Abese Sûresi 80

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Mekke'de inmiştir, 42 (kırkiki) âyettir.

zJkWk.png

1, 2. Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü.
3. (Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak,
4. Yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek.
5. Kendini muhtaç hissetmeyene gelince;
6. Sen, ona yöneliyorsun.
7. (İstemiyorsa) onun arınmamasından sana ne!
8, 9, 10. Allah'a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.
11. Hayır, böyle yapma! Çünkü bu (Kur'an) bir öğüttür.
12. Dileyen ondan öğüt alır.
13, 14, 15, 16. O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir.
17. Kahrolası (inkarcı) insan! Ne nankördür o!
18. Allah onu hangi şeyden yarattı?
19. Az bir sudan (meniden). Onu yarattı ve ona ölçülü bir şekil verdi.
20. Sonra ona yolu kolaylaştırdı.
21. Sonra onu öldürdü ve kabre koydu.
22. Sonra, dilediği vakit onu diriltir.
23. Hayır hayır o, Allah'ın kendisine emrettiğini yerine getirmedi. (İman etmedi.)
24. Herşeyden önce insan, yediği yemeğine bir baksın!
25. Gerçekten biz, yağmuru bol bol yağdırdık.
26. Sonra toprağı, iyiden iyiye yardık!
27, 28, 29, 30, 31, 32. Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık.
33, 34, 35, 36, 37. Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır.
38. O gün birtakım yüzler vardır ki pırıl pırıl parlarlar,
39. Gülerler, sevinirler.
40. O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler.
41. Onları bir siyahlık bürür.
42. İşte onlar, kâfirlerdir, günaha dalanlardır.
Adını, "yüzünü ekşitti, buruşturdu" anlamına gelen ilk kelimesinden almıştır.
Bu sûrenin iniş sebebiyle ilgili olarak şöyle bir hadise nakledilmiştir: Efendimiz; Velîd, Ümeyye b. Halef, Utbe b. Rabîa gibi Kureyş'in ileri gelenlerine İslâm'ı anlattığı bir sırada âmâ olan Abdullah b. Ümmü Mektum gelir ve "Yâ Resûlallah! Allah'ın sana öğrettiklerinden bana da öğret" der.
O esnada Resûlullah (a. s.) cevap vermez.
Çünkü Kureyş'in bu ileri gelen kimseleri, zaten kendilerine özel muamele edilmesini istiyorlardı.
Efendimiz onları gücendirmek istemedi. Abdullah tekrar seslenince elinde olmayarak yüz hatları değişti.
Bu esnada onlar kalkıp gittiler. Biraz sonra bu âyetler geldi.
Resûlullah'ın bazı davranışlarını tenkit ve onu ikaz mahiyetinde gelen bu ve benzeri âyetler, onun hak peygamber olduğuna en büyük delildir.
Zira hiç kimse kendisini bu şekilde tenkit etmez.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt