• Forumda Rüya yorumu YAPILMIYOR! Mesaj göndermeyiniz! Mesajınız silinir!

Tabir kitaplarına bakmakla, yani taklit yoluyla rüya tabir edilmez

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
ruyatabir.jpg


Ünlü psikolog Alfred Adler (ö. 1937), eski çağlardaki insanların rüyaların yorumlanması ile bizden daha çok ilgilendiğini vurgular. Aynı zamanda, eski çağlarda ortalama bir insanın, rüyaların dilini bugünkü ortalama insandan daha çok anladığını belirtir.
Pek çok modern psikoloğa göre rüyalar, ruhsal durumumuz hakkında bize önemli bilgiler verir. Alfred Adler’in de dediği gibi,

“Rüya bir yerlerde bir ateş yandığını gösteren bir dumana benzer. Usta bir oduncu dumanı dikkatle izleyebilir ve ne çeşit bir odunun yandığını söyleyebilir.”

Sûfî Gelenekte Rüya
Tasavvufta rüyalara büyük önem verilir. Tasavvufi açıdan rüya üzerine çalışmalar yapan kendisi de sûfi yolunun bir izleyici olan Llewellyn Vahughan-Lee, tasavvufi perspektiften şöyle yazmaktadır:

“Rüyalar, kendimizi görebileceğimiz aynalar gibidirler.
Saklı benliğimizi yansıtırlar kendi doğamızın gerçek yüzünü açığa vururlar.
Rüyalar sayesinde bu tanıdık ama yabancı ülkeyi bilir hale gelebiliriz.
Uyandığımız zaman, rüyalarımız geri dönüp içeri girebileceğimiz bir kapı aralığı, ruh arazisine atılacak bir adım olabilir.
Her maneviyat yolcusu için, kendi yolunu bulması gereken içsel arazi budur.
Manevi rehber; ruhun büyük okyanuslarından, dağlarından ve nehirlerinden aşırarak derinliklerdeki gizli mahzenlerine götürür. Bizler, Batı’da çok uzun zamandır, sadece dış dünyaya baktık; öyle ki, içe giden bu büyük yolculuğunu unuttuk. Oysa gerçek güzelliğin ve gizemin bulunacağı yer iç dünyamızdır.”

Ünlü İslam filozofu İbn Haldun’a (ö. 1406) göre rüyaların farklı üç kaynaktan Allah’tan, meleklerden ve şeytandan gelebileceğini belirtir. İbn Haldun’a göre,

Allah’tan gelen rüyalar apaçık olur ve yorum gerektirmez.
Meleklerden gelen rüyalar tabir gerektirir.
Şeytandan gelen rüyalar ise karışık olur.
İbn Haldun, Mukaddime adlı ünlü eserinde rüya yorumunu, tefsir, hadis gibi dini bilimler arasında sayar.

“Tabir kitaplarına bakmakla, yani taklit yoluyla rüya tabir edilmez...
Çünkü rüya tabiri, şahıs ve zamanlara göre farklılık gösterir.”

İbn Haldun rüyalardaki simgeleştirmeye dikkat çekmektedir: Büyük sultanın deniz biçiminde, yılanın düşman biçiminde, kadınların çanak ve kap biçiminde algılanabileceğini belirtir.
İbn Haldun’a göre rüyasında deniz ve yılan gören kimsenin bunun anlamını bilemeyeceğini, tabirin ancak erbabınca yapılabileceğine işaret eder. Tabirde, benzetme ve karinelerin öneminin altını çizer.

Bu konuda İbn Haldun’un aynı imgelerin kişinin durumuna göre çok farklı biçimlerde yorumlanabileceğini şöyle örnekler:

“Deniz, bir hadisede sultana, diğer bir hadisede dargınlığa, üçüncü bir hadisede kaygıya ve işlerin karışmasına delalet eder.

Yılan bir hadisede düşman, diğer birinde sır saklamak, üçüncü bir hadisede hayat diye karine ve işaretlere göre tabir ve düşleri kanunlarına uygun olarak tevil eder.”

İbn Haldun, rüya tabirinde dikkat edilmesi gereken noktaları belirttikten sonra şunu vurgular: “Ayrinti ve ozelliklere ve kisinin ruh hali ve mekana zamana dikkat etmediği takdirde tabiri karışır ve tabir kanun ve kaideleri altüst olur.”

Tasavvuf geleneğinde rüya yorumunda nefsanî ve ruhani haller ve makamlar ön planda tutulur. Niyaz-ı Mısri’nin rüya ve yorumu hakkındaki yazdıkları bu bağlamda anılmaya değer:

“Mısrî, rüyaları nefsin yedi mertebesine göre açıklar; bu mertebelerin her birinde rüyaları farklı şekilde yorumlar. Ta’bîrâtü’l-Vâkı’ât’ta rüya yorumları, nefsin mertebeleri, yedi gezegen ve Allah’ın yedi ismine göndermeler içerir.
Bunlar, eserdeki şu sözlerden anlaşılmaktadır: “(Göklerde yedi gezegen yıldızının dönmeleri, Allah’ın yedi ismine mazhar olmalarındandır.
Yedi yıldız, ilâhî isimlerin hararetiyle dönerler; onların dönüşüyle gökler (dahi) dönerler.
Büyük şeyhler, sûfîlere yedi yıldızın dönmesine sebep olan yedi zikir isimlerini telkin ederler; O kadar (çok) yıldızı ve gökleri döndüren (bu) isimlerin insanın yastık kadar (küçük) vücudunu döndürmesine şaşılmamalıdır. Eğer talip, gayret gösterip (zikrini) sürdürdüğü isimle çok meşgul olursa; o isim onu, meşgul olduğu (derece) kadar döndürür.)” … (yedi esmâ-i usûliyye: Lâilâhe İllallah, Allah, Hû, Hakk, Hayy, Kayyûm, Kahhâr) göndermeler vardır.”

Ruh sağlığımız, beden sağlığımız üzerinde son derece etkilidir. Çünkü hastalıklarımızın önemli bir kısmı psiko-somatik karakter taşır; yani hastalıklarımızın her ne kadar bedensel olsa da kökeninde psikolojik faktörler yatmaktadır.
Gastrit, ülser ve hipertansiyon örneğinde olduğu gibi.
Öyleyse ruh sağlığımız açısından rüyalarımıza gereken değeri vermemiz gerekiyor. Allah’ın her gün ortalama 2.5 saat rüyayı bize boşu boşuna gösterdiğini söylemek saçmalık olur degil mi?
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Rüya tabir kitapları ile insan rüyasını sağlıklı bir şekilde öğrenebilir mi?
HAYIR!! cunku;Rüya birçok hâle ve duruma göre değişir.
Rüya tabiri ile rüya anlaşılmaz. Rüya birçok hâle ve duruma göre değişir. Bazıları şöyledir:

1- Aynı rüya yorumlanışa göre değişir.
2- Yaşlı - genç olmaya göre değişir.
3- Zengin - fakir olmaya göre değişir.
4- Kadın - erkek olmaya göre değişir.
5- Salih - fasık ve bid'at ehli olmaya göre değişir.
6- Âlim - cahil olmaya göre değişir.
7- Gece, gündüz ve seher vakti görmeye göre değişir.
8- Abdestli abdestsiz, cünüp olmaya göre değişir.
9- Günlere, aylara, mevsimlere, göre değişir.
10- Aç - tok yatmaya göre değişir.
11- Hasta veya sağlam olmaya göre değişir.
12- Evli - bekâr olmaya göre değişir.
13- Âmir - memur olmaya göre değişir.
14- Misafir, yolcu, mukim olmaya göre değişir.
15- Mesleğine göre değişir.
 
Üst Alt