Zonguldak

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37
ZONGULDAK

Zonguldak, ülkemizin kuzeybatısında 3.481 km² lik bir alanda kuruludur. Karadeniz kıyılarından başlayan il toprakları kuzeydoğudan Bartın, doğudan Karabük, güneyden Bolu, ve batıdan Düzce illeri ile çevrilidir. 2000 yılı sayımına göre 632.936 olan toplam il nüfusunun 106.450`si merkez ilçe belediye sınırları içinde yaşamaktadır.

Zonguldak; Merkez, Alaplı, Çaycuma, Devrek, Gökçebey ve Kdz.Ereğli ilçelerinden oluşmuştur.

Zonguldak ili ılıman Karadeniz ikliminin etkisi altındadır. Her mevsimi yağışlı ve ılık olan Zonguldak’ta kurak mevsime rastlanılmamaktadır. En fazla yağış sonbahar ve kış mevsimlerinde görülür. İlde mevsimler ve gece-gündüz arasında önemli bir sıcaklık farkı bulunmamaktadır. Denizden iç kesimlere doğru gidildikçe, iklim biraz daha sertleşir.Yıllık ortalama sıcaklıklarda il genelinde önemli bir farklılaşma yoktur. Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları ilin en fazla güneşli günlerinin yaşandığı aylardır. Yine bu aylar arasında deniz sıcaklığı ortalama 20 °C düzeyindedir. Yıllık yağış ortalamasının 1234.96 mm olduğu Zonguldak’ta, en yağışlı aylar 148.65 mm ile Aralık ve 141.72 mm ile Ocak aylarıdır. Yağışlar kıyılardan iç kesimlere doğru gidildikçe hem azalmakta hem de yağmurdan kara dönüşme özelliği göstermektedir. İlde hakim rüzgar güneydoğu (keşişleme) yönündedir. İkinci derecede etkili rüzgar ise kuzeybatı (karayel) yönündedir. Zonguldak’ta en düşük nispi nem oranı % 70 olup, ortalama nispi nem oranı % 75’tir.

Zonguldak ili, çok engebeli bir arazi yapısına sahip olup; il alanının % 56’sı dağlarla, % 31’i platolarla ve % 13’ü ovalarla kaplıdır. Akarsu vadileriyle yer yer derin bir biçimde parçalanmış olan il toprakları orta yükseklikteki dağlık alanlardan oluşur. Bol yağışlı bir iklime sahip olan Zonguldak, yerüstü su kaynakları bakımından oldukça zengindir. İlde Filyos Çayı dışında büyük akarsu olmamakla birlikte, çok sayıda akarsu vardır. Dağlar; kuzey kesimlerde 1000 metreyi bulmazken, orta kesimlerde 1200 metreyi aşmakta, güneyde ise yer yer 2000 metreye kadar ulaşmaktadır. Dağlar kıyıya koşut üç sıra oluşturduğundan kıyı ile iç kesimler arasında ulaşım güçleşir. Kıyıya yakın yükseltilerin oluşturduğu dağ sırasının altında zengin taşkömürü yatakları vardır.

Ülkemizin koklaşabilir tek taş kömürü Zonguldak`ta üretilmektedir. Kömürün 1829 yılında bulunup, 1848`de ilk ocakların açılmasıyla devam eden serüveni boyunca, taşkömürü üreticiliği yörenin en önemli endüstri kolunu oluşturmuş, bunun sonucu olarak kentteki tüm fonksiyonlar kömüre göre biçimlenmiştir.

Çatalağzı Termik Santrali, Erdemir Demir-Çelik Fabrikası, Filyos Ateş Tuğla Fabrikası, SEKA Çaycuma Kağıt Fabrikası gibi ülkemizin en büyük endüstriyel kuruluşları, taşkömürü üretim havzası içinde kömüre dayalı yatırımlar olarak kurulmuştur. Son yıllarda alternatif sektörler oluşturma politikaları çerçevesinde merkez ve ilçelerde yeni endüstriyel alanlar temin edilmiştir. Tekstil başta olmak üzere tuğla, kiremit, mermer, seramik, gibi inşaat malzemeleri; süt, peynir, yoğurt, konserve, ayçiçek yağı, un gibi gıda ürünleri ve sunta kereste gibi orman ürünleri bunların istihdam ve ticari hacim bakımından en önemlilerini oluşturmaktadır.

Zonguldak-Ankara karayolu üzerinde Zonguldak`a 3 km uzaklıktadır. 3250 metre uzunluğuyla yurdumuzun beşinci uzun mağarasıdır. Fosil kısmı, diri mağara ve yarı aktif yan kollar olmak üzere üç bölümden oluşan mağara; akarsuyu, gölü, galerileri, sarkıt, dikit, travertenleri ve milyonlarca yıllık mercan fosilleriyle gerçek bir doğa harikasıdır. Tarihçi Heradot`un "Mısır Nil`in armağanıdır " sözünü; speologlar, "Gökgöl Mağarası” doğanın Zonguldak`a armağınıdır. "

Kdz.Ereğli`nin eskiden Ayazma olarak bilinen İnönü Mahallesindedir. Batılı kaynaklarda Akheron (Acheron) Mağaraları olarak geçen, mitolojide yeraltı tanrısı Lades`in ülkesine açılan yollardan biri olan Cehennemağzı Mağaraları üç mağaradan oluşmuştur. Birinci Mağara (Kilise Mağarası), 18 metrelik bir ağzı 3-4 metre yüksekliği olan büyük bir salondan oluşur. Mağaranın tabanında 5 metrelik bir zemin mozayiği duvarlarda kandil yuvaları (niş) bulunmaktadır. Hristiyanlığın yasak olduğu dönemlerde ilk hristiyanların gizli ibadet yaptıkları bu İnanç Turizmi anlamında değerlendirilebilecek özellikler taşımaktadır. İkinci Mağara, birinci mağaranın 80-100 m kuzeydoğusunda bulunan mağara günümüzde Kocayusuf Mağarası olarak bilinir. Dar, merdivenli ama kolay bir girişten yaklaşık 7 metre yüksekliği olan bir salonuna geçilir. Salonun önemli bir kısmı gözle kaplıdır. Söylentiye göre göl, Amasra`da bulunan bir yeraltı suyuyla bağlantılıdır. Yarı tanrı Herkül Hades`in ülkesini bekleyen canavar Kerberus`u bu mağarada zincire vurmuştur. Tarihçi Xenephon,Rodoslu ozan Apollonuis ve ünlü ozan Hesiodos yapıtlarında yer alan bu olay Herakles`in gerçekleştirdiği on iki işten biridir. Mitolojiye göre bu mağara aynı zamanda kehanet tanrısı Apollon`un Anadolu`daki önemli kehanetgahlarından biridir. Üçüncü Mağara, birinci mağaranın 100 metre ilerisinde, yol kenarında bulunan bu mağarada iki salon; salonun sonunda derinliği bilinmeyen bir göl bulunmaktadır.

İlin, diğer mağaraları: Kızıl Elma Mağarası, Sofular Mağarası, İnağzı Mağarası, Çayırköy Mağarası, Cumayanı Mağarası, Ilıksu Mağarası, Erçek Mağarası ve İncivezaltı Mağarası’dır.

İlin sahip olduğu yaklaşık 80 km`lik kıyı şeridi boyunca çok sayıda doğal plaj ve kumsal bulunmaktadır. Doğu yönünden itibaren Sazköy, Filyos, Türkali, Göbü, Hisararkası, Uzunkum, Kapuz, Karakum, Değirmenağzı, Ilıksu, Kireçlik, Armutçuk, Kdz.Ereğli, Mevreke, Alaplı ve Kocaman mevkiileri yaz boyunca yöre halkının akın ettiği kumsallardır. Bunlardan, Filyos, Kapuz, Ilıksu, Ereğli Askeri plajı, Ereğli Belediye Plajı, Erdemir Plajı ve Alaplı Belediye Plajı duş, kabin, WC, büfe, ilkyardım gibi ünitelere sahip plajlardır. Bu plajların bazılarında çay bahçesi, lokanta gibi hizmetler de sunulmaktadır. Plajların sağlığı, güvenliği ve çevresel eğitimi amacıyla yürütülmekte olan Mavi Bayrak Kampanyası kapsamında, Filyos, Türkali, Kapuz, Ilıksu, Ereğli Belediye, Erdemir, Alaplı Belediye, Kocaman ve Ereğli Askeri plajlarında sürekli olarak deniz suyu analiz çalışmaları yapılmaktadır.

Zonguldak-Karadeniz Ereğli karayolu üzerinde ve Kozlu beldesine bağlı Aşağıçayır Köyü sınırları içinde Ilıksu Kaplıcası bulunmaktadır. Kaplıcanın su debisi 10 lt/sn, sıcaklığı ise 27 derecedir. Termal su içme tarzında kullanıldığında, mide, bağırsak ve karaciğer safra yolları üzerinde, dış uygulamada ise (banyo tarzında) içerdiği radyoaktif elemanlar sayesinde ağrılı sendromlarda olumlu etkisi görülmektedir. Ilıksu Kaplıcası, İl Özel İdaresi tarafından yatırım programına alınmış olup, şu anda kaplıca üzerinde ya da çevresinde herhangi bir tesis bulunmamaktadır.

Zonguldak, antik dönemde Bithynia ve Paplogonia sınırlarının kesiştiği noktada bulunmaktaydı. Bölgede, Hitit, iskit, Mariandin, Frig, Megara, Milet, Boietya, Kimmer, Asur, Pers, Makedon, Roma, Bizans, Ceneviz ve Türk kavimlerinin izlerini görmek mümkündür. Özellikle Kdz. Ereğli (Herakeia Pontica) ve Filyos`ta (Tieon) kurulan ticari iskelelere bağlı olarak gelişen yerleşim birimlerininkalıntıları günümüze kadar ulaşmıştır. Ereğli kalesi tarihi surlar, su sarnıçları Heracles Sarayı, Crispos anıt mezarı, Çeştepe fener kulesi, Bizans kilisesi, Filyos antik limanı, Filyos kalesi, açık hava tiyatrosu, su kemerleri bunlardan bazılarıdır. 1460 yılında Fatih Sultan Mehmed`in Amasra`yı almasıyla birlikte yörede Türk egemenliği pekişmiştir. 1829 yılında taşkömürünün bulunmasıyla farklı bir önem kazanan bölgede 1848`de ilk kömür ocakları kurulmuş; 19. yüzyılın sonuna doğru İngiliz, Fransız, Belçika ve Rus şirketleri taşkömürü üretimi yapmak üzere yöreye akın etmiştir. Yöredeki şirketlerin haklarını korumak ve üretimi arttırmak bahanesiyle Fransız askerleri önce Zonguldak`ı, ardından da Kdz. Ereğli`yi işgal etmiş (1919); ancak Zonguldak ve çevresinde oluşturulan Müdafa-i Hukuk Cemiyetlerine bağlı milis güçlerinin karşı koymasıyla 18.06.1920` de Kdz. Ereğli`den, 21.06.1920`de de Zonguldak`tan çekilmek zorunda kalmışlardır. Zonguldak, 1 Nisan 1924 tarihinde, Cumhuriyet sonrası kurulan ilk il olma ünvanını almıştır.

11 Temmuz 1992 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 3837 sayılı Kanunla Zonguldak'ta "Zonguldak Karaelmas Üniversitesi" kurulmuş ve üniversite, 1 Ocak 1993 tarihinde tüzel kişilik kazanmıştır. Üniversiteye bağlı olarak; Bartın Orman Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Ereğli Eğitim Fakültesi, Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Karabük Teknik Eğitim Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Tıp Fakültesi, Zonguldak Sağlık Yüksekokulu, Karabük Sağlık Yüksekokulu, Alaplı Meslek Yüksekokulu, Bartın Meslek Yüksekokulu, Safranbolu Meslek Yüksekokulu, Zonguldak Meslek Yüksekokulu, Çaycuma Meslek Yüksekokulu ve Devrek Meslek Yüksekokulu eğitim ve öğretimini sürdürmektedir.

Zonguldak” adının verilişi çeşitli rivayetlere dayanmaktadır; sazlık ve kamışlık anlamına gelen “zongalık”tan, sıtmanın titremesini tarifen “zonklamak”tan, ve bir başka rivayete göre de, sisli bir havada gemisiyle buraya giren kaptanın sis kalktıktan sonra burası “zongalık”mış demesinden yani semer otu’na (kemer otu, kındıra otu) “zongura” denmesinden, Zonguldak isminin verildiği söylenmektedir. Necdet Sakaoğlu’nun tespitine göre de; “Daha çok şimdiki Zonguldak’ın bulunduğu yerde ocaklar açan Fransız girişimciler yörelerinin çok engebeli ve sık ormanlık oluşu sebebiyle buralara Jungle (Cangıl) adını vermişler, buna yerli halkın orman anlamında kullandıkları dav -dağ kelimesi de eklenince zamanla Zonguldak biçimini alacak olan "Jungle-Dağ" ismi doğmuştur.
 
Üst Alt