Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Sahabe,Tabiin ve Evliyalar
Erkek sahabeler
Abdullah Ibni Ebû Bekir.
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 13764" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px"><p style="text-align: center"><img src="https://i.imgur.com/2alGGl.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-family: 'Arial'">[SIZE=+2]Sevr'de Istihbarat Görevlisi</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-family: 'Arial'">[SIZE=+3]<span style="color: Blue">Abdullah Ibni Ebû Bekir</span>[/SIZE]</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-family: 'Arial'">radiyallahu anh[/SIZE]</span></strong></p></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Abdullah Ibni Ebû Bekir es-Siddîk radiyallahu anh Rasûllullah sallallahu aleyhi vesellem efendimizin Mekke’den Medine’ye hicreti sirasinda Sevr Magarasinda istihbarat görevlisi bir yigit... Ilk müslümanlardan... Zekî, kabiliyetli, becerikli, cesur genç bir sahâbî... </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">O, Mekke’de dogdu. Babasi Hz. Ebû Bekir (r.a)’in davetiyle küçük yasta Islâm’la sereflendi. Annesi Kaatile binti Abdiluzza’dir. Esma radiyallahu anhâ ile öz, Aise radiyallahu anhâ annemizle baba bir kardesdir. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">O, çok anlayisli, zekî ve becerikli bir gençti. Iki Cihan Günesi efendimizin Medine’ye hicretleri sirasinda büyük hizmetler yapti. Sevr Magarasinda bulunduklari üç gün boyunca Resûl-i Ekrem (s.a) efendimiz ile babasi Hz. Ebû Bekir (r.a)’in istihbarat hizmetlerini üstlendi. Babasinin direktiflerini harfiyyen yerine getirdi. Kimseye bir sey hissettirmedi. Sirrini saklamasini bildi. Her gece Sevr Magarasina gelir, gündüz sehirde olan bitenleri anlatirdi. Seher vakti olunca yanlarindan ayrilir, sabah halkin arasina katilirdi. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Gündüzleri, Mekke’de Kureysliler arasinda bulunur, toplantilari takip ederdi, Efendimiz aleyhinde konusulan sözleri toplar ve onun hakkinda alinan kararlari arastirip ögrenirdi. Müsriklerin kurmak istedikleri hile ve tuzaklari duydugunda onlari iyice inceleyip anlamaga çalisirdi. O bilgileri zihninde saglam bir sekilde muhafaza ederdi. Aksam karanligi etrafi kaplayinca, gizlice Sevr Magarasina giderdi. Sehirde olup biten hadiseleri, konusulanlari, tuzaklari Efendimize tek tek haber verir, heyecanla aktarirdi. Geceyi magarada geçirdikten sonra, alaca karanlikta yine kimseye görünmeden tekrar Mekke’ye dönerdi. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Abdullah çocuk denecek yasta idi. Fakat son derece önemli bir görev yapmaktaydi. Bu tehlikeli vazifeyi yerine getirme konusunda hiç tereddüt etmedi. Çok cesurca hareket etti. Istihbarat isini basariyla tamamladi. Babasinin evde kalan bes bin dirhem parasini da alip getirdi. Onun bu hizmeti adinin Islâm Tarihine geçmesine sebeb oldu. Hz. Âise (r.anha) üvey kardesinin bu son derece tehlikeli isteki basarisini takdir eder ve muvaffakiyyetini onun cesaretli, akilli ve becerikli olusuyla açiklardi. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Abdullah Ibni Ebû Bekir (r.a), Fahr-i Kâinat (s.a) efendimizin saglik sihhat ve emniyet içinde Medine-i Münevvere’ye ulastigini ögrenince âilesiyle birlikte kendisi de hicret etti. Sevgili Peygamberimiz onu Ali Ibni Ebi Tâlib ile ahiret kardesi ilânetti. Abdullah, asere-i mübessereden Said Ibni Zeyd (r.a)’in kiz kardesi Âtike ile evli idi. Abdullah Ibni Ebi Bekir (r.a) Mekke fethinde bulundu. Sonra Huneyn Gazvesine katildi. Huneyn’den kaçan Sakif ve Hevâzinliler’in toplanmalarina mani olmak istedi. Onlarin siginip saklandiklari Tâif kalesini muhasara etti. Burada kahramanca çarpisti. Kendisine bir ok isabet etti ve siddetli yaralandi. Medine-i Münevvere’ye yarali olarak döndü. Bir süre sonra iyilesti gibi oldu. Fakat daha sonra bu yara tekrar açilmaga basladi. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hz. Ebû Bekir (r.a)’in hilafetinin baslarinda idi. Hicretin onbirinci senesinin Sevval ayinda açilan bu yara bir daha kapanmadi. Iyilestirme imkâni bulunamadi. Büyüdü ve derinlesti. Nihayet Abdullah’in sehadetine sebeb oldu. Cenaze namazini babasi Hz. Ebû Bekir (r.a) kildirdi. Kabrine de Hz. Ömer (r.a) ile kardesi Abdurrahman Ibni Ebi Bekir (r.a) yerlestirdi. Taif sehidlerinden sayildi. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Onun vefatindan bir müddet sonra Hz. Ebû Bekir (r.a)’a Sakif heyeti geldi. O sirada Abdullah’in ölümüne sebeb olan ok yaninda idi. Heyettekilere: “Içinizde bu oku taniyaniniz var mi?” diye sordu. Sa’d Ibni Ubeyd: “Bu oku ben yonttum. Ucunu ben sivrilttim. Tüyünü ben taktim. Bunu atan da benim” dedi. Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir (r.a) büyük bir metanetle: “Bu ok, Abdullah’i sehid eden oktur. Senin elinle ona sehidlik serbetini içiren, onun eliyle seni öldürtmeyen Allah’a hamdolsun. Allah’in himayesi genistir.” diyerek yüreginin izdirabini nâzik bir uslûbla dile getirdi </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ne metanet!... Ne teslimiyet!.. Ne nezâket!.. Ne vakur bir hareket!.. Lidere böylesi hareket gerek... Zulum ve esâret âcizlik olsa gerek... Af ve musamaha en güzel meziyet!... Allah’im bizlere de hep güzel meziyetler nasib et!... Amin. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Abdullah Ibni Ebi Bekir (r.a)’dan bir hadis-i serif nakledildigi rivayet edilir. O da Mute harbinde Islâm ordusu kumandanlarinin sehid oluslarini Rasûlullah (s.a)’in Medine’de Mescid-i Nebevi’de haber verisine dairdir. Efendimizin bu mucizesini haber vermesiyle rivayeti kitaplara geçmistir. Cenab-i Hak’tan sefaatlerini niyaz ederiz. Amin. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px">Mustafa Eris</p> <p style="margin-left: 20px">Kaynak: Altinoluk dergisi</p> <p style="margin-left: 20px">by Muhammed Faruk</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 13764, member: 3"] [INDENT][CENTER][IMG]https://i.imgur.com/2alGGl.jpg[/IMG] [B][FONT=Arial][SIZE=+2]Sevr'de Istihbarat Görevlisi [SIZE=+3][COLOR=Blue]Abdullah Ibni Ebû Bekir[/COLOR][/SIZE] radiyallahu anh[/SIZE][/FONT][/B][/CENTER] [B][FONT=Arial][SIZE=3]Abdullah Ibni Ebû Bekir es-Siddîk radiyallahu anh Rasûllullah sallallahu aleyhi vesellem efendimizin Mekke’den Medine’ye hicreti sirasinda Sevr Magarasinda istihbarat görevlisi bir yigit... Ilk müslümanlardan... Zekî, kabiliyetli, becerikli, cesur genç bir sahâbî... O, Mekke’de dogdu. Babasi Hz. Ebû Bekir (r.a)’in davetiyle küçük yasta Islâm’la sereflendi. Annesi Kaatile binti Abdiluzza’dir. Esma radiyallahu anhâ ile öz, Aise radiyallahu anhâ annemizle baba bir kardesdir. O, çok anlayisli, zekî ve becerikli bir gençti. Iki Cihan Günesi efendimizin Medine’ye hicretleri sirasinda büyük hizmetler yapti. Sevr Magarasinda bulunduklari üç gün boyunca Resûl-i Ekrem (s.a) efendimiz ile babasi Hz. Ebû Bekir (r.a)’in istihbarat hizmetlerini üstlendi. Babasinin direktiflerini harfiyyen yerine getirdi. Kimseye bir sey hissettirmedi. Sirrini saklamasini bildi. Her gece Sevr Magarasina gelir, gündüz sehirde olan bitenleri anlatirdi. Seher vakti olunca yanlarindan ayrilir, sabah halkin arasina katilirdi. Gündüzleri, Mekke’de Kureysliler arasinda bulunur, toplantilari takip ederdi, Efendimiz aleyhinde konusulan sözleri toplar ve onun hakkinda alinan kararlari arastirip ögrenirdi. Müsriklerin kurmak istedikleri hile ve tuzaklari duydugunda onlari iyice inceleyip anlamaga çalisirdi. O bilgileri zihninde saglam bir sekilde muhafaza ederdi. Aksam karanligi etrafi kaplayinca, gizlice Sevr Magarasina giderdi. Sehirde olup biten hadiseleri, konusulanlari, tuzaklari Efendimize tek tek haber verir, heyecanla aktarirdi. Geceyi magarada geçirdikten sonra, alaca karanlikta yine kimseye görünmeden tekrar Mekke’ye dönerdi. Abdullah çocuk denecek yasta idi. Fakat son derece önemli bir görev yapmaktaydi. Bu tehlikeli vazifeyi yerine getirme konusunda hiç tereddüt etmedi. Çok cesurca hareket etti. Istihbarat isini basariyla tamamladi. Babasinin evde kalan bes bin dirhem parasini da alip getirdi. Onun bu hizmeti adinin Islâm Tarihine geçmesine sebeb oldu. Hz. Âise (r.anha) üvey kardesinin bu son derece tehlikeli isteki basarisini takdir eder ve muvaffakiyyetini onun cesaretli, akilli ve becerikli olusuyla açiklardi. Abdullah Ibni Ebû Bekir (r.a), Fahr-i Kâinat (s.a) efendimizin saglik sihhat ve emniyet içinde Medine-i Münevvere’ye ulastigini ögrenince âilesiyle birlikte kendisi de hicret etti. Sevgili Peygamberimiz onu Ali Ibni Ebi Tâlib ile ahiret kardesi ilânetti. Abdullah, asere-i mübessereden Said Ibni Zeyd (r.a)’in kiz kardesi Âtike ile evli idi. Abdullah Ibni Ebi Bekir (r.a) Mekke fethinde bulundu. Sonra Huneyn Gazvesine katildi. Huneyn’den kaçan Sakif ve Hevâzinliler’in toplanmalarina mani olmak istedi. Onlarin siginip saklandiklari Tâif kalesini muhasara etti. Burada kahramanca çarpisti. Kendisine bir ok isabet etti ve siddetli yaralandi. Medine-i Münevvere’ye yarali olarak döndü. Bir süre sonra iyilesti gibi oldu. Fakat daha sonra bu yara tekrar açilmaga basladi. Hz. Ebû Bekir (r.a)’in hilafetinin baslarinda idi. Hicretin onbirinci senesinin Sevval ayinda açilan bu yara bir daha kapanmadi. Iyilestirme imkâni bulunamadi. Büyüdü ve derinlesti. Nihayet Abdullah’in sehadetine sebeb oldu. Cenaze namazini babasi Hz. Ebû Bekir (r.a) kildirdi. Kabrine de Hz. Ömer (r.a) ile kardesi Abdurrahman Ibni Ebi Bekir (r.a) yerlestirdi. Taif sehidlerinden sayildi. Onun vefatindan bir müddet sonra Hz. Ebû Bekir (r.a)’a Sakif heyeti geldi. O sirada Abdullah’in ölümüne sebeb olan ok yaninda idi. Heyettekilere: “Içinizde bu oku taniyaniniz var mi?” diye sordu. Sa’d Ibni Ubeyd: “Bu oku ben yonttum. Ucunu ben sivrilttim. Tüyünü ben taktim. Bunu atan da benim” dedi. Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir (r.a) büyük bir metanetle: “Bu ok, Abdullah’i sehid eden oktur. Senin elinle ona sehidlik serbetini içiren, onun eliyle seni öldürtmeyen Allah’a hamdolsun. Allah’in himayesi genistir.” diyerek yüreginin izdirabini nâzik bir uslûbla dile getirdi Ne metanet!... Ne teslimiyet!.. Ne nezâket!.. Ne vakur bir hareket!.. Lidere böylesi hareket gerek... Zulum ve esâret âcizlik olsa gerek... Af ve musamaha en güzel meziyet!... Allah’im bizlere de hep güzel meziyetler nasib et!... Amin. Abdullah Ibni Ebi Bekir (r.a)’dan bir hadis-i serif nakledildigi rivayet edilir. O da Mute harbinde Islâm ordusu kumandanlarinin sehid oluslarini Rasûlullah (s.a)’in Medine’de Mescid-i Nebevi’de haber verisine dairdir. Efendimizin bu mucizesini haber vermesiyle rivayeti kitaplara geçmistir. Cenab-i Hak’tan sefaatlerini niyaz ederiz. Amin. [/SIZE][/FONT][/B] Mustafa Eris Kaynak: Altinoluk dergisi by Muhammed Faruk [/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günde beş vakit kıldığımız nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Sahabe,Tabiin ve Evliyalar
Erkek sahabeler
Abdullah Ibni Ebû Bekir.
Üst
Alt