- Katılım
- 2 Eylül 2011
- Mesajlar
- 3,869
- Tepkime puanı
- 37
Duhan Suresi
Mekke'de nazil olmuştur. 59 âyettir. Adını, onuncu ayette geçen ve duman manasına gelen "duhân" kelimesinden almıştır.
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm
1-Hâ. Mîm.
2-Apaçık olan Kitab'a andolsun ki,
3-Biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır.
4-Her hikmetli işe o gecede hükmedilir.
5-(Yani) katımızdan (verilen her) emir. Çünkü biz, peygamberler göndermekteyiz.
6-Senin Rabb'inin acıması gereği olarak (gönderdiyimiz elçilere o gece emirlerimizi bir bir açıklar,vahiylerimizi bildiririz) .Doğrusu o işitendir ,bilendir.
7-Eğer kesin olarak inanıyorsanız (bilin ki ), göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir.
8-O'ndan başka ilâh yoktur. (Her şeyi O) diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir.
9-Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar.
10-Şimdi sen, göğün, açık bir duman çıkaracağı günü gözetle.
11-Duman insanları bürüyecektir. Bu, elem verici bir azaptır.
12-(İşte o zaman insanlar Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz (derler).
13-Nerede onlarda öğüt almak? Oysa kendilerine gerçeği açıklayan bir elçi gelmişti.
14-Sonra ondan yüz çevirdiler ve: Bu, öğretilmiş bir deli! dediler.
15-Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine (eski halinize) döneceksiniz.
16-Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız.
17-Andolsun, kendilerinden önce biz, Firavun'un kavmini de imtihan etmiştik. Onlara şerefli bir elçi geldi.(Şöyle diyerek)
18-"'ın kulları! Bana gelin! Çünkü ben size (gönderilmiş) güvenilir bir resûlüm"
19-'a karşı ululuk taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delil getiriyorum.
20-Ben, beni taşlamanızdan, benim ve sizin Rabbiniz olan 'a sığındım.
21-Eğer bana inanmazsanız, hiç değilse yanımdan uzaklaşın.
22-Bunun üzerine Musa: Bunlar suç işleyen bir toplumdur, diye Rabbine arzetti.
23-, O halde kullarımı geceleyin yola çıkar. Çünkü takip edileceksiniz, buyurdu.
24-Denizi açık halde bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
25-Onlar geride nice şeyler bıraktılar; bahçeler,çeimeler,
26-Ekinler, güzel konaklar,
27-Ve zevkü sefa sürdükleri nice nimetler!
28-işte böylece biz de onları başka bir topluma miras bıraktık.
29-Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.
30-Andolsun biz, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan kurtardık.
31-Yani Firavun'dan. Çünkü o bir zorba idi, aşırı gidenlerdendi.
32-Andolsun biz İsrailoğullarına, bilerek, (kendi zamanlarında) âlemlerin üstünde bir imtiyaz verdik.
33-Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan işaretler verdik.
34-Onlar (müşrikler) diyorlar ki:
35-"İlk ölümümüzden sonra bir şey yoktur. Biz diriltilecek değiliz."
36-" Doğru söylüyorsanız, atalarımızı getirin."
37-Bunlar mı daha hayırlı, yoksa Tübba' kavmi ile onlardan öncekiler mi? Onları yok ettik, çünkü onlar suçlu idiler.
38-Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık.
39-Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.
40-Şüphesiz (hakkı bâtıldan ayıran) hüküm günü, hepsinin bir arada buluşacağı gündür.
41-O gün, dostun dosta hiçbir faydası olmaz, kendilerine yardım da edilmez.
42-Ancak 'ın merhamet ettiği kimseler böyle değildir. Şüphesiz O, üstündür, merhametlidir.
43-Şüphesiz zakkum ağacı,
44-Günahkârların yemeğidir.
45-O, karınlarda maden eriyiği kaynar.
46-Sıcak suyun kaynaması gibi .
47-( zebânilere emreder): Tutun onu! Cehennemin ortasına sürükleyin!
48-Sonra başına azap olarak kaynar su dökün!
49-(Ve deyin ki Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin!
50-İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir.
51-müttakîler ise hakikaten güvenilir bir makamdadırlar.
52-Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.
53-İnce ipekten ve parlak atlastan giyerek karşılıklı otururlar.
54-İşte böyle. Bunun yanısıra biz onları, iri gözlü hûrilerle evlendiririz.
55-Orada, güven içinde (canlarının çektiği) her meyveyi isterler.
56-İlk tattıkları ölüm dışında, orada artık ölüm tatmazlar. Ve onları cehennem azabından korumuştur (sürekli hayata kavuşmuşlardır).
57-(Bunlar) Rabbinden bir lütuf olarak (verilmiştir). İşte büyük kurtuluş budur.
58-Biz onu (Kur'an'ı), öğüt alalar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık.
59(Yine de inanmayanların başlarına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.
Mekke'de nazil olmuştur. 59 âyettir. Adını, onuncu ayette geçen ve duman manasına gelen "duhân" kelimesinden almıştır.
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm
1-Hâ. Mîm.
2-Apaçık olan Kitab'a andolsun ki,
3-Biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır.
4-Her hikmetli işe o gecede hükmedilir.
5-(Yani) katımızdan (verilen her) emir. Çünkü biz, peygamberler göndermekteyiz.
6-Senin Rabb'inin acıması gereği olarak (gönderdiyimiz elçilere o gece emirlerimizi bir bir açıklar,vahiylerimizi bildiririz) .Doğrusu o işitendir ,bilendir.
7-Eğer kesin olarak inanıyorsanız (bilin ki ), göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir.
8-O'ndan başka ilâh yoktur. (Her şeyi O) diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir.
9-Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar.
10-Şimdi sen, göğün, açık bir duman çıkaracağı günü gözetle.
11-Duman insanları bürüyecektir. Bu, elem verici bir azaptır.
12-(İşte o zaman insanlar Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz (derler).
13-Nerede onlarda öğüt almak? Oysa kendilerine gerçeği açıklayan bir elçi gelmişti.
14-Sonra ondan yüz çevirdiler ve: Bu, öğretilmiş bir deli! dediler.
15-Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine (eski halinize) döneceksiniz.
16-Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız.
17-Andolsun, kendilerinden önce biz, Firavun'un kavmini de imtihan etmiştik. Onlara şerefli bir elçi geldi.(Şöyle diyerek)
18-"'ın kulları! Bana gelin! Çünkü ben size (gönderilmiş) güvenilir bir resûlüm"
19-'a karşı ululuk taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delil getiriyorum.
20-Ben, beni taşlamanızdan, benim ve sizin Rabbiniz olan 'a sığındım.
21-Eğer bana inanmazsanız, hiç değilse yanımdan uzaklaşın.
22-Bunun üzerine Musa: Bunlar suç işleyen bir toplumdur, diye Rabbine arzetti.
23-, O halde kullarımı geceleyin yola çıkar. Çünkü takip edileceksiniz, buyurdu.
24-Denizi açık halde bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
25-Onlar geride nice şeyler bıraktılar; bahçeler,çeimeler,
26-Ekinler, güzel konaklar,
27-Ve zevkü sefa sürdükleri nice nimetler!
28-işte böylece biz de onları başka bir topluma miras bıraktık.
29-Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.
30-Andolsun biz, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan kurtardık.
31-Yani Firavun'dan. Çünkü o bir zorba idi, aşırı gidenlerdendi.
32-Andolsun biz İsrailoğullarına, bilerek, (kendi zamanlarında) âlemlerin üstünde bir imtiyaz verdik.
33-Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan işaretler verdik.
34-Onlar (müşrikler) diyorlar ki:
35-"İlk ölümümüzden sonra bir şey yoktur. Biz diriltilecek değiliz."
36-" Doğru söylüyorsanız, atalarımızı getirin."
37-Bunlar mı daha hayırlı, yoksa Tübba' kavmi ile onlardan öncekiler mi? Onları yok ettik, çünkü onlar suçlu idiler.
38-Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık.
39-Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.
40-Şüphesiz (hakkı bâtıldan ayıran) hüküm günü, hepsinin bir arada buluşacağı gündür.
41-O gün, dostun dosta hiçbir faydası olmaz, kendilerine yardım da edilmez.
42-Ancak 'ın merhamet ettiği kimseler böyle değildir. Şüphesiz O, üstündür, merhametlidir.
43-Şüphesiz zakkum ağacı,
44-Günahkârların yemeğidir.
45-O, karınlarda maden eriyiği kaynar.
46-Sıcak suyun kaynaması gibi .
47-( zebânilere emreder): Tutun onu! Cehennemin ortasına sürükleyin!
48-Sonra başına azap olarak kaynar su dökün!
49-(Ve deyin ki Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin!
50-İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir.
51-müttakîler ise hakikaten güvenilir bir makamdadırlar.
52-Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.
53-İnce ipekten ve parlak atlastan giyerek karşılıklı otururlar.
54-İşte böyle. Bunun yanısıra biz onları, iri gözlü hûrilerle evlendiririz.
55-Orada, güven içinde (canlarının çektiği) her meyveyi isterler.
56-İlk tattıkları ölüm dışında, orada artık ölüm tatmazlar. Ve onları cehennem azabından korumuştur (sürekli hayata kavuşmuşlardır).
57-(Bunlar) Rabbinden bir lütuf olarak (verilmiştir). İşte büyük kurtuluş budur.
58-Biz onu (Kur'an'ı), öğüt alalar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık.
59(Yine de inanmayanların başlarına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.