% 99 U MÜSLÜMAN OLAN ÜLKENİN MÜSLÜMANLARINA!

aorskaya

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
13 Mart 2013
Mesajlar
33
Tepkime puanı
0
Allah'ın selamı üzerinize olsun.

Bugün bulunduğumuz ortamda; müslümanların dini yaşamlarının geldiği noktayı, dinin pratiklerinden hemen her ülkedeki örnekleriyle görmek ve içler acısı durum tespiti yapmak mümkündür.

Örneğin % 99 unun müslüman olduğu dillendirilen ülkemizde gerçekten bu oranda müslüman varmı dır, yoksa bu oran en basit yaklaşımla kendini kandırmakmıdır?

Müslümanlığın ne olduğunu gerçek anlamda bilenlerin, "Allah'tan başka ilah yoktur, sadece Allah vardır" diyenlerin bunu ne kadar anladıkları ve bu deyişi ne kadar yaşamlarına aktarıp savunabildikleri gerçekten tespit edilebilseydi; bu oran tam tersine dönerek % 1 in altında kalmazmıydı?

Müslüman kimliğiyle ortalıkta dolaşanların, % kaçının iman etmenin ne olduğunu tam olarak anladıklarını ve anlatabileceklerini söyleyebilirmiyiz?

Kendine müslüman diyen ve dünya hayatı için gerek okullarda, gerek çalışma hayatında ve gerekse sosyal/kültürel alanda ciltler halinde kitaplar okuyanlar çoktur.


Peki, bu kimselerin içinde; Allah'ın, “ insanların kurtuluşunu sağlamak için indirdiği” ve (ipi olarak nitelediği) kuranı gerçekten anlamak, öğrenmek ve yaşamak için okuyup bitirmeden ölenlerin oranını %95 lerin üzerinde tahmin ve iddia etsek yanlış olurmuyuz?

Hayır , olmayız tabiî ki…

Bütün göstergeler, tarafsız ve samimi bir ölçüyle değerlendirilecek olsa; bu iddiaların tam yakınlıkta doğru olacağını görürüz.

O halde müslümanlara ne oluyor da, sadece sözde müslüman olarak kalıp, kuranı hayatlarına sokamadan yaşayıp gidebiliyorlar.

Üstelik burada, müslümanları kitaptan uzak tutacak imansızların karşı koyulamayacak bir baskısı, saldırısı ve savaşı da yokken; müslümanlar neden bu durumdadırlar?


Bunun sebebi; dinden görünen ve kendilerine alim diyen, ufak dünya çıkarlarına dini satarak; "siz kuranı anlayamazsınız, onu peygamber ve mirasçıları olan alimler anlar, size açıklar, siz de anlatılanlara göre yaşarsanız, dini yaşamış olursunuz" gibi sözlerle insanları kurandan uzaklaştıran, tv.ler başta olmak üzere medyalarda abuk soruları cevaplayan din tüccarları zalimler değimlidir?

Peki bu hep böylemi devam edecektir, devam etmelimidir? Bunun önüne geçilecek bir durum yokmudur?

Tabiki vardır.

Artık, müslümanlığın ve islamın ne olduğunu gerçekten bilen müslümanların bu olumsuzlukları hemen her ortamda dillendirip, bunu mikrop gibi yayanların karşısına çıkması gerekir.

Bu nedenle, başta ilahiyat ve diyanet gibi kurumlarda etkin rolleri olanların, bunun önderliğini yapmaları gerekir.

Ülke yönetiminde bulunanların; adına demokrasi denen ve laiklik gibi de dini engellemeye yönelik yamalarla, göstermelik islami serbestileri sunmasını tenkit ederek; bunun Müslümanlara bir kazanımı olmadığını anlatabilmelidirler.

Tağutlara baş eğmeden, başta kendileri tağutlarla mücadele ederek, Müslümanlara nasıl mücadele edileceğinin örneklerini göstermelidirler.

Müslümanların bilinçleneceği ortamları yaratıp, dinin istediği şartları sağlamaları yönünde hem şahsen mücadele etmeli, hem de müslümanları bu konuda bilgilendirmek amaçlı organizasyonlar yapabilmeli, bu amaçla teşkilatlanma çalışmaları yapmalıdırlar.

% 99 u Müslüman olan (!) bir ülkede; islamda kadınların başlarını kapatması emri (bana göre baş kapnması emri yoksa da) ne uymalarını sağlamak üzere; “üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılması” konusunda yaşanan ve hafızalarda tazeliğini koruyan olayların örneği üzerinden giderek konuyu kapatacağım.

Müslüman kadınların; dini kabullerinin sonucu olarak namus olarak gördüklerin bir başörtüsü; bu oranda Müslüman olan bir ülkede yasaklanıyor, bu durumda alimler tarafından kabul edilebiliyor.

Sonra; başörtüsü, üniversiteler için kazanılmaya çalışılıyor ve sanki her alanda ve bunu yapmak isteyen herkese bu hakkın verilmesi gibi sonuç doğurmuşçasına övünmeler yapılabiliyor!

Üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldırsanız ve gerçekten her üniversitede bu özgürlük uygulanarak hanımlar okusa ve bitirse ne olacaktır? Kime faydası olacaktır?

Üniversite sonrası gideceği alanlarda bu yasak devam edecekse; bunu kaldıramıyorsanız, zaten üniversiteler de da kalkmaması daha iyi olmazmı? Nasıl olsa; üniversiteden sonra çalışma ve kamusal alanlara (kamusal olmayan alan nereleri kalırsa artık) giremeyeceklerse; üniversitelerde neden zaman kaybettirilir ki, neden ekonomik kayıplar istenir ki? Böylesi durumlarda Müslüman hanımlar daha çok kayıplara düşürülmüş olmazmı?

Bu nasıl görülemez, nasıl açıklanamaz insanlara? Anlayan varsa bize de anlatsın lütfen!

Düşünebiliyormusunuz, hem ülkenin % 99 u Müslüman diyeceksiniz, hem de islamın emirlerine ters hükümleri kabul edip yaşayarak, Müslüman kalabileceksiniz!

Şimdi, burada kim daha fazla suçludur? İslama ters hükümler koyanlarmı, yoksa bu hükümleri kabul ederek kendilerine Müslüman diyenlermi ?

Müslümanların içinde en fazla kim suçlu peki? “Siz kuranı anlamazsınız” denilerek kurandan uzaklaştırılan ve dini hep başkalarının belirlemesine göre yaşayan halkmı daha suçlu, yoksa kendisine İslam alimi dedirten, diyanetin ve ilahiyatın etkin kadrolarında da İslam için görev yapan (!) zalim olduğunun farkında olmayanlar mı daha suçlu?


Evet, cevap hemen ortaya çıkıyor. Sevgili İslam (z)alimlerimiz daha fazla suçludur!

Çünkü; islama ters bir hükümle karşılaştıkları zaman onunla mücadele etmeleri ve Müslümanlara da bunu anlatabilmeleri gerekir.

Ama, mücadele etmek bir kenara; bunun yanlışlığını bile dillendiremeyip; hala islama hizmet kadrolarında İslam adına çalıştığı görüntüsüyle maaş almaya devam etmişlerdir.

Şimdi bunlara seslenmek gerek;

Diyelim ki, islama ters hükümlerin konulmasını engellemeye gücünüz yetmeyeceğini düşündüğünüz için, buna karşı çıkmadınız!

Peki, bu durumda gerçekten gücünüz yetmiyorsa; size bu konuda bir sorumluluk yüklenmeyeceğini ama, ilgili makamlarınızda da gücünüz yetmeden oturamayacağınızı da düşünüp, oraları terk etmeyi ve gücü yeteceklere oraları açmayı da bilmeniz gerekmezmiydi?

Sizler, bu görevlerinizden ayrılarak; halka sebeplerini anlatabilseydiniz, daha güçlenmezmiydiniz?

Sizin, gücünüz dillendirmeye dahi yetmiyorsa; belki siz orada olmazsanız, en azından bunu dillendirip karşı çıkmaya gücü yetenlerin oraya gelebileceğini, bunları engellediğinizi de düşünemedinizmi?


Düşünemediniz değilmi? Eee, siz o zaman neyi düşündünüz be alim büyüklerimiz? Düşünseniz de uygulamaya dökemediyseniz nasıl alim kaldınız?

Bu tağuti hükümlere sessiz kalarak onları onayladığınızı zalimlerden olduğunuzu göremedinizmi? Yada gördüyseniz bile, dünyada aç kalacağınız korkusu, ahretteki yerinizden dahamı ağır bastı?

Ama, Allah Teala herkese bir şekilde rızık vereceğini bilmenize rağmen, konforunuzdan, makamınızdan, nüfuzunuzdan biraz taviz vererek nasipler aramayı da istemediniz değilmi?


O zaman hesap gününü ya tam bilmediğinizi, yada tam olarak iman etmediğinizi görün, henüz nefes alıyorken; samimi tövbelerinizi yapın, İslam için doğruları ortaya koymaya başlayın…
saygılarımla…
aorskaya
 

BEDİR MUHAMMED ALİ

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Şubat 2012
Mesajlar
677
Tepkime puanı
3
Yaş
66
ALLAH ADİLDİR . BİZ KULLARI ELBETTEKİ HATA VE GÜNAHLARLA ZATININ HUZURUNA DÖNÜYORUZ . LAKİN BİR YER VARKİ ALLAHAN RAHMETİ AZABINDAN ÇOKTUR.

HAYATIN İÇİ BEYAZ ,SİYAH VEYA BİN BİR RENKTİR.VE BU HAKİKATIN ARKASINDA MÜLKÜN SAHİBİ ALLAH VARDIR . YARADILAN HER ZERRE ÖZÜNDEKİ HAKİKATINDA KENDİSİNE LÜTFEDİLENİ YAŞAR.

SEN İNSANLARA FAYDALI OLMAK YADA MÜSLÜMANLARI BİR HAKİKATA DAVET ETMEK İSTİYORSAN ÖNCE NEVSİNE LATİF OLMAYI VE HER ZERREDE ALLAHIN NURUNUN OLDUĞUNU GÖRMEYİ ÖĞRET .

ÖĞRETKİ YAZILARIN İNSANLARA HAKARET EDER GİBİ .SİZ BU SUNUZ BÖYLE OLMANIZ GEREKİR KİBRİYALI BİR ŞEKİLDE YAZARSAN BENDE ŞAHSIM OLARAK BUNU SANA BİR MÜSLÜMAN KARDEŞİN OLARAK YAKIŞTIRAMADIĞIMI YAZARIM.

AMACIM SENİ ÜZMEK DEĞİL SAVUNDUĞUN KONUDA HAKLIDA OLABİLİRSİN AMA ÖNCE BİLEN SEN DEĞİLSİN BİLENİN VE BİLDİRENİN ALLAH OLDUĞUNU İDRAK ET.

VE NASİBİ ÖLÇÜSÜNDE KULLARINA ALLAH MADDİ VE MANEVİ RIZIKLARINI DAĞITIR. ONUN İZNİ OLMADAN NE BİR PERDE KALKAR NEDE BİR YAPRAK OYNAR MÜSLÜMANLARA FAYDALI OLMAK İSTİYORSAN ANAHTARIN SEVGİ VE KURAN OLSUN AEO RUHUL EMİN
 

aorskaya

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
13 Mart 2013
Mesajlar
33
Tepkime puanı
0
Selamun aleyküm,

Tağuta ve uygulamalarına karşı; mücadele için etkin yerlerde bulunmakla birlikte ses çıkaramayan, göz yuman ve alimlik sıfatı yakıştırılan kimselerin, bu tutumları ile dinen nasıl bir tehlike içine düştüklerini ve bundan kurtulmak için yapılması gerekenleri anlatan bir yazı ile konuyu açtım.

Buna karşılık, bir kardeşimizin neyi tenkit edip, neyi savunduğunu net olarak ortaya koyamayan bir yazısı ile karşılaşıyorum.

şimdi; bu yazıdan alıntılarla neyi anlatmak istediğini incelemeye çalışıyorum.

ALLAH ADİLDİR . BİZ KULLARI ELBETTEKİ HATA VE GÜNAHLARLA ZATININ HUZURUNA DÖNÜYORUZ . LAKİN BİR YER VARKİ ALLAHAN RAHMETİ AZABINDAN ÇOKTUR.

Bunlar doğrudur, ama yazı konusu ile ilgisi yoktur. Rabbimiz; tağutlara gücü yetmeyeni affedecektir. Ancak; buna karşı koymaya çalışmayana, zulme ses çıkarmayana neden merhamet etsin? Bunu mu iddia ediyorsunuz?

HAYATIN İÇİ BEYAZ ,SİYAH VEYA BİN BİR RENKTİR.VE BU HAKİKATIN ARKASINDA MÜLKÜN SAHİBİ ALLAH VARDIR . YARADILAN HER ZERRE ÖZÜNDEKİ HAKİKATINDA KENDİSİNE LÜTFEDİLENİ YAŞAR.

Bunların yazıda konu edilen tağut ve ona göz yumulması durumları ile ilgisini kuramadım. Nasıl bir ilgi varsa, bize açıklayın lütfen!

SEN İNSANLARA FAYDALI OLMAK YADA MÜSLÜMANLARI BİR HAKİKATA DAVET ETMEK İSTİYORSAN ÖNCE NEVSİNE LATİF OLMAYI VE HER ZERREDE ALLAHIN NURUNUN OLDUĞUNU GÖRMEYİ ÖĞRET .

Benim burada yazdığım; aslında bir bakıma müslüman olarak, müslümanım diyen ve etkili yerlerdeki kimselerin durumunu anlatan bir özeleştiridir.

Siz, yazımda katılıp, katılmadığınız yerleri alıntılayarak düşüncelerinizi yazacağınıza, bana nefis terbiye dersleri verme hakkını siz nerden alıyorsunuz?

Benim nefsime hakim olup olmadığımı bilemediğiniz ve bilemeyeceğiniz halde, adeta hakikate davet etmek için sizden icazet almam gerektiği gibi bir yazıyı nasıl yazabilidiniz!

Ben, samimi bir müslüman olarak; tağuta karşı koyması gerekenlerin, göz yummasını, ses çıkarmamasını, eğilip bükülmeden, onların kırılmalarına aldırmadan dile getiriyorum. Bunu da sadece burada değil, çeşitli konferans ve davetlerde de ele alıyorum.

İlgili yerlerdeki kimselerin, bu tutumları ile zararda olduklarını kendi yüzlerine söyleyebiliyorum.

Peki size göre; bunları kırmamak adına, dinen düştükleri yanlış durumu gizlemem, onların gururlarını okşamammı gerekirdi?

Müslümanların durumunu siz kendiniz yazın o halde, buyurun... Ben den farklı bir tespitiniz varsa yazınız, biz de onu öğrenelim.

ÖĞRETKİ YAZILARIN İNSANLARA HAKARET EDER GİBİ .SİZ BU SUNUZ BÖYLE OLMANIZ GEREKİR KİBRİYALI BİR ŞEKİLDE YAZARSAN BENDE ŞAHSIM OLARAK BUNU SANA BİR MÜSLÜMAN KARDEŞİN OLARAK YAKIŞTIRAMADIĞIMI YAZARIM.

Kardeşim,

Yazılarım, gerçekleri ortaya koyduğu için can yakıcı boyuttadır. Ama, tağuta göz yumulması da insanı dinden çıkaran, öbür hayatını cehennemde geçirmesine yol açacak durumlardır.

Bu durumun ciddiyetini anlatan bir yazıya, siz nasıl "hakaret eder gibi..." diyebilirsiniz...

Ben hakaret etmekle elime bir şey geçmeyeceğini ama ikazımla, bazılarının aklını başına alarak durumlarını düzeltmekle, rabbimin razı olacağı bir şey yapmış olacağımı bilirim.

Kibir hiç sevmediğim bir şeydir, şeytanın en önemli özelliği olduğunu bilirim. Bu nedenle, bunlarla kaybedecek zaman lüksüne sahip değilim.

Ama, siz bunları yazıp, bizlere ders vermeye çalışan hoca pozisyonlarından kendinizi kurtarıp, tağutlara karşı müslümanların içinde bulunduğu kötü durum ve bundan kurtulmanın yollarını, yani tağutla mücadele de yapılması gereknleri kısaca yazarsanız bizler de hep beraber faydalanmaya çalışır, size de müteşekkir kalırız.

AMACIM SENİ ÜZMEK DEĞİL SAVUNDUĞUN KONUDA HAKLIDA OLABİLİRSİN AMA ÖNCE BİLEN SEN DEĞİLSİN BİLENİN VE BİLDİRENİN ALLAH OLDUĞUNU İDRAK ET.

Konu benim üzeülmem ile kıyaslanamayacak kadar önemlidir. Bu nedenle şahsi sataşmalar yada ego tatminleri ile zaman kaybetmek yerine, dinin gerçekleri anlamaya ve anlatmaya çalışmak gerekir. Çünkü, bundan sorumluyuz.

Bu kadar yazından sonra; "Savunduğun konuda haklı da olabilirsin..." demişsin.

Haklımıyım değilmiyim! Yazımı bir daha okuyarak, haklı ve haksız olduğum yerleri yazmanız halinde ben de faydalanmak isterim.

Saygılarımla...
aorskaya
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
ALLAH cc.KULLARINA MADDİ VE MANEVİ RIZIKLARINI;
İMANI, İHLASI,İDRAKI, İLMİ KADARINI NASİB EDER...
ONUN İZNİ OLMADAN NE BİR PERDE KALKAR NEDE BİR YAPRAK OYNAR MÜSLÜMANLARA FAYDALI OLMAK İSTİYORSAN ;
ANAHTARIN SEVGİ, İLİM ,İHLAS VE KURAN OLSUN..
Bizler elimizden geleni yapalim..Gerisi Allah Kerim..
Hidayet ancak Allah-tan dir...
 

BEDİR MUHAMMED ALİ

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Şubat 2012
Mesajlar
677
Tepkime puanı
3
Yaş
66
GEREKEN CEVABI GÖNÜL SIZIM KARDEŞİM YAZMIŞ. BİZ SENİ TEVAZU VE SEVGİYE DAVET ETTİK . SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZ TEBLİĞ NOKTASINDA SAVAŞ MEYDANLARINDA EN SEVDİKLERİNİ KATLEDENLERİ BİLE SEVGİYLE TEBLİĞ ETMİŞ. VE SONUNA HİDAYET ALLAHTANDIR DEMİŞTİR.HIDAYET EDİLECEK GÖNÜLLERE KAPILARI YANLIZ ALLAH AÇAR . İSLAMİYET SEVGİ DİNİDİR. YAZDIKLARIN YANLIŞ DEMEDİM USLÜBUN YANLIŞ DEDİM KONUDA KAPANMIŞTIR .
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Selamun aleyküm
Diğer sitelerde olduğu gibi burada da konulara yorum yapılabilir, fikirler tartışılabilir velakin bu tartışmalar kalp kırıcı değil dostane tadında olmalıdır,
Ve sizlerden ricamız lütfen başlık ve konu içeriğinde BÜYÜK harf kullanmamaya özen gösterelim,
içerik ve başlıklarda büyük harf (bağırmak, hakaret) anlamına gelmektedir, bu konuda duyarlı olmanızı rica ederim...
 

H@K@N

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
30 Ocak 2013
Mesajlar
102
Tepkime puanı
1
Ben sizin yazdıklarınıza ispat teşkil edecek bir örnek vermek isterim.

4:11 -Allah size evlatlarınızın miras taksimini şöyle emrediyor: Çocuklarınızda, erkeğe iki kadın payı kadar, eğer hepsi kadın olmak üzere ikiden de fazla iseler, bunlara mirasın üçte ikisi ve eğer bir tek kadın ise o zaman ona malın yarısı vardır. Eğer ölen, ana ve baba ile birlikte çocuklar da bırakmışsa ana babanın her birine ölenin terekesinden altıda bir; şâyet ölenin çocuğu yok da, mirasçı olarak ana ve babası kalmışsa, ananın payı üçte birdir. Eğer ölenin kardeşleri varsa terekenin altıda biri ananındır. Bu paylar, ölenin borçları ödenip, vasiyeti de yerine getirildikten sonra hak sahiplerine verilir.

Bu ayette insanların sosyal yaşamında kazandıkları malların öldükten sonra nasıl hak bir şekilde paylaşılcağı yazmaktadır.

Anlam veremeyen insanlar içinde ayetin sonuna bir cümle daya eklemiştir;

Baba ve çocuklardan, hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu, siz bilmezsiniz. Bütün bunlar Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz Allah alîmdir, hakîmdir.

Peki şuanda %99 müslüman olarak kabul edilen bir türkiyede;Bana göre Kur'ana savaş açan şeytanı anlam ve özellikler taşayan bugünkü anlamda demokrasi anayasası nediyor ?

a- Kan hısımlığı mirasçılığı

1-Birinci dereceden mirasçılar: Murisin (füruu-altsoyu) çocukları, torunları, torun çocukları, torunların torunları... murisin birinci dereceden mirasçılarıdır. Çocukların miras hakları eşittir. Muristen önce ölmüş çocukların yerine onların füruu geçer.

2-İkinci dereceden mirasçılar: Murisin ana babası ve onların füruudur. Ana babanın miras hakları da eşittir. Ana veya babadan birisi muristen önce ölmüşse, onun yerine füruu, yani çocukları, torunları (murisin kardeşleri, kardeş çocukları –yeğenler- ) geçer.

3-Üçüncü dereceden mirasçılar: Murisin büyük ana ve babasıdır. Bunlar da eşit surette mirasçıdırlar.

Hem müslümanım hemde müslümanlığa,Kur'ana karşı anayasaya tabiyim demek bence azicliğin ta kendisidir.

Bana göre yazınızda tamamen haklısınız.
 
Üst Alt