Veli / Evliya

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
Veli, dost manasına, evliya da dostlar manasınadır. Yani, Allah'ın dostu ya da Allah'ın dostlarında anlamında.
Tasavvufun bazı bakış açılarını sorguladığımızda, sanılır ki, falancalar, tasavvufa da, veli ve evliyaya da karşıdır! Aslında böyle bir şey yoktur.
Mesela, namaz, oruç, zekat, takva, cihat, nefsi kötülüklerden temizlemek, doğru ve dürüst olmak vs... vs...
Tasavvufi yolda yürüyen kardeşlerimiz ifade ettiklerimin tamamını ikame etmeye gayret ediyorlar değil mi? Onları bu konular noktasında "anlamayan" numune tek bir insan var mıdır? Yoktur değil mi? Çünkü bunlar Allah'ın genel manada müslümanlara emrettiği vecibelerdendir.
Şuraya geleceğim:
Tasavvufta "veli" ya da "evliya" (kamil insan, şeyh, manevi önder vs.) Allahü Teala tarafından seçilip, insanlara gönderildiğine inanılır.
Yani, bir veli ya da şeyh bir tarikatın manevi önderi olmuşsa onu Allahü Teala seçmiş insanlara arzetmiştir.
Bizler de diyoruz ki,
Elinizde somut bir delil var mıdır? Ayet, hadis?
Varsa problem değildir, ona bizim de inanmamız gerekecektir.
İşte, bu gibi durumların bizim tarafımızdan anlaşılmazlığı,
Tasavvuf, veli ya da evliya düşmanı olduğumuz anlamına gelmez! Öyle değil mi?
Aslında yapılan şey şudur:
Falancaların ümit ettiklerini, muhkem bir refarans olarak ifade etmektir.
Bunun da yanlış olduğunu dillendirmemizin tasavvufa, veli ve evliyaya düşmanlıkla bir alakası yoktur.
Dua ile.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Benim düşünceme göre; Allah dostu veli, şeyh ne derseniz deyin, ismi ne olursa olsun. Allah yolunda ilerlemiş, o yolda emek sarfetmiş, öğrenci yetiştirmiş, faydalı olmuş, insanlara islamı anlatan kişilerin yeri farklıdır. Ancak bu kişilerde Allah c.c nün kullarıdır. O nedenle Bu kişilere din üstü bir misyon yüklemek, bu kişilerden farklı beklentiler içine girmemek lazım. Ben Allaha yakın oldukları, ilim sahibi oldukları için önem verir, saygı duyar, severim.

Böyle kişilerin sohbeti, sözü, yüzündeki nur bile imanın artmasına sebep olabiliyor. Bir hayır dualarını almak, yakınımızda varsa gönüllerini almak, onlara saygı göstermek, birlikte olmaya çalışmak, sohbetlerine katılmak ne güzel olur.

Daha önce de yazmıştım, bir kişinin veli kul olduğunu söylemek için ayet-hadise gerek yok. Ama Allah tarafından seçilmiş, insanlara gönderilmiş v.s gibi sözlere itibar etmem. Zaten böyle birşey söylenmemesi gerekir. Kişi Allah dostu ise kendisi de bu şekilde söylemleri kabul etmemesi gerekir. Kişinin iştir aynası lafa bakılmaz.

Tabi kendi düşüncelerimi ifade etmeye çalıştım. Benim bildiğim, anladığım islam bu şekilde.

Kısaca şöyle diyorum; Allah dostunun Üstünlüğünü kabul et, ilminden, manevi gücünden istifade et ama din üstü misyon yükleme.
 

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
Zaten problem, "Din üstü misyon yükleyenler"den ziyade, "yüklenilenler" problemlidirler.
Bir çok şeyh, kendilerinden el alanların, kendilerini din üstü gördüklerine şahit olmuşlardır. Sözlerinde, dualarında, sohbetlerinde buna şahit olmuşlardır. Lakin hiç bir şeyh bu halde olan bir bağlısını da uyarmamış ikaz etmemiştir. Öyle olsa idi, bağlılarında böyle bir halin olması mümkün olmazdı.
Lakin, sizin yanıldığınız yer şurasıdır:
Tasavvuftan, bu denli bakış açılarını dışlarsanız ortada tasavvuf diye de bir şey kalmaz! :) :) :)
İşin esprisi budur.
Tasavvuf özel değerlerini İslam'dan ziyade kendisinden almıştır.
İşte biz bu anlayışa katılmıyoruz.
Bu demek değildir ki bizler, veli düşmanıyız, tasavvud düşmanızıyz, tarikat düşmanıyız..!!!
Öyle bir şey yoktur.
Dua ile. Sözüm bitti.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Din içinde başka bir din oluşturmadığı sürece tasavvufu dışlamam ancak saygı duyarım. Benim dinim bellidir. Kitabım, peygamberim sabittir. Emirler yasaklar bellidir. İyi ve kötü ayrılmıştır. En doğrusunu Allah c.c bilir.
 

tozduman

Moderatör
Moderatör
Katılım
2 Şubat 2015
Mesajlar
1,133
Tepkime puanı
8
Din içinde başka bir din oluşturmadığı sürece tasavvufu dışlamam ancak saygı duyarım. Benim dinim bellidir. Kitabım, peygamberim sabittir. Emirler yasaklar bellidir. İyi ve kötü ayrılmıştır. En doğrusunu Allah c.c bilir.

EyvAllah Kardeşim.
 

osisko

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Aralık 2015
Mesajlar
46
Tepkime puanı
1
Veli, dost manasına, evliya da dostlar manasınadır. Yani, Allah'ın dostu ya da Allah'ın dostlarında anlamında.


Veli, dost manasında değildir. Dolayısı ile Evliya kelimesi de mana olarak dostlar manasında değildir.

Evliya kelimesi, Veli kelimesinin çoğuludur. Evliya kelimesinin mana karşılığı yine Evliya 'dır. Başkaca hiç bir mana içermez. Kulaktan dolma bu bilgileri hakikatmiş gibi topluma hizmet veren böyle bir sitede paylaşmak, hem büyük bir cesaret, hem de büyük bir vebaldir. Paylaşmış olduğunuz bu ifadeler hakikat adına, Allah 'ın tertip, tanzim ve taktirine tamamen zıttır.

Çünkü Evliya 'lar, Peygamber varisleridirler. Hz. Allah her devirde insanlığa Uyarıcı, Elçi, Resul, Evliya, Veli bir kulunu göndermiş ve kıyamete kadar da bu tertip ve tanzimi devam edecektir. Aksini düşünmek iman zafiyetidir. Arapçada Evliya kelimesine başka bir mana daha bulamazsınız. Koruyan, kollayan, ikaz eden, izah eden, irşat eden manasınadır Evliya..


Biz "ELÇİ" 'leri sadece müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kim inanır ve uslanırsa onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Enam 48


EVLİYA
Mü’minler, mü’minleri bırakıp da kâfirleri “EVLİYA” edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık Allah ‘tan rahmet beklemesin. Ancak onlardan korunmanız başka. Allâh sizi kendisinden sakındırır. Dönüş yalnız Allah'adır.
Ali İmran 28


MÜRŞİT
Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır, kimi de hidayetten mahrum ederse artık onu doğruya yöneltecek "MÜRŞİT" bulamazsın.
Kefh 17


‘‘Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tâbî olun, onların sözlerini önemseyin. Çünkü onlar hidayete ermiş kimselerdir.’’
Yasin 21


RESUL
Rabbin, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir "RESULÜ" memleketlerin ana merkezine göndermedikçe, o memleketleri helâk edici değildir. Zaten biz ancak halkı zalim olan memleketleri helâk etmişizdir.
Kasas 59


Yukarıdaki ayetlerde geçen Elçi, Evliya, Resul, Mürşit, Uyarıcı..! Hangisi dost manasını içeriyor.?



Tasavvufun bazı bakış açılarını sorguladığımızda, sanılır ki, falancalar, tasavvufa da, veli ve evliyaya da karşıdır! Aslında böyle bir şey yoktur.
Mesela, namaz, oruç, zekat, takva, cihat, nefsi kötülüklerden temizlemek, doğru ve dürüst olmak vs... vs...
Tasavvufi yolda yürüyen kardeşlerimiz ifade ettiklerimin tamamını ikame etmeye gayret ediyorlar değil mi? Onları bu konular noktasında "anlamayan" numune tek bir insan var mıdır? Yoktur değil mi? Çünkü bunlar Allah'ın genel manada müslümanlara emrettiği vecibelerdendir.

Bence siz İslam, Müslüman, İman, Ehli iman, Takva gibi kavramları birbirine karıştırmışsınız. Kendi bildikleriniz sizin doğrularınızdır. Allah 'ın Kuran 'da bildirisi ile hiç bir alakası yoktur, hatta zanlarınız Kuran dışıdır..


Şuraya geleceğim:
Tasavvufta "veli" ya da "evliya" (kamil insan, şeyh, manevi önder vs.) Allahü Teala tarafından seçilip, insanlara gönderildiğine inanılır. Yani, bir veli ya da şeyh bir tarikatın manevi önderi olmuşsa onu Allahü Teala seçmiş insanlara arzetmiştir.


Aynen öyle, Evliya 'yı Allah seçer..! Buna ayetler de şahitlik etmektedir. Siz böyle bir iddia ile neden ortaya çıkamıyorsunuz.? Şunu unutmamak gerekir ki, Hakikate hizmet eden gerçek Evliyaullah ile, şarlatanlık eden, din istismarcılarını birbirine karıştırmamak, birbirinden ayırt etmek gerekir. Bir kişinin, bir kaç yüz veya bir kaç milyon, milyar kişinin kabul etmemesi, Evliyaullah 'ı ortadan kaldıramaz, manasını değiştiremez. Kuran buna açıkça delildir.


Bizler de diyoruz ki, Elinizde somut bir delil var mıdır? Ayet, hadis?
Varsa problem değildir, ona bizim de inanmamız gerekecektir.

Sanırım yukarıdaki ayetler size hakikati göstermek adına yeterli olur ama bir kaç ayet daha paylaşa bilirim.

Rabbimiz! Onlara, kendi içlerinden senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitabı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir "ELÇİ" gönder. Her zaman üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin. Sen.
Bakara 129

‘‘Dikkat et! EVLİYAMA korku yoktur; onlar üzülmeyeceklerdir de.’’
Yunus 62

Onlar, İman edip de Takvâya ermiş olanlardır.
Yunus 63



İşte, bu gibi durumların bizim tarafımızdan anlaşılmazlığı, Tasavvuf, veli ya da evliya düşmanı olduğumuz anlamına gelmez! Öyle değil mi? Aslında yapılan şey şudur: Falancaların ümit ettiklerini, muhkem bir refarans olarak ifade etmektir. Bunun da yanlış olduğunu dillendirmemizin tasavvufa, veli ve evliyaya düşmanlıkla bir alakası yoktur.
Dua ile.

Şu ifadeniz yerli yerinde; "İşte, bu gibi durumların bizim tarafımızdan anlaşılmazlığı" ...

Bence bu konuyu anlayabilmek için, doğrudan sonuca müdahale etmek pek doğru bir çözüm yolu değil. Bu yüzden de ;

"Sonuçları değil, başlangıçları değiştirmek gerekir"..!
 
Üst Alt