Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Serbest kürsü
Ağlatan bir yazı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="nurluhacı" data-source="post: 3183" data-attributes="member: 80"><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Amiinn- </span></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Bir zamanlar bir psikoloji kitabında okuduğum bir bölüm vardı...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Hayatın ve getirilerinin kıymetini anlamak için tavsiye edilen bir metod vardı içinde..</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Deniyordu ki; "Arada bir, çok bunaldığınızda,hayatın sizin için çekilmez hale geldiğini düşündüğünüzde kendinize 10 dakika ayırın ve kendi cenaze töreninizi düşünün"...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Cümleyi ilk okuduğumda çarpılmıştım...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Ben girişin akabinde pozitif bir gelişme ve tavsiye bekliyordum...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Ama " kendi ölümümüzü ve cenazemizi " düşünmemiz tavsiye ediliyordu...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Tüylerim diken diken oldu ve yazarın saçmaladığını düşündüm o an...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Ama önyargı düşmanı biri olarak okumaya devam ettim...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Diyordu ki; " Bunları düşündüğünüzde dünyadaki yerinizi, dünyayı terkettiğinizde oluşacak boşluğu, sevdikleriniz ve sizi sevenler için öneminizi anlayacaksınız...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px"></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Özellikle insanların sizin için neler söyleyeceklerini, onlar için ne ifade ettiğinizi hissetmeye çalışın...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">O andan geriye dönme şansınız olmadığını, hayat denen kredinizin bittiğini ve onlara yanıt verme şansınız olmadığını düşünün...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Tekrar sarılma, bir kez daha öpme ihtimalinizin bittiğini hissedin...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Dünyadaki küslüklerin, ayrılıkların, kavgaların yanında bu acının ve geri dönülmezliğin korkunç çaresizliğini yaşayın...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Bırakın canınız yansın, bırakın alevler içinde kavrulsun tüm ruhunuz...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Orada, o musalla taşında düşünün kendinizi...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Seyredin şu an çevrenizde olanların yüz ifadelerini...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Akıllarından ve yüreklerinden geçen cümleleri hayal edin..."</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Kitaba devam etmeden bıraktım kenara ve gözlerimi kapatıp aynen düşünmeye başladım...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Eşimi, oğlumu, annemi, babamı, kardeşlerimi ve diğer tüm çevremi oturttum tek tek kendi cenaze törenimdeki yerlerine...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Birer birer yerleştirdim tabutumun çevresine hepsini...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Hayatımda çok nadir bu kadar canım yanmıştı...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Görüyordum işte "babaaaa..." diye ağlayan biricik oğlumu...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Eşim kucağında "ağlayan emanetimle" ayakta durmaya çalışıyordu per perişan...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Koca çınar babacığım, belli belirsiz dualar okuyordu, o gözümden hala gitmeyen vakur duruşuyla...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Annem, ciğerinden bir parça canlı canlı koparılmış gibi hem içine hem dışına akıtıyordu gözyaşlarını...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Kardeşlerim, akrabalarım "çok erken gitti, doyamadı oğluna.." diyordu acıyan ses tonlarıyla...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Ve dostlarım... Onlar da şaşkındı... Bazısı "daha dün birlikteydik, nasıl olur.." diyordu...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Bunları seyredip onlara "hayır ölmedim, burdayım.." demek istedim hayal olduğunu unutup...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Sonra anladım yazarın ne demek istediğini daha devamını okumadan kitabın...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Farkındalık önemli bir kavramdır psikolojide...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Belki de hiç aklımıza gelmeyen ve gelmeyecek bir farkındalığı göstermek istemişti yazar...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Kitabı okumaya ne gücüm kalmıştı, ne de isteğim...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Almam gereken dersi ve mesajı almıştım...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">şimdi ne kitabın adını ne de yazarı hatırlamıyorum...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">şu an bunları yazarken bile çok kötü oldum...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Bu olayda tek farkındalık da yok üstelik...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Biraz kendime geldikten sonra devam ettim hayatımın en zor hayaline...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Sırada çevremdekilerin ölümümün akabinde neler söyleyecekleri vardı..</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Usulen ve nezaketen söylenenlerin dışında...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Onlarda bıraktığım izleri, yaşananları ve yaşanamayanları elden geçirerek ben konuşturacaktım hayalimde...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">İçlerini okuyacaktım, senaryo bana ait olarak...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Yaşarken neler yazmıştım, ölümümle neler okuyacaktım...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Gerçek duygularıydı ulaşmaya çalıştığım, ölüm acısının etkisiyle girilen duygusal mod değildi, deşifre etmem gereken metin...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Canım oğlumun söyleyecek çok şeyi yoktu... Özleyecekti, yokluğumu hissedecekti.. Ağlayacaktı aklına geldikçe...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Belki ölümün ne anlama geldiğini hissedecek yaşa gelinceye kadar sıradan bir üzüntünün ötesine geçmeyecekti duyguları...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Ama hayal bu ya, 18-20 yaşına getirdim 2 saniyede oğlumu...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">"Hayal - meyal hatırlıyorum be baba seni...Keşke şimdi yaşıyor olsaydın da erkek erkeğe sohbet etseydik seninle...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Bak mezuniyet törenimde de babasızdım... Askere giderken kimin elini öpeceğim senin yerine..."</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Diyecek canı yanarak bir köşede...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Sevgili eşim... Benim muhteşem hatunum... Nasıl dayanır bensizliğe?...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">O ki, benim için her şeyini feda edip koşmuştu bana... Hayatının tek adamı şimdi toprak olacaktı...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Bir daha " Seni seviyorum " diyemeyecekti... Bir daha hevesle açamayacaktı çalan kapıyı...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Ve her gelen gece bensizliğini haykıracaktı yüzüne... Her sabah da bensiz başlayacaktı koca gün...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Tek cümlesi takıldı o an içime; "Oyunbozanlık yaptın be böceğim, hani beraber ölecektik?..."</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Babam-annem,o bugüne kadar evlat olarak mutlu edecek hiçbir şey yapamamanın acısıyla kahrolduğum güzel insanlar...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Helaldi şüphesiz hakları... Bilerek hiç kırmamıştım onları...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Üzerine titredikleri evlatları onlardan önce göçmüştü işte önlerinde ve dualarına muhtaçtım....</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Kaç anne ve babanın çekebileceği bir acıydı ki evladının cenazesinde bulunmak... Herhalde insanın uzun yaşadığına üzüldüğü nadir</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">anlardan olsa gerek...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Diğerlerine geçmiyorum...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Bu yazıyı şu an yazıp sizlerle paylaştığıma göre "diğerlerine" artık sizler de dahilsiniz...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Düşünün, bir gün bir mail ulaşıyor mail-boxınıza "ölmüş" diye...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Sizler kimbilir neler düşünür ve yazardınız...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Eşim şu an yanımda ağlıyor, sanki gerçekmiş gibi...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Oysa ki yazarın amacı "Yaşamanın ve hala nefes alıyor almanın kıymetini" göstermekti...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Benim de öyle...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Lafı çok uzattım farkındayım...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Ama dediğimiz çözümü zor süreç 2 satırla özetlenemeyecek kadar girintili çıkıntılı...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Ben o gün kurduğum o hayalle, canımın tüm yanmasına rağmen YENİDEN DOĞDUM...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Bilgisayar diliyle "format attım hayatıma"...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Sahip olduklarımın farkına vardım ve hala nefes alıyor olduğum için şükrettim...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Gözlerimi açtığım anda o kötü ve acı sahne bitmiş, oyun perde demişti...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Peki ya hayal değil de, gerçek olsaydı ve perde bir daha açılmamak üzere kapansaydı...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">İşte bu final bu yazıyı buraya kadar okumanıza değmiş olmalı...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Belki gerildiniz, kötü oldunuz ama devamını getirirseniz buna değer bence...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Ben bu akşam melankoliğim ve biraz abartmış olabilirim...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Hani sanatçı ve şairiz ya ondandır belki...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Bence bu yazıyı sadece okuyarak bırakmayın...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px"></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">LÜTFEN ARADA BİR, BURADAN ALDIKLARINIZI TARTIN, DÜŞÜNÜN VE</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">HAYATINIZI GÖZDEN GEÇİRİN...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px"></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Ölümün kime ve ne zaman geleceğini Yüce Allah' tan başka bilen yok...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">İşte bu yüzden hazır yaşıyorken ve nefes alıyorken yapabileceklerinizi yapın, ertelemeyin...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Bilerek - bilmeyerek kırdığınız kalpleri tamir edin...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Sizi sevenlere ve sevdiklerinize daha fazla zaman ayırın...</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">Ve en önemlisi;</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px"></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">VERDİĞİ-VERMEDİĞİ,</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">ALDIĞI-ALMADIĞI HERŞEY İÇİN,</span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-size: 15px">TEKRAR TEKRAR ŞÜKREDİN YÜCELER YÜCESİ YARADAN'A</span></em></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="nurluhacı, post: 3183, member: 80"] [FONT=Tahoma]Amiinn- [/FONT] [B][I][SIZE=4]Bir zamanlar bir psikoloji kitabında okuduğum bir bölüm vardı... Hayatın ve getirilerinin kıymetini anlamak için tavsiye edilen bir metod vardı içinde.. Deniyordu ki; "Arada bir, çok bunaldığınızda,hayatın sizin için çekilmez hale geldiğini düşündüğünüzde kendinize 10 dakika ayırın ve kendi cenaze töreninizi düşünün"... Cümleyi ilk okuduğumda çarpılmıştım... Ben girişin akabinde pozitif bir gelişme ve tavsiye bekliyordum... Ama " kendi ölümümüzü ve cenazemizi " düşünmemiz tavsiye ediliyordu... Tüylerim diken diken oldu ve yazarın saçmaladığını düşündüm o an... Ama önyargı düşmanı biri olarak okumaya devam ettim... Diyordu ki; " Bunları düşündüğünüzde dünyadaki yerinizi, dünyayı terkettiğinizde oluşacak boşluğu, sevdikleriniz ve sizi sevenler için öneminizi anlayacaksınız... Özellikle insanların sizin için neler söyleyeceklerini, onlar için ne ifade ettiğinizi hissetmeye çalışın... O andan geriye dönme şansınız olmadığını, hayat denen kredinizin bittiğini ve onlara yanıt verme şansınız olmadığını düşünün... Tekrar sarılma, bir kez daha öpme ihtimalinizin bittiğini hissedin... Dünyadaki küslüklerin, ayrılıkların, kavgaların yanında bu acının ve geri dönülmezliğin korkunç çaresizliğini yaşayın... Bırakın canınız yansın, bırakın alevler içinde kavrulsun tüm ruhunuz... Orada, o musalla taşında düşünün kendinizi... Seyredin şu an çevrenizde olanların yüz ifadelerini... Akıllarından ve yüreklerinden geçen cümleleri hayal edin..." Kitaba devam etmeden bıraktım kenara ve gözlerimi kapatıp aynen düşünmeye başladım... Eşimi, oğlumu, annemi, babamı, kardeşlerimi ve diğer tüm çevremi oturttum tek tek kendi cenaze törenimdeki yerlerine... Birer birer yerleştirdim tabutumun çevresine hepsini... Hayatımda çok nadir bu kadar canım yanmıştı... Görüyordum işte "babaaaa..." diye ağlayan biricik oğlumu... Eşim kucağında "ağlayan emanetimle" ayakta durmaya çalışıyordu per perişan... Koca çınar babacığım, belli belirsiz dualar okuyordu, o gözümden hala gitmeyen vakur duruşuyla... Annem, ciğerinden bir parça canlı canlı koparılmış gibi hem içine hem dışına akıtıyordu gözyaşlarını... Kardeşlerim, akrabalarım "çok erken gitti, doyamadı oğluna.." diyordu acıyan ses tonlarıyla... Ve dostlarım... Onlar da şaşkındı... Bazısı "daha dün birlikteydik, nasıl olur.." diyordu... Bunları seyredip onlara "hayır ölmedim, burdayım.." demek istedim hayal olduğunu unutup... Sonra anladım yazarın ne demek istediğini daha devamını okumadan kitabın... Farkındalık önemli bir kavramdır psikolojide... Belki de hiç aklımıza gelmeyen ve gelmeyecek bir farkındalığı göstermek istemişti yazar... Kitabı okumaya ne gücüm kalmıştı, ne de isteğim... Almam gereken dersi ve mesajı almıştım... şimdi ne kitabın adını ne de yazarı hatırlamıyorum... şu an bunları yazarken bile çok kötü oldum... Bu olayda tek farkındalık da yok üstelik... Biraz kendime geldikten sonra devam ettim hayatımın en zor hayaline... Sırada çevremdekilerin ölümümün akabinde neler söyleyecekleri vardı.. Usulen ve nezaketen söylenenlerin dışında... Onlarda bıraktığım izleri, yaşananları ve yaşanamayanları elden geçirerek ben konuşturacaktım hayalimde... İçlerini okuyacaktım, senaryo bana ait olarak... Yaşarken neler yazmıştım, ölümümle neler okuyacaktım... Gerçek duygularıydı ulaşmaya çalıştığım, ölüm acısının etkisiyle girilen duygusal mod değildi, deşifre etmem gereken metin... Canım oğlumun söyleyecek çok şeyi yoktu... Özleyecekti, yokluğumu hissedecekti.. Ağlayacaktı aklına geldikçe... Belki ölümün ne anlama geldiğini hissedecek yaşa gelinceye kadar sıradan bir üzüntünün ötesine geçmeyecekti duyguları... Ama hayal bu ya, 18-20 yaşına getirdim 2 saniyede oğlumu... "Hayal - meyal hatırlıyorum be baba seni...Keşke şimdi yaşıyor olsaydın da erkek erkeğe sohbet etseydik seninle... Bak mezuniyet törenimde de babasızdım... Askere giderken kimin elini öpeceğim senin yerine..." Diyecek canı yanarak bir köşede... Sevgili eşim... Benim muhteşem hatunum... Nasıl dayanır bensizliğe?... O ki, benim için her şeyini feda edip koşmuştu bana... Hayatının tek adamı şimdi toprak olacaktı... Bir daha " Seni seviyorum " diyemeyecekti... Bir daha hevesle açamayacaktı çalan kapıyı... Ve her gelen gece bensizliğini haykıracaktı yüzüne... Her sabah da bensiz başlayacaktı koca gün... Tek cümlesi takıldı o an içime; "Oyunbozanlık yaptın be böceğim, hani beraber ölecektik?..." Babam-annem,o bugüne kadar evlat olarak mutlu edecek hiçbir şey yapamamanın acısıyla kahrolduğum güzel insanlar... Helaldi şüphesiz hakları... Bilerek hiç kırmamıştım onları... Üzerine titredikleri evlatları onlardan önce göçmüştü işte önlerinde ve dualarına muhtaçtım.... Kaç anne ve babanın çekebileceği bir acıydı ki evladının cenazesinde bulunmak... Herhalde insanın uzun yaşadığına üzüldüğü nadir anlardan olsa gerek... Diğerlerine geçmiyorum... Bu yazıyı şu an yazıp sizlerle paylaştığıma göre "diğerlerine" artık sizler de dahilsiniz... Düşünün, bir gün bir mail ulaşıyor mail-boxınıza "ölmüş" diye... Sizler kimbilir neler düşünür ve yazardınız... Eşim şu an yanımda ağlıyor, sanki gerçekmiş gibi... Oysa ki yazarın amacı "Yaşamanın ve hala nefes alıyor almanın kıymetini" göstermekti... Benim de öyle... Lafı çok uzattım farkındayım... Ama dediğimiz çözümü zor süreç 2 satırla özetlenemeyecek kadar girintili çıkıntılı... Ben o gün kurduğum o hayalle, canımın tüm yanmasına rağmen YENİDEN DOĞDUM... Bilgisayar diliyle "format attım hayatıma"... Sahip olduklarımın farkına vardım ve hala nefes alıyor olduğum için şükrettim... Gözlerimi açtığım anda o kötü ve acı sahne bitmiş, oyun perde demişti... Peki ya hayal değil de, gerçek olsaydı ve perde bir daha açılmamak üzere kapansaydı... İşte bu final bu yazıyı buraya kadar okumanıza değmiş olmalı... Belki gerildiniz, kötü oldunuz ama devamını getirirseniz buna değer bence... Ben bu akşam melankoliğim ve biraz abartmış olabilirim... Hani sanatçı ve şairiz ya ondandır belki... Bence bu yazıyı sadece okuyarak bırakmayın... LÜTFEN ARADA BİR, BURADAN ALDIKLARINIZI TARTIN, DÜŞÜNÜN VE HAYATINIZI GÖZDEN GEÇİRİN... Ölümün kime ve ne zaman geleceğini Yüce Allah' tan başka bilen yok... İşte bu yüzden hazır yaşıyorken ve nefes alıyorken yapabileceklerinizi yapın, ertelemeyin... Bilerek - bilmeyerek kırdığınız kalpleri tamir edin... Sizi sevenlere ve sevdiklerinize daha fazla zaman ayırın... Ve en önemlisi; VERDİĞİ-VERMEDİĞİ, ALDIĞI-ALMADIĞI HERŞEY İÇİN, TEKRAR TEKRAR ŞÜKREDİN YÜCELER YÜCESİ YARADAN'A[/SIZE][/I][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Serbest kürsü
Ağlatan bir yazı
Üst
Alt