Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Tasavvuf
Tasavvuf Farz Mıdır?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="VOYAGER" data-source="post: 110977" data-attributes="member: 15285"><p><span style="font-family: 'georgia'">Muhterem üye [USER=15174]@Intruder[/USER], cevabınız için teşekkür etmek isterdim ama galiba, bunu yapmama zaten izin vermek istememişsiniz çünkü </span></p><p></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'georgia'">yazmışsınız. Okuyucuların takdirine bırakıyorum. Aşağıdakileri, bu durumda sizin cevabî açıklamalar vermenizi umarak yazma hakkım ve iznim bu durumda olmadığı için üzgünüm ama, varsın olsun, yine okuyucuların takdirine bırakayım. </span></p><p><span style="font-family: 'georgia'"></span></p><p><span style="font-family: 'georgia'">Kafamın karıştığı yer olduğunu düşündüğünüz ifade, aslında yine konu başlığından uzakta kalan ve elbette önemli olsa da, tâli bir ayrıntıdır. Kelime-i Tevhid ile birlikte Tekbir cümlesi, müslümanın veya aynı anlama gelen müminin temel inancını oluşturur. Bu inancın özünde Allah'ın yaratılmamış olduğu ve yaratmış olduğu âlemlerden kesinlikle ayrı olduğu sonucu vardır. İhlas suresinin ve Âyetel Kürsinin sonucu da bu değil midir? Bizler için buna inanmak yeterlidir fakat naklettiğiniz </span></p><p></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'georgia'">şeklindeki karmaşık açıklamaların kaynağı olan âyetler ve sahih hadisler var mıdır? Çünkü, okumuş olduğum veya rastlamış olduğum kadarıyla birçok âyetlerde yedi kat göklerin ve Arzın içinde bulunduğu âlemin <em>yaratılmasından</em> bahsedilmektedir ama bunun nasıl olduğuna, elbette idrâklerimizin dışında kalacağı için, değinilmemiştir. "<em>Kendisinden kendisine tecelli etmesi suretiyle</em>" ifadesi ise her ne kadar "halk tarafından hemen hemen hiç anlaşılmamasına rağmen" bir anlamda buna değinmekte olup acaba kaynağını âyetler ve sahih hadislerden mi almaktadır yoksa ifade buyurduğunuz "<em>hakikat ehli zevatın mana âlemindeki keşiflerinden mi</em>" almaktadır? </span></p><p><span style="font-family: 'georgia'"></span></p><p><span style="font-family: 'georgia'">Sizce "halk" için "hakikat ehli zevatın keşifleri", âyetler ve sahih hadisler gibi bağlayıcı mıdır? Âyetler ve sahih hadisler ile açıklanmamış olan ve aslında zaruri olan itikadi ve ameli esasların dışında kalan bu tür açıklama girişimlerinin "halk" üzerinde İslam dininin temel hedefi olan "yüksek bir ahlâk ile hayat sürmek, yâni son tahlilde müttakî olmak" hedefine ulaşmak ile doğrudan bir ilgisi var mıdır? </span></p><p><span style="font-family: 'georgia'"></span></p><p><span style="font-family: 'georgia'">Ehli hakikat zevatın rüya, ilham ve keşif ile elde ettiği müşahadeler, İslam inancında müminleri bağlayıcı bilgi kaynağı olarak kabul edilebilir mi? Edilemeyeceği veya edilmek mecburiyetinde olunamayacağı, Vedâ hutbesinde belirtilen "Size iki şeyi bırakıyorum: Kuranı ve sünneti. Bunlara uyduğunuz müddetçe doğru yolda olursunuz." anlamındaki ifade ile kesin ve sabit değil midir? Esasen ehli hakikat zevatın ahâliye tavsiyesi de, eğer olacaksa, bizzat kendileri örnek olarak müttakî olmak için çalışmaları tavsiyesinden ibaret değil midir? </span></p><p><span style="font-family: 'georgia'"></span></p><p><span style="font-family: 'georgia'">Hayırlı bayramlar, hürmetler. </span></p><p><span style="font-family: 'georgia'"></span></p><p><span style="font-family: 'georgia'"> </span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="VOYAGER, post: 110977, member: 15285"] [FONT=georgia]Muhterem üye [USER=15174]@Intruder[/USER], cevabınız için teşekkür etmek isterdim ama galiba, bunu yapmama zaten izin vermek istememişsiniz çünkü [/FONT] [FONT=georgia]yazmışsınız. Okuyucuların takdirine bırakıyorum. Aşağıdakileri, bu durumda sizin cevabî açıklamalar vermenizi umarak yazma hakkım ve iznim bu durumda olmadığı için üzgünüm ama, varsın olsun, yine okuyucuların takdirine bırakayım. Kafamın karıştığı yer olduğunu düşündüğünüz ifade, aslında yine konu başlığından uzakta kalan ve elbette önemli olsa da, tâli bir ayrıntıdır. Kelime-i Tevhid ile birlikte Tekbir cümlesi, müslümanın veya aynı anlama gelen müminin temel inancını oluşturur. Bu inancın özünde Allah'ın yaratılmamış olduğu ve yaratmış olduğu âlemlerden kesinlikle ayrı olduğu sonucu vardır. İhlas suresinin ve Âyetel Kürsinin sonucu da bu değil midir? Bizler için buna inanmak yeterlidir fakat naklettiğiniz [/FONT] [FONT=georgia]şeklindeki karmaşık açıklamaların kaynağı olan âyetler ve sahih hadisler var mıdır? Çünkü, okumuş olduğum veya rastlamış olduğum kadarıyla birçok âyetlerde yedi kat göklerin ve Arzın içinde bulunduğu âlemin [I]yaratılmasından[/I] bahsedilmektedir ama bunun nasıl olduğuna, elbette idrâklerimizin dışında kalacağı için, değinilmemiştir. "[I]Kendisinden kendisine tecelli etmesi suretiyle[/I]" ifadesi ise her ne kadar "halk tarafından hemen hemen hiç anlaşılmamasına rağmen" bir anlamda buna değinmekte olup acaba kaynağını âyetler ve sahih hadislerden mi almaktadır yoksa ifade buyurduğunuz "[I]hakikat ehli zevatın mana âlemindeki keşiflerinden mi[/I]" almaktadır? Sizce "halk" için "hakikat ehli zevatın keşifleri", âyetler ve sahih hadisler gibi bağlayıcı mıdır? Âyetler ve sahih hadisler ile açıklanmamış olan ve aslında zaruri olan itikadi ve ameli esasların dışında kalan bu tür açıklama girişimlerinin "halk" üzerinde İslam dininin temel hedefi olan "yüksek bir ahlâk ile hayat sürmek, yâni son tahlilde müttakî olmak" hedefine ulaşmak ile doğrudan bir ilgisi var mıdır? Ehli hakikat zevatın rüya, ilham ve keşif ile elde ettiği müşahadeler, İslam inancında müminleri bağlayıcı bilgi kaynağı olarak kabul edilebilir mi? Edilemeyeceği veya edilmek mecburiyetinde olunamayacağı, Vedâ hutbesinde belirtilen "Size iki şeyi bırakıyorum: Kuranı ve sünneti. Bunlara uyduğunuz müddetçe doğru yolda olursunuz." anlamındaki ifade ile kesin ve sabit değil midir? Esasen ehli hakikat zevatın ahâliye tavsiyesi de, eğer olacaksa, bizzat kendileri örnek olarak müttakî olmak için çalışmaları tavsiyesinden ibaret değil midir? Hayırlı bayramlar, hürmetler. [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Tasavvuf
Tasavvuf Farz Mıdır?
Üst
Alt