Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
İslam ve Osmanlı Tarihi
Osmanlı Tarihi
Yavuz sultan selim
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 15601" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px"><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: Blue"><span style="font-size: 15px"><strong>İ'lâ-yi Kelimetullah'a ve ittihad-ı İslama ömrünü vakfeden idareci</strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"> <img src="https://www.sevde.de/OsmanliPad/09.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FFFFFF"><span style="color: Blue">YAVUZ SULTAN SELİM</span></span></span></span></strong><span style="color: Blue"> </span></p> <p style="text-align: center"></p></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'">Hayatını; İslama, Müslümanların birliğine ve dirliğine vakfeden Yavuz Sultan Selim, tarihimizin şanına şan katmış büyüklerimizdendir. Yavuz Selim, Şehzadeliğinden itibaren Devlet meselelerine el atmış, bütün mevcudiyetiyle İttihad-ı İslâm (İslam birliği) için çalışmıştır...</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> Tarihlerin kaydettiği büyük cihangirlerden olan Yavuz Selim, aynı zamanda san'atkârdı. Hayatının gayesini manzum olarak şöyle dile getiriyordu:</span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> </span><strong> <span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">"Milletimde ihtilâf ü tefrika endişesi </span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong> <span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Kûşe-i kabrimde hatta bî karar eyler beni;</span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong> <span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">İttihadken savlet-i a'dayı defa çaremiz, </span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong> <span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">İttihad etmezse millet, dağdâr eyler beni"</span></span></strong></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"></p></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'">Milletinin ihtilafı karşısında mezarında bile rahat edemiyeceğini söyleyen Yavuz, bütün hayatı boyunca İslam Âleminin İttihadı için <strong>"</strong></span><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">İla-yı kelimetullah" </span></strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">için çalışmıştır. Bu gayeleri içindir ki Yavuz, Şehzadeliği esnasında ferasetiyle, Devletin arasına ayrılık sokmak isteyenleri keşfetmiş, baştaki idarecilerin Şah İsmail fitnesine karşı kayıtsız kalmasına dayanamayarak idareye talip olmuştur.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> 1470'te babası II.Bayezid'in sancak beyi olarak bulunduğu Amasya'da dünyaya gelen Yavuz Selim, Annesi Dulkadıroğlu Ala'üddevle'nin kızı Ayşe hatun'un nezaretinde devrin meşhur âlimlerinden ders alarak yetişmiştir.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> Babası padişah olunca Şehzade Selim'i Trabzon sancak beyliğine atadı. Şehzade Selim sancakbeyi iken Anadolu'da Şah İsmail fitnesinin gittikçe yayıldığını ve Devletin istikbali için büyük tehlike oluşturduğunu görmüş ve başta pederi Sultan II.Bayezid olmak üzere, idarecilerin bu tehlikeye dikkatlerini çekmiştir. İdarecilerde bu tehlikeyi farkedecek feraseti göremeyince, kardeşleri Şehzade Ahmed'le Korkutun da Devletin düşmanlarından ziyade taht ile meşgul olduklarını görünce idareyi fiilen ele almaya karar vermiş ve bu kararını icra safhasına koymak için çalışmalara başlamıştı. Askerler, mertliğini, kahramanlığını yakinen bildikleri bu cihangir Şehzadenin idareyi ele almasını arzulamaktaydı. Çetin mücadeler neticesinde Şehzade Selim, 24 Nisan 1512'de tahta çıkmış ve 9. Padişah olarak Osmanlı tahtına oturmuştur.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> <strong> <span style="font-size: 15px">Birlik yolunda...</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> Tahta oturuşundan 22 Eylül 1520'de vefatına kadar, 8 yıl içerisinde zaferden zafere koşan bu şanlı padişah, Devlet sınırları dahilindeki ve haricindeki ayrılığın kökünü kazıyarak "İTTİHAD"ı sağlamaya muvaffak olmuştur.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> İlk olarak Devlet sınırları dahilindeki kargaşalığı halleden Yavuz Selim daha sonra devletin doğu hududundaki, fitne kaynağı İran üzerine yürümüş, 23 Ağustos 1514'te Şah İsmail'i Çaldıran'da perişan ederek, bu hile kaynağına kuvvetli bir şamar vurmuştur.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> Daha sonra İslâm âlemi ve İslâm âleminin bayraktarlığını yapan Osmanlı devletine karşı düşmanca tavır izleyen Memlüklüler üzerine yürüyen Yavuz, 24 Ağustos 1516'da Mercidabık ve 22 Ocak 1517'de Ridaniye zaferiyle bu devlete son vererek Müslümanlar arasındaki bir sınırı daha ortadan kaldırmıştır.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> 29 Ocak 1516'da son Abbasi halifesi III.Mütevek-kil'alallah'dan halifeliği devralan Yavuz Selim, böylece, <strong>"Hâlife-i Müslimin" </strong>olarak Devleti namına İslam âleminin mânevi reisliğini de yüklenmiştir.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> Mukaddes Beldeler; Mekke, Medine ve Kudüs'ü Devletin sınırlarına dahil eden Yavuz Selim kendi tabiriyle <strong>"Hâdimü'l Haremeyni'ş-şerîfeyn" </strong>sıfatını da almıştır.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> İçerisinde Peygamber Efendimizin Hırka-i şerifi, kılıcı ve diğer eşyalan bulunan "Mukaddes Emanetleri" de, "Halife-i Müslimîn" sıfatıyla alarak İstanbul'a getirmiştir. "Emânat-ı Mukaddese"nin nakli ve</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> daha sonra Topkapı sarayında hususi yerine yerleştirilmesi esnasında gösterdiği hassasiyet dikkate şayandır.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> Yavuz Sultan Selim, "Emanât-ı Mukaddese" nin Mısırdan İstanbul'a nakli esnasında yol boyu durmaksızın Kur'an-ı Kerim okutmuş, daha sonra Topkapı sarayında, bu mukaddes emanetler için "Hırka-i Saadet" dairesini yaptırmıştır. Dairenin inşası esnasında geceli gündüzlü <em>bizzat </em>inşaatla ilgilenmiştir. Daha sonra "Hırka-i Şerif dairesinde 24 saat aralıksız Kur'an-ı Kerim okutmuş, bu vazife için 40 hafız tayin etmiştir. Kırkıncı hafız olarak ta <em>bizzat </em>kendisi Kur'an-ı Kerim okumuştur.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> Yavuz Selim; Hususu hayatındaki sade giyimi ve yaşayışıyle, âlimlere gösterdiği hürmet ve onlara verdiği değerle, İslama bağlılığıyla, Vatanının bekası, milletinin saadeti için çalışmasıyla, harp meydanlarındaki cihangirce davranışlarıyla, usta kumandanlığıyla, ilmiyle, faziletiyle kendinden sonraki nesillere örnek olmuş şanlı büyüğümüzdür.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> O'nu harp meydanlannda en ön saflarda, yalınnılıç harbederken görür gibi olur, heyecandan titreriz. Şah İsmail üzerine yürürken askerlerin sabatsızlığı karşısında;</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> </span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><span style="font-size: 12px">"Ehl-ü ıyâl" kaydünde olanlara desturdur, gerü karularunun yanıma getsünler! Biz buraya gerü dönmek içün gelmedük! Rahat isteyen bu yola yaraşmaz! Bizi isteyüp yolumuzda can ve baş fidâ idecek yiğitler ölümden havfitmez. Ölümden korkanlar geri dönsün! Düşmanla çarpuşacak merdler benümle gelsün! Eğer içünüzde er yoğ</span></strong></span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><span style="font-size: 12px">ise ben yalunuz gidenim!"</span> </strong>dediğini hatırlayarak sarsılmaz azmi karşısında hayranlık duyarız.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> <strong> <span style="font-size: 15px">Âlime hürmet ederdi</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> Cenk meydanlarının bu namlı cengâverini âlimler yanında halim selim görmekteyiz. Mısır seferinden dönüşte çamurlu bir yolda İbn-i Kemal'in atının ayağından sıçrayan çamurun Padişah'ın kaftanına bulaşması üzerine telaşa kapılan değerli âlime, <strong>"Efendim telaş etme. Âlimlerin atlarının ayaklarından sıçrayan çamurlar bizim için şereftir. Padişahlar her zaman âlimlere muhtaçtırlar" </strong>dediğini ve daha sonra bu çamurlu kaftanın vefatında sandukası üzerine örtülmesini vasiyyet ettiğini hatırlayıp âlime hürmetin derecesini takdirden âciz kalırız...</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> İlme âşık Yavuz Selim, âlimlere de son derece kıymet vermiştir. Devlet işlerinden arta kalan vaktini âlimlerle sohbet ederek geçirmiştir. Edebiyata meraklı, aynı zamanda "Farsça" divan sahibi bir şairdir.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> Herhangi bir hususta karar vermeden önce iyice düşünen, ehil kişilere danışan karar verdikten sonra ne pahasına olursa olsun karan tahakkuk ettirmek için çalışan azim sahibi bir padişahtır.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> Sefere çıkmadan önce, sefere çıkacağı ülkeler hakkında geniş çapta araştırma yaptırması kendisine büyük zaferler kazandırmıştır. Mısır'ın fethinden evvel Müverrih İbn Tağribirdi'nin "Al-Nucûm a-zâhira" adlı eserini Türkçeye tercüme ettirmiştir.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> Yavuz Sultan Selim 8 yıllık idaresi esnasında</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> <span style="font-size: 12px">devletin hudutlarını Asya, Avrupa ve Afrika'da binlerce kilometrekare genişletmiştir. Vefatı anında Devletin üç kıtada yüz ölçümü; Avrupa'da 1.702.000 km</span><span style="font-size: 12px">2, Asya'da 1.905.000 km2 Afrika'da 2.950.000 km2 olmak üzere toplam 6.577.000 km2'ye ulaşmıştı...</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> İslâm âleminde birliği temin ettikten sonra, Batıya yönelen Yavuz'un Avrupa üzerine çıktığı sefer-i Hümayun esnasında sırtından çıkan "Şirpençe" çıbanı yüzünden hastalanmış ve Çorlu ile Uğraş nahiyesi arasındaki Sırt köyünde Beka âlemine göçmüştür.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> <strong> <span style="font-size: 15px">Son ânı</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> Vefatından önceki hali, bu şanlı padişahın şahsiyyetini gösteren canlı bir misaldir. Cenab-ı Hakkın huzuruna çıkma anının geldiğini hisseden Yavuz, nedimi Hasan Can'dan Yasin suresini okumasını istemiştir. İlk okuyuşa kendisi de iştirak etmiş, ikinci okuyuşta "Selâmım kavlen min Rabbirrahîm" âyeti okunurken ruhunu Rahmana teslim etmiştir.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> </span><span style="font-family: 'Times New Roman'">Son nefesinden önce Hasan Can'ın <strong>"Cenab-</strong></span><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">ı Hakk'la birlikte olmak anının geldiğini" </span></strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">söylemesi üzerine: <strong>"Bizi kiminle bil</strong></span><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">ürdün" </span></strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">sözü Yavuz'u fazla tafsilata lüzum kalmadan tanıtan veciz bir cümledir...</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> <span style="font-family: 'Times New Roman'"> Vefatını müteakip, şimdiki Yavuz Selim semtinde, Yavuz Selim Camii bahçesinde Kanûnî'nin yaptırdığı türbeye defnedilmiştir.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> </span> Bu şanlı büyüğümüzü hürmetle yâdedip Cenab-ı Hak'tan rahmet dilerken mevzuu Yahya Kemal'in 16.Asır Türkçesiyle, Yavuz Sultan Selim'in vefatı hakkında yazdığı "RIHLET" şiiriyle noktalayalım. Şöyle diyor Yahya Kemal "Rıhlet" şiirinde: </span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> </span><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><strong>Bir gün çalındı nevbet-i takdir rıhlete</strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"> <strong> <span style="font-size: 12px">Ukbâda yol göründü Huda'dan bu davete</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Doldukça doldu gözleri eşk-î firak ile</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Kudretlü pâdişâh veda etti millete</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Tevhîd maksadıyle geçirmişti ömrünü</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Refetti ermegaanını dergâh-ı vahdete</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Ray âtı gölgesinde fedâ-yı hayât eden</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Ervaha pişdar olarak girdi cennete</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Yekser riyâz-ı huld-i berin oldu cilvegâh</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Her cenkten getirdiği binlerce râyete</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Dîdâr-ı Fahr-ı Âlem'i görmekti gaayesi</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Gark-ı huşu' çıktı huzûr-ı Risâlete</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Alnında öptü fahrederek Fahr-ı Kâinat</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Şâbâş sundu sarfedilen bunca himmete</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Dîvân-ı Hak'da mağfiret-i Kirdigâr'dan</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Şâyeste gördü cürm ü günâhın şefaate</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Dür olmasıyle böyle büyük pâdişâhdan</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Garkoldu nâs mâtem-i bî-hadd ü gaayete</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Yer yer misâl-i bîd-i hazân oldu tuğlar</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong> <span style="font-size: 12px">Sultan Selim'e girye-künân oldu tuğlar</span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong></strong></span></p> </p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 15601, member: 3"] [INDENT][CENTER][FONT=Arial][COLOR=Blue][SIZE=4][B]İ'lâ-yi Kelimetullah'a ve ittihad-ı İslama ömrünü vakfeden idareci[/B][/SIZE][/COLOR][/FONT] [IMG]https://www.sevde.de/OsmanliPad/09.jpg[/IMG] [B][FONT=Arial][SIZE=4][COLOR=#FFFFFF][COLOR=Blue]YAVUZ SULTAN SELİM[/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT][/B][COLOR=Blue] [/COLOR] [/CENTER] [FONT=Times New Roman]Hayatını; İslama, Müslümanların birliğine ve dirliğine vakfeden Yavuz Sultan Selim, tarihimizin şanına şan katmış büyüklerimizdendir. Yavuz Selim, Şehzadeliğinden itibaren Devlet meselelerine el atmış, bütün mevcudiyetiyle İttihad-ı İslâm (İslam birliği) için çalışmıştır...[/FONT] [FONT=Times New Roman] Tarihlerin kaydettiği büyük cihangirlerden olan Yavuz Selim, aynı zamanda san'atkârdı. Hayatının gayesini manzum olarak şöyle dile getiriyordu:[/FONT] [CENTER][FONT=Times New Roman] [/FONT][B] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]"Milletimde ihtilâf ü tefrika endişesi [/SIZE][/FONT][/B] [B] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kûşe-i kabrimde hatta bî karar eyler beni;[/SIZE][/FONT][/B] [B] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]İttihadken savlet-i a'dayı defa çaremiz, [/SIZE][/FONT][/B] [B] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]İttihad etmezse millet, dağdâr eyler beni"[/SIZE][/FONT][/B] [/CENTER] [FONT=Times New Roman]Milletinin ihtilafı karşısında mezarında bile rahat edemiyeceğini söyleyen Yavuz, bütün hayatı boyunca İslam Âleminin İttihadı için [B]"[/B][/FONT][B][FONT=Times New Roman]İla-yı kelimetullah" [/FONT][/B][FONT=Times New Roman]için çalışmıştır. Bu gayeleri içindir ki Yavuz, Şehzadeliği esnasında ferasetiyle, Devletin arasına ayrılık sokmak isteyenleri keşfetmiş, baştaki idarecilerin Şah İsmail fitnesine karşı kayıtsız kalmasına dayanamayarak idareye talip olmuştur.[/FONT] [FONT=Times New Roman] 1470'te babası II.Bayezid'in sancak beyi olarak bulunduğu Amasya'da dünyaya gelen Yavuz Selim, Annesi Dulkadıroğlu Ala'üddevle'nin kızı Ayşe hatun'un nezaretinde devrin meşhur âlimlerinden ders alarak yetişmiştir.[/FONT] [FONT=Times New Roman] Babası padişah olunca Şehzade Selim'i Trabzon sancak beyliğine atadı. Şehzade Selim sancakbeyi iken Anadolu'da Şah İsmail fitnesinin gittikçe yayıldığını ve Devletin istikbali için büyük tehlike oluşturduğunu görmüş ve başta pederi Sultan II.Bayezid olmak üzere, idarecilerin bu tehlikeye dikkatlerini çekmiştir. İdarecilerde bu tehlikeyi farkedecek feraseti göremeyince, kardeşleri Şehzade Ahmed'le Korkutun da Devletin düşmanlarından ziyade taht ile meşgul olduklarını görünce idareyi fiilen ele almaya karar vermiş ve bu kararını icra safhasına koymak için çalışmalara başlamıştı. Askerler, mertliğini, kahramanlığını yakinen bildikleri bu cihangir Şehzadenin idareyi ele almasını arzulamaktaydı. Çetin mücadeler neticesinde Şehzade Selim, 24 Nisan 1512'de tahta çıkmış ve 9. Padişah olarak Osmanlı tahtına oturmuştur.[/FONT] [FONT=Times New Roman] [B] [SIZE=4]Birlik yolunda...[/SIZE][/B][/FONT] [FONT=Times New Roman] Tahta oturuşundan 22 Eylül 1520'de vefatına kadar, 8 yıl içerisinde zaferden zafere koşan bu şanlı padişah, Devlet sınırları dahilindeki ve haricindeki ayrılığın kökünü kazıyarak "İTTİHAD"ı sağlamaya muvaffak olmuştur.[/FONT] [FONT=Times New Roman] İlk olarak Devlet sınırları dahilindeki kargaşalığı halleden Yavuz Selim daha sonra devletin doğu hududundaki, fitne kaynağı İran üzerine yürümüş, 23 Ağustos 1514'te Şah İsmail'i Çaldıran'da perişan ederek, bu hile kaynağına kuvvetli bir şamar vurmuştur.[/FONT] [FONT=Times New Roman] Daha sonra İslâm âlemi ve İslâm âleminin bayraktarlığını yapan Osmanlı devletine karşı düşmanca tavır izleyen Memlüklüler üzerine yürüyen Yavuz, 24 Ağustos 1516'da Mercidabık ve 22 Ocak 1517'de Ridaniye zaferiyle bu devlete son vererek Müslümanlar arasındaki bir sınırı daha ortadan kaldırmıştır.[/FONT] [FONT=Times New Roman] 29 Ocak 1516'da son Abbasi halifesi III.Mütevek-kil'alallah'dan halifeliği devralan Yavuz Selim, böylece, [B]"Hâlife-i Müslimin" [/B]olarak Devleti namına İslam âleminin mânevi reisliğini de yüklenmiştir.[/FONT] [FONT=Times New Roman] Mukaddes Beldeler; Mekke, Medine ve Kudüs'ü Devletin sınırlarına dahil eden Yavuz Selim kendi tabiriyle [B]"Hâdimü'l Haremeyni'ş-şerîfeyn" [/B]sıfatını da almıştır.[/FONT] [FONT=Times New Roman] İçerisinde Peygamber Efendimizin Hırka-i şerifi, kılıcı ve diğer eşyalan bulunan "Mukaddes Emanetleri" de, "Halife-i Müslimîn" sıfatıyla alarak İstanbul'a getirmiştir. "Emânat-ı Mukaddese"nin nakli ve[/FONT] [FONT=Times New Roman] daha sonra Topkapı sarayında hususi yerine yerleştirilmesi esnasında gösterdiği hassasiyet dikkate şayandır.[/FONT] [FONT=Times New Roman] Yavuz Sultan Selim, "Emanât-ı Mukaddese" nin Mısırdan İstanbul'a nakli esnasında yol boyu durmaksızın Kur'an-ı Kerim okutmuş, daha sonra Topkapı sarayında, bu mukaddes emanetler için "Hırka-i Saadet" dairesini yaptırmıştır. Dairenin inşası esnasında geceli gündüzlü [I]bizzat [/I]inşaatla ilgilenmiştir. Daha sonra "Hırka-i Şerif dairesinde 24 saat aralıksız Kur'an-ı Kerim okutmuş, bu vazife için 40 hafız tayin etmiştir. Kırkıncı hafız olarak ta [I]bizzat [/I]kendisi Kur'an-ı Kerim okumuştur.[/FONT] [FONT=Times New Roman] Yavuz Selim; Hususu hayatındaki sade giyimi ve yaşayışıyle, âlimlere gösterdiği hürmet ve onlara verdiği değerle, İslama bağlılığıyla, Vatanının bekası, milletinin saadeti için çalışmasıyla, harp meydanlarındaki cihangirce davranışlarıyla, usta kumandanlığıyla, ilmiyle, faziletiyle kendinden sonraki nesillere örnek olmuş şanlı büyüğümüzdür.[/FONT] [FONT=Times New Roman] O'nu harp meydanlannda en ön saflarda, yalınnılıç harbederken görür gibi olur, heyecandan titreriz. Şah İsmail üzerine yürürken askerlerin sabatsızlığı karşısında;[/FONT] [FONT=Times New Roman] [/FONT][FONT=Times New Roman][B][SIZE=3]"Ehl-ü ıyâl" kaydünde olanlara desturdur, gerü karularunun yanıma getsünler! Biz buraya gerü dönmek içün gelmedük! Rahat isteyen bu yola yaraşmaz! Bizi isteyüp yolumuzda can ve baş fidâ idecek yiğitler ölümden havfitmez. Ölümden korkanlar geri dönsün! Düşmanla çarpuşacak merdler benümle gelsün! Eğer içünüzde er yoğ[/SIZE][/B][/FONT][FONT=Times New Roman][B][SIZE=3]ise ben yalunuz gidenim!"[/SIZE] [/B]dediğini hatırlayarak sarsılmaz azmi karşısında hayranlık duyarız.[/FONT] [FONT=Times New Roman] [B] [SIZE=4]Âlime hürmet ederdi[/SIZE][/B][/FONT] [FONT=Times New Roman] Cenk meydanlarının bu namlı cengâverini âlimler yanında halim selim görmekteyiz. Mısır seferinden dönüşte çamurlu bir yolda İbn-i Kemal'in atının ayağından sıçrayan çamurun Padişah'ın kaftanına bulaşması üzerine telaşa kapılan değerli âlime, [B]"Efendim telaş etme. Âlimlerin atlarının ayaklarından sıçrayan çamurlar bizim için şereftir. Padişahlar her zaman âlimlere muhtaçtırlar" [/B]dediğini ve daha sonra bu çamurlu kaftanın vefatında sandukası üzerine örtülmesini vasiyyet ettiğini hatırlayıp âlime hürmetin derecesini takdirden âciz kalırız...[/FONT] [FONT=Times New Roman] İlme âşık Yavuz Selim, âlimlere de son derece kıymet vermiştir. Devlet işlerinden arta kalan vaktini âlimlerle sohbet ederek geçirmiştir. Edebiyata meraklı, aynı zamanda "Farsça" divan sahibi bir şairdir.[/FONT] [FONT=Times New Roman] Herhangi bir hususta karar vermeden önce iyice düşünen, ehil kişilere danışan karar verdikten sonra ne pahasına olursa olsun karan tahakkuk ettirmek için çalışan azim sahibi bir padişahtır.[/FONT] [FONT=Times New Roman] Sefere çıkmadan önce, sefere çıkacağı ülkeler hakkında geniş çapta araştırma yaptırması kendisine büyük zaferler kazandırmıştır. Mısır'ın fethinden evvel Müverrih İbn Tağribirdi'nin "Al-Nucûm a-zâhira" adlı eserini Türkçeye tercüme ettirmiştir.[/FONT] [FONT=Times New Roman] Yavuz Sultan Selim 8 yıllık idaresi esnasında[/FONT] [FONT=Times New Roman] [SIZE=3]devletin hudutlarını Asya, Avrupa ve Afrika'da binlerce kilometrekare genişletmiştir. Vefatı anında Devletin üç kıtada yüz ölçümü; Avrupa'da 1.702.000 km[/SIZE][SIZE=3]2, Asya'da 1.905.000 km2 Afrika'da 2.950.000 km2 olmak üzere toplam 6.577.000 km2'ye ulaşmıştı...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman] İslâm âleminde birliği temin ettikten sonra, Batıya yönelen Yavuz'un Avrupa üzerine çıktığı sefer-i Hümayun esnasında sırtından çıkan "Şirpençe" çıbanı yüzünden hastalanmış ve Çorlu ile Uğraş nahiyesi arasındaki Sırt köyünde Beka âlemine göçmüştür.[/FONT] [FONT=Times New Roman] [B] [SIZE=4]Son ânı[/SIZE][/B][/FONT] [FONT=Times New Roman][FONT=Times New Roman] Vefatından önceki hali, bu şanlı padişahın şahsiyyetini gösteren canlı bir misaldir. Cenab-ı Hakkın huzuruna çıkma anının geldiğini hisseden Yavuz, nedimi Hasan Can'dan Yasin suresini okumasını istemiştir. İlk okuyuşa kendisi de iştirak etmiş, ikinci okuyuşta "Selâmım kavlen min Rabbirrahîm" âyeti okunurken ruhunu Rahmana teslim etmiştir.[/FONT][/FONT] [FONT=Times New Roman][FONT=Times New Roman] [/FONT][FONT=Times New Roman]Son nefesinden önce Hasan Can'ın [B]"Cenab-[/B][/FONT][B][FONT=Times New Roman]ı Hakk'la birlikte olmak anının geldiğini" [/FONT][/B][FONT=Times New Roman]söylemesi üzerine: [B]"Bizi kiminle bil[/B][/FONT][B][FONT=Times New Roman]ürdün" [/FONT][/B][FONT=Times New Roman]sözü Yavuz'u fazla tafsilata lüzum kalmadan tanıtan veciz bir cümledir...[/FONT][/FONT] [FONT=Times New Roman] [FONT=Times New Roman] Vefatını müteakip, şimdiki Yavuz Selim semtinde, Yavuz Selim Camii bahçesinde Kanûnî'nin yaptırdığı türbeye defnedilmiştir.[/FONT][/FONT] [FONT=Times New Roman][FONT=Times New Roman] [/FONT] Bu şanlı büyüğümüzü hürmetle yâdedip Cenab-ı Hak'tan rahmet dilerken mevzuu Yahya Kemal'in 16.Asır Türkçesiyle, Yavuz Sultan Selim'in vefatı hakkında yazdığı "RIHLET" şiiriyle noktalayalım. Şöyle diyor Yahya Kemal "Rıhlet" şiirinde: [/FONT] [FONT=Times New Roman] [/FONT][CENTER][FONT=Times New Roman][SIZE=3][B]Bir gün çalındı nevbet-i takdir rıhlete[/B][/SIZE] [B] [SIZE=3]Ukbâda yol göründü Huda'dan bu davete[/SIZE] [SIZE=3]Doldukça doldu gözleri eşk-î firak ile[/SIZE] [SIZE=3]Kudretlü pâdişâh veda etti millete[/SIZE] [SIZE=3]Tevhîd maksadıyle geçirmişti ömrünü[/SIZE] [SIZE=3]Refetti ermegaanını dergâh-ı vahdete[/SIZE] [SIZE=3]Ray âtı gölgesinde fedâ-yı hayât eden[/SIZE] [SIZE=3]Ervaha pişdar olarak girdi cennete[/SIZE] [SIZE=3]Yekser riyâz-ı huld-i berin oldu cilvegâh[/SIZE] [SIZE=3]Her cenkten getirdiği binlerce râyete[/SIZE] [SIZE=3]Dîdâr-ı Fahr-ı Âlem'i görmekti gaayesi[/SIZE] [SIZE=3]Gark-ı huşu' çıktı huzûr-ı Risâlete[/SIZE] [SIZE=3]Alnında öptü fahrederek Fahr-ı Kâinat[/SIZE] [SIZE=3]Şâbâş sundu sarfedilen bunca himmete[/SIZE] [SIZE=3]Dîvân-ı Hak'da mağfiret-i Kirdigâr'dan[/SIZE] [SIZE=3]Şâyeste gördü cürm ü günâhın şefaate[/SIZE] [SIZE=3]Dür olmasıyle böyle büyük pâdişâhdan[/SIZE] [SIZE=3]Garkoldu nâs mâtem-i bî-hadd ü gaayete[/SIZE] [SIZE=3]Yer yer misâl-i bîd-i hazân oldu tuğlar[/SIZE] [SIZE=3]Sultan Selim'e girye-künân oldu tuğlar[/SIZE] [/B][/FONT][/CENTER] [/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
İslam ve Osmanlı Tarihi
Osmanlı Tarihi
Yavuz sultan selim
Üst
Alt