âb-ı hayât

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
su_damlasi_ve_gul.jpg


İçene ölümsüz bir hayat verdiğine inanılan su. Âb, Farsça'da "su", hayat ise Arapça'da "yaşam" demektir. Buna, âb-ı hayat, âb-ı Hızır, aynü'l-hayat, nehru'l-hayat da denilir. Anlamları; hayat suyu, Hızır suyu, hayat pınarı ve hayat ırmağı demektir.

Kur'an-ı Kerîm'de Hz. Musa ve Hızır kıssası anlatılırken âb-ı hayata dolaylı olarak temas edilir. (el-Kehf, 18/60-82). Ayetlerde anlatılanlar şöyle özetlenebilir: Hz. Musa bir gün genç arkadaşıyla birlikte, kendisine Allah tarafından "rahmet ve gizli ilim" verilen Hızır (a.s.)'la buluşmak üzere yola çıkar.

Buluşma yeri "iki denizin birleştiği yer" (Mecmau'l-Bahreyn)'dir. Yanlarına azık olarak aldıkları tuzlu balığın canlanıp denize atlaması buluşma yerini belirleyen bir işaret olacaktır. Deniz sahilinde rastladıkları bir kayanın yanındaki pınarın suyu tuzlu balığa temas edince balık canlanır ve denize atlar. Genç arkadaşının elinde gerçekleşen bu olağanüstü olayı daha sonra öğrenen Musa Peygamber geri döner ve hayat pınarının başında Hızır (a.s.)'la buluşarak, ibretli olayların geçeceği yolculuğa çıkarlar ,Buhârî'deki bir rivayette, buluşma yeri olan Mecmau'l-Bahreyn'den maksadın hayat pınarı olduğu ifade edilir.

Bu hadîse göre; "Hızır'la buluşacakları kayanın dibinde bir kaynak 'ayn' vardı ki buna hayat kaynağı (aynü'l-hayât, ab-ı hayât) deniyordu. Bu suyun temas edip de diriltmediği hiçbir şey yoktu. İşte balığa bu sudan sıçramış" (Buhârî Tefsîr, Suretü'l-Kehf, 4).

Halk arasındaki mitolojik anlayış ve inanışa göre yeri bilinmeyen bu pınardan içen kimse, uzun ömre veya sonsuz yaşayışa kavuşmuş olur. Hızır (a.s.)'ın uzun yaşayışı da bununla açıklanmak istenir.

Wensinck, L. Massignon ve Friendlaender gibi müsteşrikler, İskender efsanesi ile Hz. Musa ve Hızır kıssası arasında ilgi kurmaya çalışmışlardır. Çünkü âb-ı hayât unsuru bu hikâyelerde ağırlık noktasını teşkil eder.
Müfessirlerin bu bilgilere yer vermesi, muhaddis ve tarihçilerin yaptıkları aktarmalar, Kehf Suresindeki (18/83-98) Zülkarneyn kıssası onların başlıca delilleri olmuştur. Müfessirler IX. yüzyıldan itibaren, İskender efsanesini Kur'an-ı Kerîm'deki Zülkarneyn kıssasını açıklarken geniş ölçüde kullanmışlardır.

Buna göre, İskender-i Zülkarneyn, içene sonsuz hayat veren ve insanüstü güçler kazandıran âb-ı hayattan söz edildiğini duyar ve bunu aramaya karar verir. Halasının oğlu olan ve Hızır diye anılan Elyesa ile ordusunun refakatinde yolculuğa çıkar. Âb-ı hayât, "karanlıklar ülkesi"ndedir.

Yolda fırtına yüzünden ordudan ayrı düşerler. Karanlıklar ülkesine gelince Zülkarneyn sağa, Hızır sola giderek yollarını tayine çalışırlar. Günlerce yol aldıktan sonra, Hızır ilâhî bir ses duyar ve bir nur görür. Orada âb-ı hayâtı bulur.
Bu sudan içer ve yıkanır. Böylece hem sonsuz bir hayata kavuşur ve hem de olağanüstü güçler kazanır.
Sonra Zülkarneyn'le karşılaşır. O da, âb-ı hayâtı ararsa da bulamaz ve bir süre sonra ölür ..

Âb-ı hayât tasavvufta Cenâb-ı Hakk'ın "el-Hayy" isminin gerçeğinden ibarettir. Bu ismin sırrına erenler âb-ı hayâttan içmiş olurlar. Dinî, tasavvufi edebiyat türlerinde bu anlamı bulmak mümkündür.

Mevlânâ'nın şu mısraları örnek verilebilir: "Hızır, Tanrı keremiyle âb-ı hayâta kavuştu", "Sen ya baştan başa cansın, yahut zamanın Hızır'ı, yahut âb-ı hayât; onun için halktan gizlenmektesin", "Sana nasıl Hızır demeyeyim ki âb-ı hayat içtin, sen âb-ı hayatsın; sula, kandır bizi" (Dîvân-ı Kebîr, trc. Abdülbâkî Gölpınarlı, İstanbul 1957, I, 92, 166, 352, II, 62, 355-434).
ALINTI..
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
İnsanların başına ne geldiği değil, o durumda ne yaptıkları önemli...
Sen tepkilerini kontrol edemezsen, tepkilerin hayatını kontrol eder.
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.
Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.
erdemli insan olmak, kâmil insan olmak önce iç disiplinlerini, iç denetimini, iç frenlerini düzenlemekle olacaktır..EY âb-ı hayât...
 

Ab-ı Hayat

Moderatör
Moderatör
Katılım
3 Haziran 2014
Mesajlar
1,608
Tepkime puanı
47
Kamil mümin olmak için daha yolun çok başındayım...

Lakin dediğin gibi abla, kendi kendimi kontrol altında tutmaya uğraşıyorum, daha öncede söylediğim gibi; fazla olan, gereksiz olan huylarımı törpülemek, iyi olan yönlerimi yeşertip daha da güzel kalabilmek için...

Kendinin farkına varmak ve bu yolda uğraşmak gerçekten çok zormuş ama insan neyi isteyip te yapamıyor ki? inşallah başarıcam...

Selametle abla, bana tavsiyelerini yazmaya devam edersen çok iyi olacak inşallah..

Allah'a emanet olasın...
 

Hümeyra

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
9 Mayıs 2014
Mesajlar
1,176
Tepkime puanı
4
Selamün aleyküm dostlar dost kalan yüreğimde çiçek açanlar;sevgili gönül dostum gönül sızım abı hayat kardeşim gibi yim bende nasihatlerine ihtiyacım var,sanki uyuşturucu verilmişte durdurulmuş gibi hissediyorum birileri gelip sallayıp silkelemeli beni doğruyu eğriyi,yanlışı,düzgünü aklım biliyor amel safhasında önümde kendi kendime koyduğum engel ne ise onu göremiyorum.İMDAT....:)
 
Üst Alt