Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Serbest kürsü
Size öyle bir zaman gelecek ki, Ölümler çoğalacak, musibetler büyüyecek
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Turab" data-source="post: 109176" data-attributes="member: 2"><p><em>“Siz öyle bir zamanda yaşıyorsunuz ki sizden biriniz emrolunduğu şeylerin onda birini terk etse helâk olur. Sonra öyle bir zaman gelecek ki sizden kim emrolunduğu şeyin onda birini yapsa kurtulur.”</em> (Tirmizî, Fiten, 79/2267)</p><p><em>*</em></p><p><em>“Öyle bir zaman gelecek ki o zaman şu üç şeyden daha kıymetli birşey olmayacaktır: Helal para, can u gönülden arkadaşlık yapılacak bir kardeş ve kendisiyle amel edilecek bir sünnet.” </em>(Heysemî, I, 172)</p><p><em>*</em></p><p><em>“Öyle bir zaman gelecek ki, kişi helâlden mi haramdan mı kazandığına aldırmayacak!”</em> (Buharî, Büyû; 7)</p><p>*</p><p>Ebu Said el-Hudrî’den rivayet edildi<em>ğ</em>ine göre Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- <em>ş</em>öyle buyurmu<em>ş</em>tur:</p><p><em>“Aranızda öyle bir grup ortaya çıkacaktır ki, namazınızı onların namazları, oruçlarınızı onların oruçları ve diğer amellerinizi de onların amelleri yanında az göreceksiniz. onlar Kur’ân okurlar, fakat okudukları boğazlarından aşağı geçmez. onlar okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkarlar...”</em> (Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 36)</p><p><em>*</em></p><p><em>“Öyle bir zaman gelecek ki okuma meraklı kurrâ çoğalacak; fakîhler ise azalacak ve bu sûretle ilim çekilip alınacak. Daha sonra öyle bir zaman gelecek ki insanların okudukları boğazlarından aşağı geçmeyecek.”</em> (Hakim, <em>Müstedrek</em>, V, 504)</p><p><em>*</em></p><p><em>“Şiddetli bir şekilde yaklaşan fitne sebebiyle vay insanların hâline. İnsanlar mü’min olarak sabahlar da akşam kâfir oluverirler. İnsanlar dinlerini küçük dünya menfaati karşılığı değiştiriverirler. İşte öyle zamanda dinlerinde sâbit kalabilenler ellerinde kor ateşi tutanlar gibidirler.”</em> (Ahmed <em>İ</em>bn Hanbel, <em>Müsned</em>, II, 390; Ayr<em>ı</em>ca bkz. Müslim, <em>İ</em>man 186; Tirmizi, Fiten 30, (2196)</p><p><em>*</em></p><p><em>“Öyle bir zaman gelecek ki bütün insanlar ribâ ile iş yapacak. Ondan sakınanlar dahi tozuna bulaşmak durumunda kalacaklar.”</em> (Nesâî, Büyû 2; <em>İ</em>bnu Mâce, Ticârât 58; <em>İ</em>bn Hanbel, Müsned, IV, 494; Beyhakî Sünen, IV, 275)</p><p><em>*</em></p><p><em>“Öyle bir zaman gelecek ki doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak. Güvenilir kimseler hain sayılacak, hâinlere güvenilecek. İnsanlardan şâhidlik etmeleri istenmediği halde şâhidlik edecekler, yemin etmeleri istenmediği halde yemin edecekler,”</em> (Taberâni, XXIII, 314)</p><p><em>*</em></p><p><em>“Öyle bir zaman gelecek ki insanlar iyiliği özendirmeyecek, kötülükten de sakındırmayacaklar.”</em> (Heysemî, <em>Mecmauz-zevâid,</em> VII, 280)</p><p>*</p><p>Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdular ki:</p><p><em>“Muhakkak ki insanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, o vakit kişi altından sadaka ile (çarşı Pazar) dolaşır da bunu kendisinden sadaka olarak kabul edecek tek kişi bulamaz. O zaman, tek bir erkeğe kırk tane kadının tâbi olduğunu ve kadınların çokluğu ve erkeklerin azlığı sebebiyle ona sığındıklarını görürsün.” </em>(Buhari, Zekât 9; MüsIim, Zekat 59)</p><p><em>*</em></p><p> <em>“Ben sizin dünya hırsıyla birbirinizle kapışmanızdan, birbirinizi katletmenizden ve sizden öncekiler gibi helâk olup gitmenizden korkuyorum.” </em>(Müslim, Fezâil 31)</p><p><em>“…Ben asıl sizin dünyayı elde etmek için birbirinizle kapışıp kavga etmenizden korkuyorum.”</em> (Buhârî, Cenâiz 71, Menâk<em>ı</em>b 25, Megâzî 27, Rikâk 7, 53; Müslim, Fezâil 30)</p><p>*</p><p>Hz. Sevban rad<em>ı</em>yallahu anh anlat<em>ı</em>yor: “Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdular ki:</p><p><em>“–Size çullanmak üzere, yabancı kavimlerin, tıpkı sofraya çağrışan yiyiciler gibi, birbirlerini çağıracakları zaman yakındır.” </em></p><p>Orada bulunanlardan biri:</p><p>“–O gün say<em>ı</em>ca azl<em>ığı</em>m<em>ı</em>zdan m<em>ı</em> bu durum ba<em>şı</em>m<em>ı</em>za gelecek?” diye sordu.</p><p><em>“–Hayır, bilakis o gün siz çok olacaksınız. Lakin sizler bir selin getirip yığdığı çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan kimseler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!” </em>buyurdular.</p><p>“–Zaaf da nedir ey Allah’<em>ı</em>n Rasûlü?” denildi.</p><p><em>“–Dünya sevgisi ve ölüm korkusu!”</em> buyurdular.” (Ebu Davud, Melahim 5/4297)</p><p>*</p><p>Ebu Ümeyye e<em>ş</em>-<em>Ş</em>a’bani anlat<em>ı</em>yor: “Ey Ebu Sa’lebe dedim, <em>ş</em>u ayet hakk<em>ı</em>nda ne dersin?” (Mealen): <strong>“Ey iman edenler! Siz kendinize bak</strong><em>ı</em><strong>n. Siz do</strong><em>ğ</em><strong>ru yolda oldukça, sap</strong><em>ı</em><strong>tm</strong><em>ış</em><strong> olanlar size zarar vermez.”</strong> (Maide 105)</p><p>Bana <em>ş</em>u cevab<em>ı</em> verdi:</p><p>“Gerçekten bunu, iyi bilen birine sordun. Zira ben ayn<em>ı</em> <em>ş</em>eyi Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-’a sormu<em>ş</em>tum. Demi<em>ş</em>ti ki:</p><p><em>“Ma’rufa sarılın, münkerden de kaçının! Ne zaman uyulan bir cimrilik, takip edilen bir hevâ, (dine, ahirete) tercih edilen dünyalık görür, rey sahiplerinin (selefi dinlemeden) kendi reylerini beğendiklerini müşahade edersen, o zaman kendine bak. İnsanlarla uğraşmayı bırak. Zira (bu safhaya gelince) arkanızda sabır günleri var demektir. O günler avuçta ateş tutmak gibi (sıkıntılı)dır. O günlerde, sizin kadar amel yapabilen bir kimseye elli kişinin ecri verilecektir.” </em>(Ebu Davud, Melahim 17/4341); Tirmizi, Tefsir, 5/3060); <em>İ</em>bnu Mace, Fiten 21)</p><p>*</p><p>Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdular ki:</p><p><em>“-İnsanlar öyle günler görecek ki, katil niçin öldürdüğünü, maktul de niçin öldürüldüğünü bilemeyecek.” </em></p><p>“-Bu nas<em>ı</em>l olur?” diye soruldu. <em>Ş</em>u cevab<em>ı</em> verdi:</p><p><em>“-Herçtir! Öldüren de ölen de ateştedir.” </em>(Müslim, Fiten 56)</p><p>*</p><p>Zübeyr <em>İ</em>bnu Adiy rahimehullah anlat<em>ı</em>yor: “Hz. Enes <em>İ</em>bnu Mâlik rad<em>ı</em>yallahu anh’<em>ı</em>n yan<em>ı</em>na girdik. Haccâc’<em>ı</em>n bize yapt<em>ı</em>klar<em>ı</em>n<em>ı</em> <em>ş</em>ikayet ettik.</p><p>“-Sabredin, buyurdu. Zira öyle günlerle kar<em>şı</em>la<em>ş</em>acaks<em>ı</em>n<em>ı</em>z ki, her yeni gün, gidenden daha kötü olacak. Bu hal Rabbinize kavu<em>ş</em>uncaya kadar devam edecek. Ben bunu, Rasûlunüz -sallallâhu aleyhi ve sellem-’den i<em>ş</em>ittim.” (Buhari, Fiten 6; Tirmizi, Fiten 35/2206)</p><p>*</p><p>Hz. Huzeyfe rad<em>ı</em>yallahu anh anlat<em>ı</em>yor: “Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- birgün:</p><p><em>“-Bana kaç müslüman olduğunu sayıverin”</em> buyurdular. Biz:</p><p>“-Ey Allah’<em>ı</em>n Rasûlü! Bizim say<em>ı</em>m<em>ı</em>z alt<em>ı</em>-yediyüze ula<em>ş</em>m<em>ış</em> oldu<em>ğ</em>u halde, hakk<em>ı</em>m<em>ı</em>zda korku mu ta<em>şı</em>yorsunuz?” dedik.</p><p><em>“-Siz bilemezsiniz, (çokluğunuza rağmen) imtihan olunabilirsiniz!” . Gerçekten öyle (belaya maruz kalıp) imtihan olunduk ki, içimizden namazını gizlice kılanlar oldu.” </em>(Buhari, Cihad 181; Müslim, <em>İ</em>man 235)</p><p>*</p><p>Abdullah ibn-i Ömer -rad<em>ı</em>yallâhu anh- taraf<em>ı</em>ndan rivayet edilmi<em>ş</em>tir.</p><p>Rasûlullâh –sallâllâhu aleyhi ve elem- bize yönelerek <em>ş</em>öyle buyurdu:</p><p><em>“Ey Muhacirler cemâati!</em></p><p><em>Beş şey vardır ki, onlarla mübtelâ olacağınız zaman Ben sizlerin o şeylere erişmenizden Allâh’a sığınırım. Onlar şunlardır:</em></p><p><em>1- Bir milletin içinde zina, fuhuş ortaya çıkıp nihayet o millet bu suçu alenî olarak işlediğinde, mutlaka içlerinde taun hastalığı ve onlardan önce gelip-geçmiş milletlerde vuku bulmamış hastalıklar yayılır.</em></p><p><em>2- Ölçü ve tartıyı eksik yapan her millet mutlaka kıtlık, geçim sıkıntısı ve başlarındaki hükümdarların zulmü ile cezalandırılırlar. </em></p><p><em>3- Mallarının zekâtını vermekten kaçan her millet mutlaka yağmurdan menedilir (kuraklık cezası ile cezalandırılır) ve hayvanları olmasa (Allâh hayvanlara acımasa) onlara yağmur yağdırmaz.</em></p><p><em>4- Allâh’ın ahdini (emirlerini) ve Rasûlün sünnetini terk eden her milletin başına mutlaka Allâh kendilerinden olmayan düşmanı musallat eder ve düşman o milletin elindeki-avucundakilerin bir kısmını alır.</em></p><p><em>5- İmamları (yâni devlet adamları) Allâh’ın Kitabı ile amel etmeyip Allâh’ın indirdiği hükümlerden işlerine geleni seçtikçe Allâh onların hesabını kendi aralarında görür.”</em> (<em>İ</em>bn-i Mâce, Fiten, 22)</p><p>*</p><p>Rasûlullah sallallahu aleyhi veselem <em>ş</em>öyle buyurdu:</p><p><em>“Fırat nehrinin suyu çekilip, aktığı yatakta bulunan bir altın dağı meydana çıkmadıkça ve kurtulup kazanan ben olayım diye birbiriyle çarpışan her yüz kişiden doksan dokuzu ölmedikçe kıyamet kopmaz.” </em>(Buhârî, Fiten 24; Müslim, Fiten 29. Ayr<em>ı</em>ca bk. <em>İ</em>bni Mâce, Fiten 25)</p><p>Di<em>ğ</em>er bir rivayet ise <em>ş</em>öyledir: <em>“Pek yakında Fırat nehrinin suyu çekilerek aktığı yatakta bir altın hazinesi meydana çıkacaktır. O günü gören kimse, o hazineden kesinlikle bir şey almasın.” </em>(Buhârî, Fiten 24; Müslim, Fiten 29-32. Ayr<em>ı</em>ca bk. Ebû Dâvûd, Melâhim 13; Tirmizî, S<em>ı</em>fatü’l-cenne 26)</p><p><em>*</em></p><p><em>“Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki kişi bir kabre uğrayıp üzerine abanarak: ‘Keşke bu kabrin içinde ben olsaydım’ demedikçe kıyamet kopmaz. Hâlbuki bu sözü ona söyleten din değil, belâ olacaktır.”</em> (Buhârî, Fiten, 22; Müslim, Fiten, 53-54)</p><p>*</p><p>Öyle bir zaman<em>ı</em>n gelece<em>ğ</em>i, insanlar<em>ı</em>n kalblerinin dünya sevgisi ile dolaca<em>ğı</em>, cihad<em>ı</em> zarar olarak görüp zekat vermeyi alt<em>ı</em>ndan kalk<em>ı</em>lmas<em>ı</em> zor bir borç olarak görecekleri bildirilir. (Ali el-Müttaki, <em>Kenz</em>, III, 236/6322)</p><p>*</p><p>Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdular ki:</p><p><em>“-Beni İsrail üzerine gelen şeyler, aynıyla ümmetimin üzerine de gelecektir. Öyle ki onlardan aleni olarak annesine gelen olmuşsa, ümmetimden de bu çirkin işi mutlaka yapan olacaktır. Nitekim, Beni İsrail yetmişiki millete (dine, fırkaya) bölünmüştü. Benim ümmetim de yetmişüç millete bölünecektir. Bunlardan bir tanesi hariç hepsi ateştedir.” </em></p><p>“-Bu f<em>ı</em>rka hangisidir?” diye soruldu.</p><p><em>“-Benim ve ashabımın üzerinde olduğu şeyden ayrılmayanlardır!” </em>buyurdular.” (Tirmizi, <em>İ</em>man 18/2641)</p><p>*</p><p>Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdular ki:</p><p><em>“Ümeranız hayırlı olanlarınızdan iseler, zenginleriniz sehâvetkâr kimselerse, işlerinizi aranızda müşavere ile hallediyorsanız, bu durumda yerin üstü (hayat), altından (ölümden) hayırlıdır. Eğer ümeranız şerirlerinizden, zenginleriniz cimri ve <strong>i</strong>ş<strong>leriniz kad</strong>ı<strong>nlar</strong>ı<strong>n elinde ise</strong>, yerin altı üstünden, (ölmek yaşamaktan) daha hayırlıdır. (Çünkü artık dini ikame imkanı kalmaz).” </em>(Tirmizi, Fiten 78/2266)</p><p>*</p><p>Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- birgün:</p><p><em>“-Gençlerinizin fıska düştüğü, kadınlarınızın azdığı zaman haliniz ne olur?” </em>diye sormu<em>ş</em>tu. (Yan<em>ı</em>ndakiler hayretle):</p><p>“-Ey Allah’<em>ı</em>n Rasûlü, yani böyle bir hal mi gelecek?” dediler.</p><p><em>“-Evet, hatta daha beteri!”</em> buyurdu ve devam etti:</p><p><em>“-Emr-i bi’l-ma’rufta bulunmadığınız, nehy-i ani’l-münker yapmadığınız vakit haliniz ne olur?”</em> diye sordu. (Yan<em>ı</em>ndakiler hayretle<img src="data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7" class="smilie smilie--sprite smilie--sprite1" alt=":)" title="Smile :)" loading="lazy" data-shortname=":)" /></p><p>“-Yani bu olacak m<em>ı</em>?” dediler.</p><p><em>“-Evet, hatta daha beteri!”</em> buyurdular ve sormaya devam ettiler:</p><p><em>“-Münkeri emredip, ma’rufu yasakladığınız zaman haliniz ne olur?” </em>(Yan<em>ı</em>nda bulunanlar iyice hayrete dü<em>ş</em>erek):</p><p>“-Ey Allah’<em>ı</em>n Rasûlü! Bu mutlaka olacak m<em>ı</em>?” dediler.</p><p><em>“-Evet, hatta daha beteri!”</em> buyurdular ve devam ettiler:</p><p><em>“-Ma’rufu münker, münkeri de ma’ruf addettiğiniz zaman haliniz ne olur?”</em> (yanindeki Ashab<img src="data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7" class="smilie smilie--sprite smilie--sprite1" alt=":)" title="Smile :)" loading="lazy" data-shortname=":)" /></p><p>“-Ey Allah’<em>ı</em>n Rasûlü! Bu mutlaka olacak m<em>ı</em>?” diye sordular.</p><p><em>“-Evet, olacak!”</em> buyurdular.” (Heysemi, <em>Mecma’u’z-Zevaid,</em> VII, 281)</p><p>*</p><p>Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdular ki: <em>“İnsanların dünyaca en bahtiyarını âdi oğlu âdiler teşkil etmedikçe Kıyamet kopmaz.”</em> (Tirmizi, Fiten 37/2209)</p><p>*</p><p>Hz. Ebu Hureyre rad<em>ı</em>yallahu anh anlat<em>ı</em>yor: “Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-, yan<em>ı</em>ndaki cemaate konu<em>ş</em>urken, bir adam gelerek:</p><p>“-Ey Allah’<em>ı</em>n Rasûlü! K<em>ı</em>yamet ne zaman kopacak?” dedi. Sallallâhu aleyhi ve sellem- konu<em>ş</em>mas<em>ı</em>na devam etti, sözlerini bitirdi<em>ğ</em>i vakit:</p><p><em>“-Sual sâhibi nerede?”</em> buyurdular. Adam:</p><p>“-<em>İş</em>te buraday<em>ı</em>m ey Allah’<em>ı</em>n Rasûlü!” dedi. Sallallâhu aleyhi ve sellem-:</p><p><em>“-Emanet zâyi edildiği vakit Kıyameti bekleyin!”</em> buyurdular. Adam:</p><p>“-Emanet nas<em>ı</em>l zâyi edilir?” diye sordu. Efendimiz:</p><p><em>“-İş, ehil olmayana tevdi edildi mi Kıyamet’i bekleyin!”</em> buyurdular.” (Buhari, <em>İ</em>lm 2, Rikâk 35)</p><p>*</p><p>Hz. Ali rad<em>ı</em>yallahu anh anlat<em>ı</em>yor: “Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- birgün:</p><p><em>“Ümmetim onbeş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belanın gelmesi vâcip olur!”</em> buyurmu<em>ş</em>lard<em>ı</em>. (Yan<em>ı</em>ndakiler<img src="data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7" class="smilie smilie--sprite smilie--sprite1" alt=":)" title="Smile :)" loading="lazy" data-shortname=":)" /></p><p>“Ey Allah’<em>ı</em>n Rasûlü! Bunlar nelerdir?” diye sordular. Sallallâhu aleyhi ve sellem- sayd<em>ı</em>:</p><p><em>-Ganimet (yani milli servet, fakir fukaraya uğramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasında) tedavül eden bir metâ haline gelirse, </em></p><p><em>-Emanet (edilen şeyleri emânet alan kimseler, sorumlu ve yetkililer, memurlar) ganimet (malı yerini tutup, yağmalayıp nefislerine helal) kıldıkları zaman, </em></p><p><em>-Zekât (ödemeyi ibadet bilmeyip bir angarya ve) ceza telâkki ettikleri zaman. </em></p><p><em>-Kişi annesinin hukukuna riayet etmeyip, kadınına itaat ettiği; </em></p><p><em>-Babasından uzaklaşıp ahbabına yaklaştığı; </em></p><p><em>-Mescidlerde (rıza-yı ilâhi gözetmeyen husûmet, alış-veriş, eğlence ve siyâsiyâta vs. müteallik) sesler yükseldiği zaman. </em></p><p><em>-Kavme, onların en alçağı (erzel) reis olduğu; </em></p><p><em>-(Devlet otoritesinin yetersizliği sebebiyle tedhiş ve zulümle insanları sindiren zorba) kişiye zararı dokunmasın diye hürmet edildiği; </em></p><p><em>-(Çeşitli adlarla imal edilen) içkiler (serbestçe) içildiği; </em></p><p><em>-İpek (haram bilinmeyip erkekler tarafından) giyildiği; </em></p><p><em>-Çeşitli adlar altında şarkıcı kadınlar ve çalgı aletleri edinildiği; </em></p><p><em>-Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri, önceden gelip geçenlere (çeşitli ithamlar ve bahanelerle) hakâret ettiği zaman artık kızıl rüzgârı, (zelzeleyi), yere batışı (hasfı) veya suret değiştirmeyi (meshi) (veya gökten taş yağmasını, (kazfi) bekleyin.” </em>(Tirmizi, Fiten 38/2210)</p><p>*</p><p>Mikdam bin Ma’dikerb’in bir hizmetçisi vard<em>ı</em>, süt satard<em>ı</em>, Mikdam da kar<em>şı</em>l<em>ığı</em>nda para al<em>ı</em>rd<em>ı</em>. Ona:</p><p>“-Sübhanallah, süt sat<em>ı</em>p para m<em>ı</em> al<em>ı</em>yorsun?” dediler. O da:</p><p>“-Evet, bunda ne var ki? Ben Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in <em>ş</em>öyle dedi<em>ğ</em>ini duydum:</p><p><em>“-İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki o vakit dinar ve dirhemden başka bir şey fayda vermeyecek!”</em> dedi. (Ahmed bin Hanbel, IV, 133)</p><p><em>*</em></p><p><em>“Sizin üzerinize öyle bir zaman gelecek ki o vakit siz, iyilikleri emretmeyen ve kötülükleri yasaklamayan kimselerin en hayırlı kişiler olduğunu düşünürsünüz.”</em> (Ali el-Müttaki, <em>Kenz</em>, III, 686/8462)</p><p>*</p><p>Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-:</p><p><em>“-İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki o vakit müminin kalbi tuzun suda eridiği gibi eriyecek!”</em> buyurdu.</p><p>“-Niçin eriyecek yâ Rasûlallah?” diye soruldu<em>ğ</em>unda:</p><p><em>“-Kötülükleri görüp de onları değiştirmeye güç yetiremediği için”</em> buyurdu. (Ali el-Müttaki, <em>Kenz</em>, III, 686/8463)</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Turab, post: 109176, member: 2"] [I]“Siz öyle bir zamanda yaşıyorsunuz ki sizden biriniz emrolunduğu şeylerin onda birini terk etse helâk olur. Sonra öyle bir zaman gelecek ki sizden kim emrolunduğu şeyin onda birini yapsa kurtulur.”[/I] (Tirmizî, Fiten, 79/2267) [I]* “Öyle bir zaman gelecek ki o zaman şu üç şeyden daha kıymetli birşey olmayacaktır: Helal para, can u gönülden arkadaşlık yapılacak bir kardeş ve kendisiyle amel edilecek bir sünnet.” [/I](Heysemî, I, 172) [I]* “Öyle bir zaman gelecek ki, kişi helâlden mi haramdan mı kazandığına aldırmayacak!”[/I] (Buharî, Büyû; 7) * Ebu Said el-Hudrî’den rivayet edildi[I]ğ[/I]ine göre Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- [I]ş[/I]öyle buyurmu[I]ş[/I]tur: [I]“Aranızda öyle bir grup ortaya çıkacaktır ki, namazınızı onların namazları, oruçlarınızı onların oruçları ve diğer amellerinizi de onların amelleri yanında az göreceksiniz. onlar Kur’ân okurlar, fakat okudukları boğazlarından aşağı geçmez. onlar okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkarlar...”[/I] (Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 36) [I]* “Öyle bir zaman gelecek ki okuma meraklı kurrâ çoğalacak; fakîhler ise azalacak ve bu sûretle ilim çekilip alınacak. Daha sonra öyle bir zaman gelecek ki insanların okudukları boğazlarından aşağı geçmeyecek.”[/I] (Hakim, [I]Müstedrek[/I], V, 504) [I]* “Şiddetli bir şekilde yaklaşan fitne sebebiyle vay insanların hâline. İnsanlar mü’min olarak sabahlar da akşam kâfir oluverirler. İnsanlar dinlerini küçük dünya menfaati karşılığı değiştiriverirler. İşte öyle zamanda dinlerinde sâbit kalabilenler ellerinde kor ateşi tutanlar gibidirler.”[/I] (Ahmed [I]İ[/I]bn Hanbel, [I]Müsned[/I], II, 390; Ayr[I]ı[/I]ca bkz. Müslim, [I]İ[/I]man 186; Tirmizi, Fiten 30, (2196) [I]* “Öyle bir zaman gelecek ki bütün insanlar ribâ ile iş yapacak. Ondan sakınanlar dahi tozuna bulaşmak durumunda kalacaklar.”[/I] (Nesâî, Büyû 2; [I]İ[/I]bnu Mâce, Ticârât 58; [I]İ[/I]bn Hanbel, Müsned, IV, 494; Beyhakî Sünen, IV, 275) [I]* “Öyle bir zaman gelecek ki doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak. Güvenilir kimseler hain sayılacak, hâinlere güvenilecek. İnsanlardan şâhidlik etmeleri istenmediği halde şâhidlik edecekler, yemin etmeleri istenmediği halde yemin edecekler,”[/I] (Taberâni, XXIII, 314) [I]* “Öyle bir zaman gelecek ki insanlar iyiliği özendirmeyecek, kötülükten de sakındırmayacaklar.”[/I] (Heysemî, [I]Mecmauz-zevâid,[/I] VII, 280) * Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdular ki: [I]“Muhakkak ki insanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, o vakit kişi altından sadaka ile (çarşı Pazar) dolaşır da bunu kendisinden sadaka olarak kabul edecek tek kişi bulamaz. O zaman, tek bir erkeğe kırk tane kadının tâbi olduğunu ve kadınların çokluğu ve erkeklerin azlığı sebebiyle ona sığındıklarını görürsün.” [/I](Buhari, Zekât 9; MüsIim, Zekat 59) [I]* “Ben sizin dünya hırsıyla birbirinizle kapışmanızdan, birbirinizi katletmenizden ve sizden öncekiler gibi helâk olup gitmenizden korkuyorum.” [/I](Müslim, Fezâil 31) [I]“…Ben asıl sizin dünyayı elde etmek için birbirinizle kapışıp kavga etmenizden korkuyorum.”[/I] (Buhârî, Cenâiz 71, Menâk[I]ı[/I]b 25, Megâzî 27, Rikâk 7, 53; Müslim, Fezâil 30) * Hz. Sevban rad[I]ı[/I]yallahu anh anlat[I]ı[/I]yor: “Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdular ki: [I]“–Size çullanmak üzere, yabancı kavimlerin, tıpkı sofraya çağrışan yiyiciler gibi, birbirlerini çağıracakları zaman yakındır.” [/I] Orada bulunanlardan biri: “–O gün say[I]ı[/I]ca azl[I]ığı[/I]m[I]ı[/I]zdan m[I]ı[/I] bu durum ba[I]şı[/I]m[I]ı[/I]za gelecek?” diye sordu. [I]“–Hayır, bilakis o gün siz çok olacaksınız. Lakin sizler bir selin getirip yığdığı çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan kimseler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!” [/I]buyurdular. “–Zaaf da nedir ey Allah’[I]ı[/I]n Rasûlü?” denildi. [I]“–Dünya sevgisi ve ölüm korkusu!”[/I] buyurdular.” (Ebu Davud, Melahim 5/4297) * Ebu Ümeyye e[I]ş[/I]-[I]Ş[/I]a’bani anlat[I]ı[/I]yor: “Ey Ebu Sa’lebe dedim, [I]ş[/I]u ayet hakk[I]ı[/I]nda ne dersin?” (Mealen): [B]“Ey iman edenler! Siz kendinize bak[/B][I]ı[/I][B]n. Siz do[/B][I]ğ[/I][B]ru yolda oldukça, sap[/B][I]ı[/I][B]tm[/B][I]ış[/I][B] olanlar size zarar vermez.”[/B] (Maide 105) Bana [I]ş[/I]u cevab[I]ı[/I] verdi: “Gerçekten bunu, iyi bilen birine sordun. Zira ben ayn[I]ı[/I] [I]ş[/I]eyi Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-’a sormu[I]ş[/I]tum. Demi[I]ş[/I]ti ki: [I]“Ma’rufa sarılın, münkerden de kaçının! Ne zaman uyulan bir cimrilik, takip edilen bir hevâ, (dine, ahirete) tercih edilen dünyalık görür, rey sahiplerinin (selefi dinlemeden) kendi reylerini beğendiklerini müşahade edersen, o zaman kendine bak. İnsanlarla uğraşmayı bırak. Zira (bu safhaya gelince) arkanızda sabır günleri var demektir. O günler avuçta ateş tutmak gibi (sıkıntılı)dır. O günlerde, sizin kadar amel yapabilen bir kimseye elli kişinin ecri verilecektir.” [/I](Ebu Davud, Melahim 17/4341); Tirmizi, Tefsir, 5/3060); [I]İ[/I]bnu Mace, Fiten 21) * Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdular ki: [I]“-İnsanlar öyle günler görecek ki, katil niçin öldürdüğünü, maktul de niçin öldürüldüğünü bilemeyecek.” [/I] “-Bu nas[I]ı[/I]l olur?” diye soruldu. [I]Ş[/I]u cevab[I]ı[/I] verdi: [I]“-Herçtir! Öldüren de ölen de ateştedir.” [/I](Müslim, Fiten 56) * Zübeyr [I]İ[/I]bnu Adiy rahimehullah anlat[I]ı[/I]yor: “Hz. Enes [I]İ[/I]bnu Mâlik rad[I]ı[/I]yallahu anh’[I]ı[/I]n yan[I]ı[/I]na girdik. Haccâc’[I]ı[/I]n bize yapt[I]ı[/I]klar[I]ı[/I]n[I]ı[/I] [I]ş[/I]ikayet ettik. “-Sabredin, buyurdu. Zira öyle günlerle kar[I]şı[/I]la[I]ş[/I]acaks[I]ı[/I]n[I]ı[/I]z ki, her yeni gün, gidenden daha kötü olacak. Bu hal Rabbinize kavu[I]ş[/I]uncaya kadar devam edecek. Ben bunu, Rasûlunüz -sallallâhu aleyhi ve sellem-’den i[I]ş[/I]ittim.” (Buhari, Fiten 6; Tirmizi, Fiten 35/2206) * Hz. Huzeyfe rad[I]ı[/I]yallahu anh anlat[I]ı[/I]yor: “Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- birgün: [I]“-Bana kaç müslüman olduğunu sayıverin”[/I] buyurdular. Biz: “-Ey Allah’[I]ı[/I]n Rasûlü! Bizim say[I]ı[/I]m[I]ı[/I]z alt[I]ı[/I]-yediyüze ula[I]ş[/I]m[I]ış[/I] oldu[I]ğ[/I]u halde, hakk[I]ı[/I]m[I]ı[/I]zda korku mu ta[I]şı[/I]yorsunuz?” dedik. [I]“-Siz bilemezsiniz, (çokluğunuza rağmen) imtihan olunabilirsiniz!” . Gerçekten öyle (belaya maruz kalıp) imtihan olunduk ki, içimizden namazını gizlice kılanlar oldu.” [/I](Buhari, Cihad 181; Müslim, [I]İ[/I]man 235) * Abdullah ibn-i Ömer -rad[I]ı[/I]yallâhu anh- taraf[I]ı[/I]ndan rivayet edilmi[I]ş[/I]tir. Rasûlullâh –sallâllâhu aleyhi ve elem- bize yönelerek [I]ş[/I]öyle buyurdu: [I]“Ey Muhacirler cemâati! Beş şey vardır ki, onlarla mübtelâ olacağınız zaman Ben sizlerin o şeylere erişmenizden Allâh’a sığınırım. Onlar şunlardır: 1- Bir milletin içinde zina, fuhuş ortaya çıkıp nihayet o millet bu suçu alenî olarak işlediğinde, mutlaka içlerinde taun hastalığı ve onlardan önce gelip-geçmiş milletlerde vuku bulmamış hastalıklar yayılır. 2- Ölçü ve tartıyı eksik yapan her millet mutlaka kıtlık, geçim sıkıntısı ve başlarındaki hükümdarların zulmü ile cezalandırılırlar. 3- Mallarının zekâtını vermekten kaçan her millet mutlaka yağmurdan menedilir (kuraklık cezası ile cezalandırılır) ve hayvanları olmasa (Allâh hayvanlara acımasa) onlara yağmur yağdırmaz. 4- Allâh’ın ahdini (emirlerini) ve Rasûlün sünnetini terk eden her milletin başına mutlaka Allâh kendilerinden olmayan düşmanı musallat eder ve düşman o milletin elindeki-avucundakilerin bir kısmını alır. 5- İmamları (yâni devlet adamları) Allâh’ın Kitabı ile amel etmeyip Allâh’ın indirdiği hükümlerden işlerine geleni seçtikçe Allâh onların hesabını kendi aralarında görür.”[/I] ([I]İ[/I]bn-i Mâce, Fiten, 22) * Rasûlullah sallallahu aleyhi veselem [I]ş[/I]öyle buyurdu: [I]“Fırat nehrinin suyu çekilip, aktığı yatakta bulunan bir altın dağı meydana çıkmadıkça ve kurtulup kazanan ben olayım diye birbiriyle çarpışan her yüz kişiden doksan dokuzu ölmedikçe kıyamet kopmaz.” [/I](Buhârî, Fiten 24; Müslim, Fiten 29. Ayr[I]ı[/I]ca bk. [I]İ[/I]bni Mâce, Fiten 25) Di[I]ğ[/I]er bir rivayet ise [I]ş[/I]öyledir: [I]“Pek yakında Fırat nehrinin suyu çekilerek aktığı yatakta bir altın hazinesi meydana çıkacaktır. O günü gören kimse, o hazineden kesinlikle bir şey almasın.” [/I](Buhârî, Fiten 24; Müslim, Fiten 29-32. Ayr[I]ı[/I]ca bk. Ebû Dâvûd, Melâhim 13; Tirmizî, S[I]ı[/I]fatü’l-cenne 26) [I]* “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki kişi bir kabre uğrayıp üzerine abanarak: ‘Keşke bu kabrin içinde ben olsaydım’ demedikçe kıyamet kopmaz. Hâlbuki bu sözü ona söyleten din değil, belâ olacaktır.”[/I] (Buhârî, Fiten, 22; Müslim, Fiten, 53-54) * Öyle bir zaman[I]ı[/I]n gelece[I]ğ[/I]i, insanlar[I]ı[/I]n kalblerinin dünya sevgisi ile dolaca[I]ğı[/I], cihad[I]ı[/I] zarar olarak görüp zekat vermeyi alt[I]ı[/I]ndan kalk[I]ı[/I]lmas[I]ı[/I] zor bir borç olarak görecekleri bildirilir. (Ali el-Müttaki, [I]Kenz[/I], III, 236/6322) * Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdular ki: [I]“-Beni İsrail üzerine gelen şeyler, aynıyla ümmetimin üzerine de gelecektir. Öyle ki onlardan aleni olarak annesine gelen olmuşsa, ümmetimden de bu çirkin işi mutlaka yapan olacaktır. Nitekim, Beni İsrail yetmişiki millete (dine, fırkaya) bölünmüştü. Benim ümmetim de yetmişüç millete bölünecektir. Bunlardan bir tanesi hariç hepsi ateştedir.” [/I] “-Bu f[I]ı[/I]rka hangisidir?” diye soruldu. [I]“-Benim ve ashabımın üzerinde olduğu şeyden ayrılmayanlardır!” [/I]buyurdular.” (Tirmizi, [I]İ[/I]man 18/2641) * Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdular ki: [I]“Ümeranız hayırlı olanlarınızdan iseler, zenginleriniz sehâvetkâr kimselerse, işlerinizi aranızda müşavere ile hallediyorsanız, bu durumda yerin üstü (hayat), altından (ölümden) hayırlıdır. Eğer ümeranız şerirlerinizden, zenginleriniz cimri ve [B]i[/B]ş[B]leriniz kad[/B]ı[B]nlar[/B]ı[B]n elinde ise[/B], yerin altı üstünden, (ölmek yaşamaktan) daha hayırlıdır. (Çünkü artık dini ikame imkanı kalmaz).” [/I](Tirmizi, Fiten 78/2266) * Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- birgün: [I]“-Gençlerinizin fıska düştüğü, kadınlarınızın azdığı zaman haliniz ne olur?” [/I]diye sormu[I]ş[/I]tu. (Yan[I]ı[/I]ndakiler hayretle): “-Ey Allah’[I]ı[/I]n Rasûlü, yani böyle bir hal mi gelecek?” dediler. [I]“-Evet, hatta daha beteri!”[/I] buyurdu ve devam etti: [I]“-Emr-i bi’l-ma’rufta bulunmadığınız, nehy-i ani’l-münker yapmadığınız vakit haliniz ne olur?”[/I] diye sordu. (Yan[I]ı[/I]ndakiler hayretle:) “-Yani bu olacak m[I]ı[/I]?” dediler. [I]“-Evet, hatta daha beteri!”[/I] buyurdular ve sormaya devam ettiler: [I]“-Münkeri emredip, ma’rufu yasakladığınız zaman haliniz ne olur?” [/I](Yan[I]ı[/I]nda bulunanlar iyice hayrete dü[I]ş[/I]erek): “-Ey Allah’[I]ı[/I]n Rasûlü! Bu mutlaka olacak m[I]ı[/I]?” dediler. [I]“-Evet, hatta daha beteri!”[/I] buyurdular ve devam ettiler: [I]“-Ma’rufu münker, münkeri de ma’ruf addettiğiniz zaman haliniz ne olur?”[/I] (yanindeki Ashab:) “-Ey Allah’[I]ı[/I]n Rasûlü! Bu mutlaka olacak m[I]ı[/I]?” diye sordular. [I]“-Evet, olacak!”[/I] buyurdular.” (Heysemi, [I]Mecma’u’z-Zevaid,[/I] VII, 281) * Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdular ki: [I]“İnsanların dünyaca en bahtiyarını âdi oğlu âdiler teşkil etmedikçe Kıyamet kopmaz.”[/I] (Tirmizi, Fiten 37/2209) * Hz. Ebu Hureyre rad[I]ı[/I]yallahu anh anlat[I]ı[/I]yor: “Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-, yan[I]ı[/I]ndaki cemaate konu[I]ş[/I]urken, bir adam gelerek: “-Ey Allah’[I]ı[/I]n Rasûlü! K[I]ı[/I]yamet ne zaman kopacak?” dedi. Sallallâhu aleyhi ve sellem- konu[I]ş[/I]mas[I]ı[/I]na devam etti, sözlerini bitirdi[I]ğ[/I]i vakit: [I]“-Sual sâhibi nerede?”[/I] buyurdular. Adam: “-[I]İş[/I]te buraday[I]ı[/I]m ey Allah’[I]ı[/I]n Rasûlü!” dedi. Sallallâhu aleyhi ve sellem-: [I]“-Emanet zâyi edildiği vakit Kıyameti bekleyin!”[/I] buyurdular. Adam: “-Emanet nas[I]ı[/I]l zâyi edilir?” diye sordu. Efendimiz: [I]“-İş, ehil olmayana tevdi edildi mi Kıyamet’i bekleyin!”[/I] buyurdular.” (Buhari, [I]İ[/I]lm 2, Rikâk 35) * Hz. Ali rad[I]ı[/I]yallahu anh anlat[I]ı[/I]yor: “Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- birgün: [I]“Ümmetim onbeş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belanın gelmesi vâcip olur!”[/I] buyurmu[I]ş[/I]lard[I]ı[/I]. (Yan[I]ı[/I]ndakiler:) “Ey Allah’[I]ı[/I]n Rasûlü! Bunlar nelerdir?” diye sordular. Sallallâhu aleyhi ve sellem- sayd[I]ı[/I]: [I]-Ganimet (yani milli servet, fakir fukaraya uğramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasında) tedavül eden bir metâ haline gelirse, -Emanet (edilen şeyleri emânet alan kimseler, sorumlu ve yetkililer, memurlar) ganimet (malı yerini tutup, yağmalayıp nefislerine helal) kıldıkları zaman, -Zekât (ödemeyi ibadet bilmeyip bir angarya ve) ceza telâkki ettikleri zaman. -Kişi annesinin hukukuna riayet etmeyip, kadınına itaat ettiği; -Babasından uzaklaşıp ahbabına yaklaştığı; -Mescidlerde (rıza-yı ilâhi gözetmeyen husûmet, alış-veriş, eğlence ve siyâsiyâta vs. müteallik) sesler yükseldiği zaman. -Kavme, onların en alçağı (erzel) reis olduğu; -(Devlet otoritesinin yetersizliği sebebiyle tedhiş ve zulümle insanları sindiren zorba) kişiye zararı dokunmasın diye hürmet edildiği; -(Çeşitli adlarla imal edilen) içkiler (serbestçe) içildiği; -İpek (haram bilinmeyip erkekler tarafından) giyildiği; -Çeşitli adlar altında şarkıcı kadınlar ve çalgı aletleri edinildiği; -Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri, önceden gelip geçenlere (çeşitli ithamlar ve bahanelerle) hakâret ettiği zaman artık kızıl rüzgârı, (zelzeleyi), yere batışı (hasfı) veya suret değiştirmeyi (meshi) (veya gökten taş yağmasını, (kazfi) bekleyin.” [/I](Tirmizi, Fiten 38/2210) * Mikdam bin Ma’dikerb’in bir hizmetçisi vard[I]ı[/I], süt satard[I]ı[/I], Mikdam da kar[I]şı[/I]l[I]ığı[/I]nda para al[I]ı[/I]rd[I]ı[/I]. Ona: “-Sübhanallah, süt sat[I]ı[/I]p para m[I]ı[/I] al[I]ı[/I]yorsun?” dediler. O da: “-Evet, bunda ne var ki? Ben Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in [I]ş[/I]öyle dedi[I]ğ[/I]ini duydum: [I]“-İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki o vakit dinar ve dirhemden başka bir şey fayda vermeyecek!”[/I] dedi. (Ahmed bin Hanbel, IV, 133) [I]* “Sizin üzerinize öyle bir zaman gelecek ki o vakit siz, iyilikleri emretmeyen ve kötülükleri yasaklamayan kimselerin en hayırlı kişiler olduğunu düşünürsünüz.”[/I] (Ali el-Müttaki, [I]Kenz[/I], III, 686/8462) * Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-: [I]“-İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki o vakit müminin kalbi tuzun suda eridiği gibi eriyecek!”[/I] buyurdu. “-Niçin eriyecek yâ Rasûlallah?” diye soruldu[I]ğ[/I]unda: [I]“-Kötülükleri görüp de onları değiştirmeye güç yetiremediği için”[/I] buyurdu. (Ali el-Müttaki, [I]Kenz[/I], III, 686/8463) [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Serbest kürsü
Size öyle bir zaman gelecek ki, Ölümler çoğalacak, musibetler büyüyecek
Üst
Alt