Otistik Bozukluk

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37
Otistik Bozukluk
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Işık Görker, ''Otistik bozuklukta erken tanı konulması, erken tedavi ve eğitim girişimleri, tedavinin olumlu seyredebilmesi yönünden büyük önem taşımaktadır'' dedi.

Görker, Tıp Fakültesi Hastanesinde düzenlediği basın toplantısında, ''Otistik Bozukluk'' hastalığı konusunda bilgi verdi.

Otistik bozukluğun, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları içinde 'Yaygın Gelişimsel Bozukluklar'' başlığı altında yer aldığını ifade eden Görker, hastalığın yaşam boyu süren ve henüz oluşum nedeni ve tedavisi aydınlatılamamış bir bozukluk olduğunu belirtti.

Otistik Bozukluk tanısı alan çocuklarda tanımladıkları sorunların 3 yaşından önce başladığını anlatan Görker, sorunların üç alanda değerlendirildiğini ifade etti.

Görker, şöyle devam etti;

''Bunlardan birincisi çocukta karşılıklı sosyal etkileşimin olmamasıdır. İnsanlarla ilişki kurmayı ve karşılıklı etkileşimi yapamayan bu çocuklarda, anne-babasının sesine yanıt vermeme, ismi ile seslenildiğinde yanıt vermeme, akranları ile ilişki kuramama, onlarla oyun oynamama sorunları görülmektedir.

36 aydan küçük çocuklarda şu sorunlar görülmektedir.

İkinci önemli sorun, iletişim sorunudur. Otistik çocukların çoğunda dil-konuşma gelişiminde gecikme vardır ya da hiç gelişmemiştir. Gelişmemiş konuşma becerilerinin yanı sıra, mimiklerini kullanma, işaret etme, selamlaşma, baş sallama gibi sözel olmayan iletişimleri yoktur. Konuşma becerileri gelişen çocuklarda da, yineleyici biçimde konuşma, zamir karıştırma (ben yerine sen kullanma), karşısındakinin söylediklerini tekrar etme, kelime uydurma gibi özellikler görülmektedir.

Üçüncü sorun ise, bu çocukların yineleyici ilgi ve davranışlarının olmasıdır. El, parmak, beden hareketlerini yineleyici olarak yaparlar. Çok sık kendi etrafında dönebilirler. Mekanik hareketlere, dönen eşyalara karşı aşırı ilgi duyabilirler. Bunlar dönen tekerlekler, tencere kapakları, çalışır durumda çamaşır makinesi olabilmektedir. Herhangi bir eşyaya aşırı şekilde bağlanabilir ve yanından ayırmak istemeyebilirler. Aynılıkta ısrar ederler. Bildiği bir ortamda ufak bir şeyin yerinin değişmesi, onda aşırı huzursuzluk yaratabilmektedir. Sırası ile yaptığı günlük işlerinin sırasının değişmesi de huzursuzluğunu arttırabilmektedir.' '


Yrd. Doç. Dr. Işık Görker
 
Üst Alt