42-Konya ilindeki camiler

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37
Alâeddin Camisi


99424_0.jpg

Alâeddin Camisi

Alâeddin Camii 1220 yılında Konya'da Anadolu Selçuklu Devleti sultanı I. Alaeddin Keykubad tarafından aynı adı taşıyan tepe üzerinde (Alâeddin Tepesi) inşa ettirilmiş cami.

Sekiz Anadolu Selçuklu Sultanı burada gömülüdür.

I. Alaeddin Keykubad
I. Rükneddin Mesud
I. Kılıç Arslan
IV. Kılıç Arslan
II. Süleyman
I. Gıyaseddin Keyhüsrev
II. Gıyaseddin Keyhüsrev
III. Gıyaseddin Keyhüsrev
 

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37
Eşrefoğlu Camisi

Eşrefoğlu Camisi

esrefoglucami_beysehir1.jpg

Eşrefoğlu Camisi

Eşrefoğlu Camii, Anadolu'daki ahşap direkli camilerin en büyüğü ve orijinalidir. Konya'nın Beyşehir ilçesinin kuzeyinde, İçerişehir Mahallesi'nde yer alır. 1296-1299 yılları arasında yapılmıştır.

Orta Asya'da Semerkant, Buhara gibi eski Türkistan şehirlerinde yer alan ağaç direkli camilerin ülkemizdeki bir örneği olan Eşrefoğlu Camii, çok sayıda ahşap sütun üzerinde yükselir. Yüzyıllar boyu kış aylarında camiinin damındaki kar, çatının ortasındaki boşluktan ortadaki havuza atılmış ve ortamı nemlendirerek yakılan sobalardan ötürü ahşap sütunların çatlayıp kurumasını engellemiştir. 1965 yılında karlığın üstü camla kapatılmış ve işlevini yitirmiştir.

6 metre yüksekliğinde, çini mozaik ile kaplı çok görkemli bir mihraba sahiptir. Anıtsal bir taç kapısı vardır. Minberi tamamen ceviz ağacından, oymalı ve çatmalı tutkalsız yapılmıştır. İnanılmaz bir düzgünlük ve incelikte yapılan minber geometrik şekiller ve bitkisel bezemelerle kaplıdır. Caminin tavanı renkli kalem işi süslemelere sahiptir. Özellikle konsollardaki kök boyalı motifler dikkat çekicidir. Eşrefoğlu Camii, Selçuklu Ulu Camiilerinde görülen şu özelliklerin tamamını barındıran tek örnektir: Çoğul ahşap sütunlu, tavanı tamamen ahşap ve kalem işçliği ile süslenmiş, minber tamamen ahşap ve Kündekari tekniği ile yapılmış, mihrabı çinili.

Beylikler Devri'nde Eşrefoğlu Beyi Süleyman Bey tarafından yaptırılan bu camii, Eşrefoğlu toplu yapıları içinde yer alır. Cumhuriyet döneminde 1934'ten itibaren zaman zaman tamir edilmiştir. Bu tamiratlar sonucu toprak çatı, önce kiremitle örtülmüş; sonra bakırla kaplanmıştır.

Emir Seyfettin Süleyman'ın 1301 tarihli türbesi, camiinin doğu duvarına bitişiktir.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
İplikçi Camii:
Alaeddin Caddesi üzerindedir.Şemseddin Altınoba tarafından 1201 yılından sonra yaptırılmış,Somuncu Ebubekir tarafından genişletilmiş,yenilenmiştir.(1332) Cami İplikçiler Çarşısında bulunduğu için İplikçi Camii ismini almıştır.
1951-1960 yılları arasında Klasik Eserler Müzesi olarak kullanılan camii 1960 yılında tekrar ibadete açılmıştır.

Sahip Ata Camii ve Külliyesi:
Anadolu Selçuklu Devleti Vezirlerinden Sahip Ata tarafından 1258-1283 yılları arasında inşa edilmiş olan mescid türbe hanigâh ve hamamdan ibarettir.Mimarı Abdullah Bin Kellük'tür.

Sadrettin Konevi Camii ve Türbesi:
Konya'nın Şeyh Sadrettin mahallesindedir.1274 yılında yapılmıştır.Giriş kapısındaki kitabede adı geçen Sadrettin Konevi aslen Malatyalı olup,Konya'ya yerleşmiş,zamanın tanınmış bilginlerindendir.Muhiddin İbni Arabi'den tahsil ve terbiye görmüş,Konya'daki hanikâhında hadis ilimleri okutulmuştur.Mevlâna'ya derin bir sevgi ile bağlanmıştır.
Türbe,Camiinin doğusundaki avluadır.Açık türbeler tipinin ayakta kalan tek örneğidir.Türbenin şekli Selçuklu kümbetlerine benzer.Gövde açık,kaidesi mermer işlme olan türbenin üzerinde,köşeli bir tambura oturan,kafes şeklinde ahşap bir külah vardır.

Selimiye Camii:
Mevlâna Dergâhının batısında inşaatına Sultan Selim II'nin şeyhzadeliği zamanında başlanmış (1558-1567) arasında tamamlanmıştır.Camii Osmanlı klasik mimarisinin Konya'daki en güzel eserlerindendir.Kuzeyinde altı sütuna istinat ettirilmiş yedi kubbeli son cemaat yeri ve mermer süverli geçme basık kemerli cümle kapısı mevcuttur.Ahşap kapı kanatlarından sağdakine "Mescitte Mümin,suda balık gibidir",ibareleri mevcuttur.Son cemaat yerinin sağ ve solunda tek şerefeli iki minaresi vardır.

Şerafettin Camii:
Hükümet konağının güney cephesindedir.Camii ilk defa XII.yüzyılda Şeyh Şerafettin tarafından yaptırılmış,1336 yılında tamamen yıktırılarak Çavuşoğlu Mehmet Bey tarafından inşa ettirilmiştir.Camii gövdesi kesem taşlardan büyük bir kubbe ile örtülmüştür.Kubbeyi 10 fil ayağı tutmakta,güneyinde bir yarım kubbe ile desteklenmektedir.Mihrabın bulunduğu kısmı dışarıya taşmaktadır.Yarım bir kubbe ile örtülmüştür.Güney kısmı hariç diğer yönlrdeki iknci kat mahfellri bulunmaktadır. Camii iç yazıve nakışlarla dekorize edilmiş olup,mermer işlemeli mimber ve mihrabı takdire değer bir sanat eseridir.Sonradan ilave edilmiş tek şerefeli bir de minaresi vardır.Osmanlı camii mimarisinin en mümeyyiz vasıflarından birisi olan cemaat yerine yer verilmiş olup,altı mermer sütun üzerine oturmuş yedi küçük kubbeyle örtülmüştür.

Kapu Camii:
Konya'da merkezde sarraflar (çıkrıkçılar) caddesi üzerindedir.Asıl adı İhyaiyye olup eski Konya Kalesinin kapılarından birinin çevresinde yer aldığında Kapı Camii adıyla anılır.
Camiilk defa 1658 yılında Mevlevi Dergahı Postnişinlerinden Pir Hüseyin Çelebi tarafından yaptırılmıştır.Bir süre sonra yıkılan bu camii 1811 yılında Konya Müftüsü Esenlilerzade Seyyit Abdurrahman yenilemiş,1867 yılında bir yangın camiyle birlikte bu civarda vakıf dükkanları da yok etmiş.Bu olaydan bir yıl sonra camii üçüncü defa yeniden yapılmıştır.Bu yeni inşaasına dair 1285 H.(1868 M) tarihli kitabesi taç kapısı üzerinde yer almaktadır.
Kapı Camii Konya'da yer alan Osmanlı dönemi camilerinin en büyüğüdür.Kuzeyinde on mermer sütuna istinat eden yüksek bir son cemaat mahalli ve basık kemerli bir cümle kapısı vardır.Ayrıca doğu ve batı yönlerinde de birer kapısı bulunmaktadır.
Kesme taşlardan inşa edilen camiinin üzeri dıştan çatı,içten büyüklü küçüklü 8 kubbe ile örtülüdür.Taş Mihrabı ve ahşap minberi sadedir.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Dursunoğlu (Tursunoğlu)
Konya Abdülaziz Mahallesi’nde bulunan bu camiyi XV.yüzyılda Dursunoğlu Mehmet Bey yaptırmıştır. Bu cami Konya’da Karamanoğullarının Osmanlılarla çok sık ilişkide bulunduğu dönemde yapılmıştır. Caminin giriş kapısı üzerinde kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber Karamanoğlu eseri olmasına rağmen Osmanlı izleri açıkça örülmektedir.

Kesme taş ve moloz taştan yapılan cami kare planlıdır. İbadet mekânının üzerini pandantifli, tuğladan sekiz köşeli kasnaklı merkezi bir kubbe örtmektedir. Caminin önünde dört mermer sütunun sivri kemerlerle birbirine bağlanmasından oluşan üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. İbadet mekânına dikdörtgen basit bir kapı ile girilmektedir.
Son cemaat yerindeki kapının yanında ikişer, yan duvarlarda altta iki üstte bir, mihrap duvarında mihrap çıkıntısının iki yanında birer pencere ile içerisi aydınlatılmıştır. İç mekânda, mihrap ve minberin dikkati çekecek bir özelliği bulunmamaktadır. Bu da gösteriyor ki, cami XIX.yüzyıl sonrasında onarım ve değişikliğe uğramış ve orijinalliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır. Caminin solunda yer alan minare kesme taş kaide üzerinde çok köşeli ve tek şerefelidir.

Kapu (İhyaiyye) Camisi

Konya’da Odun Pazarı semtinde, Sarraflar (Çıkrıkçılar) Caddesi üzerinde bulunan bu cami, eski Konya Kalesinin kapılarından birisinin yanında bulunduğundan Kapu Camisi ismi ile tanınmıştır. Camiyi Mevlâna’nın torunlarından postnişin Hasanoğlu Şeyh Hüseyin Çelebi 1658 yılında yaptırmıştır. Yapımından bir süre sonra yıkılan camiyi 1811 yılında Konya Müftüsü Esenlerlizade Seyyid Abdurrahman Efendi yeniden yaptırmıştır. Ancak cami 1867 yılı yangınında çevresindeki vakıf dükkânları ile birlikte yanmıştır. Bu olaydan sonra 1868’de cami üçüncü kez yapılmıştır. Bugünkü caminin kapı kemeri üzerindeki kitabesinden banisinin ismi yazılı olmamakla birlikte 1868’de yapıldığı yazılıdır.

Konya’da yapılmış olan Osmanlı camilerinin en büyüklerinden biri olup, düzgün kesme taştan yapılmıştır. Caminin önünde on mermer sütunlu son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerindeki sütunlar birbirlerine yuvarlak kemerlerle bağlanmıştır. Caminin basık kemerli basık kemerli giriş kapısının bezemesi bulunmamaktadır. Ayrıca doğu ve batı yönlerinde de birer kapısı daha vardır.

İbadet mekânının üzeri içten sekiz kubbe, dıştan da çatı ile örtülüdür. Taş mihrap ve ahşap minberi oldukça sadedir. Yanındaki minarenin şerefeye kadar olan bölümü taştan, üzeri de tuğladandır. Şerefe ile külah arasında da çini kuşaklara yer verilmiştir.

Caminin batısındaki şadırvanı Müftü Seyyid Abdurrahman tarafından 1812 yılında yaptırılmıştır.

Taş Mescit
Konya’da bulunan Taş Mescit, I.İzzeddin Keykavus döneminde Hacı Ferruh tarafından 1215 yılında yaptırılmıştır.

Kesme taştan, kareye yakın planı olan yapının girişi tonoz ile, ana mekânı da kubbe ile örtülüdür. Kubbeye geçiş Türk üçgenleri ile sağlanmıştır. Giriş kapısı ve mihrabı Selçuklu taş işçiliğinin en zengin ve en güzel örnekleri arasındadır. Özellikle giriş kapısı mukarnaslı nişi birbirine geçmeli altı köşeli yıldızlardan oluşan bir bordürle çerçeve içerisine alınmıştır. Mihrap iç içe geçmiş mukarnaslı iki niş görünümündedir. Etrafı geçme örgü motifleri ile çevrelenmiştir.

00114337.jpg

selimiye camisi
Selimiye Camisi
Konya Karatay ilçesinde, Mevlana Türbe ve Dergâhı’nın batısında bulunan Selimiye Camisi’ni Sultan II.Selim şehzadeliği sırasında Konya Valisi iken, 1558’de yapımını başlatmış, padişah olduktan sonra da 1570 yılında tamamlamıştır. Caminin Mimar Sinan tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Cami 1685 ve 1816 yıllarında onarılmış ve son onarımını Mimar Muzaffer (1881-1920) 1914 yılında tamamlatmıştır.

Osmanlı klasik mimari üslubunda olan caminin planı İstanbul’daki eski Fatih Camisi’ne benzemektedir. Kesme taştan yapılan caminin kuzeyinde yuvarlak altı sütunlu ve yedi kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Bu sütunlar birbirlerine kırmızı ve beyaz taştan kemerlerle bağlanmıştır. İbadet mekânına üç kapıdan girilmektedir. Bunlardan ana giriş kapısı mermerden olup, mukarnas dolguludur. Bu girişin üzerinde tarihsiz bir kitabe bulunmaktadır. Sağ taraftaki kapıda da “Camideki mümin sudaki balık gibidir, ondan zevk alır”, sol kapıda, “Camideki münafık kafeste bunalan kuş gibidir” anlamında sözler yazılıdır. İbadet mekânı iki kalın paye üzerine oturmuş oldukça yüksek merkezi bir kubbe ile örtülüdür. Bu kubbe mihrap önünde yarım bir kubbe ile, yanlarda da üçer küçük kubbe ile desteklenmiştir.

İbadet mekânının giriş kapısı ekseninde bulunan mihrabı gök mavisi renkte mermerden mukarnaslı olarak yapılmıştır. Minberi beyaz renkte mermerden olup, taş işçiliğinin güzel örnekleri arasındadır.

Caminin son cemaat yerinin sağ ve solunda tek şerefeli iki minaresi bulunmaktadır.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Beşare Bey Mescidi
Konya’da, Ferhuniye Mahallesi’nde bulunan bu mescidi giriş kapısındaki dört satırlı mermer kapı sövesi üzerindeki, kitabesinden öğrenildiğine göre; I.İzzeddin Keykavus (1211-1220) ve I.Alâeddin Keykubat (1220-1237) döneminde Anadolu Selçuklu devlet adamlarından Emir-i Ahur Zeyneddin Beşare bin Abdullah tarafından 1219 yılında yaptırılmıştır. Konya’daki Selçuklu döneminde yapılmış erken örneklerden birisidir.

Kesme taştan yapılan mescit, kare planlı olup, ibadet mekânının üzeri mukarnaslı tromplara oturan tek bir kubbe ile örtülmüştür. Son cemaat yeri de kemer izlerinden anlaşıldığına göre üç bölümlü olduğu sanılırsa da üzerlerinin tonoz veya kubbe ile örtülü olup olmadığı konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Günümüzde son cemaat yerinin üzeri tek meyilli bir çatı ile örtülmüştür.

Mescit 1958 yılında onarılmış, ancak yine harap bir durumdadır. İbadet mekânı içerisindeki izlerden anlaşıldığına göre ilk yapıldığı yıllarda oldukça zengin mozaiklerle süslü olduğu sanılmaktadır. Ayrıca kubbe içerisindeki tuğla dizilerinin kilit yerlerinde de mozaik kalıntılarına rastlanmıştır.

Erdemşah Mescidi
Konya Kalecelp Mahallesi’nde bulunan bu mescit, Sultan I.Alâeddin Keykubat zamanında Hacı İsmail oğlu Şemseddin Erdem Şah tarafından 1220 yılında yaptırılmıştır.

Kesme taş ve moloz taştan yapılmış olan mescit kare planlı olup, üzeri tuğla kubbe ile örtülüdür. Mescidin kuzeyinde küçük bir giriş kapısı bulunmaktadır.

Hoca Hasan Mescidi
Konya’da bulunan Hoca Hasan Mescidi’nin kitabesi günümüze gelememiştir. Ayrıca kaynaklarda da banisinin ismine ve yapım tarihine rastlanmamıştır. Yapı üslubundan XIII.yüzyılın ortasında yapıldığı sanılmaktadır.

Mescit kare planlı ve kubbeli bir yapıdır. İlk yapımında önünde bulunan son cemaat yeri zamanla değiştirilmiş ve ahşap bir çatı ile örtülmüştür. İbadet mekânının üzerini tromplu bir kubbe örtmektedir. Tromplar zikzak tuğla örgüsü ile yapılmıştır.

Mescidin yanındaki minaresi anıtsal bir görünümdedir. Kare kaide üzerine gövdesi de kare biçimli olup, yarım daire yivlerle kütlevi görünümü hafifletilmiştir. Minare üzerinde firuze ve lacivert sırlı tuğla ve çini kalıntıları görülmektedir.

Sahip Ata Camisi
Konya Meram ilçesi, Larende Caddesi’nde bulunan Sahip Ata Külliyesi’nin bir bölümünü oluşturan Sahip Ata Camisi, külliye ile birlikte, Anadolu Selçuklularının Veziri Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından 1279-1280 yıllarında yapılmıştır.

Sahip Ata Külliyesi ile ilgili araştırmasında Haluk Karamağaralı, caminin ilk yapımında, bugünkü çift minareli ön yüze kadar uzandığını ve caminin ağaç direkli ahşap bir yapı olduğunu belirtmiştir. Caminin ilk yapımından yalnızca çini mozaiklerle bezeli mihrabı günümüze gelebilmiştir. Bu cami, Anadolu Selçuklularının günümüze gelebilen en eski ağaç direkli camilerinden birisidir. Bu yapının taç kapısı Selçuklu ağaç işçiliğinin en görkemli örneklerinden birisidir. Taç kapının yanlarındaki derin niş halindeki sebilleri de bu konudaki en eski örneklerdendir. Buradaki sebilin köşe dolgularının birisi içerisinde yapının mimarı Kölük bin Abdullah’ın ismi yazılıdır. Taç kapının ortadaki giriş bölümü bir yazı frizi ve geçmeli mermer mozaiklerle çevrili bir bordürle kuşatılmıştır. Bu bordürün içerisinde yine silmelerin oluşturduğu bir sivri kemer bulunmaktadır. Bu kemer zengin görünümlü 14 mukarnas dizisi ile doldurulmuştur. Bunun altında da caminin sivri kemerli giriş kapısı yer almaktadır. Buradaki bordürler birbirlerine simetriktir. Birbirlerinin içerisinden geçen kalın halat motifleri, köşeli girift bezemeler kapının yanındaki sivri kemerli pencereyi de çevrelemektedir. Bu pencerelerin üzerindeki, yüzeyler renkli sırlı tuğlalardan oluşturulmuş baklava desenli bezeme ile kaplıdır.

Girişin sağında şerefeden sonrası yıkılmış olan minare bulunmaktadır. Minarenin dilimli gövdesi lacivert ve turkuvaz renkte sırlı tuğlalarla kaplanmıştır. Giriş kapısının solundaki ikinci minare ise günümüze gelememiştir. Bu yapı çifte minareli taç kapı örneklerinin Anadolu’daki en eski yapısıdır.

Giriş kapısının arkasında bir avlu içerisinde camiye yer verilmiştir. Bugünkü cami sonradan yapılmış olup, kare planlı 12 ahşap direkle taşınan bir mekân olup, üzeri çatı ile örtülüdür. İbadet mekânı mihrap duvarına dik beş sahından meydana gelmiştir. Girişin sağ ve solunda döşemeden biraz daha yüksek iki maksure bulunmaktadır. İbadet mekânının da taç kapıya doğru uzandığı sanılmaktadır. İlk yapıdan yalnızca lacivert, mor ve turkuvaz renkli mozaik kakma tekniğinde yapılmış, girişin eksenindeki çinili mihrap kalmıştır. Bu mihraptaki bezemeler, yıldızlar, geçmeler, rumiler ve kıvrık dallardan oluşmuştur. Caminin giriş kapısı eski külliyeden alınmış kündekâri tekniğindeki kaplılardır.

Şerafeddin Camisi
Konya Hükümet Konağı’nın kuzeyinde bulunan bu camiyi XIII.yüzyılın ortalarında Şeyh Şerafeddin Mesud yaptırmıştır. Cami 1336 yılında tamamen yıktırılmış, Çavuşoğlu Mehmet Bey tarafından yeniden yaptırılmıştır. Osmanlı döneminde de Memi Bey tarafından yıktırılan bu cami 1636 yılında eski temelleri üzerine yeniden yaptırılmıştır.

Cami kesme taş duvarlı olup, duvarlarında yer yer Selçuklu devri mozaik çinileri görülmektedir. İbadet mekânını on adet payenin taşıdığı merkezi bir kubbe örtmektedir. Bu kubbe güneyden yarım bir kubbe ile desteklenmiştir. Mihrabın bulunduğu kısım da yarım kubbe ile örtülü olup, bu bölüm dışarıya taşkın şekildedir. Caminin güney kısmı dışında kalan bölümlerinde ikinci kat mahfilleri bulunmaktadır.

Caminin kuzeyinde altı mermer sütunun taşıdığı üzeri kubbeli, yedi bölüm halinde son cemaat yeri bulunmaktadır. Giriş kapısı mermer söveli olup, stalaktitlidir. Bu kapının dışında doğu ve batı yönlerinde de birer kapı daha açılmıştır. Caminin mihrap ve minberi mermerdendir. İç mekândaki yarım kubbeler tromplar ve merkezi kubbe XIX.yüzyılda yapılmış kalem işleri ile bezenmiştir.

Caminin tek şerefeli minaresi yapımından sonra, Osmanlı döneminde eklenmiştir. Caminin güneyindeki Şeyh Şerafeddin Mesud’un kümbet şeklindeki türbesi XX.yüzyılın başlarında yıktırılmıştır.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Kadı Mürsel (Hacı Hasan) Camisi
Konya Hükümet Konağı’nın batısında bulunan bu camiyi, kitabesinden öğrenildiğine göre Karamanoğlu Mehmet Bey zamanında Hacı Mustafa oğlu Mürsel Bey 1409 tarihinde yaptırmıştır.

Şems-i Tebrizi Camisi
Konya Karatay ilçesinde, Şerafeddin Camisi’nin kuzeyinde, eskiden mezarlık olan Şems Parkı’nın içerisinde bulunan Şems-i Tebrizi Camisi’nin kitabesi günümüze gelemediğinden ilk yapım tarihi bilinmemektedir. Yapının XIII.yüzyılda yapıldığı bilinmektedir. Bu cami Abdürrezzakoğlu Emir İshak Bey tarafından yanındaki mescit ile birlikte 1510 yılında genişletilmiş ve yeniden yapılmıştır.

Bugünkü cami moloz taştan, dikdörtgen planlıdır. Yanında camiye bitişik olan türbe eyvan şeklinde olup, üzeri sekizgen piramidal tuğladan bir külah ile örtülmüştür. İç mekânında bezemeye rastlanmamaktadır. Türbenin altında mumyalık kısmı bulunmaktadır.



Cami moloz ve kesme taştan, dikdörtgen planlı olup, yüksek bir subasman kaide üzerindedir. İbadet mekânının üzeri çatı ile örtülmüştür. Yapılan onarımlar sonucunda özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir.

Nakiboğlu Camisi
Konya Nakiboğlu Mahallesi’nde bulunan bu cami vakfiyesinden öğrenildiğine göre; Konya Müftüsü Nakib’ül Seyyid İbrahim tarafından 1762 yılında yapılmıştır.

Cami moloz taştan yapılmış olup, kare planlı ve üzeri ahşap çatılıdır. Yanındaki minaresi Nakib’ül Hac Seyyid İbrahim oğlu Mehmet Emin tarafından 1764 yılında yaptırılmıştır. Cami zamanla harap olmuş, 1926 yılında minaresi dışında kalan bölümleri tamamen yıktırılarak yeniden yaptırılmıştır. Bugünkü hali ile mimari yönden hiçbir özellik taşımamaktadır.

Hacı Ferruh Camisi (Akça Cami)
Konya Aksine Mahallesi’nde, Taş Cami Caddesi’nde bulunan bu cami, kitabesinden öğrenildiğine göre; Selçuklu Sultanı I.İzzeddin Keykavus zamanında Hacı Ferruh tarafından 1215 yılında yaptırılmıştır.

Kesme taştan yapılmış olduğundan ötürü halk arasında Taş Camisi olarak da tanınmaktadır. Duvarları bütünüyle taştan yapılmıştır. Giriş kapısı mermer üzerine geometrik bezemelidir. Kare planlı olan caminin kubbesi yıkıldığından üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Mihrap taş işçiliği yönünden önemlidir.

Hacı Ferruh’un mezarı caminin bitişiğindedir.

Piri Mehmet Paşa Camisi
Konya Piripaşa Mahallesi’nde bulunan bu camiyi Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman devri vezirlerinden Piri Mehmet Paşa 1523 yılında yaptırmıştır.

Cami klasik Osmanlı mimarisi üslubunda yapılmıştır. Kare planlı olup, üzeri kubbe ile örtülmüştür. Caminin doğusunda üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerinden ibadet mekânına giriş kapısı mermer söveli ve bezemelidir. Caminin mihrabı boyanmış ve özelliğini kaybetmiştir. Yanındaki minaresi taş kaide üzerine yuvarlak tuğla örülü ve tek şerefelidir.

Caminin bitişiğinde Şeyh Siyavuş’a ait türbe bulunmaktadır. Doğusundaki Piri Paşa Medresesinden ise günümüze hiçbir iz gelememiştir.

Ovalıoğlu (Çelik Paşa) Camisi
Konya Ovalıoğlu Mahallesi’nde bulunan bu camiyi Konya Valisi Mehmet Paşa 1764 yılında yaptırmıştır.

Moloz ve kesme taştan yapılan cami kare planlıdır. Mihrabı Kütahya çinileri ile bezelidir. Yanındaki minaresi taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli olup, orijinal biçimi ile günümüze ulaşmıştır.

Akşehir Ulu Cami
Konya Akşehir ilçesi, Ulu Cami Caddesi’nde bulunan bu cami, Ebu Sait İbrahim 1213 yılında yaptırdığı minareden önce yapıldığı sanılmaktadır. I.Alâeddin Keykubat döneminde buradaki cami genişletilmiş ve onarılmıştır. Sonraki dönemde yapılan onarımlarla özgünlüğünü yitirmiştir.

Kesme taş ve moloz taştan yapılan cami dikdörtgen planlıdır. Caminin doğu yanındaki taç kapısı üzerinde çini mozaik bir yazı bordürü vardır. İbadet mekânının üzerini örten ahşap tavanı sivri kemerlerle birbirine bağlanan 20 ayak desteklemektedir. Mihrap duvarına dikey yedi sahından meydana gelmiştir. Mihrap önünde pandantifli bir kubbe bulunmaktadır. Bu kubbenin dört pencereli bir kasnağı vardır. Son onarımlarda sıva altından çıkarılan firuze, mor ve kare çinili mihrap, minare ile birlikte ilk yapıldığı dönemden kaldığı sanılmaktadır. Bu minare, mihrap ve taç kapı Selçuklu mimarisinin özgün geleneğini sürdürdüğü gibi günümüze gelen mozaikleri de Selçuklu mozaik sanatının dikkati çeken örnekleri arasındadır.
 
Üst Alt