Osmaniye Camileri

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
8247.jpg

Envar-ül Hamit Camii
CamiiTarihi özelliğe sahip olan ENVAR-ÜL HAMİT CAMİİ 4000 m2 alan üzerine kurulmuştur. Camii 1890 yılında Hacı Hüseyin Efendi ve Hacı BİCİK Efendi tarafından yaptırılmıştır. 3000 kişi kapasiteli olup,taş duvar,çatı betondan oluşmaktadır. Camii alanı içerisinde müftülük misafirhanesi ve toplantı salonu, şadırvan, su kuyusu, tuvalet, şehitlik ve tek şerefeli minare vardır. 1930 yılında restoresi yapılmıştır.

8246.jpg
Ala Camii
Roma, Bizans ve Türk Medeniyetlerini bir arada yaşatan Kadirli merkezinin ayakta kalan tek abidesidir.

2. asrın başlarında Romalılar tarafından bir manastır olarak yaptırılmıştır.Sert taşlarla yapılmış olan bu manastırın doğu cephesinin ortasına 5. asrın başlarında yine aynı dayanıklı taşlarla bir kilise ilave edilmiştir.

Bu kilisenin altı, bodrumdur.Bodruma inen kapı, manastırın batı yönündedir. 1947-1948 yıllarında Halet ÇAMBEL tarafından yapılan çalışmalarda bodrumdan bol miktarda insan kemiği çıkmıştır.

1133 yılında meydana gelen büyük depremde kilisenin batı kısmı hasara uğramıştır. Hristiyanlar, yıkılan bu yeri mahalli yumuşak taşlarla tamir etmişlerdir. (1147’den sonra).

Dulkadiroğlu Alaüddevle Bozkurt Bey’in oğlu Sarı Kaplan namıyla anılan Kasım Bey, bu kiliseyi babası adına camiye çevirerek buraya “Alaüddevle Mescidi” adını vermiştir. Caminin üzerini de kurşunla kaplatmıştır.(1480-1490).

1563 yılında tutulan Kars-zü’l-Kadiriye sancak defterinde Ala Cami civarındaki mahalle “Ala Mescid Mahallesi” olarak geçmektedir.

1695’te Rakka’dan (Suriye) firar eden aşiretler, Kars-zü’l-Kadiriye Sancağını tahrip ve yağma etmişler, bunun üzerine halk, civar sancaklara ve dağlara kaçmış, böylece sancak merkezi boşalarak harabe haline gelmiştir. Bu olayın sonucunda, sadece Ala Cami ile çevresindeki 10-15 kadar kemerli bina ayakta kalabilmiştir. Bu binalar, bezirganlarla çevresindeki aşiretlerin alış-veriş merkezi olmasından dolayı buraya Kars Pazarı denilmiştir.

1865 Islahat’ında Kars-zü’l Kadiriye kazasının kurucusu Binbaşı Hüseyin Hüsnü Bey, harabe halindeki bu camiyi restore ettirmiş, minaresini de onartmıştır. Caminin üzerindeki kurşun kaplamalar, daha önceden söküldüğü için, bu defa üzeri oluklu kiremitle kaplatılmıştır. Cami ve medrese olarak yeniden hizmete açılmıştır. Halk “Alaüddevle Cami’ine kısaca “Ala Cami” demiştir. Islahat’tan sonra ilk müderrisi ve Hocası da Tozlulu Mustafa Hocadır.

Ala Cami, 1868 Zeytun-Ermeni isyanında bir yıl levazım ambarı, 1873-1875 yılları arasında, yaz aylarında “aşar zahire ambarı” olarak da kullanılmıştır.1865’ten 1924’e kadar aralıksız cami ve medrese olarak hizmet vermiştir. Yapının içindeki odalıklarda ise köyden gelen öğrenciler yatılı olarak kalmışlardır.1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun çıkmasıyla medrese, cami cemaatının daha çok öğrencilerden oluşması o yıllarda Hamidiye Cami’nin ihtiyaca cevap vermesi nedeniyle de cami, kendiliğinden kapandı.

1924-1960 yılları arasında Ala Cami kendi haline terk edildi. 1961’de Kaymakam Mehmet Can’ın çalışmalarıyla Kadirli Ortaokulu Müdürü Cahit YÜCEL’in başkanlığında Kadirli Turizm Derneği kuruldu. Bu dernek, ilk olarak camiye yakın evleri Rasim ÜNAL İlkokulu civarındaki belediyeye ait arsaları nakletti. İhata duvarı yaptırmak suretiyle camiyi, şimdiki haliyle koruma altına aldı.

Ala Cami, 4401 metrekare yüzölçümü ile eski eser olarak tescil edilmiş ve buranın mülkiyeti 7044 sayılı yasanın 1. maddesi gereğince Kadirli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1993/178553 sayılı kararıyla Vakıflar Genel Müdürlüğüne verilmiştir.

Vakfiyesine göre cami olarak kullanılmak durumunda olduğu belirtilen Ala Cami, Vakıflar Genel Müdürlüğünün 1996 yılı eski eser onarım programında olup bu konuda çalışmalar devam etmektedir. Vakfiyesine göre onarımı tamamlandıktan sonra cami olarak kullanılacağı Vakıflar Genel Müdürlüğünce belirtilmiştir.

osmaniyeagcabeycamii.jpg

Ağcabey Camii
Bahçe ilçe merkezi Atatürk meydanında bulunan caminin kitabesine göre Ağcabey isimli kişi tarafından 1809’da yapılmıştır. Diğer taraftan bugün yarı ahşap olan caminin kargir kısımlarının Dulkadiroğullarından Alaü’d Devle zamanında (1489-1490) yapılmış olduğu ileri sürülmektedir. Gerçekten de bugünkü caminin gösterişli minaresi, eserin, daha eski bir tarihe ait olduğunu göstermektedir. Bahçe ilçesi dışında ve istasyon yakınında bir mezarlık içindeki iki türbeden biri Ağcabey’e, diğeri ise ailesine aittir. Türbelerin her ikisi de kare planda etrafı açık ve üzeri kubbelidir.
 
Üst Alt