Alevi ile evlenilir mi
Alevi ile evlenilir mi?
Bir alevi erkek ile bir sünni kız arkadaş(!) oluyor Olay açığa çıkınca aileler güç de olsa anlaşıyor ve bu iki gencin evlenmesine karar veriliyor 2 ay içinde evlenecekler Kızın babası, kızını evlenmezse evlatlıktan reddedeceğini söylüyor Erkek İslam’a öyle karşı ki kızın dini noktalarda bir şey söylemesine dahi tahammül edemiyor 1 Bu durumda kız ne yapmalı?2 Kız bir günah işlemiş fakat bunu kapatmak için böyle bir insanla evlendirilecek olması onu ömrü boyunca dinden uzaklaşmasına sebep olacak Kız evlenmek zorunda mı gerçekten bu çocukla Bu durumda anne ve babasını dinlemeli mi?
Müslüman bir kadın müşrik ya da kitabî gayr-i Müslim bir erkekle evlenemez Bu konuda fakihler arasında ittifak vardır Şayet evlenirse evlilik akdi batıl olur Böyle bir evliliğin tarafları, nikahtan kaynaklanan hiçbir hakkı elde edemeyecekleri gibi, sahih bir nikahın gerektirdiği sorumlulukları da yüklenmezler Şu ayet-i kerime Müslüman bir kadının gayr-i Müslim erkekle evlenemeyeceğini açıkça belirtmektedir: “Ey iman edenler! Mümin kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin Allah onların imanlarını daha iyi bilir Eğer siz onların inanmış kadın olduklarını anlarsanız, onları kafirlere/küffâr geri göndermeyin Çünkü Müslüman hanımlar kafirlere helal değillerdir Kafirler de müslüman hanımlara helal olmazlar”[1]
Bu ayet-i kerime İslam’ın ilk yıllarında caiz olan müşrik bir erkeğin müslüman bir kadınla evlenmesini -kesin bir şekilde- haram kılmıştır[2]
Buna göre müslüman kadınlar inkar etmelerinden dolayı kafir erkeklerle evlenemezler Ayet-i kerimede geçen “küffar/kafirler” kelimesi “âmm” bir lafız olduğundan Müslüman olmayan her erkeği kapsar[3]
Buna göre Müslüman kadın, Ehl-i Kitab biriyle olduğu gibi gayr-i Müslim başlığı altında toplanan diğer erkeklerle de evlenemez Ayetin evlilik meselesini, ‘müslüman hanımların kafirlere’ helal olmadığını, “kafirlerin müslüman hanımlara helal olmayacağı’ şeklinde tekrar etmesi ya evliliğin haram olduğunu tekit etmek için ya da ilk ifade ile –müslüman kadının- nikahının ortadan kalktığını ikinci ifade ile de eşler arasında yeni bir nikah kıymanın mümkün olmadığını bildirmek içindir[4]
Ulema da ayeti bu şekilde anlamış ve Hristiyan bir erkekle, Müslümanlığı tercih eden eşinin arasını ayırmıştır Nitekim Hristiyan olan Benû Ta’leb’ten bir adamın eşi müslüman olup, adam İslam’ı kabul etmemede diretince Hz Ömer eşler arasını ayırmıştır[5]
Müslüman kadının Müslüman olmayan erkekle evlenemeyeceği açık olduğuna göre bu durumda kimin Müslüman olduğunu tespit etmek gerekir Müslüman; İslam’ın bütün kesin hükümlerine inanıp hiç birisin reddetmeyen kimsedir Müslüman; namaz, zekat, hac gibi kesin emirlerle birlikte zina, katl, içki gibi kesin yasakları kabul edip onların varlıklarına inanan kimsedirBahsettiğiniz şahıs, İslam’ın emir ya da yasaklardan birine inanmıyorsa Müslüman bir kadın onunla evlenemez Kadın, aksi hareket ederse evlilik akdi batıldır
Gayr-ı meşru ilişki içerisinde olduğundan da Allah Teala’nın lanetini kazanırMüslüman olmayan erkekle evliliğe zorlanan kız, ebeveyninin sözünü dinlemeyecektir Nitekim Allah Teala şöyle buyurmaktadır: “Eğer (anne ve baban) hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme Fakat dünyada onlarla iyi geçin Bana yönelenlerin yoluna uy Sonra dönüşünüz ancak banadır Ben size yapmakta olduğunuz şeyleri haber vereceğim”[6]
Ayet-i kerime bahsi geçen kız için adeta bir yol haritası mesabesindedir
[1] Mümtehine(60): 10
[2] Vehbe Zuhayli, et-Tefsiru’l-Münir, Beyrut, 2003, XIV, 519
[3] Zekiyyüddin Şaban, el-Ahkamu’ş-Şeriyye li’l-Ahvâli’ş-Şahsiyye, Binğâzi, 1993, s 178
[4] Ebu’s-Suud, İrşadu Akli’s-Selim, Beyrut, 1999, VI, 238
[5] Şaban, el-Ahkamu’ş-Şeriyye, s 179
[6] Lokmân(31): 16
Müslüman bir hanım ancak müslüman bir kimse ile evlenebileceğinden önce müslümanı tanıtmamız lazımdır Müslüman, İslâm dininin bütün kesin hükümlerini kabul edip hiç birisini reddetmeyen kimsedir Yani namaz, oruç, zekât, hac, abdest, gusül ve benzeri emirleriyle; zina, içki, faiz ve benzeri nehiyleri kabul edip onlara inanan kimsedir Ama zikredilen şeylerin tümünü veya bir kısmını kabul etmeyen kimse müslüman sayılmadığı gibi onunla evlenmek de caiz değildir Evlenme vaki olduğu takdirde evlilik hayatı gayri meşrudur Bunun adı ister sünni olsun, ister alevi olsun
Demek ki evlenmenin ölçüsü İslâm'dır Maalesef bugün yurt içinde veya dışında birçok müslüman hanım, durumu sormadan ve İslâm'ın hükmünü öğrenmeden müslüman olmayan kimse ile evlenir ve kendini kıyamete kadar Allah'ın lanetine müstahak eder (Halil GÜNENÇ, Günümüz Meselelerine Fetvalar II 119)
Bu konuda bir süreden beri sualler sorulmakta, cevaplar beklenmektedir Önce bir hususa işarette bulunmak istiyorum
Biz Alevî-Sünnî ihtilafını körükleyip ayrılık gayrıhk meydana getirmeye taraftar değiliz Birlik ve beraberlikten yanayız İhtilâfları körüklemekten, farklı anlayışları alevlendirip birliğimizi bozmaktan hiç kimseye fayda gelmez, ancak hepimize zarar gelir Bunu böyle biliyor, böyle de inanıyoruz
Aslında bir Müslüman’ın veya bir tarikatın Hz Ali muhabbetini meslek ve meşrebine esas almasının dinen hiçbir mahzuru yoktur Diğer sahabelere tecâvüz etmemek, Kur'an ve Sünnet'in ışığında namazını kılmak, orucunu tutmak ve diğer sorumluluklarını yerine getirmek kaydı ile, Hz Ali ve Ehl-i Beyt muhabbetini rehber edinmenin hiçbir mahzuru yoktur Gerçek şu ki, Kitap ve Sünnet'i bilen ve gereği gibi yaşayan hakikî bir Alevî, ancak Allah-ü Teâlâ'yı ma'bûd olarak tanır Kendisini, İslâmîyet’in bir ferdi olarak bilir, Peygamberimizi, en son Peygamber, Kur'ân-ı Kerîm'i de son semavî kitap kabul eder
Bu sun’î ayrılığın ortadan kalkmasının tek yolu, Kur'an'ın ışığı altına girmek ve O'nu yegâne ölçü kabul etmektir Nitekim Cenâb-ı Hak Kur'ân-ı Kerim'de, “Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız ve ayrılmayınız” buyurmakla, bütün Müslümanların Kur'an etrafında toplanmasını emretmektedir
Bu anlayış içinde sualin cevabını vermeye çalışacağım
Önce Alevîliğin ne olduğunu belirlememiz gerekir ki, hüküm vermekte isabet edelim Gerçekten de Alevîlik nedir? Evet, cevabını aradığımız soru budur Alevîliğin ne olduğunu belirleyebilsek mesele biter, "Evlenmek uygundur, yahut da değildir" diye cevap verebiliriz Ne var ki, ülkemizdeki Alevîlik anlayışı tek ve net değildir Bazı Alevî temsilcilerinin Alevîlik anlayışlarını dinledim Samanyolu Televizyonu'nda
Şayet Alevîlik böyleyse dinen evlenmek de isabetli, akraba olmakla da fayda vardır Tanışırız, anlaşırız Bu dedeler diyorlar ki:
- Alevilik Kur'ân'ın dışında olamaz Sünnetin zıddına anlaşılamaz Peygamber Efendimiz'in yaşayışına ters şekilde yorumlanamaz, Alevîlik'te namaz, oruç, hac, zekât gibi dinî emirlerin hepsi de vardır ve mevcuttur Aksini iddia edenler Alevîliği kendi maksatlarına âlet etmek isteyenlerdir Onların oyununa gelinmemeli, Aleviliği İslâm'ın dışında göstermek isteyenlere itibar edilmemelidir
Alevîlik böyleyse bir diyeceğimiz olmaz Din kardeşi anlayışı içinde bakarız kendilerine, hatta bir kısım kusur ve noksan*larını da görmezlikten geliriz Çünkü hepimizde vardır kusur ve amel eksikleri
Ancak böyle değil de, alevîlik bazılarının iddia ettikleri gibi ise Yani:
- Namaz, oruç, zekât yoksa; ibadetlerini sadece bir kalb, gönül meselesi telâkki ediyor, beş vakit namazı inkarda bulunuyorlarsa: Resulüllah 'ın raşid halifelerine hürmetsizliği esas alıyor, bazı tarihî olayları günümüze taşıyarak düşmanlığı canlı tutmayı düşünüyorlarsa; bilhassa farz olan guslü kabul etmiyor, cünüblükten sonra yıkanmayı uygun bulmuyorlarsa bunları kabul etmeyenle edenin bir arada huzurlu bir yuva kurmaları, sevgi içinde mutlu ve bahtiyar olmaları aklen mümkün olmadığı gibi naklen de uygun olmaz Aynı kültürü paylaşanların bile huzur içinde geçinmelerinde zorluk çıktığı günümüzde ayrı kültürde olanların huzur içinde mutlu bir aile hayatı sürdüreceklerini sanmak, ne derece gerçekçi olur, düşünülsün Bunun için diyorum ki: “Alevîliği taraflar nasıl anlıyorlar, önce bunu tesbite ihtiyaç vardır!”
Kur'ân'ı kutsal kitabımız olarak esas alıyorlarsa, Kur'ân'ın mânâsının sünnette açıklandığını kabul ediyorlarsa, Resulüllah'ın ve Ehli Beytin yaşayışını Örnek biliyorlarsa aramızda temelde ayrılık yok demektir Diğer farklılıkları hoşgörmek mümkün olabilir
Farzları kabul eden kimse mü'mindir Kabul etmeyen ise inkarcı konumundadır Bunu tesbit ise, görüşüp konuşmakla mümkün olur Görüşüp konuşmadan kestirip atmak peşin hükümlülük olur
Bir mühim noktaya daha işaret etmek isterim:
Alevîliği İslâm'ın içinde yorumlayan din (kardeşimiz), dışında anlayan da (vatandaşımız)dır Biz vatandaşımızla da karşılıklı saygı içinde yaşamak isteriz Bu, bizim Müslümanlığımızın da gereğidir
Alevîlik Kur'ân'm dışında olamaz Sünnetin zıddına anlaşılamaz Peygamber Efendimiz'in yaşayışına ters şekilde yorumlanamaz Alevîlik'te namaz, oruç, hac, zekât gibi dinî emirlerin hepsi de vardır ve mevcuttur Aksini iddia edenler Alevîliği kendi maksatlarına âlet etmek isteyenlerdir Onların oyununa gelinmemeli, Alevîliği İslâm'ın dışında göstermek isteyenlere itibar edilmemelidir Resûlüllah'ın damat ve kayınpederliğe lâyık bulduklarını sevmek ve saymak bizim görevimizdir
Ahmet Şahin, Aile İlmihali, Cihan Yayınları
Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet Editör
Alıntıdır