Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Efendimiz (s.a.v)'i Tanıyalım
Peygamberimize salavat getirmek
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Elifgül" data-source="post: 39747" data-attributes="member: 1043"><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">Bilindiği üzere Efendimiz (sas) Hazretleri’nin adı anıldığında duyan her Müslüman’ın salavat getirmesi ihmal edilmez bir görevi, unutulmaz bir vefa borcudur. Nitekim Kuran-ı Kerim'de şöyle buyurulur:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"><strong>"Allah ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey iman edenler, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin." </strong>(Ahzab Suresi, 56) Veya “tam bir teslimiyetle ona teslim olun.”</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">Peygambere Allah’ın salât etmesi, rahmet etmek; meleklerin ve bizim salât etmemiz de onun için rahmet duası etmek anlamına gelir. Onun rahmete erişmesi ise, ümmeti olarak bizim rahmete erişmemiz demektir. Çünkü hayatı boyunca görüldüğü gibi, onun bütün kaygısı ümmetinden ibarettir. Bir gece sabaha kadar ümmeti için Rabbine yakardıktan sonra Allah ona Cebrail ile “Biz seni ümmetin hakkında hoşnut edeceğiz ve asla üzmeyeceğiz” şeklinde haber göndermiştir. (Müslim, İman: 346.) İsra Suresi 79. ayette de ona “Övülmüş Makam” adıyla şefaat makamının verileceği müjdelenmiştir ki, bu durum, bizi Allah’ın Resulü ile çok yakın ve sıcak bir ilişki içinde bulunmaya davet etmektedir. İşte salâvat, onunla bizim aramızda bu sıcak ilişkiyi kuran, devam ettiren ve pekiştiren en önemli bir vasıtadır.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">O kadar ki, O’nun irşadıyla var oluş hikmetini anlayan her Müslüman’ın üzerine bu salavatın ömründe bir keresi farz, sonrakileri vacip, tekrarlarda ise sünnet olduğu bildirilmiş, salavatın terki ise şefaatten mahrumiyete sebeptir, denmiştir.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">İyilik gördüğü kimselere iyilik etme minnettarlığı duyan, hatta bir kahvenin kırk yıl hatırını sayan insanlar, ebedi hayatını kurtarmaya vesile olan Resulüllah’a da (sas) elbette minnettarlık duyacak, adını duyunca büyük bir hürmet ve sevgiyle salavat getirecek, böylece gösterdiği bu bağlılıkla da şefaatine nail olacaktır.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"><strong>"Ey iman edenler, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin." </strong>ayetinin emri gereği olarak ömürde bir defa salavat getirmek farz, sonraları her ilk duyuşta vacip, aynı yerde tekrarlanmalarda ise sünnet olduğu ifade edilmiştir. Anlaşılan odur ki, getirilen salat–ü selamdan hem Rabbimiz, hem de melekleri razı olmakta, ayrıca melekler salavat getirenlere de dua etmekteler. Hadis kitaplarında görüyoruz ki, Efendimizin (sas) Cennet’teki makamının yükselmesine sebep olan salavatı okuyan insana melekler, “Allah da senin makamını yükseltsin!” diye dua etmekte, öteki melekler de bu duaya amin demekteler. Salavat getiremeyene ise, “Allah da senin makamını yükseltmesin!” diye tepki göstermekte, öteki melekler de bu tepkiye amin diyerek iştirak etmekteler. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">Demek ki, Efendimizin (sas) adını duyunca salavat getirenler meleklerin hayır duasını alır, getirmeyenler ise bedduasına maruz kalırlar. Ayrıca, Peygamberimiz (sas) de, adını duyduğu halde salavat getirmeyen vefasız ümmetine kırılmakta, bunu da “burnu sürtülsün!” sitemiyle dile getirmektedir. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">Salavatın çeşidi sayılamayacak kadar çoktur. Bunların en meşhurları da namazlarda tahiyyattan sonra okuduğumuz, “Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed” ile “Sallallahü aleyhi vesellem” salavatlarıdır. Manaları şöyle özetlenebilir: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">–Rabbimizin rahmeti, meleklerinin istiğfarı ve bizim de selamımız Efendimiz Hazreti Muhammed ve ailesi üzerine olsun.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"><strong>Bu konuda Peygamberimizin birçok hadisi bulunmaktadır ki, bunlardan birkaç tanesi şöyledir: </strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">“Kabrimi bayram yerine çevirmeyin. Bana salât ve selâm edin. Çünkü nerede olsanız salât ve selâmınız bana ulaşır.” (Ebû Davud, Menâsik: 97.)</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">“Günlerinizin en üstünü Cuma günüdür. O gün bana çok salât ve selâm getirin. Çünkü sizin salât ve selâmlarınız bana sunulur.” “Ey Allah’ın Elçisi,” diye sordular. “Sen ölüp de senden bir iz kalmadıktan sonra salât ve selâmlarımız sana nasıl sunulur?” Peygamberimiz buyurdu ki: “Allah, peygamberlerin cesetlerini çürütmeyi toprağa yasaklamıştır.” (Ebû Davud, Salât: 201.)</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">Übeyy ibni Kâ’b birgün Peygamberimize şöyle sordu: “Ey Allah’ın Elçisi, ben sana çok salâvat getiriyorum. Duamın ne kadarını salâvata ayırayım?” Peygamberimiz “Dilediğin kadarını” buyurdu. Übeyy yine sordu: “Dörtte birini ayırayım mı?” Peygamberimiz yine “Dilediğin kadarını,” buyurdu. “Ama arttırırsan senin için daha iyi olur.” “Yarısını?” “Dilediğin kadarını. Ama arttırırsan senin için daha iyi olur.” “Peki, duamın tamamını salâvata ayırsam?” “İşte o zaman Allah senin bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını da bağışlar.” (Tirmizî, Kıyamet: 23.)</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">“Yeryüzünde Allah’ın seyyah melekleri vardır; ümmetimin selâmlarını bana ulaştırırlar.” (Müstedrek, 2:456, no. 3576.)</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">“Ey Allah’ın Elçisi, sana selâm vermeyi anlıyoruz; peki, nasıl salât edeceğiz?” sorusuna karşılık ise, Peygamberimiz, namazların teşehhüdlerinde okumakta olduğumuz “Allahümme salli, Allahümme bârik” duâlarını öğretmiştir. (Buhârî, Tefsir 33:10; Tirmizî, Tefsir 33:23.)</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">Bu gibi salavatlar Efendimize has bir dua olduğundan O’na mahsus duayı Rabbimiz reddetmez.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">Bu niyetle bizler de özel dualarımıza redde uğramayan salavatla başlar, salavatla bitirirsek iki makbul dua arasına aldığımız duamızın kabul olacağını ümit ederiz. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">Okuma ve yazmalarda ise Efendimizin (sas) adı geçince açıkça: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">–“Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed” yahut da “Sallallahü aleyhi ve sellem” demek en güzeli olduğu gibi, yazanların salavatın baş harfleriyle (asm) yahut da (sas) şeklinde işaretlemeleri de salavatı hatırlatmak demektir. Ancak yazıda bu gibi salavat getirme işaretleri çoğalınca okuyanlar bazen zorlanmakta ve maksadının aksine, hürmet için konan işaretler bazen hürmet zedelenmesine de sebep olmaktadır. Böyle bir hürmet eksilmesine sebep olmaktansa işaretleri azaltıp okuyanın irfanına bırakmakta isabet olsa gerektir. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">Efendimize getirilen salavat, günahının affına sebep denemez. Çünkü O’nun böyle bir durumu söz konusu değildir. Makamının yükselmesine vesiledir. O yüzden Efendimizin makamını kimse tahmin ve tespit edememektedir. Çünkü her saniye, iyiliğine sebep olduğu ümmetinden nehirler gibi salavat duaları akmakta, böylece yükselmenin hiç durmayıp kıyamete kadar da devam edeceği anlaşılmaktadır.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"><strong>Tarihi bir saygı örneği: </strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">Sultan Mahmud Gaznevi, Muhammed adındaki hizmetçisine her defasında çok sevdiği bu Muhammed adıyla hitap ettiği halde bir defa da babasının ismiyle hitap eder. Buna üzülen hizmetçi, neden çok sevdiği güzel ismiyle değil de babasının ismiyle çağırdığını sorunca Sultan’dan şu cevabı alır: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">–Ben her defa abdestli bulunuyor, o yüce ismi abdestle söylüyordum. Bu defa abdestim yok! O mübarek ismi abdestsiz ağzıma almaktan utandım! </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive">Mübarek ismi duyduğu halde gönlü kıpırdamayan salavat tembellerine ithaf olunur.</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Elifgül, post: 39747, member: 1043"] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive]Bilindiği üzere Efendimiz (sas) Hazretleri’nin adı anıldığında duyan her Müslüman’ın salavat getirmesi ihmal edilmez bir görevi, unutulmaz bir vefa borcudur. Nitekim Kuran-ı Kerim'de şöyle buyurulur:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive][B]"Allah ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey iman edenler, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin." [/B](Ahzab Suresi, 56) Veya “tam bir teslimiyetle ona teslim olun.”[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive]Peygambere Allah’ın salât etmesi, rahmet etmek; meleklerin ve bizim salât etmemiz de onun için rahmet duası etmek anlamına gelir. Onun rahmete erişmesi ise, ümmeti olarak bizim rahmete erişmemiz demektir. Çünkü hayatı boyunca görüldüğü gibi, onun bütün kaygısı ümmetinden ibarettir. Bir gece sabaha kadar ümmeti için Rabbine yakardıktan sonra Allah ona Cebrail ile “Biz seni ümmetin hakkında hoşnut edeceğiz ve asla üzmeyeceğiz” şeklinde haber göndermiştir. (Müslim, İman: 346.) İsra Suresi 79. ayette de ona “Övülmüş Makam” adıyla şefaat makamının verileceği müjdelenmiştir ki, bu durum, bizi Allah’ın Resulü ile çok yakın ve sıcak bir ilişki içinde bulunmaya davet etmektedir. İşte salâvat, onunla bizim aramızda bu sıcak ilişkiyi kuran, devam ettiren ve pekiştiren en önemli bir vasıtadır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive]O kadar ki, O’nun irşadıyla var oluş hikmetini anlayan her Müslüman’ın üzerine bu salavatın ömründe bir keresi farz, sonrakileri vacip, tekrarlarda ise sünnet olduğu bildirilmiş, salavatın terki ise şefaatten mahrumiyete sebeptir, denmiştir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive]İyilik gördüğü kimselere iyilik etme minnettarlığı duyan, hatta bir kahvenin kırk yıl hatırını sayan insanlar, ebedi hayatını kurtarmaya vesile olan Resulüllah’a da (sas) elbette minnettarlık duyacak, adını duyunca büyük bir hürmet ve sevgiyle salavat getirecek, böylece gösterdiği bu bağlılıkla da şefaatine nail olacaktır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive][B]"Ey iman edenler, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin." [/B]ayetinin emri gereği olarak ömürde bir defa salavat getirmek farz, sonraları her ilk duyuşta vacip, aynı yerde tekrarlanmalarda ise sünnet olduğu ifade edilmiştir. Anlaşılan odur ki, getirilen salat–ü selamdan hem Rabbimiz, hem de melekleri razı olmakta, ayrıca melekler salavat getirenlere de dua etmekteler. Hadis kitaplarında görüyoruz ki, Efendimizin (sas) Cennet’teki makamının yükselmesine sebep olan salavatı okuyan insana melekler, “Allah da senin makamını yükseltsin!” diye dua etmekte, öteki melekler de bu duaya amin demekteler. Salavat getiremeyene ise, “Allah da senin makamını yükseltmesin!” diye tepki göstermekte, öteki melekler de bu tepkiye amin diyerek iştirak etmekteler. Demek ki, Efendimizin (sas) adını duyunca salavat getirenler meleklerin hayır duasını alır, getirmeyenler ise bedduasına maruz kalırlar. Ayrıca, Peygamberimiz (sas) de, adını duyduğu halde salavat getirmeyen vefasız ümmetine kırılmakta, bunu da “burnu sürtülsün!” sitemiyle dile getirmektedir. Salavatın çeşidi sayılamayacak kadar çoktur. Bunların en meşhurları da namazlarda tahiyyattan sonra okuduğumuz, “Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed” ile “Sallallahü aleyhi vesellem” salavatlarıdır. Manaları şöyle özetlenebilir: –Rabbimizin rahmeti, meleklerinin istiğfarı ve bizim de selamımız Efendimiz Hazreti Muhammed ve ailesi üzerine olsun.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive][B]Bu konuda Peygamberimizin birçok hadisi bulunmaktadır ki, bunlardan birkaç tanesi şöyledir: [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive]“Kabrimi bayram yerine çevirmeyin. Bana salât ve selâm edin. Çünkü nerede olsanız salât ve selâmınız bana ulaşır.” (Ebû Davud, Menâsik: 97.)[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive]“Günlerinizin en üstünü Cuma günüdür. O gün bana çok salât ve selâm getirin. Çünkü sizin salât ve selâmlarınız bana sunulur.” “Ey Allah’ın Elçisi,” diye sordular. “Sen ölüp de senden bir iz kalmadıktan sonra salât ve selâmlarımız sana nasıl sunulur?” Peygamberimiz buyurdu ki: “Allah, peygamberlerin cesetlerini çürütmeyi toprağa yasaklamıştır.” (Ebû Davud, Salât: 201.)[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive]Übeyy ibni Kâ’b birgün Peygamberimize şöyle sordu: “Ey Allah’ın Elçisi, ben sana çok salâvat getiriyorum. Duamın ne kadarını salâvata ayırayım?” Peygamberimiz “Dilediğin kadarını” buyurdu. Übeyy yine sordu: “Dörtte birini ayırayım mı?” Peygamberimiz yine “Dilediğin kadarını,” buyurdu. “Ama arttırırsan senin için daha iyi olur.” “Yarısını?” “Dilediğin kadarını. Ama arttırırsan senin için daha iyi olur.” “Peki, duamın tamamını salâvata ayırsam?” “İşte o zaman Allah senin bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını da bağışlar.” (Tirmizî, Kıyamet: 23.)[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive]“Yeryüzünde Allah’ın seyyah melekleri vardır; ümmetimin selâmlarını bana ulaştırırlar.” (Müstedrek, 2:456, no. 3576.)[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive]“Ey Allah’ın Elçisi, sana selâm vermeyi anlıyoruz; peki, nasıl salât edeceğiz?” sorusuna karşılık ise, Peygamberimiz, namazların teşehhüdlerinde okumakta olduğumuz “Allahümme salli, Allahümme bârik” duâlarını öğretmiştir. (Buhârî, Tefsir 33:10; Tirmizî, Tefsir 33:23.)[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive]Bu gibi salavatlar Efendimize has bir dua olduğundan O’na mahsus duayı Rabbimiz reddetmez. Bu niyetle bizler de özel dualarımıza redde uğramayan salavatla başlar, salavatla bitirirsek iki makbul dua arasına aldığımız duamızın kabul olacağını ümit ederiz. Okuma ve yazmalarda ise Efendimizin (sas) adı geçince açıkça: –“Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed” yahut da “Sallallahü aleyhi ve sellem” demek en güzeli olduğu gibi, yazanların salavatın baş harfleriyle (asm) yahut da (sas) şeklinde işaretlemeleri de salavatı hatırlatmak demektir. Ancak yazıda bu gibi salavat getirme işaretleri çoğalınca okuyanlar bazen zorlanmakta ve maksadının aksine, hürmet için konan işaretler bazen hürmet zedelenmesine de sebep olmaktadır. Böyle bir hürmet eksilmesine sebep olmaktansa işaretleri azaltıp okuyanın irfanına bırakmakta isabet olsa gerektir. Efendimize getirilen salavat, günahının affına sebep denemez. Çünkü O’nun böyle bir durumu söz konusu değildir. Makamının yükselmesine vesiledir. O yüzden Efendimizin makamını kimse tahmin ve tespit edememektedir. Çünkü her saniye, iyiliğine sebep olduğu ümmetinden nehirler gibi salavat duaları akmakta, böylece yükselmenin hiç durmayıp kıyamete kadar da devam edeceği anlaşılmaktadır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3][COLOR=Olive] [/COLOR][/SIZE][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=Olive][B]Tarihi bir saygı örneği: [/B] Sultan Mahmud Gaznevi, Muhammed adındaki hizmetçisine her defasında çok sevdiği bu Muhammed adıyla hitap ettiği halde bir defa da babasının ismiyle hitap eder. Buna üzülen hizmetçi, neden çok sevdiği güzel ismiyle değil de babasının ismiyle çağırdığını sorunca Sultan’dan şu cevabı alır: –Ben her defa abdestli bulunuyor, o yüce ismi abdestle söylüyordum. Bu defa abdestim yok! O mübarek ismi abdestsiz ağzıma almaktan utandım! Mübarek ismi duyduğu halde gönlü kıpırdamayan salavat tembellerine ithaf olunur.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Efendimiz (s.a.v)'i Tanıyalım
Peygamberimize salavat getirmek
Üst
Alt