Aç kalarak hastalıktan kurtul! Önemli okuyun ;)

hacı anne

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
984
Tepkime puanı
16
Aç kalarak hastalıktan kurtul! Önemli okuyun

ORUÇLAR:

40 yaşından sonraki insanlar ve ibadetlerini yapan insanlar 5 yaşındaki çocuk gibi yemelidir. (250’gr dan 500 grama kadar) bundan daha fazla yenildiği zaman, fazla artıklar vücutta hastalık yapıyor. Vücut hastalıklarla değil yemeklerle uğraşıyor. O zaman sadece aç kalarak hastalıklardan kurtulabilinir. Çünkü vücut aç kaldığı zaman hasta hücreleri yemeye başlar. Yani hastalıkları kendisine yemek yapar. Kireçleri de eriterek kısmen kullanır, kısmen çıkarır.

Hasta insan aç kaldığı zaman vücut 1. gün 360 gr hasta hücreyi yiyor. Eğer açlık zamanında su içilmemiş olsa o zaman su bulmak için daha çok hasta hücreyi kullanıyor. 1 günde 1.5 kiloya kadar kullanıyor 3 günde 4.5 kilo, 3 günden sonra azalmaya başlıyor 6. günden sonra 350 gr en fazla 500 gr kullanıyor. Açlık ne kadar uzun sürse hasta hücreler daha azalıyor ve hastalıklar bitiyor. Hastalık bittiğinde oruçlu insanın iştahı çoğalıyor, hastalıklar bitmemiş olsa hiç iştahı olmuyor. Açlığa niyet edildiği zaman vücut niyete göre kendisini programlıyor. Vücudun programını bozmamak için niyeti bozmamak gereklidir. Bütün oruçlara başlamadan önceki akşam bağırsak boşaltıcı bir şeyin içilmesi gereklidir.

1 günlük oruç (36 saatlik oruç):

Sahurda bir şey yenilmeden su ile (dua ile) oruca başlanır. İftarda da bir şey yenilmeden, su ile açılır. İhtiyaç olursa 1 yudumdan 3 yuduma kadar su içilebilir. İçmemek daha güzeldir. Ertesi sabah saat 10’da meyve suyu içilir, yarım saat sonra isterse tekrar içebilir. Yalnız çok yavaş içmek gerekir. Öğlen zeytinyağlı, limonlu tuzsuz salata yenir. Akşam hafif bir yemek yenir. 1 günlük oruca devam etmek isteyenler haftanın hep aynı günü mesela her pazartesi ara vermeden devam etmelidirler. Çocuklar ve gençler kendilerini hayat boyu hastalıklardan koruyabilmek için 1 günlük oruca devam etmelidirler. Yaşlılar gençler gibi hemen sağlıklarına kavuşamazlar, on günlük oruç da onlara ağır gelebilir. Onlar bütün temizlemeleri yaptıktan sonra, yavaş yavaş sıhhate kavuşmaları için 1 günlük oruca devam etmelidirler.

3 günlük oruç:

iftar ve sahurda bir şey yenilmeden 3 gün arka arkaya tutulur. Hastalığı ağır olanlarda bu 3 günlük oruç 7 gün arayla 7 defa yapılır. Bütün hastalıklara, kanser dahi olsa çok büyük faydası vardır. Oruçların sonunda önce meyve suyu sonra meyve daha sonra sebze yenilerek yavaş yavaş normale dönülür. Hemen yemek yenilirse bağırsakta burkulma olabilir. Tehlikelidir.

10 günlük oruç:

Tümör, ağır kemik hastalıkları, fıtık, kalp krizi ve beyin krizi geçirenlerin 10 gün aç kalmadan iyileşmesi zordur. Oruca başlamadan önceki akşam magnezyum sülfat içilir. Bağırsağın temiz olması lazımdır. Hiç bir şey yenilmeden, su da içilmeden 3 gün oruç tutulur. 3 günden sonra iftar ve sahurda istenildiği kadar su içilebilir. Günde 1 veya 3 defa soğuğa dönük ılık su ile gusül abdesti alınır. Ne abdest ne de içmek için sıcak su kullanılmamalıdır. 3 günden sonra farklı farklı ağrılar olabilir. Ateş, titreme, kusma, hepsi normaldir. Ve iyidir. Şeker düşebilir, tansiyon düşebilir vücut kendi durumuna göre ihtiyacı olanı ayarlıyor ona karışmak mümkün değildir.

11. gün sabah meyve suyu ile oruç açılır. Elma veya greyfurt suyu yarı yarıya suyla karıştırılıp akşama kadar içilir. Akşama yakın karışımın 4’te 3’ü meyve suyu olabilir.

12. gün meyve suyuyla beraber meyve yiyebilir.

13. gün Meyve suyu ve meyve ile beraber sebze yemeye başlayabilir. Akşama yakın yağsız ve tuzsuz, demlenmiş sebze (az su ve kısık ateşte pişirilmiş) ve yağsız, tuzsuz taze yapılmış salata yiyebilir,

14. gün ekmek, (kepekli ve bayat en güzeli mayasız) kavrulmamış ve rafine olunmamış zeytinyağı ve sarımsak yemeye başlayabilir.

15. gün Bal, yoğurt, pirinç, bulgurlu yemeye başlayabilir. Oruçtan sonra 10 gün sadece burada yazılanlar yenilmeli, Et, Yumurta, Peynir, Süt, Tuz, Şeker kesinlikle kullanılmamalıdır. 1 gram bile tuz alınsa insan çok şişebilir. Oruç tutarken 5. günden sonra büyük abdest simsiyah ve pis kokulu olabilir, kan pıhtılarına benzer, bu çok güzeldir ağır hastalarda zaten olması lazımdır. Bu pisliklerin iç kanamayla alakası yoktur.

10 günlük orucu, bütün temizlemeler yapıldıktan sonra, herkes bilhassa gençler hemen yapabilir. Acil hastalar ve çok ihtiyacı olanlar karaciğer temizlemeden hemen sonra başlayabilir. Bütün oruçların hiç bir tehlikesi yoktur. Hepsinin faydası çok büyüktür. Sadece gerektiği gibi yapmak, şartlarını bozmamak gereklidir.
 

ferit

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2011
Mesajlar
365
Tepkime puanı
21
Açlık Tedavisi
açlık tedavisi, oruçla tedavi, aç kalarak tedavi, açlıkla hastalıkları tedavi, hastalıklardan kurtulmak için aç kalmak
‘Nefislerinizi aç bırakınız ki kalpleriniz Allah’ı (O’nun cemâlini) müşâhede edebilsin!’ Hz. İsa (A.S.)

‘Açlık Allah’ın hazinelerindendir. Allah dilediği ve sevdiği kimselere verir.’ Abu Süleyman Darani

Allah ü Teala ilk orucu Adem Aleyhisselam’a, sonra sırasıyla diğer peygamberlere, onlar da ümmetlerine emretmiştir. Musa Aleyhisselam ve İlyas Aleyhisselam 40 gün, İsa Aleyhisselam 60 gün hiçbir şey yemeden oruç tutardı. Abdülkadir Geylani hazretleri 40 günde bir iftar ederdi. Bunlar efsane değil, tespit edilen, kitaplarda anlatılan gerçeklerdir. Davut Aleyhisselam ömür boyu bir gün yer, bir gün oruç tutardı. Bu oruca ‘Savm-ı Davud’ denir. Savm-ı Davud, oruçların en ağırı, Peygamberimiz’in (S.A.V.) de en sevdiği oruçtur. Ayrıca Ebu Zer (R.A.) Buhari ve Müslim’in sahihlerinde Peygamber Efendimiz’in ‘Zemzemden başka yiyeceğim olmadığı halde Kabe’yle örtüsü arasında kırk gün kırk gece kaldım.’, buyurduğunu rivayet ediyor.

İnsana günde 250 – 500 gram yemek yeterlidir. Bundan fazlası , vücutta kalıntı oluşturur ve hastalık yapar. Bu durumda vücut hastalığa karşı direnç gösteremez. Çünkü sürekli hazımla uğraşmak, fazlalıkları ve toksinleri atmak, atılamayanları depolamak çok zor bir iştir. Oruç bu konuda en iyi yardımcıdır. İnsan oruç tutarken, yani aç kaldığında, vücut hazım işinden azad olur ve kendi kendini temizlemeye yönelir. Kalıntıları ve toksinleri, karaciğer ve bağırsaklardan dışkı ile, akciğerlerden öksürük ve nefesle, beyinden hapşırma, gözyaşı, kulak akıntısı ve geniz akıntısı ile, böbreklerden idrar ile, kandan ter ile dışarı atmaya başlar. Bu ağır işin gerçekleşmesi sırasında çok enerji harcanır. Vücut bu enerjiyi bulabilmek için önce glikojen ve yağ depolarını kullanır. Neticede, açlığın ilk 3 – 4 gününde insan her gün 1 – 1,5 kilogram verir.

3 – 4 gün sonra , temizlenen kan, damarların duvarlarında oluşan kolesterol, toksin ve kireç tabakasını eriterek, vücuttan çıkartmaya başlar. Bu günlerde insanın ağzı, nefesi ve teri ağır kokar, tükürüğü çoğalır, koyu ve yapışkan olur. İdrar koyulaşır, rengi değişik, kokusu ağır olur, ayrıca kum ve taşlar da dökülebilir. Titreme, tansiyon düşmesi veya yükselmesi gözlenebilir. Mide bulantısı, kusma, kaşıntı olabilir, aft, uçuk, sivilce, hatta çıban ve yaralar çıkabilir. Ancak, ibadetini yapan insanların orucu çok rahat geçer. Onlarda sadece hafif titreme olur veya nabız sayısı düşer.

Açlığın 5. – 7. günü , ağızdan ve derinden şiddetli aseton kokusu gelmeye başlar. Bu koku vücudun iç beslenmeye geçtiğini bildirir ve o gün herkese ağır gelebilir. Çünkü açlığın tesiri o gün hücrelere iner ve fonksiyonu değişime uğrayan hücreleri temizlemeye başlar. Temizlenmesi mümkün olmayan hücreleri tek tek parçalayarak kendine gıda yapar, yani hastalıkları kökten yok etmeye başlar. Kireçleri ve depolanan fazlalıkları eriterek, kısmen kullanır, kısmen dışarı atar. 5. – 7. günden sonra, kahverengi, çok kokulu büyük abdest gelebilir. Kadınlarda koyu kırmızı, kahverengi veya yeşile dönük, içinde parçalar olan kokulu adet kanaması olabilir. Bu normaldir, hatta iyidir. Bu günlerde oruçlu kişinin tükürüğü, iltihaplı yaraları iyileştirir, virüs veya mantar enfeksiyonu bulunan kulaktaki mantarı kurutur, virüsü yok eder, yeni oluşmuş kataraktı eritir, akrebi bile öldürür.

Bu süreçte kilo kaybı azalır , günde 500 – 700 grama iner.

7. günden itibaren , kilo kaybı günde 300 – 600 grama, 21 gün sonra ise 120 – 150 grama iner. Kilolu olanlar daha çok kilo verebilirler. Eğer açlık zamanında su içilmezse, vücut su bulmak için daha çok hasta hücre kullanır ve hastalıklar daha kısa zamanda biter. Ancak canı su isteyenlerin içmesi gerekir. Su içme isteği, vücudun toksinleri eritmek için suya ihtiyacı olduğunu gösterir.

Hastalık biterse , yani vücut bütün hasta ve Allah’ı (C.C.) zikirden vazgeçen hücreleri yiyip, bitirirse, oruçlu insanın iştahı hemen açılır. İştah açılmazsa, oruca devam etmek gerekir.

Açlıkta niyet çok önemlidir. Açlığa niyet edildiği zaman vücut kendini bu niyete göre programlar. Açlığın her günü için belli miktarlarda fazlalığı atmayı ve harcamayı planlar. Vücudun programını bozmamak için niyeti bozmamak gerekir.

Açlıktan korkmak için sebep yoktur , açlıktan hiçbir zarar gelmez. Çünkü, Allahü Teala’yı (C.C.) zikreden hücreye kabirde kurt ve böcek dokunmadığı gibi, açlık da vücuttaki zikreden hücrelere dokunmaz. Açlıkta beden de aç kalmaz, çünkü her bir hücrenin her zaman 40 günlük zahiresi, rızkı vardır. Bununla birlikte vücut, yıllardan beri toplanmış olan fazlalıkları gıdaya dönüştürerek, kullanabilir. Bunu idrak edebilenin, açlığı rahat geçer.

Alimler; ‘Sağlık için aç kalmak oruç sayılmaz.’ derler. Bunun için niyet ederken sırf Allah’ın (C.C.) rızası için sağlık kazanmak göz önünde bulundurularak niyet edilmesi doğru olur. Hayızlı ve nifaslı kadınlar da, oruç niyeti ile değil, sağlık niyeti ile açlık yapmalıdırlar.

Sağlıklı olabilmek için on günden fazla açlığa gerek yoktur.

Açlık yapamayanlar açlık gününün 2 katı kadar günü meyve veya sebze suyu içerek , örneğin; 3 günlük açlık yerine 7 günü, 10 günlük açlık yerine 21 günü sadece meyve veya sebze suyu içerek geçirmelidir. Günde 1,5 – 2 litre meyve veya sebze suyu yeterli olabilir. Meyve ve sebze suyuna bir miktar su ilave etmeyi unutmamak gerekir. Tek çeşit meyve suyu seçebileceğiniz gibi her öğün farklı meyve suları da içebilirsiniz. Mesela, 7 gün boyunca sadece elma suyu veya elma suyu + havuç suyu ya da kırmızı pancar suyu + havuç suyu karışımı da içebilirsiniz. Mesela, sabah limon, greyfurt veya portakal suyu, öğlen nar, ikindide elma + havuç suyu karışımı, akşam ise havuç + kırmızı pancar suyu karışımı içilebilir.

Sağlıklı insan için meyve suyundan çok meyvenin kendisi daha faydalıdır.

1 Günlük Açlık

Sünnet oruçları her pazartesi ve perşembe günü tutulur. Bu , şüphesiz oruç için en hayırlı günlerdir, fakat haftanın herhangi bir gününde de oruç tutulabilir. Örneğin; pazartesi günü tutulacak 1 günlük, yani 36 saatlik açlık orucu bu şekilde yapılır:

Pazar akşamı saat 19:00’dan itibaren hiçbir şey yenmez. Uykudan önce sinameki ya da magnezyum kalsini gibi bir bağırsak boşaltıcı içilir. Pazartesi sahurda bir şey yemeden büyük abdestin gelmesi için 1 bardak su içilir ve oruca başlanır. Kabızlık sorunu olanlar lavman da yapabilir. Kabızlık sorunu yoksa 1 günlük ve 3 günlük oruçta lavman yapmaya veya sinameki içmeye gerek yoktur. İftarda bir şey yemeden , 1 – 3 yudum su ile oruç açılır. Fakat su içmek isteyenler istediği kadar içebilirler. Salı sabahı saat 07:00’de meyve suyu içilir veya meyve yenilir. Bu şekilde 36 saatlik oruç tamamlanır. O gün, gün boyu yalnızca meyve suyu içilir, meyve veya salata yenilir, akşama yakın yemek yenilebilir.

Oruç tatlıyla veya yemekle açılmaz. Tatlı ile açmak , pankreasa tehlikeli bir biçimde yüklenmek demektir. Yemek ile açmak, bağırsak burkulmasına yol açabilir.

1 günlük oruca devam etmek isteyenler , haftanın hep aynı günü, mesela her pazartesi ara vermeden devam etmelidir. Çünkü vücut haftanın aynı günü tutulan oruca kolay alışır, oruç günü geldiğinde iştah kendiliğinden kesilir ve oruç rahat geçer. Farklı günlerde olursa, vücut şaşırır, iştah kesilmez ve oruç da rahat geçmez. Çocuk ve gençler oruca çok kolay alışır ve kısa zamanda tüm hastalıklardan arınır. Haftada 1 gün oruç tutanlar ve yemek düzenini bozmayanlar hastalık yüzü görmezler. Akıllı insan, hastalıklardan ömür boyu korunabilmek için haftada 1 gün oruç tutmayı ihmal etmez.

Yaşlıların gençler kadar olay sağlığına kavuşması mümkün değildir. Onlar bütün temizlemeleri yaptıktan sonra , 1 günlük oruca devam etmelidirler.

3 Günlük Açlık

Açlığın ilk günü , aynı 1 günlük açlıkta olduğu gibi, sahurda su içilir, sonra iftar ve sahurda bir şey yemeden 3 gün arka arkaya oruç tutulur. Hastalığı ağır olanların, 3 günlük orucu 7 gün arayla 7 – 21 defa yapmaları gerekir. 3 günlük orucun kanser dahil bütün hastalıklara büyük faydası vardır. Oruçların sonunda önce meyve suyu, sonra meyve daha sonra salata yenilir, yalnızca akşam sebze yemeği yenilebilir.

10 Günlük Açlık

Tümör , ağır kemik hastalıkları, ruhsal hastalıklar, epilepsi ve MS gibi nörolojik hastalıklar, kalp-damar hastalıkları ve bütün ağır hastalıkların 10 gün aç kalmadan iyileşmesi zordur. Çünkü 1 ve 3 günlük açlıklarda anlatıldığı gibi açlık sadece 5. – 7. günden sonra hücrelere iner ve değişmiş hücreleri iyileştirmeye veya yok etmeye başlar.

Oruca başlamadan önceki akşam öğütülmüş sinameki veya magnezyum kalsini alınır ve sahurda 1 – 2 bardak su içilir. Ya da akşam bir şey içilmez , sahurda magnezyum sülfat içilir. Bağırsaklar boşaltılmazsa, lavman yapılır. Çünkü oruç esnasında bağırsaklar temiz olmalıdır.

İlk 3 gün iftarda 1 – 3 yudum , çok istenirse, istenildiği kadar su içilebilir. 3 gün sonra iftar ve sahurda istenildiği kadar su içilebilir. İçilen suyun kalitesi çok önemlidir.

Günde 1 – 2 defa soğuğa yakın ılık su ile gusül abdesti alınır. Ne abdest , ne de içmek için sıcak su kullanılmamalıdır, çünkü açlıkta mide bezleri çalışmaz ve enzim üretmez. İçilen veya gusülde kullanılan sıcak su mide bezlerini çalıştırabilir ve mide bezleri mide suyu üretmeye başlayabilir. O zaman insan orucu açmaya mecbur kalır.

Açlıkta farklı yerlerde ağrılar , ateş, titreme, kusma, ishal olabilir, şeker ve tansiyon düşebilir. Bunların hepsi normaldir ve iyileşme işaretidir. Bu, vücudun, kendi durumuna göre ihtiyacı olanı ayarlamasıdır, ona müdahale etmek doğru değildir. Bunlardan herhangi biri veya birkaçı ile karşılaşıldığı zaman su lavmanı yapılır. Lavman ile atılanlar çok miktarda ise açlık boyunca iki günde bir lavman yapmaya devam edilir.

10 günlük orucu , konuyu bilen doktor kontrolünde yapmak daha kolaydır. Ancak orucun mahiyetini anlamayan doktorlardan uzak durmak gerekir.

10 günlük açlık bittikten sonraki on gün , açlıktan daha önemlidir.

Bu günlerde vücut , kaybedilen hasta hücrelerin yerini doldurmak için, sağlıklı hücreleri çoğaltarak, organları yeniden inşa etmeye başlar. Yani, tamamlanan orucun neticesi direkt olarak bu on gün süresince yenilen yemeklere bağlıdır. Tüketilen gıda meyve, taze çiğ sebze, rafine olmamış zeytinyağı, doğal bal olmalı, suya dikkat edilmelidir.

10 günlük açlık bittikten sonraki;

1.Gün:

Sabah taze sıkılmış elma suyu , greyfurt suyu veya limon suyu yarı yarıya su ile karıştırılarak oruç açılır. Sıkılacak meyvelerin mutlaka çürüksüz, beresiz olması gerekir. Akşama kadar tahminen 1 – 1,5 litre meyve suyu içilir. 10 gün oruçtan sonra hiç iştah yoksa, o zaman oruca devam etmek en doğru seçenek olur. Ancak oruca devam etme gücünü kendinde bulamayanlar, kendilerini zorlamadan, iştahları gelene kadar, meyve suyu içmeye devam ederler.

2.Gün:

Sabahtan öğleye kadar ¾ meyve suyu ve ¼ su karışımı içilir. Öğleden akşama kadar her 3 saatte bir istenilen meyve başka bir meyveyle karıştırılmadan yenilebilir.

3.Gün:

Sabah meyve suyu , sonra meyve, sonra salata, sonra, akşama yakın yağsız ve tuzsuz, az su ile kısık ateşte pişirilmiş sebze yemeği veya sebze çorbası yenilebilir. Bu ilk 3 günde kahverengi, siyah veya yeşilimsi renkli büyük abdest gelebilir. Gelmezse, 3. veya 4. gün sabah lavman yapılır.

4.Gün:

Aynen 3. gün olduğu gibi , sadece akşam kabak, kereviz, pırasa, kara lahana, pazı gibi herhangi bir sebze yemeği ile 30 gram ekmek veya aynı miktarda haşlanmış pirinç yenilebilir. Yemeğe 1 çorba kaşığı sızma zeytinyağı, ince kesilmiş dereotu, maydanoz, taze soğan ve sarımsak eklenebilir.

5.Gün:

Sabah bal şurubu içilebilir. Bal doğal olmalı ve 30 gramdan fazla alınmamalıdır. Acıkınca meyve , karpuz veya kavun, 3 saat sonra da taze salata yenilir. Akşama yakın zeytinyağı, sarımsak ve soğanla, kavrulmadan yapılmış sebze yemeği 50 – 60 gram ekmekle yenilebilir. Yanında yoğurt da olabilir.

6.Gün:

5. gün olduğu gibi aynı yemekler (sebze yemeği , haşlanmış pirinç, yoğurt ve salata) yenilebilir. Aynı gün içinde ekmek ve pirinç yenilmez, ya pirinç ya da ekmek yenilir.

7. ve 8.Gün:

6. günde olduğu gibi beslenilir. Ek olarak zeytinyağlı taze fasulye yemeği yenilebilir.

9.Gün:

Ek olarak balık yenilebilir.

10.Gün:

Et yenilebilir.

Uyarı: Oruçtan sonraki 10 gün boyunca sadece yukarıda yazılanlar yenmelidir. Peynir , süt, tuz, şeker, kahve, siyah çay, hazır yiyecek ve içecekler kesinlikle kullanılmamalıdır. Bir gram tuz dahi vücuttaki su – tuz dengesini derhal bozarak bedeni şişirir. Birinci yemek hazmedilmeden ikinci bir yemek yemek tehlikelidir. Hazmın bozulmasına, bağırsaklarda gaz oluşmasına ve bağırsak burkulmasına sebep olabilir.

10 günlük açlıkta kusma olursa , durdurmak için;

*Kafur koklanır ve mide bölgesine sürülür ,

*Karın bölgesine ve kürek kemikleri arasına kupa kapatılır. Salıncakta sallanmak da kusmayı durdurur.

Bazen kusma birkaç gün (3 – 4 gün) uzayabilir. Bu durumda nane , kereviz yaprağı, limon kabuğu, kediotu, ayva veya sirke koklamak, durmazsa, yeni öğütülmüş veya dövülmüş karabiberi koklamak, yine de durmazsa su içmek, gusül abdesti almak ve lavman yapmak gerekir. Kusma yine de durmazsa, elma çiğneyerek suyu emilir, kalıntıları yutmadan atılır, ya da greyfurt veya limon emerek oruç bozulabilir. Bu şekilde bozulan orucun arkasından da meyve suyu içmeye devam edilir. Oruçtan asla zarar gelmediğine inanıp, kusmaya sabredebilen ve oruca devam edebilen insan büyük hastalıklardan kurtulabilir. Çünkü kusma, beyinde derin değişimler olduğuna, vücuttan ağır zehirlerin atıldığına veya karaciğer ve dalağın ağır hastalığına işarettir.

İnatçı kusmayı durdurmak için;

*Kekik ve nane demlenir , nar suyu eklenerek içilir.

veya

*Kaynatılarak bekletilen karanfil suyu yudum yudum içilir , limon suyu içilir veya yutmadan ayva çiğnenir.

On günlük orucu gençler hemen yapabilir. 40 yaşın üzerindeki acil hastalar ve çok ihtiyacı olanlar önce 10 gün sadece greyfurt , havuç ve elma suyu içtikten ve karaciğeri temizledikten sonra oruca başlayabilirler.

Oruçların sağlık için hiçbir zararı veya tehlikesi yoktur. Tersine , faydası çok büyüktür. Sadece doğru yapmak, kaidelerini bozmamak gereklidir. Ancak 10 günlük oruç herkese nasip olmaz.

Bir defa açlık zevkini tadan , tokluktan rahatsız olur ve sürekli açlığı özler. Birkaç 10 günlük oruçtan sonra insan kendini çok sağlıklı hisseder. Beslenme kanunlarını gözeten, haftada 36 saat veya ayda 3 gün, hicrî ayın 13, 14, 15.’i günleri aç kalan insanın vücudu sağlıklı olur. Ancak beden-ruh sağlığının dengesi yalnızca beş vakit namaz ile sağlanabilir. İsa Aleyhisselam ‘Beni temizle.’ ricasında bulunan birisine, ‘Seni temizleyebilirim, ama sen evini (vücudunu) tutmazsan, eski sahipleri (hastalıklar, günahlar) bu sefer arkadaşlarını da toplayarak, geri dönerler.’ cevabını vermiştir.

Açlık , beyinde yerleşen zararlı programları siler, düşünce, anlayış ve ezberleme kuvvetini, konsantrasyon yeteneğini, görme, işitme, tat alma duyularını geliştirir ve güçlendirir. İnsanın gördüğü rüyalar daha güzel, renkli ve canlı olur. Bu noktaya gelen insan için ilim öğrenme ve Kurân-ı Kerim’i ezberleme zamanı gelmiştir. Zira, ‘Kurân-ı Kerim’de şifa aramayan, şifa bulamaz.’ Kurân’ı Kerim’in ve farz ibadetlerinin koruması dışında kalan insan, bir tuzaktan kurtulur kurtulmaz diğer bir tuzağa düşer. Onun içindir ki, tedavilerin en mükemmeli Kurân-ı Kerim ve açlık ile tedavidir. Çünkü Kurân-ı Kerim’de ve açlıkta beşer kanunları değil, ilahi kanunlar devreye girer. Tedaviyi ise bu kanunlara tam uyan vücudun koruma mekanizması gerçekleştirir. Çok yemek, katkı maddeli yiyecekler tüketmek ve sentetik ilaç kullanmak sebebiyle vücutta toplanıp biriken maddeler, açlıkla süpürülüp, temizlenir. Kurân-ı Kerim ayetleriyle de hücrelerin zikri düzeltilir.

Elbette uzun ve ağrılı hastalıklar sonucu tahribata uğrayan organların tamamen eski hallerine dönmesi mümkün olmayacaktır. Ancak bu organların sağlam kalan kısımları büyük oranda iyileşebilir. Bu iyileşen kısımlar , sağlıklı organların işlevini bir derece kompanse eder. Mesela, sağlıklı bir kimse 3 – 5 kişilik yemeği tek başına bir oturuşta tüketirse, vücut zarar görmekle beraber, bununla bir şekilde baş edebilir. Ancak ağır hastalık sonucu organları zarar görmüş birisi için böyle bir deneme ağır sonuçlar doğurabilir.

Ağır hastalık geçirenlerin hayatı boyunca yapması gerekenler;

*Düzenli olarak meyve suyu , sülük ve hacamat ile kanı temizlemek,

*Su ve yiyecek kalitesine dikkat etmek,

*Gıdaların her zaman taze ve doğal olanlarını , ağırlıklı olarak sebze, meyve, bal, kavrulmamış kuruyemiş gibi çiğ olanını tercih etmek. Miktar olarak az yemeli ki, organlar yediği bu miktarı hazımda ve dağıtımda zorlanmasın,

*Mide ve bağırsaklarda gaz yapan , mizaca uygun olmayan yiyeceklerden, taze mayalı ekmekten, bayatlamış ve bozulmuş meyveden (özellikle tatlı elma, muz, kavun ve armudun bozulmuşu) aynı şekilde sakınmak,

*Ağır fiziksel işlerden , ağı kimyasallarda çalışmaktan, kimyasal madde kullanmaktan kaçınmak,

*Doğru beslenme alışkanlığı edinerek , kuralların dışına çıkmamak ve rutin olarak bağırsakların işlevini kontrol etmek,

*Her yıl , burada anlatılan tedaviyi uygulamak ve ayda 3 gün veya haftada bir gün açlık yapmak,

Bütün bu kurallar hastalar kadar sağlıklı olanların da uyması gereken kurallardır. Buraya kadar yazılmış olan tüm tavsiyeler ve ilaçlar sadece hastalar için değildir. Bu ilaçlar aynı zamanda gıda olduğu için , büyük, küçük, erkek, kadın, yaşlı, genç herkes kullanabilir.

KAYNAK : DR. AİDİN SALİH , GERÇEK TIP KİTABI, YAZI YAYINLARI
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
vay vay vay gerçektensüperr ve bir okadar ilginç. Doğrusu merakla okudum. Uygulamak lazım. Bu konuyu sabit yapalımda gerilerde kalmasın. okuyan olsun inşAllah. Allah Razı Olsun Krd
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Sofradan doymadan kalkmak yani az yemek mideyi şişirmemek sağlık açısından önemli bir unsurdur. Uzun süre açlığa dayanamayanlar az yemeyi alışkanlık haline getirirse faydalı olur diyorum.
 
Üst Alt