- Katılım
- 26 Şubat 2011
- Mesajlar
- 503
- Tepkime puanı
- 10
Toplumun düzeni, ailedeki huzur ve mutluluğa dayanır. Mutluluk, sorunsuz yaşam değil, onlarla başa çıkabilme yeteneğidir.
Kendinizi daha iyi tanımak ve geliştirmek, sevdiklerinize vereceğiniz en güzel hediyedir.
İnsan özünde tüm evrensel kuralları hiçbir uyarıcıya gerek kalmadan anlayabilen kapasite ile dünyaya gelir. Temiz olmak, yalan söylemek, saygın olmak, sevilmek, paylaşmak, yardım etmek gibi pek çok kuralı doğuştan bilir. Peki, bildiği halde neden uymaz? İşte bu sorunun cevabı bütün kuralların konmasının sebebidir.İnsan, çıkarları ve kamu yararı bir arada olduğu durumlarda genellikle çıkarı doğrultusunda hareket etmek istemiştir. Bu istek, onun kendisi ile yaratılmış,akıl ve düşünce sistematiği ile de bu arzu kontrol altına alınmıştır.
Sosyal ilişkilerin herkesi memnun edecek bir düzen içinde sürmesini sağlayan ya da en azından sağlaması gereken bu kurallar, insanların inançlarına göre de değişebilmektedir. Dini kuralların ilk önceliği birey ile inandığı Tanrı arasındaki ilişkilerin belirli bir düzene oturtulması olsa da, toplumu da bireyler oluşturduğu için bu kuralların genel toplum hayatını ilgilendiren maddeleri bulunabilmektedir. Ayrıca ahlak kuralları da toplumdaki bireylerin davranışlarını "iyi ve kötü" olarak belirlemektedir. Ahlak kurallarının "kötü" olarak belirttiği hareketlerin toplum refahı için bireysel olarak yapılmaması beklenir.
Kendinizi daha iyi tanımak ve geliştirmek, sevdiklerinize vereceğiniz en güzel hediyedir.
İnsan özünde tüm evrensel kuralları hiçbir uyarıcıya gerek kalmadan anlayabilen kapasite ile dünyaya gelir. Temiz olmak, yalan söylemek, saygın olmak, sevilmek, paylaşmak, yardım etmek gibi pek çok kuralı doğuştan bilir. Peki, bildiği halde neden uymaz? İşte bu sorunun cevabı bütün kuralların konmasının sebebidir.İnsan, çıkarları ve kamu yararı bir arada olduğu durumlarda genellikle çıkarı doğrultusunda hareket etmek istemiştir. Bu istek, onun kendisi ile yaratılmış,akıl ve düşünce sistematiği ile de bu arzu kontrol altına alınmıştır.
Sosyal ilişkilerin herkesi memnun edecek bir düzen içinde sürmesini sağlayan ya da en azından sağlaması gereken bu kurallar, insanların inançlarına göre de değişebilmektedir. Dini kuralların ilk önceliği birey ile inandığı Tanrı arasındaki ilişkilerin belirli bir düzene oturtulması olsa da, toplumu da bireyler oluşturduğu için bu kuralların genel toplum hayatını ilgilendiren maddeleri bulunabilmektedir. Ayrıca ahlak kuralları da toplumdaki bireylerin davranışlarını "iyi ve kötü" olarak belirlemektedir. Ahlak kurallarının "kötü" olarak belirttiği hareketlerin toplum refahı için bireysel olarak yapılmaması beklenir.