- Katılım
- 23 Nisan 2011
- Mesajlar
- 3,344
- Tepkime puanı
- 25
Adet öncesi gerginlik sendromu; adet döneminden 1 ya da 2 hafta önce başlayan, hem fiziksel hem de psikolojik ve duygusal belirtilere neden olan bir bozukluktur. Adet kanaması yaklaşırken kadınların yaklaşık olarak %75′inde, değişen hormon düzeylerine bağlı olarak bazı şikayetler ortaya çıkmaktadır. Bu kadınların yarısında yakınmalar hafiftir ve kişinin günlük yaşantısını etkilemez. Diğer yarısında ise depresyon da dahil olmak üzere çok daha ciddi şikayetler ortaya çıkabilmektedir.
Nedenleri
Premenstrüel sendrom (PMS) nedenlerini bulmaya yönelik çalışmalar bu tablonun altında yatan faktörleri tam olarak ortaya koyamamıştır. Ancak bazı teoriler mevcuttur. Yumurtlamayı baskılayan bazı hormonların verilmesi halinde PMS belirtilerinde gerileme olmaktadır. Buna göre üreme hormonları PMS’ye neden olabilmektedir. PMS’nin bu hormonlar ile sinirlerde iletimi sağlayan bazı maddelerin ortak hareket etmesi sonucu ortaya çıktığı yönünde güçlü bulgular vardır. En çok suçlanan maddeler GABA ve serotonin adı verilenlerdir. Bazı araştırmacılar ise kalsiyum ve magnezyum dengesindeki bozukluğun PMS tablosuna yol açtığına inanmaktadırlar. PMS etiyolojisinde öne sürülen bir diğer neden de stress hormonlarıdır. Bu hormonların fazlalığı şikayetlerin daha yoğun yaşanmasına neden olabilmektedir. PMS etiyolojisinde vücutta salgılanan hemen hemen tüm hormon ve maddeler suçlanmaktadır. Ancak henüz net bir neden bulunamamıştır.
Risk Faktörleri
25-40 yaş arasında olmak
Doğum kontrol ilaçlarını kullanmayı bırakanlarda daha sıktır
Majör stres
Depresyon
Belirtiler
İritabilite
Duygusal dalgalanmalar (kolay ağlama…)
Anksiyete
Depresyon
Kendine güven kaybı
Konsantrasyon bozukluğu
Uyku problemleri
İştah değişiklikleri (tatlı yeme ihtiyacı, aşırı yeme isteği…)
Kilo artışı
Yorgunluk, halsizlik
Baş ağrısı
Memelerde gerginlik ve hassasiyet
Çarpıntı
Baş dönmesi
Sindirim sistemine ait bozukluklar
Kas ağrıları
Tanı
PMS tanısı pozitif bulgulara dayanmaz. Tanı için en güvenilir yol 2-3 ay süre ile şikayetleri kaydetmek ve şiddetlerini skorlamaktır. Şikayetler fiziksel ve ruhsal olarak ayrılmalı ve ne zaman başlayıp ne zaman bittiği düzenli şekilde kaydedilmelidir.
Tedavi
PMS nedeni tam olarak bilinmediği için tedavisi de kesin değildir. Bu konuda çok değişik tedavi yaklaşımları mevcuttur.
Diet: Azar azar ve sık sık yemek yemenin şikayetleri azalttığı yönünde raporlar vardır. Adet öncesi dönemde taze meyve ve sebze tüketilmesi, kırmızı et ve donmuş yağlardan uzak durulması, içinde katkı maddesi içeren besinlerin tüketilmemesi bazen yararlı olabilmektedir. Aynı şekilde kafein, alkol, tuz ve şeker tüketiminin azaltılması da faydalı olabilmektedir.
Egzersiz: Yapılan bir çalışmada egzersiz yapmayan kadınlarda PMS’ye daha sık rastlandığı bulunmuştur. Her gün yapılan 30 dakikalık bir yürüyüş yararlı olabilmektedir.
Mineraller: Günlük 1200 mg kalsiyum, 400 mg magnezyum ve 6 mg manganez alımının PMS belirtilerini azalttığı yönünde bulgular mevcuttur.
Vitaminler: Günlük 400 IU E vitamini tüketimi özellikle memelerdeki gerginlik ve hassasiyeti azaltabilmektedir.
Diğer tedavi seçenekleri arasında seratonin metabolizması ile ilgili ilaçlar, hormon ilaçları (doğum kontrol hapları), antidepresan ve anksiyolitikler gibi psikiyatrik ilaçlar, idrar söktürücüler, ağrı kesiciler sayılabilir ancak bunlardan hiçbirinin kesinleşmiş faydası yoktur.
Diğer nadir tedavi yaklaşımları arasında ise psikoterapi ve akupunktur bulunur
Nedenleri
Premenstrüel sendrom (PMS) nedenlerini bulmaya yönelik çalışmalar bu tablonun altında yatan faktörleri tam olarak ortaya koyamamıştır. Ancak bazı teoriler mevcuttur. Yumurtlamayı baskılayan bazı hormonların verilmesi halinde PMS belirtilerinde gerileme olmaktadır. Buna göre üreme hormonları PMS’ye neden olabilmektedir. PMS’nin bu hormonlar ile sinirlerde iletimi sağlayan bazı maddelerin ortak hareket etmesi sonucu ortaya çıktığı yönünde güçlü bulgular vardır. En çok suçlanan maddeler GABA ve serotonin adı verilenlerdir. Bazı araştırmacılar ise kalsiyum ve magnezyum dengesindeki bozukluğun PMS tablosuna yol açtığına inanmaktadırlar. PMS etiyolojisinde öne sürülen bir diğer neden de stress hormonlarıdır. Bu hormonların fazlalığı şikayetlerin daha yoğun yaşanmasına neden olabilmektedir. PMS etiyolojisinde vücutta salgılanan hemen hemen tüm hormon ve maddeler suçlanmaktadır. Ancak henüz net bir neden bulunamamıştır.
Risk Faktörleri
25-40 yaş arasında olmak
Doğum kontrol ilaçlarını kullanmayı bırakanlarda daha sıktır
Majör stres
Depresyon
Belirtiler
İritabilite
Duygusal dalgalanmalar (kolay ağlama…)
Anksiyete
Depresyon
Kendine güven kaybı
Konsantrasyon bozukluğu
Uyku problemleri
İştah değişiklikleri (tatlı yeme ihtiyacı, aşırı yeme isteği…)
Kilo artışı
Yorgunluk, halsizlik
Baş ağrısı
Memelerde gerginlik ve hassasiyet
Çarpıntı
Baş dönmesi
Sindirim sistemine ait bozukluklar
Kas ağrıları
Tanı
PMS tanısı pozitif bulgulara dayanmaz. Tanı için en güvenilir yol 2-3 ay süre ile şikayetleri kaydetmek ve şiddetlerini skorlamaktır. Şikayetler fiziksel ve ruhsal olarak ayrılmalı ve ne zaman başlayıp ne zaman bittiği düzenli şekilde kaydedilmelidir.
Tedavi
PMS nedeni tam olarak bilinmediği için tedavisi de kesin değildir. Bu konuda çok değişik tedavi yaklaşımları mevcuttur.
Diet: Azar azar ve sık sık yemek yemenin şikayetleri azalttığı yönünde raporlar vardır. Adet öncesi dönemde taze meyve ve sebze tüketilmesi, kırmızı et ve donmuş yağlardan uzak durulması, içinde katkı maddesi içeren besinlerin tüketilmemesi bazen yararlı olabilmektedir. Aynı şekilde kafein, alkol, tuz ve şeker tüketiminin azaltılması da faydalı olabilmektedir.
Egzersiz: Yapılan bir çalışmada egzersiz yapmayan kadınlarda PMS’ye daha sık rastlandığı bulunmuştur. Her gün yapılan 30 dakikalık bir yürüyüş yararlı olabilmektedir.
Mineraller: Günlük 1200 mg kalsiyum, 400 mg magnezyum ve 6 mg manganez alımının PMS belirtilerini azalttığı yönünde bulgular mevcuttur.
Vitaminler: Günlük 400 IU E vitamini tüketimi özellikle memelerdeki gerginlik ve hassasiyeti azaltabilmektedir.
Diğer tedavi seçenekleri arasında seratonin metabolizması ile ilgili ilaçlar, hormon ilaçları (doğum kontrol hapları), antidepresan ve anksiyolitikler gibi psikiyatrik ilaçlar, idrar söktürücüler, ağrı kesiciler sayılabilir ancak bunlardan hiçbirinin kesinleşmiş faydası yoktur.
Diğer nadir tedavi yaklaşımları arasında ise psikoterapi ve akupunktur bulunur