir” buyurmuştur (Adürrezzak 10/428 Hadis 19594).</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Bir başka hadislerinde de ayakta su içmenin zararına işaret etmiştir: “Eğer ayakta su içen kimse, midesine verdiği zararı bilseydi, içtiği suyu şüphesiz ki geri kusardı” (Abdürrezzak 10/427 hadis 19588).</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Yine aynı konu ile alakalı olarak. “Sizden biriniz ayakta su içmesin. Her kim unuturdea içerse, kusmaya çalışsın” buyurmuştur (Müslim eşribe Hadis 116) .</em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em></em></span></span></strong></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: green"><strong><span style="color: green"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"><em>Peygamberimizin,güneşte ısıtılan suyun kullanılmaması hususunda da tavsiyeleri olmuştur. Hz. Aişe : “Rasullah yanıma gelmişti. Ben ise, güneşte su ısıtıyordum. Bunun üzerine. ”Ey Aişe! Böyle yapma! Zira, güneşte ısınmış suyu kullanmak abraşlık (Alaca, sedef) gibi cilt hastalığı meydana getirir” buyurdu (Dârekutnî taharet 1/38 Hadis 2) .</em></span></span></strong></span></strong></span></p><p><span style="color: green"><strong></strong></span></p><p><span style="color: green"><strong></strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="hacı anne, post: 1677, member: 4"] [CENTER][B][SIZE=4][COLOR=darkgreen][I]ALLAH VE RESÛLÜ'NÜN TAVSİYE ETTİĞİ GIDALAR [/I][/COLOR][/SIZE][/B] [COLOR=green][B][COLOR=green][B][SIZE=3][COLOR=darkgreen][I]Sıhhatli olmak en büyük nimetlerdendir. Çünkü, dünyayı kazanmak da, ahreti kazanmak da sıhhatle mümkündür. Peygamberimiz . da sağlık hakkında şöyle buyurmuştur: “ Sizlerden her kim vücutça sağlıklı, nefsinden, malından korkusuz ve huzurlu , günlük yiyeceği de yanında olarak sabahlarsa, sanki dünyanın bütün nimetleri kendisinde toplanmış gibi olur (Tirmizi zühd Hadis 2346).” Yine benzer bir hadislerinde aynı konuya işaret etmişlerdir: “Emniyetli (Korkusuz) yaşamak ve sağlıklı olmak iki büyük nimettir ki, insanlardan pek çoğu bu iki nimetten mahrumdur” (İ. Sünnî vr. 10b). Yine bir başka hadislerinde; “ Sağlıklı mümin, hastalıklı müminden daha iyi, daha üstün ve Allah'a daha sevimlidir” buyurmuşlardır (İbni Mâce zühd Hadis 4168) . Bir başka hadislerinde de; “ Ey insanlar! Şüphesiz ki dünyada insanlara, imân ve sağlıktan daha kıymetli bir şey verilmemiştir. Böyle olunca, yüce Allah'tan bunları isteyiniz” buyurdu (Müsned 1/8). İslâmiyet, sağlık noktasında koruyucu hekimliği ön plâna çıkarır. Bir başka ifâde ile, hastalıkların sebeplerini nazara verir ve bunlara riayet edilmesini ısrarla ister. Bu hususta özellikle az yeme tavsiye edilmektedir. Nitekim bir hadislerinde Peygamberimiz İnsanoğlu midesinden daha zararlı bir kap doldurmamıştır. İnsanoğluna belini doğrultacak birkaç lokma kâfidir. Mutlaka yemesi gerekirse, midesinin üçte birini yemeye, üçte birini içmeye, üçte birini de nefes alıp vermeye (havaya) bırakmalıdır” buyurmuştur (Tirmizi zühd Hadis 2380). Çok yeme, pek çok hastalığın sebebi olarak gösterilmiştir: “Bir çok hastalığın gerçek sebebi çok yemedir” (C. Sağır 1/36) . Yine bir başka hadislerinde aynı konuya işaret etmiştir: “Allah'a en sevgili olanınız; az yiyenleriniz, vücut bakımından da hafif olanlarınızdır” (Kenzü'l Ummal 3/7084). Sağlığın muhafazası için her türlü tehlikelerden uzak durulması istenir. Nitekim Peygamberimiz “ Her kim korkuluksuz bir damda yatıp uyur da, geceleyin damdan düşüp ölürse sorumluluğu kendisine aittir. Her kim de fırtınalı bir zamanda deniz yolculuğuna çıkar, fırtınaya yakalanıp ölürse, bunun da sorumluluğu kendisine aittir” buyurmuştur (Müsned 5/79, 271). Yine Efendimiz kirli ve pis şeylerden sakındırmıştır: “Her kim elinde et kokusu (bulaşığı) olduğu halde, yıkamadan yatıp uyur, bu sebeple de kendisine bir şey isabet ederse, ancak kendisini suçlasın” (Ebu Davud etime Hadis 3852) Cenab-ı Hak, dünyada imtihanın gereği , pek çok hikmetlerine binaen, insanların da sünnetulah'a riayet etmemesinin bir sonucu olarak, insanlara bir takım hastalıklar vermektedir. Bununla beraber, bütün hastalıkların da tedâvi çarelerini halk etmiştir. İsrâ Suresi'nin 82. âyetinde Cenab-ı Hak, “Biz Kur'an-ı müminler için bir şifa ve rahmet olarak indirdik” buyurmaktadır. Yunus Suresi'nin 57. âyetinde ise, “Ey insanlar! (İşte bu Kur'an) size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerde olan dertlere bir şifa, müminler için doğru yolu gösteren bir hidayet ve rahmet olarak gelmiştir.”ifadesi yer alır. Peygamberimiz ; “İki şeyde şifa vardır. Kur'an okumakta ve bal şerbeti içmekte” buyurmaktadır (Hakim tıp 4/200) . Peygamberimiz her hastalığın tedâvisinin mümkün olduğunu beyan etmiştir:” Yüce Allah, şifasını vermediği hiçbir hastalık yaratmamıştır” (Buhari, tıp Hadis 7/12) . Bir başka hadislerinde de şöyle buyurmuşlardır: “Ey Allah'ın kulları tedavi olunuz! Çünkü yüce Allah, ölüm ve ihtiyarlıktan başka şifasını vermediği hiçbir hastalık yaratmamıştır” (İbni Mâce, tıp Hadis 3436) . Şifâli bitkilerden Allah ve Resûlü'nün tavsiye ettikleri: Bitkilerle tedâvi, tedâvi sırasında ilâç kullanmadan gıda maddeleri ya da benzerleri ile yapılan tedâvidir. Her hangi bir hastalık gıda maddeleri ve perhizle tedâvi edilebilirse, ilâç kullanması tavsiye edilmez. Gıda maddeleri ile tedâvide genel kâide; hastalığın tedâvisi sırasında faydalı gıdaları alıp, zararlı olanlarını terk ederek perhiz etmektir. Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de gıdaların temiz ve helâl olmasına işaret etmektedir: “Allah'ın sizlere rızk olarak verdiği şeylerden helâl ve temiz olarak yiyiniz! Eğer gerçekten Allah'a ibadet ediyorsanız, Onun vermiş olduğu nimetlere teşekkür ediniz” (Nahl 114) . Peygamberimiz , hastalığın nasıl önleneceği ile alâkalı olarak şöyle buyurmuştur: “Hastalığın evi midedir. Tedavinin özü perhizdir.” Peygamberimiz bir başka hadislerinde de, bitkilerle tedâvinin yüce Allah tarafından öğretildiğini açıklamak üzere şöyle buyurmuştur: “Süleyman Aleyhisselâm her ne zaman namazgâhta namaz kılsa, ansızın önünde bir bitki görür ve o bitkiye: 'İsmin nedir?' diye sorardı. Bitki de: 'İsmim şudur' diye adını söylerdi. Süleyman Aleyhisselâm: 'Niçin yaratıldın, ne işe yararsın?' diye tekrar sorardı. O bitki de:'Şunun için yaratıldım' derdi. Eğer bir hastalığa ilâç olarak yaratılmış ise, yazıp not ederdi. Eğer yer yüzüne dikilmek için yaratılmış ise, toprağa dikerdi” (Abdüllatif Bağdâdî, Tıbb-ı Nebevî s. 58; Süyûti, Tıbb-ı Nebevî vr. 7a, 50b) . Süleyman Aleyhisselâm'ın ilâhî vahye dayalı olarak bu şekilde tespit ettiği bitkilerin, “Bitkiler Kitabı”nda yer aldığı, ayrıca, pek çok ilacın ve hastalığın bu kitaba dahil edildiği belirtilir (A. Bağdâdî s.58,188) . İnsanın ruh ve beden sağlığı üzerindeki çalışmalar bir bakıma insanlık tarihi kadar eskidir. Özellikle İslâm âleminde tıbbî konularda, Kur'an-ı Kerim'in bildirdikleri, Peygamberimizin tavsiye ve teklifleri, kıyas ve tecrübe yoluyla elde edilen bilgiler, Tıbb-ı Nebevî kaynaklarında yer almıştır. Biz burada, tedavî noktasında, Kur'an ve hadislerde işaret olunan yiyecek ve içeceklerden bazılarını nazara alacağız. Yeme ve içme hususunda İslâm dinin koyduğu prensibin başında az yemek gelir. İçilecek şeylerin de bir nefeste içilmemesini öğütler. Nitekim Peygamberimiz her hangi bir şey içtiği zaman üç nefeste içer ve şöyle derdi: “Bu şekilde içmek daha kandırıcı, sağlık için daha faydalıdır” (Müslim eşribe Hadis 123; Ebu Davut eşribe Hadis 3729; Tirmizî eşribe Hadis188) . Yine Peygamberimiz “ Devenin içtiği gibi suyu bir nefeste içmeyiniz. Bardağı her defasında ağızdan uzak tutarak iki veya üç nefeste içiniz. İçerken besmele çekiniz, içtikten sonra da 'Elhamdülillah' deyiniz” buyurmuştur (Tirmizî eşribe Hadis 1885) . Bir hadislerinde de: “Sizden biriniz su içtiği zaman yavaş yavaş içsin, bir nefeste içmesin. Zira, suyu bir nefeste içmek karaciğer iltihabı (ve nefes tıkanıklığı) meydana getirir” buyurmuştur (Adürrezzak 10/428 Hadis 19594). Bir başka hadislerinde de ayakta su içmenin zararına işaret etmiştir: “Eğer ayakta su içen kimse, midesine verdiği zararı bilseydi, içtiği suyu şüphesiz ki geri kusardı” (Abdürrezzak 10/427 hadis 19588). Yine aynı konu ile alakalı olarak. “Sizden biriniz ayakta su içmesin. Her kim unuturdea içerse, kusmaya çalışsın” buyurmuştur (Müslim eşribe Hadis 116) . Peygamberimizin,güneşte ısıtılan suyun kullanılmaması hususunda da tavsiyeleri olmuştur. Hz. Aişe : “Rasullah yanıma gelmişti. Ben ise, güneşte su ısıtıyordum. Bunun üzerine. ”Ey Aişe! Böyle yapma! Zira, güneşte ısınmış suyu kullanmak abraşlık (Alaca, sedef) gibi cilt hastalığı meydana getirir” buyurdu (Dârekutnî taharet 1/38 Hadis 2) .[/I][/COLOR][/SIZE][/B][/COLOR][/B][/COLOR][/CENTER][COLOR=green][B] [/B][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Sağlıklı yaşam
Allah ve resûlü'nün tavsiye ettiği gıdalar
Üst
Alt