Aksaray Gülağaç İlçesi

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Gülağaç İlçesinin Tarihçesi

Günümüzden on bin yıl öncesinden ovaya inmeye başlayan insanların ilk yerleşimleri, Aksaray’ın 25 km güneydoğusundaki Gülağaç İlçesi, Kızılkaya Köyü, Melendiz Nehri kenarındaki Musular ve Aşıklı Höyük’tedir.

Kalkolitik Çağa (Maden-Taş Çağı) ait izler ise kaybolmaya yüz tutmuş kaya üzeri yerleşmelerdedir. İlçeye bağlı, Apsarı Köyündeki Güvercinkayası’nda, bu dönem insanının nasıl yaşam sürdüğünü gösteren kalıntılar bulunmaktadır.

Gülağaç ilçesine bağlı Saratlı ve Camiliören köylerinde bulunan mağaralar, Kapadokya bölgesi içerisinde yer alan Ürgüp,Göreme, Derinkuyu ve Kaymaklı mağaraları ile aynı özellikleri taşımaktadır.

Camiliören’deki mağara girişi bir dar dehlizle başlayıp içeriye doğru girildikçe genişler ve içeride kırk odayla beraber tamamlanır. Tabiat şartları mağaranın giriş ve aydınlatılması tamamen kaybolmuştur. Saratlı mağaraları ise bugünkü Saratlı kasabasının yerleşim merkezinin büyük bir kısmını üzerinde barındırır. Zamanla doldurulan bu mağaralar serbestçe gezilecek niteliktedirler. Gülpınar kasabasında Şeyh Turasan Dedenin halifesine ait olan Karaabdal Türbesi bulunmaktadır.

Ayrıca Gülağacın karasu çayı kenarında Selçuklu döneminden kalma Gülpınar ile Gülağaç arasında bir türbe vardır. Bu türbe Bekar Sultan türbesi diye anılır.

Aksaray civarı Osmanlının son zamanında, Niğde Vilayet sancağına bağlı iken 1920 yılında tekrar müstakil sancak olmuştur. 1924 yılında vilayetler kurulurken de adı Aksaray vilayeti olarak değişen ilimiz,1933 yılında vilayetlikten alınarak Niğde iline bağlı bir ilçe haline getirilince, İlçemiz Gülağaç’da bu ilçeye bağlı bir köy durumunda idi 1957 yılında kasaba olan, İlçemizin o zamanki adı AĞAÇLI kasabasıdır. İlimiz Aksaray 15/06/1989 tarih ve 3578 sayılı yasa ile İl statüsüne kavuşunca Ağaçlı kasabası da aynı tarihte ilçe olan Güzelyurt’a bağlanmıştır.

İlçemiz Gülağaç 09/05/1990 tarih ve 3644 sayılı yasa ile merkezi Ağaçlı kasabası adı Gülağaç olarak değiştirilerek İlçe statüsüne kavuşmuştur. Başlangıçta İlçemize bağlı 3 kasaba ve 8 köy bulunmakta iken 1996 yılında Niğde ilinden ayrılıp İlçemize bağlanan Sofular ve Bekarlar Kasabaları ile Kasaba sayısı 5‘e çıkmıştır.

Coğrafi Konum

Gülağaç İlçesi, İç Anadolu bölgesinin orta kesiminde Kızılırmak'ın güneyinde bulunan plato üzerinde bulunmaktadır. Rakım’ı 1.175 m.dir. Kuzey ve Batısında İlimiz Aksaray, Doğusunda Nevşehir İline Bağlı Derinkuyu ve Kuzey doğusunda Acıgöl İlçeleri ve Güneyinde Aksaray’a bağlı Güzelyurt İlçeleri ile komşudur.

Yüzey şekilleri bakımından II. Jeolojik zamanda teşekkül etmiş yöre yanar dağlarının (Hasan Dağı) kızgın küllerinin soğuması sonucunda oluşan yumuşak kayalardan meydana gelen ufak dağlar ile bunlar arasında serpilmiş ovalardan oluştuğu görülmektedir. En önemli yükseltisi Bekarlar kasabası yakınlarındaki 1712 m. İle Nenezi dağıdır.

Yapılan çeşitli iklim tasniflerine göre, Gülağaç İlçesi orta iklimler kuşağında olup, soğuk yarı kara iklim tipine sahiptir. Yazlar sıcak ve kurak kışlar soğuk ve az yağışlı, kış aylarında genellikle kar şeklindedir.

İlçe geneli, bozkır dediğimiz ilkbaharda yeşeren yazın kuruyan otsu bitkilerle kaplı olup, akarsu çevrelerinde zamana göre yöre iklimine uygun ekonomik değeri olmayan söğüt, kavak ve çeşitli meyve ağaçları ve çalı tipi küçük ağaçlar yetişmektedir.

İlçe arazisi içerisinde doğup Mamasun barajına dökülen karasu çayı adında akarsu olup, düzensiz debiye sahip yazları genelde kuruyan küçük dereler bulunmaktadır. Ayrıca; İlçemizin doğusundan geçen karasu çayına karışan akarsu boyunca bir adet doğal gölet vardır.

BEKAR SULTAN TÜRBESİ

İlçenin doğu yönünde yaklaşık 2km. uzaklıkta bulunan tarlalar içindedir. Düzgün kesme taşlarla inşa edilen türbenin iç ve dış örtü sisteminde tuğla kullanılmıştır. Cenazelik bölümü bulunmayan türbeye giriş batı yönünde bulunan yuvarlak kemerli bir kapı ile sağlanmıştır. İç mekanın aydınlatılmasını doğu yönünde yer alan oldukça dar bir adet mazgal pencere sağlamaktadır. Sekizgen gövdeden iç örtü sistemini oluşturan Türbe yarım küre şeklindeki kubbeye geçiş sekiz adet trompla sağlanmıştır. Dış sekizgen gövdenin her yüzeyi yaklaşık 10cm. derinliğinde kemerli nişlerle süslenmiştir. Gövde ile külah arası kufi yazı ve zengin süslemeli mukarnaslarla geçilmiştir. Doğal nedenlerden dolayı pramidal külah ile süsleme kasnağı büyük Türbe bir bölümü dökülmüştür.

DEMİRCİ ESKİ CAMİİ
Kuzey-doğu köşesi kesik bir dikdörtgendir. Duvarlar moloz ve kesme taş, içi çamur harçlı, dış derzler çimento harçlıdır. Üstü toprak damla örtülüdür. Kuzey cephede sivri kemer üstünde dama çıkan bir merdiven vardır. Merdivenin doğu tarafında bulunan cümle kapısı kenarları profilli sivri kemer altında basık kemerlidir. Kapı üstünde kabartma iki ay ve 6 köşeli bir rozet arasında sülüs “besmele” yazılıdır. İçerde dört köşeli kaide üstünde sekiz köşeli yanlamasına iki sıra halinde 6 sütun ve sivri kemerler üstünde mihrap aksı istikametinde uzanan sivri tonozla örtülü 4 neflidir. Mihrap batıdan ikinci nefin kıblesinde olup kıble duvarın tam ortasında değildir.

CAMİLİÖREN CAMİİ

Mihraba paralel 3 nefli dikdörtgene yakın planlıdır. Kesme taştan yapılmıştır. Kuzeyde bulunan son cemaat mahfilinin batısında bulunan giriş kapısı yapılan onarımlar sırasında doğu tarafa alınmıştır. Cami içinde mermersütunlara atılan sivri kemerler üst örtüyü taşımaktadır. Cami mihrab önü kubbeli olup yan nefler çapraz tonozla örtülüdür. Mihrabın iki yanında mazgal pencere açılmıştır. Duvarların üstü bugün sıvalı ve boyanmıştır. Boya üstünde son zamanlarda yapılmış kalemişi hat yazıları ve çiçek motifleri kemer içlerine kırmızı mavi renklerde süslemeler bulunmaktadır. Cami duvarına sabit taş minberi köşk şeklinde yapılmıştır. Mihrabı alçıdan olan caminin bir de köşk minaresi bulunmaktadır.

ÇUKURÖREN YERALTI ŞEHRİ-ÖRENYERİ
GENEL TANIM:
Gülağaç ilçesi Çukurören Köyü ve Gülpınar Kasabası sınırları içindedir. Çukurören-Acıgöl yolu güzergahında stabilize yol yeraltı şehrini ikiye ayırmaktadır. Düz kayalık arazide say içine oyulmuş yeraltı şehri orijinal giriş kapısı mevcuttur. Havalandırma bacalarının bir kısmı açık durumdadır. Hemen girişte bulunan hayvan barınakları tünellerle geçilen yaşam galerileri ve bu galerilerin yaşam galerilerin zemininde bulunan ambarlar yer alır. Tünellerle geçilen galerilerin giriş kapılarında tırhaz taşları ve yuvaları bulunur. Alt kata iniş merdivenleri vardır. Kemerlerle süslenmiş daha özel kullanma amacına yönelik mekanlarda yer alır. Yer üstünde kuyular bulunmaktadır. Evlerin taş temelleri mevcuttur. Oldukça geniş alana yayılan yeraltı şehri Bizans dönemine tarihlenmekle birlikte daha eski dönemlerde de iskan gördüğü muhtemeldir. Yapılan temizlik çalışmasında dört kat tespit edilmiştir.

SİT POTANSİYELİ: Yeraltı şehri yerleşimlerinde önemli kaynak elde edilebilecek araştırmalara açıktır.
ÖNERİLEN KORUMA: Arkeolojik sit alanı ilan edilerek ve güvenlik makamlarınca gereken önlemlerin alınması gerekmektedir.

GÖKTAŞ YERALTI ŞEHRİ
Aksaray ili,Gülağaç İlçesi,Demirci Kasabası sınırları içinde Göktaş Mevkiinde yer almaktadır. Hafif yükseltisi olan meyilli ve kayalık bir arazi üzerinde yer almaktadır. Etrafında üzüm bağları vardır. Eteklerinde düz yerleşimlere ait taş ve molozlar ile mimaride kullanılmış yapı taşlarına rastlamak mümkündür. İki noktadan girişi mevcuttur. içerde birbiriyle irtibatlı odalar, sekiler, ambar damları ve diğer yaşam mekanları yer almaktadır.

SARATLI YERALTI ŞEHRİ
Aksaray iİline 25km. uzaklıkta olup Aksaray-Nevşehir karayolundan 2-3 km içeridedir. Yeraltı şehri kasaba yerleşim alanının güneyinde yer almaktadır. 2000 yılında temizlik kazısına başlanan ve 2002 yılında kapalı durumdaki bir mekanı daha açığa çıkarılan yeraltı şehri üç katlıdır. İçerisinde ahır, mutfak, su kuyuları, tandır, ocak, ambar damları gibi yaşamsal mekanlar olup bu mekanlar arasındaki bağlantılar dehlizlerle
sağlanır. Bu bağlantı girişlerinin çoğu tırhaz (sürgü) taşları ile kapatılarak yaşamsal alanlar dış etkilerden korunmaktadır. 2002 yılı çalışmalarında ortaya çıkarılan mekan ikinci kata aittir. Bu alanda yapılan temizlik çalışması sırasında yeraltı şehrinin yapımına ve tarihlendirilmesine ilişkin arkeolojik herhangi bir bulguya rastlanmamasına rağmen Saratlı yeraltı şehrinin plan özellikleri ve yapılış tekniği ile diğer yeraltı şehrinin çoğu
gibi Bizans döneminde yapılmış ve yakın geçmişe kadar kullanılmış ve ihtiyaca göre ilavelerle genişletilmiştir.

NARLIGÖL SİT ALANI
Aksaray ili, Gülağaç İlçesi, Sofular Kasabası, Yavuz Sultan Selim Mahallesi, sınırları içinde yer almakta olup, yarısı Niğde İli sınırlarında kalmaktadır. Etrafı dağlarla çevrili Narlıgöl tipik kraker gölü olup, çeşitli kaynaklardan beslenmektedir. Etrafı çam ağaçları sazlık ve çayırlıkla çevrilidir. Bir tarafında doğal peri bacaları oluşumu ve kaya mekanlar da bulunmaktadır. Narlı Göl Sofular Vadi içindeki Eski Köy yerleşkesine birkaç kilometre uzaklıktadır. Gölün yaklaşık 2500 metrekarelik bir alanı kapladığı tahmin edilmektedir. Derinliği yer yer 65-70 m yi bulmaktadır.
Gölün kenarları çayır ve sazlıklarla kaplıdır. Bu bölge genel karakteri itibariyle Kapadokya Bölgesi'nin bir uzantısı olup, Ihlara-Derinkuyu Vadisi'nin devamı görünümündedir. Sıcak su kaynağından kaplıca, Kükürtlü su kaynağından içmece ve gölün sularında ise balıkçılık yapılarak yararlanılabilir.

MUSULAR ÖRENYERİ
Aksaray İli, Gülağaç ilçesi, Kızılkaya Köyü’nün güneyinde Musular Tepesi’nin kuzeydoğu yamaçlarından Kızılkaya Köyüne 1km.mesafede Aksaray-Ihlara karayolunun hemen kuzeydoğusundadır. Melendiz suyu eski yatağı ile Karaağıl deresinin birleştiği yerde kuzeybatı-güneydoğu yönünde 15cm. ve kuzeydoğu-güneybatı yönünde 250cm.dir. 1/5000’lik ölçekli kadastronun 1 nolu paftasında ve özel mülkiyete ait981-982-983-984-985-987-988-1657 nolu parsellerde yer alan Musular yerleşmesi Musular mevkiinin güneybatısında yüzeye çıkmış ana kaya, höyük dolgusu kuzeydoğu ve doğuya doğru kalınlaşarak yamaçta devam etmektedir. Höyük kuzeyindeki tarlalar teraslanarak höyük dolgusu geniş bir
alana yayılmıştır. Tarla ve bağ evi olarak kullanılıyor. Üzerinde çanak çömleksiz yerleşimi ve yoğun obsidien buluntuları ile ilk Tunç Çağı, Demir Çağına ait çanak-çömlek parçalarına rastlanmıştır.

AŞIKLI HÖYÜK

Kızılkaya Köyü’nün 1km.kadar güneyinde Melendiz kıyısında yer alır. M.Ö.8.bine Akeramik döneme tarihlenen Aşıklı Höyük İlk köy yerleşmesidir. Yerleşim yukardan aşağıya 2 kültür tabakası içerir. Kerpiçten yapılı konutlar 2-3 odalı geçitlerle birbirlerinden ayrılan mahallelerden oluşur.

Konutlara damdan taşınabilir bir merdiven yardımıyla girilmektedir. Konutlar dörtgen, kare yamuk planlıdır. Genelde tavanları ve duvarları çamurla sıvalı olup içinde çakıl döşeli ocak yerleri vardır.

Burada insanlar tarım ve hayvancılıkla geçinirlerdi. Aletler obsidienden (doğal cam) yapılmış kazıcılar, rendeler ve deliciler olarak bulunmuşlardır. Ayrıca kemikten aletlere de rastlanır. Aşıklıda genç bir kadın kafa tasında ilk ameliyat ve otopsi izlerine rastlanmıştır. Mimarlık, tıp, bilim tarihi açılarından birçok önemli veriler vermektedir. Dünyada ilk köy yerleşmesinde ameliyat ve otopsi izi burada bulunması dikkat çekicidir.

AŞIKLI HÖYÜK

Aksaray İlinin 25 km. Güneydoğusundaki Kızılkaya köyünde bir höyük. Bir tarafı Melendiz nehrine bakarken diğer tarafı ise tarıma açık tarlalara bakmaktadır. Tarıma elverişli, su kenarına yakın bir yere kurulmuştur. Günümüzden 10 bin yıl öncesinde yaşamış ilkel insan topluluklarının bıraktığı izleri Arkeoloji alemine sunmaktadır.

Aşıklı Höyükte 1989 yılından itibaren İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Ufuk ESİN başkanlığında başlatılan Arkeolojik kazı çalışmalarına 200–2003 yılları arasında aynı üniversitede öğretim görevlisi olan Prof. Dr. Nur Balkan ATLI sürdürmüş 2006 yılından itibaren ise yine aynı Üniversite Perhistorya Anabiİim Dalı öğretim üyesi Mihriban ÖZBAŞARAN devam ettirmektedir.

Güneybatısında diğer yapılardan ayrılan, tabanları ve duvarları kırmızı ya da sarı renkte boya ile boyanmış özel bir bina vardır. Boya alçı tabakası üzerine sürülmüş, tabanlar ve duvarlar boyandıktan sonra parlatılmıştır. Binanın Kuzeydoğusunda ocak, hemen yanında bir oluk yeri bulunmaktadır. Burada ayinler, kurban törenleri yapılıp kurban edilen hayvanın kanının bu oluktan dışarı akıtıldığı tahmin edilmektedir.

Kerpiç evlerde oturanlar köyün halkıdır. Ölülerini evlerinin tabanlarının altına, topraktan çukurlar kazarak gömmüşlerdir. Gömü öncesi cesetleri bağdaş kurar gibi veya bir bebeğin ana rahmindeki yer alışı gibi bir şekle sokmuşlar, kokmasın diye etler yok oluncaya kadar yakmışlar, daha sonra bu çukurlara gömüp üstlerini örtmüşlerdir.

Yine kazılar sırasında bulunan iskeletlerden biri 20/25 yaşlarında bir kadına ait olup kafatasında ilk ve en eski beyin ameliyatının (trepanation) yapılmış olduğu, hastanın bu operasyondan sonra birkaç gün yaşadığı tespit edilmiştir. Aşıklı insanlarının genellikle 30-35 yaşlarında öldükleri, ancak içlerinde 55-56 yaşına kadar yaşayanlarında olduğu anlaşılmıştır.

Aşıklı Höyük’te yaşayan insanların besin ekonomisini ev aletleri, toplanan çeşitli yabani sebze, yemiş ve meyveler, az olarak da buğday, arpa, nohut gibi tarımsal ürünler oluşturmaktadır. Olasılıkla tarım henüz tam yerleşmediği için çoğunlukla yabani buğday ve arpanın da toplandığı bitki kalıntılarının analizlerinden anlaşılmaktadır.

Volkanik olan Hasan Dağı ve Melendiz Dağının bundan 8 milyon yıl kadar önce patladığı, patlamalar sonucunda çevrede tüf, andezit, bazalt, granit gibi kayaçlardan hem yapılarında, ocak ve fırınlarında, hem de kap, lamba, havan, öğütme taşları, el taşları, cilalı yassı baltalar gibi araç ve gereçlerinde kullanarak yararlanılmıştır. Özellikle obsidien alet ve silahların ana hammaddesini bu malzemeler oluşturmuştur.

Kazılar sırasında ele geçen ve günümüzden 10 bin yıl öncesinde yaşamış insanlara ait pişmiş topraktan veya taştan insan figürinleri, kemikten bız, kemer tokası, spatula, ve pişmiş topraktan boğa figürünü gibi hayvan figürünleri de Aşıklı insanın sosyal yaşantısını günümüze kadar taşıyan buluntularımızdandır.

GÜVERCİN KAYASI ÖRENYERİ
Aksaray İli, Gülağaç İlçesi, Çatalsu(Apsarı) Köyü sınırları içinde yer almaktadır. Kalkolitik dönem yerleşmesidir. Müze müdürlüğü ve İstanbul üniversitesi ile katılımlı kazıları devam etmektedir. Kazı çalışmaları sonucunda, kalkolitik döneme ilişkin çok önemli arkeolojik bulgular elde edilmiştir .Envanterlik eserlerin bazıları Aksaray Müzesi teşhirinde yer almaktadır. Eserlerin çoğunluğunu bazalt öğütme taşları, kemik alet ve nesneler, kesici ve delici aletler ve bazı kemik takılar oluşturmaktadır. Seramik buluntular ve küçük figürünler ayrı bir yer tutmaktadır.

ALTINTAŞ HÖYÜĞÜ
Aksaray İli Gülağaç İlçesi Demirci Kasabası sınırlarında bulunmaktadır. Gülağaç İlçesinin yaklaşık 3km. batısındaki alanın içinde, yerleşim alanının dışında bulunmaktadır. Höyüğün arka kısmında küçük çaplı bir kaçak kazı izi görülmektedir. Yüzeyde yaptığımız incelemelerde az miktarda seramik parçaları toplanabilmiş ve bunlardan anlaşıldığı kadarı ile Erken Tunç, Helenistik dönemlere ait oldukları tespit edilmiştir.

BEKARLAR HÖYÜĞÜ
Aksaray ili Gülağaç İlçesi Bekarlar Beldesinde bulunmaktadır. Höyük üzerindeki buluntular Neolitik-Kalkolitik dönem, 2. bin 4.çeyreğine kadar inmektedir. Bekarlar Köyünün Eski Roma yerleşimi olduğu bilinmektedir. 6-7-12-13-15-16 parsellerde yükseklik 7 m.’ye ulaşmaktadır. Höyük merkezi burası olmalıdır. Üstünde türbe olduğu tahmin edilen 4x4 ebadında bir yapı bulunmaktadır. Höyüğün yüksekliği yaklaşık 10m., genişliği
ise yaklaşık 100-150m. civarındadır. Etrafında kavak ağaçları görülmektedir. Höyük üzerinde bir kaç adet kaçak kazı çukurları görülmektedir. Yüzeyinde bulgulanan seramiklerin tarihlemesinden, Assur Ticaret Kolonileri Çağı, Demir Çağı, Hellenistik ve Roma dönemlerinde iskan gördüğü anlaşılmıştır.

KÜLTEPE HÖYÜĞÜ
Aksaray ili Gülağaç İlçesi Kızılyer Mevkiinde bulunan Kültepe Höyüğü 150m. çapında 25 m. yüksekliğindedir. Oval görünümlü höyüğün üst kısmı düzdür. Höyük Gülağaç İlçesinin 1km. uzaklığındadır. Güneyde yer alır. Etrafında ekili sulu tarıma elverişli araziler bulunmaktadır. Höyüğün doğusunda muhtemel sur duvarı toprak alımı sonucu açığa çıkmış durumdadır. Kültepesinden çıkan malzemelerin değerlendirilmesi
sonucunda Höyükte Asur Ticaret Kolonileri Çağı, Frig, Helenistik döneme ait malzemeler bulunmuştur.

NENEZİDAĞI
Aksaray ili, Gülağaç İlçesi, Bekarlar Beldesi sınırları içinde kalmaktadır.1719m. yüksekliğindedir. Antik dönemdeki adı Nenasos’dur. Dağın zirvesinde Ortaçağ Dönemine ait şapel ve kale kalıntıları ve taş temeller yer almaktadır. Eteklerinde ise neolitik dönemde işletilmiş obsidyen işlik yatakları mevcuttur. Yine bu dağın etrafında ve yakın çevresinde zengin perlit madeni yatakları tespit edilmiştir. Üzerinde azda olsa meşe
ağaçları yer almaktadır.

SOFULAR VADİSİ VE YAMAÇ YERLEŞİMİ

“Aksaray İli Gülağaç İlçesi Sofular Kasabasının eski köy yerleşim yeridir. Ihlara Vadisinin devamı niteliğinde, 1,5 km. uzunluğundadır. Vadi kayalıklardan oluşmakta olup, yüzeyde bulunan taş evler 1974 yılında boşaltılarak halk afet evlerine yerleştirilmiştir. Vadi boyunca karşılıklı olarak devam eden kayalıkların içinde farklı amaçlarla yapılmış birbirine bağlantılı mekânlar, kilise ve şapeller bulunmaktadır. Kaya mekânların içi yumuşak kayalık bir yapıya sahip olduğundan dolayı mekânlar içinde merdivenle çıkılan üst bölümler ve aşağıya inen katlar bulunmaktadır. Mekânlar içerisinde havalandırma bacaları ve duvarlarında nişler bulunmaktadır. Dışardan mekânlara girişlerde güvercinlikler de bulunmaktadır.

Hemen hemen her mekân içerisinde ve yüzeyde Bizans dönemine ait mezarlıklar oldukça çok sayıdadır. Mezar başlarında ve tavanlara oyulmuş haç işaretleri bulunmaktadır. Kilise içlerinde altar ve apsisler günümüze kadar gelmiştir. Yapılacak bir temizlik çalışması sonucunda ortaya çıkarılacak muhtemel su kuyuları ve tandırlarda bulunmaktadır. Vadi içinde yüzeydeki taş evler dışında 1950’li yıllara tarihlenen birde cami bulunmaktadır.

Aksaray-Nevşehir yolu üzerinde bulunan Sofular Vadisi ve eski köy yerleşkesi aynı zamanda, Narlıgöl ve Nenezi Dağı arasında kalmaktadır.

Tescil işlemleri devam eden Sofular Vadisi, konumu, doğal yapısı, Bizans döneminden kalma kaya mekanları, yakın döneme ait yüzeydeki konutları ve yapı kalıntılarıyla önemli bir turizm merkezi olmaya adaydır.

Aşıklı höyükte Günümüzden 10 bin yıl öncesinde ovaya inmeye başlayan insanlar bu kadar eski bir zamanda Aşıklı’da, kerpiç ve taş mimarisini kapsamlı bir şekilde ustaca kullanıp hayata geçirerek ilk yerleşimlerini kurmuşlardır.

Burada yaşayan insanlar evlerini kerpiçten yapmışlar, iç kısmını kille sıvamışlar, ailenin büyüklüğüne göre yapılan bir, iki veya üç odalı evlerde odalardan geçiş için dar kapı aralıkları bırakmışlardır.

Bu evlerin arasında dar sokaklar olup evlerden bu sokaklara çıkış yoktur. Bu yüzden evlerin içine seyyar merdivenlerle çatıdan girilmiş olmalıdır. Çakılla döşenmiş caddesiyle yerleşim alanları iki ana bölüme ayrılmaktadır.
 
Üst Alt