- Katılım
- 8 Ağustos 2011
- Mesajlar
- 457
- Tepkime puanı
- 5
tüp bebek caizmi, tüp bebek harammı, islama göre tüp bebek, dinen tüp bebekle ilgili hükümler, tüp bebek dinen caizmi, cübbeli ahmet hoca tüp bebek, tüp bebek harammıdır, tüp bebek caizmi, tüp bebek fiyatları, tüp bebek nasıl yapılır, tüp bebek nedir
TÜP BEBEK
Kadının çeşitli sebeplerle gebe kalamaması halinde , doktorların erkek ve kadından alınan eşey hücreleri (sperm ve yumurta) laboratuarda dölleyerek oluşturdukları cenini, kadının döl yatağına (rahim) zerk etmeleri işlemine halk arasında tüp bebek denir. Bu işlem tıpta yapay dölleme ya da tüpte dölleme olarak anılmaktadır.
Nikâhlı eşler arasında sun'î tohumlama yoluyla çocuk sahibi olmak mümkün ve caizdir. Nitekim eş-Şirbînî , bu konuda şöyle der: "Bir kadın ihtilam olmuş kocasının menisini cinsel organına yerleştirmek suretiyle gebe kalsa, doğan çocuk meşrûdur ve kadın bu işlemden dolayı günahkâr olmaz" (eş-Şirbînî, Muğnî'I-Muhtâc, III, 384). Aşılama ve ceninin gelişmesi aşamalarında tıbbî usullerden yararlanarak çocuk sahibi olmak da bu niteliktedir. Ancak spermin evli olmayan kimselerden alınıp aşılama yapılması veya doğumu gerçekleştirmede aracı bir kadın kullanılması bir çeşit zina olur. Bu durumda çocuğun annesi doğuran kadın, nesebini reddetmediği sürece bu kadının nikâhlı kocası da babası olur.
Kısaca sun'î âşılama veya tüp bebek uygulaması tıbbî bir tedavi yöntemi olup , yalnız karı-koca arasında olmak şartıyla caizdir. Çünkü vücuttaki organların normal fonksiyonlarını yerine getirememesi halinde, tedavi olma hakkı ve görevi vardır. Hz. Peygamber, "Tedavi olunuz" buyurmuştur. Bir erkek veya kadının çocuk sahibi olmaya çalışması hem vazgeçilmez bir hak, hem de bir zarurettir. Çünkü evliliğin en önemli amaçlarından birisi neslin devamıdır. "Zarûretler sakıncalı olan şeyleri mübah kılar" kaidesince, erkek veya kadın tedavi imkânlarını kullanır (bk. eş-Şirbînî, a.g.e., III, 384, IV, 306; Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslâm İlmihali, İstanbul 1991, s. 640; Halil Güvenç, Günümüz Meselelerine Fetvalar, İstanbul 1990, II, 153-156).
Hamdi DÖNDÜREN
*******************************
Burada çeşitli kaynaklardan derlenen ve Tüp bebek konusunu islami açıdan ele alan makaleleri okuyabilirsiniz.
Normal yollarla çocuk sahibi olmayan bir kadının zaruretten dolayı tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olması caizdir. Ancak normal yollarla çocuk sahibi olan bir kadının tüp bebek yöntemini kullanması caiz değildir. Çünkü kadının zaruret olmadan avret yerini başkasına göstermesi caiz değildir. Bu bakımdan çocuk sahibi olan kadının erkek çocuğu olması için tüp bebek uygulaması caiz değildir.
İslâmiyet neslin muhafazasına büyük ehemmiyet vermiştir. Bundan dolayı gayrimeşru beraberlikler, bilhassa zina, bütün hak dinlerde yasaklanmış ve çirkin görülmüştür. Zinaya giden yolu kapamak için de nikâh yolu dâima açık tutulmuştur. “Tüp bebek” konusunu da öncelikle bu çerçeve içinde ele almak gerekir.
*Tüp bebek” iki şekilde gerçekleşmektedir. Birincisi, aynı karı-koca arasında gerçekleşir. Bu şekil, neslin karışması gibi bir mahzur bulunmadığından ve bir zaruretten dolayı olduğundan meşrudur, helâl ve caizdir. Bu da şöyle olmaktadır:
Annenin rahmiyle yumurtalığı arasında bulunan kanala “tüp” adı veriliyor. Çocuğun teşekkülü için olgunlaşmış yumurtanın bu kanaldan, yani tüpten geçerek rahme ulaşması ve orada babadan gelen meni ile (sperm) birleşmesi gerekir. Fakat bazan bu tüp tıkanmış oluyor; yumurta da rahme inemediğinden sperm hücreleriyle buluşamıyor. Neticede ise çocuğun teşekkülü için gerekli olan döllenme gerçekleşemiyor.
İşte tüpü kapalı olan bir kadın, isterse tıbbın bu yeniliğinden istifade ederek çocuk sahibi olabilir. Şöyle ki:
Annenin yumurtalıklarında bulunan yumurta hücresi, geliştikten sonra hususî olarak yapılmış bir tüp içerisine alınır. Bu yumurta hücresi babadan alınan sperm hücresi ile döllendikten ve aradan bir buçuk gün gibi bir zaman geçtikten sonra meydana gelen “zigot,” yani ceninin ilk safhası annenin rahmine yerleştirilir. Bundan sonra çocuk, gelişmesini annenin rahminde tamamlar. Görüldüğü gibi, burada sperm hücreleri kocanın, yumurta da kendi hanımınındır.
Tüp bebeğin meşru olmayan, dinimizin caiz görmediği şekline gelince; tüp yoluyla da olsa zayıflık, hastalık gibi birtakım sebeplerle doğum yapamayacak kadınlar vardır. Bazılarının da rahimleri ameliyatla alındığı için çocuk yapmaları mümkün olmamaktadır. İşte bu durumda erkekten alınan sperm hücreleri yabancı bir kadından alınan yumurta hücreleri ile bir tüpte birleştirilir. Döllenme tüpte gerçekleştikten sonra, mümkünse aynı kadının, değilse başka bir kadının rahmine yerleştirilir. Aradan belli bir müddet geçtikten sonra çocuk meydana gelir. Burada her ne kadar baba varsa da, anne yabancı bir kadındır.
Diğer bir şekli de şöyledir: Çocuğun doğmaması kadındaki bir hastalık sebebiyle olabileceği gibi, hastalığın erkekte olması da mümkündür. Bu durumda kadın sağlamdır, çocuğu olabilir. Fakat erkeğin çocuğu olmamaktadır. Bu defa da yabancı bir erkekten alınan sperm hücreleri ile kadından alınan yumurta tüpte birleştikten sonra, döllenmiş yumurta kadının rahmine yerleştirilir. Vakti geldiğinde de çocuk doğar.
İşte, ister yumurtanın başka bir kadından, isterse spermin yabancı bir erkekten alınması yolu ile olsun, her iki durumda da doğan çocuğun nesebi sıhhatli olmamakta, nesil karışmaktadır. Tüp bebeğin bu şekline, yani anneden veya babadan birisinin yabancı olması şekli —namus ve aile mahremiyeti mefhumunu ortadan kaldırdığından— bir çeşit zina sayılmaktadır.
Tüp bebeğin bu şekli bilhassa yabancı ülkelerde tatbik edilmektedir. Bugün Sağlık Bakanlığı’nın müsaadesi ve gözetimi altında yapılan, dinimizce meşru sayılan birinci şekildir.
Evet, nikâh neslin devam ve sıhhatini netice vermek için meşru kılınmıştır. Bu meşru yolun dışında çocuk sahibi olmayı dinimiz caiz görmemektedir. Zaten böyle bir işe yönelenler kadere rıza göstermeyenlerdir. Mü’minler bu nevi gayrimeşru muamelelere yaklaşmazlar. Çünkü şu ilâhî emirler onların en büyük tesellî kaynağıdır:
“Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Dilediğini yaratır. Dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder. Yahut onları hem erkek, hem kız çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini de kısır bırakır. O her şeyi bütünüyle bilendir. Her şeye gücü yetendir.”1
1. Şûra Sûresi, 49-50.
(Mehmed Paksu, Helal – Haram)
***************************
Insan yaratilisinda mutlaka cocuk sahibi olma arzusu mevcuttur. Bu yuzden cogu zaman esler ne olursa olsun cocuk sahibi olmayi ister, hayirli mi hayirsiz mi konusunu dusunmeye bile razi olmazlar. Halbuki bu konuda da insan gayet tedbirli ve temkinli olmali, hayirlisini ver Ya Rab, diyerek hakkinda pisman olmayacagi sonucu istemelidir.
Nitekim boyle dusunmeden ille de cocuk isteyenlerin bazilarini gormekteyiz:
-Keske, hayirlisini ver Ya Rab!.. deseydik diye pismanliklarini izhar etmekteler.
Belli arizalar sebebiyle cocuklari olmayanlar icin tibbi buluslar da soz konusudur. Bunlarin en basinda tup bebek olayi gelmektedir. Zaten bize cok sorulan sorulardan biri de bu mevzudadir:
-Tup bebek icin ne dersiniz? denmekte, dinen caiz olup olmayacagi hususu arastirilmaktadir.
Bu konunun bircok cihetleri vardir. Ancak ben ilk ana unsurunu ifade ederek gorusleri arz edeyim. Tup bebek caiz olabilir de olmayabilir de.
Olabilirin sarti sudur:
-Tup bebegin asli unsuru nikahli kari-kocadan olacaktir.
Bu, su demektir: Baska kadindan, yahut da erkekten alinan sperm veya yumurtadan elde edilen tup bebekler caiz olmazlar. Cunku bebegin kendisi baskasindan alinmadir. Birinin oglu, kizi otekine verilmek gibi bir sey olur bu. Eslerin sperm ve yumurtasini belli mekanik yerlerde gelistirip yine sahiplerinin rahminden dunyaya getirmek suretiyle elde edilen tup bebek caiz olabilir. Bu konuda Diyanet Isleri Baskanligi Din Isleri Yuksek Kurulu'nun gorunumu "Gunumuz Meselelerine Fetvalar" kitabinda okumak mumkundur. Mezkur kitapta soyle denmektedir. Sayfa (106)'dan aynen:
Tup bebek Islam'a gore caiz midir?
Kadin veya esindeki bir kusur sebebiyle, tabii iliski ile gebeligin gerceklesmesi mumkun olmadigi takdirde, dollendirilecek yumurta ve sperm, her ikisi de nikahli eslere ait olmak (yani bunlardan biri yabanciya ait olmamak), dollendirilmis olan yumurta, baska bir kadinin rahminde degil, yumurtanin sahibi olan kadinin rahminde gelismek ve yapilan islemin gerek anne ve babanin, gerekse dogacak cocugun maddi, ruhi ve akli sagligi uzerinde olumsuz bir etkisinin olmayacagi tibben sabit olmak sartiyla, normal yoldan gebe kalmasi ve anne olmasi mumkun olmayan evli hanimlarin, yukarida belirtilen sartlara uyarak, cesitli tibbi usullerle gebeliklerinin saglanmasinda, Islami hukumler acisindan bir sakinca yoktur.
Baska bir kadinin yumurtasi veya kocasi disinda yabanci bir erkekten alinan sperm ile bir kadinin gebeliginin saglanmasi ise, insanlik duygularini rencide etmesi ve zina unsurlari tasimasi sebebiyle (caiz) degildir.
Ahmet Sahin
Kaynak: Zaman
TÜP BEBEK
Kadının çeşitli sebeplerle gebe kalamaması halinde , doktorların erkek ve kadından alınan eşey hücreleri (sperm ve yumurta) laboratuarda dölleyerek oluşturdukları cenini, kadının döl yatağına (rahim) zerk etmeleri işlemine halk arasında tüp bebek denir. Bu işlem tıpta yapay dölleme ya da tüpte dölleme olarak anılmaktadır.
Nikâhlı eşler arasında sun'î tohumlama yoluyla çocuk sahibi olmak mümkün ve caizdir. Nitekim eş-Şirbînî , bu konuda şöyle der: "Bir kadın ihtilam olmuş kocasının menisini cinsel organına yerleştirmek suretiyle gebe kalsa, doğan çocuk meşrûdur ve kadın bu işlemden dolayı günahkâr olmaz" (eş-Şirbînî, Muğnî'I-Muhtâc, III, 384). Aşılama ve ceninin gelişmesi aşamalarında tıbbî usullerden yararlanarak çocuk sahibi olmak da bu niteliktedir. Ancak spermin evli olmayan kimselerden alınıp aşılama yapılması veya doğumu gerçekleştirmede aracı bir kadın kullanılması bir çeşit zina olur. Bu durumda çocuğun annesi doğuran kadın, nesebini reddetmediği sürece bu kadının nikâhlı kocası da babası olur.
Kısaca sun'î âşılama veya tüp bebek uygulaması tıbbî bir tedavi yöntemi olup , yalnız karı-koca arasında olmak şartıyla caizdir. Çünkü vücuttaki organların normal fonksiyonlarını yerine getirememesi halinde, tedavi olma hakkı ve görevi vardır. Hz. Peygamber, "Tedavi olunuz" buyurmuştur. Bir erkek veya kadının çocuk sahibi olmaya çalışması hem vazgeçilmez bir hak, hem de bir zarurettir. Çünkü evliliğin en önemli amaçlarından birisi neslin devamıdır. "Zarûretler sakıncalı olan şeyleri mübah kılar" kaidesince, erkek veya kadın tedavi imkânlarını kullanır (bk. eş-Şirbînî, a.g.e., III, 384, IV, 306; Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslâm İlmihali, İstanbul 1991, s. 640; Halil Güvenç, Günümüz Meselelerine Fetvalar, İstanbul 1990, II, 153-156).
Hamdi DÖNDÜREN
*******************************
Burada çeşitli kaynaklardan derlenen ve Tüp bebek konusunu islami açıdan ele alan makaleleri okuyabilirsiniz.
Normal yollarla çocuk sahibi olmayan bir kadının zaruretten dolayı tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olması caizdir. Ancak normal yollarla çocuk sahibi olan bir kadının tüp bebek yöntemini kullanması caiz değildir. Çünkü kadının zaruret olmadan avret yerini başkasına göstermesi caiz değildir. Bu bakımdan çocuk sahibi olan kadının erkek çocuğu olması için tüp bebek uygulaması caiz değildir.
İslâmiyet neslin muhafazasına büyük ehemmiyet vermiştir. Bundan dolayı gayrimeşru beraberlikler, bilhassa zina, bütün hak dinlerde yasaklanmış ve çirkin görülmüştür. Zinaya giden yolu kapamak için de nikâh yolu dâima açık tutulmuştur. “Tüp bebek” konusunu da öncelikle bu çerçeve içinde ele almak gerekir.
*Tüp bebek” iki şekilde gerçekleşmektedir. Birincisi, aynı karı-koca arasında gerçekleşir. Bu şekil, neslin karışması gibi bir mahzur bulunmadığından ve bir zaruretten dolayı olduğundan meşrudur, helâl ve caizdir. Bu da şöyle olmaktadır:
Annenin rahmiyle yumurtalığı arasında bulunan kanala “tüp” adı veriliyor. Çocuğun teşekkülü için olgunlaşmış yumurtanın bu kanaldan, yani tüpten geçerek rahme ulaşması ve orada babadan gelen meni ile (sperm) birleşmesi gerekir. Fakat bazan bu tüp tıkanmış oluyor; yumurta da rahme inemediğinden sperm hücreleriyle buluşamıyor. Neticede ise çocuğun teşekkülü için gerekli olan döllenme gerçekleşemiyor.
İşte tüpü kapalı olan bir kadın, isterse tıbbın bu yeniliğinden istifade ederek çocuk sahibi olabilir. Şöyle ki:
Annenin yumurtalıklarında bulunan yumurta hücresi, geliştikten sonra hususî olarak yapılmış bir tüp içerisine alınır. Bu yumurta hücresi babadan alınan sperm hücresi ile döllendikten ve aradan bir buçuk gün gibi bir zaman geçtikten sonra meydana gelen “zigot,” yani ceninin ilk safhası annenin rahmine yerleştirilir. Bundan sonra çocuk, gelişmesini annenin rahminde tamamlar. Görüldüğü gibi, burada sperm hücreleri kocanın, yumurta da kendi hanımınındır.
Tüp bebeğin meşru olmayan, dinimizin caiz görmediği şekline gelince; tüp yoluyla da olsa zayıflık, hastalık gibi birtakım sebeplerle doğum yapamayacak kadınlar vardır. Bazılarının da rahimleri ameliyatla alındığı için çocuk yapmaları mümkün olmamaktadır. İşte bu durumda erkekten alınan sperm hücreleri yabancı bir kadından alınan yumurta hücreleri ile bir tüpte birleştirilir. Döllenme tüpte gerçekleştikten sonra, mümkünse aynı kadının, değilse başka bir kadının rahmine yerleştirilir. Aradan belli bir müddet geçtikten sonra çocuk meydana gelir. Burada her ne kadar baba varsa da, anne yabancı bir kadındır.
Diğer bir şekli de şöyledir: Çocuğun doğmaması kadındaki bir hastalık sebebiyle olabileceği gibi, hastalığın erkekte olması da mümkündür. Bu durumda kadın sağlamdır, çocuğu olabilir. Fakat erkeğin çocuğu olmamaktadır. Bu defa da yabancı bir erkekten alınan sperm hücreleri ile kadından alınan yumurta tüpte birleştikten sonra, döllenmiş yumurta kadının rahmine yerleştirilir. Vakti geldiğinde de çocuk doğar.
İşte, ister yumurtanın başka bir kadından, isterse spermin yabancı bir erkekten alınması yolu ile olsun, her iki durumda da doğan çocuğun nesebi sıhhatli olmamakta, nesil karışmaktadır. Tüp bebeğin bu şekline, yani anneden veya babadan birisinin yabancı olması şekli —namus ve aile mahremiyeti mefhumunu ortadan kaldırdığından— bir çeşit zina sayılmaktadır.
Tüp bebeğin bu şekli bilhassa yabancı ülkelerde tatbik edilmektedir. Bugün Sağlık Bakanlığı’nın müsaadesi ve gözetimi altında yapılan, dinimizce meşru sayılan birinci şekildir.
Evet, nikâh neslin devam ve sıhhatini netice vermek için meşru kılınmıştır. Bu meşru yolun dışında çocuk sahibi olmayı dinimiz caiz görmemektedir. Zaten böyle bir işe yönelenler kadere rıza göstermeyenlerdir. Mü’minler bu nevi gayrimeşru muamelelere yaklaşmazlar. Çünkü şu ilâhî emirler onların en büyük tesellî kaynağıdır:
“Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Dilediğini yaratır. Dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder. Yahut onları hem erkek, hem kız çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini de kısır bırakır. O her şeyi bütünüyle bilendir. Her şeye gücü yetendir.”1
1. Şûra Sûresi, 49-50.
(Mehmed Paksu, Helal – Haram)
***************************
Insan yaratilisinda mutlaka cocuk sahibi olma arzusu mevcuttur. Bu yuzden cogu zaman esler ne olursa olsun cocuk sahibi olmayi ister, hayirli mi hayirsiz mi konusunu dusunmeye bile razi olmazlar. Halbuki bu konuda da insan gayet tedbirli ve temkinli olmali, hayirlisini ver Ya Rab, diyerek hakkinda pisman olmayacagi sonucu istemelidir.
Nitekim boyle dusunmeden ille de cocuk isteyenlerin bazilarini gormekteyiz:
-Keske, hayirlisini ver Ya Rab!.. deseydik diye pismanliklarini izhar etmekteler.
Belli arizalar sebebiyle cocuklari olmayanlar icin tibbi buluslar da soz konusudur. Bunlarin en basinda tup bebek olayi gelmektedir. Zaten bize cok sorulan sorulardan biri de bu mevzudadir:
-Tup bebek icin ne dersiniz? denmekte, dinen caiz olup olmayacagi hususu arastirilmaktadir.
Bu konunun bircok cihetleri vardir. Ancak ben ilk ana unsurunu ifade ederek gorusleri arz edeyim. Tup bebek caiz olabilir de olmayabilir de.
Olabilirin sarti sudur:
-Tup bebegin asli unsuru nikahli kari-kocadan olacaktir.
Bu, su demektir: Baska kadindan, yahut da erkekten alinan sperm veya yumurtadan elde edilen tup bebekler caiz olmazlar. Cunku bebegin kendisi baskasindan alinmadir. Birinin oglu, kizi otekine verilmek gibi bir sey olur bu. Eslerin sperm ve yumurtasini belli mekanik yerlerde gelistirip yine sahiplerinin rahminden dunyaya getirmek suretiyle elde edilen tup bebek caiz olabilir. Bu konuda Diyanet Isleri Baskanligi Din Isleri Yuksek Kurulu'nun gorunumu "Gunumuz Meselelerine Fetvalar" kitabinda okumak mumkundur. Mezkur kitapta soyle denmektedir. Sayfa (106)'dan aynen:
Tup bebek Islam'a gore caiz midir?
Kadin veya esindeki bir kusur sebebiyle, tabii iliski ile gebeligin gerceklesmesi mumkun olmadigi takdirde, dollendirilecek yumurta ve sperm, her ikisi de nikahli eslere ait olmak (yani bunlardan biri yabanciya ait olmamak), dollendirilmis olan yumurta, baska bir kadinin rahminde degil, yumurtanin sahibi olan kadinin rahminde gelismek ve yapilan islemin gerek anne ve babanin, gerekse dogacak cocugun maddi, ruhi ve akli sagligi uzerinde olumsuz bir etkisinin olmayacagi tibben sabit olmak sartiyla, normal yoldan gebe kalmasi ve anne olmasi mumkun olmayan evli hanimlarin, yukarida belirtilen sartlara uyarak, cesitli tibbi usullerle gebeliklerinin saglanmasinda, Islami hukumler acisindan bir sakinca yoktur.
Baska bir kadinin yumurtasi veya kocasi disinda yabanci bir erkekten alinan sperm ile bir kadinin gebeliginin saglanmasi ise, insanlik duygularini rencide etmesi ve zina unsurlari tasimasi sebebiyle (caiz) degildir.
Ahmet Sahin
Kaynak: Zaman