“Osmanlı Arşiv Belgelerine Göre Atatürk’ün Soy kütüğü” Yalanı

hakan_2023

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Ekim 2019
Mesajlar
1
Tepkime puanı
1
Konum
Adana
Bu yazı bana aittir.

Mehmet Ali ÖZ adındaki Atatürkçü araştırmacının Mayıs 2017’de 2. Baskısını Asi Kitap’tan yayımladığı kitabı olan; Atatürk’ün Ailesi - Osmanlı Arşiv Belgelerine Göre Atatürk’ün Soy kütüğü adlı çalışmasını inceleyeceğiz.

  • ZÜBEYDE HANIM’ın babası kimdir?

Birçok Atatürkçü, “işte Atatürk’ün ailesini sonunda arşivlerde bulduk” sevinciyle Atatürkçü araştırmacı Mehmet Ali ÖZ’ün bu kitabını –kendileri dahi okumadan- bize siper ederler. Kitap açılıp da okunmaya başlandığında , yukarıda ismini verdiğimiz kitabın yüzde doksan dokuzunun gereksiz bilgi olan malumatlar ve tekrarlardan ibaret olduğu anlaşılır.

“Elinizdeki bu kitap, yoğun bir emek ve çaba sarf edilerek yirmi yılda hazırlandı. Atatürk ve ailesi ile ilgili kayıtları tespit edebilmek için, yüzlerce defteri, binlerce belgeyi incelemek gözden geçirmek gerekiyordu. Bu yüzden yaklaşık on yılımız Osmanlı arşivlerinde belge aramak ve tespit etmekle geçmiştir.” (Adı geçen eser sf. 16 )

Feyzullah Ağa’nın soyunun ne olduğu bizi ilgilendirmez. Ancak Atatürkçülerin Zübeyde hanıma “Zübeyde Hanımın babasıdır” diyerek monte ettikleri Feyzullah Ağa ile Zübeyde hanım arasında kan bağı yoktur.

Kitap uzunca Feyzullah Ağaların soyundan bahseder. Ancak Zübeyde Hanım ile bu soyun bağlantısı bir türlü belge yüzüne kavuşturulamaz.

“Osmanlı arşivi kayıtlarında Selanik merkez mahallelerine ait nüfus defterlerinde ismine rastladığımız otuzdan fazla Feyzullah’tan , Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım ailesi ile ilgili olarak yayımlanmış mevcut şecerelerde (Soy kütüğü) yer alan isimlere(*) ve anlatılan ‘rivayetler’i doğrulayan iki kayıt bulunuyor. Bunlardan birisi Selanik’te Balat Mahallesi Nüfus Defterinde ve Balat Mahallesi Temettuat Defterinde yer alan Mehmed oğlu Nakibzade Hacı Seyyid Abdullah Hami (1777-1843 ) oğlu Feyzullah (1813- ? ) doğumlu. Diğeri Pintihasan Mahallesi Nüfus Defteri ve Temettuat Defterinde kayıtları bulunan Mehmed oğlu Yorgani İbrahim oğlu Feyzullah ve Mustafa bilgisi yer alıyor. Feyzullah’ın Hasan adında bir oğlu var.

“Arşiv belgelerine göre; Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın babasının sözü edilen bu iki Feyzullah’tan birisinin olması gerekir. Pintihasan Mahallesi Temettuat Defteri kayıtlarında adı geçen Mehmed oğlu İbrahim oğlu Feyzullah’ın Zübeyde Hanım’ın babası olduğu anlaşılıyor. Zübeyde Hanım’ın babasının Mehmed oğlu Yorgani İbrahim Ağa’nın oğlu subaşı Feyzullah olması daha kuvvetli bir ihtimal olarak görünmektedir. Ancak Balat Mahallesi nüfus kayıtlarında yer alan Mehmed oğlu Seyyid Hacı Abdullah Hami (1777 – 1843 ) Efendi’nin oğlu Feyzullah’ın (1813- ? ) da Zübeyde Hanım’ın babası olması ihtimali vardır.” (a.g.e. sf.199 )

Bu kadar yakın bir nesil için bu belirsizlik fazla sırıtmıyor mu ? Yani annesinin babası konusu dahi bir sonuca bağlanamıyor.

Mehmet Ali ÖZ adlı bu Atatürkçü araştırmacı, adı geçen kitabında Feyzullah Ağa’nın bütün şeceresini çıkartabiliyor ama Zübeyde’nin Feyzullah Ağa’nın kızı olduğunun belgesini bulamıyor… Bir bakıma kitabının iddiası olan “Zübeyde Hanım mübarek ve şeceresi bilinen bir kadındı” iddiasını kendisi çürütüyor.

“Geçmişte, sosyal ve iktisadi hayatımıza dair ne varsa olan her şeyin hemen tamamına yakın bölümünü değişik isimler adı altında çok sayıdaki defterlere kaydetme durumu, Osmanlı döneminde yapılan en iyi işlerden birisidir. Bu tarihi kayıtların tutulduğu defterlerin başında Tapu defterleri, nüfus ve temettuat defterleri gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyeti altındaki tüm şehir, kasaba ve köylerin, hatta yaylak ve kışlakların burada yaşayanların adlarına ve doğum tarihlerine, hangi işle meşgul olduklarına varıncaya kadar hemen her şeyini yazarak kayda geçirmişlerdir. Anadolu’da , Balkanlar’da ve Ortadoğu’da kısacası Osmanlı’nın hüküm sürdüğü her yerleşim yerinin mutlaka kaydedilmiş olduğu defterler vardır.” (Osmanlı Arşivi Belgelerine göre Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Soy Kütüğü, Eylül 2014 , Mehmet Ali ÖZ, sf. 171-172) . Peki bu kadar bilgi ve belgelerin içinde Zübeyde Hanım’ın ecdadı nerede? Bilinmiyor. Bir insan öksüz yetim de kalsa yedi kuşak soyunu araştırınca öğrenir. Peki ‘Mareşal Gazi Kurtarıcı Ebedi Şef …’ Atatürk’ün neden ‘ata’sı belirlenememektedir?

Sahtekarlık da yapıyor yazar ; 2017 yılında genişleterek tekrar yayımladığı kitabında sf. 205’te Zübeyde Hanım bahsinde şöyle diyor:

“Arşiv kayıtlarında, Feyzullah kızı Zübeyde Hanım (Zübeyde bintü Feyzullah) şeklinde bahsedilmektedir.”

Bu kayıtların Şeyhülislam Hacı Seyyid Feyzullah Efendi’nin kızlarından Zübeyde Hanım (Erzurum 1690-Amid 1728) hakkında (Osmanlı Arşiv Belgelerine Göre Atatürk’ün Soy kütüğü Mayıs 2017 sf.143) olduğunu yazmıyor da Mustafa Kemal’in annesi Zübeyde hakkında olduğu imasını veriyor.

Sonuç : Zübeyde’nin babasının adına herhangi bir kayıtta rastlanmamıştır.
*
  • ŞEMSİ EFENDİ FAKTÖRÜ

“Atatürk’ten açıkça gizli bir Yahudi ya da Dönme olarak bahsetmek, 1951 Türk Ceza Kanunu’nun 5816 numaralı ‘Atatürk aleyhine işlenen suçlar’ maddesine göre, onun anısına hakaret etmek ya da sövmek olarak kabul edilmektedir.” (1)

Yukarıdaki uyarı cümlesiyle başlayan Marc David Baer’in “Selanikli Dönmeler” isimli kitabındaki ; Mustafa Kemal’in okuduğu Şemsi Efendi Mektebi’ne dair bilgiler, Zübeyde Hanım’ın neden öz babasının ve öz annesinin araştırılamadığını ele veriyor:

“Karakaş Dönmesi Galip Paşa (Pasiner), Şemsi Efendi Mektebinin son günleri ( 1891 yılı)nden bahseder : Herkes sınıftayken, kırk, elli erkekten oluşan bir grup dışarıda toplanmış, yüksek sesle hakaretler yağdırmaya başladıktan sonra kapıyı kırarak içeri girmiştir. Şemsi Efendi pencereden atlar ve adamlar öğrencileri sınıftan dışarı attıktan sonra, sınıfı darmadağın eder, öğretmen sandalyesini, karatahtayı, pencereleri ve kapıları kırarlar. Bu olaydan sonra sadece yirmi öğrenci (polis ve bürokratların çocukları) okuldan kaydını aldırmamıştır. Şemsi Efendi kendi evinde yeni bir okul açar, ama burası da saldırıya uğrar. Bu sefer saklanarak kendini kurtarır. Evine zarar vermemelerine rağmen, kafirlik sembolü olan karatahtasını parçalamışlardır. Şemsi Efendi yıllar sonra Galip Paşa’ya kendisini nasıl yakaladıklarını, dövdüklerini ve bıçakla tehdit edip ya Selanik’i terk etmesini ya da öğretmenliği bırakmasını emrettiklerini anlatır. Ama o buna aldırmamış ve öğrencilerine geceleri onların evlerinde ders vermeye başlamıştır.” (2)

“Dönmelerin eğitimi,19. Yüzyılın sonlarına dek kapalı kapılar ardında, genellikle grubun yerleştiği mahallelerin merkezindeki müşterek binalarda gerçekleşmiştir. Yakubi, Karakaş ve Kapancı dini liderleri, önceki kuşaklar tarafından eğitilmiş ve Sabetay Sevi’nin ve onun haleflerinin EMİRLERİNİ benimsemişlerdir. İmparatorlukta 19. Yüzyılın sonlarında ortaya çıkan ve tüm dini toplulukları etkileyen eğitim reformu ve değişim dalgasıyla, Dönme eğitmenler kimliklerini açıkça ortaya koyarak, etik ve ahlaki değerleri de kapsayacak şekilde , din kavramına yeni tanımlamalar getirmiş, BUNA RAĞMEN ÖĞRENCİ OLARAK SADECE GRUP ÜYELERİNİ (Dönme çocuklarını demek istiyor-benim notum) KABUL ETMİŞLERDİR.” (3)

Bu kadar tepki çeken bir eğitim tarzı, elbette rahat ortama kavuştuğu tarihten önce ‘kapalı kapılar ardında’ yani çok gizli bir biçimde , daha ketum ve daha gizli olmalıydı. Bu durumda Mustafa Kemal’in çocukluğunda, dönme okullarına sadece dönme çocuklarının alındığı anlaşılıyor.

“Bu okul, şehirde varlıklı ve kültürlü etnik bir grup olan Sabetaycıların Kapancı kolu tarafından kurulmuştur. Kurucusu Şemsi Efendi, Sabetaycı aileye mensup, kültürlü, başarılı ve aydın bir öğretmen ve eğitimci olmasının yanında, SİYASAL YÖNÜ OLAN bir KABALA UZMANIDIR.”(4)

Zübeyde Hanım Sabetaycıdır yani Yahudi dönmesidir. Öyle olmasaydı Mustafa Kemal’in Şemsi Efendi Mektebi’nde ne işi olabilirdi ? Gizemli geçmişinde , dışarıdaki ismi Zübeyde fakat evi içinde kimliği yahudidir. Tüm bu gerçeklerin ışığında, Zübeyde Hanım’ın Darüşşafaka’ya yaptığı bağış vesikasında ‘Sülalemdir’ diye adını andığı Feyzullah Ağa ailesinin Müslüman olduğu , fakat Zübeyde Hanım’ın bunlara ya evlatlık alındığı ya da bir şekilde sonradan aileye dahil edildiği anlaşılmaktadır.
*
  • ALİ RIZA BEY , Mustafa Kemal’in öz babası mıdır?

Atatürkçü araştırmacı Mehmet Ali ÖZ , Mayıs 2017’de 2. Baskısını Asi Kitap’tan yayımladığı kitabı olan; Atatürk’ün Ailesi - Osmanlı Arşiv Belgelerine Göre Atatürk’ün Soy kütüğü adlı çalışmasının ‘Ali Rıza Bey’ bölümünde belgelerle Ali Rıza Bey’in soyunu ve şeceresini doğru olarak sıralar. Ancak Ali Rıza Bey’in Mustafa Kemal ile kan bağı yoktur. Ali Rıza Bey, Mustafa Kemal’in üvey babasıdır.

Ali Rıza Bey’in Mustafa Kemal’in öz babası olduğuna delil olarak gösterilen belgeler şunlardan ibarettir :

  • 1 Mart 1315 (13 Mart 1899 ) tarihi taşıyan Harp Okulu Künye kaydında “Selanik’te Koca Kasım Paşa Mahalleli Gümrük Memurlarından Müteveffa Ali Rıza Efendi’nin mahdumu (oğlu) uzun boylu beyaz benizli Mustafa Kemal Efendi. Selanik-96 (H.1296 / M.1880)

“Mustafa Kemal Atatürk’ün Harp Okulu’ndaki künye kaydından ve aile fertlerinin anlattıklarından başka ailesiyle ilgili olarak Osmanlı dönemine ait bugüne kadar herhangi bir belge yayımlanmamıştır. (A.g.e. sf.14 )

  • Ali Rıza Bey’in Emeklilik Belgesi

  • Bu belgede Mustafa Kemal’in , Ali Rıza Bey ile Zübeyde Hanım’ın oğlu olduğu yazılıdır. (A.g.e. sf. 465 , 466 , 467 , 468 , 469 , 470 )

Bu belgeler, Ali Rıza Bey’in, Mustafa Kemal Atatürk’ün üvey babası olduğunu değil de öz babası olduğunu gösteriyorsa , bu konu biliniyor ise ; neden Mustafa Kemal Atatürk, çocukluğundan on yıllar sonra bu konunun ayrıca araştırılmasını emrediyor?.. Bunu öğrenmeye hakkımız vardır.

Mustafa Kemal Atatürk, kendi doğum tarihini öğrenebilmek için Hasan Rıza SOYAK’ı görevlendirmiştir. “Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nde yapmış olduğumuz çalışmalarda Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat babası hakkında kendisinin araştırma yaptırmış olduğunu tespit ettik.” (Osmanlı Arşivi Belgelerine göre Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Soy Kütüğü, Eylül 2014 , Mehmet Ali ÖZ, sf. 33) . “Mustafa Kemal Atatürk, hayatta iken çevresindekilere, babası Ali Rıza Efendi ile ilgili bir araştırma yapmalarını istemiş. Bu istek ve emir üzerine yapılan araştırmada YETERLİ BİR BİLGİ VE GEREKLİ SONUÇ ALINAMAMIŞTIR.” (Osmanlı Arşiv Belgelerine Göre Atatürk’ün Soy kütüğü Mayıs 2017 sf. 25 ) (**) . Neden acaba , yoksa araya ‘Abduş Ağa’ bilgisi mi girmiştir ? Bir subay (Mustafa Kemal) düşünün ki, on yıllardır baba soyunu ve doğum tarihini merak etmeden yaşamış.. Ya da Anadolu’yu kandırmak için kendine şecere arıyor! Demek ki Mustafa Kemal’in doğumu, karanlık bir müdahalenin (ZİNA) eseridir.

“Geçmişte, sosyal ve iktisadi hayatımıza dair ne varsa olan her şeyin hemen tamamına yakın bölümünü değişik isimler adı altında çok sayıdaki defterlere kaydetme durumu, Osmanlı döneminde yapılan en iyi işlerden birisidir. Bu tarihi kayıtların tutulduğu defterlerin başında Tapu defterleri, nüfus ve temettuat defterleri gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyeti altındaki tüm şehir, kasaba ve köylerin, hatta yaylak ve kışlakların burada yaşayanların adlarına ve doğum tarihlerine, hangi işle meşgul olduklarına varıncaya kadar hemen her şeyini yazarak kayda geçirmişlerdir. Anadolu’da , Balkanlar’da ve Ortadoğu’da kısacası Osmanlı’nın hüküm sürdüğü her yerleşim yerinin mutlaka kaydedilmiş olduğu defterler vardır.” (Osmanlı Arşivi Belgelerine göre Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Soy Kütüğü, Eylül 2014 , Mehmet Ali ÖZ, sf. 171-172) . Peki bu kadar bilgi ve belgelerin içinde ‘Mareşal Gazi Kurtarıcı Ebedi Şef …’ Atatürk’ün neden öz babası belirlenememektedir?

Bu konuda kesin bir belgenin bulunamamasının vebali Yunanistan devletine de atılmamalıdır. Mustafa Kemal’in, genç iken dahi babasını merak etmemesi, araştırmaması bu vebali Yunanistan’dan alır. Bir insanın babasını merak etmemesi, kendisinin veled-i zina olarak dünyaya geldiğini bizzat biliyor olmasındandır.

“Mustafa Kemal Atatürk, hayatta iken çevresindekilere, babası Ali Rıza Efendi ile ilgili bir araştırma yapmalarını istemiş. Bu istek ve emir üzerine yapılan araştırmada YETERLİ BİR BİLGİ VE GEREKLİ SONUÇ ALINAMAMIŞTIR.” (Osmanlı Arşiv Belgelerine Göre Atatürk’ün Soy kütüğü Mayıs 2017 sf. 25 ).

DİPNOTLAR :

  • BÖLÜM : ZÜBEYDE

(*) : “Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili hazırlanmış çok sayıdaki kitap ve makalelerde Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi ve babası tarafı ailelerine ait verilen bilgilerin büyük bir kısmı ve BÜTÜN şecereler hem eksik HEM DE çok sayıda yanlışlıklar ile doludur.” (Osmanlı Arşiv Belgelerine Göre Atatürk’ün Soy kütüğü Mayıs 2017 sf.26-27 )

  • BÖLÜM : ŞEMSİ EFENDİ

  • Marc David Baer, Selanikli Dönmeler, Doğan Kitap, Aralık 2016 Dipnotlar-sf.302.
  • Vamık Volkan ve Norman Itzkowitz, The Immortal Atatürk: A Psychobiography (Chicago: University of Chicago Press, 1984) sf. 30-35’ den aktaran ; Marc David Baer, Selanikli Dönmeler, Doğan Kitap, Aralık 2016 sf. 73
  • Marc David Baer, Selanikli Dönmeler, Doğan Kitap, Aralık 2016 sf. 70 .
  • Tamer AYAN, Atatürk ve Masonluk , Yurt Kitap Yayın, Mart 2008 sf.114 .

  • BÖLÜM : ALİ RIZA BEY

(**) : Bu da gösteriyor ki : yukarıda zikrettiğimiz Ali Rıza Bey’in Emeklilik Belgesi, Ali Rıza Bey’in; Mustafa Kemal’in öz babası olmadığını üvey babası olduğunu ispatlar.
 
Üst Alt