Yeni Annelerin Bilmesi Gereken 7 Önermli kural

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
bebis.jpg


1- "Mükemmel doğum" diye bir şey yok
Her şey istediğiniz gibi gitmediğinde, karşılanmayan beklentilerinizin mutluluğunuzu gölgelemesine izin vermeyin...teknoloji ve TIP cok gelisti Allah-in izni ile O dogum sureci de kisitli gelip gecici Nisan yagmuru gibidir..

2- Kendinizi hormonal tuhaflıklara hazırlayın
Sürekli ağlamak, bebeğinize bakamayacağınızı düşünmek bunlardan birkaçı. Bunların normal olduğunu unutmayın.

3- Yardım istemek çok normal Ve bunu yapmak için çaresiz kalmayı beklemeyin...
Baktınız altından kalkamıyorsunuz, yardım isteyin...sakin ve sakin hic bir zaman sinirlendiginizde bebeginizi hizlica sallamayin.. bebeklerin beyinleri daha tam gelismemis yumurta gibidir sarisi ile Aki karisirsa ilerideki hayattinda farkli saglik ve zihinsel sorunlar yasiyabilir..
Baktiniz dogum sonrasi bir deprasyon yasiyorsaniz..bunaldiginizda bebeginizden bir sure ayrilin ama bebegi hirpalamayin sakin cunku o daha cok zayif ve narindir..

4- "İlk görüşte aşk" olmayabilir
Anne-bebek kavuşma anı fazlasıyla büyütülen bir şey...
Elbette harika bir an, ve fakat bazı anne-bebek ikilileri için aşk sonradan da ortaya çıkabiliyor. Eğer size de böyle olursa sakın korkmayın. Çocuğunuzu elbet seveceksiniz...sadece yeni dogum yaptiginiz icin ve birden Anne oldugunuz icin bir sokun icine de girmis olabilirsiniz...

5- Rahatlayın..kendinize baski yapmayin..
Annelik bir sorumluluk yaninda sevgi, sefkat abidesi de olmaktir..
Kendini emzirme düzenine, uyku saatlerine, banyo programlarına kaptırmak çok kolay. Bunları yapacağım derken bebeğinizi sevmeyi atlamayın...
Minik parmaklarını öpün, ce-e oynayın...konusun,tebbesum edin ona..O sizin duygularinizi hissedecektir..

6-Bebeğinize kitap okuyun,ninni ,ilahi soyleyin, kuran okuyun
Bebekler annelerinin seslerini duymaya bayılırlar...
Ne okuduğunuz önemli değil, sesinizi duysun yeter.

7- Değerini bilin
Bir de bakacaksınız ki bebeğiniz kocaman olmuş, herkesin içinde elini tutmanızı istemiyor.
Anı yaşayın. Gün gelecek, en zor geceler bile tatlı hatıralar olarak kalacak...bir gun ahh keske hep bebek kalabilseydiler
diyeceginizden de eminim...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Anne Olunca Unutulan Kelimeler:
UYKU
Eğer anneyseniz, "uyku" kelimesinin "anne" kelimesiyle ayrı dünyaların insanları olduklarını çoktan keşfetmişsinizdir...
Hatta anne olduktan sonra en son ne zaman deliksiz bir uyku çektiniz muhtemelen hatırlamıyorsunuzdur.sırıtık.:,

SESSİZLİK
En son ne zaman "çıt" bile çıkmayan bir evde, rahat koltuğunuza uzanıp kitap okudunuz hatırlamıyorsanız tebrik ederiz! Çünkü muhtemelen annesiniz!
Çocukların meşhur "cıvıldaşmaları" anneliğin vazgeçilmez getirilerindendir. Üstelik bu cıvıldaşma halinin bir mesaisi de yoktur. Gece-gündüz, hiç durmadan devam eder. Hatta bazen çocuğunuzun ömrü tükenmeyen pillerle çalışıp, çalışmadığından kuşku bile duyarsınız! Öyle ki, bu enerjinin haddi-hududu yok gibidir.cddvb..

TEMİZLİK
Bundan bir kaç yıl öncesinde ne kadar titizdiniz, öyle değil mi? Hatta belki komşularınıza karşı yegane öğünç kaynağınız tertemiz evinizdi. Ama artık evinizden mis gibi temizlik kokularının geldiği o yıllar geride kaldı.Çünkü anne oldunuzdfrt..

DÜZEN
Dün masanın üzerine bıraktığınız gözlüğünüz nerede olabilir? Muhtemelen oturma odasındaki çekyatın arkasında... Ya belki evin daha ücra bir yerinde...Kabul edin artık evinizde düzenden eser kalmadı. Her yer itinayla dağıtılmış oyuncaklarla dolu. Tabii bir de çıkarılıp, atılmış kirli kıyafetlerle... Oysa eskiden ne kadar da tertipli biriydiniz.

EŞ OLMAK
Annelik gömleği giydiğinizde, farkında olmadan eşlik gömleğini çıkarmaya başladınız demektir... Çünkü o andan itibaren eşinizle değil, çocuğunuzla yatmaya, kalkmaya, yemeye, gezmeye, konuşmaya başlarsınız...sırıtık.:,:D
Tüm saatlerinizi çocuğunuzun düzenine göre belirlersiniz. Akşam olup çocuğunuz uyuduğu zamansa çoktan piliniz bitmiştir. Dolayısıyla "eş olmak" hep başka bir bahara kalır.:tamam:.

UNUTULAN DİĞER KELİMELER
Anne olduğunuz zaman bir çok kelimeyi unutur, bir çok şeyden vaz geçer hatta fedakarlık edersiniz...
Zaman zaman kendinizden o kadar çok geçersiniz ki, mesleğinizi ya da kişisel özelliklerinizi sorduklarında ilk önce "anneyim" bile dersiniz. İşin önemli tarafı ise, bütün bunları yaparken zorlanmaz ya da pişmanlık duymazsınız.:tamam:.

Çünkü bilirsiniz ki, anneliğin size unutturduğu başka kelimeler de vardır.Anne olunca, bencilliği, yalnızlığı, sevgisizliği, tembelliği, mutsuzluğu, keyifsizliği, umutsuzluğu, acıyı, kederi şükürsüzlüğü ve bunlar gibi onlarca kelimeyi de unutursunuz.
Ve unutulan bu kelimelerin yanında diğerlerinin lafını etmeye bile gerek olmadığını bilir, mutlu olursunuz.:tamam:.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
selamün aleyküm,her anne olmak gerçekten böylemidir??xxzzl..cddvb..
Ya Korkmayin ve unutmayin ki her kulfet nimetti ile gelir..bir gun onlarda buyur ve Sizi cook severler Rahmana kavustugunuzda Sizin rahmet ve magfirettiniz icin dua eden yine onlar olacaktir...
Cocuklar sevgidir..nese ve hayat dolu bir yasam dir..sırıtık.:,
Anne olmak zor , çok güzel sıralanmış hepsi ama anneliğin verdiği güzel duygu bütün bunları yaşamaya değer ..
Rabbim evlatlarımızla imtihan etmesin inşALLAH hayırlı evlatlar yetiştirmeyi nasip etsin rabbim
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
sinirlicocuklar.jpg


Cahil anne baba zulmeder, zalim olmasa bile..!
Zulüm acı çektirmektir. Zalim, acı çektiren kişiye denmez mi? Kimin kime acı çektirdiği önemli değil. Siz birisine haksız bir muamelede bulunuyorsanız, hak etmediği acıları çektiriyorsanız bu tanımın içine girersiniz. Anne de olsanız, baba da.

Çocuğu başka çocuklarla kıyaslamak zulümdür.
Evde, misafirlerinizin yanında, çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslarsanız ona zulmetmiş olursunuz. "Helal olsun senin çocuğuna. Şunun gözlerine bak. Maşallah. Takdir almış yine. Benim ki de akşama kadar oyun peşinde. Karnesinde yine zayıfları var. Adam olmayacak benim aptal oğlan!" dediğiniz anda çocuğunuzla iletişim köprülerini yıkmaya başlarsınız.
Hiç düşündünüz mü bir gün oğlunuz gelse ve size "Baba! Senin yaptığın babalıkta babalık mı ki? Benim arkadaşımın bir babası var. Ben babalık diye buna derim dese ne hissedersiniz? "Nankör evlat" damgasını çocuğunuzun alnına yapıştırırsınız."
Ya da kızınız size gelse ve, "Anne senin yaptığında annelik mi ki? Benim arkadaşımın bir annesi var. Ben annelik diye buna derim" dese ne hissedersiniz? Emzirdiğiniz sütten başlar, annelik hakkından çıkarsınız.
Kıyaslanma duygusu insanı inciten, acı çektiren bir duygudur.
Acı çektirmek zulmetmek değil midir?

Yüzüne vurmak zulümdür
"Yemedim yedirdim, içmedim içirdim. Senin için dershane taksitlerini ödedim. Sana şu kadar masraf yaptım, şunu aldım, bunu aldım..."
diye başlayan cümleleri sürekli kurmakta zulümdür. Yaptığınız iyilikleri çocuklarınızın yüzüne vurmayın.
Eşiniz size aldığı hediyelerin her gün lafını yapsa ne yaparsınız? Size iyilik yapan bir arkadaşınız her gün bu iyiliğini sizin yüzünüze vursa ne hissedersiniz?

Karnesi kadar sevmek (başarılı-başarısız ayrımı yapmak) zulümdür
Karnedeki zayıflar, evlat sevgisinin derecesi azaltan aktörler olmamalı. Teşekkür ve takdir belgeleri de sevgiyi arttıran etkenler arasında olamaz...
Evladınızın "varlığı" sevilmeyi hak ediyor. Başarılı olması için elinizden geleni elbette yapmalısınız. Ancak her çocuk okul derslerinde başarılı olacak diye bir kural yok...
Her çocuğun takdirlerle dolu bir karnesi olmak zorunda da değil. Takdir alan evladınızla zayıf getiren evladınıza zulmederseniz, hem kardeşler arasında sevgi bağlarını hem de evladınızla aranızdaki iletişim köprülerini yıkarsınız.
İnsanı "karnesi kadar sevmek" zulümdür.

Sevgisiz bırakmak, saçlarını okşamamak, ellerinden tutmamak zulümdür
İnsanlara acı çektirmek için onları aç ve susuz bırakarak onlara işkence yaparlar. Sadece fiziki ihtiyaçlardan mahrum kalmak insana acı çektirmez...
Sevgisiz kalmakta insana acı çektirir. Çünkü insan emekle büyür, ekmekle doyar, sevgiyle yaşar. İnsan her yaşta sevildiğini bilmek ve duymak ister. Özellikle çocuklar buna daha çok ihtiyaç duyar.
Çocukları sevgi sözcüğünden mahrum bırakmakta zulümdür.

Adam yerine koymamak zulümdür
"Sen küçüksün! Sen anlamazsın! Daha yaşın kaç?" gibi ifadelerle sürekli ezilen çocuklar sosyal cesaretten mahrum "pısırık" olurlar...
Bir insana fikrini sormak, onu adam yerine koymaktır.

İyi yönlerini görmemek sürekli eleştirmek zulümdür
Kusursuz ve mükemmel insan yoktur. İnsan artıları ve eksileri, güçlü - güçsüz yanları olan bir canlıdır...
Dikenlerin gülü, güllerin dikeni gibi... Evladınızın hep eksik taraflarını görür, onu sürekli eleştirir, her fırsatta hatalarını yüzüne vurursanız ona zulmetmiş olursunuz. Eşiniz, patronunuz, arkadaşlarınız sizi sürekli eleştirse, hep eksik yönlerinizi yüzünüze vursa ne hissedersiniz?

Kız,erkek ayırımı yapmak zulümdür
İnsan cinsiyetini, ırkını, milliyetini seçme özgürlüğüne sahip değildir...
Kimin erkek kimin dişi yaratılacağına Allah karar verir. Yaratıcının kararına saygısızlık yapmaktır cinsiyet ayırımı yapmak. Alemlere rahmet olarak yaratılan Hz. Peygamberimizin nesli, hayatta kalan tek kızından devam etmedi mi? Bunu bile bile kız çocuklarını hor görmek, erkek çocuklarını üstün tutmak hangi aklın ürünüdür?
Kız çocuklarına cinsiyeti yüzünden zulmedenler, erkek çocuklarının zulmüne uğrar. Allah (c.c) "takva" üstünlüğüne bakarken siz "cinsiyet" ayrımı yaparsanız zulmetmiş olursunuz.
Sağlıklı ve hayırlı bir evladınız olduğu için şükretmezseniz kendinize de acı çektirirsiniz. Zalim en büyük zulmü kendisine yapar...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
erkekcocuklar.jpg


Anne-babasının kavgasını gören çocuklar ya
onlar gibi kavgacı bir yol seçiyor ya da tüm duygularını
bastırarak eşi karşısında ezilmeyi yeğliyor.
Anne-babaların tartışmalarının kavgaya dönüştüğü ortamlarda büyüyen kız çocukları, zamanla evlilikten korkar hale gelebiliyor...daha erkek tarafindan ezilmeden onlarda femisme siginip erkekleri ezmeye basliyorlar..
Her evlilikte tartışma ve kavgalar mutlaka yaşanıyor. Ancak bu iki kavram birbirinden çok farklı; tartışma yapıcı iken kavga yıkıcı bir özelliğe sahip..cocuklarimizin onde hareket ve davranislarimiza dikkat edelim.. cocuklarimiz bilinc alti gelecekte bizim evliligimizi kopya edeceklerdir..
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Anne Babalar Kız,erkek evlad ayırımı yapmak zulümdür
İnsan cinsiyetini, ırkını, milliyetini seçme özgürlüğüne sahip değildir...
Kimin erkek kimin dişi yaratılacağına Allah karar verir. Yaratıcının kararına saygısızlık yapmaktır cinsiyet ayırımı yapmak. Alemlere rahmet olarak yaratılan Hz. Peygamberimizin nesli, hayatta kalan tek kızından devam etmedi mi? Bunu bile bile kız çocuklarını hor görmek, erkek çocuklarını üstün tutmak hangi aklın ürünüdür?
Kız çocuklarına cinsiyeti yüzünden zulmedenler, erkek çocuklarının zulmüne uğrar. Allah (c.c) "takva" üstünlüğüne bakarken siz "cinsiyet" ayrımı yaparsanız zulmetmiş olursunuz.
Sağlıklı ve hayırlı bir evladınız olduğu için şükretmezseniz kendinize de acı çektirirsiniz. Zalim en büyük zulmü kendisine yapar...

 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Her çocuk bir ahiret yatırımıdır. Dili dönmeye başladıktan itibaren öğrettiğiniz her zikri, her sureyi çocuk her söylediğinde sizde ecrini alırsınız...
Küçük bir çocuğun ağzından bir duayı dinlemek, özel bir mutluluktur...
Müslüman neslin artması demek, Allah için secde edenlerin sayısının artması demektir. Müslüman nesil, batılın zehrine karşı en etkili panzehirdir!
 

suzzy

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Temmuz 2014
Mesajlar
34
Tepkime puanı
0
Bütün bunları bilmeme rağmen, anneliğin yüce bir duygu olduğunu bilmeme rağmen neden hala içimde anne olmak için kıvılcım kadar bile bir istek olmadığını ben çözemiyorum.
 

nesrin

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
21 Temmuz 2013
Mesajlar
105
Tepkime puanı
1
Gercekten çoook zor bi süreç. Benim zorluk yaşamamin bir sebebi de eşim. Cocuk yapmaya karar verdik.fakat cocuk olunca kacmaya basladi. En zorluk cektigim ilk 3 -4 ayda malesef yalnizdim. Eşim " annem senin yaninda ya bana ihtiyacin olmaz" dedi. Oysa benim onun destegine ihtiyacim vardi. Kahve, arkadaslariyla gezip zaman gecirme yani anliyacaginiz kendinden hiç fedakarlık etmedi. Lohusa donemimde 41 derece atesli hastalik gecirdim. Kayinvalidem, kayinbabam bizdeydi. Bende herseye kosusturmaya calisinca kendime bakamadim. Kayinvalidemler iyi insanlar ama malum benim yerime oğullarının tarafinda oldular. Dogumdan sonraki 3 gunde hastane kontrolumuze esim son anda " işim var"deyip gelmedi.bende soylenmeye basladim telefonda. Kayinvalidem" hastane orda git" diyip kızdı.

Neyse ki 6. ayimiza girdik.zor gunlerimizi biraz olsun atlattik. Fakat bana yasattiklarindan dolayi eşimi affedemiyorum. surekli aklima geliyor.hala"bugun eve erken gel( büyük kızım elif) elifi disari cikar biraz" dedigimde kahveden cok gec cikiyo ve kizimi akşamları benim zorumla dışarı çıkarıyor.
Çocuk büyütmek mi ? Gercekten desteksiz çok zor bi ismis.
 

Ab-ı Hayat

Moderatör
Moderatör
Katılım
3 Haziran 2014
Mesajlar
1,608
Tepkime puanı
47
Allah yardımcın olsun nesrin kardeşim, zor süreç şu anda yaşadıkların, aynısını ben de yaşadım ve hala yaşıyorum...

Eşimin desteği olmadan büyüttüm çocuğumu, çok zor oluyor! bana bu konuda kayınvalidem yardımcı oldu ama insan eşinden görmek istiyor bu desteği....
Seni çok iyi anlıyorum, sabret bu günlerde geçecek, yukarıda yazılanlar gibi hassas bir dönemdesin şu an, maalesef eşlerimiz de bu hassasiyeti fark etmiyorlar!!

Geçmiş olsun, umarım hastalığın geçmiştir...

Sıkma canını Allah yardım eder, Allah'a emanet ol..
 

nesrin

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
21 Temmuz 2013
Mesajlar
105
Tepkime puanı
1
Sağolun Emos Hanim. Amacim eşimi kötülemek degil elbet. Sonuçta soyledigimiz her şeyin hesabını vereceğiz.
Bence evlilik yapmadan önce ailelerle tanismak , kulturlerini öğrenmek gerekiyor. Eşimin ailesi kötü degil , fakat onların kültüründe bunlar cok normal şeyler. Kadın her sıkıntıya katlanmali ve erkekte istedigini yapmalı. Eşim o kötü dönemlerinde bana el kaldirip, küfür ettiginde kayinvalidem yanimizdaydi.ağlarken beni şöyle teselli etti" bunlar normal şeyler kızım, , boş yere üzülüyosun,evliliklerde olur" inanın kizamiyorum bile. Onların doğruları bunlar.ama üzülüyorum tabi. Sonuçta eşim ve ailesi. İdare etmeye çalışıyorum. Ama benim buyutmem gereken 2 kızım var.onun içinde ruh sagligimin yerinde olmasi gerekiyor. 3-4 yıl kadar anasınıfı da ücretli ogretmenlik yaptım. Veli toplantılarında velilere çocuklarına nasıl davranmalari gerektiğini kendimce anlatmaya çalıştım. Şu gün şunu ogrendim ki caresizlik okadar kötü bir durummuş ki insana yapmiyacagi seyleri yaptiriyor. büyük kızım su anda problemli.surekli karşısında sinirli , gergin bi anne görüyor. Kizimin bakislari bile değişti. Gözünü kisarak sinirli bakip konuşuyor. Sonuçta anneyim ve bütün annelerinde gercekten hakkını ödeyemeyiz diye düşünüyorum. Çünkü bütün yük annelerin üstünde. Bence anne insanin vatanı gibidir.
 

Ab-ı Hayat

Moderatör
Moderatör
Katılım
3 Haziran 2014
Mesajlar
1,608
Tepkime puanı
47
Selamun aleyküm kardeşim, bu hayatta her gün yeni bir imtihana tabi tutuluyoruz...En zoru da, sevdiklerinle olan imtihanın...Mesela bir iş yerinde çalışırken, işine gelmese çalıştığın ortam bırakabilirsin ama insan evlenince her anlaşmazlıkta, her yolunda gitmeyen şeyde, kestirip atamaz her şeyi...
Sabretmek lazım, sevdiğinin hatırına kendin sevmesen bile, eşin için katlanıyorsun bazı şeylere, bu benim için böyle...

En azından kendi ruh sağlığımız için, dediğin gibi sağlıklı bir anne demek, sağlıklı nesillerin yetişmesi demektir...

Çocuklarımız için de, sağlıklı olmak durumundayız...

Biliyor musun? ben buraya ilk içimi döktüğümde, yazdığım yazı, dertleşmek istediğim konu, hemen hemen seninkinin aynısıydı...
Şu son bir yıldır kendimle savaş içerisindeyim..
Her hareketimi, her cümlemi tartarak, çok daha anlaşılır bir şekilde karşı tarafa yansıtıyorum...Her şeyden ziyade kendimle yüzleşip, devamlı eksik, fazla olan yanlarımı törpülemeye çalışıyorum...
Daha yolun başında olmama rağmen, hayatımda çok çabuk değişimler oldu! bilhassa eşimle olan iletişimimde bu bana artı olarak döndü...

Her şey inanmakla başlıyor kardeşim, öncelikle kendinde var olan özellikleri keşfetmekle başlıyorsan işe, her şey kendiliğinden gerçekleşiyor sonrasında...

Selametle hayırla kal...:)
 

tozduman

Moderatör
Moderatör
Katılım
2 Şubat 2015
Mesajlar
1,133
Tepkime puanı
8
Çok özel paylaşımlar Allah razı olsun ablacigim. Selametle
 

nesrin

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
21 Temmuz 2013
Mesajlar
105
Tepkime puanı
1
Hayatında bir şeylerin olumlu gelişmesine sevindim.
Bu yaşta bu mantıkta olman güzel.
Evet benimde sağlıklı düşünüp, sağlıklı kararlar almam için zamana ihtiyacım var.
Kendimce yaşadığım sorunları cevremdekilere anlatmak yerine bu site de paylaşmak bana daha iyi geliyor.
Allah'a emanet olun.
 
Üst Alt