Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Zümrüdü Anka efsanesi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Gönül sızım" data-source="post: 69647" data-attributes="member: 1049"><p><img src="https://www.islamiforumlar.net/rsmlrx/resim1/ankakusuzhz.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p><p></p><p><span style="color: Black">Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg ( Zümrüd-ü Anka ya da batıda bilinen adıyla Phoenix ), Bilgi Ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. </span></p><p><span style="color: Black">Bu kuşun özelliği gözyaşlarının şifalı olması ve yanarak kül olmak suretiyle ölmesi, sonra kendi küllerinden yeniden dirilmesiymiş.....</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Kuşlar Simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg'u bekler dururlarmış. </span></p><p><span style="color: Black">Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.</span></p><p><span style="color: Black">Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş. </span></p><p><span style="color: Black">Simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg'un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı'nın tepesindeymiş. </span></p><p><span style="color: Black">Oraya varmak için ise yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş, hepsi birbirinden çetin yedi vadi... İstek, aşk, marifet, istisna, tevhid, hayret ve yokluk vadileri...</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler. Yorulanlar ve düşenler olmuş...</strong></span></p><p><span style="color: Black"><strong></strong></span></p><p><span style="color: Black"><strong>"Aşk denizi"nden geçmişler önce...". "Ayrılık vadisi"nden uçmuşlar...". "Hırs ovası"nı aşıp, "kıskançlık gölü"ne sapmışlar... </strong></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Kuşların kimi "Aşk denizi"ne dalmış, kimi "Ayrılık vadisi"nde kopmuş sürüden... Kimi hırslanıp düşmüş ovaya, kimi kıskanıp batmış göle...</strong></span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;</span></p><p><span style="color: Black">Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış);</span></p><p><span style="color: Black">Kartal, yükseklerdeki krallığını bırakamamış;</span></p><p><span style="color: Black">Baykuş yıkıntılarını özlemiş;</span></p><p><span style="color: Black">Balıkçıl kuşu bataklığını.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış. Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi "şaşkınlık" ve sonuncusu </span></p><p><span style="color: Black">Yedinci Vadi "yokoluş"ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş... Kaf Dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Sonunda sırrı, sözcükler çözmüş: Farsça "si", "otuz" demektir... murg" ise "kuş"...</span></p><p><span style="color: Black">Simurg'un yuvasını bulunca ögrenmişler ki; "Simurg - otuz kuş" demekmiş.Onların hepsi Simurg'muş. Her biri de Simurg'muş. </span></p><p><span style="color: Black"><strong>30 kuş, anlar ki, aradıkları sultan, kendileridir ve gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculuktur.</strong></span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Simurg Anka'yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden </span></p><p><span style="color: Black">yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, </span></p><p><span style="color: Black">tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız. </span></p><p><span style="color: Black">Şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır... </span></p><p><span style="color: Black">Feridüddin-i Attar</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Aşk ateşinin yaktığı gönüller kendi küllerinden tekrar doğar. Tıpkı Anka gibi... </span></p><p><span style="color: Black">Aşkın yaktığı gönüllerin küllerinden doğanlarsa Hz. Meryem'in (as) Hz. İsa'ya (as) gebe kaldığı gibi Hz. İnsan'a gebedirler. </span></p><p><span style="color: Black">Ne zaman ölmeden önce ölürler ancak o zaman gerçek anlamda özgürleşirler ve ancak o zaman Hz. İnsan'ı doğurabilirler. </span></p><p><span style="color: Black">Bir bedeldir bu. Belki de nazlı bir Yâr'in muradı... </span></p><p><span style="color: Black"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Gönül sızım, post: 69647, member: 1049"] [IMG]https://www.islamiforumlar.net/rsmlrx/resim1/ankakusuzhz.jpg[/IMG] [COLOR=Black]Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg ( Zümrüd-ü Anka ya da batıda bilinen adıyla Phoenix ), Bilgi Ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Bu kuşun özelliği gözyaşlarının şifalı olması ve yanarak kül olmak suretiyle ölmesi, sonra kendi küllerinden yeniden dirilmesiymiş..... Kuşlar Simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg'u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg'un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler. Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı'nın tepesindeymiş. Oraya varmak için ise yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş, hepsi birbirinden çetin yedi vadi... İstek, aşk, marifet, istisna, tevhid, hayret ve yokluk vadileri... [B]Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler. Yorulanlar ve düşenler olmuş... "Aşk denizi"nden geçmişler önce...". "Ayrılık vadisi"nden uçmuşlar...". "Hırs ovası"nı aşıp, "kıskançlık gölü"ne sapmışlar... Kuşların kimi "Aşk denizi"ne dalmış, kimi "Ayrılık vadisi"nde kopmuş sürüden... Kimi hırslanıp düşmüş ovaya, kimi kıskanıp batmış göle...[/B] Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp; Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış); Kartal, yükseklerdeki krallığını bırakamamış; Baykuş yıkıntılarını özlemiş; Balıkçıl kuşu bataklığını. Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış. Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi "şaşkınlık" ve sonuncusu Yedinci Vadi "yokoluş"ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş... Kaf Dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış. Sonunda sırrı, sözcükler çözmüş: Farsça "si", "otuz" demektir... murg" ise "kuş"... Simurg'un yuvasını bulunca ögrenmişler ki; "Simurg - otuz kuş" demekmiş.Onların hepsi Simurg'muş. Her biri de Simurg'muş. [B]30 kuş, anlar ki, aradıkları sultan, kendileridir ve gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculuktur.[/B] Simurg Anka'yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız. Şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır... Feridüddin-i Attar Aşk ateşinin yaktığı gönüller kendi küllerinden tekrar doğar. Tıpkı Anka gibi... Aşkın yaktığı gönüllerin küllerinden doğanlarsa Hz. Meryem'in (as) Hz. İsa'ya (as) gebe kaldığı gibi Hz. İnsan'a gebedirler. Ne zaman ölmeden önce ölürler ancak o zaman gerçek anlamda özgürleşirler ve ancak o zaman Hz. İnsan'ı doğurabilirler. Bir bedeldir bu. Belki de nazlı bir Yâr'in muradı... [/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Zümrüdü Anka efsanesi
Üst
Alt