munafiklik muslumana bulasir

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Münafıklık bir hastalıktır. Kalbe bulaşan manevi bir hastalık… Bulaştığı insanın hem maddesini, hem de manasını perişan eder; dünyasını da ahiretini de mahveder. Bir de, münafıklık sadece müslümana bulaşır. Bu anlamda, münafıklığa ‘müslüman hastalığı’ da diyebiliriz.

Bir yerlerde ne zaman münafık veya münafıklık kelimesi kullanılsa, bu sıfatı asla kendimize yakıştırmayız. Başkaları olabilir ama biz münafık olmayız, diye düşünürüz. Gerçekten de münafıklık gibi alçakça bir hale hiçbir zaman düşmek istemeyiz. Ama bu bir hastalık olunca, biz istemesek de mikrobu barındıran ortamlara girdiğimizde veya mikrobun bulunduğu işleri yaptığımızda, münafıklık mikrobunu taşıyan kişilerle temas kurduğumuzda bulaşma riski yok mudur?

Hz. Ömer’in endişesi

Bu ümmetin en faziletlilerinin ikincisi olan Hz. Ömer r.a.’ın, münafıklık hastalığına yakalanma konusunda ömrünün sonuna kadar büyük bir endişeyi taşımış olması bize bir şeyler anlatmaz mı?

Tebük seferi dönüşündeydi. Efendimiz s.a.v., Huzeyfe r.a.’a bazı münafıkların isimlerini söylemişti. Onları sır olarak saklayacaktı ve kimseye söylemeyecekti. Huzeyfe r.a. da bu sırrı ölünceye kadar muhafaza etti.

Hz. Ömer r.a., Rasul-i Ekrem s.a.v.’in vefatından sonra bir cenaze olduğunda Huzeyfe r.a.’ı takip eder, eğer cenaze namazını kılarsa kendisi de kılardı, kılmazsa o da terk ederdi. Çünkü Huzeyfe r.a. münafıkları bildiği için öldüklerinde cenazelerini kılmazdı. Hatta Hz. Ömer r.a., Huzeyfe r.a.’ın isimlerini bildiği münafıklar arasında kendi isminin de bulunmuş olmasından endişe eder, bazen dayanamayıp Huzeyfe r.a.’a onların arasında olup olmadığını bile sorardı.

Hz. Ömer r.a.’ın endişe duyduğu bir konuda biz nasıl kendimize bu kadar güvenebiliriz?

Kur’an-ı Kerim’de münafıklık hastalığıyla ilgili birçok ayet vardır. Hatta özel bir sure bile mevcuttur: “Münafikûn” yani münafıklar suresi… On bir ayetten oluşan sureyi düşüne düşüne okuyup anlamamız gerektiğine inanıyoruz.

“Duvara dayalı kütükler”

Yüce Mevlâ şöyle buyuruyor:

“Münafıklar sana geldiklerinde: Şahitlik ederiz ki sen Allah’ın peygamberisin, derler. Allah da bilir ki, sen elbette O’nun Peygamberisin. Bununla birlikte Allah, münafıkların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik etmektedir.

Yeminlerini kalkan yapıp Allah yolundan yan çizdiler. Gerçekten onların yaptıkları ne kötüdür!

Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar (fıkh etmezler).

Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara yaslanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerinde sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın! Nasıl bu hale geliyorlar?”

Ayetlerde sözü edilen özellikler, kıyamete kadar kalbinde münafıklık bulunan bütün insanlar için geçerlidir.

Münafıkların dış görünüşleriyle makbul insanlar gibi algılanabilecek tavır ve davranışlarının olduğuna dikkat çekilmektedir. Allah’ın muradı olan anlayışa yani fıkha sahip olmadıkları halde, Allah’ın ayetlerini ve Peygamber s.a.v.’i görünürde dinliyorlar, iman ettiklerini söylüyorlar, namaza geliyorlar ve müslümanların görebilecekleri alanlarda inanmış bir insan gibi davranıyorlar. Dışarıdan bakan bir müslüman için Allah’ın muradı olan anlayışa sahip insanlar olarak gözüküyorlar. Ama Yüce Mevlâ onlar için “Artık onlar hiç anlamazlar (fıkh etmezler).” buyurmaktadır. Çünkü onlar samimi değildirler.

Demek ki fıkh edebilmek için sadece sözü anlamak veya sadece gereğince davranmak yetmiyor; bunları yaparken samimi olmak da gerekiyor. Samimiyet yoksa insan münafık oluyor. Bunların üçü bir arada olmayınca kişi fıkh etmiş olmuyor.

Ayetlerin nazil olduğu günlerde Rasul-i Ekrem s.a.v.’in etrafında, bu özelliklere sahip insanlar vardı. Tasdik ettiklerini dilleriyle söyledikleri halde, kalpleriyle inkâr eden bu münafıkların cüsseli, iri yarı ve yakışıklı kişiler oldukları ifade buyurulmaktadır.

Efendimiz s.a.v.’in zamanında yaşayan ve münafıkların reisi olan Abdullah b. Übey, Muğîs b. Kays gibi kişilere işaret edilmiştir. Gerçekten bu insanlar, gösterişli vücut yapılarıyla Efendimiz s.a.v.’in meclisine gelir, duvara dayanır, akıcı ve tesirli konuşmalar yaparlardı. Bu tutum ve davranışlarıyla bu insanlar elbise giydirilmiş kütüklere veya duvara dayatılmış kerestelere benzetilmişlerdir. Kalıpları var, fakat kalp ve idrakleri yoktur. Allah’ın muradını fıkh edememişlerdir. İkiyüzlülüklerinden dolayı çok korkaktırlar. Buna rağmen onlar en tehlikeli düşman bilinmelidirler.

Allah’ın maksadını anlamayanlar

Yüce Mevlâ, münafıklarla ilgili hususlara devam ediyor ve şöyle buyuruyor:

“Onlara: Gelin Allah’ın Peygamberi sizin için mağfiret dilesin, denildiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün.

Onlara mağfiret dilesen de dilemesen de birdir. Allah onları kesinlikle bağışlamayacaktır. Çünkü Allah yoldan çıkmış topluluğu doğru yola iletmez.

Onlar: Rasulullah’ın yanında bulunanlar için hiçbir şey harcamayın ki dağılıp gitsinler, diyen kişilerdir. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Fakat münafıklar anlamazlar (fıkh etmezler).

Onlar: Eğer (Benî Mustalik gazvesinden) Medine’ye dönersek, üstün olan zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır, diyorlardı. Halbuki asıl üstünlük ancak Allah’ın, Peygamberi’nin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.

Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı zikretmekten alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar gerçekten hüsrana uğrayanlardır.

Herhangi birinize ölüm gelip de: Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de, sadaka verip iyilerden olsam, demeden önce, size verdiğimiz rızıktan infak edin.

Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”

Münafıkların kalpleri mühürleniyor ve Allah’ın muradını anlayamıyorlar. Kalplerin mühürlenmesi nasıl bir şey? Kalbi mühürlenmiş bir insan, kalbinin mühürlendiğini anlar mı? Mühürlendiği halde hâlâ anlayışının gayet iyi olduğunu iddia eder mi?

Kalpler, Yüce Mevlâ’nın kudreti altındadır. Onları açan da kapatan da Allah’tır. Kul, Allah’a yönelirse onun kalbini İslâm’a açar; yönelmez de inkârda ısrar ederse onun da kalbini mühürler. Mühürlenen kalpler, ayetlerde ifade buyurulduğu gibi hakikatleri anlayamazlar. Bu anlayışsızlık sebebiyle hâlâ anlayışlarının iyi olduğunu ve doğru bir yolda bulunduklarını sanırlar.

Yüce Mevlâ, kalplerin hassas olmasını istiyor, takvâ hassasiyeti… Bir taraftan münafıklık ve inkâr hastalığının bulaşmasından endişe edip titreyen, öbür taraftan Rabbinin rahmetinden hiç ümidini kesmeyip sürekli O’na yönelen kalpler istiyor. Böyle kalpler uyanık kalplerdir, mümin kalplerdir, Allah’ın İslâm’a açtığı kalplerdir.

Münafıklık halleri

Kalplerin mühürlenmesi meselesine gelince, bu manevi bir iştir ve insanın bu manevi işi tespit etmesi oldukça zordur. Bunun için Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz, münafıklık hastalığının davranışlarda açığa çıkan belirtilerine dikkatlerimizi çekmiştir:

“Dört şey vardır ki bunlar kimde bulunursa o kişi tam münafık olur. Kimde de bu huylardan biri bulunursa, onu terk edinceye kadar o kişide münafıklıktan bir özellik bulunmuş olur:

• Kendisine bir şey emanet edildiği zaman ihanet eder.
• Konuştuğunda yalan söyler.
• Söz verince sözünden döner.
• Bir konuda taraf olduğunda, haddi aşar ve haksızlık eder.”

“Münafıklara sabah ve yatsı namazından daha ağır gelen hiçbir namaz yoktur. İnsanlar bu iki namazda ne kadar çok ecir ve sevap olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa cemaate gelirlerdi.”

“Kim gazâ etmeden ve gönlünde gazâ etme arzusu taşımadan vefat ederse, bir tür münafıklık üzere ölür.”

“Münafık, iki sürü arasında gidip gelen öğürsek koyun gibidir; kâh koşar bu sürüye gelir, kâh koşar ötekine gider.”

Sahabeden İbn Mesud r.a., cemaatle namaz konusunu anlattığı bir sohbetinde şunu söylemiştir:

“Vallahi ben, münafıklığı bilinen bir münafıktan başka namazdan geri kalanımız olmadığını görmüşümdür. Allah’a yemin ederim ki, bir adam (takatsizliğinden dolayı) iki kişi arasında sallanarak namaza getirilir ve safa durdurulurdu.”

Yüce Mevlâ, münafıkların en bariz özelliklerinden birisinin akrabalık bağını kesmek olduğunu şöyle ifade buyuruyor:

“(Ey münafıklar!) Siz iş başına geçecek olsanız yeryüzünde fesat çıkarır, akrabalarla ilginizi kesersiniz, değil mi? İşte Allah’ın lânete uğrattığı, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimseler bunlardır.”

Diğer bir ayette ise Yüce Rabbimiz münafıklık hastalığına tutulanların başka bir yönüne dikkat çekiyor:

“Münafıklar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah’ı da çok az zikrederler (Allah’ı çok az hatırlar, O’nun büyüklüğünün farkında genellikle olmazlar)”

Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz’in münafıklar hakkında; “Oruç tutsa da, namaz kılsa da, müslüman olduğunu söylese de (o yine münafıktır)...” buyurması, başka bir rivayette “Kendisini mümin zannetse de (o yine münafıktır)...” ifadesi oldukça dikkat çekici değil mi?

Münafık olmaktan Yüce Rabbimize sığınırız. Münafıkların düştüğü anlayışsızlıktan da sığınırız. Bu anlayışsızlık yani fıkıhsızlık, ancak Allah’a ve gönderdiklerine iman, samimiyet ve imkan nispetinde emredilenlere imtisal etmekle ortadan kalkabilir. Bunlardan bir tanesi olmayınca insan Allah’ın muradını fıkh edenlerden yani derinlemesine anlayanlardan olamaz.

İşte münafıklık hastalığı böyle tehlikeli...

(Alıntı)
 

Hümeyra

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
9 Mayıs 2014
Mesajlar
1,176
Tepkime puanı
4
Toprağım abim güzel yazmışsın emeğine sağlık,lakin korkularıma korkular ekledin yüreğim yanıyor.:(
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Toprağım abim güzel yazmışsın emeğine sağlık,lakin korkularıma korkular ekledin yüreğim yanıyor.:(
Teşekür ederim toprağım lakin bende üzüldüm şimdi yagghhn..
Peki sebep nedir kardeşim anlatda belki yüreğine birnebze olsun su serperiz aslında böyle konularda en güzel suyu BEDİR MUHAMMED ALİ hocamla Gönül Sızım adminim serper:tamam:.
 

Hümeyra

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
9 Mayıs 2014
Mesajlar
1,176
Tepkime puanı
4
Evet bu hafta mahrumuz güzel dostumuzdan, Bedir abide yok sesi soluğu çıkmıyor.Onunda düşüncelerini almak isterdim doğrusu, gönül dostumun da nasip geldiklerinde inşallah...Münafıklık konusuna gelince yukarıdaki yazı kadar net hiç önüme açıklayıcı gelmemişti bu konu hep üstünden geçilen tanımlarla kalmıştı eğitimimde; hadisler ürküttü beni Hz Ömer bile kara kara düşünüp korkuyorsa nasıl tırsmayayım ,her yanımız haramla dolu ibadetlerimize, imanımıza, müslümanlıkta katetmeye çalıştığımız yolda önümüze engel, kimse umursamıyor ben üstüne düştükçe dahada zorlaşıyor kendim azıcık haramdan korunmada yol alsam kararlılıkla şeytan etrafımdakilerin şeytanlarıyla saldırıyor ondan kurtulsam daha kuvvetli hilelerle saldırıyor ben o kadar akıllı değilim(müslüman akıllı olmalı biliyorum ama her daim olmuyor) yenildiğim ve farkına geç vardığım oluyor o hilelerin yani tevbede geçikiyorum, hoş Rabbim beni yaradan bilen bana şah damarımdan daha yakın fakat hemen tevbe etmemiz doğrultusundaki emirini her zaman hemen yapamıyorum velhasılı kelam böyle ince ince düşünüp kendime yol bulmaya çalışıyorum bu dikenli yoldan nurlu yola doğru kah düşerek kah yalpalayarak kah da dizlerim ellerim kanayarak... ahirette hesaba çekilmeyenlerin içinde olabilirmiyim bilmiyorum ümitliyim ve korkuyorum:(bu ahir zamanda beni mutlu eden bu kadar zorluğun içinde onun ''ahir zamandaki ihvanlarımı özledim'' sözüdür inşallah bizlerde o ihvanlarıdan ve şefaatine layık göreceği ümmetinden oluruz. İşte böyle Ekrem abi eksiğimiz ve etrafımızda tuzaklar çok münafığı bilmek bizim gibi ilmi zayıf insanlar için büyük tehlike Rabbime sığınarak yol alıyorum cümle şerlerden... başınızı ağrıttım kusura bakmayın hakkınızı helal edin selametle kalın.
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Estafullah kardeşim başımız niye ağrısınki.bizler cahil insanlarız eğer sen sıkıntılarını paylaşmazsan, ben sıkıntılarımı paylaşmazsam bilgili dostlarımız bize nası yardım edecek.
Evet derdimizi de, sıkıntımızı da, önce rabbimize söylemeliyiz ondan yardım istemeliyiz ama dostlarımız negüne duruyor.
Senin yüreğine su serpecek dostlarımızda buradalar ve illaki birkaç yol göstereceklerdir.
Sen diyorsunki tırsyorum, ben sana birşey söyleyeyimmi kardeşim sen benim çevremdekileri bi görsen bir tanısan varya valla bunlar cehendemlik ler dersin, bazen evde bazı kimselerin lafı geçtiği zaman ya herkes doğruda birtek benmi eğriyim diyorumxxzzl..neden biliyormusun? çok yakınım bir akrabam var bunları yıllarca sırtımda taşıdım derken kamyonum varken her işlerine giderdim bir sözleri geri gitmezdi kamyonu sattım oda nee ne akrabalık kaldı ne amcalık herifler bana düşman oldular ellerinden gelse gözümü oycaklar haklılar çünkü artık işlerine yaramıyorumxxzzl..
Birde aynı babadan aynı anadan olma aynı kanı taşıdığımız biri var ki onu hiç sormayın bir karış toprak için yıllardır anasının hatırını sormaz Allah kabül etsin beşvakit namazını kılar camiye giderken evimin önünden geçer geçerken kafasını yan tarafa çevirip öyle geçer, kazara bizi evin önünde görse laf atmadan geçer.
ama ben evelki gün evden biraz uzaklaşmış dönüşte ağayı evinin önünde birşey yaparken görünce kolay gelsin diyerek laf attım.
Bunlar sadece iki örnek diğerlerini anlatsam sayfa almaz:bilmemm:.
Şimdi soruyorum; münafık olan onlar mı? yoksa benmi?


 

Hümeyra

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
9 Mayıs 2014
Mesajlar
1,176
Tepkime puanı
4
Bu konuda af ve bildiğimiz doğruda ısrar etme taraftarıyım abi,biz müslüman olarak nasıl davranmamız gerekiyorsa vazifemizi yerine getirelim başkalarına da davranışlarımızla örnek olalım onlar anlar anlamaz ,yapar yapmaz onların nasibidir artık Allah cc sevdiği kulsa halinden anlar kendine düşeni yapar hatasını kabul eder özür diler telafiye çalışır Rahmana TEVBE eder.Bizede onlar için hayır dua etmek düşer madem elimizle düzeltemiyoruz dilimizle dua ile düzelmesi için uğraşmalıyız,bu konuda ,Hz Ali ile ilgili efendimiz sav bize ulaştırılan bir hadise kulağıma küpedir affetmekle ilgili ;her sabah namazından sonra efendimiz sav sahabeye döner rüya gören var mı? der,yoksa sohbet edermiş o sabahta yine sohbete başlar ve sahabeye ''size biri kötülük yapsa ne yaparsınız der,sahabe affederiz ya Rasulallah derler bu soruyu 3kere tekrar eder efendimiz, sahabe 3 defada da aynı cevabı verir affederiz ya Rasulallah derler fakat 4. kere sorduğunda sahabenin hepsi başını öne eğer ve susarlar efendimiz etrafına bakar Ali nerde diye sorar göz rahatsızlığından evinde olan Hz Ali yi çağırttırır ve aynı soruyu defalarca Hz Ali ye sorar ve aldığı cevap her seferinde affederim ya Rasulallah dır''işte asıl olan budur affetmeyi bilmek ki bizde ümitvar kullar olarak Allah cc Ahirette bizleri affetmesini umarak...inşallah anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir ekrem abi sen affet ve vazifelerini onların hatalarına rağmen yerine getir takdir yaradanın onları eleştirdikce iblise at oynatmak için gün doğuyor abi sen Allah'a TEVEKKÜLLE YOL ALINCA YOLUN AÇILIR İNŞALLAH.Selametle Allah'a emanet ol hayırlı cumalar.
 

Zehan

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
26 Temmuz 2014
Mesajlar
32
Tepkime puanı
1
Hümeyra kardeşim,
korkularınızı anlıyorum, zira imanın kuvvetindendir ki, mü'min kendini yeterli görmez.

Hadisi şerifte buyuruldu ki:
"Mü'min, günahını üzerine düşüverecek bir dağ gibi görür ve günahtan böylece korkar. Münafık ise, günahını burnunun üzerine konmuş uçan bir sinek gibi görür."
(S. Buhari, Deavat 4)

''Zamanımızda dinini tam anlamıyla yaşamak, göğe merdiven kurup çıkmaktan zordur'' demiş yaklaşık 350 yıl önce yaşamış bir Allah dostu.
Şu andaki halimizi varın siz düşünün...

Bu hususta bir hadisi şerifte şöyle:

Hanzala ibni Rebî r.a. anlatıyor:

“Resûl-i Ekrem s.a.v.’in yanındaydık, bize öğüt verdi, cehennemden söz etti. Sonra eve geldim, çocuklarla güldüm eşimle eğlendim.
Daha sonra evden çıktım.

Yolda ağlayarak giderken Ebû Bekir’e rastladım.

"Neyin var, Hanzala?" diye sordu.
"Hanzala münafık oldu!" dedim.

"Fesübhânallah! Sen ne diyorsun?"

"Öyle ya, Resûl-i Ekrem s.a.v.in yanında bulunuyoruz.
Bize cennet ve cehennemden bahsediyor; onları gözümüzle görmüş gibi oluyoruz.
Huzurundan ayrılıp çoluk çocuğumuzun yanına ve işlerimizin başına dönünce, çok şeyi unutuyoruz."

Ebû Bekir r.a. :
"Vallahi biz de aynı durumdayız. Yürü Resûl-i Ekrem´e gidelim." dedi.

Birlikte yola düştük ve Hz. Peygamberin huzuruna girdik.

Ben:

"Ya Resûlallah! Hanzala münafık oldu." dedim.

"Bu ne demek?" buyurdu.

"Ey Allah’ın Rasulü! Yanında bulunduğumuzda bize cennet ve cehennemden bahsediyorsun; biz de onları gözümüzle görmüş gibi oluyoruz. Senin huzurundan çıkıp çoluk çocuğumuzun yanına ve işimizin başına dönünce, bunların çoğunu unutuyoruz."

Resûlullah s.a.v. şöyle buyurdu:

"Canımı kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, eğer siz benim yanımda bulunduğunuz hâli devam ettirip hep zikirle meşgul olsaydınız,
melekler yattığınız yataklarda, yürüdüğünüz yollarda sizinle tokalaşırdı.
Ey Hanzala! Bu durum sürekli değil zaman zaman olur'', buyurdu.

(Müslim-Tevbe 12-13, Tirmizî-Kıyâmet 59, İbni Mâce-Zühd 28)
 

BEDİR MUHAMMED ALİ

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Şubat 2012
Mesajlar
677
Tepkime puanı
3
Yaş
66
Evet sessiz oluşum doğru haklarınızı helal edin .ama sizlere vakti gelince paylaşıcam inşallah şu anda ekip halinde islami bir site yapmaya çalışıyoruz . Yani forum değil .islamiyetin ve kuranın ayrıca esmaül hüsnanın ve ümmül kitap adı verilen hakikatın zahir ve batinini yaza bilmek için çalışma içindeyiz. Bütün surelerde bu çalışmanın içinde .zahir ve batini manaları ile . Bu sitenin amacı zahir ilminden yürüyen alimler ile batın ilminden yürüyen alimleri fatiha ve besmelenin ceminde birleştirmek . Allah nasip eder ise allah alimdir el hayy.

Biz dualarınıza talibiz aeo
 

Hümeyra

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
9 Mayıs 2014
Mesajlar
1,176
Tepkime puanı
4
Allah razı olsun zehan kardeşim yüreğime su serptin ama yinede temkini elden bırakmıyoruz:)

___:

Rabbim yar ve yardımcınız olsun tüm ekibinizle birlikte sizlere muvaffakiyetler nasip etsin emeklerinizde cümle islam alemi için hayır bereketlere vesile olsun inşallah Allah utandırmasın hayırla sonuçlandırsın ve vesile eylesin sizlere kolay gelsin bedir hocam sizi haftanın konuğuna davet etmiştik fakat vaktiniz yokmuş başka zaman inşallah selametle Rahman ve Rahim olan Allah cc emanet olun.
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
inşallah anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir ekrem abi sen affet ve vazifelerini onların hatalarına rağmen yerine getir takdir yaradanın onları eleştirdikce iblise at oynatmak için gün doğuyor abi sen Allah'a TEVEKKÜLLE YOL ALINCA YOLUN AÇILIR İNŞALLAH.Selametle Allah'a emanet ol.
Allah razı olsun kardeşim gayet güzel anlattınharikaa

Benim onları af etmemin birşeye faydası olmaz:imkansiz:. onları Allah af etsin.
Aslında amacım onları eleştirmek değil ama doluyum kardeşim aynı kanı taşıdığımız kişiler böyle davrandıkca benim canım yanıyor kardeşim onedenle burada içimi boşaltıyorum
ama dediğin gibi ben içimi boşalttıkca iblis atını daha çok oynatıyor.


Bak gördünmü negüzel birbirimize teselli veriyoruz yol gözteriyoruz, işte dostlar bunun için, bugünler için vardır:)
Allah'a emanet olun...
 

Hümeyra

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
9 Mayıs 2014
Mesajlar
1,176
Tepkime puanı
4
''Benim onları af etmemin birşeye faydası olmaz.''yanılıyorsun abi senin onları affetmen sana fayda sağlayacak bir daha düşün istersen bak sen onları tüm sana verdikleri zarara rağmen affetmen karşılığında Allah cc ahirette tam hesap sırasında affedilmeyeceğini düşünüp eyvah yandım dediğinde yada hesabını veremeyeceğin bir konuda Rabbimin öfkesinin sönmesini istemezmisin? karşılıksız affetmek sana o dakikada yarayacak inşallah sen karşılık beklemeden tüm kızgınlığına ve kısas yapabileceğin halde yapmadığında karşılığını veririm diyor yaradan bu yüzden bir daha düşün ve yüreğini salıver abi ve kazanan sen ol inşallah.:)
 

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
Münafık aslında itikaden kafir hükmündedir. Müslüman - inşallah - bu halde hiç olmaz. Lakin Müslüman, Müslüman olduğu halde bazı İslami zafiyetlerden dolayı, münafıklarda var olan bazı fiil ve uygulamaları libas edinebilir. Lakin itikatta bir sorun yoktur, müslümandır.
Peygamberimiz "alamet" olarak bunları zikretmiştir.
Mesela münafığın alameti 3'tür:
Konuştuğu zaman yalan söylemesi,
Emanete riayet etmemesi,
Söz verdiği halde sözünü yerine getirmemesi.
İşte, Müslüman bu ve buna benzer fiil ve eylemleri kuşanabilir.
Bunları da kullanmamak dileklerimle.
Dua ile.
 
Üst Alt