Ahir Zamanın Aile Tipi!…

beydeba

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
285
Tepkime puanı
20
Ahir zaman, günahların açıkça işlendiği ve reklam edildiği bir devirdir. Bu bakımdan Müslümanlar İslam’ı yaşamakta zorluk çeker…
Geçenlerde bir arkadaş, dindar hanımlardan şikayetçi oldu. Bir hanım da dindar erkeklerden dert yandı. Şu hal gösteriyor ki, dindar aileler bile ahir zaman fitnesinden kendini kurtaramamış.

Ahir zaman nedir?

Ahir zaman, günahların açıkça işlendiği ve reklam edildiği bir devirdir. Bu bakımdan Müslümanlar İslam’ı yaşamakta zorluk çeker.

Bütün peygamberler, alimler ve evliyalar ahir zaman fitnesinden Allah’a sığınmıştır. Yine bütün peygamberler, alimler ve veliler ahir zamanda, İslam’ı öğrenmeye, anlamaya, yaşamaya çalışanlara gıpta etmiştir. Çünkü ibadet edenlere ceza verildiği bir devirde münafık olmaz. Yapılan ibadet Allah içindir.

Mademki ahir zamanda günahlar reklam edilecek, bu durumda Müslümanların İslamiyet’i öğrenmesi çok zordur. İşte gerek kızlar ve gerekse erkekler, İslamiyet’i yeteri kadar öğrenmeden evleniyorlar. Çevrelerindekiler de İslam’ı bilmiyorlar. Bu durumda yarım yamalak şeyleri İslamiyet zannediyorlar veya şahsî mantıklarını İslam’ın kendisi sanıyorlar. İslam’ın vaat ettiği saadete ulaşmak mümkün değil.

Şekilde kolayca yakalanan İslamiyet, ilimde ve ibadette yakalanamayınca, kabuğun kuvvetine nazaran, öz çürümüş oluyor. Böyle bir ağaç hafif bir rüzgârla kırılabilir.

Erkek hanımının kendine itaat etmesini, her sözünü yerine getirmesini, kısacası gönlüne göre bir kadın olmasını ister. Halbuki neyin hayırlı olduğunu bilemeyiz. Huy, ahlak ve anlayış bakımından birbirini tamamlayan eşler pek azdır. Kadın hissî hareketleriyle hastalanıp, darılıp, kırılmasıyla problem çıkarabilir. Bu hal, dindar erkeğin lehine iken bilmezler. Çünkü bir erkek hayalindeki kadını bulsa servetini, hayatını, muhabbetini ona verir. Halbuki insan bunun için yaratılmamıştır.

Bu durumda, dindar ailelerdeki kadınlar ve erkekler her geçimsizlikte, her can sıkıntısında kendilerini ilme ve ibadete verseler, felaketlerdeki rahmeti yakalayabilirler. Bırakın ufak tefek olayları, bazen en büyük felaket, en büyük saadetin anahtarı olabilir.

Geçen gün yüksek dereceden emekli olmuş, zengin, bilgili ve dindar bir arkadaş geldi. Hafızasını yitirecek durumda. Sebep, çoluk çocuktan gelen irili ufaklı felaketler… Bu arkadaş hayatını çoluk çocuğa vermişti. Çocuklarının çok iyi yetişmesi için çok kazanmıştı. Kimseye muhtaç olmamaları için büyük bir servet edinmişti. Sözün kısası, gerçekten rahat bir hayat yaşamış, himmetini ailesine hasretmişti. Babalarının zenginliğine güvenen çocuklar ise tahsil yapmamış, sanat öğrenmemiş. Boş kalmanın sonucu, eğlenirken berbat bir hayat geçirmişler. “Neye güvenirseniz, ona havale edilirsiniz.” Çocukları öyle bir hayat yaşamaya başlamış ki, babalarına çıldırmak düşmüş. Dedim ki: “Bu büyük felaket, büyük bir saadetin anahtarıdır. Arabanı sat, bir başkasını al. Arsalardan birini sat, parayı cebine koy, izini kaybet. Birkaç çocuğa bedel, yüz çocuğa hizmet et. Hela temizlemekten bir şeyler öğretmeye kadar çırpın. Bundan sonraki hayatını İslam’a ver.”

Mendiliyle gözlerini sildi ve gitti. Ne yaptı bilmiyorum…….
 
Üst Alt