Orucun Ruh Sağlığına Faydaları

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Orucun Ruh Sağlığına Faydaları
suleymaniyecami.jpg


İslam inancınca göre ‘nefs’, insanların yaşaması, üremesi, dünyevi çalışmaları için yaratılmıştır.
Fakat, aynı zamanda insanlara nefslerine uymamaları, onu frenleyebilmeleri, ona hakim olup zararlarından korunmaları için emir ve yasaklar da gönderilmiştir.
Tıpkı içgüdülerimiz veya şuur altımız gibi. Daha doğrusu bunlar birbirinden farklı şeyler değildir; aynı olayın çeşitli deyimlerle ifadesinden ibarettir.
Demek oluyor ki nefs-i emmare (buna isterseniz içgüdü veya şuuraltı deyin), birtakım bedeni ihtiyaçlarımızın doyurulması ve dünya ile ilgili faaliyetlerde bulunmamız için gerekli bir enerji kaynağı, bir kuvvettir.

Fakat nasıl kontrol altına alındığı, zaptedildiği takdirde ise bir tren katarını sürükler götürürse, nefs-i emmaremiz, içgüdülerimiz, şuuraltımız, birtakım baskı, kontrol ve düzenleme mekanizmalarına muhtaçtır. İşte bunların başında ORUÇ gelir… Allah, “Oruç tutunuz ta ki korunasınız” buyuruyor…

Trakya’nın köylerinden gelmiş bir vatandaşımıza soyadını sordum, ‘Kavgalı’ dedi… “Kiminle kavalısın?” diye sorduğumda ise verdiği cevap beni kalbimden vurmuştu:
“Kendi nefsimizle, beyim” diyordu, “Başka kavga edecek kim var ki!…” İşte oruç, insanoğlunun kendi ile kavgasında, Allah’ın emrine uyarak kazandığı zaferdir.
Midemiz olduğu kadar dilimiz, elimiz, gözümüz, kulağımız ve ruhumuz her türlü kötülükten uzak tutulur; arınız, paklanırız.

Otuz gün bu ruh terbiyesi ile geçtikten sonra kavuşulan bayram ise, bu dünyada bize verilmiş bir mükafat, hak ettiğimiz bir armağandır.

Bana, gerek oruç ve gerekse diğer ibadetlerin ‘faydası’ birçok kimseler tarafından sorulmuştur. Hiç unutmam bir Ramazan arifesinde,
ilk gece teravih namazına giderken bir genç kızımız, “Peki, bugün oruç yoktu; ne yediniz de onu eritmek için teravih namazı kılacaksınız?” diye sormuştu.
Bu hanım kızımız dinine bağlı bir ailenin Müslüman evladı idi. Ama ne yazık ki, meselenin ruhuna vakıf değildi.
İslami kültürü taşımıyordu. Ona göre, 20 rekat teravih namazı, iftarda bol bol yenen yiyeceklerin hazmedilmesi için bir nevi beden egzersizi idi…
Allah tarafından emredilmişti ama, bu maksat için!…

Maksat-ı ilahi’yi tefsir –haşa- haddimiz değil, ama tahmin etmek, sezmek elbette mümkün. İbadetleri, bu derece düşük seviyede düşünmek etmek ise pek ilkel bir düşünce olur.
İnsanlar içindir ve yine faydası bizedir.

Ama ne oruç, mide ilacı veya perhiz; ne de namaz bir beden eğitimidir.
Aslolan, tekrar edelim; Allah’ı ve O’nun emirlerini anlamak, O’nun yüce düzeni içinde bulunmanın şuuruna ermek ve nefsimizi gem altına almaktır.

Kaynak: Zafer Derg.sayı: 253, s. 36.
 

eMeKLi uYuSS

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Haziran 2011
Mesajlar
420
Tepkime puanı
5
Yaş
38
Orucun Ruh Sağlığına Faydaları
Orucun, insanın ruh sağlığına ve mânevî hayatına verdiği bâzı faydaları şöylece sıralayabiliriz:

* Oruç, insan için maddî bir perhiz olduğu kadar mânevî bir perhizdir de... Çünkü insan nefsi, yeme, içme konusunda dilediği şekilde hareket ettikçe, kişinin beden sağlığına zarar verdiği gibi helâl-haram demeyip rastgelen şey'e saldırmak ve bulduğunu yutmakla da mânevî hayatını zehirler, ruh sağlığını tehlikeye düşürür. Artık kalb ve ruhun emrettiklerini yapmak, gösterdiği yolda gitmek, o nefse zor gelir. İnsanı kendi istediği, canının çektiği istikamete doğru sürükleyip götürmeye başlar.

İşte Ramazan-ı şerîf'te oruç vasıtasıyla, nefis, bir nevi perhiz ve riyazete alışır ve emir dinlemeyi öğrenir. İlâhî emre boyun eğerek helâl işleri bile terk ettiğinden, haramlardan çekinmek hususunda da tam bir meleke ve kabiliyet kazanır. Böylelikle bedenî olduğu kadar mânevî ve ruhî sıhhat ve âfiyete de kavuşur.

* İnsan midesi, vücuttaki bütün duygu ve cihazlarla alâkalı bir şekilde yaratılmıştır. Âdeta mide büyük bir fabrika, vücuttaki bütün duygu ve cihazlar da o fabrikanın hademesi, işçisi, yardımcısı hükmündedir. Bu mide fabrikası, bütün sene boyunca hiç tatil ettirilmeden çalıştırılırsa, nefis, mideye yardımcı durumunda olan bütün duygu ve cihazları, devamlı mide ile meşgul ettirir; onların kendilerine mahsus ibâdetlerini ve ulvî vazifelerini insana unutturur. İnsanoğlu sanki dünyaya sadece yiyip içmek için gelmiş gibi, kalbi, ruhu, aklı, fikri ve sair bütün duyguları ile midenin ihtiyacını te'min, rızkını bulmak için seferber olur. Bütün duygularıyla midesini düşünür hâle gelmesi ise, insanı mânen alçaltır, hayvancasına bir hayatın sâhibi kılar.

İşte Ramazan-ı şerîf orucuyla, her müslüman, bu dünyadaki vazifesinin, sırf mideyi beslemek onun ihtiyaçlarını te'min etmek olmadığını anlar. Her bir duygu ve cihazını, kendine mahsus ibâdet ve ulvî vazifelerinde istihdam eder. Bu sebeble, Ramazan-ı şerîf'te mü'minler, derecelerine göre, ayrı ayrı nurlara, feyizlere, mânevî sevinçlere mazhar olurlar. Kalb ve ruh, akıl ve sır gibi lâtifeler, o mübarek ayda oruç vasıtasıyla çok terakki ve tefeyyüzde bulunur. Midenin ağlamasına bedel, sair duygular mâsumâne gülerler.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
"Vücudun kendini yenileyen sistemleri var açlık dönemlerinde beynimiz çalışıyor ama vücudumuza gerekli besini vermiyoruz o dönemde işte bu dönemde vücuttaki bazı yararlı maddeler var ve yararlı hücreler var bi de yapısı bozulmuş hücreler var yapısı bozulmuş hücreleri açlık anında diğer bazı hücreler akyuvarlar dediğimiz bazı hücreler onları yok etmek için daha fazla uğraşıyorlar ve onları yok ettikleri bilimsel bir japon bilim adamı tarafından ispatlandı."

Çığır açan bu araştırmayla belirli süreli açlığın insan vücuduna olumlu etkileri bilimsel olarak kanıtlanmış oldu. Japon biyolog ayrıca 3 günlük oruçla birlikte vücudun bağışıklık sisteminin de en yaşlı insanlarda bile tamamıyla yenilendiğini, böylece vücudun dinçleştiğini ortaya koydu.

Kardiyologlara göre oruç ibadeti kalp hastalarına da iyi geliyor.
 
Üst Alt