Peygamberimizin Örnek Hayatı 2

dj.tatii

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Haziran 2011
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
ŞECAAT VE CESARETİ

O gençliğinden itibaren hayatının bütün devrelerinde şecaat manasındaki cesaret açık bir şekilde görülmektedir. O’nun cesaretini anlamak için O’nun tek başına büyük dünya devletlerini karşısına almasına O’nun insanları hak dine davetindeki gayretine bakmamız yeterli olur.

SABRI

O bir sabır kahramanıdır. Hayatına baktığımızda daha doğmadan babasını, altı yaşında annesi sonra dedesini ve amcası Ebu Talib’i kaybediyor. Kızı Fatıma hariç bütün çocukları kendisinden önce ölüyor. Türlü türlü sıkıntılar çekiyor, hakaretler yiyor, aç kalıyor, hastalıklar geçiriyor da O sabrediyor.



ŞÜKRÜ

O’nun mübarek dilinden Elhamdülillah lafzı düşmezdi. Sabahlara kadar namaz kılar soranlara da “Allah (c.c)’ıma şükreden bir kul olmayayım mı?” derdi. Sevinçli bir haber duyunca hemen şükür secdesi yapardı. Yine sakat ya da hasta birisini görünce Allah (c.c)’ın kendisine ihsan ettiği nimetlere şükrederdi.



TİCARİ AHLAKI

O herkes gibi alışverişte bulunur, çarşı pazarda dolaşırdı. Kendisine peygamberlik gelmeden öncede ticaretle uğraşıyor, O’nun doğruluğuna dürüstlüğüne hayran kalıyorlardı. Kendisinden hakkını usulsüzce hakkını isteyen bedevileri terslemiyor hemen haklarını veriyordu. Çarşı pazarda dolaşıyor, usulsüzce ticaret yapanları uyarıyordu.



AKRABALARINA İYİLİĞİ

Efendimizin baba tarafından çok akrabası bulunurdu. O amcasını çok sever ve gözetirdi. Hatta Ebu Talib’in sıkıntıya düştüğü esnada Ali’yi yanına aldı ve kendisi baktı. O hiçbir akrabasını üstün tutmaz hepsini gözetirdi. Süt annesi ve kardeşlerine hürmet gösterirdi. Huneyn savaşından sonra süt kardeşi esir düşmüştü. Peygamberimizin huzuruna getirilince O’na hürmet etmiş hırkasını altına sermiş ve ikramda bulunmuştur.



MİSAFİR PERVERLİĞİ

Evinden misafir hiç eksik olmazdı. O misafir hususunda din, şahıs, devlet ayrımı yapmazdı. Taif’ten gelen Sakif heyetini ağırladı. Hizmetlerini gördü ve müslüman olarak ayrıldılar. O’nun evi müsait olmayınca başka kişilerin evleri açılıyor misafirler konuk ediliyordu. O’nun bir de devamlı misafirleri vardı ki (Suffeliler) onların eğitim ve öğretimlerini üslendiği gibi onların geçimlerini de üstlenmişti.



DÜŞMANLARININ PEYGAMBERİMİZİN AHLAKINI İTİRAFLARI

Düşmanları tarafından bile takdir ediliyordu. Bir gün Ebu Cehil “Vallahi Muhammed muhakkak doğru sözlüdür, hiçbir zaman yalan söylememiştir” demekten kendisini alamıyordu. Yine zaman zaman peygamberimize diliyle eziyet eden ve hakarette bulunan Nadr bin Haris müşriklerin ileri gelenleri toplanmış ve onlara “ Muhammed ne şair, ne sihirbaz, ne delidir, ne de büyülenmiştir”.

Yine yabancı yazarlardan Daumer “ Muhammed und sien work” adlı eserinde “O’nun şahsında birçok meziyetler toplanmıştır ve tüm Arabistan imana gelene kadar bir lahza dinlenmemiştir” demekten kendini alamamıştır.

Yine Lamartin “İnsanın büyüklüğü hangi ölçü ile ölçülürse ölçülsün, acaba O’ndan daha büyük bir insan bulunur mu?”demiştir
 
Üst Alt