- Katılım
- 25 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 7,319
- Tepkime puanı
- 118
Ağla Gözüm Ağla
Billur taneleri gibi, göz pınarlarından süzülüp yanakları yıkayan yaş, tıpkı bulutlardan boşalıp yeryüzünü sulayan yağmur gibi rahmettir. Allah, rahmetini sevdiği mahzun kalplerin göz pınarlarından akıtır. Yağmur kavrulup çatlamış topraklara nasıl hayat bahşediyorsa, gözyaşı da katılıktan sertleşmiş gönüllere öylece hayat bahşeder.
Bağrı yanık aşıkların en tesirli silahı gözyaşıdır. Bu fani dünyada tencere gibi kaynayıp duran gönüllerindeki ateşi onunla bir derece teskin ederler. Ahirette ise, cehennemin azgın alevlerini yine onunla söndürürler.
Allah Rasulü s.a.v. buyuruyor:
“Mahşerde, cehennem kıvılcımlarının insanları kovaladığı hengâmede, Cebrail a.s. elinde bir bardak suyla görünür.
Ona, ‘Bu ne?' diye sorarım, şöyle cevap verir: ‘Bu, mümin kulların Allah korkusuyla ağlayıp, gözlerinden döktükleri gözyaşlarıdır ve şu korkunç kıvılcımları söndürecek tek şeydir.”
Aşıkların Ağlayışı
Kimileri, Hak yoluna ileten gönül rehberinin hicranıyla yanıp tutuşmuş, Şems'ini arayan Mevlâna gibi, ıstırabı hiç dinmemiştir. Aşk yolunda çekmediği mihnet ve meşakkat kalmamış, yaralı gönlünü, ağlayan gözünü şiirle teselli etmiştir:
Yine sen yaş yerine kan akıtıp ağla gözüm
Çünkü hicran dolu kalbim yine hicran olacak.
Yine göç var diye Mecnun’a haber verme sakın
Yine matem, yine zâri, yine efgân olacak.
Bu büyük derd-i elemden kime şekva edeyim
İşiten nâlemi, hep ben gibi nalân olacak.
Kimi Mecnun'ların Leylâ'sı, Hz. Rasulullah s.a.v. Efendimiz'dir. O'nun uğrunda yanmış, yakılmış ve gözyaşı dökmüşlerdir:
Firak ağlar, visal ağlar, ezel mesrurun olmazsa
Cemalinle ferah-nâk et ki, yandım ya Rasulallah.
Kimileri de Hakk'ın vuslat özlemiyle yanıp köz olmuş, sabahlara dek gözyaşlarıyla gönüllerini serinletmeye çalışmışlardır:
Geceler ta subha dek zâri kılup eylerdi ah
Tâ nasib ola deyu gönlümü irşâd eyleyen
...
Firkat oduyla ciğer püryan olup yandı temam
Yanmağa kalmadı takat Yüce Sultanım meded.
Alıntı..
Billur taneleri gibi, göz pınarlarından süzülüp yanakları yıkayan yaş, tıpkı bulutlardan boşalıp yeryüzünü sulayan yağmur gibi rahmettir. Allah, rahmetini sevdiği mahzun kalplerin göz pınarlarından akıtır. Yağmur kavrulup çatlamış topraklara nasıl hayat bahşediyorsa, gözyaşı da katılıktan sertleşmiş gönüllere öylece hayat bahşeder.
Bağrı yanık aşıkların en tesirli silahı gözyaşıdır. Bu fani dünyada tencere gibi kaynayıp duran gönüllerindeki ateşi onunla bir derece teskin ederler. Ahirette ise, cehennemin azgın alevlerini yine onunla söndürürler.
Allah Rasulü s.a.v. buyuruyor:
“Mahşerde, cehennem kıvılcımlarının insanları kovaladığı hengâmede, Cebrail a.s. elinde bir bardak suyla görünür.
Ona, ‘Bu ne?' diye sorarım, şöyle cevap verir: ‘Bu, mümin kulların Allah korkusuyla ağlayıp, gözlerinden döktükleri gözyaşlarıdır ve şu korkunç kıvılcımları söndürecek tek şeydir.”
Aşıkların Ağlayışı
Kimileri, Hak yoluna ileten gönül rehberinin hicranıyla yanıp tutuşmuş, Şems'ini arayan Mevlâna gibi, ıstırabı hiç dinmemiştir. Aşk yolunda çekmediği mihnet ve meşakkat kalmamış, yaralı gönlünü, ağlayan gözünü şiirle teselli etmiştir:
Yine sen yaş yerine kan akıtıp ağla gözüm
Çünkü hicran dolu kalbim yine hicran olacak.
Yine göç var diye Mecnun’a haber verme sakın
Yine matem, yine zâri, yine efgân olacak.
Bu büyük derd-i elemden kime şekva edeyim
İşiten nâlemi, hep ben gibi nalân olacak.
Kimi Mecnun'ların Leylâ'sı, Hz. Rasulullah s.a.v. Efendimiz'dir. O'nun uğrunda yanmış, yakılmış ve gözyaşı dökmüşlerdir:
Firak ağlar, visal ağlar, ezel mesrurun olmazsa
Cemalinle ferah-nâk et ki, yandım ya Rasulallah.
Kimileri de Hakk'ın vuslat özlemiyle yanıp köz olmuş, sabahlara dek gözyaşlarıyla gönüllerini serinletmeye çalışmışlardır:
Geceler ta subha dek zâri kılup eylerdi ah
Tâ nasib ola deyu gönlümü irşâd eyleyen
...
Firkat oduyla ciğer püryan olup yandı temam
Yanmağa kalmadı takat Yüce Sultanım meded.
Alıntı..