ölen çocuk ve kadın

Destur

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Ekim 2015
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Nereden geldiğimizi unutuyoruz. Bir kitap okuyoruz bir şey anlatıyoruz. Ezberimize geliyor. Bazen insan enaniyete kapılıyor. Yani kendisini Allah'tan bağımsız olarak görüyor. Allahın kendisini, Sırat-ı müstakime yani Dosdoğru yola ilettiğini unutuyor. Enaniyete kapılınca hangi damarlar azıyor? Eleştiri damarı, gıybet damarı, iftira damarı vs bunlar azıyor.
"Sen ey riyakâr nefsim! "Dine hizmet ettim diye gururlanma. Muhakkak ki Allah, bu dini facir(münafık, müşrik, yalancı) adamla da kuvvetlendirir ve pekiştirir." hadisi sırrınca temizlenmiş olmadığın için, belki sen de kendini o racul-ü fâcir bilmelisin. Hizmetini, kulluğunu, geçen nimetlerin şükrü, yaratılış vazifesi ve yerine getirilmesi gereken netice-i sanat bil, ameline güvenmek ve riyadan kurtul.
Bediüzzaman
Racul-ü fâcir en günahkar adam demek. Şu anda kullandığımız teknolojiyi yapanlar kimler? Allah, bize onların eliyle hizmet ettiriyor. Sen kendini o racul-ü fâcir bilmelisin. Bir insanın bedenine ameliyat yapmak için bayıltmalısınız. Ruhuna ameliyat yapmak için de bayıltmamız lazım. Nefis, rahmanî işlerde bile kendini öne çıkarmak ister ama yaptığı hizmetleri yaratılışın bir neticesi olarak bilirse böyle hallerden kurtulur. Bir arı bal yaptığında gururlanmadığı gibi, insan da hizmet ettiğinde iyiliği kendi nefsine veremez.

"İyilikler Allah'tan, kötülükler nefistendir."
Bir öğrenci, iyi not aldığında "ben aldım" derken, kötü not aldığında ise "öğretmen verdi" der. Bu öğrenci psikolojisi aynen nefiste görülür. Yaptığı iyi işleri kendinden bilip gururlanırken, kötü işleri ise kadere verir kurtulmak ister.

Bir çarpışma sonrasıdır. Çarpışma sahasından geçince atların altında kalmış bir çocuk cesedi görür. Muhtemelen annesi tarafından getirilmiş bir çocuk. Kimin çocuğu olduğu belli değil. Nasıl geldiği, nasıl öldüğü de. Ama bu manzarayı görünce, birdenbire irkilir. Yüzünün tümüne derin bir hüzün yansır. Harkesin duyacağı bir sesle haykırır. "İnsanlara ne oluyor ki, kadın ve çocuk öldürüyorlar. Ya Rabbi! Bil ki Muhammed bundan haberdar değildir. Ya Rabbi! Muhammed bundan razı değildir."

Bütün bir gün boyu bu hali devam eder. Nihayet arkadaşları O'nun kızgınlık ve hüznünü dindirmek için araştırırlar ve bu çocuğun annesi tarafından savaşa getirilmiş ve mücadele arasında serseri bir darbeyle hatayla öldürülen bir müşrik aileye ait olduğunu öğrenirler.

Gelirler ve Hz. Peygamber'e bunu söylerler. "Efendimiz" derler, "bu müşrik bir ailenin çocuğuymuş . Üzülmeyiniz!" Sakinleşeceği umulurken hiddeti daha da artar. Ve şöyle buyurur:

"Öyle mi! Demek müşrik bir ailenin çocuğu! Ya siz neydiniz? Sizler de müşrik birer ailenin çocukları değil miydiniz?
 
Üst Alt