Yılbaşı tehlikesi Uyaralım

vertyucek

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Ekim 2012
Mesajlar
138
Tepkime puanı
11
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym - Bismillâhirrahmânirrahîym

Bu konudaki sorulara İslam alimlerimizin yanıtları:

Yılbaşı size neyi ifade etmektedir, İslam'daki ve kültürümüzdeki yeri nedir? Yılbaşı münasebetiyle, Noel ağaçları, hindi, Noel baba oyuncakları, parti şapkaları, satmaları caiz midir?

Cevap:Konuya birkaç yönden cevap vermek daha uygun olacaktır:

Cevap 1:

Bu konuyu iyi kavrayabilmek için önce şu ayet ve hadisleri göz önüne getirmek gerekir

1. 'Iyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah`tan korkup sakının...' (Mâide, 5/2)

2. 'Zulüm yapanlara en ufak bir meyil göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah`tan başka velileriniz de yoktur, sonra yardım da göremezsiniz.' (Hûd, 11/113)

3. 'O (Allah) size Kitapta: 'Allah`ın ayetlerine küfredildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde, onlar bir başka söze geçip dalıncaya dek onlarla oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz.' diye indirdi. Doğrusu Allah münafıkların da, kâfirlerin de tümünü cehennemde toplayacaktır.' (Nisâ, 4/140)

Konuyu başkalarına benzeme noktasından ele alan hadis-i şerifler vardır. Bunlardan biri şudur:

'Kim herhangi bir gruba benzeşirse o da onlardandır.' (Ebu Davûd, Libas 4)

Özellikle bu hadis-i şerif çok önemli psiko-sosyal gerçeklere işaret eder. Şeklî benzeşmenin sonuçta itikadî benzeşmeye götüreceğini anlatır.

İbn Haldun da konuyla ilgili olarak önemli tarihi gerçeklere parmak başar. Mağlupların galipleri taklit etme psikolojisi yaşadıklarını anlatır. (Ibn Haldun, Mukaddime (trc.) I/374-75.)

Cevap 2:

İslâm Dini yepyeni bir nizamla ortaya çıkmış, önceki dinlerin hükümlerini bütünüyle yürürlükten kaldırmıştır. Bu dinin gecesi de gündüzü kadar aydınlıktır. Müslüman anasından metbu' olarak doğar, tabi' olarak değil. Yani o ilmiyle, irfanıyla, yüksek ahlâkiyle ve dindarlığı ile herkese örnek olur, herkes ona uymaya özenir. O ise kimselere özenmez. Çünkü dini ona yeterince malzeme sunmuş, ihtiyacını karşılamıştır. Tabii bu tabiiyet ve matbuiyet ilim ve teknikte, sanatta değildir. Çünkü ilim ve teknik Müslümanın yitik malıdır, onu nerede, kimin yanında bulursa almaya daha haklıdır. O halde tabiiyet ve matbuiyet ahlâk, din, adalet ve hakseverliktedir.

O halde diğer dinlerin kutsal saydığı günleri kutlamak, onların âdetlerine uymak, büyük günahlardandır.

Buna birkaç misal verelim:

a) Batı ülkelerinde olduğu gibi, yabancı kadın ve erkeklerin bir arada toplanıp dans etmeleri, çeşitli oyunlar tertiplemeleri İslâm'a göre büyük günahlardandır. Bir Müslümanın onlara özenerek bu gibi şeyleri helâl kabul etmemek şartıyla yaparsa büyük günah işlemiş olur.

b) Güzellik yarışmaları, bilindiği gibi daha çok gayri müslim ülkelerde yapılır. Bundan amaç, şehvetperestlere kadın vücuduyla ziyafetler çekmektedir. Aynı zamanda genç kızları bu gibi ahlâksızlıklara özendirmek suretiyle onları baştan çıkarmaya yöneliktir. Tabii Kur'ân'a ve sünnete göre, bir Müslüman kadının bu tür müsabakalara katılması, soyunup etini teşhir etmesi büyük bir günah ve ağır bir suçtur. Çünkü ahlâkı ifsad etmekte, kadının annelik vakarını düşürmekte, onu bayağı bir eşya gibi müzayedeye çıkarmaktır.

c) Noel Yortusunu Hristiyan alemiyle birlikte kutlamak da büyük günahlardan biridir. Müslümanların kaçınması gerekir. Kendi millî ve dinî günlerimizde tebrikleşmemizde ise sayısız yararlar vardır. Her şeyden önce dinî ve millî âdetlerimizi yaşatmış, çocuklarımıza güzel örnekler vermiş oluruz. (bk. Celal Yıldırım, İslam Fıkhı)

Cevap 3:

1. Noel Baba, Yılbaşı, Christmas bayramı gibi başka dinlerin alameti, sembolü olan günlere, o günü tazîm ve kutlama maksadıyla katılmak, aynı maksatla o günlerde tebrikleşmek ve hediyeleşmek, yine aynı maksatla hindi vb. almak, yemek, ziyafet çekmek, aynı maksatla bu tür kutlamalara katılmak, o günlerde bayram niyetiyle çocuklara elbise almak ve pişirdikleri yemekleri pişirmek caiz değildir.

2. Böyle zamanlarda, böyle zamanlara has hindi vb. şeyleri sırf gıdalaşmak için almak, ucuz postane hizmetinden yararlanmak için tebrikleşmek haram değilse de, onlara benzeme, onların uygulamalarını yaygınlaştırma ve meşru gösterme anlamı taşıdığından tehlikeli ve mahzurludur. Müslümanların, hangi maksatla olursa olsun, o günlere mahsus bir şey yapmamaları gerekir.

3. Hindi gibi sırf o günlere mahsus şeyleri, o günlerde satmak, fasıklara 'günahta yardım' anlamı taşıdığından, haram ya da tahrimen mekruhtur. Ancak alacağı para haram değildir. Haram ve günah olan o işi yapmasıdır. Bu hindilerin besmele ile kesilmiş olması halinde böyledir. Besmele ile kesilmemişse 'meyte' olacaklarından satılmaları hiç bir surette caiz olmaz.

4. Yılbaşı kutlamaları için matbaa sahiplerinin davetiye, afiş, kart vb. şeyleri basmaları da aynıdır. Yani bunlar sırf yılbaşına özel olarak kullanılacaklarsa yapılıp satılmaları aynı derecede mahzurludur: Eşantiyon eşya için de aynı şey söylenir. Ancak satıcılar bizzat yılbaşını kutlamış gibi günah almazlar. Çünkü, satılan şeylerin kötü amaçla kullanılması haramdır. Halbuki süs eşyaları satmak esasen haram olan bir iş değildir. Bu açıdan satıcıların sattığı süs eşyaları bizzat haram değildir. Bunu bir dükkanı içki imalatçısına vermeye benzetebiliriz. İmamı Azam'a göre içki satışı yapacak birisine binayı kiraya vermek haram değildir. Bu noktadan yapılan satışın kendisi haram değildir. Bunu yanlış yerde kullanacak olanların yaptıkları haramdır.

Bununla beraber, bir şeyin haram olmaması hiçbir sorumluluğunun olmadığı anlamına gelmez. Böyle bir konuda yardımcı olmak, en azından mekruhtur. Mekruh ise harama yakın derecede kişiyi sorumlu eden demektir. Bu nedenle bir mecburiyet yoksa bu işin yapılmasını tavsiye etmeyiz.

Müslümanlar bu yılbaşını takvim başlangıcı yaparlarsa, yılbaşı gecesinde yapılan âyin veya eğlencelere iştirak ederlerse ne olur?

Yılbaşı dolayısıyla yapılan dinî âyine katılan (Hristiyanlarla beraber bu toplu ibâdeti yapan) Müslümanlar, en azından haram (büyük günah) işlemiş olurlar.

Dinî âyîne katılmadan yılbaşı dolayısıyla toplantı ve eğlence yapan Müslümanlar, bu eğlencelerde ayrıca hiçbir haram işlemeseler dahi, kökeni dinî (İslâm'dan başka ve ona göre bugün mûteber olmayan bir dîne dayalı) olan bir faâliyete katıldıkları ve başka dinden olanlara -dinle ilgili bir konuda- benzer hale geldikleri için günah işlemiş olurlar. Yukarıda kaynağını verdiğimiz, 'Bir din ve kültür topluluğuna kendini benzetenler onlardan sayılır.' meâlindeki hadîs bu davranışı yasaklamaktadır.

Yılbaşı, takvim, tarih, tatil, eğlence, şenlik ve bunlarla ilgili âdetler bir milletin kültürüdür. Kültür, din ve ideolojinin bedenlenmesi, ete kemiğe bürünmesidir. Bu ikisini birbirinden ayırmak mümkün değildir. Eğer birileri din ile kültürü birbirinden ayırmaya, aralarındaki bağı koparmaya kalkışırsa -zor olmakla beraber bunu yapabilirse- kültür ile beraber dîni de değiştirme yoluna girmiş olur. Bedenini parça parça kaybeden din gider (milletin hayatından çıkar) onun yerine yeni kültürün dîni veya dinsizliği gelir. Kültür ile din arasında böyle bir bağ bulunduğuna göre; kültürün değişmesi dîni yakından ilgilendirir.

İslâm'ın beş temel amacından biri dîni (Müslümanların hayatında İslâm'ı) korumaktır. İslâm'ın korunmasını olumsuz etkileyen bir davranış, bir kültür değişimi, bir kültür taklidi haramdır, bazan bununla da kalmaz dinden çıkma sonucunu doğurur.

Sevgili Peygamberimiz (asm) Medine'ye göçünce, burada öteden beri iki bayramın bulunduğunu ve bu bayramlarda kutlama yapıldığını öğrendi. Bayramlar, dînin etkilenmesi bakımından önemli kültür unsurları olduğu için bunları değiştirdi ve yerlerine Ramazan ile Kurban bayramlarını tebliğ etti. Daha pek çok hadîste, başka dinlerle ilişkisi veya sembolik değeri/fonksiyonu bulunan âdet ve uygulamaları Müslümanlara yasakladı.

Yılbaşında Müslüman olmanın gereği nedir?

Hepimiz Müslümanız elhamdülillâh. Ama hepimiz Müslümanlığımızın icabını yaşamıyoruz maalesef...

Biz, Müslümanlığın icabını yaşama hâline “dindarlık” diyoruz. Kim inandığı gibi yaşıyorsa, ona dindar insan sıfatını takıyor, dindar adam, diye yâd ediyoruz. Bu sıfat onun hakkıdır zaten. Siz dindarlığı, zamanın kötülük ve fitnesine karşı giyilen koruyucu bir zırh olarak da kabûl edebilirsiniz.

Aslında dindarlık, sahibini sadece âhirette cennete koyan bir yaşama tarzı olmakla kalmayıp, dünyada da huzura, saadete sevkeden bir yaşama tarzıdır.

Nitekim İsa Peygamber (as) ’in doğumu ile Hazret-i Muhammed (asm) ’in hicretine başlangıç olan yılbaşlarında, dindar olanla olmayanın yaşayışını ibretle seyrediyorsunuz. Dindar olanlar, yılbaşı gecelerinde düşünüyorken, şuur altında bile olsa diyorlar ki:

— Yılbaşı gecesinin mânası, sayılı ömür senelerinin birinin daha bitmesi, ölüm denen kesin âkıbete biraz daha yaklaşılması, gençlik günlerinin tükenip, ihtiyarlık demlerinin gelmesi.. demektir. Nitekim her yılbaşında siyah saçlara biraz daha aklar düşüyor, akların sayısı da biraz daha çoğalıyor.

Öyle ise, böyle gecelerde daha çok sefalete, daha çok sefahete düşmek yerine; daha çok âhirete, daha fazla ebedî âleme meyili olmak lâzımdır. Zira bu hızlı gidiş, - ister ikrar et, ister inkâr - kabire, öteki dünyaya doğrudur.

İşte dindarlık böyle düşündürüp, böyle tedbirli hareket ettirdiği içindir ki, dindar insanın, geçen senelerinden pişmanlığı azdır. Ama kendisini dinî ölçülerle kayıtlı görmeyen başıboş insanlarda ise, her yılbaşında böyle bir muhakeme ve düşünceden eser yok. Tam bir şuur ve idrak mahrumiyeti içindeler... Ölüme bir sene daha yaklaşmanın delilini teşkil eden gecede, hem ahlâkından, hem mâneviyatından, hem de parasından zararlar görmekte, fireler vermekte, pişman olacağı fiilleri çoğaltarak işlemekteler. Birkaç saatlik bu eğlence ve sefahetin arkasından ömür boyu üzüntü ve pişmanlıklar gelmekte...

Onu böyle ömür boyu pişmanlıklara sevkeden şey, İslâm’ın icabını yaşamayışında, yâni, dindar olamayışındadır. Şâyet dinin emirlerine sadık kalacak bir iman kuvveti, dindarlık emâresi kazanabilse, her yılbaşı, tam aksini düşünmesine, kendisine çekidüzen verip iman ve ahlâk bakımından yükselmesine sebep olacak, geçmişinden pişmanlık duyan bir sefahet ve sefalete düşmeyecek...

Demek ki, yılbaşı gecelerinde kimilerini o hâle düşürüp, kimilerini de bu duruma çıkaran şey, dindar olup olmamaktan başka bir şey değildir.

Anlaşılan, şahsı düşündürüp, mes’ud ve bahtiyar kılan şeyin dindarlık olduğu kesindir. Ferdi muhakemesizleştirip sefalete itenin de dinde lâubalilik olduğu bir vakıadır.

Demek imtihan dünyasıdır bu. Her ikisine de yol açık. İsteyen oraya, dileyen de buraya yönelir. Kimi yılbaşında şuurunu iptal eder. Kimi de ihyâ...

Biz şükrederiz dindarlığımıza, hamd ederiz bizi böyle düşündürüp, amel ettiren Rabbimize.

Bizim yılbaşı anlayışımız ne olmalıdır? Ölmeden önce hesaba çekilmek için ne yapmak gerekir?

Bazıları yılbaşını, 'vur patlasın çal oynasın' düşüncesizliğine dönüştürüyorlar, sanki ömürlerinden bir sene gitmemiş, aksine bir sene kazanmışlar gibi sevinç çığlıkları atarak işi sarhoşlaşmaya kadar götürüyorlar.

Herhalde kaybettikleri bir yılı düşünmemek için başvuruyorlar böylesine şuur ve muhakeme iptaline...

Harcanan vakti nakitten de kıymetli gören İslam büyükleri ise, böylesine bir şuur iptaline asla rıza göstermiyorlar, aksine kaybettiğimiz yılın sonunda tam bir nefis muhasebesine girmemizi, harcadığımız seneyi nasıl bir yaşantı içinde tükettiğimizin muhasebesini yapmayı ısrarla tavsiye ediyorlar. İsterseniz bir de onları dinleyelim de nasıl bir muhasebe ve muhakeme içinde olmamız gerekiyor, harcadığımız yılın sonunda görelim.

Hicri 334 senesinde Bağdat'ta vefat etmiş olan büyük mutasavvıf Şibli Hazretleri, Bağdat halkına yaptığı her konuşmasına şu sözlerle başlıyordu:

- Ömürlerinden bir seneyi daha tüketerek varacakları sona biraz daha yaklaşan ahiret yolcuları! Yaklaştığınız yerde hesaba çekilmeden önce burada kendinizi hesaba çekin!

Her vaazına bu cümleyle başlayan Şibli Hazretleri'ne bir hürmetkârı, bir gün şöyle bir soru sordu:

- Hep 'Ahirette hesaba çekilmeden önce kendinizi dünyada hesaba çekin! ' buyuruyorsunuz. Dünyada kendimizi hesaba çekerek yaşarsak sanki ahirette hesaba çekilmeyecek miyiz?

- Evet, dedi, burada hayatını hesaba çekerek yaşayan, orada hesaba çekilmeyebilir. Efendimiz (asm) Hazretleri; 'Ahirette hesaba çekilmeden önce dünyada kendinizi hesaba çekin! ' buyuruyor, öyle ise burada hayatını hesaba çekerek yaşayan orada hesaba çekilmeyebilir. En azından hesabını kolay verir.

Bunun üzerine soru sahibi, kendini burada hesaba çekerek yaşamaya başlar. İbadetlerini eksiksiz yerine getirme gayretine girer. Günahlardan kaçınıp sevaplarını, hayır hasenatlarını çoğaltma titizliğine yönelir. Yani ahirette hesabını veremeyeceği işleri dünyada yapmama kararı alır. Böylece hayatını tam bir şuur içinde hesaba çekerek yaşamaya başlayan genç, bir gece rüyasında hocası Şibli Hazretleri'ni beyaz bir ata binmiş, bulutlara, yukarı uçup gidiyor halde görür. Arkasından seslenir:

- Hocam bekle ben de geleyim seninle! .. Şibli Hazretleri'nin cevabı kesin:

'Ben bu hapishaneden bir kurtuldum, bir daha bekler miyim burada? '

Bu rüyanın manasını öğrenmek için sabah ilk iş olarak üstadını ziyarete giden talebesi, hocasının kapısında cenaze hazırlığını görünce, onun dünya hapishanesinden gece kurtulup ahiret saraylarına doğru uçtuğunu anlamakta gecikmez. Ama çok üzülür bu ani gidişine de o günün akşamında Rabb'ine dua ve niyazda bulunarak üstadını rüyada görme niyetiyle yatağına uzanır, az sonra kendisini hocasının huzurunda bulur. İlk sorusu, vaazlarında tekrar ettiği cümle olur:

- Sen dünyada kendini hesaba çekerek yaşardın, orada hesaptan kurtuldun mu, durum nasıl?

İmam tebessüm ederek cevap verir. Meleklerin beni hesaba çekmek üzere karşıma geçtikleri sırada Rabb'imden hitap geldi:

- O kuluma hesap sormayınız. Çünkü o hesabını yaparak yaşadı, buraya temiz bir amel defteriyle geldi! .. Siz onun amel defterine bakın yeter, hesabını göreceksiniz orada... Şibli Hazretleri, talebesine; 'Siz de' der, 'kendinizi orada hesaba çekerek yaşayın.. Hesabını veremeyeceğiniz işlerle gelmeyin buraya. Size de; 'O kulum hesabını yaparak yaşadı, temiz bir amel defteriyle geldi buraya, defterine bakın yeter', denebilir! ..'

Ne dersiniz? Biz de harcadığımız sene sonunda, harcayacağımız senenin de başında kendimizi bir hesaba çeksek mi? En azından hesabını veremeyeceğimiz yanlışlarımız olduysa, tövbe, istiğfarla onları terk etme kararı alsak mı? Yapamadığımız ibadetlerimizi, hizmetlerimizi yapma azmine girsek mi? Yılbaşında bari bu muhasebeyi yapsak mı? Yoksa boş mu ver? Ömrümüzden bir sene daha gittiği halde, sanki bir sene daha kazanmış gibi 'vur patlasın çal oynasın' düşüncesizliğine düşenlere biz de katılarak malum tekerlemeyi biz de mi tekrar etsek?

'Ayağını sıcak tut başını serin, hayatını yaşa düşünme derin! ..' Fakat unutmamak gerek ki, hayatını düşünmeden yaşayanların sonunda duydukları pişmanlık çok derin oluyor; ama bu derin pişmanlığın hiçbir faydası olmuyor. Öyle ise gelin biz hayatımızı düşünerek, hesabını yaparak yaşama kararı alalım yeni yılımızda. Hesabını verebileceğimiz nice yeni yıllar dileğimle...

ALLAHU ALEM (HAZRETİ ALLAH CELLE CELALÜH en doğrusunu bilir)
Selam ve dua ile...
alıntı : Sorularla İslamiyet
 

vertyucek

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Ekim 2012
Mesajlar
138
Tepkime puanı
11
Abdullah b. Amr'dan(Eshâb-ı kiramın büyüklerinden ve fıkıh, tefsîr, hadîs ilminde en üstün olanlarından.) -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:"Her kim, Acemlerin ülkesinden geçerse (müşriklerin toprağında ikâmet ederse), onlarla beraber onların Nevruz ve Mihricân bayramlarını kutlar ve ölünceye kadar bu hâl üzere onlara benzerse, kıyâmet günü onlarla beraber haşrolur." (Avnu'l-Ma'bûd ve Feydu'l-Kadîr).
 

mhmt51

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
10 Aralık 2014
Mesajlar
199
Tepkime puanı
1
Ne diyor Necip Fazıl; 7 Hristiyan bir danaya ortak olup kurban etmedikçe ben de noel kutlamam :D

Her günüm nasıl geçiyorsa, yıl başı da öyle geçecek. Ha ekstradan aileme kola cipsi filan alabilirim ki sadece yıl başına da özel değildir genelde de alırım...

Benim yılbaşı planım:

Bir senenin mukayesesini yapmak. Bu bir sene de her günüm için bir Elhamdülillah diyerek 365 kez her günüm için şükür borcumun trilyonda birini dahi olsa ödemek...

 

vertyucek

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Ekim 2012
Mesajlar
138
Tepkime puanı
11
Değerli kardeşim o güne özel şeylerden kaçınalım.en güzeli hiç bir değişiklik yapmamak sanki hiç gelmemiş gibi...muhasebeyide hicri yılbaşında yapalım inşaALLAH.o güne özel çok güzel ibadetlerde var onlarıda

kaçırmayalım.CENAB'I ALLAH CELLE CELALÜH'E hamdi güzel düşünmüşsünüz günde 41 defa Elhamdulillah Rabbül Alemin diyenin o günün hamdinden

"Ya ilahi yerlerde ve göklerde ne kadar mahlukat varsa onların üzerindeki bütün nimetler sendendir,senin benzerin ve ortağın yoktur,bütün hamdler ve şükürler Yalnız sanadır" diyeninde o günün şükründen sorulmayacağını duymuştum.yani ödemiş oluyorsunuz.bir yerde hadisdi sanırım cennete ilk çağrılanların şükredenler olacağını okumuştum.

bu sözlerden sonra minessemavat (semalar dolusunca),elfü zerratin(alemdeki zerreler adedince),ebeden ve daimen (ebede kadar devam etsin) sayısını CENAB'I ALLAH CELLE CELALÜH'ÜN keremi ile müthiş (katril,trilyon hiç kalır)artmasına neden olur!
 

LataBaba

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
10 Haziran 2014
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Yılbaşı denilen günde bence yapılması yerken en güzel şeylerden biri. Allah'in bize hz ISA gibi guzide bir peygamberi göndererek ve onun yasam öyküsünü kuranı kerim de bazı kisimlarini göstererek bizim doğru yolu bulmak için yönler göstermesi ve işimizi kolaylastirmasi nedeniyle rabbimize gönülden hamdu senalar etmektir. Allah'in rahmeti ve bereketi uzerimizde olsun.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Yılbaşı denilen günde bence yapılması yerken en güzel şeylerden biri. Allah'in bize hz ISA gibi guzide bir peygamberi göndererek ve onun yasam öyküsünü kuranı kerim de bazı kisimlarini göstererek bizim doğru yolu bulmak için yönler göstermesi ve işimizi kolaylastirmasi nedeniyle rabbimize gönülden hamdu senalar etmektir. Allah'in rahmeti ve bereketi uzerimizde olsun.

Gerçekte noel’in, Hz. İsa’nın as.doğumuyla bir alakası yoktur. Noel, hıristiyan inancına göre Hz. İsa’nın doğum günü olarak kutladıkları gündür.
Oysa ki Hz. isa’nın doğum günü Katolik ve Ortodoks kiliseleri arasında ihtilaflı bir konudur.
25 aralık – 06 ocak arası üç farklı tarihte ihtilafa düşmüşlerdir. 25 aralık bu tarihler arasında en kuvvetli görüşü oluşturmaktadır.

Bir Müslümanın yılbaşısıyla hiç alakası yoktur. Müslümanların takvimi (yeni yılı) Peygamber Efendimizin (sav) Mekke’den Medine’ye hicretiyle başlayan,
Muharrem ayının birinci günüyle başlar.
İslamda bütün ibadetler (oruç – kurban – hac – zekat v.s.) bu günler ölçü alınarak yapılır.
Bize düşen elimizden alınan yıl anlayışımıza tekrar sahip çıkmaktır. Yeni yılda (noel) olduğu gibi İslamı sulandırmak maksatıyla, diğer bütün inanışlardan sokulmak ,
istenen farklı görüşlere karşı uyanık olmaktır.

Müslüman her türlü haram ve günaha karşı Allah(cc) için muhalefet eden ve Rabbi’nin ölçüsünden başka ölçü tanımayandır.
Tavsiyemiz bütün insanlar yanlışa, harama ve isyana gitsede bizlerin hesap günü bilinciyle uyanık olması ve bu tuzaklara düşmemesidir.
Allah’ımızın(cc) razı olacağı günler ve yıllar temennisi ile...

Hazreti İsa (as) Allahın Oğlu Değildir!! Allahın bir Peygamberidir..Hristiyanlar Hz. İsa Allah'ın oğludur diyorlar,isa a.s Peygamberimiz Allahın ruhu değildir O da bir insandır.Hz. İsa (as) da tüm insanlar gibi Allah'ın rahmetine muhtaç bir kuldur...

Noel" farklı, "yılbaşı" farklı..benim için yılbaşı bir zaman dilimi, bir rakamdir sadece asil mesele ;Her geçen sene ölüme bir adım daha yaklaştırır.
Bu yılbaşının biz Müslümanlar için, resmî ve milletlerarası bir takvim başlangıcı olmak ilgi ve alâkasından başka hiçbir kıymet ve değeri asla yoktur.......
 

vertyucek

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Ekim 2012
Mesajlar
138
Tepkime puanı
11
Gerçekte noel’in, Hz. İsa’nın as.doğumuyla bir alakası yoktur. Noel, hıristiyan inancına göre Hz. İsa’nın doğum günü olarak kutladıkları gündür.
Oysa ki Hz. isa’nın doğum günü Katolik ve Ortodoks kiliseleri arasında ihtilaflı bir konudur.
25 aralık – 06 ocak arası üç farklı tarihte ihtilafa düşmüşlerdir. 25 aralık bu tarihler arasında en kuvvetli görüşü oluşturmaktadır.

Bir Müslümanın yılbaşısıyla hiç alakası yoktur. Müslümanların takvimi (yeni yılı) Peygamber Efendimizin (sav) Mekke’den Medine’ye hicretiyle başlayan,
Muharrem ayının birinci günüyle başlar.
İslamda bütün ibadetler (oruç – kurban – hac – zekat v.s.) bu günler ölçü alınarak yapılır.
Bize düşen elimizden alınan yıl anlayışımıza tekrar sahip çıkmaktır. Yeni yılda (noel) olduğu gibi İslamı sulandırmak maksatıyla, diğer bütün inanışlardan s
okulmak istenen farklı görüşlere karşı uyanık olmaktır.

Müslüman her türlü haram ve günaha karşı Allah(cc) için muhalefet eden ve Rabbi’nin ölçüsünden başka ölçü tanımayandır.
Tavsiyemiz bütün insanlar yanlışa, harama ve isyana gitsede bizlerin hesap günü bilinciyle uyanık olması ve bu tuzaklara düşmemesidir.
Allah’ımızın(cc) razı olacağı günler ve yıllar temennisi ile...

Hazreti İsa (as) Allahın Oğlu Değildir!! Allahın bir Peygamberidir..Hristiyanlar Hz. İsa Allah'ın oğludur diyorlar,isa a.s Peygamberimiz Allahın ruhu değildir O da bir insandır.Hz. İsa (as) da tüm insanlar gibi Allah'ın rahmetine muhtaç bir kuldur...

Noel" farklı, "yılbaşı" farklı..benim için yılbaşı bir zaman dilimi, bir rakamdir sadece asil mesele ;Her geçen sene ölüme bir adım daha yaklaştırır.
Bu yılbaşının biz Müslümanlar için, resmî ve milletlerarası bir takvim başlangıcı olmak ilgi ve alâkasından başka hiçbir kıymet ve değeri asla yoktur.......

hepinize teşekkürler kardeşlerim CENAB'I ALLAH CELLE CELALÜH razı olsun mağfiret eylesin,PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM şefaatçimiz olsun
bu konuda yeni yazmış olduğum yazı okuımanızı rica ediyorum selametle.
 

FYazici

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
3 Temmuz 2014
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Merhaba,

Yukarıdaki metinde, hristiyan ayinine katılmak "büyük günahtır" gibi bir ifade geçiyor. Bununla ilgili birkaç soru sormak istiyorum;

Farklı dinleri tanımak, onların düşünce yapılarını öğrenmek vs. bence bir insanın kendini geliştirmesi adına gerçekten önemlidir. Onlardan olma amacı gütmeden, onların ibadetini yapma amacı gütmeden bir hristiyan ayinine katılmakta nasıl bir sakınca vardır ? Benim amacım, sadece merakımı gidermek. Onların ne yaptığını, nasıl davrandığını öğrenmek...

Bunların dışında ara ara İncil ve Tevrat da okurum. Hatta zaman zaman ateist kimselerin sohbetlerine de dahil olurum. Ancak ben ne diğer kutsal kitapları okurken ne de ateist sohbetlerine katılırken onlardan olmak gibi bir amaç taşımıyorum. Sadece onların düşünce yapılarını çözmeye çalışıyorum... O halde bunlar da mı sakıncalı ?
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Merhaba,

Yukarıdaki metinde, hristiyan ayinine katılmak "büyük günahtır" gibi bir ifade geçiyor. Bununla ilgili birkaç soru sormak istiyorum;

Farklı dinleri tanımak, onların düşünce yapılarını öğrenmek vs. bence bir insanın kendini geliştirmesi adına gerçekten önemlidir. Onlardan olma amacı gütmeden, onların ibadetini yapma amacı gütmeden bir hristiyan ayinine katılmakta nasıl bir sakınca vardır ? Benim amacım, sadece merakımı gidermek. Onların ne yaptığını, nasıl davrandığını öğrenmek...

Bunların dışında ara ara İncil ve Tevrat da okurum. Hatta zaman zaman ateist kimselerin sohbetlerine de dahil olurum. Ancak ben ne diğer kutsal kitapları okurken ne de ateist sohbetlerine katılırken onlardan olmak gibi bir amaç taşımıyorum. Sadece onların düşünce yapılarını çözmeye çalışıyorum... O halde bunlar da mı sakıncalı ?

Merhaba Ameller (başka değil) ancak niyetlere göredir; herkesin niyeti ne ise eline geçecek olan da odur....
Tevrat, İncil ve Zebur tahrif edildiği için, bu kitaplarla amel etmek caiz değildir. Müslümanlar Kur'an-ı Kerim ile amel ederler.
Ancak bu tahrif olmuş kitapları şu anki durumu nedir, İslamiyete uygun yerleri var mıdır, Peygamber Efendimize (asm) işaret eden ifadeler nelerdir, diye merak edip bilgi sahibi olmak için okumakta bir sakınca yoktur.

Kendim de resmi dinleri katolik ve hiristiyan olan ülkede sosyal hizmetler Çocuk Koruma servisinde çalışmaktayım..
demek ki Onlarin dini inançlarını bilmek zorunda olduğum İçin Tevrat, İncil ve Zeburu ,budizmi de okudum ....

Bugün Yahudi ve Hristiyanların ellerinde bulunan kitapların içinde, peygamberlere indirilmiş olan vahiylerden hiç bir şey yoktur diyemeyiz.
Fakat, içine hurafe ve bâtıl itikadlann karıştığı da bir vakıadır.
Bu sebeble, bu kitablara karşı ihtiyatlı davranırız. İçinde bulunan Kur'an'a uygun hükümlerin, vahiy mahsulü olduğunu kabul ederiz. Kur'an'a zıd düşen hükümlerin ise, sonradan o kitablara ilâve edildiğine ihtimal veririz.

O kitabların Kur'an'a uygunluk veya zıd düşme durumu söz konusu olmayan haberlerinde ise, sükût ederiz. Ne kabul, ne de reddederiz.
Çünkü onların vahiy eseri olma ihtimali olduğu kadar, olmama ihtimali de vardır...

İnanan insanlar, uğraşmaları gereken noktalardan başka şeylere odaklanınca korkarim ki çelişki ve karmaşanın kurbani da olabiliyorlar....
Aklınıza hangi duygu ve düşünceleri koyduğunuza dikkat edin.önce düşünceler sonra duygular daha sonrada davranışlar ortaya çıkabilir..
''Düşünceler duygulara , duygular davranışlara , davranışlar alışkanlıklara, alışkanlıklar kişiliklere kişiliklerde yazgıya dönüşür.''

Allah'ım! Hidayete erdikten sonra kalbimi doğru yoldan saptırma!" amin
duaa..
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Merhaba,

Yukarıdaki metinde, hristiyan ayinine katılmak "büyük günahtır" gibi bir ifade geçiyor. Bununla ilgili birkaç soru sormak istiyorum;

Farklı dinleri tanımak, onların düşünce yapılarını öğrenmek vs. bence bir insanın kendini geliştirmesi adına gerçekten önemlidir. Onlardan olma amacı gütmeden, onların ibadetini yapma amacı gütmeden bir hristiyan ayinine katılmakta nasıl bir sakınca vardır ? Benim amacım, sadece merakımı gidermek. Onların ne yaptığını, nasıl davrandığını öğrenmek...

Bunların dışında ara ara İncil ve Tevrat da okurum. Hatta zaman zaman ateist kimselerin sohbetlerine de dahil olurum. Ancak ben ne diğer kutsal kitapları okurken ne de ateist sohbetlerine katılırken onlardan olmak gibi bir amaç taşımıyorum. Sadece onların düşünce yapılarını çözmeye çalışıyorum... O halde bunlar da mı sakıncalı ?
Merhaba kardeşim, üzüm üzüme baka baka kararır! Sağlam üzümler çürük olanlarla birlikte bulunursa bir süre sonra sağlam olanlarda çürümeye yüz tutar. Malum kimse direksiyona ben kaza yaparım diye geçmiyor. Herkes aracına bir yere ulaşmak için biniyor. Yani amaç meşru, fakat yoldaki ve kişideki çeşitli etkenler nedeniyle hergün onlarca kaza oluyor. İsteyerek mi oluyor? Hayır.. Adam evine gitmek için yola çıkıyor, bir de gözünü hastende açıyor... Yani direksiyona geçtin mi her türlü riski almış oluyorsun...

Merak edip okumak başka, onlarla birlikte olmak, vakit geçirmek, ayinlere, sohbetlerine katılmak v.s başka! İmanı kazanmak zor, imanı korumak, kuvetli tutmak daha zor. Merak diyerek gidilen bu tür ortamların imanı zayıflatması çok muhtemel.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
31 Aralık gününü 1 Ocak gününe bağlayan gece Hıristiyanların inanışına göre yılbaşı gecesi olarak kutlanır. Hıristiyanlar bu geceyi güya Hz.İsa (a.s.)'ın doğum gecesi olarak ilan etmiştir.
Halbuki Hz. İsa (a.s.)'ın doğum günü tam olarak bilinmemekte ve 24 Aralık ile 01 Ocak tarihleri arası doğduğu kabul edilmektedir.

Hıristiyanlar Noel Bayramı adı altında; dans, içki, coşku, eğlence, çam ağacı süsleme, ışıklandırma, çeşitli ve sapıkça hediyeler alma, kumar, piyango ve hindi kesme gibi çeşitli eğlencelerle bu geceyi kutlarlar.

EY MÜSLÜMAN KARDEŞİM soruyorum sence; sana bir Peygamberin doğum gecesini içki, kumar, dans, zina gibi şeylerle kutlamak Allah (c.c.)'ın indirmiş olduğu hangi dine ve kitaba uygundur ?
EY MÜSLÜMAN KARDEŞİM soruyorum sence; İslam Dini 'nde noel ve yılbaşı kutlamalarının yeri var mıdır ?
EY MÜSLÜMAN KARDEŞİM Hatta bir insan bu günü kutlama niyetiyle birine ufak bir hediye alsa, evine eğlence için farklı bir yiyecek, içecek alsa dinden çıkma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu biliyor musun ?

RABB Teâlâ şöyle buyuruyor: " Ey İman edenler Yahudi ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin. Onlar ancak birbirlerinin dostlarıdır. İçinizden kim onları dost edinirse o da onlardandır. "
( Maide Suresi - 51.Ayet )

Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa (S.A.V.) şöyle buyuruyor: " Bizden başkasına benzemeye çalışanlar, bizden değildir. Yahudilere ve Hıristiyanlara da benzemeyin. " (Tirmizi)

Diğer bir Hadis-i Şerif 'te: "Kim bir millete benzemeye çalışırsa o da onlardan olur. " (Ebu Dâvud)

Bazı Müslümanlar yılbaşı gecesine özel hazırlık yaparak; biz bu hazırlığı Hıristiyanlara benzemek için yapmıyoruz diyorlar. Bunları hali şuna benziyor; papazın biri kilisenin penceresinde güneşlenirken bir kuş gelip papazın elindeki bardakta bulunan şaraptan içmiş, sonra uçarak haça (istavroza) pislemiş. Bunu gören papaz kızarak şöyle demiş "Eğer Müslüman bir kuşsan şarap içmez kiliseye girmezsin, yok eğer Hıristiyan bir kuşsan haça (istavroza) niye pisledin" !!! Peki bu geceyi kutlayan kafirler ile Müslümanların ne alakası varda onların bayramını kutluyorlar...

Hırsızlığın, adaletsizliğin ve zulmün kol gezdiği bir dünyada yaşıyoruz. Sırf Müslüman oldukları için Afganistan'da, Filistin'de, Çeçenistan'da, Lübnan'da, Doğu Türkistan'da, Afrika ve Uzak Doğu Asya'nın çeşitli yerlerinde, Irak'ta; bütün dünyanın önünde insanlar öldürülüyor. Bu ölenler sizce kimler ? Hiç şu an dünyada hıristiyan hıristiyanı veya yahudi hıristiyanı, veya ateisti, veya tersini öldürüyor mu ? Yoksa biz Müslümanlar hiç mi düşünmüyoruz, hiç mi anlayamıyoruz olup bitenleri ?

Bayramını kutladığın topluluk Server-i Kâinat Efendimiz Hz.Muhammed (S.A.V.) 'e dil uzatıyor, küfrediyor, hakaret ediyor. Kur'an-ı ve Müslümanı yeryüzünden silmek istiyorlar. Bütün bunlar olurken sen kimin yılbaşısını kutlayacak ve eğleneceksin !!!

Peki soruyorum; Neden hep Müslümanlar onlara uymaya çalışıyor. Şeklimiz, şemalimiz, aklımızla onlara benzemeye çalışıyoruz. Onlar bizim Dini Bayramlarımızı uyguluyorlar mı ? Hiç Yahudi'yi, Hıristiyan'ı Kurban Bayramı'nda kurban keserken gördünüz mü ? Biz Müslümanların Hicri Yıl Başlangıcı olan Hz.Peygamberimiz (S.A.V.) 'in Mekke'den Medine'ye hicret ettiği 1 Muharrem Günü 'nü kutluyorlar mı sizce ?

Peki bir takım çağdaş aydınlarımız (onlar öyle diyor) Kur'an bizi idare edemez, bizi geri bıraktı. 14 asır önce indirilmiş bir kitaba uymak gericiliktir diyerek dinden çıkmış bir şekilde avaz avaz bağırırken; Yahudi ve Hıristiyanların yani Batı 'nın izini takip etmeyi, onlara uymayı ilericilik sayanlar; şayet onların dediği gibi gericilik, çağ dışılık kitabın 14 asır önce indirilmiş oluşuysa bilsinler ki; İncil 20 asır önce, Tevrat 'ta 30 asır önce indirilmiştir.

Bununla beraber İncil ve Tevrat'ın yüzlerce farklı nüshaları yazılmış ve aslını kaybetmiştir. Kur'an-ı Kerim 'in ise Allah (c.c.) 'ın indirildiği gibi koruması ile kelimesi kelimesine bir harfi bile değişmeden gelmiş ve kıyamete kadar da değişmeyeceği, değiştirilemeyeceğini biliyoruz. Dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin Kur'an-ı Kerim aynıdır. Bu kadar düşmanı olduğu halde O'nunHAKK bir kitap olduğunun ve diğerlerinin de tahrif edilmiş olduğunu anlamamak esasında gericilik, yobazlıktır.

EY MÜSLÜMAN KARDEŞİM ne kadar yaşarsak yaşayalım öleceğiz. Ne kadar seversen sev sevdiklerinden ayrılacaksın. Görüyorsun ölüm; genç, yaşlı, amir, memur, fakir, zengin demeden hepimize geliyor. Öyleyse bu geçici hayatı ebedi ahirete tercih etmeyelim.

Ebedi CENNET 'e girme imkanı varken ebedi CEHENNEM 'e sokacak işleri ve amelleri yapmayalım. Ahirette hangi tarafta daha çok kalmak istiyorsak oraya daha çok çalışalım.

Selam ve Dua ile...
 

FYazici

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
3 Temmuz 2014
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Anlıyorum. Haklısınız da...

Şundan başlamak istiyorum; yahudi ve hristiyanları dost edinmeyin. Bu dostluk kesin olarak yasaklanmış mıdır ? Benim birçok farklı dine mensup arkadaşlarım var. Hepsi de birbirinden iyi insanlar. Etrafımda müslümanım diye geçinip, sabah akşam ağzından küfür eksik etmeyen, yolda kız peşinde koşmaktan başka bir işe yaramayan insanlardan da daha iyi insanlar. O halde nasıl bir günahı olabilir. Nihayetinde onlara benzemek için yapmıyorum. Kaldı ki geçen 2 yılda onların İslam ve Kur'an'a karşı olan ön yargıları kırıldı... Biz onları böylesine dışlarsak, onların İslam'ı tanıması daha da zor olmaz mı ?

Yılbaşında eve özel yiyecek almak da sakıncalıdır diyorsunuz. Belki ilk kez duyduğum için tuhaf geliyor ama çok nadiren de olsa (bayramlar dışında) bu tatil bahanesi ile ailecek bir araya geliyor, beraber yemek yiyor ve oyun oynuyoruz. Alkol tüketmiyoruz. Kaldı ki başka dinlere benzemek gibi bir niyetimiz de yok. Yıllardır hep aynı aile geleneği ama şu ana kadar benzemedik...

Hristiyan ayinlerine katılmak tehlikeli gibi olsa da sonuçta insanları daha iyi tanıyorum sanki. Ben 5 vakit olmasa da her Cuma namazımı kılarım. Ama ara ara bu ayinlere de katılırım. Amaç farklılıkları görmek, tanımak...

Gönül sızım...
Ameller (başka değil) ancak niyetlere göredir; herkesin niyeti ne ise eline geçecek olan da odur....
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Biz de diyoruz ki, sen benzemek için yapmıyorsun ama zamanla benzemeye doğru gitme tehlikesi var! Tavır koymak lazım, her toplumun içinde iyi-kötü insanlar var. Senin müslüman olmayan iyi arkadaşların olabilir. Bizim de var! Biz burada bireyleri yargılamıyoruz. İnsanları dışlamıyoruz ki! Dinimizle uzaktan yakından alakası olmayan adetlerini, kutlamalarını; Bu kutlama kisvesi altında yapılan rezillikleri, yozlaşmışlıkları, fuhuşu ve bu etkenlerin milli ve dini değerlerimizde yol açtığı zararı yargılıyoruz. Bak sen arasıra girdiğin toplumu o kadar benimsemişsin ki, müslümanın kötü örneği ile müslüman olmayan insanları kıyaslıyorsun! Müslümanlar içinde dinini yaşayan nice insanlar var onlarla kıyasla...

Tavır koymak lazım! Onların adetlerini, aile yapılarını, kültürlerini benimsememek lazım. Onlar bizimle bayram kutluyor mu? Bizim dinimize, peygamberimize inanıyor mu? Ben neden onun özel gününde sofra kurayım, oyun oynayayım! Senin zararsız dediğin, tatil fırsatı olarak gördüğün yılbaşının ülkemiz insanı üzerindeki yansımalarını, ertesi gün medyada görebilirsin. Şimdi her yılbaşı gecesi yaşanan rezillikleri, yozlaşmışlıkları tekrar yaşacağız. Sanırsın bu geceye özel, tüm haramlar helal kılındı! Herşey mubah, herşey serbest! Bunlar milli ve dini hayatımızda delikler açıyor. Bu insanlara sorsan hiçbiri ben hristiyanlara benzemek için yapmıyorum ki diyecek. Ama yaptığı iş aynen onların yaptığına benzeyecek! Demek ki neymiş kimse benzemek için yapmıyor ama ne hikmetse her türlü rezillik yaşanmaya devam ediyor. İnşaALLAH anlaşılmıştır; Bizim derdimiz tek tek bireyler değil, toplumun adet kabul ettiği, bizlere de zararı dokunan yozlaşmışlıklar...

Tarafımızı belli etmemiz lazım, öyle nalınada vur mıhınada vur olmuyor.




Bir elde kadeh, bir elde KURAN. Biri helaldir biri haram.
Şu fani Dünyada ne kafiriz nede tam MÜSLÜMAN


 

gdemir

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Kasım 2014
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Arkadaşımın biri bir gün bana gelip bir rüya gördüm acap ne iştir diye bana sormuştu. Rüyasında hırıstiyan mezarı ile müslüman mezarını yan yana görmüş. Bu aralar hırıstiyanlarla ilgili ne yaptığını sordum. incil okuyormuş. niyeti sadece arkadaşımızın dediği gibi incelemek ve bilgi sahibi olmakmış. Bende, hemen okumayı bırakmasını söyledim. Çünkü okurken yada araştırıken, İslama aykırı bir düşünceyi kabul ederseniz imanınıza zarar verirsiniz. Siz farkında olmazsınız. İslamı ilminiz zayıfsa İmanınızdan olursunuz haberiniz olmaz.
 

FYazici

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
3 Temmuz 2014
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Biz de diyoruz ki, sen benzemek için yapmıyorsun ama zamanla benzemeye doğru gitme tehlikesi var! Tavır koymak lazım, her toplumun içinde iyi-kötü insanlar var. Senin müslüman olmayan iyi arkadaşların olabilir. Bizim de var! Biz burada bireyleri yargılamıyoruz. İnsanları dışlamıyoruz ki! Dinimizle uzaktan yakından alakası olmayan adetlerini, kutlamalarını; Bu kutlama kisvesi altında yapılan rezillikleri, yozlaşmışlıkları, fuhuşu ve bu etkenlerin milli ve dini değerlerimizde yol açtığı zararı yargılıyoruz. Bak sen arasıra girdiğin toplumu o kadar benimsemişsin ki, müslümanın kötü örneği ile müslüman olmayan insanları kıyaslıyorsun! Müslümanlar içinde dinini yaşayan nice insanlar var onlarla kıyasla...

Tavır koymak lazım! Onların adetlerini, aile yapılarını, kültürlerini benimsememek lazım. Onlar bizimle bayram kutluyor mu? Bizim dinimize, peygamberimize inanıyor mu? Ben neden onun özel gününde sofra kurayım, oyun oynayayım! Senin zararsız dediğin, tatil fırsatı olarak gördüğün yılbaşının ülkemiz insanı üzerindeki yansımalarını, ertesi gün medyada görebilirsin. Şimdi her yılbaşı gecesi yaşanan rezillikleri, yozlaşmışlıkları tekrar yaşacağız. Sanırsın bu geceye özel, tüm haramlar helal kılındı! Herşey mubah, herşey serbest! Bunlar milli ve dini hayatımızda delikler açıyor. Bu insanlara sorsan hiçbiri ben hristiyanlara benzemek için yapmıyorum ki diyecek. Ama yaptığı iş aynen onların yaptığına benzeyecek! Demek ki neymiş kimse benzemek için yapmıyor ama ne hikmetse her türlü rezillik yaşanmaya devam ediyor. İnşaALLAH anlaşılmıştır; Bizim derdimiz tek tek bireyler değil, toplumun adet kabul ettiği, bizlere de zararı dokunan yozlaşmışlıklar...

Tarafımızı belli etmemiz lazım, öyle nalınada vur mıhınada vur olmuyor.




Bir elde kadeh, bir elde KURAN. Biri helaldir biri haram.
Şu fani Dünyada ne kafiriz nede tam MÜSLÜMAN


https://www.islamiforumlar.net/serbest-kursu/20102-musluman-yilbasi-kutlamaz-noeli-kutlamiyoruz.html

Arkadaşımın biri bir gün bana gelip bir rüya gördüm acap ne iştir diye bana sormuştu. Rüyasında hırıstiyan mezarı ile müslüman mezarını yan yana görmüş. Bu aralar hırıstiyanlarla ilgili ne yaptığını sordum. incil okuyormuş. niyeti sadece arkadaşımızın dediği gibi incelemek ve bilgi sahibi olmakmış. Bende, hemen okumayı bırakmasını söyledim. Çünkü okurken yada araştırıken, İslama aykırı bir düşünceyi kabul ederseniz imanınıza zarar verirsiniz. Siz farkında olmazsınız. İslamı ilminiz zayıfsa İmanınızdan olursunuz haberiniz olmaz.

Serdar Bey, aslında aynı şeyleri söylüyoruz neredeyse. Ben de karşıyım, insanların sabahtan akşama kadar içmelerine, ahlaksızca dans etmelerine ve bu kültürü kendi kültürleri içerisinde benimsemelerine...

Diyorsunuz ki; "müslümanın kötüsü ile müslüman olmayanları kıyaslıyorsun..." Bunda ne var, anlayamadım ? Açıklamaya çalıştığım şey, "müslüman-gayrimüslim" arkadaşlık ilişkileri. Bu ayeti, her müslüman sütten çıkmış ak kaşık da hep onlarla arkadaş olalım gibi yorumlamaya karşıyım, benim derdim o.

Toplumun içine işleyen "yozlaşmış" Avrupa kültürüne ben de üzülüyorum. Aslında bizim milletteki sorun "Avrupa'yı dinsiz zannediyor olmak." Şöyle bir örnek verilebilir bu duruma; Finlandiya'da bir devlet okulu... Okulun mükemmelliğine diyecek yok zaten. Bizim özel okul diye 30 bin lira verdiğimiz okullardan kat be kat daha iyi ve "bedava." Neyse, bu okulda bir kilise var. Ufak ama iş görür... Türkiye'de olsa ne olurdu ? "Yobaz, dinci..." Millete yazık...

"Arkadaşım İncil okuyordu, bırak dedim" diyen mesaj ile ilgili... Tamam, iman zayıfsa etkilenebiliyor. Ama artık bu kadar "katı" bir düşünce ile dışarı açılmamak lazım. Bazı şeyleri sorgulamakta fayda var. Bugün çıkın sokağa "neden inanıyorsun" deyin tanrı inancı olan insanlara belki bir %70 kadarı soruyu net cevaplayamaz. Oysa ki Allah, Kur'an'da birçok mantıki kanıt sunmuştur...

İncil, Tevrat, Zebur gibi kitapları da "anlayış" farkını anlamak adına okumak lazım. Bu kadar abartılacak bir şey olduğunu sanmıyorum. "Hristiyan ayinlerine" katılıyorum dediğim zaman "ooo, dinden çıkarsın / sakın gitme / şehadet getir" gibi komik yorum yapan o kadar çok insan vardı ki... İşin tam aksine hepsi birer "tanıma" aracıydı... Bunları biraz böyle değerlendirmek lazım. Yok ben kendime güvenmiyorum derseniz, o zaman gitmeyin, bulaşmayın... Ama bu kadar kendini kapatmak da çok iyi değil...
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Bu konunun başlığı yılbaşı o nedenle biz konuyu bu açıdan değerlendiriyoruz. Yılbaşının bizimle uzaktan yakından bir ilgisi yok. Bu hristiyanların adet edindiği, rezillikleri barındırdığı için buna rağbet edilmemesi noktasında uyarı yapıyoruz. Sizin anlatmak istediğiniz "müslüman-gayrimüslim" arkadaşlık ilişkileri ise onu başka bir başlıkta konu edip fikirlerinizi paylaşabilirsiniz.
 

gdemir

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Kasım 2014
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
"Arkadaşım İncil okuyordu, bırak dedim" diyen mesaj ile ilgili... Tamam, iman zayıfsa etkilenebiliyor. Ama artık bu kadar "katı" bir düşünce ile dışarı açılmamak lazım. Bazı şeyleri sorgulamakta fayda var. Bugün çıkın sokağa "neden inanıyorsun" deyin tanrı inancı olan insanlara belki bir %70 kadarı soruyu net cevaplayamaz. Oysa ki Allah, Kur'an'da birçok mantıki kanıt sunmuştur...

Demek Tevratı ve İncili okumamak bizi katı yapıyor. Evet imanı korumakta çok katıyım Elhamdülillah. Sen baya cesur adammışsın. Şimdi Sen incili okuduğunda beğendiğin ve kabul ettiğin kısımları, şu sorguladığın kısımları bir yazarsan bizde müslüman olup olmadığına karar verelim. Keşke Termodinamik, Kinetik okuyacağıma Tevratı okusaydım ...Nede çok şey Kaybetmişim. Nede bağnaz adamız.qqww..k
 

FYazici

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
3 Temmuz 2014
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
"Arkadaşım İncil okuyordu, bırak dedim" diyen mesaj ile ilgili... Tamam, iman zayıfsa etkilenebiliyor. Ama artık bu kadar "katı" bir düşünce ile dışarı açılmamak lazım. Bazı şeyleri sorgulamakta fayda var. Bugün çıkın sokağa "neden inanıyorsun" deyin tanrı inancı olan insanlara belki bir %70 kadarı soruyu net cevaplayamaz. Oysa ki Allah, Kur'an'da birçok mantıki kanıt sunmuştur...

Demek Tevratı ve İncili okumamak bizi katı yapıyor. Evet imanı korumakta çok katıyım Elhamdülillah. Sen baya cesur adammışsın. Şimdi Sen incili okuduğunda beğendiğin ve kabul ettiğin kısımları, şu sorguladığın kısımları bir yazarsan bizde müslüman olup olmadığına karar verelim. Keşke Termodinamik, Kinetik okuyacağıma Tevratı okusaydım ...Nede çok şey Kaybetmişim. Nede bağnaz adamız.qqww..k

Yukarıda Tevrat'ı ve İncil'i okumayınca "katı" bir fikre sahip olursunuz gibi bir ifade geçmiyor. Keşke termodinamik, kinetik okuyacağınıza biraz kitap okuyup, "okuma-anlama" becerinizi kuvvetlendirseydiniz. Bazı durumlarda kitap da fayda etmiyor ama o kadar ileri gitmek istemiyorum...

Keza yukarıda "İncil okuyup, kabul ettiğim kısımlar" diye bir ifade de yok. İncil, Tevrat tahrif edilmiş kitaplardır. Bunları okumakla, İsevi ve Musevi kimselerin "dini düşünce yapısını" anlayabilirsiniz.

"Katı" kelimesinden kastım da şudur; "İncil, Tevrat okuma ! / Dini sorgulama ! / Ayinlere katılma !" gibi düşünceler doğru değildir. Bunların hepsi birer "dini düşünce yapısını" anlama ihtiyacından kaynaklanır. Siz böyle bir ihtiyaç ya da "merak" duymuyor olabilirsiniz, okumazsınız...

"Sorgulamak" kelimesinden ne anlıyorsunuz bilemem. "Allah var, tamam ama nasıl var ?" sorusunu kendimize sorarak işe başlamak lazım. İş sadece gaybe inanmaktan mı ibaret ? İş bu kadar basit mi sizce ? Allah, kendi varlığını ortaya koyan hiçbir delil sunmamış mı insanların önüne ? Sizin delil dediğiniz "ağaçlar, insanlar, çiçekler ve böceklerden mi ibaret ?" Hayır... Sorgulamaktan kastım bu. Yoksa öyle Allah var diyerek var değil. Kur'an'daki bilimsel gerçekler mesela. Gayet açık bir kanıt. Sorgulamaktan kastım bu, "düşünmek."
 
Üst Alt