Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Tasavvuf
Tasavvuf Farz Mıdır?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Intruder" data-source="post: 110974" data-attributes="member: 15174"><p>Kelimenin orjinal hali panantheism şeklindedir. Daha önce belirttiğim gibi o kelimenin sözlükte geçen hali değil, halk tarafından benimsenmiş hali kullanılır. Kısacası kelime ilk zamanlarda panantheism şeklindeyken daha sonraları panentheism şekline dönüşmüş. Yani ikimizin dediği şekliyle de doğrudur. (O kelimeyi ilk kez 1930'lerde yazılmış bir kitapta okumuştum.)</p><p></p><p></p><p>İşte kafanızın karıştığı yer burası..</p><p></p><p>Allah'ın zatı mutlakına ait ismine Hû (هو) denilir. Hiç bir şey onu tanımlayamadığı için O'na Hû denilmiştir. Hû, tüm isimlerden ve tanımlardan münezzeh olma durumudur.</p><p></p><p>Zat-ı Mutlak olarak Allah kendisinden kendisine tecelli buyurarak, kendisini belli isim ve sıfatlarla nitelendirmesiyle Allah ismini almıştır. Allah Sabûr'dur ama Allah'ın zatı Sabûr olmaktan münezzehtir.</p><p></p><p>Allah kelimesini biraz incelerseniz ال (belirlilik takısı) aldığını görürsünüz.</p><p></p><p>(İsim ve sıfatlarıyla) Bilinen İlah (El-İlah) = Allah</p><p></p><p>Tenzih ve teşbih kavramlarını bilmeden bu anlatacağım şeyleri anlayamazsınız.</p><p></p><p>Tenzih, Zat-ı Mutlak olan Allah'ın her şeyden münezzeh olma durumudur.</p><p></p><p>Teşbih ise, Zat-ı Mutlak olan Allah'ın kendisinden kendisine tecelli ederek kendisi belli bir isim ve sıfatlarla sınırlandırması ve onunla kendisini yaratılmış olan şeylere benzetmesidir. (Sabretmesi, intikam alması, görmesi, duyması ve konuşması gibi)</p><p></p><p>Hz. Musa'ya indirilen Tevrat, <strong>Tenzih</strong> üzerine inmiştir.</p><p></p><p>Hz. İsa'ya indirilen incil de <strong>Teşbih</strong> üzerine indirilmiştir.</p><p></p><p>Peygamber Efendimize s.a.v indirilen Kuran ise hem <strong>Tenzih</strong> hem de <strong>Teşbih</strong> üzerine indirilmiştir.</p><p></p><p>Allah'ı tenzih üzere bilen kimselere yahudi, teşbih üzere bilenlere nasrani (hristiyan), hem tenzih hem de teşbih üzere bilenlere ise Muhammedî denilir. Yani kısacası tenzih ederken teşbih etmek, teşbih ederken de tenzih etmek gerekmektedir.</p><p></p><p>Hakikat ehli zâtlar bu durumu ifade etmek <strong>ne aynısıdır ne de gayrısıdır</strong> ifadesini kullanmışlardır ve bunun için de şöyle bir örnek vermişlerdir.</p><p></p><p>Aynada görünen şey, o aynanın karşısında bulunanın zatı (kendisi) değildir ama ondan gayrısı da değildir.</p><p></p><p>Allah yerlerin ve göklerin nurudur ama zat-ı mutlak olarak bundan da münezzehtir. Çünkü Nur sonradan yaratılmış bir şeydir. Allah'ın zatı ise yaratılmış hiç bir şeye benzemez. (Muhalefetün'lil-havadis)</p><p></p><p>İşte kafa karışıklığına yol açan şey tam da burası. Allah'ın zatı için söylediği şeyler ile isim ve sıfatları için söylediği şeyleri birbirine karıştırmak. </p><p></p><p>Zat-ı Mutlak olan Allah, bu alemi kendisinden kendisine tecelli etmesi suretiyle yaratmıştır. Yani her şey Allah esmasının bir tecellisidir ve her şeyin var olma sebebi bu esmadır. İşte her şeyin O'ndan olması bu sebepledir. Zat-ı Mutlak olarak hiç bir şey O('nun zatı) değildir, isim ve sıfatlarıyla hiç bir şey O'ndan gayrı da değildir.</p><p></p><p>Bu söylenenleri anlamak zor olduğu gibi onu izah etmek de bir o kadar zordur.</p><p></p><p>Sizin sözlerinizi okuyan bir kimsenin yanlış düşüncelere kapılmaması için bu açıklamayı yapma gereği duydum. Yoksa size cevap vermeyecektim.</p><p></p><p>Bu söylediğim şeyler, bir çok hakikat ehli zatın kitabında okuduğum ve o okuduklarımdan anladığım şeyleri bir araya getirmek süretiyle sizlere onu basit bir şekilde anlatmamdan ibarettir.</p><p></p><p>Her bilen üzerinde bir bilen olduğuna iman etmiş biri olarak sözlerim hakikatın kendisi değildir fakat o hakikatı bir nebze anlamanıza yardımcı olacağından da emin olabilirsiniz. Bu söylenenleri anlamayacak derecede (akıldan yana) nasipsiz olanlar için de, kendimin de çokca ettiği bir duayı paylaşıyorum..</p><p></p><p>Rabbi zıdnî ilmen ve fehmen (Rabbim, ilmimi ve anlama kabileyetimi artır !)</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Intruder, post: 110974, member: 15174"] Kelimenin orjinal hali panantheism şeklindedir. Daha önce belirttiğim gibi o kelimenin sözlükte geçen hali değil, halk tarafından benimsenmiş hali kullanılır. Kısacası kelime ilk zamanlarda panantheism şeklindeyken daha sonraları panentheism şekline dönüşmüş. Yani ikimizin dediği şekliyle de doğrudur. (O kelimeyi ilk kez 1930'lerde yazılmış bir kitapta okumuştum.) İşte kafanızın karıştığı yer burası.. Allah'ın zatı mutlakına ait ismine Hû (هو) denilir. Hiç bir şey onu tanımlayamadığı için O'na Hû denilmiştir. Hû, tüm isimlerden ve tanımlardan münezzeh olma durumudur. Zat-ı Mutlak olarak Allah kendisinden kendisine tecelli buyurarak, kendisini belli isim ve sıfatlarla nitelendirmesiyle Allah ismini almıştır. Allah Sabûr'dur ama Allah'ın zatı Sabûr olmaktan münezzehtir. Allah kelimesini biraz incelerseniz ال (belirlilik takısı) aldığını görürsünüz. (İsim ve sıfatlarıyla) Bilinen İlah (El-İlah) = Allah Tenzih ve teşbih kavramlarını bilmeden bu anlatacağım şeyleri anlayamazsınız. Tenzih, Zat-ı Mutlak olan Allah'ın her şeyden münezzeh olma durumudur. Teşbih ise, Zat-ı Mutlak olan Allah'ın kendisinden kendisine tecelli ederek kendisi belli bir isim ve sıfatlarla sınırlandırması ve onunla kendisini yaratılmış olan şeylere benzetmesidir. (Sabretmesi, intikam alması, görmesi, duyması ve konuşması gibi) Hz. Musa'ya indirilen Tevrat, [B]Tenzih[/B] üzerine inmiştir. Hz. İsa'ya indirilen incil de [B]Teşbih[/B] üzerine indirilmiştir. Peygamber Efendimize s.a.v indirilen Kuran ise hem [B]Tenzih[/B] hem de [B]Teşbih[/B] üzerine indirilmiştir. Allah'ı tenzih üzere bilen kimselere yahudi, teşbih üzere bilenlere nasrani (hristiyan), hem tenzih hem de teşbih üzere bilenlere ise Muhammedî denilir. Yani kısacası tenzih ederken teşbih etmek, teşbih ederken de tenzih etmek gerekmektedir. Hakikat ehli zâtlar bu durumu ifade etmek [B]ne aynısıdır ne de gayrısıdır[/B] ifadesini kullanmışlardır ve bunun için de şöyle bir örnek vermişlerdir. Aynada görünen şey, o aynanın karşısında bulunanın zatı (kendisi) değildir ama ondan gayrısı da değildir. Allah yerlerin ve göklerin nurudur ama zat-ı mutlak olarak bundan da münezzehtir. Çünkü Nur sonradan yaratılmış bir şeydir. Allah'ın zatı ise yaratılmış hiç bir şeye benzemez. (Muhalefetün'lil-havadis) İşte kafa karışıklığına yol açan şey tam da burası. Allah'ın zatı için söylediği şeyler ile isim ve sıfatları için söylediği şeyleri birbirine karıştırmak. Zat-ı Mutlak olan Allah, bu alemi kendisinden kendisine tecelli etmesi suretiyle yaratmıştır. Yani her şey Allah esmasının bir tecellisidir ve her şeyin var olma sebebi bu esmadır. İşte her şeyin O'ndan olması bu sebepledir. Zat-ı Mutlak olarak hiç bir şey O('nun zatı) değildir, isim ve sıfatlarıyla hiç bir şey O'ndan gayrı da değildir. Bu söylenenleri anlamak zor olduğu gibi onu izah etmek de bir o kadar zordur. Sizin sözlerinizi okuyan bir kimsenin yanlış düşüncelere kapılmaması için bu açıklamayı yapma gereği duydum. Yoksa size cevap vermeyecektim. Bu söylediğim şeyler, bir çok hakikat ehli zatın kitabında okuduğum ve o okuduklarımdan anladığım şeyleri bir araya getirmek süretiyle sizlere onu basit bir şekilde anlatmamdan ibarettir. Her bilen üzerinde bir bilen olduğuna iman etmiş biri olarak sözlerim hakikatın kendisi değildir fakat o hakikatı bir nebze anlamanıza yardımcı olacağından da emin olabilirsiniz. Bu söylenenleri anlamayacak derecede (akıldan yana) nasipsiz olanlar için de, kendimin de çokca ettiği bir duayı paylaşıyorum.. Rabbi zıdnî ilmen ve fehmen (Rabbim, ilmimi ve anlama kabileyetimi artır !) [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Tasavvuf
Tasavvuf Farz Mıdır?
Üst
Alt