Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Tasavvuf
Tasavvuf Farz Mıdır?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Intruder" data-source="post: 111006" data-attributes="member: 15174"><p><strong>Tazimi tahkir, tahkiri tazim etmek küfürdür. (Elfâz-ı Küfür) </strong></p><p>(Tazim edilecek olanı tahkir etmek, tahkir edilecek olanı tazim etmek küfürdür.)</p><p></p><p>Kişinin manevi derecesi ne kadar artarsa, o kadar Allah'ın Peygamberine ittiba' eder.. Resulullah'ın bir sünnetini tahkir etmek veya küçümsemek (Allah korusun) kişinin imansız gitmesine yol açar. </p><p></p><p>Kişi ne kadar sünnete uyabiliyorsa uyar. Hiç bir sünneti gereksiz görmez. <strong>Fenafillah </strong>makamından önce <strong>Fenafirresül </strong>makamı vardır. Yani fenafirresül makamına gelemeyen kişi asla fenafillah makamına erişemez. Fenafirresül makamında olan kişi, her sözünde ve fiilinde Peygamber Efendimize s.a.v uyar. Yani O'nun ayak izinin bastığı yere ayak basar. (Bazı evliyalardan bu sözü duyarsınız ama yanındaki kişiler bu sözün ne maksatla söylendiğini anlamaz.)</p><p></p><p><strong>O'na uyan bana uymuştur, O'nu reddeden beni reddetmiştir. Hadisi Şerif</strong></p><p></p><p>Bu hadis her ne kadar Mehdi a.s için söylenmiş olsa da, bu söz Fenafirresül makamında olan kimseler için de geçerlidir. O kimsenin her sözü Peygamber Efendimizin sözü, her fiili de Peygamber Efendimizin fiilidir.</p><p></p><p>Allah'a ulaşmak isteyen kimsenin yolu, Peygamber Efendimizden geçmek zorundadır.</p><p></p><p><strong>“Ben ilmin şehriyim, Ali ise onun kapısıdır."</strong></p><p></p><p>Şehrin Sultanına erişmek isteyen kişi ise önce şehre girmelidir. Şehre girmek isteyen kişi ise önce kapıdan geçmelidir. Daha önce de dediğim gibi, buradaki Ali özel manada Hz. Ali ise de, genel manada tüm İnsan-ı Kamil olan zâtlardır.</p><p></p><p>Her bir sünnetin ne kadar önemli olduğunu vurgulamam için konuyu böyle uzatmak zorunda kaldım..</p><p></p><p>Hayırlı işlerde sağ, aksi durumunda sol kullanılır. Camiye girmek hayırlı bir iş olduğu için sağ ile girilir ve sol ile çıkılır. Helaya ise sol ile girilir, sağ ile çıkılır. Namazdan ayrılırken de sol taraftan çıkılır. Çünkü burada hayırlı olan iş namazdır. Yazınızda sanki sağdan ayrılmak sünnetmiş gibi bir şey anlaşılıyor.</p><p></p><p></p><p></p><p>Abdullah b. Mes'ûd'dan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:</p><p></p><p><em>“Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez.” </em>Bu söz üzerine bir adam, “İnsan elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasından hoşlanır!” deyince Resûlullah (sas), <em><strong>“Şüphesiz ki Allah (cc) güzeldir, güzelliği sever. Kibir ise hakikati inkâr etmek ve insanları küçümsemektir.”</strong> </em>buyurmuştur.</p><p></p><p><em><strong>"Yüce Allah (cc) kime bir nimet verdiyse, şüphesiz O (cc) nimetinin kulunun üzerinde görülmesini sever."</strong></em></p><p></p><p>Siz, eğer imkanınız olduğu halde güzel bir arabaya binmeyip kötü bir araba ile geziyorsanız, Peygamberimizin sünnetini hiç anlamamışsınızdır. Çünkü Peygamber Efendimiz en iyi deveye binerdi. (O zamanın devesi bu zamanın da arabası)</p><p></p><p>Eğer güzel bir elbiseniz var, ve onun yerine yırtık pırtık elbiseler giyiyorsanız, bu Allah'ın size verdiği nimeti küçümsemeniz demektir. Müslüman her şeyin en iyisine ve en güzeline layıktır.</p><p></p><p>Kişinin hangi arabaya bindiğinin pek bir önemi yok. Burada önemli olan şey, onun sevgisini gönlüne yerleştirmemektedir. </p><p></p><p>Bazı kimseler; Müslümanlar neden hep fakir, eğer bu din hak din olsaydı onların zengin olması gerekmez miydi derler, bazıları da zengin bir Müslüman gördüğünde ise bu nasıl müslümanlık, son model arabaya biniyor son model telefon kullanıyor, peygamber böyle miydi derler..</p><p></p><p>Size soruyorum.. Bir Müslüman zengin mi olmalıdır yoksa fakir mi ? Tabi ki zengin olmalıdır. Hac, Kurban ve Zekat ibadeti ancak zenginler içindir ve bu zamanın fitnesinden emin olmak için zengin olmak gerekmektedir.</p><p></p><p><strong>"Fakirlik Ashâbım için saâdettir. Ahir zamanda ise mü'min için zenginlik saadettir."</strong>(Hadîs-i Şerîf, Kenzü 'l-Ummâl)</p><p></p><p>Zengin bir müslüman gördüğünüzde onun zenginliğinden ziyade o şeyleri gönlüne koyup koymadığına bakın. Zira Şahin arabası olan bir kimse sabah akşam onunla yatıyor kalkıyor ise, o kişinin fakir olmasının hiç bir önemi yoktur. Eğer bir kişi de son model bir arabaya biniyor ama kalbinde onun sevgisi yer etmiyorsa, o kişinin de son model bir arabaya binmesinin bir mahzuru yoktur.</p><p></p><p>Bu gösteriyor ki, bizler dini gereği gibi anlayamıyoruz. Bilinçaltımız o kadar kirlenmiş ki, zengin bir Müslüman gördüğümüzde onlara karşı cephe alıyoruz hele ki bunlar tarikat ehli kimselerse..</p><p></p><p></p><p>Kuran bize değil, Allah'ın Resülüne indirilmiştir. Bir başka değişle, Kuran'ı, kendisine indirilenden başka hiç bir kimse (gereği gibi) anlayamaz. Peygamber Efendimizin sözlerini de alimlerden başkası (gereği gibi) anlayamaz.. Evliyanın sözleri bile bir başka evliya tarafından şerh edilmedikçe anlaşılamaz.. (Mesneviyi şerhsiz okuyan kimse için o kitap bir hikaye kitabıdır.. Şerhli okursanız bir ilim deryası..)</p><p></p><p>Bir kitap düşünün ki, bir ilkokul öğrencisinin anlayabileceği kadar basit ama bir üniversite öğrencisini hayretler içerisinde bırakacak kadar da anlaşılması zor olsun.. Bu durumda her okuyan kişinin anladığı ancak kendi ilmi kadarıyla olacaktır.</p><p></p><p>Aynı şekilde hadisler de böyledir.. Bir hadisi herkes kendi ilmi derecesinde anlar.. Hadisleri anlayabilecek olan kimseler, ancak evliyalardır.</p><p></p><p>Mesela fakirlik hakkında söylenen iki hadisi alalım..</p><p></p><p><strong>(Fakirlik, iki cihanda da, yüzkarasıdır.) </strong>[R. Nasıhin]</p><p></p><p><strong>(Fakir, Allahü teâlânın dostudur.) </strong>[Deylemi]</p><p></p><p>Şimdi bir tarafta fakirliğin yüzkarası olduğu söylenmekte, diğer tarafta ise fakirlerin Allah dostu olduğu söylenmektedir. Eğer bir evliya tarafından bu hadisin şerhini okumamışsanız asla o sözü anlayamazsınız.</p><p></p><p>Fakir kelimesinin iki manası vardır.. İlk manası herkesin bildiği mana.. Yani birinci hadisteki mana..</p><p></p><p>İkinci manası ise, <strong>"Fakr benim fahrimdir (iftihar vesilemdir)." </strong>hadisindeki manadır. Bu durumda fakir kelimesinin manası, kişinin her durumda kendisini Allah'a muhtaç hissetmesidir yani hiç bir şeyi kendisine mâl etmemesidir.</p><p></p><p>Hadisleri bile anlayamayan kimselerin Kuran'ı anlayabileceklerini düşünmesi, ancak kendi ilimlerinin ne derecede eksik olduğunun göstergesidir. Bazı ateist kimselerin Kuran'da çelişki (!) görmeleri de bu yüzdendir..</p><p></p><p>Size Kuran'da tüm katmanların iç içe olduğu söylemiştim.. Hangi ayetin, hangi katmana ait olduğunu ancak ilim ehli kimseler bilebilir.</p><p></p><p>Bir öğretmen bir sınıfta öğrencilere matematikte sayıları kullanarak işlem yaparız demiş olsun ve aynı öğretmenin başka bir sınıfta sayıların yanında harfleri de kullanabilirsiniz demiş olsun.. Bir başka sınıfta ise, sayılara gerek duymadan sadece harfler ile işlemler yapabileceğinizi söylesin. Her ne kadar öğretmen burada üç farklı şey demişse de aslında bu üçü farklı katman bilgileridir. Birincisi ilkokul öğrencisi için, ikincisi ortaokul, üçüncüsü ise lise öğrencisi içindir.</p><p></p><p>Bu katmanlardan habersiz olan kişiler ise öğretmenin sözünde çelişki görmektedir.</p><p></p><p>Sözlerimi ilimden yana pek nasibi olmayanlar için çokça uzattım ama ilme susamış kimseler için ise kısa kestim.. Selametle..</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Intruder, post: 111006, member: 15174"] [B]Tazimi tahkir, tahkiri tazim etmek küfürdür. (Elfâz-ı Küfür) [/B] (Tazim edilecek olanı tahkir etmek, tahkir edilecek olanı tazim etmek küfürdür.) Kişinin manevi derecesi ne kadar artarsa, o kadar Allah'ın Peygamberine ittiba' eder.. Resulullah'ın bir sünnetini tahkir etmek veya küçümsemek (Allah korusun) kişinin imansız gitmesine yol açar. Kişi ne kadar sünnete uyabiliyorsa uyar. Hiç bir sünneti gereksiz görmez. [B]Fenafillah [/B]makamından önce [B]Fenafirresül [/B]makamı vardır. Yani fenafirresül makamına gelemeyen kişi asla fenafillah makamına erişemez. Fenafirresül makamında olan kişi, her sözünde ve fiilinde Peygamber Efendimize s.a.v uyar. Yani O'nun ayak izinin bastığı yere ayak basar. (Bazı evliyalardan bu sözü duyarsınız ama yanındaki kişiler bu sözün ne maksatla söylendiğini anlamaz.) [B]O'na uyan bana uymuştur, O'nu reddeden beni reddetmiştir. Hadisi Şerif[/B] Bu hadis her ne kadar Mehdi a.s için söylenmiş olsa da, bu söz Fenafirresül makamında olan kimseler için de geçerlidir. O kimsenin her sözü Peygamber Efendimizin sözü, her fiili de Peygamber Efendimizin fiilidir. Allah'a ulaşmak isteyen kimsenin yolu, Peygamber Efendimizden geçmek zorundadır. [B]“Ben ilmin şehriyim, Ali ise onun kapısıdır."[/B] Şehrin Sultanına erişmek isteyen kişi ise önce şehre girmelidir. Şehre girmek isteyen kişi ise önce kapıdan geçmelidir. Daha önce de dediğim gibi, buradaki Ali özel manada Hz. Ali ise de, genel manada tüm İnsan-ı Kamil olan zâtlardır. Her bir sünnetin ne kadar önemli olduğunu vurgulamam için konuyu böyle uzatmak zorunda kaldım.. Hayırlı işlerde sağ, aksi durumunda sol kullanılır. Camiye girmek hayırlı bir iş olduğu için sağ ile girilir ve sol ile çıkılır. Helaya ise sol ile girilir, sağ ile çıkılır. Namazdan ayrılırken de sol taraftan çıkılır. Çünkü burada hayırlı olan iş namazdır. Yazınızda sanki sağdan ayrılmak sünnetmiş gibi bir şey anlaşılıyor. Abdullah b. Mes'ûd'dan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur: [I]“Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez.” [/I]Bu söz üzerine bir adam, “İnsan elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasından hoşlanır!” deyince Resûlullah (sas), [I][B]“Şüphesiz ki Allah (cc) güzeldir, güzelliği sever. Kibir ise hakikati inkâr etmek ve insanları küçümsemektir.”[/B] [/I]buyurmuştur. [I][B]"Yüce Allah (cc) kime bir nimet verdiyse, şüphesiz O (cc) nimetinin kulunun üzerinde görülmesini sever."[/B][/I] Siz, eğer imkanınız olduğu halde güzel bir arabaya binmeyip kötü bir araba ile geziyorsanız, Peygamberimizin sünnetini hiç anlamamışsınızdır. Çünkü Peygamber Efendimiz en iyi deveye binerdi. (O zamanın devesi bu zamanın da arabası) Eğer güzel bir elbiseniz var, ve onun yerine yırtık pırtık elbiseler giyiyorsanız, bu Allah'ın size verdiği nimeti küçümsemeniz demektir. Müslüman her şeyin en iyisine ve en güzeline layıktır. Kişinin hangi arabaya bindiğinin pek bir önemi yok. Burada önemli olan şey, onun sevgisini gönlüne yerleştirmemektedir. Bazı kimseler; Müslümanlar neden hep fakir, eğer bu din hak din olsaydı onların zengin olması gerekmez miydi derler, bazıları da zengin bir Müslüman gördüğünde ise bu nasıl müslümanlık, son model arabaya biniyor son model telefon kullanıyor, peygamber böyle miydi derler.. Size soruyorum.. Bir Müslüman zengin mi olmalıdır yoksa fakir mi ? Tabi ki zengin olmalıdır. Hac, Kurban ve Zekat ibadeti ancak zenginler içindir ve bu zamanın fitnesinden emin olmak için zengin olmak gerekmektedir. [B]"Fakirlik Ashâbım için saâdettir. Ahir zamanda ise mü'min için zenginlik saadettir."[/B](Hadîs-i Şerîf, Kenzü 'l-Ummâl) Zengin bir müslüman gördüğünüzde onun zenginliğinden ziyade o şeyleri gönlüne koyup koymadığına bakın. Zira Şahin arabası olan bir kimse sabah akşam onunla yatıyor kalkıyor ise, o kişinin fakir olmasının hiç bir önemi yoktur. Eğer bir kişi de son model bir arabaya biniyor ama kalbinde onun sevgisi yer etmiyorsa, o kişinin de son model bir arabaya binmesinin bir mahzuru yoktur. Bu gösteriyor ki, bizler dini gereği gibi anlayamıyoruz. Bilinçaltımız o kadar kirlenmiş ki, zengin bir Müslüman gördüğümüzde onlara karşı cephe alıyoruz hele ki bunlar tarikat ehli kimselerse.. Kuran bize değil, Allah'ın Resülüne indirilmiştir. Bir başka değişle, Kuran'ı, kendisine indirilenden başka hiç bir kimse (gereği gibi) anlayamaz. Peygamber Efendimizin sözlerini de alimlerden başkası (gereği gibi) anlayamaz.. Evliyanın sözleri bile bir başka evliya tarafından şerh edilmedikçe anlaşılamaz.. (Mesneviyi şerhsiz okuyan kimse için o kitap bir hikaye kitabıdır.. Şerhli okursanız bir ilim deryası..) Bir kitap düşünün ki, bir ilkokul öğrencisinin anlayabileceği kadar basit ama bir üniversite öğrencisini hayretler içerisinde bırakacak kadar da anlaşılması zor olsun.. Bu durumda her okuyan kişinin anladığı ancak kendi ilmi kadarıyla olacaktır. Aynı şekilde hadisler de böyledir.. Bir hadisi herkes kendi ilmi derecesinde anlar.. Hadisleri anlayabilecek olan kimseler, ancak evliyalardır. Mesela fakirlik hakkında söylenen iki hadisi alalım.. [B](Fakirlik, iki cihanda da, yüzkarasıdır.) [/B][R. Nasıhin] [B](Fakir, Allahü teâlânın dostudur.) [/B][Deylemi] Şimdi bir tarafta fakirliğin yüzkarası olduğu söylenmekte, diğer tarafta ise fakirlerin Allah dostu olduğu söylenmektedir. Eğer bir evliya tarafından bu hadisin şerhini okumamışsanız asla o sözü anlayamazsınız. Fakir kelimesinin iki manası vardır.. İlk manası herkesin bildiği mana.. Yani birinci hadisteki mana.. İkinci manası ise, [B]"Fakr benim fahrimdir (iftihar vesilemdir)." [/B]hadisindeki manadır. Bu durumda fakir kelimesinin manası, kişinin her durumda kendisini Allah'a muhtaç hissetmesidir yani hiç bir şeyi kendisine mâl etmemesidir. Hadisleri bile anlayamayan kimselerin Kuran'ı anlayabileceklerini düşünmesi, ancak kendi ilimlerinin ne derecede eksik olduğunun göstergesidir. Bazı ateist kimselerin Kuran'da çelişki (!) görmeleri de bu yüzdendir.. Size Kuran'da tüm katmanların iç içe olduğu söylemiştim.. Hangi ayetin, hangi katmana ait olduğunu ancak ilim ehli kimseler bilebilir. Bir öğretmen bir sınıfta öğrencilere matematikte sayıları kullanarak işlem yaparız demiş olsun ve aynı öğretmenin başka bir sınıfta sayıların yanında harfleri de kullanabilirsiniz demiş olsun.. Bir başka sınıfta ise, sayılara gerek duymadan sadece harfler ile işlemler yapabileceğinizi söylesin. Her ne kadar öğretmen burada üç farklı şey demişse de aslında bu üçü farklı katman bilgileridir. Birincisi ilkokul öğrencisi için, ikincisi ortaokul, üçüncüsü ise lise öğrencisi içindir. Bu katmanlardan habersiz olan kişiler ise öğretmenin sözünde çelişki görmektedir. Sözlerimi ilimden yana pek nasibi olmayanlar için çokça uzattım ama ilme susamış kimseler için ise kısa kestim.. Selametle.. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Tasavvuf
Tasavvuf Farz Mıdır?
Üst
Alt