Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Tarihi Mekanlarımız
Camiler
35-İzmir ilindeki camiler
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ceylannur" data-source="post: 32631" data-attributes="member: 1208"><p><strong><span style="color: red">Çorakkapı Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir Basmane’de Garın karşısında, Gaziler Caddesi’nde bulunan bu caminin yapım tarihi ve banisi bilinmemektedir. Bazı kaynaklarda 1747 yılında yapıldığı yazılıdır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kesme taştan yapılmış olan cami kare planlı olup, üzeri sekizgen bir kasnağa oturan merkezi kubbe ile örtülüdür. Bu kubbe kasnağının çevresinde yuvarlak kemerli pencereler bulunmaktadır. Ana mekânın iki yanında üçer kubbeli yan mekânlar bulunmaktadır. Mihrabı niş biçiminde olup, sanat tarihi yönünden önem taşımayan motiflerle bezenmiştir. Minberi mermerdendir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kesme taş kaide üzerinde yine kesme taştan yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.</strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Derviş Ağa Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Ödemiş ilçesi Birgi Bucağı’nda bulunan bu cami, Derviş Ağa tarafından h.1074 (1663) tarihinde yaptırılmıştır. Evliya Çelebi’den öğrenildiğine göre caminin yanında 70 hücreli Derviş Ağa Medresesi ile 200 dükkân, iki han ve bir de hamam bulunuyordu. Giriş kapısı üzerinde de kitabesi bulunmaktadır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><u><span style="color: red">Kitabe:</span></u> </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong><strong><span style="color: green">“Bu mâbedi tâ haşrederek ger hayrüşer a’mâlinâ </span></strong></p><p><strong><span style="color: green">Makbûlü dergâh âmeden tâkı bülendi rûşinâ </span></strong></p><p><strong><span style="color: green">Âkil odur hayrat idüb makdurini sarfeyliye </span></strong></p><p><strong><span style="color: green">Sâdi merkûn der rûzü şeb bâki değil dâr-i fenâ </span></strong></p><p><strong><span style="color: green">Âlid kisbile câmii şâdan iden Derviş ağa </span></strong></p><p><strong><span style="color: green">Bâğı vücûdun sebzter lütfunla kıl Yârab teba </span></strong></p><p><strong><span style="color: green">Dahî bunun emsâline vâsıl ide bâri Huda </span></strong></p><p><strong><span style="color: green">Her ruz duâdır mâcerâ bî-iştibah subhu mesâ </span></strong></p><p><strong><span style="color: green">Tûbâ bihişt-âsâ demek lâyıkdürür bu câmie </span></strong></p><p><strong><span style="color: green">Zâri begüft târihini kalûbelâ hayrulbina Sene 1074 (1663).” </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Cami kesme taştan kare planlı olup, üzeri pandantifli merkezi bir kubbe ile örtülüdür. Dört paye üzerine oturan sekizgen kasnaklı kubbe köşe kuleleri ile takviye edilmiştir. Caminin önünde iki sütunlu ve duvar uzantıları ile de üç bölüme ayrılan bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yeri geç devirde yapılmış bir saçakla üzeri örtülmüştür. İbadet mekânı giriş kapısının iki yanında altlı üstlü birer, iki yan duvarda yine altlı üstlü ikişer, mihrabın iki yanında da birer pencere ile aydınlatılmıştır. Bunlardan alt sıra pencereler dikdörtgen söveli, üst sıra pencereler de yuvarlak kemerli alçı şebekelidir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Mihrap niş şeklinde olup, XVIII. yüzyıl üslubunda bezelidir. Caminin yanındaki minaresi kesme taş kaide üzerinde, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. </strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Doğan Bey Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Tire ilçesinin Kayalık Mevkii’ndeki tepelerden biri üzerinde bulunan bu cami, Aydınoğulları döneminde 1384 yılında Doğan Bey tarafından yaptırılmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Cami duvarları iki sıra tuğla, iki sıra taştan örülmüştür. Ayrıca pencere üstleri ile son cemaat yerinin kemerleri tuğladandır. Kubbenin dış örtüsü ise büyük ölçüde taş levhalarla kaplanmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Caminin ibadet mekânı 5.90x6.15 m. ölçüsünde kareye yakın dikdörtgen planlıdır. İbadet mekânının üzerini örten kubbe trompludur. Trompların içleri dört sıra halinde konsollarla süslü olup, ince şeritlerle hareketli bir görünümdedir. İbadet mekânının doğu ve batı cephelerinde nişler ve bunlardan batıdakinin içerisinde de bir pencere bulunmaktadır. Mihrabı oldukça bezelidir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Son cemaat yerine üç basamakla çıkılmaktadır. Son cemaat yeri iki bölüm halinde olup, bu bölümlerden birinin ortasında bir sütunun taşıdığı kemerlerle mihrap eksenine paralel olarak ikiye bölünmüştür. Buradan ibadet mekânına giriş kapısı sivri kemerli olup, her iki yanında küçük birer mihrapçık vardır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Cami içerisinden girilen minare doğu cephesindedir. Gövdesi oldukça küçük olduğundan Güdük Minare olarak da tanınmaktadır. Minarenin kaidesi taş ve tuğladan örülmüş, üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli minare oturtulmuştur. Minare gövdesi tuğlalarla helezonik sıralar halinde hareketlendirilmiştir. Gövdenin üst kısmı sonraki dönemlerde yenilenmiştir. </strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Emet Bey (Çarşı) Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Kemalpaşa ilçesinde bulunan bu cami halk arasında Emet Cami olarak da tanınmaktadır. Cami giriş kapısı üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre XIV. yüzyılda yaptırılmıştır. Saruhanoğullarından Emet Bey tarafından yaptırıldığı sanılan cami 1884 yılında yanmış, 1885 yılında, XIX. yüzyıl üslubuna uygun biçimde yeniden yaptırılmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Cami kesme taş, moloz taş ve tuğladan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. Üst örtü içten antik başlıklı sütunların desteklediği tavan, üstten de kiremitli çatı ile örtülüdür. Cami içerisinde orijinal bir bezemeye rastlanmamaktadır. </strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Faik Paşa Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir Basmane semti, Altınordu Mahallesi’nde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelememiştir. Kaynaklardan Faik Paşa tarafından XVI. yüzyılda yaptırıldığı öğrenilmiştir. Cami 1842 yılında yanmış, bunun ardından barok üslupta yeniden yapılmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kesme taş ve moloz taştan yapılan cami, dikdörtgen planlı olup üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Bu çatı ve caminin ibadet mekânını örten tavan on üç sütunla desteklenmiştir. Mihrap ve minberi özellik göstermeyen caminin içerisinde bezemeye de rastlanmamıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Caminin köşesinde taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli bir minaresi bulunmaktadır. Bu minare 1914 ve 1955 yıllarında onarılmıştır. </strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Fatih Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Foça ilçesinde bulunan bu caminin üzerinde iki ayrı kitabe bulunmaktadır. Avlu kapısı üzerindeki kitabeden öğrenildiğine göre Mustafa Ağa isimli bir kişi tarafından 1531 yılında, Fatih Sultan Mehmet’in isteği üzerine Foça’nın Osmanlı topraklarına katılmasından sonra yaptırılmıştır. Sonraki yıllarda Kanuni Sultan Süleyman’ın emri ile, ancak padişahın ölümünden sonra 1569–1570 yılında yeniden yaptırıldığı ibadet mekânına giriş kapısı üzerindeki kitabeden öğrenilmektedir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Cami bir sıra kesme taştan bir sıra tuğla hatıllı ve dikdörtgen planlı olarak yapılmış, üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Caminin önünde yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış altı sütunun taşıdığı bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Bu son cemaat yeri ibadet mekânını örten çatının devamı ile örtülüdür. İbadet mekânına giriş kapısı yuvarlak kemerli ve mermerden olup, üzerinde sağır bir kemer ve Kanuni Sultan Süleyman’ın isteği ile yapıldığını belirten kitabe bulunmaktadır. İbadet mekânı altlı üstlü iki sıra halinde ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Bu pencerelerin alt sırasındakiler dikdörtgen, üst sıradakiler de alçı vitraylıdır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Mihrap yuvarlak bir niş şeklindedir. Caminin yanındaki minaresi kesme taş kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.</strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Fatih İbrahim Bey Camisi</span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Urla ilçesi Cami-i Atik Mahallesi, Algan Sokak’ta bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Kaynaklarda caminin İbrahim Bey tarafından yaptırıldığı ve 1828 yılında onarıldığı belirtilmektedir. Cami 1982 yılında onarılmıştır. Cami kesme taş ve tuğladan yapılmıştır.</strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Fatih Sultan Mehmet Valide Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Foça ilçesinde Yeni Foça’da bulunan eski bir kilise Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür. Bundan sonra avlusuna da taş bir minare ile bir de medrese yapılmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kesme taştan yapılmış olan caminin içerisinde Roma döneminden kalma bir sunak da vaaz kürsüsüne dönüştürülmüştür. Ayrıca avludaki MÖ. I. yüzyıla ait bir lahit de günümüzde şadırvan olarak kullanılmaktadır. Değişik zamanlarda yapılan onarımlarla cami özelliğini tümü ile yitirmiştir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yanında taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır</strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Gazez Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Menemen ilçesi, Ahi Hıdır Mahallesi’nde, Belediye binasının karşısında bulunan bu cami kitabesinden öğrenildiğine göre Mustafa bin Mahmud tarafından h.983 (1575–1576) yılında yaptırılmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Klasik Osmanlı mimarisi üslubunda, kesme taştan kare planlı olan caminin üzeri pandantifli merkezi bir kubbe ile örtülüdür. Giriş kapısı üzerinde girift silmelerin bulunuşu ile Konya Alâeddin Cami avlusundaki kümbetle benzerlik göstermektedir.</strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Hacı Hekim Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Bergama ilçesinde bulunan bu cami yanındaki arasta ile birlikte Hacı Hekim tarafından 1513 yılında yaptırılmıştır. Değişik zamanlarda onarım gören cami, orijinalliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kesme ve moloz taştan tuğla duvar örgülü cami kare planlıdır. Üzeri çatı ile örtülmüştür. İbadet mekânı iki kemerli nişlerle iki sıra halindeki pencereler ile aydınlatılmıştır. Mihrabı yuvarlak bir niş şeklinde olup, minberi ahşaptandır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Caminin yanındaki minare taş kaide üzerine çift sıra tuğladan yuvarlak gövdeli olarak yapılmıştır. Minare tek şerefelidir. </strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Hacı Turan Camisi (Kapan Camisi)</span> </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Urla ilçesi Yenice Mahallesi, Kapan Sokak’ta bulunan bu cami Hacı Turan isimli bir kişi tarafından 1554 yılında yapılmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kesme taş ve moloz taştan yapılan cami kare planlı ve sekizgen kasnak üzerine oturan tek kubbelidir. İbadet mekânı duvarlarından kubbe kasnağına geçiş trompların yardımı iledir. İbadet mekânı alt sırada üçer, mihrap yanında birer, dikdörtgen söveli pencere ile aydınlatılmıştır. Ayrıca yan duvarlarda ikinci sırada birer pencere daha bulunmaktadır. Mihrap yuvarlak bir niş şeklindedir. Caminin önünde üç bölüm halinde üzeri kiremitli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Değişik zamanlarda yapılan onarımlar nedeni ile günümüze orijinalliğinden oldukça uzaklaşmış olarak gelebilmiştir. Caminin yanındaki minarenin kaidesi kubbe kasnağına kadar yükselmektedir. Minare gövdesi silindirik olup, tek şerefelidir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Caminin avlusu önünde açılan yol ve meydandan ötürü yıkılmış ve şadırvan yolun kenarında kalmıştır. XIX. yüzyıl üslubundaki şadırvan sekiz sütunu birbirine bağlayan kemerler Bursa kemerlerine benzemektedir. Şadırvanın üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür</strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Halil Ağa Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Kemalpaşa ilçesinde bulunan bu cami Yukarı Kızılca halkının yardımları ile Hacı Halil Ağa tarafından 1311 yılında yaptırılmıştır. Camiyi Talip isimli bir ustanın yaptırdığı söylenmektedir. Cami XX. yüzyılda yapılan onarımlarla kısmen de olsa özelliğinden uzaklaşmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Cami kesme taş, moloz taş ve tuğladan dikdörtgen planlı olarak oldukça yüksek bir bodrum üzerine yapılmıştır. İki katlı olan caminin önünde beş bölümlü son cemaat yeri bulunmaktadır. İbadet mekânının üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür. Mihrap yuvarlak bir niş şeklindedir. İçerisinde bezeme yönünden dikkat çeken bezeme unsuru bulunmamaktadır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Caminin yanında taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.</strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">İki Çeşmelik Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir İki Çeşmelik semtinde bulunan bu caminin giriş kapısı üzerinde h.1311 (1893) tarihi yazılıdır. Bazı kaynaklara göre bu cami bu tarihe dayanılarak aynı yılda yapıldığı yazılıdır. Bununla beraber Prof. Dr. Münir Aktepe bu cami ile ilgili kesin bir tarih verememekte, banisinin Mehmet Paşa olduğunu ileri sürmektedir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Cami kesme taştan yapılmış olup, yüksek bir kaide üzerindedir. Alt kısmına dükkânlar eklenmiştir. Bu yüzden de merdivenle çıkılmaktadır. İbadet mekânı iki paye ve dört sütunun taşıdığı içten bir kubbe ile örtülmüştür. İbadet mekânının tümü iki yana eğimli ahşap bir çatı ile kaplanmıştır. Mihrap yuvarlak bir niş şeklinde olup, minberi ahşaptır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Minaresi beş köşeli oldukça yüksek bir kaide üzerinde, yuvarlak gövdeli, beyaz kesme taştan ve tek şerefelidir. </strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Kara Hasan Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Tire ilçesinde bulunan bu cami XV. yüzyılın ilk yarısında Aydınoğulları’ndan İbrahim Bahadır Bey’in oğlu Kara Hasan Bey tarafından yaptırılmıştır. Yanında bulunan medresesi yıkılmış ve günümüze gelememiştir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Günümüze gelebilen cami orijinal olmayıp, eski temelleri üzerine yeniden yaptırılmıştır. Orijinal olarak yalnızca ahşap kapı kanatları ile yivli minaresi gelebilmiştir</strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Kazanoğlu Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Tire ilçesi, Duatepe Mahallesi’nde bulunan bu caminin kitabesi bulunmadığından, kaynaklarda da yeterli bilgiye rastlanmamıştır. Bu nedenle yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Kazanoğlu ismi ile tanınan bir kişinin yaptırdığı bu caminin mimari üslubuna dayanılarak XV. yüzyılın ortalarında yapıldığı sanılmaktadır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Cami tuğla hatıllı moloz taşlardan yapılmış olup, taş sıraları iki sıra tuğla ile alternatifli olarak örülmüştür. Cami 7.25x7.25 m. ölçüsünde kare planlı olup, üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin son cemaat yerinde, doğu ve batı duvarlarında da altlı üstlü ikişer penceresi bulunmaktadır. Mihrap duvarı sağırdır. Yalnızca mihrap üzerinde yuvarlak bir pencere bulunmaktadır. Mihrap yarım daire şeklinde olup, 4.10 m. yüksekliğindedir. Üzeri yağlı boya ile boyanmış olup, stalaktitli olarak sonlanmaktadır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Caminin son cemaat yeri duvar uzantılarının arasına iki sütun yerleştirilmiş ve ince uzun dikdörtgen şeklindedir. İki yandan caminin ibadet mekânından dışarıya 2.85 m. kadar kanat şeklinde taşmıştır. Bu bölümlerin üzeri girişte kubbe, onun iki yanında çapraz tonoz, iki uçta da yarım daire şeklinde tonozlarla örtülüdür. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Caminin ibadet mekânı içerisinden çıkılan minarenin kaidesi son cemaat yerinin batı duvarı ile birleştirilmiştir. Kaide son cemaat yerinin çatısına kadar devam etmekte olup, buradan yuvarlak minare gövdesine geçilmiştir. Minare tek şerefeli olup, tuğladan yapılmış, şerefe altı da stalaktitlidir. </strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Kestane Pazarı Camisi</span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir Anafartalar Caddesi etrafında yoğunlaşan iş merkezinde bulunan cami yerinin doldurulan iç liman olması nedeniyle Evliya Çelebi, Minareyi güçle oturttuklarından sözeder. Evliya Çelebi'ye Göre 1667 yılında yapılan cami kare bir mekan üzerine büyük bir kubbeyle etrafında dört kubbeden oluşmaktadır. Son derece güzel olan mihrabın Selçuk'taki İsa Bey Caminden getirtildiği söylenmekte olup, taş işçiliği görülmeğe değer özelliktedir. Mihrabın son cemaat yerinin avluya bakan yüzünde vitraylardan oluşmuş panolar yer almaktadır. Giriş kapısı üzerinde bir kitabenin yer aldığı Kestane Pazarı Camiinin son cemaat yerinde üç kubbe bulunur. </strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Kılıç Ali Paşa Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir, Urla ilçesi bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Yapı üslubundan XVI. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. XIX. yüzyılda yapılan onarım sırasında özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü 1975 yılında camiyi onarmış, ancak 1992 depreminde büyük hasar görmüştür. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Evliya Çelebi bu camiden “…çarşı içerisinde teferrucgâh çınarı âliler ile hamamı müzeyyen olmuş kurşunlu ve kargir kubbeli bir müferrih camii zıbadır” diye söz etmiştir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Cami kesme taş ve tuğladan kareye yakın dikdörtgen planlı olarak yapılmış, üzeri merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Önünde son cemaat yeri bulunmaktadır. Mihrap ve minberi özgünlüğünden oldukça uzaklaşmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kesme taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Urla’da bu camiler dışında Denizli Mahallesi’nde Denizli Camisi, Yenice Mahallesi’nde Koca Mehmet Bin Abdullah’ın 1730 yılında yaptırdığı Kütük Minare Mescidi, Kamanlı Mahallesi’nde Kamanlı Camisi, Rüstem Mahallesi’nde Rüstem Paşa (Pir Ahmet) Camisi bulunmaktadır. Bu camiler ile ilgili olarak kaynaklarda yeterli bir bilgiye rastlanmamıştır.</strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Kurşunlu Camisi</span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir Namazgâh Meydanı’nda bulunan bu cami şehrin en eski yapılarından olup, kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi bilinmemektedir. Bununla beraber bazı kaynaklarda Yavuz Sultan Selim zamanında yapıldığı yazılıdır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Küçük bir avlu içerisindeki caminin çevresi demir parmaklıklarla çevrilidir. Son cemaat yeri geç devirde camekânla kapatılmıştır. İbadet mekânı dikdörtgen planlı olup, ahşap bir çatı ile örtülüdür. Avlu girişinin doğusundaki üç metre yüksekliğinde, altı basamakla çıkılan ve minare yerine kullanılan bir bölüm bulunmaktadır</strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Lütfi Paşa Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Tire ilçesinde bulunan bu camiyi Sultan I.Selim’in damadı, Sadrazam Lütfi Paşa Aydın’da 1500’lü yıllarda Sancak Beyi olarak bulunduğu sırada yaptırmıştır. Yapım tarihini belirten bir kitabesi bulunmadığından kesin bir tarih ileri sürülememektedir. Yalnızca Lütfi Paşa’nın 1543 tarihli vakfiyesinde caminin kurşun kubbeli ibadet mekânı olduğu, önünde de beş kubbeli, beş mermer sütunlu son cemaat yerinin yer aldığı yazılıdır. Buna göre cami XVI. yüzyılın ortalarında yapılmıştır. Vakfiyesinden caminin yanında on beş odalı medresesi ile on iki dükkânın bulunduğu da öğrenilmektedir. Lütfi Paşa bu yapı dışında Tire’de han, imarethane, şadırvan ve çeşme de yaptırmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Klasik Osmanlı mimarisinin tipik örneklerinden birisi olan bu yapı, kesme taştan kare planlıdır. İbadet mekânının üzerini mukarnaslı tromplarla geçiş sağlanan merkezi bir kubbe örtmüştür. Caminin önündeki avludan üç basamaklı bir merdivenle çıkılan son cemaat yeri beş bölümlü olup, altı sütun tarafından taşınmaktadır. Son cemaat yerinin ortasındaki camiye girişi sağlayan kapının önündeki bölüm kurşun kubbeli, diğer bölümler de kiremit örtülüdür. Mihrap yuvarlak bir niş şeklindedir. Caminin pencere kanatları ahşaptan ve kündekâri tekniğinde yapılmıştır. Minber ise ahşaptan olup, geçme tekniğinde bezemelerle kaplıdır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Caminin batısında bulunan taş kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli minareye son cemaat yerinden çıkılmaktadır. </strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Mahkeme Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Menemen ilçesi Pazarbaşı Mahallesi’nde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Yalnızca Evliya Çelebi bu cami ile ilgili bazı bilgiler vererek isminin Mahkeme Camisi olduğunu belirtmiştir. Cami avlusunun batı girişinde bulunan h.1275 (1858–1859) ve h.1324 (1906) tarihli iki onarım kitabesi bulunmaktadır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Cami halk arasında Mehmet Paşa Camisi ve Çivili Cami olarak da tanınmaktadır. </strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Molla Arap Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Tire ilçesinin 5 km. kuzeybatısında, Yahşi Bey Ovası’nda bulunan bu camiyi Sultan II. Beyazıt’ın Molla Arap unvanlı Şeyhülislamı Zeynüddin Ali h.897 (1492) yılında yaptırmıştır. Caminin yanında bulunan medresesi, çarşısı ve hamamından günümüze herhangi bir iz gelememiştir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde bu camiden “<span style="color: green"> …kargir bina ve kubbe-i Ranaları serapa kurşunludur</span>” diye söz etmiştir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Günümüzde harap bir halde bulunan bu caminin kalıntılarından kare planlı, üzeri kubbeli olduğu ve medrese avlusuna açıldığı anlaşılmaktadır. Moloz taştan ve tuğladan yapılmış olan caminin ibadet mekânı 7.15x715 m. ölçüsündedir. Üzerinin Türk üçgenleri ile taşınan kasnaklı bir kubbe ile örtülü olduğu kalıntılarından anlaşılmaktadır. Caminin önünde dört sütunun yuvarlak kemerlerle birbirine bağlandığı üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Bu sütunlar günümüze gelememiştir. İbadet mekânı ile ilgili olarak yeterli bilgi bulunmamaktadır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Son cemaat yerinin sağında bulunan minare kare kaideli olup, yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli olduğu sanılmaktadır. Şerefe altı üç sıra stalaktitle bezenmiştir.</strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Rum Mehmet Paşa Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Tire ilçesinde bulunan bu cami, giriş kapısı üzerindeki kitabesinin ebcet hesabına göre h.876 (1472) yılında Aydınoğlu Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Caminin yapımında moloz taş ve tuğla kullanılmış olup, kare planlı ve üzeri pandantifli 7.30 m. çapında bir kubbe ile örtülüdür. Tire camileri arasında en küçük ölçüdeki yapıdır. Kuzey yönünden içerisine girilen ibadet mekânında dikkati çeken bir özellik görülmemektedir. Caminin son cemaat yeri iki köşede taş paye, bunların arasında iki sütundan oluşan üç bölüm halindedir. Bunlardan ortadaki bölüm daha dar beşik tonozla, iki yandakiler de daha geniş tonozlarla örtülüdür. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İbadet mekânı iki sıra halinde ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Bunlardan alt sıradakiler dikdörtgen çerçeve içerisine alınmış, sağır aynalıkları bulunan pencerelerdir. Mihrap mukarnaslı olup, oldukça yüksektir. Caminin kapı kanatları ve pencere kanatlarından dördü orijinaldir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İbadet mekânından girilen tek şerefeli minare renkli tuğla ile kesme taş kaide üzerine adeta kilim desenlerini andıracak biçimdedir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Rum Mehmet Paşa’nın İstanbul’da da yaptırdığı bir külliye bulunmaktadır.</strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Rüstem Paşa Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Urla ilçesi, Rüstem Paşa Mahallesi’nde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Yapı üslubundan XVI. yüzyılda yaptırıldığı sanılmaktadır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Cami kesme taştan kare planlı olup, ibadet mekânının üzerini sekizgen kasnak üzerine oturtulmuş merkezi bir kubbe örtmektedir. İçten pandantifli olan kubbenin kasnağı sivri kemerlerle hareketli bir konuma getirilmiştir. Caminin önünde üç sütunlu, iki kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerindeki mimari parçalar ve özellikle özengi taşları antik dönem kalıntılarından buraya getirilmiştir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Mihrap kendine özgü konumu ile günümüze gelememiş, XIX. yüzyılda yenilenmiştir. Caminin doğusundaki minaresi kesme taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli olarak tuğladan yapılmıştır. Ancak bu gövde XIX. yüzyılda bir deprem sonucu yıkılmış ve sonradan taştan ve tek şerefeli olarak yapılmıştır. </strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Salepçioğlu Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir Konak Meydanı'nda, Salepçioğlu İş Hanı'nın arkasında bulunan bu camiyi Salepçioğlu Hacı Ahmet Efendi 1906 yılında yaptırmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Caminin dış duvarları mermer ve yeşil renkte taşlarla kaplanmıştır. Önündeki son cemaat yeri dikdörtgen planlı olup, oldukça küçüktür. Üzeri üç küçük kubbe ile örtülmüştür. Son cemaat yerinin duvarları da mermerle kaplanmıştır. Giriş kapısının sağ ve solundaki merdivenlerden üst kattaki kadınlar mahfiline çıkılmaktadır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İbadet mekânı kare planlı olup, üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbenin içerisi kalem işleri ile bezenmiştir. Bezemede kırmızı, yeşil ve kahverengi ön plana çıkarılmıştır. Mihrap beyaz ve gri renkte mermerden yuvarlak bir niş şeklindedir. Minber de mermer olup, üzeri geometrik desenlerle bezelidir. Caminin içerisi alt ve üstte iki sıra pencere ile aydınlatılmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Caminin minaresi yapı ile bağlantısı olmayacak şekilde kuzeydoğuda, taş bir kaide üzerinde, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Minare oldukça zarif ve ince bir görünümdedir. Bu minare 1927 ve 1974 yıllarında onarılmıştır. </strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Şadırvan Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir Çarşısı içerisinde, Eski İç Liman kıyısında bulunan bu cami ismini yanında ve altındaki sekiz sütunlu şadırvandan almıştır. Bu nedenle de Şadırvanaltı Camisi de denilmektedir. Cami 1636 yılında yapılmış, 1815 yılında da onarılmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Cami yüksek bir su basman üzerinde olup, altında büyük bir çarşı bulunmaktadır. Bu yüzden merdivenlerle kuzeyden ve batıdan iki ayrı girişi bulunmaktadır. Bunlardan kuzey kapısına çıkan merdivenler bakımsız kalmış ve sonradan burası kapatılarak yerine dükkânlar yapılmıştır. Günümüzde son cemaat yerine batı yönündeki 29 basamakla çıkılmaktadır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kesme taştan yapılan caminin önündeki son cemaat yeri camekânla çevrilmiştir. İbadet mekânı on sütun tarafından taşınan tromplu bir kubbe ile örtülüdür. Kubbe kasnağında sekiz pencere vardır. Bunun yanı sıra tromplarda üçer, tromp arası boşluklarda da ikişer pencere bulunmaktadır. Kubbe kalem işleri ile bezenmiştir. Mihrap oldukça geniş ve yuvarlak bir kemer içerisine alınmıştır. Mihrabın iki yanında iki sütunçe bulunmaktadır. Minber mermerdendir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Caminin güneyindeki kesme taş minaresi yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Bu minare 1941 yılında onarılmıştır.</strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Şadırvanlı Camisi</span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir Bergama ilçesinde bulunan bu cami 155o yılında yaptırılmıştır. Önündeki şadırvandan ötürü halk arasında Şadırvanlı Cami olarak tanınmaktadır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kesme taştan yapılmış olan cami kareye yakın dikdörtgen planlı olup, ibadet mekânının üzeri tromplu sekizgen kasnağa oturan merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin önünde üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Mihrap ve minberi sanat tarihi yönünden herhangi bir özellik taşımamaktadır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İbadet mekânı altlı üstlü iki sıra halindeki pencerelerle aydınlatılmıştır. Yanındaki minaresi kesme taştan yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli olup, 1952 yılında yenilenmiştir. </strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Yalınayak Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir ili Tire ilçesinde bulunan bu cami Hasan Çavuş isimli bir kişi tarafından yaptırılmıştır. Kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber yapı üslubundan ve vakfiyesinden XVI. yüzyılın ortalarında yapıldığı sanılmaktadır. Caminin yanındaki medresesi yıkılmış, hamam ve muvakkithane günümüze gelebilmiştir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Cami kesme taştan kareye yakın dikdörtgen planlı olup, üzeri pandantifli merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. İbadet mekânında mihrap yuvarlak bir niş şeklindedir. Cami içerisinde XIX. yüzyıla ait kalem işleri bulunmaktadır. Önündeki son cemaat yeri altı sütunun yuvarlak kemerlerle birbirine bağlandığı beş bölüm halindedir. Son cemaat yeri kalem işleri ile bezelidir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Caminin batısında yer alan minare taş kaide üzerine, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. </strong></p><p></p><p><strong><span style="color: red">İzmir Yeniceköy Camisi </span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İzmir, Tire ilçesi Yeniceköy semtinde bulunan bu cami Hamza Ağa tarafından 1684 yılında yaptırılmıştır. Cami ile birlikte medrese, han, hamam, dergâh, sıbyan mektebi ve imaret gibi yapıların eklendiği kaynaklardan öğrenilmektedir. </strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ceylannur, post: 32631, member: 1208"] [B][COLOR=red]Çorakkapı Camisi [/COLOR] İzmir Basmane’de Garın karşısında, Gaziler Caddesi’nde bulunan bu caminin yapım tarihi ve banisi bilinmemektedir. Bazı kaynaklarda 1747 yılında yapıldığı yazılıdır. Kesme taştan yapılmış olan cami kare planlı olup, üzeri sekizgen bir kasnağa oturan merkezi kubbe ile örtülüdür. Bu kubbe kasnağının çevresinde yuvarlak kemerli pencereler bulunmaktadır. Ana mekânın iki yanında üçer kubbeli yan mekânlar bulunmaktadır. Mihrabı niş biçiminde olup, sanat tarihi yönünden önem taşımayan motiflerle bezenmiştir. Minberi mermerdendir. Kesme taş kaide üzerinde yine kesme taştan yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.[/B] [B][COLOR=red]Derviş Ağa Camisi [/COLOR] İzmir ili Ödemiş ilçesi Birgi Bucağı’nda bulunan bu cami, Derviş Ağa tarafından h.1074 (1663) tarihinde yaptırılmıştır. Evliya Çelebi’den öğrenildiğine göre caminin yanında 70 hücreli Derviş Ağa Medresesi ile 200 dükkân, iki han ve bir de hamam bulunuyordu. Giriş kapısı üzerinde de kitabesi bulunmaktadır. [U][COLOR=red]Kitabe:[/COLOR][/U] [/B][B][COLOR=green]“Bu mâbedi tâ haşrederek ger hayrüşer a’mâlinâ Makbûlü dergâh âmeden tâkı bülendi rûşinâ Âkil odur hayrat idüb makdurini sarfeyliye Sâdi merkûn der rûzü şeb bâki değil dâr-i fenâ Âlid kisbile câmii şâdan iden Derviş ağa Bâğı vücûdun sebzter lütfunla kıl Yârab teba Dahî bunun emsâline vâsıl ide bâri Huda Her ruz duâdır mâcerâ bî-iştibah subhu mesâ Tûbâ bihişt-âsâ demek lâyıkdürür bu câmie Zâri begüft târihini kalûbelâ hayrulbina Sene 1074 (1663).” [/COLOR] Cami kesme taştan kare planlı olup, üzeri pandantifli merkezi bir kubbe ile örtülüdür. Dört paye üzerine oturan sekizgen kasnaklı kubbe köşe kuleleri ile takviye edilmiştir. Caminin önünde iki sütunlu ve duvar uzantıları ile de üç bölüme ayrılan bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yeri geç devirde yapılmış bir saçakla üzeri örtülmüştür. İbadet mekânı giriş kapısının iki yanında altlı üstlü birer, iki yan duvarda yine altlı üstlü ikişer, mihrabın iki yanında da birer pencere ile aydınlatılmıştır. Bunlardan alt sıra pencereler dikdörtgen söveli, üst sıra pencereler de yuvarlak kemerli alçı şebekelidir. Mihrap niş şeklinde olup, XVIII. yüzyıl üslubunda bezelidir. Caminin yanındaki minaresi kesme taş kaide üzerinde, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. [/B] [B][COLOR=red]Doğan Bey Camisi [/COLOR] İzmir ili Tire ilçesinin Kayalık Mevkii’ndeki tepelerden biri üzerinde bulunan bu cami, Aydınoğulları döneminde 1384 yılında Doğan Bey tarafından yaptırılmıştır. Cami duvarları iki sıra tuğla, iki sıra taştan örülmüştür. Ayrıca pencere üstleri ile son cemaat yerinin kemerleri tuğladandır. Kubbenin dış örtüsü ise büyük ölçüde taş levhalarla kaplanmıştır. Caminin ibadet mekânı 5.90x6.15 m. ölçüsünde kareye yakın dikdörtgen planlıdır. İbadet mekânının üzerini örten kubbe trompludur. Trompların içleri dört sıra halinde konsollarla süslü olup, ince şeritlerle hareketli bir görünümdedir. İbadet mekânının doğu ve batı cephelerinde nişler ve bunlardan batıdakinin içerisinde de bir pencere bulunmaktadır. Mihrabı oldukça bezelidir. Son cemaat yerine üç basamakla çıkılmaktadır. Son cemaat yeri iki bölüm halinde olup, bu bölümlerden birinin ortasında bir sütunun taşıdığı kemerlerle mihrap eksenine paralel olarak ikiye bölünmüştür. Buradan ibadet mekânına giriş kapısı sivri kemerli olup, her iki yanında küçük birer mihrapçık vardır. Cami içerisinden girilen minare doğu cephesindedir. Gövdesi oldukça küçük olduğundan Güdük Minare olarak da tanınmaktadır. Minarenin kaidesi taş ve tuğladan örülmüş, üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli minare oturtulmuştur. Minare gövdesi tuğlalarla helezonik sıralar halinde hareketlendirilmiştir. Gövdenin üst kısmı sonraki dönemlerde yenilenmiştir. [/B] [B][COLOR=red]Emet Bey (Çarşı) Camisi [/COLOR] İzmir ili Kemalpaşa ilçesinde bulunan bu cami halk arasında Emet Cami olarak da tanınmaktadır. Cami giriş kapısı üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre XIV. yüzyılda yaptırılmıştır. Saruhanoğullarından Emet Bey tarafından yaptırıldığı sanılan cami 1884 yılında yanmış, 1885 yılında, XIX. yüzyıl üslubuna uygun biçimde yeniden yaptırılmıştır. Cami kesme taş, moloz taş ve tuğladan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. Üst örtü içten antik başlıklı sütunların desteklediği tavan, üstten de kiremitli çatı ile örtülüdür. Cami içerisinde orijinal bir bezemeye rastlanmamaktadır. [/B] [B][COLOR=red]Faik Paşa Camisi [/COLOR] İzmir Basmane semti, Altınordu Mahallesi’nde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelememiştir. Kaynaklardan Faik Paşa tarafından XVI. yüzyılda yaptırıldığı öğrenilmiştir. Cami 1842 yılında yanmış, bunun ardından barok üslupta yeniden yapılmıştır. Kesme taş ve moloz taştan yapılan cami, dikdörtgen planlı olup üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Bu çatı ve caminin ibadet mekânını örten tavan on üç sütunla desteklenmiştir. Mihrap ve minberi özellik göstermeyen caminin içerisinde bezemeye de rastlanmamıştır. Caminin köşesinde taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli bir minaresi bulunmaktadır. Bu minare 1914 ve 1955 yıllarında onarılmıştır. [/B] [B][COLOR=red]Fatih Camisi [/COLOR] İzmir ili Foça ilçesinde bulunan bu caminin üzerinde iki ayrı kitabe bulunmaktadır. Avlu kapısı üzerindeki kitabeden öğrenildiğine göre Mustafa Ağa isimli bir kişi tarafından 1531 yılında, Fatih Sultan Mehmet’in isteği üzerine Foça’nın Osmanlı topraklarına katılmasından sonra yaptırılmıştır. Sonraki yıllarda Kanuni Sultan Süleyman’ın emri ile, ancak padişahın ölümünden sonra 1569–1570 yılında yeniden yaptırıldığı ibadet mekânına giriş kapısı üzerindeki kitabeden öğrenilmektedir. Cami bir sıra kesme taştan bir sıra tuğla hatıllı ve dikdörtgen planlı olarak yapılmış, üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Caminin önünde yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış altı sütunun taşıdığı bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Bu son cemaat yeri ibadet mekânını örten çatının devamı ile örtülüdür. İbadet mekânına giriş kapısı yuvarlak kemerli ve mermerden olup, üzerinde sağır bir kemer ve Kanuni Sultan Süleyman’ın isteği ile yapıldığını belirten kitabe bulunmaktadır. İbadet mekânı altlı üstlü iki sıra halinde ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Bu pencerelerin alt sırasındakiler dikdörtgen, üst sıradakiler de alçı vitraylıdır. Mihrap yuvarlak bir niş şeklindedir. Caminin yanındaki minaresi kesme taş kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.[/B] [B][COLOR=red]Fatih İbrahim Bey Camisi[/COLOR] İzmir ili Urla ilçesi Cami-i Atik Mahallesi, Algan Sokak’ta bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Kaynaklarda caminin İbrahim Bey tarafından yaptırıldığı ve 1828 yılında onarıldığı belirtilmektedir. Cami 1982 yılında onarılmıştır. Cami kesme taş ve tuğladan yapılmıştır.[/B] [B][COLOR=red]Fatih Sultan Mehmet Valide Camisi [/COLOR] İzmir ili Foça ilçesinde Yeni Foça’da bulunan eski bir kilise Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür. Bundan sonra avlusuna da taş bir minare ile bir de medrese yapılmıştır. Kesme taştan yapılmış olan caminin içerisinde Roma döneminden kalma bir sunak da vaaz kürsüsüne dönüştürülmüştür. Ayrıca avludaki MÖ. I. yüzyıla ait bir lahit de günümüzde şadırvan olarak kullanılmaktadır. Değişik zamanlarda yapılan onarımlarla cami özelliğini tümü ile yitirmiştir. Yanında taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır[/B] [B][COLOR=red]Gazez Camisi [/COLOR] İzmir ili Menemen ilçesi, Ahi Hıdır Mahallesi’nde, Belediye binasının karşısında bulunan bu cami kitabesinden öğrenildiğine göre Mustafa bin Mahmud tarafından h.983 (1575–1576) yılında yaptırılmıştır. Klasik Osmanlı mimarisi üslubunda, kesme taştan kare planlı olan caminin üzeri pandantifli merkezi bir kubbe ile örtülüdür. Giriş kapısı üzerinde girift silmelerin bulunuşu ile Konya Alâeddin Cami avlusundaki kümbetle benzerlik göstermektedir.[/B] [B][COLOR=red]Hacı Hekim Camisi [/COLOR] İzmir ili Bergama ilçesinde bulunan bu cami yanındaki arasta ile birlikte Hacı Hekim tarafından 1513 yılında yaptırılmıştır. Değişik zamanlarda onarım gören cami, orijinalliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır. Kesme ve moloz taştan tuğla duvar örgülü cami kare planlıdır. Üzeri çatı ile örtülmüştür. İbadet mekânı iki kemerli nişlerle iki sıra halindeki pencereler ile aydınlatılmıştır. Mihrabı yuvarlak bir niş şeklinde olup, minberi ahşaptandır. Caminin yanındaki minare taş kaide üzerine çift sıra tuğladan yuvarlak gövdeli olarak yapılmıştır. Minare tek şerefelidir. [/B] [B][COLOR=red]Hacı Turan Camisi (Kapan Camisi)[/COLOR] İzmir ili Urla ilçesi Yenice Mahallesi, Kapan Sokak’ta bulunan bu cami Hacı Turan isimli bir kişi tarafından 1554 yılında yapılmıştır. Kesme taş ve moloz taştan yapılan cami kare planlı ve sekizgen kasnak üzerine oturan tek kubbelidir. İbadet mekânı duvarlarından kubbe kasnağına geçiş trompların yardımı iledir. İbadet mekânı alt sırada üçer, mihrap yanında birer, dikdörtgen söveli pencere ile aydınlatılmıştır. Ayrıca yan duvarlarda ikinci sırada birer pencere daha bulunmaktadır. Mihrap yuvarlak bir niş şeklindedir. Caminin önünde üç bölüm halinde üzeri kiremitli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Değişik zamanlarda yapılan onarımlar nedeni ile günümüze orijinalliğinden oldukça uzaklaşmış olarak gelebilmiştir. Caminin yanındaki minarenin kaidesi kubbe kasnağına kadar yükselmektedir. Minare gövdesi silindirik olup, tek şerefelidir. Caminin avlusu önünde açılan yol ve meydandan ötürü yıkılmış ve şadırvan yolun kenarında kalmıştır. XIX. yüzyıl üslubundaki şadırvan sekiz sütunu birbirine bağlayan kemerler Bursa kemerlerine benzemektedir. Şadırvanın üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür[/B] [B][COLOR=red]Halil Ağa Camisi [/COLOR] İzmir ili Kemalpaşa ilçesinde bulunan bu cami Yukarı Kızılca halkının yardımları ile Hacı Halil Ağa tarafından 1311 yılında yaptırılmıştır. Camiyi Talip isimli bir ustanın yaptırdığı söylenmektedir. Cami XX. yüzyılda yapılan onarımlarla kısmen de olsa özelliğinden uzaklaşmıştır. Cami kesme taş, moloz taş ve tuğladan dikdörtgen planlı olarak oldukça yüksek bir bodrum üzerine yapılmıştır. İki katlı olan caminin önünde beş bölümlü son cemaat yeri bulunmaktadır. İbadet mekânının üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür. Mihrap yuvarlak bir niş şeklindedir. İçerisinde bezeme yönünden dikkat çeken bezeme unsuru bulunmamaktadır. Caminin yanında taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.[/B] [B][COLOR=red]İki Çeşmelik Camisi [/COLOR] İzmir İki Çeşmelik semtinde bulunan bu caminin giriş kapısı üzerinde h.1311 (1893) tarihi yazılıdır. Bazı kaynaklara göre bu cami bu tarihe dayanılarak aynı yılda yapıldığı yazılıdır. Bununla beraber Prof. Dr. Münir Aktepe bu cami ile ilgili kesin bir tarih verememekte, banisinin Mehmet Paşa olduğunu ileri sürmektedir. Cami kesme taştan yapılmış olup, yüksek bir kaide üzerindedir. Alt kısmına dükkânlar eklenmiştir. Bu yüzden de merdivenle çıkılmaktadır. İbadet mekânı iki paye ve dört sütunun taşıdığı içten bir kubbe ile örtülmüştür. İbadet mekânının tümü iki yana eğimli ahşap bir çatı ile kaplanmıştır. Mihrap yuvarlak bir niş şeklinde olup, minberi ahşaptır. Minaresi beş köşeli oldukça yüksek bir kaide üzerinde, yuvarlak gövdeli, beyaz kesme taştan ve tek şerefelidir. [/B] [B][COLOR=red]Kara Hasan Camisi [/COLOR] İzmir ili Tire ilçesinde bulunan bu cami XV. yüzyılın ilk yarısında Aydınoğulları’ndan İbrahim Bahadır Bey’in oğlu Kara Hasan Bey tarafından yaptırılmıştır. Yanında bulunan medresesi yıkılmış ve günümüze gelememiştir. Günümüze gelebilen cami orijinal olmayıp, eski temelleri üzerine yeniden yaptırılmıştır. Orijinal olarak yalnızca ahşap kapı kanatları ile yivli minaresi gelebilmiştir[/B] [B][COLOR=red]Kazanoğlu Camisi [/COLOR] İzmir ili Tire ilçesi, Duatepe Mahallesi’nde bulunan bu caminin kitabesi bulunmadığından, kaynaklarda da yeterli bilgiye rastlanmamıştır. Bu nedenle yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Kazanoğlu ismi ile tanınan bir kişinin yaptırdığı bu caminin mimari üslubuna dayanılarak XV. yüzyılın ortalarında yapıldığı sanılmaktadır. Cami tuğla hatıllı moloz taşlardan yapılmış olup, taş sıraları iki sıra tuğla ile alternatifli olarak örülmüştür. Cami 7.25x7.25 m. ölçüsünde kare planlı olup, üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin son cemaat yerinde, doğu ve batı duvarlarında da altlı üstlü ikişer penceresi bulunmaktadır. Mihrap duvarı sağırdır. Yalnızca mihrap üzerinde yuvarlak bir pencere bulunmaktadır. Mihrap yarım daire şeklinde olup, 4.10 m. yüksekliğindedir. Üzeri yağlı boya ile boyanmış olup, stalaktitli olarak sonlanmaktadır. Caminin son cemaat yeri duvar uzantılarının arasına iki sütun yerleştirilmiş ve ince uzun dikdörtgen şeklindedir. İki yandan caminin ibadet mekânından dışarıya 2.85 m. kadar kanat şeklinde taşmıştır. Bu bölümlerin üzeri girişte kubbe, onun iki yanında çapraz tonoz, iki uçta da yarım daire şeklinde tonozlarla örtülüdür. Caminin ibadet mekânı içerisinden çıkılan minarenin kaidesi son cemaat yerinin batı duvarı ile birleştirilmiştir. Kaide son cemaat yerinin çatısına kadar devam etmekte olup, buradan yuvarlak minare gövdesine geçilmiştir. Minare tek şerefeli olup, tuğladan yapılmış, şerefe altı da stalaktitlidir. [/B] [B][COLOR=red]Kestane Pazarı Camisi[/COLOR] İzmir Anafartalar Caddesi etrafında yoğunlaşan iş merkezinde bulunan cami yerinin doldurulan iç liman olması nedeniyle Evliya Çelebi, Minareyi güçle oturttuklarından sözeder. Evliya Çelebi'ye Göre 1667 yılında yapılan cami kare bir mekan üzerine büyük bir kubbeyle etrafında dört kubbeden oluşmaktadır. Son derece güzel olan mihrabın Selçuk'taki İsa Bey Caminden getirtildiği söylenmekte olup, taş işçiliği görülmeğe değer özelliktedir. Mihrabın son cemaat yerinin avluya bakan yüzünde vitraylardan oluşmuş panolar yer almaktadır. Giriş kapısı üzerinde bir kitabenin yer aldığı Kestane Pazarı Camiinin son cemaat yerinde üç kubbe bulunur. [/B] [B][COLOR=red]Kılıç Ali Paşa Camisi [/COLOR] İzmir, Urla ilçesi bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Yapı üslubundan XVI. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. XIX. yüzyılda yapılan onarım sırasında özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü 1975 yılında camiyi onarmış, ancak 1992 depreminde büyük hasar görmüştür. Evliya Çelebi bu camiden “…çarşı içerisinde teferrucgâh çınarı âliler ile hamamı müzeyyen olmuş kurşunlu ve kargir kubbeli bir müferrih camii zıbadır” diye söz etmiştir. Cami kesme taş ve tuğladan kareye yakın dikdörtgen planlı olarak yapılmış, üzeri merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Önünde son cemaat yeri bulunmaktadır. Mihrap ve minberi özgünlüğünden oldukça uzaklaşmıştır. Kesme taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Urla’da bu camiler dışında Denizli Mahallesi’nde Denizli Camisi, Yenice Mahallesi’nde Koca Mehmet Bin Abdullah’ın 1730 yılında yaptırdığı Kütük Minare Mescidi, Kamanlı Mahallesi’nde Kamanlı Camisi, Rüstem Mahallesi’nde Rüstem Paşa (Pir Ahmet) Camisi bulunmaktadır. Bu camiler ile ilgili olarak kaynaklarda yeterli bir bilgiye rastlanmamıştır.[/B] [B][COLOR=red]Kurşunlu Camisi[/COLOR] İzmir Namazgâh Meydanı’nda bulunan bu cami şehrin en eski yapılarından olup, kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi bilinmemektedir. Bununla beraber bazı kaynaklarda Yavuz Sultan Selim zamanında yapıldığı yazılıdır. Küçük bir avlu içerisindeki caminin çevresi demir parmaklıklarla çevrilidir. Son cemaat yeri geç devirde camekânla kapatılmıştır. İbadet mekânı dikdörtgen planlı olup, ahşap bir çatı ile örtülüdür. Avlu girişinin doğusundaki üç metre yüksekliğinde, altı basamakla çıkılan ve minare yerine kullanılan bir bölüm bulunmaktadır[/B] [B][COLOR=red]Lütfi Paşa Camisi [/COLOR] İzmir ili Tire ilçesinde bulunan bu camiyi Sultan I.Selim’in damadı, Sadrazam Lütfi Paşa Aydın’da 1500’lü yıllarda Sancak Beyi olarak bulunduğu sırada yaptırmıştır. Yapım tarihini belirten bir kitabesi bulunmadığından kesin bir tarih ileri sürülememektedir. Yalnızca Lütfi Paşa’nın 1543 tarihli vakfiyesinde caminin kurşun kubbeli ibadet mekânı olduğu, önünde de beş kubbeli, beş mermer sütunlu son cemaat yerinin yer aldığı yazılıdır. Buna göre cami XVI. yüzyılın ortalarında yapılmıştır. Vakfiyesinden caminin yanında on beş odalı medresesi ile on iki dükkânın bulunduğu da öğrenilmektedir. Lütfi Paşa bu yapı dışında Tire’de han, imarethane, şadırvan ve çeşme de yaptırmıştır. Klasik Osmanlı mimarisinin tipik örneklerinden birisi olan bu yapı, kesme taştan kare planlıdır. İbadet mekânının üzerini mukarnaslı tromplarla geçiş sağlanan merkezi bir kubbe örtmüştür. Caminin önündeki avludan üç basamaklı bir merdivenle çıkılan son cemaat yeri beş bölümlü olup, altı sütun tarafından taşınmaktadır. Son cemaat yerinin ortasındaki camiye girişi sağlayan kapının önündeki bölüm kurşun kubbeli, diğer bölümler de kiremit örtülüdür. Mihrap yuvarlak bir niş şeklindedir. Caminin pencere kanatları ahşaptan ve kündekâri tekniğinde yapılmıştır. Minber ise ahşaptan olup, geçme tekniğinde bezemelerle kaplıdır. Caminin batısında bulunan taş kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli minareye son cemaat yerinden çıkılmaktadır. [/B] [B][COLOR=red]Mahkeme Camisi [/COLOR] İzmir ili Menemen ilçesi Pazarbaşı Mahallesi’nde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Yalnızca Evliya Çelebi bu cami ile ilgili bazı bilgiler vererek isminin Mahkeme Camisi olduğunu belirtmiştir. Cami avlusunun batı girişinde bulunan h.1275 (1858–1859) ve h.1324 (1906) tarihli iki onarım kitabesi bulunmaktadır. Cami halk arasında Mehmet Paşa Camisi ve Çivili Cami olarak da tanınmaktadır. [/B] [B][COLOR=red]Molla Arap Camisi [/COLOR] İzmir ili Tire ilçesinin 5 km. kuzeybatısında, Yahşi Bey Ovası’nda bulunan bu camiyi Sultan II. Beyazıt’ın Molla Arap unvanlı Şeyhülislamı Zeynüddin Ali h.897 (1492) yılında yaptırmıştır. Caminin yanında bulunan medresesi, çarşısı ve hamamından günümüze herhangi bir iz gelememiştir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde bu camiden “[COLOR=green] …kargir bina ve kubbe-i Ranaları serapa kurşunludur[/COLOR]” diye söz etmiştir. Günümüzde harap bir halde bulunan bu caminin kalıntılarından kare planlı, üzeri kubbeli olduğu ve medrese avlusuna açıldığı anlaşılmaktadır. Moloz taştan ve tuğladan yapılmış olan caminin ibadet mekânı 7.15x715 m. ölçüsündedir. Üzerinin Türk üçgenleri ile taşınan kasnaklı bir kubbe ile örtülü olduğu kalıntılarından anlaşılmaktadır. Caminin önünde dört sütunun yuvarlak kemerlerle birbirine bağlandığı üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Bu sütunlar günümüze gelememiştir. İbadet mekânı ile ilgili olarak yeterli bilgi bulunmamaktadır. Son cemaat yerinin sağında bulunan minare kare kaideli olup, yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli olduğu sanılmaktadır. Şerefe altı üç sıra stalaktitle bezenmiştir.[/B] [B][COLOR=red]Rum Mehmet Paşa Camisi [/COLOR] İzmir ili Tire ilçesinde bulunan bu cami, giriş kapısı üzerindeki kitabesinin ebcet hesabına göre h.876 (1472) yılında Aydınoğlu Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Caminin yapımında moloz taş ve tuğla kullanılmış olup, kare planlı ve üzeri pandantifli 7.30 m. çapında bir kubbe ile örtülüdür. Tire camileri arasında en küçük ölçüdeki yapıdır. Kuzey yönünden içerisine girilen ibadet mekânında dikkati çeken bir özellik görülmemektedir. Caminin son cemaat yeri iki köşede taş paye, bunların arasında iki sütundan oluşan üç bölüm halindedir. Bunlardan ortadaki bölüm daha dar beşik tonozla, iki yandakiler de daha geniş tonozlarla örtülüdür. İbadet mekânı iki sıra halinde ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Bunlardan alt sıradakiler dikdörtgen çerçeve içerisine alınmış, sağır aynalıkları bulunan pencerelerdir. Mihrap mukarnaslı olup, oldukça yüksektir. Caminin kapı kanatları ve pencere kanatlarından dördü orijinaldir. İbadet mekânından girilen tek şerefeli minare renkli tuğla ile kesme taş kaide üzerine adeta kilim desenlerini andıracak biçimdedir. Rum Mehmet Paşa’nın İstanbul’da da yaptırdığı bir külliye bulunmaktadır.[/B] [B][COLOR=red]Rüstem Paşa Camisi [/COLOR] İzmir ili Urla ilçesi, Rüstem Paşa Mahallesi’nde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Yapı üslubundan XVI. yüzyılda yaptırıldığı sanılmaktadır. Cami kesme taştan kare planlı olup, ibadet mekânının üzerini sekizgen kasnak üzerine oturtulmuş merkezi bir kubbe örtmektedir. İçten pandantifli olan kubbenin kasnağı sivri kemerlerle hareketli bir konuma getirilmiştir. Caminin önünde üç sütunlu, iki kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerindeki mimari parçalar ve özellikle özengi taşları antik dönem kalıntılarından buraya getirilmiştir. Mihrap kendine özgü konumu ile günümüze gelememiş, XIX. yüzyılda yenilenmiştir. Caminin doğusundaki minaresi kesme taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli olarak tuğladan yapılmıştır. Ancak bu gövde XIX. yüzyılda bir deprem sonucu yıkılmış ve sonradan taştan ve tek şerefeli olarak yapılmıştır. [/B] [B][COLOR=red]Salepçioğlu Camisi [/COLOR] İzmir Konak Meydanı'nda, Salepçioğlu İş Hanı'nın arkasında bulunan bu camiyi Salepçioğlu Hacı Ahmet Efendi 1906 yılında yaptırmıştır. Caminin dış duvarları mermer ve yeşil renkte taşlarla kaplanmıştır. Önündeki son cemaat yeri dikdörtgen planlı olup, oldukça küçüktür. Üzeri üç küçük kubbe ile örtülmüştür. Son cemaat yerinin duvarları da mermerle kaplanmıştır. Giriş kapısının sağ ve solundaki merdivenlerden üst kattaki kadınlar mahfiline çıkılmaktadır. İbadet mekânı kare planlı olup, üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbenin içerisi kalem işleri ile bezenmiştir. Bezemede kırmızı, yeşil ve kahverengi ön plana çıkarılmıştır. Mihrap beyaz ve gri renkte mermerden yuvarlak bir niş şeklindedir. Minber de mermer olup, üzeri geometrik desenlerle bezelidir. Caminin içerisi alt ve üstte iki sıra pencere ile aydınlatılmıştır. Caminin minaresi yapı ile bağlantısı olmayacak şekilde kuzeydoğuda, taş bir kaide üzerinde, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Minare oldukça zarif ve ince bir görünümdedir. Bu minare 1927 ve 1974 yıllarında onarılmıştır. [/B] [B][COLOR=red]Şadırvan Camisi [/COLOR] İzmir Çarşısı içerisinde, Eski İç Liman kıyısında bulunan bu cami ismini yanında ve altındaki sekiz sütunlu şadırvandan almıştır. Bu nedenle de Şadırvanaltı Camisi de denilmektedir. Cami 1636 yılında yapılmış, 1815 yılında da onarılmıştır. Cami yüksek bir su basman üzerinde olup, altında büyük bir çarşı bulunmaktadır. Bu yüzden merdivenlerle kuzeyden ve batıdan iki ayrı girişi bulunmaktadır. Bunlardan kuzey kapısına çıkan merdivenler bakımsız kalmış ve sonradan burası kapatılarak yerine dükkânlar yapılmıştır. Günümüzde son cemaat yerine batı yönündeki 29 basamakla çıkılmaktadır. Kesme taştan yapılan caminin önündeki son cemaat yeri camekânla çevrilmiştir. İbadet mekânı on sütun tarafından taşınan tromplu bir kubbe ile örtülüdür. Kubbe kasnağında sekiz pencere vardır. Bunun yanı sıra tromplarda üçer, tromp arası boşluklarda da ikişer pencere bulunmaktadır. Kubbe kalem işleri ile bezenmiştir. Mihrap oldukça geniş ve yuvarlak bir kemer içerisine alınmıştır. Mihrabın iki yanında iki sütunçe bulunmaktadır. Minber mermerdendir. Caminin güneyindeki kesme taş minaresi yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Bu minare 1941 yılında onarılmıştır.[/B] [B][COLOR=red]Şadırvanlı Camisi[/COLOR] İzmir Bergama ilçesinde bulunan bu cami 155o yılında yaptırılmıştır. Önündeki şadırvandan ötürü halk arasında Şadırvanlı Cami olarak tanınmaktadır. Kesme taştan yapılmış olan cami kareye yakın dikdörtgen planlı olup, ibadet mekânının üzeri tromplu sekizgen kasnağa oturan merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin önünde üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Mihrap ve minberi sanat tarihi yönünden herhangi bir özellik taşımamaktadır. İbadet mekânı altlı üstlü iki sıra halindeki pencerelerle aydınlatılmıştır. Yanındaki minaresi kesme taştan yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli olup, 1952 yılında yenilenmiştir. [/B] [B][COLOR=red]Yalınayak Camisi [/COLOR] İzmir ili Tire ilçesinde bulunan bu cami Hasan Çavuş isimli bir kişi tarafından yaptırılmıştır. Kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber yapı üslubundan ve vakfiyesinden XVI. yüzyılın ortalarında yapıldığı sanılmaktadır. Caminin yanındaki medresesi yıkılmış, hamam ve muvakkithane günümüze gelebilmiştir. Cami kesme taştan kareye yakın dikdörtgen planlı olup, üzeri pandantifli merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. İbadet mekânında mihrap yuvarlak bir niş şeklindedir. Cami içerisinde XIX. yüzyıla ait kalem işleri bulunmaktadır. Önündeki son cemaat yeri altı sütunun yuvarlak kemerlerle birbirine bağlandığı beş bölüm halindedir. Son cemaat yeri kalem işleri ile bezelidir. Caminin batısında yer alan minare taş kaide üzerine, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. [/B] [B][COLOR=red]İzmir Yeniceköy Camisi [/COLOR] İzmir, Tire ilçesi Yeniceköy semtinde bulunan bu cami Hamza Ağa tarafından 1684 yılında yaptırılmıştır. Cami ile birlikte medrese, han, hamam, dergâh, sıbyan mektebi ve imaret gibi yapıların eklendiği kaynaklardan öğrenilmektedir. [/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Tarihi Mekanlarımız
Camiler
35-İzmir ilindeki camiler
Üst
Alt