- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 983
- Tepkime puanı
- 16
Allah (c.c.)’tan korkmak, büyük makamlardandır.
Çünkü Allah’u teâlâ (c.c) buyuruyorlar ki; “Allah’tan ancak âlim olanlar (takva sahipleri) korkar.
”Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, Hadis-i şeriflerde ise şöyle buyuruyorlar : “Hikmet ve ilmin başı Allah korkusudur.
Sizin en akıllınız, Allah’tan en çok korkanınızdır.
Allah korkusundan ürperip tüyleri kalkanın ağaçtan yaprak dökülür gibi günahları dökülür.
Allah korkusundan ağlayan Cehen-neme girmez.
Günahını düşünüp ağlayanlar, hesapsız Cennete girecektir.
”Cenâb-ı Hakk (c.c.) katında, Allah korkusundan akan gözyaşından ve Allah yolunda akan kandan sevgili damla yoktur.
Arşın gölgesinde gölgelenecek yedi sınıf kimseden birisi de, yalnız iken Allah (c.c.)’ı
hatırlayıp gözyaşı dökenlerdir.Allah (c.c.)’dan korkandan her şey korkar.
Ama Allah (c.c.)’tan kork¬mayanı her şeyle korkuturlar.Allah (c.c.) buyuruyorlar ki, “izzetim hakkı için, bir kulda iki korku, iki emniyet bulundurmam.
Dünyada benden korkarsa, Ahirette onu emin ederim.
Ahıret hususunda emin ise, korkuturum.” İnsan sevdiği şeylerin elden çıkmasından korkar.
Sevdiği kimselerin sevgisini kaybetmekten korkar.
Bunun için Allah (c.c.)’ı en çok sevenler, Allah (c.c.)’tan en çok korkanlardır.
Keza Allah’u teâlâ’yı en iyi tanıyanlar da, O’ndan en çok korkanlardır.
Çünkü Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bir hadis-i şerifte buyuruyorlar ki: “En arifiniz benim, Allah’dan en çok korkanınız da benim.
” Allah’tan korkup günahtan sakınan kimselere “müttaki” denir.
Müttakîler hakkında çok müjdeler vardır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Müttakîlerin hepsi hesapsız Cennete girerler.”
Âlimlerimiz de buyuruyorlar ki: İnsan Allah (c.c.)’tan korkarsa, kalbi hikmetle dolar.
İnsanlar, fakirlikten korktukları gibi Cehennem’den korksalardı Cennet’e girerlerdi.
Dünya’da korkan, âhırette emin olur.
Kalbinde Allah (c.c.) korkusu bulunmayan kalbler harap olmuştur.
Allah (c.c.)’tan korkan kul, kendini hasta görüp ölüm korkusuyla bütün isteklerinden kaçınan kimsedir.
Korkunun dereceleri vardır.
İnsanın kendisini arzulardan men etmesine İFFET,
haramlardan men etmesine VERA, şüphelilerden men etmesine TAKVA denir.
Allah'a yaklaşmağa mâni olan her şeyden men etmesine ise SlDK denir. Böyle kimselere de SIDDÎK denir.
Bir kimse Cehennemden korkar, tevbesiz öleceğinden korkar, gaflete düşüp kalbinin kararacağından korkar, nimetlerin çokluğu sebebiyle zevke dalıp âhıreti unutacağından korkar, bütün kusur ve kabahatlarının ortaya dökülüp rezil ve rüsvây olacağından korkar.
En büyük korku da, ezele ait olup, imansız gitme korkusudur.
Basiret sahipleri akıbetlerinin ne olacağından korkarlar.
En büyük korku budur.
Çünkü Allah (c.c.)’dan celâl sıfatı sebebiyle korkmak, günahı sebebiyle korkmaktan daha üstündür.
Çünkü bu korku hiç gitmez.
Günâhı sebebi ile korkan kimse, günah işlemeyi bırakınca “Niçin Allah (c.c.)’tan korkayım” diye düşünür.
Bu bakımdan Allah (c.c.)’dan Celâl sıfatı sebebiyle korkmak daha üstündür.
Cenâb-ı Hakk (c.c.), Dâvûd aleyhisselâma “Benden kükremiş arslan gibi kork!” buyurdu.
Çünkü arslan, senden korkmaz, öldürmek isteyince de seni bir kabahatin-den dolayı öldürmez.
Allah (c.c.)’yı da böyle düşünenin korkmaması mümkün değildir.Allah (c.c.)’nın rahmetini ümit etmek,
kulu Cennet’e çeken yular gibidir. Havf, ya’ni Allah’tan korkmak ise, Cehennem’e düşmemek ve Cennete gitmesi için vurulan kamçı gibidir.
Ümitten muhabbet doğar. Muhabbet makamından yüksek makam yoktur.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bir hadis-i şerifte buyuruyorlar ki:
“Ölürken herkes, Allah’ı hüsn-i zan etmelidir.
”Cenâb-ı Hakk (c.c.), buyuruyorlar ki;
“Kulum beni zannettiği gibi bulur.
” Allah (c.c.)’nın rahmetinden ümit eden ve kendi günahlarından korkan kimseyi Cenâb-ı Hakk (c.c.), korktuğundan emin eder ve ümit ettiğine kavuşturur.
Günahlarının çokluğu sebebiyle ümitsiz olan birisine Hazreti Ali (r.a.) buyurdu ki:
(Ümitsiz olma,Allah (c.c.)’nın rahmeti senin günahlarından büyüktür.
Rahmeti gazabını aşmıştır.) Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, yine bir hadis-i şerifte buyuruyorlar ki:
“Allah, kıyamet günü, o kadar çok rahmet verir ki, hiç kimsenin kalbinden o kadarı geçmiş değildir.
Hatta şeytan bile merhamet olunacağını düşünerek başını kaldırır.
”Bildirildi ki, Cehennemden iki kişiyi çıkarırlar.
Allah (c.c.), “Yaptıklarınızın karşılığını gördünüz.
Çünkü ben zulmet-mem.” buyurduktan sonra, Cehenneme götürürler.
Birisi çok hızlı yürür, diğeri ise yürümez. Her ikisine bunun sebebini sorarlar.
Hızlı yürüyen “Emir, dinlememenin neye mal olduğunu anladım, onun için hızlı yürüyorum.” der.
Diğeri ise “Rabbime hüsn-i zan ettim. Cehennemden çıkarınca, bir daha sokmaz diye ümit ettim.” der.
Her ikisini de Cenâb-ı Hakk (c.c.)’ın ihsanı ile Cennete götürürler.
Yâ Rab! Bizleri gerçek manada Zat’ından korkanlardan eyleyip, gönül aynamızda hakikat parıltılarını, iki cihanın sır ve hikmetlerini seyrettirerek
gözlerimizi ve gönüllerimizi öyle nurlandır ki, öbür âlemde cennet ve cemâlinle müşerref olalım.
ÂMİN
Çünkü Allah’u teâlâ (c.c) buyuruyorlar ki; “Allah’tan ancak âlim olanlar (takva sahipleri) korkar.
”Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, Hadis-i şeriflerde ise şöyle buyuruyorlar : “Hikmet ve ilmin başı Allah korkusudur.
Sizin en akıllınız, Allah’tan en çok korkanınızdır.
Allah korkusundan ürperip tüyleri kalkanın ağaçtan yaprak dökülür gibi günahları dökülür.
Allah korkusundan ağlayan Cehen-neme girmez.
Günahını düşünüp ağlayanlar, hesapsız Cennete girecektir.
”Cenâb-ı Hakk (c.c.) katında, Allah korkusundan akan gözyaşından ve Allah yolunda akan kandan sevgili damla yoktur.
Arşın gölgesinde gölgelenecek yedi sınıf kimseden birisi de, yalnız iken Allah (c.c.)’ı
hatırlayıp gözyaşı dökenlerdir.Allah (c.c.)’dan korkandan her şey korkar.
Ama Allah (c.c.)’tan kork¬mayanı her şeyle korkuturlar.Allah (c.c.) buyuruyorlar ki, “izzetim hakkı için, bir kulda iki korku, iki emniyet bulundurmam.
Dünyada benden korkarsa, Ahirette onu emin ederim.
Ahıret hususunda emin ise, korkuturum.” İnsan sevdiği şeylerin elden çıkmasından korkar.
Sevdiği kimselerin sevgisini kaybetmekten korkar.
Bunun için Allah (c.c.)’ı en çok sevenler, Allah (c.c.)’tan en çok korkanlardır.
Keza Allah’u teâlâ’yı en iyi tanıyanlar da, O’ndan en çok korkanlardır.
Çünkü Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bir hadis-i şerifte buyuruyorlar ki: “En arifiniz benim, Allah’dan en çok korkanınız da benim.
” Allah’tan korkup günahtan sakınan kimselere “müttaki” denir.
Müttakîler hakkında çok müjdeler vardır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Müttakîlerin hepsi hesapsız Cennete girerler.”
Âlimlerimiz de buyuruyorlar ki: İnsan Allah (c.c.)’tan korkarsa, kalbi hikmetle dolar.
İnsanlar, fakirlikten korktukları gibi Cehennem’den korksalardı Cennet’e girerlerdi.
Dünya’da korkan, âhırette emin olur.
Kalbinde Allah (c.c.) korkusu bulunmayan kalbler harap olmuştur.
Allah (c.c.)’tan korkan kul, kendini hasta görüp ölüm korkusuyla bütün isteklerinden kaçınan kimsedir.
Korkunun dereceleri vardır.
İnsanın kendisini arzulardan men etmesine İFFET,
haramlardan men etmesine VERA, şüphelilerden men etmesine TAKVA denir.
Allah'a yaklaşmağa mâni olan her şeyden men etmesine ise SlDK denir. Böyle kimselere de SIDDÎK denir.
Bir kimse Cehennemden korkar, tevbesiz öleceğinden korkar, gaflete düşüp kalbinin kararacağından korkar, nimetlerin çokluğu sebebiyle zevke dalıp âhıreti unutacağından korkar, bütün kusur ve kabahatlarının ortaya dökülüp rezil ve rüsvây olacağından korkar.
En büyük korku da, ezele ait olup, imansız gitme korkusudur.
Basiret sahipleri akıbetlerinin ne olacağından korkarlar.
En büyük korku budur.
Çünkü Allah (c.c.)’dan celâl sıfatı sebebiyle korkmak, günahı sebebiyle korkmaktan daha üstündür.
Çünkü bu korku hiç gitmez.
Günâhı sebebi ile korkan kimse, günah işlemeyi bırakınca “Niçin Allah (c.c.)’tan korkayım” diye düşünür.
Bu bakımdan Allah (c.c.)’dan Celâl sıfatı sebebiyle korkmak daha üstündür.
Cenâb-ı Hakk (c.c.), Dâvûd aleyhisselâma “Benden kükremiş arslan gibi kork!” buyurdu.
Çünkü arslan, senden korkmaz, öldürmek isteyince de seni bir kabahatin-den dolayı öldürmez.
Allah (c.c.)’yı da böyle düşünenin korkmaması mümkün değildir.Allah (c.c.)’nın rahmetini ümit etmek,
kulu Cennet’e çeken yular gibidir. Havf, ya’ni Allah’tan korkmak ise, Cehennem’e düşmemek ve Cennete gitmesi için vurulan kamçı gibidir.
Ümitten muhabbet doğar. Muhabbet makamından yüksek makam yoktur.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bir hadis-i şerifte buyuruyorlar ki:
“Ölürken herkes, Allah’ı hüsn-i zan etmelidir.
”Cenâb-ı Hakk (c.c.), buyuruyorlar ki;
“Kulum beni zannettiği gibi bulur.
” Allah (c.c.)’nın rahmetinden ümit eden ve kendi günahlarından korkan kimseyi Cenâb-ı Hakk (c.c.), korktuğundan emin eder ve ümit ettiğine kavuşturur.
Günahlarının çokluğu sebebiyle ümitsiz olan birisine Hazreti Ali (r.a.) buyurdu ki:
(Ümitsiz olma,Allah (c.c.)’nın rahmeti senin günahlarından büyüktür.
Rahmeti gazabını aşmıştır.) Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, yine bir hadis-i şerifte buyuruyorlar ki:
“Allah, kıyamet günü, o kadar çok rahmet verir ki, hiç kimsenin kalbinden o kadarı geçmiş değildir.
Hatta şeytan bile merhamet olunacağını düşünerek başını kaldırır.
”Bildirildi ki, Cehennemden iki kişiyi çıkarırlar.
Allah (c.c.), “Yaptıklarınızın karşılığını gördünüz.
Çünkü ben zulmet-mem.” buyurduktan sonra, Cehenneme götürürler.
Birisi çok hızlı yürür, diğeri ise yürümez. Her ikisine bunun sebebini sorarlar.
Hızlı yürüyen “Emir, dinlememenin neye mal olduğunu anladım, onun için hızlı yürüyorum.” der.
Diğeri ise “Rabbime hüsn-i zan ettim. Cehennemden çıkarınca, bir daha sokmaz diye ümit ettim.” der.
Her ikisini de Cenâb-ı Hakk (c.c.)’ın ihsanı ile Cennete götürürler.
Yâ Rab! Bizleri gerçek manada Zat’ından korkanlardan eyleyip, gönül aynamızda hakikat parıltılarını, iki cihanın sır ve hikmetlerini seyrettirerek
gözlerimizi ve gönüllerimizi öyle nurlandır ki, öbür âlemde cennet ve cemâlinle müşerref olalım.
ÂMİN