Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Sağlıklı yaşam
Hastalıklar
Akustik Nörinom Ne Hastalığıdır
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ömr-ü diyar" data-source="post: 12021" data-attributes="member: 376"><p><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><p style="text-align: left"><img src="https://img84.imageshack.us/img84/9812/akustiknorinomnedir.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Akustik nörinom(AN), schwann hücrelerinin proliferasyonu sonucu oluşan, internal akustik kanal içerisinde, özellikle vestibuler sinirden köken alan ve perifer-santral myelin kavşağında başlayan, kapsüllü, benign bir tümördür.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Terminolojide kullanılan “akustik nörinom” adı aslında yanlıştır. Tümör ne akustiktir (vestibüler sinirden köken alır), ne de nörinomdur (nöral komponent içermez. Doğru terminoloji olarak “vestibüler schwannoma” ismi üzerinde bir konsensus oluşmuştur.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen">TARİHÇE</span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen"></span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">İlk kez 1777’ de bir otpside izlenmiş ve 1830 yılında Charles Bell tarafından klinik bir antite olarak tanımlanmıştır. 1800’ lerin ortalarında cerrahi tedavi devreye girmiş ve tümöre yönelik ilk cerrahiyi Mc Burney uygulamıştır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen"></span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen">EPİDEMİYOLOJİ</span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Tüm intrakranyal tümörlerin % 6’sını oluşturur. Serebellopontin köşe tümörlerinin</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">% 80’inden fazlası akustik nörinomdur. Irklar ve cinsiyetler arasında anlamlı fark yoktur (kadınlarda bir miktar daha fazla görülür). Bir yıl içinde her 1 milyon kişide 10 yeni vaka tespit edilmekte, ancak yavaş büyüdükleri ve semptom vermeyen okült tümörlerin daha sık olması sebebiyle gerçek insidanslarının daha yüksek olduğu düşünülmektedir. Yapılan kadavra çalışmaları sonucunda elde edilen düzeltilmiş gerçek insidans %0,8 olarak rapor edilmiştir (1991 UCSF çalışması).</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen">KLİNİK TİPLER</span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">A.) Unilateral Sporadik(%95): İleri yaşlarda görülür. Tümör gelişimi orta yaşlarda başlar (ortalama 50 yaş). Genetik geçiş yoktur ve başka tümörlerle birlikteliğine rastlanmaz.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">B.) Bilateral Herediter(%5): Daha erken yaşlarda ortaya çıkar (ortalama başlangıç yaşı 31). Nörofibromatozis tip-2’ de görülür. Otozomal dominant geçiş özelliği gösterir. Bilateral olma olasılığı fazladır. Başka tm.’lerle birlikte görülebilir. Çocukluk çağında oldukça nadir görülmekle beraber, çocuklarda görülen tümörlerin hem vaskülarizasyonu fazladır, hem de daha hızlı büyürler.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Nörofibromatozis tip-1’de de nadiren akustik nörinom (AN) oluşabilir (%2’ den daha az oranda unilateral AN görülebilir).</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen">PATOGENEZ</span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">AN genelde internal akustik kanal içerisinde vestibüler sinir truncusunda oluşur ve büyük kısmı internal akustik kanalın medialinden köken alır. Ancak iç kulakta, vestibüler sinirin myelinli dendritlerinden bile gelişebilir. Koklear sinirde nadir de olsa oluştuğu bilinmektedir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Vestibüler sinirin kafa tabanı ile labirent arasındaki uzunluğu yaklaşık 2 cm’ dir. Bu mesafenin yarısında, scarpa ganglionu civarında santral ve periferal myelin arasında geçiş bölgesi (transizyonel zone) mevcuttur (8. sinirin proksimal segmentini oligodendroglial, distal segmentini schwann hücreleri sarar). Bu bölgeye Obsteiner-Redlich bölgesi (neuroglial-neurilemmal junction) adı verilir. Obsteiner-Redlich alanının (nöroglial- nörilemmal kavşak) AN orijini için özel bir bölge olduğuna inanılmaktadır. AN’ un vestibüler sinir üzerinde farklı yerlerde ortaya çıkabilmesi, transizyonel zonun yerindeki varyasyonlarla açıklanmaktadır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Diğer bir teoriye göre ise, ganglion alanındaki schwann hücresi populasyonunun diğer bütün bölgelerden fazla olmasının bu bölgede AN gelişimini kolaylaştırdığı düşünülmektedir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen">MOLEKÜLER GENETİK</span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">NF tip-2’de patoloji 22. kromozom uzun kolundadır. AN’ lu hastaların da % 57’sinde 22. kromozomda majör degişiklikler olduğu gösterilmiştir. Ancak sporadik AN’un genetik temeli halen çok açık değildir. Günümüzde tümör supresör gen ve onkogen teorileri üzerinde çalışılmaktadır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Double Hit Teorisi:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">AN için tm. supresör gen 22. kromozomdadır. Bu genin disfonksiyonu için kromozomun her iki kopyasının da defektif olması gerekir. Buna göre sporadik AN oluşumu için ardışık 2 mutasyon gerekir. Bunun ortaya çıkması için gende yüksek spontan mutasyon oranı olması şarttır. İşte bu sebeple sporadik AN oldukça nadir görülür. NF tip-2’de zaten bu kromozomun bir kopyası defektifdir. Sadece 1 mutasyon AN gelişimi için yeterli olur.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen">MOLEKÜLER MEKANİZMA</span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen"></span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Nerve Growth Factor (NGF)’ ün tümör gelişiminde rol oynayan asıl proliferatif faktör olduğu düşünülmektedir. NF tip-2’ li hastalarda serumdaki konsantrasyonu normalden yüksek olarak ölçülmüştür.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Yüksek Glial Growth Factor (GGF) seviyeleri schwann hücre proliferasyonunu artırır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Fibroblast Growth Factor m-RNA (FGF m-RNA) ekspresyonunun artışı mitojen özellik gösterir ve hastalarda ekspresyonunun arttığı bulunmuştur.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Platelet Derived Growth Factor (PDGF) geni 22. kromozomda NF tip-2 geninin yakınında yerleşmiştir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen">ENDOKRİNOLOJİK İLİŞKİLER</span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Kadınlarda biraz daha fazla görülmesi ve gebelikte AN büyüme hızının artması sebebiyle östrojen, progesteron ve testosteronun etkileri araştırılmış ve değişik oranlarda yüksek affiniteli östrojen ile progesteron reseptörleri saptanmıştır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">-östrojen reseptörü %19</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">-progesteron reseptörü %17</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">-her iki reseptör birlikte %8</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Bu hormonların tümör kitlesini artırıcı etkilerinin vasküler endotel proliferasyonunu indükleyerek ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. AN’ da Gelecekte antihormonal kemoterapinin de gündeme gelmesi olasıdır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen">PATOLOJİ</span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Kapsüllü, benign, yavaş ilerleyen tümörlerdir. Sarı-gri renkte, heterojen yapıda ve düzgün yüzeylidirler. Sıklıkla kistik komponent içerirler. Vaskülarizasyon en fazla tümörün yüzeyindedir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen"></span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen">HİSTOPATOLOJİ</span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">İki tip histopatolojik hücre morfolojisi gösterirler:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Antoni A : Küçük, yoğun bir şekilde bir araya gelmiş, iğ şeklinde hücrelerle ve koyu renkte boyanan nükleuslarıyla tanınır. Palizatik dizilimli nükleus odakları sebebiyle hücrelerin girdap tarzında bir görünümleri vardır. Bu yapıya Verocay cisimcikleri adı verilir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Antoni B: Gevşek olarak bir araya gelmiş, vakuole hücrelerdir. Nükleusları büyük ve atipik görünümlüdür ve patologlar bu nükleus yapısını “ancient schwannoma” olarak adlandırırlar. Yoğun bir şekilde boyanırlar. Büyük tümörlerde bu tip baskındır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Bu yapıların tümörün kliniği ile ilişkisi yoktur. Bir AN’ da bu tiplerden bir tanesi baskın olabilir veya her ikisi karışık yapıda ortaya çıkabilir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">S-100 immünoperoksidaz ile boyanma, schwann hücre orijinini konfirme etmede kullanılır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Çok nadir olmakla beraber malign dejenerasyon bildirilmiştir. Radyoterapi sonrası malign transformasyon olasılığı vardır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen">TÜMÖR BÜYÜME HIZI</span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Yavaş büyürler.Tümör içinde prolifere olan hücre oranı %0.36-%3.15 arasında değişir. Mitotik indeksin (timidin analoğu olan 5-bromodeoksiuridin infüzyonu ile tespit edilen replike olan -S fazındaki- hücrelerin tüm hücrelere oranı mitotik indeksi gösterir) düşük olması tümörün yavaş büyüdüğünü gösterir. Hasta yaşı ile tümör büyüme hızı arası ilişki yoktur. 1991 UCSF çalışmasına göre tümörlerin büyüme paternleri şu şekilde belirlenmiştir:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">0.2 cm/yıl’ dan fazla büyüme %22</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">0.2 cm/yıl’ dan az büyüme %26</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Tümörde büyüme olmaması %34</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Tümörün küçülmesi %18</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Ortalama büyüme hızı 0.1-0.2 cm/yıl’ dır. NF tip-2’ ye bağlı AN daha hızlı büyür. Tümör içine kanama ve kistik komponentte hızlı artış tümörün hızla büyümesine yol açar. Bu kanama, kafa travması veya aşırı fizik egzersiz sonrası meydana gelebilir ve hastanın kliniği aniden kötüleşir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen"></span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen">TÜMÖRÜN EVRELERİ</span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">İntrakanaliküler: Tümör internal akustik kanal içindedir. Bu evrede tanı konulabilir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Sisternal (Serebellopontin köşe): Tümör serebello-pontin açı sisternasına bası yapmaya başlar. Öncelikle 7. ve 8. sinirler ile Anterior inferior cerebellar arter (AICA) etkilenir. Bu evrenin ileri dönemlerinde ipsilateral Trigeminal sinir etkilenmeye başlar.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Beyin sapına bası yapan (Brainstem compressive): Ponsun lateral yüzeyine temas meydana gelir. İpsilateral trigeminal sinire bası nedeniyle oluşan semptomlar gözlenebilir. Geç dönemlerinde kontrlateral trigeminal sinir de etkilenmeye başlar.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Hidrosefalik: Tümörün iyice büyümesiyle 4. ventrikül kollabe olur ve BOS dolaşımı bozulması sonucu hidrosefali ortaya çıkar.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen"></span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen">KLİNİK</span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">İntrakanaliküler evrede, 8. sinire ait sınırlı bulgular oluşur (işitme kaybı, tinnitus, vertigo)</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Sisternal evrede, işitme kaybı artar, vertigo azalır yerini denge kaybı alır. Nadiren lokal dura irritasyonu sonucu baş ağrısı ortaya çıkar.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Beyin sapına bası evresinde, trigeminal semptomlar ortaya çıkar (midfasiyal ve korneal hipoestezi). Bu evredeki hastalarda ataksi ve oksipital baş ağrısı saptanabilir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Hidrosefali oluştuğunda, trigeminal semptomlar artar (fasial güçsüzlük ve yüzde seğirmeler meydana gelir). Yürüme iyice bozulur. Generalize baş ağrısı, görme kaybı ve diplopi rastlanabilecek diğer bulgulardandır. Tümörün büyüklüğü sebebiyle diğer kranyal sinirlerle ilgili bulgularda bu evrede görülebilir (ses kısıklığı, disfaji, aspirasyon, omuz ve dilde güçsüzlük). Terminal evrede kontrlateral hemiparezi ve hemipleji oluşur. Sonuçta serebellar tonsillerin herniasyonu ile solunum arresti gelişerek ölüm meydana gelir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Genelde ilk iki evrede tanı konulur. Yapılan çalışmalarda tanı konulmasından ortalama 4 yıl önce intrakanaliküler evre semptomlarının oluşmaya başladığı, 1.5 yıllık bir süre sonrasında bunu sisternal evrenin izlediği ve 1 yıl kadar sonra da beyin sapına bası bulgularının ortaya çıktığı ortaya konulmuştur.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Eğer tm. intrakanaliküler evrede yakalanamazsa, tümörün büyümeye devam etmesine rağmen klinik semptomların değişmediği bir boşluk evresine girilir. Diğer semptomların oluşmasıyla hasta hekime başvurursa , teşhis sisternal evrenin ileri safhalarında konulabilir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Bazı tümörler, internal hemoraji veya kistik dejenerasyon sonrası hızla büyüyüp;</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Ani işitme kaybına,</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Akut nörolojik bulgulara sebep olabilir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Nörolojik durumda ani bozulma sebepleri arasında şunları sayabiliriz:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*İntratümöral hemoraji</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Vasküler spazm</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Emboli</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Peritümöral anevrizma rüptürü.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">İşitme Kaybı:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Hastalığın en sık bulgusudur(% 95). % 67 oranında başlangıç semptomu olarak ortaya çıkar. Sebebi N. cochlearis’in basıya uğraması ve/veya koklear kan akımının bozulmasıdır. Geçen süreyle beraber işitme kaybı kademeli olarak artar, sonuçta total işitme kaybı oluşur.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">İşitme kaybı tipik olarak, unilateral, sensorinöral, asimetrik ve özellikle erken evrelerde yüksek frekansları tutma eğilimindedir. Karakteristik olarak SDS, saf ton işitme eşiklerine göre daha fazla bozulmuştur. Odiyogramda, % 66 oranında yüksek frekansları tutan işitme kaybı, % 20 oranında ise yukarı çıkan eğri veya düz bir hat şeklinde traseler oluşur. % 1-5 hastada odiyolojik testler normal sınırlarda olabilir. % 7 hastada ise simetrik işitme kaybı bulunmuştur. Ani işitme kaybı, hastaların % 15-26’ sında bildirilmiştir (sebebi internal oditor artere basıdır). Ancak ani işitme kaybı olan hastaların %1’ inde sebep AN’ dur.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Tinnitus:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">AN’ lu hastaların %50-70’ nde görülür. Yüksek vurulu ve tümörlü kulağa lokalizedir. %1-4 oranında işitme kaybı olmadan da tinnitus olabilir. Unilateral tinnitus mutlaka AN açısından araştırılmalıdır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Vertigo ve Denge Bozukluğu:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">%7 oranında başlangıç semptomu vertigo veya denge bozukluğudur. Gerçek vertigo AN’da sık değildir (%19) ve küçük tümörlerde daha fazla ortaya çıkar. Denge bozukluğu daha sıktır ve tümör büyüdükçe bu şikayet artar (>3cm tm.’lerin %70’inde görülür). Çoğu hastada santral kompansasyon sebebiyle vertigo oluşmaz.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Serebellar Disfonksiyon:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Serebellar disfonksiyon, İpsilateral inkoordinasyon, entansiyonel tremor, ataksi veya denge bozukluğu şeklinde ortaya çıkabilir. Şikayetler alt ekstremitelerde daha fazladır. Hasta tümörün olduğu yöne düşme eğilimindedir. Tümör büyüdükçe şikayetler artar.Ciddi vakalarda hipotoni oluşabilir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Fasial Duyu Kusuru, Güçsüzlük ve Seğirme:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">2cm.’den büyük tm.’lerde %40-50 oranında tespit edilir. Daha küçük tümörlerde görülmez. En sık midfasial hipoestezi ile karşılaşılır. Sebebi trigeminal sinire olan basıdır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Duyu kusuru oluşmadan önce, ilk olarak kornea refleksi kaybı meydana gelir. Yüzde ve dişlerde oluşan anestezi sebebiyle hastalar sık sık dilini ve yanak mukozasını ısırabilirler.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Fasiyal ağrı sık değildir. Daha çok yanma ve karıncalanma ortaya çıkar. Çoğu hasta ve hekim bunu yanlış olarak diş ve paranazal sinüs hastalıklarına bağlar.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Büyük tümörlerde, superior cerebellar arter veya petröz venin trigeminal sinire basısı nedeniyle trigeminal nevralji oluşabilir. Çok büyük tümörler kontrlateral trigeminal sinir bulgularına da neden olabilir. Nadiren trigeminal sinir motor bölümünün disfonksiyonu ile çiğneme kaslarında güçsüzlük ve atrofi izlenebilir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Fasial hiperfonksiyon (seğirmeler) tümör boyutundan bağımsız olarak hastaların %10’unda ortaya çıkar ve en sık orbicularis oculi kasında görülür.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Fasial sinir fonksiyonları nadiren bozulur. Fasial sinirin tümör basısına ve çekmesine karşı daha dayanıklı olduğu belirtilmektedir. Fasial bulguların ortaya çıkması için fasial sinirde %50’den fazla aksonal dejenerasyon olması gerekir. UCSF çalışmasında tümörün tüm boyutlarında fasial sinirin hemen hemen eşit olarak etkilendiği bulunmuştur. Klinik bulgu olmamasına rağmen EMG ile ölçülebilen hasar daha sıktır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Hitselberger bulgusu: Fasial sinirin DKY arka duvarı ve konkayı uyaran sensoriyel liflerinin disfonksiyonu sonucu , bu bölgelerde oluşan hipoestezidir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Baş Ağrısı:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Erken evrelerde vasküler, nöral veya dural yapılara bası ya da irritasyona bağlı olarak tümör ile aynı tarafta , frontal ya da oksipital bölgede oluşur. İleri evrede hidrosefaliye bağlı yaygın ağrı ortaya çıkar. Tümörün boyutu arttıkça ağrı da artar. Ağrı genelde sabahları daha şiddetlidir ve kafa hareketleriyle şiddetlenir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Artmış intrakranyal basınca bağlı bulgular</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Baş ağrısı</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Bulantı-kusma</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Görme kaybı</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Diplopi</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Papil ödemi</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Anosmi</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Alt Kranyal Sinir Paralizileri:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">AN ilerleyişi sırasında en son oluşan bulgulardandır. Tümörün inferomediale aşırı büyümesiyle 9. , 10. , 11. ve 12. kranyal sinirler basıya uğrayabilirler. Sonuçta disartri, disfaji, aspirasyon ve ses kısıklığı ortaya çıkabilir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Hemiparezi-Hemipleji:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Çok geç semptomdur. İpsilateral ekstremitelerde disfonksiyon ve hiperaktif derin tendon refleksleri vardır. Bunun sonrasında ise hemipleji gelişir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">-Hiperrefleksi %24</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">-Ekstremite güçsüzlüğü %9</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">(Erickson et al. 1965)</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">(1991 UCSF çalışmasında hiçbir hastada tesbit edilmemiş.)</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Asemptomatik Tümörler:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Gd-MRI’ın kullanıma girmesiyle beraber şans eseri bulunan tümörlerin tanımlanmasıyla beraber oluşan yeni bir hasta subpopulasyonudur. %0.8’ lik bir grubu oluştururlar</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: YellowGreen">TANI</span></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Kapsamlı KBB ve nörolojik muayene</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Odiyolojik testler:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Kesin tanı koydurucu özellikte değillerdir. AN açısından yüksek risk altındaki hastaların seçilmesinde işe yararlar. Daha ileri tetkiklere geçmeden önce yapılması gereken ilk basamak tetkiklerdir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Pure tone odiogram</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Speech discrimination score (SDS)</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*ABLB</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*SISI</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Tone decay</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Bekesy odiometrisi</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Akustik refleks testi</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Reflex decay</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*BERA</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Pure tone odiogram:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Tipik bir odiyogramla karşılaşılmaz. Düz, alçalan veya yükselen tipte traseler ortaya çıkabilir. En sık yüksek frekanslarda kayıp tespit edilir. İşitme kaybı sıklıkla tek taraflı, asimetrik ve yüksek frekansları tutan işitme kaybı şeklindedir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Speech Discrimination Skoru:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Kötü SDS retrokoklear patolojinin kardinal bulgusudur. Hastalarda SDS % 0-78 arasında değişir. Pure tone odiyogram normal olsa bile SDS sıklıkla bozulmuştur. Roll over fenomeni %65 mevcuttur (roll-over fenomeni, uygulanan ses şiddeti progresif olarak artırılırken SDS’ nun %20’ den fazla azalması olarak tarif edilir).</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">İntegrasyon listesinde 3’ den fazla hata santral kaynaklı patolojiyi gösterir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Tone Decay:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">%45-78 arasında (+) bulunur. 60 sn. içerisinde 30 dB’den fazla adaptasyon retrokoklear patolojinin göstergesidir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Bekesy Odiometrisi:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Tip III veya Tip IV trase elde edilmesi retrokoklear patolojiyi gösterir. AN’ lu hastalarda %40-50 oranında ortaya çıkar.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Akustik Refleks Testi:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Tümörün bulunduğu tarafta, ipsilateral ve kontrlateral refleksler alınmaz. AN’da refleks patolojileri %36-100 arasında bildirilmiştir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Refleks Decay:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Hastalarda %85-97 arasında bulunur. İlk 5 sn.’de ilk refleks değerinden %50 veya daha fazla düşüş olması testin (+) olduğunu gösterir. İşitme kaybı fazla ise refleksin ortaya çıkması beklenemeyeceğinden bu test yapılamaz.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">BERA:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Objektif bir testtir. AN için odiolojik testlerin en sensitif ve en spesifiğidir. Hastalara yapılan BERA’ da:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">- V. Dalga latensi uzamıştır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">- İnteraural V. Dalga latens farkı (IT-5) 0.2 msn.’den fazladır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">- I-V interpeak intervalleri uzamıştır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">- V/I oranı 1’den küçük olabilir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">- Dalga morfolojisi bozulmuştur ya da dalgalar hiç ortaya çıkmayabilir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Dalga kaybı %20-30, sadece I. dalganın bulunması %10, V. dalga latens uzaması %40-60, normal BERA bulguları ise %10 oranında tespit edilir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Önceleri BERA’ nın sensitivitesinin %96-99 arasında olduğu söylenmekteyken, Gd-MRI’ ın devreye girmesiyle yanlış negatif sonuç verme oranının %15’lere ulaşabildiği görülmüştür. İntrakanaliküler tümörlerde bu oranın %33’ e kadar çıktığı, büyük tümörlerde ise oranın %4 olduğu gösterilmiştir (büyük tm.’lerde daha sensitiftir). Yanlış pozitifik oranı ise %12 civarındadır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Vestibuler Testler:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Tanı koydurucu değerleri yoktur. Ancak kronik vertigonun değerlendirilmesi amacıyla ileri tetkik olarak yapılabilirler ve pre-op., post-op. karşılaştırma amacıyla da kullanılabilirler.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*ENG</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Rotatuar testler</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Postürografi</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Radyolojik Görüntüleme</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Konvansiyonel tetkikler (artık kullanılmıyor)</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">CT</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Oksijen sisternografi</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Gd-MRI</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Temporal kemik CT: AN CT’ de izodens lezyon olarak görülür. İnternal akustik kanaldaki merkezi ovoid lezyon ve kanalın genişlemesi tipik bulgulardır. CT kontrastlı bile olsa, 1.5 cm.’den küçük tm.’leri göstermede yetersizdir. Operasyon öncesinde temporal kemik anatomisinin ortaya konulmasında faydalıdır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Sisternografi: Oksijen, karbondioksit veya radyoopak madde verilerek yapılabilir. En değerlisi gaz sisternografidir.Küçük tümörlerde bile sensitiftir ancak %5 yanlış (+) sonuçla karşılaşılabilir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Gadoliniumlu MRI: AN tanısında altın standarttır. 1-2 mm. ebadındaki tümörleri bile gösterebilir ancak kemik anatomiyi göstermede yetersizdir. Klostrofobi, metal protezler, anevrizma klipsleri, metalik yabancı cisimler varsa yapılamaz. AN, MRI’ da parlak beyaz (hiperintens) görülür.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Kontrastsız MRI’da, T1’de tümör BOS’tan parlaktır. T2’de değişkenlik gösterebilir. Küçük intrakanaliküler tümörler koyu görünebilir. Tümör içerisinde kistik yapılar normalde daha koyu görünür (hipointens). Ancak kist içine kanama varsa veya kistin protein içeriği fazla ise hiperintens görünebilir. AN içinde kistik alanlar yoksa uniform görünümde ve düzgün sınırlıdır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">AYIRICI TANI</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">AN tüm serebellopontin köşe (SPK) tümörlerinin %80’ini oluşturur. Diğer SPK tümörlerini preoperatif olarak AN’dan ayırmak genelde mümkün değildir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Ayırıcı tanıda SPK’ de yerleşmiş;</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Meningeoma</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Konjenital kolesteatoma</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Araknoid kist</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Lipoma</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Metastatik tm.’ler.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Meniere Hastalığı</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">MS gibi hastalıklar göz önünde tutulmalıdır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">TEDAVİ</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">MRI ile takip</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Radyoterapi (fraksiyone ya da stereotaktik)</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Cerrahi</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">MRI ile Takip</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Tm.’ün yavaş büyümesi esas alınarak protokole girmiştir. 0.2 cm/yıl’ dan az büyüme olduğu sürece MRI ile takip yapılabilir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Tek işiten kulakta AN varsa</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Yaşlı hastalarda</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Belirgin kardiyovasküler, pulmoner, sistemik hastalığı olanlarda.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*MRI ile şans eseri yakalanmış asemptomatik intrakanaliküler tm.’lerde bir seçenek olarak düşünülebilir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Radyoterapi</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">AN tedavisinde 1980’lerin sonlarından itibaren stereotaktik RT uygulanmaktadır. Gamma bıçağı da denilir. Lineer akselleratör veya Co-60 gamma ünitesi kullanılır. Tek doz olarak 10-25 Gy. verilir. Cerrahinin risklerini içermemesi ve uzun hospitalizasyona gerek olmaması avantajları arasında sayılabilir. Ancak RT etraf dokularda da hasara yol açabilir. RT sonrası;</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">-Fasial parezi veya paralizi %10-32</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">-İşitme kaybı %50</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">-Fasial duyu kusurları %19-34</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">-Shunt yerleştirmeye sebep olabilecek hidrosefali %3 oranında ortaya çıkar.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">İlk etapta işitme kaybı oluşmasa bile 2 yıl içinde %50 oranında işitme kaybı meydana geldiği ifade edilmektedir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">RT sonrasında %17 rekürrens görülür ve sonradan cerrahi gerekirse cerrahinin komplikasyonları artar. RT sonrası tümör boyutunda meydana gelen değişiklikler oransal olarak şöyledir:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Tm.’de küçülme %50</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Tm.’ün aynı kalması %35</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Tm.’de büyüme %15</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Cerrahi Tedavi</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Özellikle cerrahi tedavi planlanan hastalarda, cerrahiye karar verme aşamasında sorun yaratabilecek özel durumlardan birisi bilateral AN’ u olan vakalardır. Bilateral AN’ u olan hastalar takip edilip sağırlık gelişirse opere edilebilirler. Her iki kulakta da yeterli işitme varsa , büyük tümörün olduğu tarafa işitmeyi koruyucu cerrahi uygulanabilir. İlk cerrahi başarılı olursa diğer kulağa da cerrahi girişim planlanır. Son olarak tümörün inkomplet rezeksiyonu seçeneklerden birisidir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Operasyonla başarılı olunsa bile tümörün tekrar oluşma ihtimali her zaman mevcuttur. Kimi otörler 8. sinirin korunmasını önerirken, kimileri de 8. sinirin komplet olarak çıkarılmasını tavsiye etmektedirler.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Translabirentin Yaklaşım</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">SDS % 50’ den , saf ton ortalaması 50 dB’ den kötü ise uygulanır. Bu teknikle her büyüklükteki tümöre ulaşılabilir. Operasyon sırasında fasial sinirin korunması ve hasar gelişince onarımı daha kolaydır. İAK’ın en laterali bile görülebildiğinden rezidü tümör kalma ihtimali oldukça düşüktür. Operasyonda serebellar ekartasyon gerekmez. Özellikle yaşlı hastalarda tercih edilen yöntemdir. Post-op olarak SPK’de hematom gelişirse, hemen operasyon sahasına ulaşılıp boşaltılabilir. Operasyon sonrası BOS kaçağı ve baş ağrısı daha az görülür.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Orta Fossa Yaklaşımı</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">İşitme korunarak tüm İAK’ ın açılabildiği tek yöntemdir. SPK’ ye 5 mm’den az uzanan kanal içi tümörlerde tercih edilir. Girişim teknik olarak zordur ve 60 yaşın üzerindeki hastalarda yapılmaz. SPK’ye hakim olmak oldukça zordur ve epidural hematom gelişme riski fazladır. İnferior vestibüler sinir kaynaklı tümörlere ulaşılması bu teknikle güç olduğundan bu bölgenin AN’ larında tercih edilen bir yöntem değildir. Operasyon sırasında yapılan temporal lob retraksiyonu sebebiyle hasar oluşabilir</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Retrosigmoid Yaklaşım</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Bu teknikte işitme korunabilir ancak operasyon sırasında serebellar ekartasyonun gerekli olması dezavantajlardan birisidir. Fasial sinirin yaralanma ihtimali yüksektir ve fasial sinirde hasar oluşursa tamiri zordur. İAK’ ın lateraline ulaşılamaz ve rezidü tümör kalabilir. Tekniğin uygulanabilmesi için tümör İAK lateraline en az 3 mm uzaklıkta olmalıdır.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Retrosigmoid yaklaşım:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">2.5 cm’den büyük tm.’lerde</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Mastoid kavite dar ise, juguler bulbus yüksek yerleşimli ise, KOM hikayesi varsa, tm. belirgin ularak aşağıya doğru uzanıyorsa</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Tm, İAK medial 2/3’ünde yerleşmiş ise</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">SPK’ ye 5 mm.’den fazla uzanım varsa</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">AN dışı SPK tm.’ lerinde tercih edilir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Transotik Yaklaşım</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Translabirentin yaklaşımın modifiye edilmiş şeklidir. Fasial sinirin korunabilmesi için en iyi ekspozisyonu sağlar ve BOS fistülü riski en az olan yöntemdir.</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">CERRAHİ KOMPLİKASYONLAR</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*İntrakranyal vasküler komplikasyonlar</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">-AICA yaralanması</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">-Sigmoid sinüs trombozu</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">-SPK’de kanama ve hematom</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">-Hava embolisi</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Travmatik parenkimal hasar:</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Serebellum, pons ve temporal lobda</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Fasial paralizi</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Pnömosefali</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Kranyal sinir yaralanmaları</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Menenjit (Bakteriyel veya aseptik)</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*BOS kaçağı</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">*Kontrlateral işitme kaybı</p></span></em></strong></p><p style="text-align: left"><strong><em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">alıntıdır</p><p></span></em></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ömr-ü diyar, post: 12021, member: 376"] [B][I][FONT=Trebuchet MS][LEFT][IMG]https://img84.imageshack.us/img84/9812/akustiknorinomnedir.jpg[/IMG] Akustik nörinom(AN), schwann hücrelerinin proliferasyonu sonucu oluşan, internal akustik kanal içerisinde, özellikle vestibuler sinirden köken alan ve perifer-santral myelin kavşağında başlayan, kapsüllü, benign bir tümördür. Terminolojide kullanılan “akustik nörinom” adı aslında yanlıştır. Tümör ne akustiktir (vestibüler sinirden köken alır), ne de nörinomdur (nöral komponent içermez. Doğru terminoloji olarak “vestibüler schwannoma” ismi üzerinde bir konsensus oluşmuştur. [COLOR=YellowGreen]TARİHÇE [/COLOR] İlk kez 1777’ de bir otpside izlenmiş ve 1830 yılında Charles Bell tarafından klinik bir antite olarak tanımlanmıştır. 1800’ lerin ortalarında cerrahi tedavi devreye girmiş ve tümöre yönelik ilk cerrahiyi Mc Burney uygulamıştır. [COLOR=YellowGreen] EPİDEMİYOLOJİ[/COLOR] Tüm intrakranyal tümörlerin % 6’sını oluşturur. Serebellopontin köşe tümörlerinin % 80’inden fazlası akustik nörinomdur. Irklar ve cinsiyetler arasında anlamlı fark yoktur (kadınlarda bir miktar daha fazla görülür). Bir yıl içinde her 1 milyon kişide 10 yeni vaka tespit edilmekte, ancak yavaş büyüdükleri ve semptom vermeyen okült tümörlerin daha sık olması sebebiyle gerçek insidanslarının daha yüksek olduğu düşünülmektedir. Yapılan kadavra çalışmaları sonucunda elde edilen düzeltilmiş gerçek insidans %0,8 olarak rapor edilmiştir (1991 UCSF çalışması). [COLOR=YellowGreen]KLİNİK TİPLER[/COLOR] A.) Unilateral Sporadik(%95): İleri yaşlarda görülür. Tümör gelişimi orta yaşlarda başlar (ortalama 50 yaş). Genetik geçiş yoktur ve başka tümörlerle birlikteliğine rastlanmaz. B.) Bilateral Herediter(%5): Daha erken yaşlarda ortaya çıkar (ortalama başlangıç yaşı 31). Nörofibromatozis tip-2’ de görülür. Otozomal dominant geçiş özelliği gösterir. Bilateral olma olasılığı fazladır. Başka tm.’lerle birlikte görülebilir. Çocukluk çağında oldukça nadir görülmekle beraber, çocuklarda görülen tümörlerin hem vaskülarizasyonu fazladır, hem de daha hızlı büyürler. Nörofibromatozis tip-1’de de nadiren akustik nörinom (AN) oluşabilir (%2’ den daha az oranda unilateral AN görülebilir). [COLOR=YellowGreen]PATOGENEZ[/COLOR] AN genelde internal akustik kanal içerisinde vestibüler sinir truncusunda oluşur ve büyük kısmı internal akustik kanalın medialinden köken alır. Ancak iç kulakta, vestibüler sinirin myelinli dendritlerinden bile gelişebilir. Koklear sinirde nadir de olsa oluştuğu bilinmektedir. Vestibüler sinirin kafa tabanı ile labirent arasındaki uzunluğu yaklaşık 2 cm’ dir. Bu mesafenin yarısında, scarpa ganglionu civarında santral ve periferal myelin arasında geçiş bölgesi (transizyonel zone) mevcuttur (8. sinirin proksimal segmentini oligodendroglial, distal segmentini schwann hücreleri sarar). Bu bölgeye Obsteiner-Redlich bölgesi (neuroglial-neurilemmal junction) adı verilir. Obsteiner-Redlich alanının (nöroglial- nörilemmal kavşak) AN orijini için özel bir bölge olduğuna inanılmaktadır. AN’ un vestibüler sinir üzerinde farklı yerlerde ortaya çıkabilmesi, transizyonel zonun yerindeki varyasyonlarla açıklanmaktadır. Diğer bir teoriye göre ise, ganglion alanındaki schwann hücresi populasyonunun diğer bütün bölgelerden fazla olmasının bu bölgede AN gelişimini kolaylaştırdığı düşünülmektedir. [COLOR=YellowGreen]MOLEKÜLER GENETİK[/COLOR] NF tip-2’de patoloji 22. kromozom uzun kolundadır. AN’ lu hastaların da % 57’sinde 22. kromozomda majör degişiklikler olduğu gösterilmiştir. Ancak sporadik AN’un genetik temeli halen çok açık değildir. Günümüzde tümör supresör gen ve onkogen teorileri üzerinde çalışılmaktadır. Double Hit Teorisi: AN için tm. supresör gen 22. kromozomdadır. Bu genin disfonksiyonu için kromozomun her iki kopyasının da defektif olması gerekir. Buna göre sporadik AN oluşumu için ardışık 2 mutasyon gerekir. Bunun ortaya çıkması için gende yüksek spontan mutasyon oranı olması şarttır. İşte bu sebeple sporadik AN oldukça nadir görülür. NF tip-2’de zaten bu kromozomun bir kopyası defektifdir. Sadece 1 mutasyon AN gelişimi için yeterli olur. [COLOR=YellowGreen]MOLEKÜLER MEKANİZMA [/COLOR] Nerve Growth Factor (NGF)’ ün tümör gelişiminde rol oynayan asıl proliferatif faktör olduğu düşünülmektedir. NF tip-2’ li hastalarda serumdaki konsantrasyonu normalden yüksek olarak ölçülmüştür. Yüksek Glial Growth Factor (GGF) seviyeleri schwann hücre proliferasyonunu artırır. Fibroblast Growth Factor m-RNA (FGF m-RNA) ekspresyonunun artışı mitojen özellik gösterir ve hastalarda ekspresyonunun arttığı bulunmuştur. Platelet Derived Growth Factor (PDGF) geni 22. kromozomda NF tip-2 geninin yakınında yerleşmiştir. [COLOR=YellowGreen]ENDOKRİNOLOJİK İLİŞKİLER[/COLOR] Kadınlarda biraz daha fazla görülmesi ve gebelikte AN büyüme hızının artması sebebiyle östrojen, progesteron ve testosteronun etkileri araştırılmış ve değişik oranlarda yüksek affiniteli östrojen ile progesteron reseptörleri saptanmıştır. -östrojen reseptörü %19 -progesteron reseptörü %17 -her iki reseptör birlikte %8 Bu hormonların tümör kitlesini artırıcı etkilerinin vasküler endotel proliferasyonunu indükleyerek ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. AN’ da Gelecekte antihormonal kemoterapinin de gündeme gelmesi olasıdır. [COLOR=YellowGreen]PATOLOJİ[/COLOR] Kapsüllü, benign, yavaş ilerleyen tümörlerdir. Sarı-gri renkte, heterojen yapıda ve düzgün yüzeylidirler. Sıklıkla kistik komponent içerirler. Vaskülarizasyon en fazla tümörün yüzeyindedir. [COLOR=YellowGreen] HİSTOPATOLOJİ[/COLOR] İki tip histopatolojik hücre morfolojisi gösterirler: Antoni A : Küçük, yoğun bir şekilde bir araya gelmiş, iğ şeklinde hücrelerle ve koyu renkte boyanan nükleuslarıyla tanınır. Palizatik dizilimli nükleus odakları sebebiyle hücrelerin girdap tarzında bir görünümleri vardır. Bu yapıya Verocay cisimcikleri adı verilir. Antoni B: Gevşek olarak bir araya gelmiş, vakuole hücrelerdir. Nükleusları büyük ve atipik görünümlüdür ve patologlar bu nükleus yapısını “ancient schwannoma” olarak adlandırırlar. Yoğun bir şekilde boyanırlar. Büyük tümörlerde bu tip baskındır. Bu yapıların tümörün kliniği ile ilişkisi yoktur. Bir AN’ da bu tiplerden bir tanesi baskın olabilir veya her ikisi karışık yapıda ortaya çıkabilir. S-100 immünoperoksidaz ile boyanma, schwann hücre orijinini konfirme etmede kullanılır. Çok nadir olmakla beraber malign dejenerasyon bildirilmiştir. Radyoterapi sonrası malign transformasyon olasılığı vardır. [COLOR=YellowGreen]TÜMÖR BÜYÜME HIZI[/COLOR] Yavaş büyürler.Tümör içinde prolifere olan hücre oranı %0.36-%3.15 arasında değişir. Mitotik indeksin (timidin analoğu olan 5-bromodeoksiuridin infüzyonu ile tespit edilen replike olan -S fazındaki- hücrelerin tüm hücrelere oranı mitotik indeksi gösterir) düşük olması tümörün yavaş büyüdüğünü gösterir. Hasta yaşı ile tümör büyüme hızı arası ilişki yoktur. 1991 UCSF çalışmasına göre tümörlerin büyüme paternleri şu şekilde belirlenmiştir: 0.2 cm/yıl’ dan fazla büyüme %22 0.2 cm/yıl’ dan az büyüme %26 Tümörde büyüme olmaması %34 Tümörün küçülmesi %18 Ortalama büyüme hızı 0.1-0.2 cm/yıl’ dır. NF tip-2’ ye bağlı AN daha hızlı büyür. Tümör içine kanama ve kistik komponentte hızlı artış tümörün hızla büyümesine yol açar. Bu kanama, kafa travması veya aşırı fizik egzersiz sonrası meydana gelebilir ve hastanın kliniği aniden kötüleşir. [COLOR=YellowGreen] TÜMÖRÜN EVRELERİ[/COLOR] İntrakanaliküler: Tümör internal akustik kanal içindedir. Bu evrede tanı konulabilir. Sisternal (Serebellopontin köşe): Tümör serebello-pontin açı sisternasına bası yapmaya başlar. Öncelikle 7. ve 8. sinirler ile Anterior inferior cerebellar arter (AICA) etkilenir. Bu evrenin ileri dönemlerinde ipsilateral Trigeminal sinir etkilenmeye başlar. Beyin sapına bası yapan (Brainstem compressive): Ponsun lateral yüzeyine temas meydana gelir. İpsilateral trigeminal sinire bası nedeniyle oluşan semptomlar gözlenebilir. Geç dönemlerinde kontrlateral trigeminal sinir de etkilenmeye başlar. Hidrosefalik: Tümörün iyice büyümesiyle 4. ventrikül kollabe olur ve BOS dolaşımı bozulması sonucu hidrosefali ortaya çıkar. [COLOR=YellowGreen] KLİNİK[/COLOR] İntrakanaliküler evrede, 8. sinire ait sınırlı bulgular oluşur (işitme kaybı, tinnitus, vertigo) Sisternal evrede, işitme kaybı artar, vertigo azalır yerini denge kaybı alır. Nadiren lokal dura irritasyonu sonucu baş ağrısı ortaya çıkar. Beyin sapına bası evresinde, trigeminal semptomlar ortaya çıkar (midfasiyal ve korneal hipoestezi). Bu evredeki hastalarda ataksi ve oksipital baş ağrısı saptanabilir. Hidrosefali oluştuğunda, trigeminal semptomlar artar (fasial güçsüzlük ve yüzde seğirmeler meydana gelir). Yürüme iyice bozulur. Generalize baş ağrısı, görme kaybı ve diplopi rastlanabilecek diğer bulgulardandır. Tümörün büyüklüğü sebebiyle diğer kranyal sinirlerle ilgili bulgularda bu evrede görülebilir (ses kısıklığı, disfaji, aspirasyon, omuz ve dilde güçsüzlük). Terminal evrede kontrlateral hemiparezi ve hemipleji oluşur. Sonuçta serebellar tonsillerin herniasyonu ile solunum arresti gelişerek ölüm meydana gelir. Genelde ilk iki evrede tanı konulur. Yapılan çalışmalarda tanı konulmasından ortalama 4 yıl önce intrakanaliküler evre semptomlarının oluşmaya başladığı, 1.5 yıllık bir süre sonrasında bunu sisternal evrenin izlediği ve 1 yıl kadar sonra da beyin sapına bası bulgularının ortaya çıktığı ortaya konulmuştur. Eğer tm. intrakanaliküler evrede yakalanamazsa, tümörün büyümeye devam etmesine rağmen klinik semptomların değişmediği bir boşluk evresine girilir. Diğer semptomların oluşmasıyla hasta hekime başvurursa , teşhis sisternal evrenin ileri safhalarında konulabilir. Bazı tümörler, internal hemoraji veya kistik dejenerasyon sonrası hızla büyüyüp; *Ani işitme kaybına, *Akut nörolojik bulgulara sebep olabilir. Nörolojik durumda ani bozulma sebepleri arasında şunları sayabiliriz: *İntratümöral hemoraji *Vasküler spazm *Emboli *Peritümöral anevrizma rüptürü. İşitme Kaybı: Hastalığın en sık bulgusudur(% 95). % 67 oranında başlangıç semptomu olarak ortaya çıkar. Sebebi N. cochlearis’in basıya uğraması ve/veya koklear kan akımının bozulmasıdır. Geçen süreyle beraber işitme kaybı kademeli olarak artar, sonuçta total işitme kaybı oluşur. İşitme kaybı tipik olarak, unilateral, sensorinöral, asimetrik ve özellikle erken evrelerde yüksek frekansları tutma eğilimindedir. Karakteristik olarak SDS, saf ton işitme eşiklerine göre daha fazla bozulmuştur. Odiyogramda, % 66 oranında yüksek frekansları tutan işitme kaybı, % 20 oranında ise yukarı çıkan eğri veya düz bir hat şeklinde traseler oluşur. % 1-5 hastada odiyolojik testler normal sınırlarda olabilir. % 7 hastada ise simetrik işitme kaybı bulunmuştur. Ani işitme kaybı, hastaların % 15-26’ sında bildirilmiştir (sebebi internal oditor artere basıdır). Ancak ani işitme kaybı olan hastaların %1’ inde sebep AN’ dur. Tinnitus: AN’ lu hastaların %50-70’ nde görülür. Yüksek vurulu ve tümörlü kulağa lokalizedir. %1-4 oranında işitme kaybı olmadan da tinnitus olabilir. Unilateral tinnitus mutlaka AN açısından araştırılmalıdır. Vertigo ve Denge Bozukluğu: %7 oranında başlangıç semptomu vertigo veya denge bozukluğudur. Gerçek vertigo AN’da sık değildir (%19) ve küçük tümörlerde daha fazla ortaya çıkar. Denge bozukluğu daha sıktır ve tümör büyüdükçe bu şikayet artar (>3cm tm.’lerin %70’inde görülür). Çoğu hastada santral kompansasyon sebebiyle vertigo oluşmaz. Serebellar Disfonksiyon: Serebellar disfonksiyon, İpsilateral inkoordinasyon, entansiyonel tremor, ataksi veya denge bozukluğu şeklinde ortaya çıkabilir. Şikayetler alt ekstremitelerde daha fazladır. Hasta tümörün olduğu yöne düşme eğilimindedir. Tümör büyüdükçe şikayetler artar.Ciddi vakalarda hipotoni oluşabilir. Fasial Duyu Kusuru, Güçsüzlük ve Seğirme: 2cm.’den büyük tm.’lerde %40-50 oranında tespit edilir. Daha küçük tümörlerde görülmez. En sık midfasial hipoestezi ile karşılaşılır. Sebebi trigeminal sinire olan basıdır. Duyu kusuru oluşmadan önce, ilk olarak kornea refleksi kaybı meydana gelir. Yüzde ve dişlerde oluşan anestezi sebebiyle hastalar sık sık dilini ve yanak mukozasını ısırabilirler. Fasiyal ağrı sık değildir. Daha çok yanma ve karıncalanma ortaya çıkar. Çoğu hasta ve hekim bunu yanlış olarak diş ve paranazal sinüs hastalıklarına bağlar. Büyük tümörlerde, superior cerebellar arter veya petröz venin trigeminal sinire basısı nedeniyle trigeminal nevralji oluşabilir. Çok büyük tümörler kontrlateral trigeminal sinir bulgularına da neden olabilir. Nadiren trigeminal sinir motor bölümünün disfonksiyonu ile çiğneme kaslarında güçsüzlük ve atrofi izlenebilir. Fasial hiperfonksiyon (seğirmeler) tümör boyutundan bağımsız olarak hastaların %10’unda ortaya çıkar ve en sık orbicularis oculi kasında görülür. Fasial sinir fonksiyonları nadiren bozulur. Fasial sinirin tümör basısına ve çekmesine karşı daha dayanıklı olduğu belirtilmektedir. Fasial bulguların ortaya çıkması için fasial sinirde %50’den fazla aksonal dejenerasyon olması gerekir. UCSF çalışmasında tümörün tüm boyutlarında fasial sinirin hemen hemen eşit olarak etkilendiği bulunmuştur. Klinik bulgu olmamasına rağmen EMG ile ölçülebilen hasar daha sıktır. Hitselberger bulgusu: Fasial sinirin DKY arka duvarı ve konkayı uyaran sensoriyel liflerinin disfonksiyonu sonucu , bu bölgelerde oluşan hipoestezidir. Baş Ağrısı: Erken evrelerde vasküler, nöral veya dural yapılara bası ya da irritasyona bağlı olarak tümör ile aynı tarafta , frontal ya da oksipital bölgede oluşur. İleri evrede hidrosefaliye bağlı yaygın ağrı ortaya çıkar. Tümörün boyutu arttıkça ağrı da artar. Ağrı genelde sabahları daha şiddetlidir ve kafa hareketleriyle şiddetlenir. Artmış intrakranyal basınca bağlı bulgular Baş ağrısı Bulantı-kusma Görme kaybı Diplopi Papil ödemi Anosmi Alt Kranyal Sinir Paralizileri: AN ilerleyişi sırasında en son oluşan bulgulardandır. Tümörün inferomediale aşırı büyümesiyle 9. , 10. , 11. ve 12. kranyal sinirler basıya uğrayabilirler. Sonuçta disartri, disfaji, aspirasyon ve ses kısıklığı ortaya çıkabilir. Hemiparezi-Hemipleji: Çok geç semptomdur. İpsilateral ekstremitelerde disfonksiyon ve hiperaktif derin tendon refleksleri vardır. Bunun sonrasında ise hemipleji gelişir. -Hiperrefleksi %24 -Ekstremite güçsüzlüğü %9 (Erickson et al. 1965) (1991 UCSF çalışmasında hiçbir hastada tesbit edilmemiş.) Asemptomatik Tümörler: Gd-MRI’ın kullanıma girmesiyle beraber şans eseri bulunan tümörlerin tanımlanmasıyla beraber oluşan yeni bir hasta subpopulasyonudur. %0.8’ lik bir grubu oluştururlar [COLOR=YellowGreen]TANI[/COLOR] Kapsamlı KBB ve nörolojik muayene Odiyolojik testler: Kesin tanı koydurucu özellikte değillerdir. AN açısından yüksek risk altındaki hastaların seçilmesinde işe yararlar. Daha ileri tetkiklere geçmeden önce yapılması gereken ilk basamak tetkiklerdir. *Pure tone odiogram *Speech discrimination score (SDS) *ABLB *SISI *Tone decay *Bekesy odiometrisi *Akustik refleks testi *Reflex decay *BERA Pure tone odiogram: Tipik bir odiyogramla karşılaşılmaz. Düz, alçalan veya yükselen tipte traseler ortaya çıkabilir. En sık yüksek frekanslarda kayıp tespit edilir. İşitme kaybı sıklıkla tek taraflı, asimetrik ve yüksek frekansları tutan işitme kaybı şeklindedir. Speech Discrimination Skoru: Kötü SDS retrokoklear patolojinin kardinal bulgusudur. Hastalarda SDS % 0-78 arasında değişir. Pure tone odiyogram normal olsa bile SDS sıklıkla bozulmuştur. Roll over fenomeni %65 mevcuttur (roll-over fenomeni, uygulanan ses şiddeti progresif olarak artırılırken SDS’ nun %20’ den fazla azalması olarak tarif edilir). İntegrasyon listesinde 3’ den fazla hata santral kaynaklı patolojiyi gösterir. Tone Decay: %45-78 arasında (+) bulunur. 60 sn. içerisinde 30 dB’den fazla adaptasyon retrokoklear patolojinin göstergesidir. Bekesy Odiometrisi: Tip III veya Tip IV trase elde edilmesi retrokoklear patolojiyi gösterir. AN’ lu hastalarda %40-50 oranında ortaya çıkar. Akustik Refleks Testi: Tümörün bulunduğu tarafta, ipsilateral ve kontrlateral refleksler alınmaz. AN’da refleks patolojileri %36-100 arasında bildirilmiştir. Refleks Decay: Hastalarda %85-97 arasında bulunur. İlk 5 sn.’de ilk refleks değerinden %50 veya daha fazla düşüş olması testin (+) olduğunu gösterir. İşitme kaybı fazla ise refleksin ortaya çıkması beklenemeyeceğinden bu test yapılamaz. BERA: Objektif bir testtir. AN için odiolojik testlerin en sensitif ve en spesifiğidir. Hastalara yapılan BERA’ da: - V. Dalga latensi uzamıştır. - İnteraural V. Dalga latens farkı (IT-5) 0.2 msn.’den fazladır. - I-V interpeak intervalleri uzamıştır. - V/I oranı 1’den küçük olabilir. - Dalga morfolojisi bozulmuştur ya da dalgalar hiç ortaya çıkmayabilir. Dalga kaybı %20-30, sadece I. dalganın bulunması %10, V. dalga latens uzaması %40-60, normal BERA bulguları ise %10 oranında tespit edilir. Önceleri BERA’ nın sensitivitesinin %96-99 arasında olduğu söylenmekteyken, Gd-MRI’ ın devreye girmesiyle yanlış negatif sonuç verme oranının %15’lere ulaşabildiği görülmüştür. İntrakanaliküler tümörlerde bu oranın %33’ e kadar çıktığı, büyük tümörlerde ise oranın %4 olduğu gösterilmiştir (büyük tm.’lerde daha sensitiftir). Yanlış pozitifik oranı ise %12 civarındadır. Vestibuler Testler: Tanı koydurucu değerleri yoktur. Ancak kronik vertigonun değerlendirilmesi amacıyla ileri tetkik olarak yapılabilirler ve pre-op., post-op. karşılaştırma amacıyla da kullanılabilirler. *ENG *Rotatuar testler *Postürografi Radyolojik Görüntüleme Konvansiyonel tetkikler (artık kullanılmıyor) CT Oksijen sisternografi Gd-MRI Temporal kemik CT: AN CT’ de izodens lezyon olarak görülür. İnternal akustik kanaldaki merkezi ovoid lezyon ve kanalın genişlemesi tipik bulgulardır. CT kontrastlı bile olsa, 1.5 cm.’den küçük tm.’leri göstermede yetersizdir. Operasyon öncesinde temporal kemik anatomisinin ortaya konulmasında faydalıdır. Sisternografi: Oksijen, karbondioksit veya radyoopak madde verilerek yapılabilir. En değerlisi gaz sisternografidir.Küçük tümörlerde bile sensitiftir ancak %5 yanlış (+) sonuçla karşılaşılabilir. Gadoliniumlu MRI: AN tanısında altın standarttır. 1-2 mm. ebadındaki tümörleri bile gösterebilir ancak kemik anatomiyi göstermede yetersizdir. Klostrofobi, metal protezler, anevrizma klipsleri, metalik yabancı cisimler varsa yapılamaz. AN, MRI’ da parlak beyaz (hiperintens) görülür. Kontrastsız MRI’da, T1’de tümör BOS’tan parlaktır. T2’de değişkenlik gösterebilir. Küçük intrakanaliküler tümörler koyu görünebilir. Tümör içerisinde kistik yapılar normalde daha koyu görünür (hipointens). Ancak kist içine kanama varsa veya kistin protein içeriği fazla ise hiperintens görünebilir. AN içinde kistik alanlar yoksa uniform görünümde ve düzgün sınırlıdır. AYIRICI TANI AN tüm serebellopontin köşe (SPK) tümörlerinin %80’ini oluşturur. Diğer SPK tümörlerini preoperatif olarak AN’dan ayırmak genelde mümkün değildir. Ayırıcı tanıda SPK’ de yerleşmiş; Meningeoma Konjenital kolesteatoma Araknoid kist Lipoma Metastatik tm.’ler. Meniere Hastalığı MS gibi hastalıklar göz önünde tutulmalıdır. TEDAVİ MRI ile takip Radyoterapi (fraksiyone ya da stereotaktik) Cerrahi MRI ile Takip Tm.’ün yavaş büyümesi esas alınarak protokole girmiştir. 0.2 cm/yıl’ dan az büyüme olduğu sürece MRI ile takip yapılabilir. *Tek işiten kulakta AN varsa *Yaşlı hastalarda *Belirgin kardiyovasküler, pulmoner, sistemik hastalığı olanlarda. *MRI ile şans eseri yakalanmış asemptomatik intrakanaliküler tm.’lerde bir seçenek olarak düşünülebilir. Radyoterapi AN tedavisinde 1980’lerin sonlarından itibaren stereotaktik RT uygulanmaktadır. Gamma bıçağı da denilir. Lineer akselleratör veya Co-60 gamma ünitesi kullanılır. Tek doz olarak 10-25 Gy. verilir. Cerrahinin risklerini içermemesi ve uzun hospitalizasyona gerek olmaması avantajları arasında sayılabilir. Ancak RT etraf dokularda da hasara yol açabilir. RT sonrası; -Fasial parezi veya paralizi %10-32 -İşitme kaybı %50 -Fasial duyu kusurları %19-34 -Shunt yerleştirmeye sebep olabilecek hidrosefali %3 oranında ortaya çıkar. İlk etapta işitme kaybı oluşmasa bile 2 yıl içinde %50 oranında işitme kaybı meydana geldiği ifade edilmektedir. RT sonrasında %17 rekürrens görülür ve sonradan cerrahi gerekirse cerrahinin komplikasyonları artar. RT sonrası tümör boyutunda meydana gelen değişiklikler oransal olarak şöyledir: Tm.’de küçülme %50 Tm.’ün aynı kalması %35 Tm.’de büyüme %15 Cerrahi Tedavi Özellikle cerrahi tedavi planlanan hastalarda, cerrahiye karar verme aşamasında sorun yaratabilecek özel durumlardan birisi bilateral AN’ u olan vakalardır. Bilateral AN’ u olan hastalar takip edilip sağırlık gelişirse opere edilebilirler. Her iki kulakta da yeterli işitme varsa , büyük tümörün olduğu tarafa işitmeyi koruyucu cerrahi uygulanabilir. İlk cerrahi başarılı olursa diğer kulağa da cerrahi girişim planlanır. Son olarak tümörün inkomplet rezeksiyonu seçeneklerden birisidir. Operasyonla başarılı olunsa bile tümörün tekrar oluşma ihtimali her zaman mevcuttur. Kimi otörler 8. sinirin korunmasını önerirken, kimileri de 8. sinirin komplet olarak çıkarılmasını tavsiye etmektedirler. Translabirentin Yaklaşım SDS % 50’ den , saf ton ortalaması 50 dB’ den kötü ise uygulanır. Bu teknikle her büyüklükteki tümöre ulaşılabilir. Operasyon sırasında fasial sinirin korunması ve hasar gelişince onarımı daha kolaydır. İAK’ın en laterali bile görülebildiğinden rezidü tümör kalma ihtimali oldukça düşüktür. Operasyonda serebellar ekartasyon gerekmez. Özellikle yaşlı hastalarda tercih edilen yöntemdir. Post-op olarak SPK’de hematom gelişirse, hemen operasyon sahasına ulaşılıp boşaltılabilir. Operasyon sonrası BOS kaçağı ve baş ağrısı daha az görülür. Orta Fossa Yaklaşımı İşitme korunarak tüm İAK’ ın açılabildiği tek yöntemdir. SPK’ ye 5 mm’den az uzanan kanal içi tümörlerde tercih edilir. Girişim teknik olarak zordur ve 60 yaşın üzerindeki hastalarda yapılmaz. SPK’ye hakim olmak oldukça zordur ve epidural hematom gelişme riski fazladır. İnferior vestibüler sinir kaynaklı tümörlere ulaşılması bu teknikle güç olduğundan bu bölgenin AN’ larında tercih edilen bir yöntem değildir. Operasyon sırasında yapılan temporal lob retraksiyonu sebebiyle hasar oluşabilir Retrosigmoid Yaklaşım Bu teknikte işitme korunabilir ancak operasyon sırasında serebellar ekartasyonun gerekli olması dezavantajlardan birisidir. Fasial sinirin yaralanma ihtimali yüksektir ve fasial sinirde hasar oluşursa tamiri zordur. İAK’ ın lateraline ulaşılamaz ve rezidü tümör kalabilir. Tekniğin uygulanabilmesi için tümör İAK lateraline en az 3 mm uzaklıkta olmalıdır. Retrosigmoid yaklaşım: 2.5 cm’den büyük tm.’lerde Mastoid kavite dar ise, juguler bulbus yüksek yerleşimli ise, KOM hikayesi varsa, tm. belirgin ularak aşağıya doğru uzanıyorsa Tm, İAK medial 2/3’ünde yerleşmiş ise SPK’ ye 5 mm.’den fazla uzanım varsa AN dışı SPK tm.’ lerinde tercih edilir. Transotik Yaklaşım Translabirentin yaklaşımın modifiye edilmiş şeklidir. Fasial sinirin korunabilmesi için en iyi ekspozisyonu sağlar ve BOS fistülü riski en az olan yöntemdir. CERRAHİ KOMPLİKASYONLAR *İntrakranyal vasküler komplikasyonlar -AICA yaralanması -Sigmoid sinüs trombozu -SPK’de kanama ve hematom -Hava embolisi *Travmatik parenkimal hasar: Serebellum, pons ve temporal lobda *Fasial paralizi *Pnömosefali *Kranyal sinir yaralanmaları *Menenjit (Bakteriyel veya aseptik) *BOS kaçağı *Kontrlateral işitme kaybı alıntıdır[/LEFT] [/FONT][/I][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Sağlıklı yaşam
Hastalıklar
Akustik Nörinom Ne Hastalığıdır
Üst
Alt