Şu saatim çalışmıyor bir bakar mısın?

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
saattamircisi.jpg


Delikanlı bozulan saatini tamir ettirmek için bir saatçi dükkanı arıyordu.Yürürken kendini içeri çeken görüntüsünü fark ettiği caddenin karşısındaki
saatçi dükkanı ile karşı karşıya geldi.
Eski ve paslı kepenklerinin zıddına vitrini ahşap olan bu dükkanın cilalanmış görüntüsü karşısında garip bir duygu ile karşı caddeye geçti delikanlı.

Camın üzerinde yazan dükkan ismini hiç anlayamamıştı.
İnşirah evet ismi İnşirah idi.Camlarının ışıl ışıl temizliğinin ardında vitrin tezgahına dizilmiş eski antika saatlerden yeni teknolojiye sıralı saatlere şöyle göz ucu ile bakmış,takılmıştı.
En ilginç olanı ise saatlerin altına serilmiş bembeyaz dantel ile krem rengi kumaşın ahenkli duruşu vitrini daha bir keyifle izlemeye itmişti kendisini.

Bu çok sade görüntünün devamında saatler albenisi ile ışıldıyordu.Kapıyı açtı ve hiç beklemediği bir kapı gıcırtısı ile karşılaştı.
Tüm mükemmelliğin ardında bu ihmal ne kadar da sinir bozucu idi.

Saat tezgahının arkasında oturan 45 yaşlarında bir adam başını kaldırmış göz ucu ile delikanlıyı süzüyordu.
Blucin ceket ve pantolon,spor bir ayakkabı,sarı bir gömlek.Saçları jöleli ve kirli sakallıydı bu delikanlı.

-Selamün aleyküm baba,

-Ve aleykümselam yeğenim,buyur gel nasıl yardım edebilirim sana diyerek delikanlıyı içeriye davet etti.

Delikanlı bu ışıl ışıl yüzlü saatçiye biraz daha yaklaştı.

-Baba şu saatim çalışmıyor bir bakar mısın?

-Ver bakayım yeğenim ruhunda neler iyi gitmiyor,ne ile sorunu var,hangi çatışmaların içerisinde ki durmuş faydasız bir şekilde sana zarar veriyor.
Saat hayattır vaktinin kıymetini bilene şunu bir muayene edeyim.

-Komiksin baba arıza bende değil onda ve hastaya bakar gibisin ne muayenesi.

-Yeğenim hayat iç dünyada yaşanan karmaşa ile tüm bedeni bozar ve çevresindeki her şeyi de beraberinde etkiler.
Saat deyip geçme zamansa sorun müdahele şarttır.

Delikanlı bu sözlere tebessüm etti.Belli ki baba’nın ruh hali iyi değildi.Orada bulunan ahşap iskemleye oturdu.
Dışı ahşap olan bu iskemlenin oturma yerinde yeşil kadife kaplı minder vardı.Yine bir zıtlık daha.
Saatçi saatin kapağını açarken etrafı incelemeye başlamıştı.

Dikkatini bir şey çekmişti.Dükkanın dört bir tarafında büyük çerçeveler ve içinde anladığı kadarı ile besmelenin bulunduğu Arapça kelimeler vardı.
Sadece bir çerçeve vardı,iskemlenin karşısında anladığı kadarı ile bu birbirinin aynı yazıların meali olsa gerekti.
İNŞİRAH suresi idi,belki de çok uzun zaman olmuştu bir ayet meali okumayalı,bu ayetler ise tam karşısında idi.
Sıkılmamak düşüncesiyle okumaya başladı.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla.

1. Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
2. Yükünü senden alıp atmadık mı?
3. O senin belini büken yükü .
4. Senin şânını ve ününü yüceltmedik mi?
5. Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır.
6. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.
7. Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul,
8. Yalnız Rabbine yönel.

Ayetleri okuyup bitirdiğinde gözlerini tahta zemine indirdi.Bir süre öylece aynı noktaya baktı.İçerinin atmosferi onu ne kadar da çok etkilemişti
ve buna şu yazılı ayetlerde eklenmişti.

Her sıkıntının ardında bir kolaylık vardı demek ki çok ilginç diye düşündü.Başını kaldırdı,bembeyaz duvarlara baktı ve tekrar gözleriyle tahta zemini inceledi.
Demek ki içeri girerken burnuna gelen hoş tahta kokusu buradan geliyordu.Ayakları ile zemini şöyle bir yokladı.
Parkelerden görüntü olarak daha sıcaktı, belli ki nice yıllar görmüştü çünkü eskimiş bir yüze göz yormayan sıcak bir yüze sahipti.
Birden hiç dikkat etmediği bir şey ilgisini çekti.Saatçinin yanında oda tarafındaki köşesinde hareketli bir heykel vardı.
Elinde çekiç olan iki adam,birincisi düzenli hareketlerle örsü döverken diğeri sabit duruyor,hareketli olan durunca sabit olan hareketleniyordu.
Ne kadar da muhteşem bir şeydi bu,hiç böyle güzel bir oyuncak görmemişti.Sonra gözlerini kaldırıp saatçiye,

-Baba bu ne güzel alet ,nereden aldın bunu.

-Değerli bir can dostum hediye etmişti.Yıllar geçti lakin o,benim hayat felsefem ve ilhamım oldu.

-İlham şiirlerde olmaz mı baba?

-Hayır yeğenim ilham içe doğup insanın doğasını etkileyen bir güçtür.Hayat hep ilhamlarla doludur da biz fark etmeyiz.

Belki bir gönül tarafından dürtülmeyi bekleriz.Nice büyük fikirler ilham veren hassas küçük zerrelerin insanın ruh halini etkilemesinden ortaya çıkmıştır.

Bu bazen aşk ile ortaya çıkar,bazen başarma arzusu ile veya bazen de hedeflere giden basamakları keşfetme adına hislerimizin yolculuğunda karşımıza çıkar.
Biz bu ilhamı yaşattığımız müddetçe bazı isteklerimize ulaşma ihtimalimiz de artar.

-Baba,sende de ne kelimeler varmış,anlat anlat bitmiyor.

-Yeğenim kelimeler yaşamın yapı taşlarıdır.Kelimeler vardır dost yitirir,kelimeler vardır dost büyütür.Onlar bittiğinde yaşamın anlamı da biter.
Anlamak ve anlatmak için şu akıl,hisleri ile hep kelimelerin peşindedir.

-Çok doğru söylüyorsun baba,inan içimde bir boşluk vardı.
Saat bahane oldu gibi iyi ki tesadüfen buraya gelmişim.

-Yeğenim tesadüf diye bir şey yoktur,tevafuk vardır.
Sen inim inim inlesen,feryat figan etsen de yaratıcı istemedikçe o yere varamazsın,varacaksan da her şey bir sıraya göredir.

Başlandığında bir resim ilk anda ne kadar anlamsız olsa da bittiğinde derin bir anlam ifade eder.
Sen belki de o resmi içinde arıyordun ve çok arzuluyordun da bir türlü kaleme ulaşıp çizgini çizemiyordun.

Allah’ın ’dilediğimi doğru yola iletirim’ ayetinin sırrı da buradadır.Her kim birşeyi gönülden ister hep o yöne meylederse o kişiyi o yöne yöneltir.

İşte cüz-i iradenin gücü buradadır.Sana hep iyi olman için birileri teşvikte bulunduğu halde senin içinde kötüye meyletme hissi ağırlıkta ise yaratıcı olan
Rabbim seni kötüye çıkarır.Şimdi burası senin ilk çizgini çizeceğin başlangıç noktasıdır belki de bilinmez.
Bulmanın şifresi nedir?İstemektir;gönülden,gayretle,çaba ile hiç durmadan istemektir; sen ki istemişsin ki yaratıcının bir sebebi ile buradasın tesadüf ile değil.

Delikanlı babanın sözlerini düşünürken,heykelcikler devamlı örsü dövüyordu.

-Yeğenim gelelim heykellerin ilhamına.O heykeller çalışma ve boş kalmamanın övgüsüdür.

Allah okumuş olduğun İNŞİRAH suresinin 7nci ayetinde ’Bir işten boşalırsan yeni bir işe koyul’ buyuruyor.Bu ne demektir bilir misin?

-Cık..

-İnsan bu heykeller gibidir; az biraz boş,kendi başına hareketsiz kalsın paslanır.
Bu paslanmanın tercümesi şudur,ne zaman ki çalışmaktan geri kal yapacağın tek şey düşünmektir.Bu düşünceler başlangıçta iyi olabilir lakin zamanla yerini kavuşamama,başaramama,iyileşememeye ve daha birçok sebebe bırakır.Hayat anlamını yitirir gözünde ve hep arabesk bir hale girersin.

Ya çalışmak öyle midir?Yaşama bağlar seni, çünkü başlayıp bitirdiğin ve sonuna ulaştığın her şey yeni olan daha güzel başlangıcı getirir.
Kitabı okursun sıkılırsın bulmaca çözersin,ondan sıkılırsın evde ki bir işe el atarsın sonra tekrar kitaba dönersin ama ne olursa olsun tüm işlerini yoluna koyarsın ve bu sıra sıra nice heyecanları beraberinde getirir.
En önemlisi kendinle baş başa kalmazsın.

Geri kalmış toplumların çoğunu çökerten budur.İş bitti kazan,yat,keyif yap ve onu ye bitince tekrar çalış.

Delikanlının kafası karışmıştı,şöyle gerneşmek için geriye yaslanıp tavana baktı yine bir hayret nidasını içinde hissetti.
Tavan kara bulutlu gökyüzünün bir taraftan başlayıp diğer tarafta güneşli masmavi gökyüzüne terk etmesini anlatıyordu.

-Baba bu resimlerde ne böyle.

-O resimler bizim yaşamımızın ruh halidir yeğenim.Hayat bazen insanı sıkar ve kavrar en can alıcı yerinden,isyana sürükler.
İnsan bilmez ve düşünmez ki yüce Allah İNŞİRAH suresinin 5 ve 6ncı ayetinde ne buyuruyor:

5-Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır.

6-Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.

İnanır mısın yeğenim bu İNŞİRAH suresinin ayetleri ve özellikle bu iki ayet benim içimi ürpertir.İçim,ruh halim sukunete uğrar.
Kim bilir senin içinde ne fırtınalar kopuyordur,çaresiz kaldığın,içinden çıkamayıp yanlış düşüncelere kapıldığın kaç gecelerin olmuştur.

-Evet baba sanki içimi okudun,kalabalığın içinde yalnızlığımı hissettiğim çok oldu.Dertlerime dermanı içki ve sigarada aradım hep ve sabaha tüm sıkıntılarım yine aynıydı.

-Yeğenim belki fark etmedin,belki de farkını hissedemedin bazı sıkıntılarının bittiğini.Diğer başka gözünde büyüttüğün bir sıkıntı ile karşılaştığından dolayı.

Yüce yaratıcımız iki defa vurguluyor aynı sözleri ’Zorlukla beraber bir kolaylık vardır’.

Umutsuz olma bu senin imtihanındır.Sabredersen muhakkak o sıkıntın yerini ferahlığa çevirecektir.

Merhameti sonsuz olan yaratıcımız kuluna sıkıntı vermek ister mi?Tek sebep ahireti bize hediye edebilmek için bir imtihan lakin sonunda yine dünyadan ayrılmadan
o sıkıntını unutturacak kolaylığı, mutluluğu da veriyor.
Etrafına bir bak ne sıkıntılar yaşadım ama Allah’ıma çok şükür o günler geçti diyen insanların sayısı bir hayli fazladır.

-Baba gerçekten sabırla her şey çözüme ulaşır mı?

-Sabır üzerine ne atasözleri vardır onları oku ve düşün.Her güzel olan şey sabrın semeresidir.Sabredeceksin ve Allah’a yöneleceksin,tek güç ve kudret sahibine,
o, muhakkak sıkıntıların karşılığında huzuru da sana verecektir.

Nice insanlar bu kapıdan girerdi ve beni yorgun ve bitkin bulurdu.Sıkıntılarım hayatımı karartmıştı.Ta ki bir muhterem dost ile karşılaşıncaya kadar.
Bana ilk bu ayeti öğretti.O gelince hep bu ayetin tefsiri üzerine konuşur,düşünürdük.
Daha doğrusu geceleri ben çokça bu sureyi okur ve üzerinde düşünürdüm.Sabretmeyi öğrendim.
Biliyordum ki her sıkıntının sonu selamete çıkacaktı.Hayatı kendime dert etmemi gerektiren hiç bir şey de yoktu.

Sonra dükkanımı yeniledim.Ruh halimi ve surenin varlığını nakşettim buraya.Kepenklerim dış görünüşü yansıtır.Her çirkin olanın içinde kötü de bir ruh olmayabilir.
Sevgi dolu karaktere sahip nice insanlar var şu hayatımızda.Kapımı yağlamadım,hayatın hep mutlulukla iç içe olmadığını hatırlamak istedim.
Her gıcırtı da kendime geldim,rabbime yöneldim.Vitrininim de dantel sabrı,kumaş ise ferahlığı simgeledi hep.Yerde ki tahta tabutum,duvarların beyazlığı ise
içinde bulunduğum kefendi hep.

Hep başımıza gelenler geçmişte yaşadığımız zorlukları unuttuğumuzdan gelmektedir.Sıkıntılarımızın bittiğinde rabbimize yönelmeyi unuttuğumuzdan
başımıza gelmektedir.Dahası bir işten boşaldığımızda başka bir işe koyulmayıp kendimizi dinlemeye takıldığımızdan sıkıntılarımız hep büyümüştür.

Yeğenim başını ağrıttım kusura bakma.Bazen kendimi ve o dostumu düşünüyorum.Ya o karşıma çıkmasaydı, ne olurdu benim halim diyorum
ve belki birine faydam dokunur düşüncesiyle anlatıyorum hep.

-Söylediklerin kafama yattı babacığım,saygı ve sevgi duydum şahsınıza ve düşüncelerinize.Bunları düşüneceğim siz gibi ve duvarıma asacağım bu
sureyi kendime çeki düzen vermek adına.

-Saatinin muayenesi bitti,çarklarını yağladım.Kurmalı saat kullanman bile çalışmaya ve düzene önem vermeni gösteriyor.
Unutmadan hayatı ve zamanı devamlı kurmak gerek yeğenim.Bir an bile unutsak çarklar susar ve bu susuş ta ki onu yağlamakla yani gerçek olanı iç
dünyamızda gözden geçirmekle tekrar çalışmaya başlar.

Zaman ilerledikçe beden ve ruh yaşlanır.Sen ruhunu zinde tut ki sıkıntılar onu yaşlandırmasın.

-Baba her şey için teşekkür ederim.İyi ki buraya gelmem tevafuk olmuş.Hayırlı işler.

-Güle güle yeğenim, güle güle.Allah’ın selameti üzerine olsun.
Uğur Demiröz
 
Üst Alt