Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Alay etmenin cezası
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ceylannur" data-source="post: 24397" data-attributes="member: 1208"><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><strong><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'verdana'">Alay etmenin cezası</span></span></strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Gavs-ül-Memdûh hazretleri, bir gün dergâhın önünde otururken Abdürrahîm Efendiyi huzûr-ı şerîflerine çağırdı. Şam'a gidip gitmediğini sordu. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">O da; </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">"Gitmedim efendim" deyince; </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">"Şu tarafa bak bakalım ne göreceksin?" buyurdu. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">İşâret ettiği yöne baktığında, yemyeşil bahçeleriyle, Şam'ın karşısında durduğunu hayretle gördü. Şam'ı merakla seyrettiğini gören Gavs-ül-Memdûh;</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">"Abdürrahîm! Boşi köyü buradan uzakta mıdır görülebilir mi?" buyurunca, rüyâdan uyanır gibi Şam gözlerinden silindi ve hocasına;</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">"O köy buraya uzaktır, görünmez efendim." diye cevap verdi. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Bunun üzerine; </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">"Doğu tarafına bak!" buyurdu. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">O anda küçük bir tepenin yamacında kurulmuş olan Boşi köyü gözünün önüne geldi. O anda köyün bir kenarında, Gavs-ül-Memdûh'un talebelerinden birkaç tânesi oturmuş sohbet ediyorlardı. Köy bekçisi de yanlarında sırt üstü uzanmış yatıyor, talebelerle alay ediyordu. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Gavs-ül-Memdûh; </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">"Abdürrahîm! Bekçinin arkadaşlarınla alay ettiğini görüyor musun?" diye sordu. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">O da; </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">"Görüyorum efendim. Eğer müsâade buyurursanız hemen hakkından geleyim." diye sordu.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Hocasının hiç cevap vermemesinden cesâretlenerek ayağını hızla bekçiye doğru salladı. Allahü teâlânın izniyle, ayağı bekçinin tam karnına isâbet etmiş ki, birden karnını tutmaya ve feryâd etmeye başladı. Bir daha vuracaktı, fakat Gavs-ül-Memdûh;</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">"Yeter yâ Abdürrahîm!" buyurunca, durdu. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Boşi köyü de gözünden kayboldu. Hocasının bu kerâmetlerine hayran kalmıştı.</span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Aradan on gün geçmişti. Boşi köyünün bekçisi, yüzü sarılı bir hâlde Gavs-ül-Memdûh'un huzûruna çıkarıldı. Ağzı sol kulağına kadar eğilmişti. Eğilen taraf kırış kırış olmuş, diğer tarafı da davul zarı kadar gerginleşmişti. Bu sebeple ne ağladığı ne güldüğü, ne de konuştuğu anlaşılıyordu. Zor konuşabilen bekçi; </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">"Aman yâ Hocam! Allahü teâlâyı zikreden talebelerinle alay ederken, birisi şiddetle karnıma vurdu. O anda bütün vücûdum hareketsiz kaldı. Ağzım da bu hâle geldi. Bundan böyle hatâmı anladım ve tövbe ettim. Ne olur beni affediniz ve ağzımın eski hâle gelmesi için duâ ediniz." diyerek ağladı.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Gavs-ül-Memdûh onun bu durumuna çok üzüldü. Merhamet edip ellerini kaldırarak duâ etmeye başladı. Sonra mübârek elini bekçinin yüzüne sürdü. O anda bekçinin ağzı, Allahü teâlânın izniyle eski hâline geldi...</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ceylannur, post: 24397, member: 1208"] [FONT=Verdana][SIZE=2][B][FONT=times new roman][FONT=verdana]Alay etmenin cezası[/FONT][/FONT][/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=2]Gavs-ül-Memdûh hazretleri, bir gün dergâhın önünde otururken Abdürrahîm Efendiyi huzûr-ı şerîflerine çağırdı. Şam'a gidip gitmediğini sordu. O da; "Gitmedim efendim" deyince; "Şu tarafa bak bakalım ne göreceksin?" buyurdu. [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]İşâret ettiği yöne baktığında, yemyeşil bahçeleriyle, Şam'ın karşısında durduğunu hayretle gördü. Şam'ı merakla seyrettiğini gören Gavs-ül-Memdûh; [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]"Abdürrahîm! Boşi köyü buradan uzakta mıdır görülebilir mi?" buyurunca, rüyâdan uyanır gibi Şam gözlerinden silindi ve hocasına; [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]"O köy buraya uzaktır, görünmez efendim." diye cevap verdi. [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]Bunun üzerine; [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]"Doğu tarafına bak!" buyurdu. [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]O anda küçük bir tepenin yamacında kurulmuş olan Boşi köyü gözünün önüne geldi. O anda köyün bir kenarında, Gavs-ül-Memdûh'un talebelerinden birkaç tânesi oturmuş sohbet ediyorlardı. Köy bekçisi de yanlarında sırt üstü uzanmış yatıyor, talebelerle alay ediyordu. [/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=2]Gavs-ül-Memdûh; [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]"Abdürrahîm! Bekçinin arkadaşlarınla alay ettiğini görüyor musun?" diye sordu. [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]O da; [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]"Görüyorum efendim. Eğer müsâade buyurursanız hemen hakkından geleyim." diye sordu. [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]Hocasının hiç cevap vermemesinden cesâretlenerek ayağını hızla bekçiye doğru salladı. Allahü teâlânın izniyle, ayağı bekçinin tam karnına isâbet etmiş ki, birden karnını tutmaya ve feryâd etmeye başladı. Bir daha vuracaktı, fakat Gavs-ül-Memdûh; [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]"Yeter yâ Abdürrahîm!" buyurunca, durdu. [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]Boşi köyü de gözünden kayboldu. Hocasının bu kerâmetlerine hayran kalmıştı.[/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=2]Aradan on gün geçmişti. Boşi köyünün bekçisi, yüzü sarılı bir hâlde Gavs-ül-Memdûh'un huzûruna çıkarıldı. Ağzı sol kulağına kadar eğilmişti. Eğilen taraf kırış kırış olmuş, diğer tarafı da davul zarı kadar gerginleşmişti. Bu sebeple ne ağladığı ne güldüğü, ne de konuştuğu anlaşılıyordu. Zor konuşabilen bekçi; [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]"Aman yâ Hocam! Allahü teâlâyı zikreden talebelerinle alay ederken, birisi şiddetle karnıma vurdu. O anda bütün vücûdum hareketsiz kaldı. Ağzım da bu hâle geldi. Bundan böyle hatâmı anladım ve tövbe ettim. Ne olur beni affediniz ve ağzımın eski hâle gelmesi için duâ ediniz." diyerek ağladı. [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]Gavs-ül-Memdûh onun bu durumuna çok üzüldü. Merhamet edip ellerini kaldırarak duâ etmeye başladı. Sonra mübârek elini bekçinin yüzüne sürdü. O anda bekçinin ağzı, Allahü teâlânın izniyle eski hâline geldi... [/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Alay etmenin cezası
Üst
Alt