Tekirdağ ilçeler

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37
Marmara ereğlisi

Marmara Ereğlisi, Tekirdağ ilinin bir ilçesidir. Silivri'ye 35, İstanbul'a 90, Tekirdağ'a 38 km uzaklıktadır.
kolonistler tarafından kurulmuştur. Üç tarafı denizle kaplı bir Tarihi Bizans'a dayanan ilçenin eski adı Perinthos'tur ve M.Ö. 600 yılında Samosluyarımada şeklindeki ilçe uzun bir kıyı şeridine (32 km) sahiptir. Kapsamlı bir ticaret, gelişmiş bir ekonomi için büyük önem taşıyan iki önemli doğal limanı ve 3 iskelesi vardır.
Ayrıca deniz kenarında 3. yüzyıla ait kaya mezarları bulunmaktadır. İçerisinde bir açık hava müzesi bulunur. Perinthos iken adı Heraklia olarak değiştirilmiştir. Osmanlı Türkleri Heraklia'ya Ereğli dediler. Diğerleriyle karışmaması için de marmara ereğlisi demeye başladılar. Fatih Ereğli'nin gelirini İstanbul'daki imaretine vakfetmiştir. Cedid Ali Paşa fırtınadan kurtularak geldiği Ereğli'ye bir cami yaptırmış ve çok beğendiği bu yere gelip yerleşecek olanlara kolaylıklar sağlanacağını duyurdu. Böylece ilk Ereğli halkı oluşmaya başladı.
Osmanlı döneminde 1876'ya kadar barış içinde geçirmiştir. Deniz taşıtlarının uğrağı ve önemli bir liman olmaya devam etmiştir. Yunanlıların 20 Ekim 1920'de İzmir tümenini Ereğli kıyılarına çıkarmalarının 30 Ekim 1922'ye kadar Yunan işgali altında kaldı. 1987'ye kadar bucak olarak bağlı olduğu Çorlu ilçesinden ayrılarak ilçe oldu ama Seymen köyü Çorlu'da kaldı.

Çorlu

Çorlu, Trakya'nın merkezi kesiminde, plato yüzeyinin üzerindeki düzlükte yer alır. çevreye oranla daha yüksekte olması, şehrin savunmasını kolaylaştırmakta, diğer taraftan gelebilecek tehlikeleri önceden görme avantajı sağlamaktadır. Ayrıca hemen kuzeyden geçen Çorlu Deresi, her mevsim şehrin su ihtiyacını karşılar. ilk çağ insanlarının aradığı bütün coğrafi özelliklere sahip alan bu sahanın, Trak göçleriyle birlikte yerleşmeye ve tarıma açıldığı şüphesizdir. Nitekim yakın çevrede Prehistorik döneme inen yerleşme merkezlerinin ortaya çıkarılması, bu görüşü doğrular. Bununla birlikte yeterince araştırma yapılmadığı için, Çorlu şehrinin kuruluş tarihi hakkında kesin bilgi veremiyoruz.

Çorlu'nun adı ile ilgili çok değişik ifadeler mevcuttur. Eski atlaslarda şehrin adı "Tzarylus", 'Tzurulum", "Tzuruius", "Tzurule", 'Tschuria", "Tziraitum" şeklinde geçmektedir. Bizans döneminde peyniri meşhur olduğu için, "Peynir Kasabası' anlamında "Tribiton" adı verilmekte, bazı eserlerde "Sirello" şeklinde kayıtlara da rastlanmaktadır. Halk arasında Çorlu adının çorak, işe yaramaz anlamındaki "çor" veya "çur"dan kaynaklandığı, şehrin Türkler tarafından alınışı sırasında zorluklarla karşılaşıldığından zor kelimesine benzetme yapılarak "çor"dan geldiği ifade edilmektedir. Roma zamanında Trakya'da "Cohors III. Lucensum" adını taşıyan bir askeri birliğin bulunduğu ve bu birliğin tamamen Trak savaşçılarından oluştuğu bilinmektedir. Romalılar savaşlarda Traklar dan yararlanıyor ve onlara "Cohors" kıtalarında görev veriyorlardı. Buradaki 'Cohors' kelimesi, Çorlu şehrinin adına sonderece benzemektedir. Marmara Ereğlisi 'nin hemen doğusundaki Kamaradere 'de ortaya çıkarılan tarihi belge, Çorlu hakkında en eski ve kesin bilgileri vermektedir. Kamaradere de ele geçen mezarın kitabesinde 'burada iki defa Çorlu-Tzouios idarecisi olan Sisinis gömülüdür" şeklinde kayıt mevcuttur. Sisinis'in 814 yılında öldüğü göz önüne alınırsa, belgenin Bizans dönemine ait olduğu anlaşılmaktadır. Sisinis, Çorlu kasabasında Curator Civitatis" ünvanı ile idarecilik yapmış, başarılı olduğu için iki defa bu görevi üstlenmiştir. Çorlu'nun adı ile yakından ilgisi olan "Curator" kelimesinin anlamı, gerek Latin gerekse Grek alfabesinde özen gösteren, dikkat eden şeklinde verilmektedir. Curator, belediye büyüklüğüne gelen yerleşmelerde özel işlerle görevli kişilerin, diğer deyişle belediye başkanlarının ünvanıydı. Bu ünvan, 2. yüzyılın sonunda Roma eyaletlerindeki şehirlerde belediye başkanları içinde kullanılmaktaydı.
Geniş sahaya yayılan Bizans imparatorluğunda, sınırları korumak için devamlı hudut muhafızları mevcuttu. Sınırdaki kuvvetler, Özellikle cesur ve savaşçı uluslardan seçiliyordu. Kamaradere'de mezarı bulunan Sisinisin yaşadığı yıllarda Trakya, Bulgar Kralı Kurum'un, ordularının tehditi altındaydı. Giderek artan Bulgar baskısına karşı, Bizansın ücretli askerlerle anlaşarak, bunları sınırdaki savunma noktalarına yerleştirmesi gayet doğaldır. Çorlu şehrinin adının da bu sırada. 9. yüzyılın başında şekillenmesi kuvvetle muhtemeldir.
Çor veya Çur terimi eski Türk boylarında yüksek bir rütbe veya ünvan olarak kullanılmaktaydı. Aynı şekilde sisinis kelimesininde Bizans ordusunda yardımcı olarak bulunan hunların veya Alanların kumandanlarına ünvan olarak verildiği bilinmektedir. Gerek sisinis, gerekse Çor Bizans kültürünün etkisi altında değişerek, Sisinis görevli memurun, çor ise görevin yapılsığı sınır kalesinin adı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Böylece Çor veya Çur'dan, Çorlu şehrinin adı çıkmıştır


Hayrabolu

Hayrabolu, Tekirdağ ilinin bir ilçesidir. Hayrabolu, Trakya'nın en eski yerleşim birimlerinden biridir. Türkler tarafından ilk olarak 1357 yılında fethedilmişse de kısa bir süre sonra Roma İmparatorluğu'nca geri alınmıştır. 1368 yılında Sultan I.Murad zamanında ikinci ve son olarak Roma İmparatorluğu'ndan geri alınmıştır. Bu tarihten sonra Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden, özellikle Kayseri ve Sivas dolaylarından seçilen aileler Hayrabolu ve çevresine iskan edilmiştir.
Eski adı Chariupolis'tir (Hanri-polis; Rüzgarlı şehir). Bugünkü adı ise ikinci fethinden sonra Hanripol; Hayrı-bol olarak değiştirilmiştir ve günümüze "Hayrabolu" olarak gelmiştir


Muratlı

İl merkezinin kuzeyinde olup, yüzölçümü 407 km2.’dir. M.Ereğlisinden sonra ilin en küçük ilçesidir. İl merkezine 23 km. uzaklıktadır. Son nüfus sayımına göre kasaba ve köyleriyle birlikte nüfusu; 28.206’dır. İlçeye 16 köy bağlı bulunmaktadır. 1870 yılında demiryolu geçene kadar 17 hanelik bir köy olan Muratlı 1910 yılında nahiye, 1957 yılında da ilçe olmuştur.

Cumhuriyet devrinde Yugoslavya, Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya’dan mubadil olarak gelen göçmenler buraya yerleştirilmiştir.
Tarihi yer olarak; 1914 yılında yapılan İnanlı çeşmesi ile Atatürk’ün 3.6.1936 tarihinde ilçe- de yaptırılan göçmen evlerini görmek üzere Muratlı’ya geldiğinde misafir edildiği bir göçmen evi ve bahçesindeki anıt sayılabilir.
 
Üst Alt