Muhyiddin İbn Arabî – Sadreddin Konevî Münasebeti

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
sadrettinkonevi.jpg


Milâdî 1210 - 1274, Hicri 606 - 673 yılları arasında yaşayan Sadreddin Ebu'I-Meâli b. İshak b. Muhammed b. Yusuf b. Ali el Konevî, Anadolu kültür ve düşünce hayatını yakından etkileyen ve Şeyh-i Ekber olarak bilinen Muhyiddin İbn Arabi'nin yetiştirdiği mümtaz şahsiyetlerden birisidir.

Muhyiddin İbn Arabî Sadreddin Konevî Münasebeti Bu bakımdan Sadreddin Konevî'den bahsedilirken Muhyiddin İbn Arabi'den de söz etmek gerekli olmaktadır.

Sadreddin Konevî'nin Muhyiddin İbn Arabî ile olan ilişkisini iki yönlü ele almaya çalışacağız.
1 - Fizikî ve beşerî yönden
2- İlmî yönden

A- FİZİKÎ ve BEŞERÎ YÖNDEN İBN ARABÎ - SADREDDİN KONEVÎ İLİŞKİSİ:

Sadreddin Konevî, Muhyiddin İbn Arabî ile dünyada sürdürdüğü beraberliğini vefatından sonra da adeta devam ettirmek istemiş "672 yılında hocası Muhyiddin İbn Arabi'nin yanına gömülmek istemiş fakat onun bu son arzusu yerine getirilememiştir.(1)

Fizikî ve beşerî olarak, Sadreddin Konevî'nin İbn Arabî ile ilişkisini ele alan pek çok kaynak; İbn Arabi'nin, Sadreddin Konevî'nin dul kalan annesiyle evliliğini nazara verirler...
İbn Arabi'nin, Sadreddin Konevî'nin ayni zaman da uvey babasi idi.

Konevî'nin en-Nefehâtu'l-İlâhiyye isimli kitabını okuyan Molla Câmî'ye göre, Muhyiddin İbn Arabî, Konya'ya geldiği zaman, babasının vefatından sonra Sadreddin Konevî'nin annesiyle evlenmiş ve Şeyh Sadreddin, Muhyiddin İbn Arabi'nin hizmet ve sohbetinde yetişmiştir...

Bu hadiseyi tamamen menkıbelere dayanarak rivayet eden kaynaklar da vardır...
Meselâ bunlardan birinde Konevî'nin annesinin bir sultan cariyesi olduğu, sultanın bu cariyeyi serbest bırakarak İbn Arabi'ye verdiği ve nikâh ettiği, İbn Arabi'ye çeşitli ikramlarda bulunarak ona Sadreddin Konevî'yi de beraberce teslim ettiği anlatılmaktadır.

Fakat yine aynı kaynakta bu rivayeti tekzib edercesine İbn Arabi'nin Anadolu'ya gelip Malatya'ya yerleşmesinden sonra yetim kalan Sadreddin Konevî'nin dul annesiyle evlendiğinden bahsedilmektedir.

İbn Arabi'nin şöhreti Anadolu Selçuklu Sultanı I. Keykâvus'a kadar ulaşmıştır. Sultan onu büyük bir heyetle bizzat kendisi karşılar. Onun Konya'da kalmasını arzu eden Sultan Keykâvus, kendisine büyük bir ev verilmesini emreder. İbn Arabî de bu hediyeyi kabul eder. Fakat orada bir süre oturduktan sonra kendisinden bir şey isteyen bir dilenciye "bütün mâlik olduğum şey bu evden ibarettir" diyerek, onu Allah rızası için sadaka olarak verir.(13) Yukarıda da belirttiğimiz gibi, İbn Arabî nisbeten sakin geçen bu dönemde te'lifden uzak kalmaz ve H. 607/ M. 1210 yılında "Meşâhidü'l-Esrâri'l-Kudsiyye ve Metâliu'l-Envâri'l-İlâhiyye" ve "Risâletü'l-Envâr fî mâ Yemnehu Sahibu'l-Huluvveti mine'l-Esrâr" isimli kitaplarını yazar...
(14) Boş vakitlerinde de ilminden faydalanmak isteyen ve kendisine bağlanan müridleriyle bir araya gelir.(15)

Her iki rivayeti de göz önüne aldığımız zaman H. 606 yılında dünyaya gelen Konevî'nin iki ya da en fazla 4-5 yaşlarında bulunmuş olması gerekir. Buna göre, Konevî'nin babasının vefat tarihini aramak icap ederse, bunu H. 615/M 1219'den sonraya götürmemek lazımdır.(16)

Öyleyse İbn Arabî ile Sadreddin Konevî arasındaki akrabalık veya yakınlık nereden kaynaklanmaktadır? Bu alâkada mecazî bazı unsurlar da var mıdır? Buna evet diyenlere göre "Menakıb kitaplarındaki efsanevî rivayetlerin arkasında çoğu zaman mecazî unsurlar saklandığı için anlatılan şeyler bazen başka türlü tefsir edilmekte ve Konevî'nin babasının ölüm tarihini ima eden kayıtlardan çıkarılması gereken netice bir tarafa bırakılarak bunlarda İbn Arabî ile Konevî'nin akrabalığı araştırılmaktadır."(17)

İLMÎ YÖNDEN İBN ARABİ ve SADREDDİN KONEVÎ İLİŞKİSİ:

Daha önce de işaret ettiğimiz gibi, İbn Arabî, H. 609/ M. 1212 yılında da memleketine bitişik bir devlette yaşayan Hıristiyanlara karşı muamelesinin nasıl olacağı mevzuunda kendisiyle istişare eden Sultan Keykâvus'a uzunca bir mektup yazmış ve bu mektubunu Fütûhât-ı Mekkiyye ve Muhâdarâtü'l-Ebrâr isimli kitaplarına da dercetmiştir.

O bu mektubunda Sultan Keykâvus'a bir babanın oğluna nasihat ettiği gibi nasihat eder ve ondan Hıristiyanlara bütün kanunları katı bir şekilde tatbik etmesini onlara müsamaha göstermemesini ister.(20)

Bazı kaynaklar İbn Arabi'nin Kaykâvus'a mektup yazmasının H. 612/M. 1215 yılında olduğunu belirtirler. Bu kaynaklara göre, 1215 (M) yılının Aralık ayında Anadolu'ya gelen İbn Arabî'ye, Sultan Keykâvus'un Antakya'yı muhasara etmek üzere yerinden ayrıldığını öğrenir...
Ramazan ayını Sivas'ta geçiren ve bu harbin başarıya ulaşması ile meşgul olan İbn Arabî bir gece rüyasında Keykâvus'un muzaffer olacağını ve Antakya'yı fethedeceğini görür. Oradan Malatya'ya geçen İbn Arabî, oradan Keykâvus'a Antakya'nın fetih müjdesini haber veren bir mektup yazar. Gerçekten bu rüyadan yirmi gün sonra, Ramazan Bayramında Antakya fethedilmiş olur.(21)

İbn Arabi'nin Malatya'da bulunduğu sırada. "Tercümânu'1-Eşvâk" adlı eseri istinsah edilmiş ve İmadeddin Bermekî bu eseri tek bir meclisde müellifine okumuş ve İbn Arabî gerek bu eseri, gerekse diğerleri hususunda kendisine "İcazet" vermiştir.(22)

İbn Arabî'nin Malatya'da bulunduğu H. 615/M. 1219 yıllarında Konevî'nin kendisinden istifade etmesi de mümkün görülemez. Çünkü İbn Arabî'nin bu şehirde en son bulunuşu H. 615 veya daha uzak bir ihtimal ile H. 617 yılından daha sonra değildir. Bu sıralarda ise sekiz veya en çok on yaşlarında olan bir çocuğun İbn Arabî gibi dâhi bir ilim adamından istifade etmesini düşünmek doğru olmaz.(23)

Öyleyse Sadreddin Konevî, İbn Arabi'den nasıl, nerede ve ne zaman ilim tahsil etmiştir?

Burada dikkatimizi çeken enteresan bir durum var:

Bu bakımdan Konevî, on beş veya daha ileri yaşlarında İbn Arabi'nin yanına gönderilmiş olabilir. İbn Arabî de bu sıralarda Halep'te ve Şam'da bulunmaktadır.25 H. 620/M 1223 yılında 60 yaşlarında bulunan İbn Arabî o tarihten itibaren Şam'a kesin olarak yerleşmiş ve vefatına kadar da Şam'dan hiç ayrılmamıştır.(26) "İşte en kuvvetli bir ihtimâl ile Sadreddin Konevî, bu tarihlerde gerek tahsil görmek ve gerekse tasavvuf incelikleri öğrenmek maksadıyla, belki de yalnız olarak İbnü'l-Arabî'nin yanına gelmiş ve yine büyük bir ihtimâl ile hocasının vefatı olan H. 638/M 1240 yılına kadar onun yanından hiç ayrılmamıştır.(27)

İbn Arabi'nin vefatında 30 yaşları civarında bulunması gereken Sadreddin Konevî,(28) bir süre de Mısır'da kalır.(29)

Sadreddin Konevî'nin İbn Arabî ile olan irtibatı, onun vefatndan sonra da devam eder. H. 652/M 1254 yılında Konya'ya dönen Sadreddin Konevî(30) Şeyhi İbn Arabi'yi rüyasında görüp, onunla sohbet ettiğini nakleder.(31)

673 yılında vefat eden Sadreddin Konevî, Şeyhi İbn Arabi'ye hayatında gösterdiği sadâkati tescil ettirmek istercesine, vefatından sonra, şeyhinin yanına götürülerek oraya defnedilmesini vasiyet etmiş, fakat, onun bu vasiyeti yerine getirilememiş.(32) Konya'da kendi adıyla anılan bir caminin avlusuna defnedilmiştir...
ALINTI.
 
Üst Alt