Meyve suyu değil boyalı su

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81

Geçen hafta medyada meyve suları ve kolalı içecekler tartışması vardı. Erciyes Üniversitesi’nden Prof. Dr. Neriman İnanç, “Meyve sularının yapımında ısıl işlem yoktur.
Bir ürünü paketlemek o ürünü içerisinde oluşacak mikroorganizmalardan uzaklaştırmaktır. Yüzde 100 meyve suyunda koruyucu ve katkı maddesi, şeker ve sitrik asit de yoktur.” diyordu.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Ahmet Aydın ise “Meyve suları 95-105 derecede 30-60 saniye ısıl işlemden geçiyor, ayrıca basınç da uygulanıyor. En az bir yıl ekşimeden kalabiliyorlar. Bu işlemler B ve C vitaminini önemli ölçüde tahrip ediyor. Bu boyalı suların muhafazası için aşırı miktarlarda koruyucu kimyasal madde kullanılmakta.” diye şiddetle itiraz ediyordu.

Kolaya kahverengini veren karamel boyası şekerin yüksek basınç ve ısı altında amonyak ve sülfitlerle muamele edilmesiyle elde ediliyor. Bir tüketici grubu, bu işlem sırasında oluşan metil-imidazol bileşiklerinin farelerde akciğer, karaciğer, tiroit ve kan kanserine sebep olduğunu ileri sürerek karamel boyasının yasaklanmasını istiyordu. Dünyadaki kolalı içeceklerin yüzde 90′ını üreten iki firma, Amerika’da satılan içeceklerindeki kanser yaptığı iddia edilen karamel boyası miktarını azaltacaklarını açıkladılar.

Zengininden fakirine artık hepimizin evine giren meyve suları ve kolalı içecekleri sizin için mercek altına aldım. Bunun için önce bir markete giderek içecekler bölümünden adını herkesin bildiği markaların meyve sularından üç tanesini rastgele aldım. Şimdi gelin bunların neler olduğuna ve içinde bulunanlara yakından bakalım:



Şeftali parçacıklı şeftalili içecek


Bu önemli konuyu HT Bloomberg’ de Gülin Yıldırımkaya’ nın sunduğu “Gündem” programında enine boyuna tartıştık.


Programdan önce bir marketin meyve suları bulunan bölümüne gittim ve oradan isimlerini herkesin bildiği çok meşhur firmaların ürünlerinden rastgele birer paket aldım.


Bunlardan ilkinin üzerinde “şeftali parçacıklı şeftalili içecek” yazıyordu. İçimden “Tamam” dedim “Bu
, içinde meyve parçalarının bile olduğu hakiki meyve suyu olmalı”.

Harika şeftali resimlerinin bulunduğu cezbedici kutu üzerinde “içindekiler” bölümünü okuyunca az daha o şeftali parçacıkları boğazıma kaçıyordu.


İçinde meyve parçacıkları bile bulunan meyve suyu ile bize neler içirildiğine bakar mısınız
Allah aşkına. Aynen aktarıyorum:

“Su, şeker (sakaroz, glikoz şurubu), şeftali püre konsantresi, şeftali parçacıkları (yüzde 2.2) kıvam artırıcı (pektin), asitliği düzenleyiciler (sitrik asit, malik asit), aromalar, antioksidan (askorbik asit), renklendirici (beta-karoten).


Bir litrelik bu meyve suyunun fiyatı 2 lira idi. Bir litre katkısız şeftali suyu elde etmek için herhalde birkaç kilo şeftali gerekir diye düşündüm ve bu meyve suyunun bu fiyata satılmasını da doğrusu anlayamadım.


Portakal şurubunda neler yok ki


İkinci renkli
, albenili plastik şişenin üzerinde ise “portakal şurubu” yazıyordu.

Şimdi gelin etiket üzerinde ne yazdığına bakalım:


“Şeker
, filtre edilmiş su, portakal konsantresi, asitliği düzenleyici (sitrik asit), portakal emülsiyonu, doğala özdeş portakal aroması, antimikrobial madde (sodyum benzoat, potasyum sorbat), antioksidan (askorbik asit), kıvam artırıcı (xantangum, guargum)”.

Portakal şurubu diye neler içtiğimize bakar mısınız? İçinde portakaldan başka ne ararsanız var. Hele de portakalın en bol olduğu şu mevsimde portakal şurubu alan oluyor mudur diye de merak ettim.


Sırada %100 elma suyu var


Hadi bu ilk ikisi beni hayâl kırıklığına uğrattı ama üzerinde “%100 elma suyu” yazan ve çok ünlü bir firmaya ait bu ürün herhâlde beslenme profesörünün bahsettiği “ısıl işlem görmemiş” meyve suyu olmalı diye heyecanlandım.


Üzerinde insanın ağzını sulandıran elma resimleri olan kutu üzerinde yazanları okuyunca “Bu kadar da olamaz” diyerek isyan ettim.


Aynen şunlar yazıyordu: “Pastörize edilmiş ve steril koşullarda doldurulmuştur”.


Taze meyveden şaşmayın


Sağlıklı beslenme için mevsim meyvelerinden şaşmamak ve özellikle de çocukları taze sıkılmış olsalar bile meyve sularına alıştırmamak lâzım.


BİR:
Raf ömrü uzun meyve suyu elde etmek için şart olan pastörizasyon veya UHT gibi ısıl işlemler meyvelerdeki vitaminleri de, enzimleri de harap ediyor. Başka türlü bir sene bozulmayan meyve suyu elde etmek mümkün değil.

İKİ:
Meyve sularına çeşitli bahanelerle neler eklendiğini yukarıdaki örneklerde gördünüz. Bu katkı maddelerine resmen izin verilmiş olsa aslında pek de güvenilecek şeyler olmadığını hatırlatmak isterim.

ÜÇ:
Meyve sularına şeker eklenmese bile sağlığımız için uygun değil; çünkü meyve sularındaki şeker meyvenin şekerine göre kana daha hızlı ve daha fazla miktarda geçiyor. Bu, obezite ve diyabet bakımından çok önemli.

DÖRT:
Meyve suyu elde edilirken atılan kabuk ve posa bağırsak sağlığı için çok önemli olması yanında meyve şekerinin daha kontrollü emilmesini sağladığı için de faydalı.

BEŞ:
Meyve suyuna alışan çocuklar çiğnemekten ve katı yiyeceklerden hoşlanmaz oluyor.

Gelelim neticeye


İşte hakiki meyve suyu
, yüzde 100 meyve suyu gibi sloganlarla üstelik bir beslenme profesörü tarafından tavsiye edilen meyve sularının ne “menem şey” olduklarını sanırım net olarak gördünüz.

Pastörize edilmiş
, içine şeker ve birçok katkı maddesi eklenmiş içinde meyveden başka ne arasanız bulunan “boyalı sular” bize meyve suyu diye içirilmeye çalışılıyor.

Türkiye’ de yaşıyoruz. Her mevsime mahsus meyveler yetişen ülkemizin kıymetini bilelim. Taze meyveden şaşmayalım!


Obezite
, diyabet, kalp-damar hastalıkları, kanserler, astım ve alerjiler başta olmak üzere birçok hastalığın her geçen gün neden arttığını da bir düşünün bakalım?

meyve.bmp

TAZE MEYVEDEN ŞAŞMAYIN...

(Alıntı)
 
Üst Alt