Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri - 4801 - 4900

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
4801 - Amr Ibnu Vasila anlatiyor: "Abdullah Ibnu Mes'ud radiyallahu anh'i dinledim. Demisti ki: "Saki, annesinin karninda iken saki olandir. Said de baskasindan ibret alandir." (Bunu isittikten sonra) Resulullah aleyhissalatu vesselam'in ashabindan Huzeyfe denen zata ugradi ve Ibnu Mes'ud'un soyledigini anlatti ve sordu:
"Kisi amelsiz nasil saki olur?" Huzeyfe radiyallahu anh:
"Buna hayret mi ediyorsun? Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim:"
"Nutfenin (rahme dusmesinden sonra) kirkiki gece gecti mi, Allah ona bir melek gonderir (ve onun vasitasiyla) nutfeyi sekillendirir; isitmesini, gormesini, derisini, etini, kemigini yaratir. Sonra melek sorar:
"Ey Rabbim! Bu erkek mi, disi mi?" Rabbin diledigini hukmeder, melek de yazar. Sonra sorar:
"Ey Rabbim! Eceli nedir?" Rabbin diledigini hukmeder, melek de yazar. Tekrar sorar:
"Ey Rabbim! Rizki nedir?" Rabbin diledigini hukmeder, melek de yazar. Sonra melek elinde sahife oldugu halde cikar. Artik buna ne bir sey ilave eder ne de eksilir."
Muslim, Kader 3, (2645).

4802 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun) aramizda dogrulup:
"(Hastalik nev'inden) hicbir sey hicbir seye sirayet etmez!" buyurmuslardi ki bir bedevi:
"Ey Allah'in Resulu! Nasil olur? Bir deve surusune, kuyrugu ile hasefesini uyuzlamis bir deve gelince hepsini uyuzlu yapar!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Pekala, birincisini kim uyuzladi? Ne sirayet, ne safer (inancinizda hakikat) vardir. Surasi muhakkak ki, Allah her nefsi yaratmis, onun hayatini, olumunu, rizkini ve ugrayacagi musibetlerini yazmistir."
Tirmizi, Kader 9, (2144).

4803 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun):
"Allah Teala hazretleri bir kulun hayrini diledi mi onu istimal eder!" buyurmustu. Kendisine: "Onu nasil istimal eder?" diye soruldu.
"Olumden once salih amel islemede muvaffak kilar!" buyurdu."
Tirmizi, Kader 8, (2134).

4804 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kisi vardir, uzun muddet cennet ehlinin amelini isler, sonra da ameli cehennem ehlinin ameliyle hitam bulur. Yine kisi vardir, uzun muddet cehennem ehlinin ameliyle amel eder de sonunda cennet ehlinin ameliyle hitam bulur."
Muslim, Kader 11, (2651).

4805 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah (cin ve ins dahil) mahlukatini bir karanlik icinde yaratti. Sonra uzerlerine kendi nurundan serpti. Bu nur, kimlere isabet ettiyse hidayeti buldular, kimlere de isabet etmediyse sapittilar. Bu sebeple diyorum ki: "Kalem, Allah Teala'nin ilmi hususunda kurumustur."
Tirmizi, Iman 18, (2644).

KADERE RIZA

4806 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ademoglunun saadet (sebepleri)nden biri de Allah Teala'nin hukmettigine riza gostermesidir. Sekavet (sebepleri)nden biri de Allah Teala'ya istihareyi terketmesidir. Keza sekavet (sebepleri) nden bir digeri de Allah'in hukmettigine razi olmamasidir."
Tirmizi, Kader 15, (2152).

4807 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kuvvetli mu'min, Allah nazarinda zayif mu'minden daha sevgili ve daha hayirlidir. Aslinda her ikisinde de bir hayir vardir. Sana faydali olan seye karsi gayret goster. Allah'tan yardim dile, acz izhar etme. Bir musibet basina gelirse: "Eger soyle yapsaydim bu basima gelmezdi!" deme. "Allah takdir etmistir. Onun diledigi olur!" de! Zira "eger" kelimesi seytan isine kapi acar."
Muslim, Kader 34, (2664).

COCUKLARIN HUKMU

4808 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Bir cocuk olmustu. Ben: "Ne mutlu ona! Cennet kuslarindan bir kus oldu!" dedim. Aleyhissalatu vesselam:
"Sen Allah'in cenneti de cehennemi de yarattigini, beriki icin de oteki icin de ahali yarattigini bilmiyor musun?" buyurdular."
Muslim, Kader 30, (2662); Nesai, Cenaiz 58, (4, 57); Ebu Davud, Sunnet 18, (4713).

4809 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan musriklerin cocuklari hakkinda sorulmustu.
"Allah onlari yarattigi zaman ne yapacaklarini iyi biliyordu!" buyurdular."
Buhari, Kader 3, Cenaiz 93; Muslim, Kader 28, (2660); Ebu Davud, Sunnet 18, (4711); Nesai, Cenaiz 60, (4, 59).

4810 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hz. Adem ve Musa aleyhimasselam munakasa ettiler. Musa, Adem'e:
"Isledigin gunahla insanlari cennetten cikaran ve onlari sekavete (bedbahtliga) atan sensin degil mi!" dedi. Adem de Musa'ya:
"Sen, Allah'in risalet vermek suretiyle sectigi ve hususi kelamina mazhar kildigi kimse ol da, daha yaratilmamdan (kirk yil) once Allah'in bana yazdigi bir isten dolayi beni ayiplamaya kalk (bu olacak sey degil)!" diye cevap verdi." Resulullah devamla dedi ki:
"Hz. Adem Musa'yi ilzam etti!"
Buhari, Kader 11, Enbiya 31, Tefsir, Ta-ha 1, 3, Tevhid 37; Muslim, Kader 13, (2652); Muvatta, Kader 1, (2, 898); Ebu Davud, Sunnet 17, (4701); Tirmizi, Kader 2, (2135).

4811 - Omer Ibnu'l-Hattab radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Musa aleyhisselam: "Ey Rabbim! Bizi ve kendisini cennetten cikaran Adem'i bize bir goster!" diye niyazda bulundu. Hak Teala ve Tekaddes hazretleri de babasi Adem aleyhisselam'i ona gosterdi. Bunun uzerine Hz. Musa:
"Sen babamiz Adem misin?" dedi. Adem: "Evet!" deyince:
"Yani sen, Allah'in kendi ruhundan ufledigi kimsesin. Sana butun isimleri ogretti, meleklere emretti ve onlar da sana secde ettiler oyle degil mi?" diye sordu. Adem yine: "Evet!" dedi. Hz. Musa sormaya devam etti:
"Oyleyse sen niye bizi ve kendini cennetten cikardin?"
Bu soru uzerine Hz. Adem: "Sen kimsin?" dedi. O: "Ben Musa'yim!" deyince:
"Yani sen, Allah'in risalet vererek mumtaz kildigi kimsesin. Sen Beni Israil'in peygamberi, perde gerisinde Allah'in konustugu kimsesin. Allah seninle kendi arasina mahlukatindan bir elci de koymadi degil mi?" dedi. Hz. Musa "Evet!" deyince; Hz. Adem:
"Oyleyse sen, (bu soyledigin seyin) ben yaratilmazdan once Allah'in (kader) kitabinda yazilmis oldugunu gormedin mi?" dedi. Hz. Musa "Evet!" deyince:
"Oyleyse Allah'in kazasi (hukmu) benden once cereyan etmis bir sey hakkinda beni niye levmediyorsun?" dedi."
Aleyhissalatu vesselam, devamla: "Hz. Adem, Musa'yi ilzam etti. Hz. Adem Musa'yi ilzam etti. Hz. Adem, Musa aleyhimesselam'i ilzam etti" buyurdular."
Ebu Davud, Sunnet 17, (4702).

KADERIYE'NIN ZEMMI

4812 - Huzeyfe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Her ummetin mecusileri vardir. Bu ummetin mecusileri "kader yoktur!" diyenlerdir. Bunlardan kim olurse cenazelerinde hazir bulunmayin. Onlardan kim hastalanirsa ona ziyarette bulunmayin. Onlar Deccal bolugudur. Onlari Deccal'e ilhak etmek Allah uzerine bir haktir."
Ebu Davud, Sunnet 17, (4692).

4813 - Ebu Davud'un Ibnu Omer'den gelen merfu bir rivayetinde soyle buyrulmustur:
"Kaderiye firkasi, bu ummetin mecusileridir. Eger hastalanirlarsa ziyaret etmeyin, olurlerse cenazelerine katilmayin."
Ebu Davud, Sunnet 17, (4691).

4814 - Yine Ebu Davud'da Ibnu Omer radiyallahu anhuma'dan gelen merfu bir rivayette:
"Kader ehli ile dusup kalkmayin, onlara dava acmayin" buyurulmustur..."
Ebu Davud, Sunnet 17, (4720).

4815 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ummetimde iki sinif vardir ki, onlarin Islam'dan nasipleri yoktur: Murcie ve Kaderiye."
Tirmizi, Kader 13. (2150).

4816 - Nafi rahimehullah anlatiyor: "Bir adam Ibnu Omer radiyallahu anhuma'ya gelerek:
"Falan kimse sana selam ediyor!" diyerek, Samli birisinden selam getirdi. Ibnu Omer radiyallahu anhuma:
"Bana ulastigina gore, o kimse kaderi inkar ediyormus. Eger o boyle bir bid'a fikre saplandi ise, sakin ona benden selam soyleme! Zira ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam'i isittim:
"Bu ummette hasf (yere batirma), mesh (suret degismesi) (ve kazf= (tas yagmasi) olacak. Bu musibetler kaderi inkar edenlere gelecek."
Ebu Davud, Sunnet 7, (4613); Tirmizi, Kader 7, (2153, 2154).

4817 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah mahlukatin miktarlarini, semavat ve Arzi yaratmazdan ellibin sene evvel, Arsi da su uzerinde iken yazdi."
Muslim, Kader 16, (2653); Tirmizi, Kader 18, (2157),

4818 - Ebu Azze anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah bir kulunun bir memlekette olmesini takdir etti mi, onu oraya -veya orada bulunan bir seye dedi- muhtac kilar."
Tirmizi, Kader 11, (2148).

4819 - Imam Malik'e ulastigina gore, Iyas Ibnu Muaviye'ye,
"Kader hakkinda fikrin nedir?" diye sorulmus da o su cevabi vermistir:
"(Benim fikrim) kizimin fikridir!" Bu sozle, onun sirrini ancak Allah'in bildigini soylemek istemistir. Iyas, anlayista darb-i mesel olmustu. (Bir gun) bir adam ona kader hakkinda sordu:
"Kadere inanmiyor musun?" dedi. Adam:
"Elbette inaniyorum!" deyince:
"Bu kadari sana yeter! (Fazlasi senin icin malayanidir). Zira Ali Ibnu Huseyin, babasi (Hz. Ali Ibnu Ebi Talib) radiyallahu anhuma'dan bana nakletti ki, Resulullah aleyhissalatu vesselam soyle buyurmuslardir:
"Kisinin malayani seyleri terketmesi, onun muslumanliginin guzelligindendir!"
Yine ona ulastigina gore Lokman'a: "Sende gordugumuz (bu fazilet)in sebebi nedir?" diye sorulunca su cevabi vermistir:
"Emaneti eda, dogru soz ve beni ilgilendirmeyen seyleri terketmem!"
Rezin tahric etmistir. (Rivayette gecen "Kisinin malayaniyi terketmesi Islam'inin guzelligindendir" seklindeki Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bu sozu su kaynaklarda gecer: Muvatta, Husnu Hulk 3, (2, 903); Tirmizi, Zuhd 11, (2318, 2319); Ibnu Mace, Fiten 12, (2976); Rivayetin sonundaki "Yine ona ulastigina gore Lokman'a..." kismi da, Muvatta'da gelmistir (Kelam 17, 2, 990).

KANAATIN MEDHI VE ONA TESVIK

4820 - Ubeydullah Ibnu Mihsan el-Hutami radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden kim nefsinden emin, bedeni sihhatli ve gunluk yiyecegi de mevcut ise sanki dunyalar onun olmustur."
Tirmizi, Zuhd 34, (2347); Ibnu Mace, Zuhd 9, (4141).

4821 - Hz. Osman radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ademoglunun su uc sey disinda (temel) hakki yoktur: Ikamet edecegi bir ev, avretini ortecegi bir elbise, katiksiz ekmek ve su."
Tirmizi, zuhd 30, (2342).

4822 - Fudale Ibnu Ubeyd radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Islam hidayeti nasip edilen ve yeterli miktarda maiseti olup, buna kanaat edene ne mutlu!"
Tirmizi, Zuhd 35, (2350).

4823 - Ebu Saidi'l-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Ensar radiyallahu anhum'den bazi kimseler, Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan bir seyler talep ettiler. Aleyhissalatu vesselam da istediklerini verdi. Sonra tekrar istediler, o yine istediklerini verdi. Sonra yine istediler, o istediklerini yine verdi. Yaninda mevcut olan sey bitmisti; soyle buyurdular:
"Yanimda bir mal olsa, bunu sizden ayri olarak (kendim icin) biriktirecek degilim. Kim iffetli davranir (istemezse), Allah onu iffetli kilar. Kim istigna gosterirse Allah da onu gani kilar. Kim sabirli davranirsa Allah ona sabir verir. Hic kimseye sabirdan daha hayirli ve daha genis bir ihsanda bulunulmamistir."
Buhari, Zekat 50, Rikak 20; Muslim, Zekat 124, (1053); Muvatta, Sadaka 7, (2, 997); Ebu Davud, Zekat 28, (1644); Tirmizi, Birr 77, (2025); Nesai, Zekat 85, (5, 95).
Rezin rahimehullah su ziyadede bulunmustur: "Islam'a girip, yeterli miktarla riziklandirilan ve verdigi bu miktara Allah'in kanaat etmeyi nasip ettigi kimse kurtulusa ermistir."

4824 - Ebu Umame radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ey ademoglu! Eger fazla malini Allah yolunda harcarsan bu senin icin daha hayirlidir, kendine saklarsan senin icin zararlidir. Kefaf (yeterli miktar) sebebiyle levm edilmezsin. (Harcamaya), bakimlari uzerinde olanlardan basla. Ustteki el (yani veren), alttaki elden (yani alandan) daha hayirlidir."
Muslim, Zekat 97, (1036), Tirmizi, Zuhd 32, (2344).

4825 - Hz. Omer radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Siz Allah'a hakkiyla tevekkul edebilseydiniz, sizleri de, kuslari riziklandirdigi gibi riziklandirirdi: Sabahleyin ac cikar, aksama tok donerdiniz."
Tirmizi, Zuhd 33, (2345).

TOKGOZLULUK

4826 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Zenginlik mal cokluguyla degildir. Bilakis zenginlik goz tokluguyladir."
Buhari, Rikak 15; Muslim, Zekat 120, (1051); Tirmizi, Zuhd 40, (2374).

4827 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"(Hakiki) fakir, kapi kapi dolasirken verilen bir iki lokmanin veya bir iki hurmanin geri cevirdigi kimse degildir. Fakat gercek fakir, ihtiyacini giderecek bir sey bulamayan ve halini anlayip kendisine tasaddukta bulunacak biri cikmayan, (buna ragmen) kalkip halktan birsey istemeyen kimsedir."
Buhari, Zekat 53, Tefsir, Bakara 48; Muslim, Zekat 102, (1039); Muvatta, Sifatu'n-Nebiyy 7, (2, 923); Ebu Davud, Zekat 23, (1631, 1632); Nesai, Zekat 76, (5, 85).

AZA RIZA

4828 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden biri, mal ve yaratilisca kendisinden ustun olana bakinca, nazarini bir de kendisinden asagida olana cevirsin. Boyle yapmak, Allah'in uzerinizdeki nimetini kucuk gormemeniz icin gereklidir."
Buhari; Rikak 30; Muslim, Zuhd 8, (2963); Tirmizi, Kiyamet 59, (2515).
Rezin bir rivayette su ziyadede bulundu: "Avn Ibnu Abdillah Ibnu Utbe rahimehullah dedi ki: "Ben zenginlerle dusup kalkiyordum. O zaman benden daha heveslisi yoktu. Bir binek gorsem benimkinden daha iyi gorurdum; bir elbiseye baksam, benimkinden daha iyi olduguna hukmederdim. Ne zaman ki bu hadisi isittim, fakirlerle dusup kalktim ve rahata erdim."

DILENCILIGIN ZEMMI

4829 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden biri dilenmeye devam ettigi takdirde yuzunde bir parca et kalmamis halde Allah'a kavusur."
Buhari, Zekat 52; Muslim, Zekat 103, (1040); Nesai, Zekat 83, (5, 94).

4830 - Semure Ibnu Cundeb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Istemeler bir nevi cirmalamalardir. Kisi onlarla yuzunu cirmalamis olur. Oyle ise, dileyen (hayasini koruyup) yuz suyunu devam ettirsin, dileyen de bunu terketsin. Su var ki, kisi, zaruri olan (seyleri) iktidar sahibinden istemelidir."
Ebu Davud, Zekat 26, (1639); Tirmizi, Zekat 38, (681); Nesai, Zekat 92, (5, 100).

4831 - Aiz Ibnu Amr radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan bir seyler istedi. Aleyhissalatu vesselam da verdi. Adam donmek uzere ayagini kapinin esigine basar basmaz, Aleyhissalatu vesselam:
"Dilenmede olan (kotulukleri) bilseydiniz kimse kimseye birsey istemek icin asla gitmezdi!" buyurdular."
Nesai, Zekat 83, (5, 94, 95).

4832 - Hz. Zubeyr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kisinin iplerini alip daga gitmesi, oradan sirtinda bir deste odun getirip satmasi, onun icin, insanlara gidip dilenmesinden daha hayirlidir. Insanlar istedigini verseler de vermeseler de."
Buhari, Zekat 50, Buyu' 15.

4833 - Sevban radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun):
"Cenneti garanti etmem mukabilinde, insanlardan hicbir sey istememeyi kim garanti edecek?" buyurdular. Sevban radiyallahu anh atilip:
"Ben, (Ey Allah'in Resulu!)" dedi. Sevban (bundan boyle) hic kimseden bir sey istemezdi."
Ebu Davud, Zekat 27, (1643); Nesai, Zekat 86, (5, 96).

4834 - Hz. Muaviye radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Istemede israr etmeyin. Vallahi, kim benden bir sey ister, ben ona vermek arzu etmedigim halde, israri (sebebiyle) bir sey kopartirsa, verdigim o seyin bereketini gormez."
Muslim, Zekat 99, (1038); Nesai, Zekat 88, (5, 97, 98).

4835 - Ibnu'l-Firasi'nin anlattigina gore, babasi radiyallahu anh: "Ey Allah'in Resulu! (Ihtiyacimi baskasindan) isteyeyim mi?" diye sormus, Aleyhissalatu vesselam da:
"Hayir, isteme! Ancak istemek zorunda kalmissan, bari salihlerden iste!" buyurmuslardir."
Ebu Davud, Zekat 28, (1646); Nesai, Zekat 84, (5, 95).

4836 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim, kendisini mustagni kilacak miktarda mali oldugu halde isterse, Kiyamet gunu, istedigi sey suratinda bir tirmalama veya soyulma veya isirma yarasi olarak gelir!" Yaninda bulunanlar:
"Kisiyi mustagni kilan (miktar) nedir?" diye sordular.
"Kirk dirhem altin veya o kiymette bir baska sey!" buyurdular."
Ebu Davud, Zekat 23, (1626); Tirmizi, Zekat 22, (650); Nesai, Zekat 87, (5, 97); Ibnu Mace, Zekat 26, (1840).

4837 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim (malini artirmak icin) insanlardan dilenirse, o mutlak surette ates talep etmis olur. Oyleyse ister azla yetinsin isterse cogaltmayi istesin, (artik kendisi bilir)!"
Muslim, Zekat 105, (1041).

4838 - Kabisa Ibnu Muharik radiyallahu anh anlatiyor: "Sulh icin diyet (hamale) odemeyi kabullenmistim. Bu hususta yardim istemek icin Resulullah aleyhissalatu vesselam'i aradim ve karsilastik. (Meseleyi acinca):
"Bekle, bize sadaka mali gelecek. O zaman ondan sana da verilmesini emrederim" buyurdular. Sonra da:
"ey Kabisa! Istemek, uc kisi disinda hic kimseye helal olmaz:
-Sulh diyeti (hamale) kabullenen kimse. Buna, gereken miktari buluncaya kadar, istemesi helaldir. Ama o miktara ulasinca, artik istemez.
-Afete ugrayip malini kaybeden kimse. Buna da maisetini temin edecek miktari elde edinceye kadar istemesi helaldir.
-Fakirlige ugrayan adam. Eger kavminden uc kisi, "Falancaya fakirlik isabet etti" diye ittifak ederlerse, gecimine yetecek miktari elde edinceye kadar istemesi helaldir. Bunlar disinda istemek, ey Kabisa haramdir."
Muslim, Zekat 109, (1044); Ebu Davud, Zekat 26, (1640); Nesai, Zekat 86, (5, 96, 97).

4839 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Ensari bir zat gelip Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan birseyler istemisti.
"Evinde hicbir sey yok mu?" buyurdular. Adam:
"Evet, dedi. Bir culumuz var. Bir kismiyla ortunup, bir kismini da yaygi olarak yere seriyoruz! Bir de su ictigimiz kabimiz var."
"Onlari bana getir!" diye emrettiler. Adam gidip getirdi. Aleyhissalatu vesselam esyalari eline alip:
"Sunlari satin alacak yok mu?" buyurdular. Bir adam:
"Ben bir dirheme satin aliyorum" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Bir dirhemden fazla veren yok mu?" dedi ve iki uc sefer tekrarlayarak (acik artirmaya cikardi). Orada bulunan bir adam:
"Ben onlara iki dirhem veriyorum" dedi. Aleyhissalatu vesselam esyalari ona satti. Iki dirhemi alip Ensari'ye verdi ve:
"Bunun biriyle ailen icin yiyecek al, aline ver. Digeriyle de bir balta al bana getir!" buyurdular. Adam gidip bir balta alip getirdi. Resulullah aleyhissalatu vesselam, ona eliyle bir saplik gecirdi. Sonra:
"Git, odun eyle, sat ve onbes gun bana gozukme!" buyurdu. Adam aynen boyle yapti, sonra yanina geldi. Bu esnada on dirhem kazanmis, bunun bir kismiyla giyecek, bir kismiyla da yiyecek satin almisti. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Bak, bu senin icin, Kiyamet gunu alninda dilenme lekesiyle gelmenden daha hayirlidir!" buyurdu ve sozlerine soyle devam etti:
"Dilenmek, sersefil, fakra dusmus veya rusvay edici borca batmis veya elem verici kana bulasmis insanlar disinda, kimseye caiz degildir."
Ebu Davud, Zekat 26, (1641); tirmizi, Buyu 10, (1218); Ibnu Mace, Ticarat 25, (2198).

4840 - Habesi Ibnu Cunade es-Seluli radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Arafat'ta vakfede iken bir bedevi gelerek ridasinin bir ucundan tutup, ondan bunu istedi. Aleyhissalatu vesselam da onu ona verdi. Adam ridayi beraberinde alip gitti. Tam o sirada dilenmek haram kilindi. bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam:
"Sadaka zengine helal degildir; sagligi yerinde guc kuvvet sahibine de helal degildir. O, sersefil edici, fakre dusen, haysiyeti kirici borca giren, eleme bogan kana bulasan kimseler disinda hic kimseye helal degildir. Oyleyse, kim malini artirmak icin insanlara el acarsa, bu, Kiyamet gunu suratinda cirmalama yaralarina ve cehennemde yiyecegi kizgin taslara donusur. Oyleyse (buyursun) dileyen azla yetinsin, dileyen de cogaltmaya calissin."
Tirmizi, Zekat 23, (653).
Rezin merhum su ziyadede bulunmustur: "Ben, bir adama ihsanda bulunurum. Adam da onu koltugunun altina koyarak alip gider veya yiyip midesine indirir. Halbuki bu, (eger layik degilse) o adam icin atesten baska bir sey degildir."
Resulullah'in bu sozu uzerine Hz. Omer radiyallahu anh:
"Ey Allah'in Resulu! Oyleyse ates olan bir seyi niye veriyorsunuz?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Allah benim cimri olmami kabul etmedi, insanlar da benden istememeyi kabul etmedi!" cevabini verdi. Orada bulunanlar:
"Dilenmeyi haram kilan zenginlik nedir?" diye sordular. Aleyhissalatu vesselam: "Sabah veya aksam yetecek kadar yiyecektir!" buyurdular."

4841 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim kendisine gelen bir fakirligi hemen halka intikal ettirirse (yani onlara acarak dilenmeye kalkarsa), onun fakirliginin onune gecilmez. Kime de fakirlik gelir, o da bunu Allah'a acarsa, Allah ona er veya gec rizkiyla imdat eder."
Tirmizi, Zuhd 18, (2327); Ebu Davud, Zekat 28, (1645).

4842 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Insanlarin en serlisi, "Allah rizasi icin" diyerek dilenip de, istedigi verilmeyen kimsedir."
Ibnu Abbas derdi ki: "Allah rizasi icin" diyerek istekte bulunmayin. Bu tabiri sadece Allah'tan isterken kullanin:"
Rezin tahric etti. Hadis Suyuti'nin el-Camiu's-Sagir'inde mevcuttur. (Feyzu'l-Kadir Serhi 4, 159); Nesai'de de, hadisin birinci kismi, uzun bir rivayetin bir parcasi olarak gecer. Zekat 74, (5, 83-84).

4843 - Hz. Ali radiyallahu anh'tan anlatildigina gore, Arafe gunu (dilenerek) insanlardan (sadaka) isteyen bir adam gorur ve:
"Yani su gunde, su yerde Allah'tan baskasindan mi istiyorsun?" der ve adama cubugunu vurur."
Rezin tahric etmistir.

4844 - Hz. Omer radiyallahu anh soyle hitap etmistir:
"Ey insanlar! Bilin ki tamahkarlik fakirliktir, yeis (tamahkar olmamak) zenginliktir. Kisi bir seye tamah gostermezse ondan mustagni olur."
Rezin tahric etmistir.

IHSANI KABUL ETMEK

4845 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "(Babasi) Omer Ibnu'l-Hattab radiyallahu anh dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, (zaman zaman) bana ihsanda bulunuyordu. (Her seferinde ben):
"(Ey Allah'in Resulu!) bunu, buna benden daha muhtac olan birine verseniz!" diyordum. Resulullah aleyhissalatu vesselam da:
"Al bunu! Bu maldan, sen istemedigin ve gelmesini bekler durumda olmadigin halde gelen birsey olursa onu al ve temelluk et (yani kendi malin kil, malin olduktan sonra) dilersen ye, dilersen sadaka olarak bagisla. (Bu vasifta) olmayan mala nefsini baglama!" buyurdular."
(Hadisi Ibnu Omer'den rivayet eden) Salim der ki: "Bu (hadis) sebebiyle Abdullah, kimseden bir sey istemezdi, (kendiliginden) gelen bir sey olursa onu da reddetmezdi."
Buhari, Ahkam 17, Zekat 51; Muslim, Zekat 110, (1045); Nesai, Zekat 94, (5, 105).

4846 - Amr Ibnu Taglib anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir mal -veya bir sey- getirilmisti. Hemen onu taksim edip dagitti. (Ancak, bunu yaparken) bir kismina verdi, birkisminna vermedi. Kendilerine verilmemis olan kimselerin, sonradan hakkinda dedikodu yaptiklari kulagina geldi. Bunun uzerine, (uygun bir firsatta, halka hitap etmek uzere dogruldu). Allah'a hamd ve sena ettikten sonra:
"Sadede gelince; vallahi ben, birine verip digerine vermedigim olur (bu dogrudur, ancak) vermedigim, nazarimda, verdigimden daha cok sevgiye mazhardir. Ben birkisim insanlara, kalplerinde gordugum sabirsizlik ve hirs sebebiyle veririm; bir kismini da, Allah Teala'nin kalplerine koymus bulundugu zenginlik ve hayra havale eder (ve onlara bir sey vermem).
"Vallahi, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in (hakkimda telaffuz buyurdugu) bu kelamina bedel kirmizi develerim olsaydi bu kadar sevinmezdim."
Buhari, Cum'a 29, Humus 19, Tevhid 49.

KAZANIN KERAHETI

4847 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim insanlar arasinda kadi tayin edilmis ise, bicaksiz bogazlanmis demektir."
Ebu Davud, Akdiye 1, (3571, 3572); Tirmizi, Ahkam 1, (1325).

4848 - Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kadi uctur: Biri cennetlik, ikisi cehennemliktir. Cennetlik olan, hakki bilip oyle hukmedendir. Hakki bilip hukmunde (bile bile) adaletsiz davranan cehennemliktir. Halka cahilane hukumde bulunan da cehennemliktir."
Ebu Davud, Akdiye 2, (3573).

4849 - Abdullah Ibnu Mevhib anlatiyor: "Osman Ibnu Affan, Ibnu Omer radiyallahu anhum'e: "Git insanlar arasinda hukmet!" dedi. Abdullah:
"Ey mu'minlerin emiri, beni bu vazifeden affetmez misiniz?" diye ricada bulundu. Hz. Osman radiyallahu anh:
"Bundan niye kaciniyorsun? Senin baban da kadi idi" diye israr etmek istedi. Ancak Abdullah dedi ki: "Dogru da, ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in:
"Kim kadi olur ve adaletle hukmederse, bu kimse basabas (sevap ve gunahi esit) ayrilmaya liyakat kazanmistir" dedigini isittim. Artik (Resulullah'in bu sozunden) sonra ne umid edebilirim?" (Hz. Osman bunun uzerine Ibnu Omer'e teklifte bulunmadi.)"
Tirmizi, Ahkam 1, (1322).

ADIL VE ZALIM HAKIM

4850 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim kadilik talep eder ve bunun gerceklesmesinde sefaatcilere basvurursa (is) kendisine yikilir (Allah'in yardimi olmaz). Kime de o is zorla verilirse, Allah onu dogruya sevkedecek bir melek gonderir."
Ebu Davud, Akdiye 3, (3578); Tirmizi, 1, (1323, 1324).


 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
4851 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim muslumanlarin kadilik hizmetini talep edip elde etse, sonra adaleti zulmune galebe calsa cennete girer. Zulmu adaletine galebe calsa, ates onundur."
Ebu Davud, Akdiye 2, (3575).

4852 - (Abdullah) Ibnu Ebi Evfa anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kadi zulmetmedikce, Allah Teala hazretleri onunla birliktedir (yardimcisidir). Zulme yer verdigi zaman onu terkeder, artik seytan onunla beraber olur."
Tirmizi, Ahkam 4, (1330).

MUCTEHIDIN SEVABI

4853 - Amr Ibnu'l-As radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hakim ictihad eder ve isabet ederse kendisine iki ucret (sevap) verilir. Eger ictihad eder ve hata ederse ona bir ucret vardir."
Buhari, I'tisam 21; Muslim, Akdiye 15, (1716); Ebu Davud, Akdiye 2, (3574); Tirmizi, Ahkam 2, (1326); Nesai, Kaza 3, (8, 224).

4854 - Yahya Ibnu Sa'id anlatiyor: "Ebu'd-Derda, Selman-i Farisi radiyallahu anhuma'ya:
"Arz-i Mukaddese'ye gel!" diye yazmisti. Selman ona soyle cevap yazdi:
"Arz kimseyi takdis etmez. Insani mukaddes kilan sey amelidir. Bana ulastigina gore, sen orada tabib kilinmissin ve hastalari tedavi ediyormussun. Eger tedavi edebiliyorsan ne mutlu sana. Eger mutetabbib isen, insanlari oldurup cehennemlik olmaktan sakin!"
Ebu'd-Derda radiyallahu anh iki kisi arasinda hukmedince, onlar yanindan ayrildiklari vakit onlara bakar ve:
"Vallahi mutetabbibdir. Bana geri donun. Kissanizi bana iade edin (meselenizi iyice tetkik edeyim)!" derdi."
Muvatta, Vasiyyet 7, (2, 769).

RUSVET HAKKINDA

4855 - Ebu Hureyre, Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhum anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam, hukumde rusvet alan ve rusvet veren (ve aracilik eden) kimseyi lanetlemistir."
Tirmizi, Ahkam 9, (1336); Ebu Davud da bu hadisi sadece Ibnu Omer radiyallahu anh'tan tahric etmistir (Akdiye 4, (3580).

4856 - Mu'az Ibnu Cebel radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam beni Yemen'e gondermisti. (Hareket edip) yurudugum zaman arkamdan birini gondererek geri cagirdi. (Yanina varinca):
"Sana niye adam gonderip (geri cagirdigimi) biliyor musun?" buyurdular ve ilave ettiler:
"Benim iznim olmadan hicbir sey almayacaksin. Zira bu gululdur (hirsizlik). Kim gulul yaparsa, aldigi seyle Kiyamet gunu (Allah'in huzuruna gelir). Iste bu (hususu tenbih etmek icin) seni cagirdim, artik isine gidebilirsin."
Tirmizi, Ahkam 8, (1335).

KADILIK ADABI

4857 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam beni Yemen'e kadi olarak gonderdi. O siralarda henuz yasim kucuktu, kazayi (hukum vermeyi) bilmiyordum. (Beni takviye icin):
"(Sen tereddut etme, git! Bu vazife icin) Allah kalbine hidayet koyacak ve dilini de sabit kilacak. Yanina iki hasim geldigi vakit, birinciyi dinledigin gibi, digerini de dinlemeden sakin hukum verme. Boyle yapman (daha isabetli) karar vermen icin gereklidir!" buyurdular.
Hz. Ali devamla der ki: "Ondan sonra hep kadilik yaptim. Henuz, bir kerecik olsun hukumde tereddude dusmedim."
Ebu Davud, Akdiye 6, (3582); Tirmizi, Ahkam 5, (1331); Ibnu Mace, Ahkam 1, (2310).

4858 - Ibnu'z-Zubeyr radiyallahu anhuma dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, iki hasmin da kadi'nin onune oturmasina hukmetmistir."
Ebu Davud, Akdiye 8, (3588).

4859 - Ebu Bekre radiyallahu anh'in anlattigina gore, Sicistan'da kadilik yapan oglu Abdullah'a soyle yazmistir: "Iki kisi arasinda, ofkeli oldugun zaman hukum verme. Zira, ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim: "Kimse, ofkeli iken, iki kisi arasinda hukum vermesin."
Buhari, Ahkam 13; Muslim, Akdiye 16, (1717); Tirmizi, Ahkam 7, (1334); Ebu Davud, Akdiye 9, (3589); Nesai, Kudat 17, (8, 337, 238).

4860 - Avf Ibnu Malik radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam iki kisi arasinda bir hukumde bulunmustu. Hasimlar ayrildiklari vakit, aleyhine hukmedilen kimse:
"Hasbiyallahu ve ni'me'l-vekil (Allah bana yeterlidir. O ne iyi vekildir)!" dedi. (Bu sozu isiten) Aleyhissalatu vesselam:
"Allah Teala hazretleri aczi levmediyor (kotuluyor). Fakat sana akillilik duser. Ama bir sey sana galebe calacak olursa o zaman "hasbiyallahu ve ni'me'l-vekil" de!" buyurdular."
Ebu Davud, Akdiye 28, (3627).

4861 - Hz. Omer, Hz. Ali ve diger bir kisim Ashab radiyallahu anhum demislerdir ki: "Kadi ve hakim mescidde hukum verebilir. Sayet bir haddle ilgili hukum vermislerse, bunun icrasi mescidin disinda yapilir."
Buhari, bab basligi olarak kaydetmistir. Ahkam 19.

HUKMUN KEYFIYETI

4862 - Haris Ibnu Amr Ibni Ahi'l-Mugire Ibni Su'be, Muaz radiyallahu anh'tan naklen anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Muaz'i Yemen'e gonderdigi zaman kendisine sorar: "Sana bir dava geldigi vakit nasil hukmedeceksin?"
"Allah'in kitabiyla hukmedecegim" der Muaz.
"(Meseleyi Kitabullah'ta) bulamazsan?"
"Resulullah'in sunnetiyle hukmedecegim."
"Ne Kitabullah'ta ve ne de Resulullah'in sunnetinde bulamazsan?"
"Kendi re'yimle ictihad edecegim, (hukum vermekten) geri durmayacagim."
Hz. Muaz der ki: "Bu cevabim uzerine Resulullah aleyhissalatu vesselam (memnun kaldi), gogsume eliyle vurup:
"Allah'in elcisinin elcisini, Allah'in elcisini memnun edecek usulde muvaffak kilan Allah'a hamdolsun!" buyurdular."
Ebu Davud, Akdiye 11, (3592, 3593); Tirmizi, Ahkam 3, (1327, 1328).

4863 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, odasinin kapisinda bir munakasa isitmisti. Yanlarina cikip:
"Ben bir beserim. Bana ihtilaflilar gelir. Bunlardan biri, digerine nazaran daha belagatli (ikna edici) olur. Ben de onun dogru soyledigini zanneder, lehine hukmederim. Ancak kime bir muslumanin hakkini vermis isem, bunun atesten bir parca oldugunu bilsin. O atesi ister yuklensin, ister terketsin (kendisi bilir)" buyurdular."

4864 - Sahiheyn'in bir rivayetinde hadis soyledir: "Ben de sizin gibi bir insanim. Siz davalarinizin halli icin bana geliyorsunuz. Bazinizin huccet yonuyle, diger bazisindan daha ikna edici olmasi, boylece benim, isittigime dayanarak onun lehine hukmetmem mumkundur. Kimin lehine, kardesinin hakkindan bir sey hukmetmissem (bilsin ki), onun icin cehennemden bir ates parcasi kesmis oluyorum."
Buhari, Sehadat 27, Mezalim 16, Hiyel 9, Ahkam 20, 29, 31; Muslim, Akdiye 5, (1713); Muvatta, Akdiye 1, (2, 719); Ebu Davud, Akdiye 7, (3583, 3584); Tirmizi, Ahkam 11, (1339); Nesai, Kudat 13, (8, 233).

4865 - Es'as Ibnu Kays'in anlattigina gore, Humus'tan bir koleyi Abdullah'tan yirmibin (dirhem)e satin almis ve Abdullah kolenin bedelini almak uzere kendisine bir adam gondermistir. Adam gelince Es'as:
"Ben onu onbine satin aldim" dedi. Abdullah da:
"Oyleyse seninle benim arama (hakem olacak) bir kimse tayin et!" dedi. Es'as: "Benimle kendi aranda sen hakem ol!" dedi. Bunun uzerine Abdullah:
"Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Alis-veris yapan iki kisi ihtilafa duserlerse ve aralarinda da delil yoksa, mal sahibinin soyledigi esas alinir veya (alis-verisi) terkederler" dedigini isittim" dedi."
Ebu Davud, Buyu 74, (3511); Nesai, Buyu 82, (7, 302, 303). Nesai'de sadece musned (Resulullah'a ait) kisim kaydedilmistir.

DAVALAR VE BEYYINELER

4866 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bana dedi ki: "Beyyine davaci uzerine, yemin de davali uzerine duser."
Tirmizi, Ahkam 12, (1341).

4867 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Iki kadin bir odada deri dikiyorlardi. Bunlardan biri avucuna biz batirilmis olarak disari cikti. Bunu digerinin yaptigini iddia etti. Dava Ibnu Abbas radiyallahu anhuma'ya goturuldu. Ibnu Abbas dedi ki:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam soyle buyurmuslardi: "Eger insanlara sirf iddialariyla, (delil olmadan) talep ettikleri verilseydi, insanlar baskalarinin kan ve mallarini istemeye kalkarlardi. Ancak iddia sahibine beyyine gerekmektedir. Iddiayi inkar edene de yemin gerekmektedir. (Bu kadina) Allah'i (yalan yere yemin etmenin gunahini) hatirlatin. Ona su ayeti okuyun: "Allah'in ahdini ve yeminlerini az bir pahaya degisenler, iste bunlar icin ahirette hicbir nasib yoktur" (Al-i Imran 77).
Kadina bu hatirlatildi. Bunun uzerine kadin sucunu itiraf etti."
Buhari, Tefsir, Al-i Imran 3, Rukun 6; Muslim, Akdiye 2, (1711); Ebu Davud, Akdiye 23, (3619); Tirmizi, Ahkam 13, (1343); Nesai, Kudat 35, (8, 248).

4868 - Yine Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (iddia sahibi iki sahid bulamazsa) bir yemin ve bir sahid(in yeterli olacagin)a hukmetmistir."
Muslim, Akdiye 3, (1712); Ebu Davud, Akdiye 21, (3608).

4869 - Abdullah Ibnu Ubeydillah Ibni Ebi Muleyke anlatiyor: "Beni Suheyb radiyallahu anh, Mervan nezdinde, iki ev ve bir odanin kendilerine ait oldugunu, bunlari (babalari) Suheyb'e Resulullah aleyhissalatu vesselam'in verdigini iddia ettiler. Mervan: "Soylediginiz seye sahidiniz var mi?" dedi. Onlar: "Ibnu Omer!" dediler. Mervan, Ibnu Omer'i cagirdi. O, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Suheyb radiyallahu anh'a iki ev ve bir oda verdigini soyledi. Mervan sadece onun sehadediyle onlar lehine hukmetti."
Buhari, Hibe 30.

4870 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam zamaninda iki kisi bir deve hakkinda iddiada bulundular. Her biri, iki tane sahid getirdi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam deveyi ikiye bolerek aralarinda taksim etti."
Ebu Davud, Akdiye 22, (3613, 3614, 3615); Nesai, Kudat 34, (8, 248).

4871 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir mal hususunda ihtilaf eden, fakat beyyineleri olmayan) bir kavme yemin teklif etti. (Iki taraf da) birden yemin etmeye kostu. Bunun uzerine (once) yemin (edecek tarafin tesbiti icin) kur'a cekilmesini emretti."
Buhari, Sehadat 24; Ebu Davud, Akdiye 22, (3616, 3617, 3618).

4872 - Ebu Gatafan Ibnu Tarif el Murri anlatiyor: "Zeyd Ibnu Sabit ve Ibnu Muti' aralarindaki bir ev sebebiyle (Medine Valisi) Mervan'a dava actilar. Mervan, minberde yemin etmesi sartiyla, evin Zeyd Sabit'e ait olduguna hukmetti. Zeyd:
"Ben onun icin su yerimde yemin ederim!" dedi. Mervan da:
"Hayir! Hukukun kesinlestigi yerde yemin edeceksin!" dedi. Bunun uzerine Zeyd "Hakkim haktir" diye yemin etmeye basladi ve minberde yemin etmekten imtina etti.
Mervan bu duruma hayret etti."
Muvatta, Akdiye 12, (2, 728).

YEMININ SEKLI

4873 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, yemin teklif ettigi bir adama:
"Kendinden baska ilah bulunmayan Allah'in adiyla, o kimsenin yani dava sahibinin senin yaninda mali olmadigina yemin et!" buyurdu."
Ebu Davud, Akdiye 24, (3620).

ADALET VE SEHADET

4874 - Amr Ibnu Suayb an ebihi an ceddihi anlatiyor: Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hain erkek ve haine kadinin, zani erkek ve zaniye kadinin, kardesine kin tasiyan kimsenin sehadeti caiz degildir."
Ebu Davud, Akdiye 16, (3600, 3601); Ibnu Mace, Ahkam 30, (2366).
Tirmizi'de Hz. Aise'den yapilan bir rivayette, haine kelimesinden sonra su ziyade vardir: "Hadd-i kazf'la celde tatbik edilenin, sehadette (yalani) tecrube edilmis olanin, ev halkina hizmet edenin, kendisini nisbet ettigi mevla ve akrabalari hususlarinda muttehem olan (gercek nesebini gizleyen)in."
Tirmizi, Sehadat 1, (2299).

4875 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bedevinin, koylu aleyhindeki sehadeti caiz degildir."
Ebu Davud, Akdiye 17, (3602); Ibnu Mace, Ahkam 30, (2367).

4876 - Eymen Ibnu Hureym Ibni Fatik anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Yalan sehadet Allah'a sirkle bir tutulmustur!" buyurdular ve ayeti okudular. (Mealen): "...Putlara tapmak gibi bir pislikten ve yalan sozden de kacinin." (Hacc 30).
Tirmizi, Sehadat 3, (2300, 2301); Ebu Davud, Akdiye 15, (3599); Ibnu Mace, Ahkam 32, (2372).

4877 - Zeyd Ibnu Halid radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Size sahidlerin en hayirlisini haber vermeyeyim mi: O kendisine talep edilmezden once sehadet etmeye gelendir."
Muslim, Akdiye 19, (1719); Muvatta, Akdiye 3, (2, 720); Ebu Davud, Akdiye 13, (3596); Tirmizi, Sehadat 1, (2296).

4878 - Huzeyme Ibnu Sabit radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir bedeviden bir at satin almisti. Aleyhissalatu vesselam, onu eve kadar getirivermesini ve orada parasini almasini soyledi. Bu sirada kendisi hizli hizli yurudu; bedevi ise agir agir yuruyordu. (Aralarinda epeyce bir mesafe hasil oldu. Bu sirada) bazi kimseler bedeviye gelip at uzerinde pazarlik yapmaya basladilar. Onu Resulullah aleyhissalatu vesselam'in satin almis oldugunu kimse bilmiyordu. Bedevi, Aleyhissalatu vesselam'a seslenip:
"Su ati alacaksan al, degilse sattim!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam bedevinin bu sozunu isitince adama yonelip: "Ben onu zaten senden satin aldim ya!" buyurdular. Ama bedevi:
"(Bu ne demek?) Vallahi ben onu sana satmadim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Bilakis! Ben onu senden aldim" dedi. Bunun uzerine bedevi:
"Bir sahit getir!" demeye basladi. Hemen Huzeyme atilip:
"Ben sehadet ederim, siz onu satin aldiniz!" dedi. Aleyhissalatu vesselam, Huzeyme'ye gelerek: "Ne ile sehadet ediyorsun?" diye sordu. Huzeyme:
"Sana olan tasdikim ile, Ey Allah'in Resulu!" dedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam Huzeyme'nin sehadetini iki kisinin sehadeti yerine koydu."
Ebu Davud, Akdiye 20, (3607); Nesai, Buyu 91, (7, 302).
Rezin su ziyadeyi ilave etti: "Bedevi: "Bu, Resulullah mi?" dedi. Ebu Hureyre kendisine: "Peygamberini tanimaman cahillik olarak sana yeter. Allah Teala Hazretleri dogru soyledi: "Bedeviler kufur ve nifak yonunden daha siddetli ve Allah'in Resulune indirdigi emir ve yasaklari bilmemeye daha musaiddirler" (Tevbe 97). Bedevi bunun uzerine ati sattigini itiraf etti."

EHL-I KITABIN SEHADETI

4879 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma soyle hitap etmistir: "Ey muslumanlar! Peygamberiniz aleyhissalatu vesselam'a indirilen kitap, Allah'in en yeni kitabi ve icine hicbir sey karismamis oldugu halde, onu okuyup durdugunuz halde, nasil olur da Ehl-i Kitab'a (ser'i) birsey sormaktasiniz? Halbuki Allah Teala Hazretleri, Ehl-i Kitab'in Allah'in kitabini degistirip elleriyle yeni bir kitap yazdiklarini, sonra da az bir menfaati satin almak icin: "Bu, Allah katindandir" dediklerini haber vermektedir. Bilesiniz, size gelen ilim, onlara soru sormanizi men etmektedir. Hayir! Vallahi onlardan bir kisinin bile size inen kitaptan sizlere bir sey sordugunu gormuyoruz."
Buhari, I'tisam 25, Sehadat 29, Tevhid 42.

4880 - Sa'bi anlatiyor: "Muslumanlardan birine, Dakuka'da olum geldi. Vasiyetine sahidlik edecek hicbir musluman bulamadi. Bunun uzerine Ehl-i Kitap'tan iki kisiyi vasiyetine sahid kildi. Bunlar Kufe'ye geldiler. Ebu Musa el-Es'ari'yi bulup durumu haber verdiler. Bunlar olenin tereke ve vasiyetini beraberlerinde getirmislerdi. Ebu Musa radiyallahu anh onlara:
"Bu hadise, Resulullah aleyhissalatu vesselam devrinden sonra hic gorulmeyen bir hadisedir" dedi. Ikindi namazindan sonra onlara, ihanet etmedikleri, yalan soylemedikleri, vasiyeti tebdil etmedikleri, gizlemedikleri, degistirmedikleri, soylediklerinin o adamin vasiyeti, getirdiklerinin de terikesi olduguna dair yemin ettirdi. Sonra sehadetlerini(n geregini yerine getirip) uygulamaya koydu."
Ebu Davud, Akdiye 19, (3605).

HAPIS VE TAKIP

4881 - Behz Ibnu Hakim an ceddihi anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir adami bir tohmet sebebiyle hapsetti, sonra da serbest birakti."
Ebu Davud, Akdiye 29, (3630); Tirmizi, Diyat 21, (1417); Nesai, Sarik 2, (8, 67).

4882 - Yine Behz Ibnu Hakim ayni tarikten naklediyor: "Kardesi veya amcasi, hutbe vermekte olan Resulullah aleyhissalatu vesselam'a dogrulup: "Komsularim (ve kavmim, ashabin tarafindan) nicin tutulup hapsedildiler" dedi. Aleyhissalatu vesselam (cevap vermeyip) yuzunu cevirdi. (Adam ayni sozu tekrar edince) ikinci sefer yuzunu cevirdi.Sonra adam (saygiyi tasan) bir sey soyledi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam: "Bunun komsularini saliverin!" buyurdu."
Ebu Davud, Akdiye 29, (3631).

RESULULLAH'IN HUKME BAGLADIGI DAVALAR

4883 - Ibnu'z-Zubeyr radiyallahu anhuma anlatiyor: "Ensar'dan bir erkek, hurma agaclarini suladiklari Harre'nin su arki yuzunden Zubeyr radiyallahu anh'la ihtilafa dusup Resulullah'in huzurunda murafa'a oldular. Resulullah (ihtilaflarini dinledikten sonra) Zubeyr'e:
"Ey Zubeyr (once) sen sula, suyu sonra da komsuna sal!" buyurdular. Ensari bu hukme kizdi ve: "Boyle hukmetmen, o senin halaoglun olmasindandir!" dedi. Resulullah bu soze cok kizdi, yuzu renk renk oldu ve: "Ey Zubeyr! Once sen sula, sonra duvara ulasincaya kadar da suyu tut!" dedi. Zubeyr dedi ki: "Vallahi oyle zannediyorum ki su ayet bu hadise ile ilgili olarak indi.
(Mealen): "Hayir oyle degil! Rabbine and olsun ki, onlar aralarinda kimi oraya kimi buraya cektikleri (kavga ettikleri) seylerde seni hakem yapip sonra da verdigin hukumden yurekleri hicbir sikinti duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadikca iman etmis olmazlar" (Nisa 65).
Buhari, Sirb 6, 7, 8, Sulh 12, Tefsir, Nisa 12; Muslim, Fezail 129, (2357); Ebu Davud, Adiye 31, (3637); Tirmizi, Ahkam 26, (1363); Nesai, Kudat 26, (8, 245).

4884 - Sa'lebe Ibnu Ebi Malik radiyallahu anh anlatiyor: "Kureys'ten bir adamin Beni Kureyza'da bir payi vardi. Suyun paylastiklari Mehzur ve Muzeynib vadisinin suyu hususunda ihtilafa duserek Aleyhissalatu vesselam'a muracaat ettiler. Resulullah aralarinda: "Su hakki topuklara kadardir. Ustteki, alttakine bundan fazlasina mani olamaz" diye hukmetti."
Muvatta, Akdiye 28, (2, 744); Ebu Davud, Akdiye 31, (3638); Ibnu Mace, Ruhun 20, (2481).

4885 - Haram Ibnu Sa'd Ibni Muhaysa anlatiyor: "Bera Ibnu Azib radiyallahu anh'a ait bir at, Ensar'dan bir zatin bahcesine girdi ve zarar meydana getirdi. Resulullah aleyhissalatu vesselam, bunun uzerine: "Mal sahibinin, malini gunduzleyin; hayvan (mevasi) sahibinin de hayvanini geceleyin muhafaza etmesine hukmetti."
Muvatta, Akdiye 37, (2, 747, 748); Ebu Davud, Buyu' 92, (3569, 3570); Ibnu Mace, Ahkam 13, (2332).

4886 - Rafi' Ibnu Hadic radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim baskasinin tarlasina onlarin izni olmadan ekim yaparsa, ektiginde hicbir hakka sahip olamaz, ona sadece nafakasi verilir."
Tirmizi, Ahkam 29, (1366); Ebu Davud, Buyu 33, (3403); Ibnu Mace, Ruhun 13, (2466).

4887 - Ebu Said radiyallahu anh anlatiyor: "Iki kisi, bir hurma agacinin harimi hususunda ihtilaf ederek Resulullah aleyhissalatu vesselam'a basvurdular. Resulullah aleyhissalatu vesselam agacin olculmesini emir buyurdular. Yedi veya bes zira oldugu tesbit edildi. Aleyhissalatu vesselam (harimin) o kadar olmasina hukmetti."
Ebu Davud, Akdiye 31, (3640).

KATILDEN NEHY

4888 - Said Ibnu'l-As radiyallahu anh hazretleri Ibnu Omer radiyallahu anhuma'dan naklen anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mu'min, haram kana bulasmadikca dininde genislik icindedir."
Said Ibnu'l-As der ki: "Ibnu Omer radiyallahu anhum (Resulullah'in sozunden sonra sunu) soylediler: "Kisi, nefsini bulastirdigi takdirde, kurtulusu olmayan cok ciddi amellerden biri, haksiz yere haram kan dokmesidir."
Buhari, Diyat 1.

4889 - Muaviye Ibnu Ebi Sufyan radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Her gunahi Allah'in magfiret buyurmasi muhtemeldir. Ancak bilerek mu'mini olduren veya kafir olarak olen kimse haric..."
Nesai, Tahrim 1, (7, 81).

4890 - Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Mu'minin oldurulmesi, Allah katinda, dunyanin zevalinden daha buyuk (bir hadise)dir."
Nesai, Tahrim 2, (7, 83).

4891 - Ebu'l-Hakem el-Beceli anlatiyor: "Ebu Hureyre ve Ebu Said radiyallahu anhuma'yi dinledim. Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini muzakere ediyorlardi:
"Eger sema ve arz ehli bir mu'minin kanini (haksiz yere dokmede) istirak etselerdi, Allah her ikisini birden cehenneme atardi."
Tirmizi, Diyat 8, (1398).

4892 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Iman, ihanetle oldurmeye bagdir, mu'min ihanet suretiyle oldurulmez."
Ebu Davud, Cihad 169, (2769).

4893 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Yeryuzunde haksiz yere oldurulen bir insan yoktur ki katilin gunahindan bir misli Hz. Adem'in ilk ogluna (Kabil'e) gitmemis olsun. Cunku o, haksiz oldurme yolunu ilk acandir."
Buhari, Diyat 2, Enbiya 1, I'tisam 15; Muslim, Kasame 27, (1677); Tirmizi, Ilm 14, (2675); Nesai, Tahrim 1, (7, 82).

4894 - Yine Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Kiyamet gunu) bir adam bir baskasinin elinden tutmus olarak gelir ve:
"Ey Rabbim! Bu, beni oldurdu!" der. Aziz ve celil olan Allah da:
"Onu niye oldurdun?" diye sorar. Adam:
"Izzet senin icin olsun diye oldurdum!" der. Rab Teala:
"Izzet benim icindir!" buyurur. Bir baska adam da bir baskasinin elinden tutmus olarak gelir ve:
"Ey Rabbim! Bu, beni oldurdu!" der. Aziz ve Celil olan Allah:
"Onu niye oldurdun?" diye sorar. Adam:
"Izzet falancanin olsun diye oldurdum!" der Rab Teala:
"Izzet falancanin degildir!" buyurur. Adam (oburunun) gunahiyla doner."
Nesai, Tahrim 2, (7, 84).

4895 - Mikdad Ibnu'l-Esved radiyallahu anh'in anlattigina gore soyle demistir:
"Ey Allah'in Resulu! Ben kuffardan bir adama rastlasam ve aramizda mukatele ciksa. O kiliciyla vurup elimin birini kesip atsa. Sonra adam (sikisip) bana karsi bir agaca siginsa ve:
"Allah icin musluman oldum!" dese, bu sozunden sonra ben onu oldurebilir miyim?" Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Hayir! Sakin onu oldurme" buyurdu. Ben israr ettim:
"Ama ey Allah'in Resulu! O benim bir elimi kesti ve sonra musluman oldugunu soyledi" dedim. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Hayir! Sakin onu oldurme, eger oldurursen, o adam, sen onu oldurmezden onceki senin makamindadir ve sen de, onun soyledigi kelimeyi soylemezden onceki durumunda olursun!" buyurdular."
Buhari, Diyat 1, Megazi 11; Muslim, Iman 155, (95); Ebu Davud, Cihad 104, (2644).

4896 - Harise Ibnu Mudarrib anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Furat Ibnu Hayyan'in oldurulmesini emretti. Bu adam Ebu Sufyan'in casusu ve ayni zamanda Ensar'dan bir zatin halifi (muttefiki) idi. Derken o, ensar'dan mutesekkil bir halkaya ugradi ve: "Ben muslumanim!" dedi. Bunun uzerine:
"Ey Allah'in Resulu! Furat Ibnu Hayyan "Ben muslumanim" diyor!" denildi. Resulullah aleyhissalatu vesselam da:
"Sizden bir kisim erkekler var. Kendilerini (dilleriyle itiraf ettikleri) imanlarina havale ediyor(soylediklerini tasdik ediyor)uz. Iste onlardan biri de Furat Ibnu Hayyan'dir!" buyurdular."
Ebu Davud, Cihad 109, (2652).

KATLIN MUBAH OLDUGU YERLER

4897 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah'tan baska ilah olmadigina ve benim de Allah'in Resulu bulunduguma sehadet eden kimsenin kani, uc hal disinda helal degildir:
-Zina yapan dul.
-Cana can kisas.
-Dinden cikip cematten ayrilan."
Buhari, Diyat 6; Muslim, Kasame 25, (1676); Ebu Davud, Hudud 1, (4352); Tirmizi, Diyat 10, (1402); Nesai, Tahrim 5, (7, 90, 91), Kasame 5, (8, 13).

4898 - Muharik anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam gelerek: "Ey Allah'in Resulu! Bir adam gelip malimi almaya kalkarsa (ne yapayim)?" dedi.
"Ona Allah'i hatirlat!" cevabini verdi. Adam tekrar:
"Hatirlamazsa! (ne yapayim?)" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Etrafindaki muslumanlardan yardim talep et!" buyurdu. Adam:
"Etrafimda hic musluman yoksa ne yapayim?" dedi.
"Oyleyse sultandan yardim iste!" buyurdu. Adam:
"Sultan benden uzaksa?" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Bir ahiret sehidi oluncaya veya malini koruyuncaya kadar malin icin mucadele et!" buyurdular."
Nesai, Tahrim 21, (7, 113).

4899 - Cundub radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sihirbaza tatbikedilecek hadd cezasi kilicla vurmaktir."
Tirmizi, Hudud 27, (1460).

4900 - Abdurrahman Ibnu Sa'd Ibnu Zurare'nin anlattigina gore, kendisine, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in zevcelerinden Hz. Hafsa radiyallahu anha'nin mudebber kildigi bir cariyesi, kendisine sihir yaptigi icin, sihri sebebiyle oldurtmustur."
Muvatta, Ukul 14, (2, 871).
 
Üst Alt