Üç ayların başlangıcı 2013

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
2013 üç ayların başlangıcı, üç aylar ne zaman, Regaip kandili ne zaman, üç ayların fazileti, Beraat kandili, Kadir gecesi ne zaman, 2013 üç Aylar Takvimi 2013 Üç Ayların İlk Günü

Üç aylar Recep ayının 1. günü ile başlar (11 Mayıs 2013)

RECEP AYI (11 MAYIS 2013 CUMARTESİ)

Üç ayların ilki olan Recep, "yüceltilmiş, içine ikramlar konulmuş ay" ve "hazırlanmak" manalarına gelmektedir. Recep ayının ilk perşembeyi cumaya bağlayan gecesi (16/17 Mayıs 2013) Regaib kandilidir. Regaib, "pek çok ihsan" manasına gelen "Ragibe" kelimesinin çoğuludur. Bu gecede Cenab-ı Hakk engin rahmetiyle tecelli edip sonsuz mağfiretiyle muamelede bulunduğu için geceye bu isim verilmiştir....

Receb ayının 27. gecesi (5/6 Haziran 2013) ise Miraç Kandili'dir. Miraç, kelime manası itibariyle "merdiven", "yükselecek yer", "en yüksek makam" manalarına gelmektedir. Bu gecede Peygamberimiz bir mucize olarak Mekke'deki Mescid-i Haram'dan, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya ve oradan da göklerin İlahi derinliklerine doğru yükselip ruhen ve bedenen Cenab-ı Hakk'ın huzuruna çıkmıştır.

ŞABAN, HAYIR AYI (10 HAZİRAN 2013 PAZARTESİ)

Üç ayların ikincisi olan Şaban, kelime manası itibariyle "dağılan", "saçılan" manalarına gelmektedir. Bir rivayete göre Peygamber Efendimiz, Şaban ayında Ramazan için pek çok hayır dağıldığı için bu aya bu ismin verildiğini ifade etmektedir. Şaban ayı içerisinde Berat kandili vardır (23/24 Haziran 2013). Berat kelimesi, "borçtan, isnat edilen suçtan, ruha azap veren sıkıntılardan kurtulmak" manalarına gelmektedir. Bu gecede Kur'an-ı Kerim bir bütün halinde dünya semasına indirilmeye başlanmıştır. Bu sebeple bu gece hürmetine pek çok günah bağışlandığı için geceye Berat gecesi denilmiştir.

RAMAZAN, BEREKET AYI (9 TEMMUZ 2013 SALI)

Üç ayların sonuncusu olan Ramazan ayı (9 Temmuz 2013), on bir ayın sultanı ve ayların en faziletlisidir. Zira bu ayda Kur'an indirilmeye başlanmış ve ay boyunca oruç tutmak farz kılınmıştır. Kur'an'ın indirilmeye başlandığı bu ay içinde Kur'an-ı Kerim'deki ifadesiyle bin aydan daha hayırlı olan "Kadir Gecesi" (3/4 Ağustos 2013) vardır. Bu gece Allah'ın müminlere bahşettiği çok yüce bir ikramıdır. Ramazan'ın her gecesinin dolu dolu geçirilmesi için bu gecenin zamanı gizlenmiştir. Ancak Kadir gecesinin Ramazan'ın son on günü içinde olduğuna dair güçlü işaretler vardır.

Ramazan Bayramı : 08-09-10 Ağustos 2013

ucaylar.jpg


-Allah'ım, mübarek kıl bize Recep ve Şaban'ı; affımıza vesile eyle Şehr-i Ramazan'ı!

Evet, bugünden itibaren büyük bir aşk ve şevkle tekrar edeceğimiz duamız hep böyle olacaktır:

-Allah'ım, mübarek kıl bize Recep ve Şaban'ı; affımıza vesile eyle Şehr-i Ramazan'ı!

-Neden bu aylar için böyle özel dua? Özel duayı gerektirecek eşsiz farklılıkları mı söz konusu?

Bu ayların inanmış insanlara kazandırdığı eşsiz sevap farklılığını Bediüzzaman Hazretleri'nden dinleyelim isterseniz. Kısaca şöyle açıklıyor bu eşsiz sevap farklılığını:

-Her ibadet ve iyiliğin sevabı başka aylarda on ise, Receb-i Şerif'te yüzü geçer, Şaban-ı Muazzama'da üç yüzü geçer ve Ramazan-ı Mübarek'te ise bine çıkar!. Kadir Gecesi ise seksen sene nafile ibadeti aşan bir eşsizliğe ulaşır!..

Demek ki üç ayların başından itibaren başlayan bu İlahi ikram ve ihsanları bilenlerin büyük bir şevkle ibadet yapma heyecanına girmeleri sebepsiz değildir. Bir'e on'dan başlayan sevap yağmuru yüze çıkıyor, sonra üç yüze yükseliyor, daha sonra da bine ve yukarı sevap sağanağına dönüşüyor..

İşte bugün böyle özel farklılıklara sahip üç aylar da bizleri kucaklamış bulunmaktadır. Yeter ki bizler farkında olalım bu özel ibadet ve sevap mevsiminin. Evet, Recep ayı ile başlayıp Şaban ayı ile artarak devam eden sevap yağmuru, Ramazan ayında sağanağa dönüşür, Kadir Gecesi'nde ise üç aylar boyunca kendini hazırlamış olan insan, İlahi affa tam nail olacak bir ruh yüceliğine yükselir. Hatta bayramda da kendine tertemiz bir beyaz sayfa açarak yepyeni bir hayata başlama bahtiyarlığına ulaşması dahi söz konusu olabilir.

Böyle bir beyaz sayfa açmak mümkün mü? Hiç şüpheniz olmasın.

Çünkü Rabb'imiz iman etmiş kulunun cehennemde azap görmesinden değil, cennette mükafata ermesinden memnun oluyor. Bunun için de vesileler hazırlıyor, bazı ayları, günleri bazılarından üstün özelliğe sahip kılıyor ki, inanmış insanlar bu vesilelerle kendilerine çekidüzen versinler, yeni bir heyecan ve ümitle cennete layık yaşantıya yönelsinler.

Bundan dolayıdır ki Efendimiz (sas) Hazretleri, üç ayların başlangıcı olan Recep ayında oruçlarını, namazlarını daha da çoğaltmış, Şaban ayında ise bu artışı bir kat daha ileriye götürmüş, böylece ümmetine Ramazan'daki umumi affa layık hale gelme örneği vermiş, farklı bir ibadet hayatı yaşayarak bizlere mesajlar sunmuştur.

Bu sebeplerle bu aylarda samimi tövbe, istiğfarlar yapılarak daha şevkli bir ibadet hayatına başlanır. Tutulacak oruçlarla, kılınacak fazla namazlarla, yapılacak hayır hasenatlarla sevabı daha çoğaltıp günahı daha da azaltma azmine girilir. Hatta kaza namazları, oruçları, kul hakları gibi sorumlulukları tümüyle ödeyip bitirme niyeti bile söz konusu olabilir. Ta ki Kadir Gecesi'nde seksen senelik nafile ibadet sevabına da layık hale gelmiş olsun insan..

Ayrıca bu aylarda peş peşe gelen kandil gecelerimiz de bizlere uyarılarda bulunmuş olur, yaşadığımız fevkalade gün ve gecelerin farkında olup olmadığımızın hatırlatmasını yapmış sayılır.

İşte bugünlerde bizlere düşen görev de, Rabb'imizin kurtuluşumuz için vesile kıldığı bu kutsal ayları gayesine uyan şekilde yaşayarak değerlendirmektir.

Ancak unutmamak gerek ki, bu eşsiz fırsat ve imkânlar bilen, düşünen ve ayları günleri şuurluca değerlendirme bahtiyarlığına erenler için söz konusu olur.

Bu duygu ve düşünce içinde, Efendimiz'in üç aylar boyunca tekrarladığı duasını biz de tekrarlayarak diyoruz ki:

-Rabb'imiz, mübarek kıl bize Recep ve Şaban'ı; affımıza vesile eyle Şehr-i Ramazan'ı!

Affımıza vesile kılacağımız üç aylar dileğimizle.

(Ahmed Şahin-Zaman)
 

Deruni

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Eylül 2012
Mesajlar
488
Tepkime puanı
1
Böyle bir beyaz sayfa açmak mümkün mü?

Evet mumkun...!
Hamd olsun Rabb'ime ben kendi beyaz sayfami nur dolu bir uc aylarda actim...!

Allah'ım, mübarek kıl bize Recep ve Şaban'ı; affımıza vesile eyle Şehr-i Ramazan'ı! (amin)

 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Allah'ım, mübarek kıl bize Recep ve Şaban'ı; affımıza vesile eyle Şehr-i Ramazan'ı! (amin)duaa..
 

Deruni

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Eylül 2012
Mesajlar
488
Tepkime puanı
1

melekgündüz

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Aralık 2012
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
Allahim, mübarek kil bize Recep ve Saban´i; affimiza vesile eyle sehr´i Ramazan´i (Amin)
 

Deruni

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Eylül 2012
Mesajlar
488
Tepkime puanı
1
sabanayi.gif





Bugün, İlahi feyz ve bereketin yeryüzünü şenlendirdiği mübarek aylardan, ikincisi olan Şaban ayına girmiş bulunmaktayız hamdolsun.

Şaban’ın değer ve kıymetini arttıran en önemli tarafı, diğer aylara göre (Ramazan hariç) yapılan her amelin ve ibadetin sevabının üç yüz kattan fazla oluşudur [Şualar, s. 416].

Diğer vakitlerde kılınan bir rekât namazın sevabı on ise, Şaban ayında üç yüzden fazladır. Okunan her bir Kur’ân harfi için üç yüz Cennet meyvesi vardır.

Şaban Ayı’nın diğer aylardan üstünlüğü, Peygamber Efendimiz’in (a.s.m) diğer peygamberlere üstünlüğü gibidir…

Enes Bin Malik’in (r.a.) rivayet etmiş olduğu bir hadiste Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m):
“Recep ayının diğer aylar üzerine fazileti, Kur’ân-ı Kerimin diğer kitaplar üzerine üstünlüğü gibidir. Şaban’ın diğer aylar üzerine üstünlüğü, benim diğer peygamberler üzerine fazlım gibidir. Ramazan’ın diğer aylar üzerine fazileti, Allah Teala’nın, yarattığı varlıklar üzerine fazlı gibidir.” buyurmuşlardır. [Gunye, 1 /187]

Kulların amelleri, Şaban ayında Rablerine arz edilir.
“Şaban, Recep ile Ramazan arasında bir aydır. Fakat insanlar onun faziletinden gafildir. Halbuki onda kulların amelleri, Rabbü’l-Alemin’e yükselir. Ben de oruçlu olduğum halde amelimin Allah’a yükselmesini severim.” buyrulmuştur. [Gunye, 1/187]

Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m) diğer aylara göre bu ayda daha çok ibadet ve taatta bulunurlardı, zira Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m) “Şaban benim ayımdır. Şaban günahları temizleyendir.” [Keşfü’l- Hafa] buyurmuşlardır.

Basta Hz. Âişe Validemiz olmak üzere Sahabilerin beyanına göre Peygamberimiz bazan Şaban ayının tamamını, çok kere de çoğu günlerini oruçlu geçirirdi. Zaten diğer günler, bilhassa Pazartesi ve Perşembe günleri de oruçlu bulunan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselam maddî ve manevî pekçok hikmetinden dolayı oruç ibadetini sıkça yapardı.

Bu hususta Hz. Âişe’nin (r.a.) şöyle bir rivayeti vardır:
“Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam bazı aylarda çok oruç tutardı. Hattâ, biz, onu bu ayda hiç iftar etmedi sanırdık. Bazı aylarda da çok iftar ederdi. Hattâ, biz, onu bu ayda hiç oruç tutmadı derdik. Resulullahın Aleyhissalâtü Vesselam Ramazan’dan başka bir ayın orucunu tamamladığını görmedim. Şaban’daki kadar, kendisinde, çok oruçlu olduğu bir ay da görmedim”[Buhari, Savm: 51]

Hz. Âişe başka bir rivayetinde bu konuda şunları söyler:
“Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam senenin hiçbir ayında Şaban ayındakinden fazla oruç tutmaz ve şöyle buyururdu:
“Amellerden gücünüzün yettiğini yapın. Çünkü siz bıkmadıkça, Allah da size asla bıkmış muamelesi yapmaz. Allah yanında amelin en makbulü, kişinin az da olsa devam üzere işlediği ameldir.”[Müslim. Sıyam: 177]

Yine Hz. Âişe, İbni Mâce’de geçen başka bir rivayetinde de, “O (Resul-i Ekrem) Şaban ayının tamamını oruçla geçirerek nihayet Şâban’ı Ramazan’la birleştirirdi” [İbni Mâce, Savm: 4.] diyerek Peygamberimizin bu ayda daha çok oruç tuttuğunu ifade etmektedir.

Bu iki rivayetten hadis âlimleri, Peygamberimizin bazı seneler Şâban’ın tamamını, bazı zamanlarda da çok günlerini oruçlu geçirdiği kanaatine varmışlardır. Zaten hadiste geçen “tamamı” mânâsına gelen “küll” kelimesi Arapçada çoğunluk mânâsında kullanılırdı.

Bir kimse bir ayın çok günlerini oruçlu geçirirse, tamamını oruçlu geçirdiği ifadesi yer alırdı.
Her iki rivayetten Şaban ayının tamamını oruçlu geçirmenin veya bir kısmında oruç tutmanın caiz olacağı hükmü çıkarılmaktadır.

Şaban ayında oruç, namaz, sadaka gibi ibadetlerin ve diğer imâni ve İslâmî hizmetlerin fazla yapılmasının bir hikmeti de, devamında gelecek olan Ramazan ayı için zihnen, bedenen ve ruhen bir hazırlık ve alışkanlığa sebep olmasıdır. Çünkü bazı insanlar, “Nasıl olsa, Ramazan gelince daha çok ibadet ederiz” diye gaflet ve tembelliğe kapılabilirler. İşte Şâban’da yapılan ibadetler bu perdeyi yırtmaktadır.

Bu hususa Peygamberimiz, Hz. Üsame bin Zeyd’in suâli üzerine işaret etmektedir. Hz. Üsame sorar:
“Yâ Resulallah, Şaban ayında tuttuğunuz kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu görmedim.”

Bunun üzerine Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyururlar:
“Receb ve Ramazan ayları arasında şu Şaban ayında insanlar gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Alemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Ben oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim.”[Nesei, Savm: 70]

Bu mübarek günleri değerlendirerek gün ve gecelerimizi manevî yönden daha çok bereketli kılarsak, bu ayın feyzinden daha fazla istifade etmiş oluruz. Bu aylarda tutulan oruç farz ve vacip olmayıp sadece sünnettir. Peygamberimize uyarak sevap ve mükâfatına nail olmak için oruç tutmaya gayret ederiz.

Cenab-ı Hak bizleri Şaban ayının nurundan ve feyzinden en azami mertebede istifade eden kullarından eylesin. Amin...


Alıntı, derleme
 
Üst Alt